Table Of ContentAkademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 189-202
Yüksel ÇELİK1
SEYYİD ŞERİF CÜRCÂNÎ’NİN ARAP DİLİ ve BELÂGATI
ALANINDAKİ ÇALIŞMALARI
Özet
Seyyid Şerîf Cürcânî (ö. 816/1413) İslâm düşünce tarihinde hicrî sekizinci, milâdî
on dördüncü yüzyılın ikinci yarısıyla, hicrî dokuzuncu, milâdî on beşinci yüzyılın
ilk çeyreğinde yaşamış önemli bir düşünür ve bilim adamıdır. Çok yönlü
araştırmacı ve yazar olan Seyyid Şerîf, mantıkçı-dilci oluşu sebebiyle sekizinci
yüzyılın belâgat ilminde mantık ekolünün takipçilerinden biri olarak
görülmektedir.
Seyyid Şerif Cürcânî ve Sa’düddîn Teftâzânî (Ö. 792/1390) hicri sekizinci yüzyılda
yaşamış, çok yönlü araştırmacı ve yazar olan meşhur İslam alimlerinden
sayılmaktadırlar. Özellikle Arap dili ve belâgatı, kelam ve mantık alanında şöhret
kazanmışlardır. Her iki ilim adamı da mantıkçı-dilci oluşları sebebiyle, Belâgat
ilminde mantık ekolünün takipçilerinden sayılmaktadırlar. Timur, bu iki ilim
adamının yaşadıkları beldeleri ele geçirdikten sonra, her ikisini de beraberinde
Semerkant’a götürmüştür. Timur, huzurunda bu iki ilim adamını tartıştırmıştır. Bu
tartışmalardan biri belâgat ilmiyle ilgili, istiâre-i temsîliyye konusunda olmuştur.
Bu tartışma İslam aleminde büyük bir yankı bulmuş ve yüzyıllar boyunca İslam
alimleri arasında tartışma konusu olmuştur.
Bu makale, Seyyid Şerif Cürcânî’nin Arap dili ve belâgatı Alanındaki
Çalışmalarının incelenmesini ve Arap dili ve belâgatı açısından taşıdığı önemi
ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Anahtar Kelimeler: Seyyid Şerîf Cürcânî, Arap Dili, Belâgat.
SAYYİD SHARİF JURCÂNÎ'N STUDİES İN AREA the ARABİC
LANGUAGE and RHETORİC
Abstract
Sayyid Sharif Jurjânî (d.816/1413) A Scholar and scientist in the history of Islamic
thought lived in the second half of the 8th, first half of the 9th centuries after Hijrah
(second half of the 14th and first half of the 15th centuries AD). Sayyid Sharif
1 Yrd. Doç. Dr., Erciyes Üniversitesi, Arap Dili ve Belâgatı ABD., [email protected]
Yüksel Çelik 190
Jurjânî was a prolific researcher and author. Due to his deep knowledge in logic
and linguistics he is regarded as one of the followers of the logic school in the
science of Rhetoric in the eight century AH.
Sayyid Sharîf Jurjânî and Sa’duddîn Taftazânî (d.792/1390) who lived in the
eight century were considered as prolific researchers and authors among the well
known Islamic scholars. They gained prominence especially in the fields of Arabic
language and Rhetoric, Kalâm and Logic. Due to the fact that they are well versed
in logic and language they are considered to be the followers of logic school in the
science of Rhetoric. After conquering the lands of their abode Temur took the two
scholars with him to Samarkand and had literary debates arranged in his presence.
One of these debates was on the topic of istiâre-i tamsiliyya (Representative
metaphor ). This debate attracted the attention of Islamic World and the topic was
debated by Muslim scholars during the following centuries
In this article we aimed at studying Sayyid Sharif Jurjânî We tried to examine this
work from several perspectives and to demonstrate its importance vis a vis Arabic
linguistics and Rhetoric.
Key words: as Sayyid Sharîf al-Jurjânî, Arabic linguistics, Rhetoric.
GİRİŞ
Klasik biyografi kaynaklarında Cürcânî’nin, aklî ilimlerden mantık, felsefe; naklî
ilimlerden kelâm, hadîs, tefsir, fıkıh, tasavvuf; alet ilimlerden belagat, vad’ ilmi2 ( عضولا ملع),
Arap dili; deneysel bilimlerden astranomi ve geometri (hendese) gibi çeşitli bilim dallarında irili
ufaklı yüzden fazla eser kaleme aldığı kaydedilmektedir. Bu ilim sahalarında yazılmış şerh,
haşiye, talik ve risaleler olduğu gibi, müstakil kitap çalışmaları da bulunmaktadır. Söz konusu
eserlerini Cürcânî, hem Arapça hem de Farsça olarak telif etmiştir. Bu eserlerin büyük bir kısmı
günümüze kadar ulaşmış olmakla birlikte, çok az sayıda eseri basılabilmiştir. Cürcânî, Arap dili
ve belâgatı alanında yirmi beş eser kaleme almıştır. Cürcânî’nin söz konusu bu 25 eserlerinden
bahsederek onların hangisinin basıldığı, hangisinin yazma olarak hangi kütüphanelerde
bulunduklarını, ulaşabildiğimiz bilgiler çerçevesinde izah etmeye çalışacağız.
Cürcânî’ye atfedilen kitap, şerh, haşiye ve risalelerin büyük bir kısmı, klasik
literatürlerde, özellikle tabakat ve biyografi kaynaklarında hayatı, ilmî seyahatleri, hocaları ve
öğrencilerine dair bilgi ve verilerin yanı sıra zikredilmektedir. Ona ait eserler zikredilirken, bu
eserlerin mukaddimesi ile ilgili kısa, fakat önemli bilgiler de verilmektedir. Söz konusu
bilgilerin önemli bir bölümünü ihtiva etmesi bakımından, Muhammed Abdulhay el-Leknevî’nin
Hanefi âlimlerinin hayat ve eserlerini konu edinen el-Fevâidu ‘l-behiyye fi terâcimi ‘l-hamfiyye
adlı eserini burada zikredebiliriz. Cürcânî’nin eserlerinin büyük bir kısmını içermiş olması
hasebiyle sözü edilen kitap, Leknevî’den sonra gelen tabakat âlimlerinin başvuru kaynağı
olmuştur. Aynı şekilde, Cürcânî’nin kitaplarının büyük bir kısmı, Hacı Halife, Mustafa b.
Abdillâh Kâtip Çelebi’nin Keşfu’z-zunûn adlı kitabının çeşitli yerlerinde kısa açıklamalarla
2 Cürcânî, Adududdîn el-îcî’nin vad’ ilmine dair yazdığı risalesine bir şerh kaleme almıştır. Söz konusu şerhinde
Cürcânî, kelimenin hangi manaya uygun düşecek şekilde ne şekilde ve neye göre vaz edildiğini ve bu işlemin nasıl
gerçekleştrildiğini özet bir şekilde ortaya koymaya çalışmaktadır. Bu konuda bkz., Şerhu’r-Risâleti’l-vad‘iyye, Atıf
Efendi Kütüphanesi, Yazma, (t.y.) vr. 44-47; Gümüş Sadreddin, Seyyid Şerîf Cürcânî’nin Arap Dilindeki Yeri, Fatih
Yayınları, İstanbul 1984, 157; Abdullayev, Övezmuhammet, Seyyid Şerîf Cürcânîde Tanrı-Alem Tasavvuru Uludağ
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Doktora Tezi; Bursa 2005, 33.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 189-202
191
Seyyid Şerif Cürcânî’nin Arap Dili ve Belâgatı Alanındaki Çalışmaları
zikredilmekte ve bu eser, Cürcânî’nin eserlerini tespit etmede çok önemli bilgiler içermektedir.
Bunun dışında, Cürcânî’nin hayatına dair yazı yazan diğer tabakat ve biyografi
kitaplarında ona ait kitap, şerh, haşiye ve risalelerin pek çoğu zikredilmekte ve kısa bilgiler
verilmektedir. Cürcânî’nin eserlerine dair bilgiler veren klasik kitapların bir kısmı şunlardır:
Muhammed b. Alî eş-Şevkânî’nin el-Bedru’t-tâli’ adlı biyografik eseri, Şemsuddîn Muhammed
b. Abdirrahmân es-Sehâvî’nin ed-Davu’l-lâmi’ f i a’yâni’l-karni’t-tâsi’ adlı kıymetli onomastik
ve biyografik eseri, Celâluddîn Abdurrahmân b. Ebî Bekr es-Suyûtî’nin Buğyatu ‘l-vuât fi
tabakâti ‘l-luğaviyyîn isimli linguistik ve filoloji ile uğraşanların hayat ve eserlerini konu edinen
eseri, Takıyyuddîn İbn Abdilkâdir el-Hanefi et-Temîmî’nin et-Tabakâtu ‘s-seniyye fi terâcumi
‘l-hanefiyye namı ile kaleme aldığı Hanefi âlimlerinin hayatlarım konu edinen tabakat kitabı,
Bedruddîn Mahmud ‘Aynî’nin ‘Ikdu’l-cumân fî tarihi ehli’z-zemân adı altında meydana
getirdiği tarih ve biyografi kitabı, İsmâîl Paşa el-Bağdâdî’nin Hediyyetü’l-‘ârifîn esmâi’l-
muellifin ve âsâri’l-musannifîn isimli çok değerli tabakat eserleri, Mirza Muhammed Bakır el-
İsfehânî’ye ait Ravzâtu’l-cennât fi ahvâli’l-ulemâ ve’s-sâdât olarak bilinen âlimlerin
hayatlarının özet bir biçimde sunumunu yapan değerli biyografi kitabı, Taşköprüzâde Ahmed
Efendi’ye ait Mesâliku ‘l-halâsfi mehâliki’l-havâs, Mevzuattı ‘l-ulûm ve eş-Şakâyiku‘n-
numâniyye gibi pek çok kitap Seyyid Şerîf Cürcânî’nin hayatı ve eserlerine dair çok değerli veri
ve bilgiler vermektedi.3
Seyyid Şerîf Cürcânî’nin hayatı ve eserlerini konu edinen klasik döneme ait temel
tabakat ve başvuru kaynaklarının yanı sıra, yakın dönemde telif edilmiş çok sayıda modern
çalışma da bulunmaktadır. Öte yandan, Cürcânî’nin hayatını konu edinen ve onun eserlerinden
bahseden müstakil nitelikli çalışmalar da yapılmıştır. Ancak, söz konusu müstakil çalışmaların
sayısı, üzülerek söyleyebiliriz ki, çok azdır ve muhteva bakımından da yetersizdir.4
Bunlara ilave olarak batı dünyasında yayımlanan Encyclopedy of İslâm, Türkiye
Diyanet Vakfı’nın hazırlamakta olduğu İslâm Ansiklopedisi, şu anda İran’da yayımlanmaya
devam eden Dâiretu ‘l-Meârifi Teşeyyu gibi ansiklopediler, Seyyid Şerîf Cürcânî’nin hayatı ve
çalışmalarına dair bilgilerin yanı sıra onun kişiliği, eserleri, ilmî hayatı, hocaları ve
öğrencilerine dair değerli bilgiler ihtiva etmektedir.
Seyyid Şerif Cürcânî’nin Arap Dili ve Belâgatı Alanındaki Çalışmaları5
1. el–Misbâh. Fî Şerhi’l-Miftâh (el–Mısbâh Şerhu’l-Miftâh ,el–Mısbâh Şerhu’l-Kısmi’s-Sâlis
Min Miftâhi’l-’ulûm, Şerhu’l-Kısmi’s-Sâlis Mine’l- Miftâh )
es-Sekkâkî’nin ulûm–i arabiyye’ye dair Miftâhu’l–‘ulûm ismindeki eserinin üçüncü
(belâğat) kısmının şerhidir Miftâhu’l–‘ulûm’un en güzel üç şerhinden biri olarak kabul edilen6
bu eseri Cürcâni, Semerkand’da ders okuturken, talebelerin isteği üzerine hicri 803 yılının
3 Abdullayev, a.g.e., 34 (Dip not 58).
4. Abdullayev, a.g.e., 35.
5 Bu makaleyi kaleme alırken; " es-Seyyid eş-Şerif el-Cürcânî’nin «el-Misbâh fî Şerh el-Miftâh» Adlı Eserinin
Tahkik Ve Tahlili (Edisyon Kritik)" adlı doktora çalışmamdan yararlandım.
6 Diğer ikisi ise, Kutbuddîn eş–Şîrâzî (ö. 710/1310) ile et–Teftâzânî (ö. 792/–1390)’nin yazdıkları şerhlerdir.
(bkz.(Kātip Çelebi, Hācî halîfe, Keşfu’z-zunūn an esāmi’l-kutub ve’l-funūn, Beyrut: Dāru’l-fikr, 1982, II,
1763).
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 189-202
Yüksel Çelik 192
Rabi’u’l–âhir ayında kaleme almış ve aynı yılın Şevvâl ayının ortalarında bitirmiştir7.
Cürcâni’nin bu eseri, Teftâzâni’nin el–Mutavvel’ine nazire olarak yazdığı, buna rağmen
el–Mutavvel’in itibârını kaybetmediği rivayet edilmektedir. Cürcâni’nin, bu şerhi niçin
yazdığını ve eserde ne gibi işlemler yaptığını ifâde etmesi, aynı zamanda müellifimizin edebî
şahsiyetini ve edebî zevkini göstermesi bakımından mühim olduğu için, esere yazdığı
mukaddimesini buraya alıyoruz:
ميحرلا نحمرلا الله مسب
ينعتسن هبو لكّوتن هيلع
.ناهبرلا عئارذب نياثلما قئاقح نم هيلع انتعلطأو .نايبلا عئادبب نياعلما قئاقد نم هيلإ انتيده ام ىلع مهللا كدمنح
هباحصأو ماركلا هلآ ىلعو ،منالأا ديس دممح ننادع نيب نم راتخلما كلوسرو ،نيادلأا فرشبأ ثوعبلما كيبن ىلع يلصنو
ّ ّ
ِ
.مايقلا موي لىإ ناسحبإ مهوعبّتا نيذلاو ،ماظعلا
ِ ِ
لّلذي احرش مولعلا حاتفم نم لاثلا مسقلل ّترُأ نأ ،دللَل في رادو ،،ردص في لاج الماط دقف :دُعبو
ِ ِ ِ ِ
نامزلا فورص هنيبو نييب لوتح ناكو .رارسلأا نئازَ هيف حُ ضوُأو ،راكفلأا جئاتن هيف دُقُ ْنلأ ،هلباقلن هتاردّلمُُ نع طُ ييُُو ،هلباعص
ِ ِ
نومويح ،دابكلأا ىشل ْطلع اماوقأ كانه تدجوف ،رهنلا ءارو ام لىإ لاتحر لابا رمعلا رَآ في تيلتبا تىح ،نثَلدْلحا بوطَو
ىلع اوديج ملف ،داشرإ لاب هجلُُ في اوضاَ دق دادسلا نع ينفرحنم نيرَآو ،لايبس هدراوم لىإ نودتهي لاو ،باتكلا لوح
ل
لوَدم اهلثمأو حورج اهرثكأ حورش ىلع ينئكتم هبيلاسأ تكن نع فشكلاو ،هبيكارت لح في اوناكو ،لايلد هدئارف
ِ
حراطمو مهراظنأ حراسم اهوذتخا دق ،ءام نآمظلا هبسيح ةعيقب بارسك ،ءاور ليلغل لاو ءافش ليلعل اهيف ىرت لا ،حورمجو
ل
لاو رامعلأا نوُعِّيضل ُت ماروأ اذ نونمستستو مارضِ لاب نوخُ فُنت ءيش ىلع متسل باتكلا لهأ يا :مله انلقف .مهراكفأ
،ءاشر لاب رئبلا نم حزانك وأ ،ءالما لىإ هيفك طسابك لاإ متنأ ام ،رمعلف .اعنص نونستح مكنأ نوبستحو ،راونلأبا نوئيضتست
ل
ِ
اذه نّإ :اولاقو .بارطضاو ةيرح في اوعقوف .ءاقشلا نم مكيجنت ةراتج ىلع مكلدأ لهف .ءامسلا لىإ يقرلل لاطك لب
ُ
.ينقداصلا نم تنك نإ ةيبآ انتأف .ينلولأا انئباآ في اذبه انعسم ام .باجع ءيشل
ّ ُ
كندل نم نادزف .ينبلما قّلحا نم ناءاج ابم انمآ :اولاقو .ينعضاَ اله مهقانعأ تّلظف ،ىبركلا انتياآ نم مهانيرأف
7 Cürcâni, el-Misbâh, Nurosmâniye ktp., nr. 4469, vr. 238b, müstensih kaydı. (Kâtip Çelebi 804 tarihinde te’liften
fâriğ olduğunu kaydederse de, Keşf, nâşiri parantez içinde 803 tarihini vermektedir. Bkz., a.g.e., 2/1763);
Gümüş,a.g.e., 165.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 189-202
193
Seyyid Şerif Cürcânî’nin Arap Dili ve Belâgatı Alanındaki Çalışmaları
ِ
مهيجنُي ام مهيلع يلْنُُ ،مبهرآم نيدم ءاقلت انهجّوتو ،مهبلاطم رلط ش رظنلا باكر انهجّوف .ادشر نارمأ نم انل ءْيِّهلو ،املع
دئاوفلا دعاوق هيف دِّيشلُن .للاَإ لاب ةقِنومُ تاراشإو ،للامإ لاب ةحضِومُ تارابع في ،لاون لزجبأ مهيظِْيحُو ،للاضلا نع
زييتمو ،باوصلا صيخلت ىلع نيرصتقو ،هدقْل ن في لصاح لاو ،هدّر في لئاط لا امع ينضرعم ،دئاوعلا دئاوم هيف دهِّلنُُو
نّإف ،مه ام ليلقو .هسُ فن فاستعلاا نم ملصِ ُعو ،هُعبط فاصنلإا ىلع لِبجُ يّكذ لك لىإ نيم ةيده ،بابللا نم رشقلا
نودسيح وأ .لايبس لضأ مه لب ،ماعنلأاك كئلوأ ،اثيدح نوهقفي نوداكي لاف ،ةّنكأ مبهولق ىلع امإ -ىرت امك- مهرثكأ
بزح كئلوأ .اسيلدتو اسيبلت اودارأو ،هب اورفك قلحا نم اوفرع ام مهءاج اذإف .هلضف نم الله مهتاآ ام ىلع سانلا
.نورسالخا مه ناطيشلا بزح نّإ لاأ .ناطيشلا
8
.بآلما كيلإو أدبلما كنم ،باهّولا تنأ كّنإ ،ةحمر كندل نم انل هو ،انتيده ذإ دعب انبولق غزت لا انّبر
Cürcânî’nin bu eseri, şark İslâm aleminde çok tutunmuş, özellikle Osmanlı
medreselerinde, medreselerin kapatıldığı 1924 tarihine kadar belâgat ders kitabı olarak
okutulmuştur. Bu eserin okutulduğu medereselere Miftâh (Otuzlu) Medreseleri denilmiştir9.
Ulemâ arasında bu kadar tutunmuş olan bu esere birçok ilim adamı hâşiye ve ta’lika yazmıştır10.
Bu esere başlıca hâşiye yazanlar şunlardır:
Şemseddin el–Fenârî (ö.834/1430), ‘Ali b. Muhammed el–Musannifek (ö.871/1466),
Şemseddin Muhammed eş–Şirvânî (ö.892/1487), Lütfullah b. Hasan et–Tokâdî (ö.900/1495),
Yûsuf b. Huseyn el–Kirmastî (ö.906/1500), Şeyh Sinan diye tanınan Yûsuf el–Hûmeydi
(ö.911/1505), Seyidî el–Humeydî (ö.912/1513), Muhyiddîn Muhammed b. Hasan es–Samsûnî
(ö.919/1516), Aydınlı Kara Bâlî b. Seyyidî (ö.929/1523), Merzifonlu Kutbuddîn (ö.930/1524),
Muslihuddîn Mustafa b. Halil (ö.935/1528), Paşa Çelebi el–Yegânî (ö.938/1531), İbn Kemâl
Ahmed b. Süleyman (ö.940/1533), Molla Fenârî’nin torunlarından Muhyiddîn Muhammed b.
‘Ali (ö.954/1538), Muhammed b. Ahmed Hâfızuddîn el–‘Acemî (ö.957/1550), Taşköprîzâde
Ahmed b. Mustafa (ö.962/1555), Arapzâde Muhammed b. Muhammed (ö.9369/1561), Sâlih b.
el–Kâdî Celâl (ö.973/1565), Tâcuddîn İbrâhîm b. ‘Abdillah (ö.988/1580), eş-Şeyh Ramazan
Efendi (ö.979/1571), Abdurrahman b. Saçlı Emir (ö.987/1579), Kadızade Şemseddin Ahmed b.
Bedreddin Mahmud (988/1580), Muhammed b. Sinâniddîn Yûsuf (ö. 989/1587), Muhammed b.
Sarıgürz (ö. 990/1582), Zekeriyâ b. Bayram el–Ankaravî (ö. 1001/1593) dir. 11.
Zamanımıza kadar gelmiş olan bu eserin yazma nushaları kütüphânelerimizde bol
miktarda mevcuttur.En önemli yazmalarını şöylece sıralaya biliriz:
8 Seyyid Şerîf Cürcani, el-Misbâh, 1b.
9 Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, Osmanlı Devletinin İlmiye Teşkilâtı, Ankara 1965, 19; Gümüş, Sadreddin, Seyyid Şerîf
Cürcânî’nin Arap Dilindeki Yeri, Fatih Yayınları, İstanbul 1984, 165-168.,
10 Bkz, Gümüş, a.g.e., 168
11 Bkz. Gümüş, a.g.e.,168 (Dip not 152); Bu esere hâşiye yazanlar hakkında daha geniş bilgi için bkz. Kātip Çelebi,
Hācî halîfe, Keşfu’z-zunūn an esāmi’l-kutub ve’l-funūn, Beyrut: Dāru’l-fikr, 1982 , 2/176 vd.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 189-202
Yüksel Çelik 194
1. Turhan Valide Sultan Müellif Hattı Nüshası. Slm, ktp., Turhan Sultan blm., nr. 287/1,. 1b–
128b vrk., bb st., 280x170, 230x130 mm, arap yazısı, mukavva cilt, sırt ve kenarlar meşin,
şirâzeli ve miklepli. el - Misbâh’ın bu nushasının kapağında müellefin kendi hattı olduğu
yazılıdır. Aynı şekilde eserin sonuna Cürcânî’nin kendisinin kaleme aldığı Haşiye ‘ale’l-
Misbâh (Haşiye ’alâ Şerhi’l-Miftâh) ilâve edilmiştir.12 Bu hususta bizi kesin neticeye
ulaştıracak deliller olmakla beraber, eserin birçok yerinde birkaç satır birden çizme ve
karalamalar mevcut olup, sık sık kenarlara çıkılarak kayıtlar yapılmış ve " حيحص " ‘doğrudur’
kelimesinin kısaltımış şekli olan "حص" işâreti konulmuştur ki, bunlar da eserin, mülelifin kendi
hattı ile yazılmış olduğuna delil olabilir.
Kitabın baş tarafından bir yaprak zayi olmuş, bu kısım, sonradan yazılarak ilâve
olunmuştur. Sonunda ise, eserin Semerkand’da hicrî 803 yılı Şevvâl ayının ortalarında te’lîfinin
bitirildiği kaydedilmektedir.
2. Müellif Hattına Tarih Olarak En yakın Olan Fatih Nüshası: Sülm. Ktp., Fâtih blm., nr.
4646. 266 vrk., 29 st., 160X75, 230X135 mm, Ta’lîk, mukavva cilt, miklepli, şemseli, şirazeli
(dağılmış), Muzaffer b. Zeyn et–Terâri, 20 Zilkade, Cuma, 809 h., Semerkand.
Bu nüshanın kenarları haşiyeli sonunda Cürcânî’nin Semerkand âlimleriyle yaptığı ilmi
münazarayı ihtiva eden üç sahifelik Arapça bir risâle vardır. Risâlenin müellifi, Cürcânî’ye
Üstâd, et-Teftâzânî’ye, Fâzıl ifadelerini kullandığına göre bu eseri Cürcâni’den okumuş
olmalıdır.
Bunların dışında Süleymaniye, ktb, Nurosmaniye ktp., ve Selim Ağa ktp. de yüze yakın
nüshası daha mevcuttur.
Bu eser, ilk olarak hicrî 1240/1825 de İstanbul’da basılmıştır.İkinci baskısı Mısır’da
hicri 1302/1885 de yapılmış olup 160 sayfadan ibarettir. Son olarak Farsça’ya tercüme edilmiş
ve hicri 1274/1857 yılında İranda basılmıştır13. el-Misbâh’ın bu baskılardan herhangi birisini
çok araştırmamıza rağmen elde edemedik.
2. Hâşiye ‘ale’l - Misbâh (Hâşiyetu şerhi’l-Miftâh, Havâşî Şerhi’l Miftâh)
Es-Sekkâkî (ö. 626/1229)’nin ulûm–i arabiyye’ye dâir telîf etmiş olduğu Mifâhu’l–
‘ulûm adındaki eserin üçüncü bölümüne Cürcânî’nin kendisinin yazdığı şerhe hâşiyedir14.
Cürcânî bu eserini, öğrencilerinin el-Misbâh’ın bazı yerlerini anlamada zorluk
çektiklerini ifade etmeleri üzerine kaleme almıştır.
Cürcâni’nin 804/1401 yılında yazdığı bu eser, zamanımıza kadar gelmiş olup, yazma
nushaları kütüphanelerimizde mevcuttur15
12 Bkz., Slm, ktp., Turhan Sultan blm., nr. 287/2, 129a.–182b vrk.
13 Abdullah Muhammed el-Habeşî, Câmi’u’ş-Şurûh ve’l-Havâşî (Mu’cemun Şâmilun li Esmâi’l-Kutubi’l-Meşrûhati
fi’t-Turâsi’l-İslâmiyyi ve Beyâni Şurûhihâ), Abudabi,2004,3/1773; es-Sübkî, Taceddin, Tabakâtü'ş-şâfi'iyye, VI, 108;
İbnü Hacer, ed-Dürerü'l-kâmine, 2/322-323; es-Süyûtî, Büğyetü'l-vü'ât, II, 197; eş-Şevkânî, el-Bedrü't-tâli', I, 488-
489; el-Hânsârî, Ravdâtü'l-cennât, 497-499; Kâtip Çelebi, Keşfü'z-zünûn, II, 1763; Taşköprüzâde, Mevzû'âtü'l-
'ulûm, I, 236; Brockelman, Gal, 26216-217; a.mlf., Suplement, 2/305-306; Kehhâle, Ömer Rıza, Mu'cemü'l-
müellifhin, VII, 216; Ziriklî, el-A'lâm, V, 8; Yusuf ilyân Serkîs, Mu'cemü'l- matbû'âti'l-'arabiyye ve'l-mu'arrebe, I,
703.
14 Kâtip Çelebii, a.g.e., 2/1763; Gümüş, a.g.e., 163.
15 Bkz., Sülm, ktp., Fâtih bim, nr. 4581; Mahmut Paşa bim., nr. 333; Turhan Sultan bim, nr. 287/2; Ayasofya bim., nr.
4384.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 189-202
195
Seyyid Şerif Cürcânî’nin Arap Dili ve Belâgatı Alanındaki Çalışmaları
3. Haşiye ’âlâ Şerhi’l-Kâfıye16
Nahiv ilmine dair kaleme alınmış olan bu eser İstanbul’da Amire Matbaası’nda
basılmıştır.
4. Hâşiye ‘ale’l Mutavvel (,Hâşiyetu’ş-Şerhi’l-Mutavv el, Hâşiyetu’l-Mutavvel)17
Belagat ilmine dair olup, Celâluddîn Muhammed b. Abdirrahmân el-Kazvînî’nin (ö.
739/1338) Telhîsu’l-Miftâh adındaki eserine Sa’duddîn Ömer et-Teftâzânî’nin (ö. 793/1390) el-
Mutavvel ismiyle yazdığı şerhe bir haşiyedir.
el–Curcâni’nin, bu eserin mukaddimesinde bildirdiğine göre, Mutavvel’i bazı
talebelerine okuturken ona kısa hâşiyeler yazmıştı. Sonra talebelerinin ondan geniş ve tenkitli
bir hâşiye yazmasını istemeleri üzerine bu hâşiyeyi kaleme almıştır.18
Müellif eserinin mukaddimesinde, bu hâşiyenin birçok faydaları ihtivâ ettiğini ifade
eder. Bu cümleden olarak, şârihin maksadını açıklamak, delilleri tenkîh, hata ve yanlışlarda
uyarma, konu ile ilgili nükteleri açıklama vb. konuları ihtivâ eder. el–Curcâni bunları
bildirdikten sonra der ki: "Haksızlıktan uzak durur, insaf eteğine sarılırsan, bu eserde, belâğat
ilminin usûlünü araştırma husûsunda sana lâzım olacak bilgileri bulursun ve bu ilmin
teferruatını istediğin gibi elde edersin. Özellikle ta’rîfât konuları, ilm–i vad’ın bölümlerinin
tahkîki, harf’in manâsı, delâletin çeşitleri, ta’rîz ve istiârenin özünü kavrama husûsunda birçok
kimselerin zihinlerinin kaydığı yerler sana açıkça gösterilmiştir"19.
Arapça olan bu eser zamanımıza kadar ulaşmış olup, defalarca basılmış ve medreselerde
özellikle Osmanlı medreselerinde yüz yıllar boyunca edebiyât ve belâğat anlayışının ana
kaynağı olarak okutulagelmiştir. Özellikle İstanbul’da 1241/1825, 1270/1853, 1271/1854,
1289/1872, 1304/1886, 1309/1891, 1310/1892 yıllarında üç metin bir arada neşredilmiştir.20
Ayrıca el-Mutavvel ile birlikte Dr. Abdülhamid Hindâvî tarafından tahkik edilerek 2001/1422
yılında Beyrut’da bir cilt halinde basılmıştır.
5. Şerhu’l-Kâfiye (Kîpâî, eş-Şerîfiyye)21
Bu eser Farsça yazılmış olup, İbn Hâcib’in Kâfiye adlı nahiv (sentaks) ilmi ile ilgili
kitabına bir şerhtir. Zamanımıza kadar gelmiş olan bu eser, 1279/1862 tarihinde Kalküta’da22 ve
Şerhu’l-Mevâkıf ın basıldığı hicrî 1311/1893 senesinde de İstanbul’da neşredilmiştir23. Alî
Ekber Dihhodo, bu kitabın ismine neden Kîpâî dendiği hususunda bir rivayet nakletmektedir.24
6. Risale fi’s-sarf (Sarf-i Mîr, el-Mukaddime fı’s-sarf, Tasrîfu Seyyid)25
16 Seyyid Muhsin Emîn, A‘yânu’ş-Sîâ, IX, 151; Taşköprüzade, Mevzuat, I, 350
17 el-Habeşî, Abdullah Muhammed Câmi’u’ş-Şurûh ve’l-Havâşî (Mu’cemun Şâmilun li Esmâi’l-Kutubi’l-Meşrûhati
fi’t-Turâsi’l-İslâmiyyi ve Beyâni Şurûhihâ), Abudabi 2004, I, 624; Bağdadî, a.g.e., I, 729; Brockelmann, GAL, 354;
Suppl, II, 281.
18 Cürcani,,Hâşiye, ‘ale’l–Mutavvel, 2.
19 Cürcani, Hâşiye ‘ale’l–Mutavvel, 2, Gümüş,a.g.e., 163-164
20 Gümüş, a.g.e., 163-164; Abdullayev, a.g.e., s. 54-55.
21 Sehâvî, a.g.e., V, 329; Taşköprüzâde, Mevzuat, I, 183; Kâtip Çelebi, a.g.e., 1370; Brockelmann, GAL, I, 532;
Suppl, II, 306
22 Dâiratu’l-Meârifi Teşeyyu’ (nşr., Şehih Saîd Muhibbî), Tahran 1375 (h.ş.), V, 333
23 Eserin içeriği ile ilgili ayrıntılı bilgi için bkz., Gümüş, a.g.e., 162 (135. dipnottaki bilgiler)
24 Abdullayev, a.g.e., 55; Rivayetin ayrıntısı için bkz., Dihhodo, a.g.e., XVI, 323
25 Sehavi, a.g.e., V, 329; Leknevî, a.g.e., 130; Bağdadî, a.g.e., I, 729; Brockelmann, Suppl, II, 306
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 189-202
Yüksel Çelik 196
Fiil çekimi, isimler, harfler, sahih ve mutel fiiller, mücerred ve mezid fiiller gibi, dil
bilim terimleri daha çok morfolojik açıdan teferruatlı ve detaylı olarak incelenmiş, bundan
dolayı dil bilim kurallarını öğrenenler için bir el kitabı konumunda olagelmiştir. Günümüze
kadar gelmiş olan bu eserin birkaç kere basımı yapılmış olup ilk defa 1293 (h.ş.) senesinde
Tahran’da Câmiu’l-Mukaddimât mecmuası içinde Farsça, 1220/1805 senesinde Kalküta’da ve
1260/1844, 1288/1871 tarihinde Leknev’de olmak üzere neşredilmiştir.26
Cürcâni’nin metin olarak te’lif ettiği ve sahasında yazılmış değerli eserlerden biri
olması münasebetiyle, eserin planını vermede fayda mülâhaza ederek aşağıya aldık.
Sarf–ı Mir’in planı:
Bu eser, kısa bir giriş ve 24 fasıldan meydana gelmektedir. Giriş bölümünde isim, fiil ve
harf olarak kelime üç kısımda incelendikten sonra, Tasrîf’in ta’rîfi yapılır. Birinci fasılda ismin
binası süllâsî, rubâ’î ve humasî olarak üç bölümde, fiiller ise, sulâsi ve rubâ’î mucerred olarak
iki kısımda incelenirler. İkinci fasılda asıl harfı ziyade harften ayırma usûlü izah edilir. Üçüncü
fasılda sulâsi, rubâ’î ve humâsî mücerret isimler ile sulâsî ve rubâ’i mücerret fiillerin
sığalarından bahs edilir. Dördüncü fasılda aksâm–i seb’a denilen sahih, memmûz, mudâ’af,
misâl, ecvef, nakıs ve lefif olan fiil ve isimler incelenir. Beşinci fasılda mücerret mazilerin
muzârileri incelenir. Altıncı fasılda üç harflilerden fazla olan kelimeler anlatılır ve en meşhur on
bab zikr edilir. (Bunlar. İf’âl, Tef’il, Mufâ’ale, İfti’âl, İnfi’âl, Tefâ’ul, Tefâ’ul, İf’ilâl, İstif’âl ve
İf’ilâl bablarıdır). Yedinci fasılda Rubâ’î mücerret (Fa’lele babı) ile buna mezit olan üç bâb
(Tefa’lele, İf’anlele ve İf’alelle) anlatılır. Böylece klasik ders kitaplarında 35 bab olarak tanzim
edilmiş olan sarf ilminin bablarını el–Curcâni yirmi babda özetlemiştir.27
Sekizinci fasılda ismin çeşitleri anlatılır. Dokuzuncu fasılda sulâsî mücerred fiillerin
mâzî ve mustakbelleri şahıslara göre izâh edilir. Onuncu fasılda, muzâri, fiili ve çekimi yapılır.
On birinci fasılda, nasb ve cezm edatları izâh edilir. On ikinci fasılda emr–i hazır ve yapılışı;
lâzım ve muteaddî oluşlarına göre fiiller; fiilleri muteaddî, ma’lûm ve mechûl’e çevirme usulleri
anlatılır. On üçüncü fasılda emr–i hazırın mustabel fi’li mechûle çevirme usûlu izah edilir. On
dördüncü fasılda emr–i hâzır’ın mechûlünü yapma usûlü açıklanır. On beşinci fasılda te’kît
nûnundan bahs edilir. On altıncı fasılda sülâsî mücerretlerin ism–i fâil ve sıfat–i
müşebbehelerinin vezinleri verilir. On yedinci fasılda sülâsi mücerretten ism–i mef’ûl ve
mezitlerden ism–i fâil ve ism–i mef’ûl’un yapılışları açıklanır. On sekizinci fasılda zaman ve
mekân isimleri anlatılır. On dokuzuncu fasılda âlet isimleri izâh edilir. Yirminci fasılda Fe’ale
Yef’alu kalıbı ve gırtlak harfleri anlatılır. Yirmi birinci fasılda İf’âl babının hemzesinin çeşitli
mânâları anlatılır ve çekimler yapılır.28
Ayrıca bazı babların özellikleri izah edilir. Yirmi ikinci fasılda "Tefâ’ul" babının
özellikleri anlatılır. Yirmi üçüncü fasılda südâsî bablarla vasıl ve katı’ hemzeler anlatılır. Yirmi
dördüncü fasılda lâzım f’lin harf–i cer ile müteaddî olduktan sonraki durumu, çekimleri ve
Fâ’ale babının elifi ile İstef’ale babının sîn’inin, fili müteaddî kılışları açıklanır.29
Sarf–i Mir’in tesbit edebildiğimiz yazma nüshaları:
a. Sülm, ktp., Hacı Mahmut Efendi, bim., nr. 1077/4, 58b–77a vrk., bb. St. 190 x 140,
26 Dâiratu’l-Meârifi Teşeyyu, V, 333; Gümüş, a.g.e., 157; Suyûtî, a.g.e., 58.
27 Gümüş, a.g.e., 157-158.
28 Gümüş, a.g.e., 158.
29 Gümüş, a.g.e., 158.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 189-202
197
Seyyid Şerif Cürcânî’nin Arap Dili ve Belâgatı Alanındaki Çalışmaları
130 x 80 mm., nesih, istinsah tarihi h., 1121, meşin cilt, fasıl başları kırmızı mürekkeple
yazılmış, mühim yerlerinin üzeri kırmızı mürekkeple çizilmiştir.
b. Sülm, ktp., Crh. Blm, nr. 1443/4. 50–71 vrk., bb. St, 175 x 90, 115 x 50 mm., nesih,
muk. cilt, kenarları meşinli ve miklaplı.30
7. Şerh ’ ale’1-izzî (Şerhu’l –’izz î, Tasrîfu’l–‘izzî,)
‘İzzuddîn ‘Abdu’l Vehhâb b. İbrâhim ez–Zencânî’ (v. 654/1256) nin sarf ilmine dâir
te’lif etmiş olduğu Tasrîfu’l–‘izi veya kısaca’İzzi isimleriyle şöhret bulan risâlesine şerhtir.
Cürcâni, eserlerinin bir çoğunda olduğu gibi bu eserine de mukaddîme yazmadığı için,
eserin te’lifiyle ilgili herhangi bir bilgisiye sahip değiliz. Ancak, izzi, sarf ilminde te’lif edilmiş
muhtasar bir mukaddime ve çok veciz olmasına rağmen, bütün eserin talebe tarafından
anlaşılmasında güçlük çekileceği muhakkaktır. İşte el–Curcâni bu güçlükleri gidirmek
maksadıyla bu şerhi yazmış olmalıdır. Gerçi bu esere el–Curcâni’den önce et–Teftâzâni
tarafından güzel bir şerh yazılmıştı. Ancak, Cürcâni bunu kâfi görmemiş olmalıdır ki ikinci bir
şerh yazmaya ihtiyaç duymuştur. Nitekim meselelerin izahında Teftâzânî’den daha geniş bilgi
vermektedir31.
Cürcâni şerhine “kâle” lafzı ile müellifin ibaresinden bir veya birkaç cümle alıp,
‘’ekûlu’’ lafzı ile söze başlar ve açıklamalarını yapar. Müellifin kullandığı tüm ıstılahları lugat
ve ıstılah yönünden açıklar.Cümlelerdeki kelimelerin sarf ve nahiv bakımından birbirleriyle
olan münasebetlerini izah eder. Özellikle iştikakla ilgili meselelere geniş yer verir. Akıcı uslub
ve açık bir ibareye sahip olmasına rağmen aşırı derecede mantık kurallarına yer vermiş olması,
ikinci ve üçüncü illetleri zikir etmiş olması, bir noktada meselelerin derli toplu kavranmasına
engel olmaktadır.32
Sarf ilmine dair olan bu eser Dersaâdet’te (İstanbul’da) 1317/1900 tarihinde Şirket-i
Sahâfiyye-i Osmaniye Matbaası’nda yayımlanmıştır.
8. Şerhu’l-Kâfiye (Kîpâî, eş–Şerîfiyye)
Cürcâni’nin bu eseri, İbn Hâcib’in Kâfiye’sine Farsça yazılmış bir şerhtir.
Nahiv ilmine ilişkin olan bu eserin yazım dili Farsça olup Arap dili gramerinin Nahiv
(sentaks) bakımından analizi tafsilatlı olarak anlatılmaktadır. Şurûhu ‘l-kafiye sâzbân adı ile
Ebû Amr Cemâleddîn Osman b. Ömer b. Ebî Bekr İbnü’l-Hâcib’ın (ö. 646/1249) kaleme aldığı
eserini Cürcânî Arapçadan Farsçaya tercüme edip şerhetmiştir.
Zamanımıza kadar gelmiş olan bu eser33. h. 1279/1862 tarihinde Kalküta’da34 ve
Şerhu’l-Mevâkıf’ın basıldığı hicrî 1311/1893 senesinde de İstanbul’da önce Dâru’t-Tıbâati’l-
Âmire Matbaası’nda bir yıl sonrada 1312/1894 Osman Hilmi Karahisarlı Basımevi’nde
neşredilmiştir. Alî Ekber Dihhodo, bu kitabın ismine neden Kipâyi dendiği hususunda bir
rivayet nakletmektedir.35
30 Gümüş, a.g.e., s.158.
31 Gümüş, a.g.e., s. 158-159; Karşılaştır:. Cürcânî, Şerhu’l–İzzî, İstanbul 1992/ 1292; Teftâzânî, Şerhu’l–‘İzzî,
İstanbul 1968.
32 Gümüş, a.g.e., s. 159 (Dip not, 124).
33 Bu eserin yazma nushaları, Sülm, ktp., Bağdatlı Vehbi, Ef. Blm, nr. 1870; Dâru’l–mesnevî bim, nr. 502 de
mevcuttur. Bunların dışında diğer bölümlerde üç nüshası daha vardır.
34Dâiratu’l-Me‘ârifi Teşeyyu‘, V, 333.
35 Abdullayev, a.g.e., 55. Rivayetin ayrıntısı için bkz., Dihhodo, a.g.e., XVI, 323.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 189-202
Yüksel Çelik 198
9. Dîbâcetu Şerhi’l-Miftâh ( Dibâcetu’ş-Şerh li’1-Kısmi’s-Sâlis min Miftâhi’1-’Ulûm)
İki varaklık bu yazma Miftâhu’1-’Ulûm’a yazılmış mukaddimedir. Süleymaniye
kütüphanesinde kayıtlıdır.36
10. Şerhu’l-Emsile
Sarf (Morfoloji) ile ilgili olan bu şerh on baptan oluşmakta, fiiller maziden başlayarak
istifhama kadar olan bölüm incelenmekte ve bununla birlikte harfler ve kelimeler ayrıntılı ve
tafsilatlı bir şekilde ele alınmakta olup uzun süre Arapçayı öğrenen Farslar için ders kitabı
olarak okutulagelmiştir. Söz konusu şerh Tahran’da Câmiu’l-Mukaddimât içinde 1285 (h.ş.)
tarihinde neşredilmiştir.37
11. Hâşiye ‘ale’l–Mutavassıt (el–Vâfiye)
İbn Hâcib’in Kâfiye’sine es–Seyyid Ruknuddîn Hasan b. Muhammed el–Asterâbâdî el–
Huseynî (ö.717/1317)’nin yazdığı "el–Mutavassıf" adındaki şerhin hâşiyesidir. Curcâni
(muhtemelen) hayatının son dönemlerinde bu eseri yazmaya başlamış ve tamamlayamadan vefat
ettiği için, eser oğlu Muhammed tarafından ikmâl edilmiştir.38
12. Hâşiye ‘ale’l–Muveşşah
Şemseddin Muhammed b. Ebî Bekr b. Muhammed el–Hâbisî (ö. 801/1398)’nin el–
Muveşşah adındaki Kâfiye şerhine hâşiyedir39.
13. Haşiye ‘alâ Şerhi’l–Kâfiye
Kâfiye’ye en güzel şerh yazanlardan biri olan eş–Şeyh Radiyyuddin Muhammed b. el –
Hasen el–Asterâbâdi (v.686/1287) nin yazdığı şerhe hâşiyedir40.
Cürcâni’nin eserdeki metodu: Cürcânî, kavluhû lafzıyla Şârihin sözlerinden bir miktar
alarak, kelimelerin lugâvi manalarını verdikten sonra, cümledeki ifade ettiği manayı açıklar ve
örnekler getirir. Nahiv meselelerinde çeşitli ekollerin görüşlerini anlatır. Metinde şâhid olarak
şiir geçmişse, şiirin kime ait olduğunu bildirir. Tarifleri tahlil eder, gerekirse tenkitlerini serd
eder. Kaynak gösterildiğinde çok zaman müellifin ismini verip eserine yer vermez. Meselâ el–
Asma’i, el–Müberred, el–Kisâî, el–Ahfeş, el–Ferrâ, es–-Sekkâkî, ez–Zeccâc, İbnu’s–Sikkît ve
Ebû Ubeyd gibi meşhûr dilcilerin görüşlerini söyler ve sadece isimlerini zikretmekle iktifâ eder.
Kitap olarak Sibeveyh’in el–Kitâb’ı, ez-Zemahşerî’nin el–Keşşâf ve el–Mufassal adındaki
eseriyle Cevheri’nin es–Sıhâh adındaki lugat kitabından istifâde ettiğini tesbit etmiş
bulunmaktayız.41
Zamanımıza kadar gelmiş olup henüz basılmamış olan bu eserin yazma nushaları
kütüphânelerimizde mevcuttur42.
14. Nahv–i Mîr
36 Serez bölümü, nr. 3897 (vr. 44-45).
37 Abdullayev, a.g.e., s. 55.
38 Katip Çelebi, a.g.e., II, 1370; Gümüş, a.g.e., s. 159-160.
39 Kâtip Çelebii,, a.g.e., II, 1371.
40 Aynı eser, II, 1370.
41 Gümüş, a.g.e., s. 159-160.
42 Sülm, ktp., Lâleli bim., nr. 3236, 3773/9; H. Mahmut Ef, blm, nr. 6338/2; Esat Ef. Bim., nr. 3061; Ayasofya bim.,
nr. 4541 de bu eser’in yazmaları mevcuttur.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 189-202
Description:Çalışmalarının incelenmesini ve Arap dili ve belâgatı açısından taşıdığı talik ve risaleler olduğu gibi, müstakil kitap çalışmaları da bulunmaktadır.