Table Of ContentYERELDEN EVRENSELE SANATTA DİSİPLİNLER ARASI BİR
YAKLAŞIM UYGULAMASI
A PRACTICE OF INTERDISCIPLINARY APPROACH FROM LOCAL TO UNIVIRSAL
Orhan TAŞKESEN
Erzincan Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Resim İş Bölümü
[email protected]
Öz Abstract
Bu çalışmanın amacı, yerel ölçekte mevcut Aim of this study is to search the possibilities
olan bir zanaatın bilimsel ve kültürel veriler ışığın- of transforming an existing craft on a local scale
da sanatsal tasarımlara dönüştürülebilme olanak- into artistic designs in the light of scientific and
larının araştırılmasıdır. cultural data.
Araştırmanın Yöntemi, Uygulayıcının yeni bil- Method of study is liberating/developer/criti-
giler, beceriler ve deneyimler kazanmak ve kendi cal action research in which goal of helping practi-
uygulamalarına karşı eleştirel bir bakış açısı geliş- tioner obtain new knowledge, skills and experien-
tirmesine yardımcı olmak amacı güdülen özgürleş- ces and improve a critical point of view to his/her
tirici/geliştirici/eleştirel eylem araştırmasıdır. practices is pursued.
Araştırmada Erzincan ilinin doğal zenginliklerin- Natural riches, endemic flower types and cul-
den endemik çiçek türleri ve kültürel eserleri veri tural works of Erzincan were used as data in the
olarak kullanılmıştır. Bitki türleri ve tarihi eserler study. It is tried with an artistic approach to ques-
zanaat ve sanat birlikteliği ile yorumlanarak ilin tion the contribution of flower types and historical
kültürüne katkısı sanatsal bir yaklaşımla sorgulan- artifacts to city culture by interpreting them with
maya çalışılmıştır. Sanatsal araştırmada, zanaat ve the unity of craft and art.In the artistic study some
sanatın birlikteliği ile ortaya çıkan ürünün evrensel findings were found as such; work that appear
çalışmalara dönüşebilme olasılığının bulunduğu, with the unity of craft and art could transform to
zanaat, sanat ve bilim beraberliği ile daha özgün, universal one, more original, aesthetic and cultural
estetik ve kültürel yapıtların ortaya çıkabileceği, work could come to light with the unity of craft, art
bilimsel ve sanatsal bir bakışla zanaat ürünü olan and science, local craft works could have an artis-
yerel eserlerin el işçiliğinden öte daha sanatsal tic language rather than hand-workmanship with a
bir dile kavuşturulabileceği yönünde bulgular elde scientific and an artistic point of view.
edilmiştir. It was concluded that with the use of scien-
Bilimsel verilerin de kullanılması ile yerel zen- tific data it could be possible to transfer cultural
ginliklerin doğru kaynaklardan alınarak kültürel heritages to next generations as a visual work of
mirasın, gelecek nesillere görsel bir eser olarak arts by taking local richness from correct sources.
aktarılma olanaklarına kavuşabileceği sonucuna
ulaşılmıştır. Keywords Art, Craft, Erzincan Copper Smit-
Anahtar Kelimeler Sanat, Zanaat, Erzincan Bakır hing, Copper Engraved Plate, EndemicPlants
İşlemeciliği, El Teklisi, Endemik Bitkiler
G S FS A N A T D E R G İ S İ 15
Giriş
Bugün neyin sanat olduğu, neyin sanat ola- zamanda geçmişle de bağlarının kurulması ile ta-
rak kabul edilmemesi gerektiği üzerin kafa karı- rihsel ve kültürel zenginliği de sağlamış olur. Bu
şıklıklarının yaşandığı yadsınamaz bir gerçektir. kaygılarla yapılmış çalışmalar belki başlangıçta
Shiner’ in deyimiyle bugün neredeyse her şeye yerel ve geleneksel olarak değerlendirilen çalış-
“sanat” diyerek işin içinden sıyrılabiliriz ve sanat maları evrensele taşıyabilir.
sayılan şeylerdeki bu patlamanın sebeplerinden Burada özellikle disiplinler arası çalışmalara dik-
biri, bizzat sanat dünyasının “sanat”la “hayat”ın kati çekmek gerekebilir. Arapoğlu’ nun deyimiyle
yeniden birleştirilmesi hakkındaki eski bir temayı çokdisiplinliliğin bir adım ötesi olarak kabul edi-
gündeme almış olmasındandır (2013:19). İngiliz- len disiplinlerarasılık, belirli bir biçimde “gerçek
ce’deki “art” sözcüğünün, her türlü insani be- dünyanın” sistem sorunlarına işaret etmeye
ceriyi ifade etmek için kullanılan Latince ars ve odaklanmakta ve konu edinilen sorun ile ilgili
Yunanca techne sözcüklerinden türetilmiş olma- olarak çok çeşitli disiplinlerden katılımcıları yeni
sından (Arda ve ark., 2013:149; Shiner, 2013:22) bir bilgi yaratmak için sınırları aşmaya zorlamak-
bu ilişkinin geçmişinin çok eski çağlara dayandı- tadır.
ğını anlayabiliriz. Beceri ve zerafetin insan etkin-
liğinde birleştirildiği bu eski sanat anlayışın gü- “Disiplinlerarası” teriminin sözlük manası,
nümüzde artık unutulmuş bir yaklaşım olduğu bir iki veya daha fazla akademik disiplinin ya da in-
gerçektir. Bilindiği üzere “sanatçı” kelimesi XVI celeme alanının birleştirilmesi ya da kapsanması-
ve XVII. Yüzyıllardan önce ayakkabıcılar, kuyum- dır. Dolayısıyla disiplinlerarasılık, geleneksel aka-
cular yerine de kullanılırken, XVIII. yy.dan sonra demik disiplinlere göre yapılandırılmış bir bilgi
sanatçı güzel sanatlar eserlerinin yaratıcısı, “za- düzenlemesinin kullanımını varsayar. Disiplinle-
naatçı” ise faydalı şeyler yapan birisi olmuştur. rarası kavram olarak, iki veya daha fazla disiplini
Bugün geldiğimiz noktada Shiner (2013:32) “ Sa- birleştirmek ve kapsamak anlamına gelir (Cluck,
nat diye bir şeyin olmadığını… yalnızca sanatçıla- 1980; Kline, 1995).Disiplinleri birleştirmeyi amaç
rın olduğunu” söyleyerek modern güzel sanatlar edinen yaklaşım aslında sanat tarihinde yeni sa-
düşüncesinden yakamızı kurtaramayacağımızı; yılmaz. 20. Yy. başlarında ortaya çıkan teknolojik
çünkü bağımsız bir yaratıcı kimse olarak modern gelişmeler ve savaşların getirdiği yıkımlarla este-
sanatçı kavramının ta kendisinin XVIII. Yüzyıldaki tik anlayıştaki yeni eğilimleri göz ardı etmemek
güzel sanatlar ve zanaat kutupsallığının yerleş- gerekir. Aslında bu dönem de bahsedilen zanaat,
tirilmesinin bir parçası olduğunu ifade etmiştir. bilim, teknoloji ve sanat, yani hayata can veren
Oysa ki tüm disiplinlerin birbirinden faydalandığı tüm hayati organların birlikteliği belki de savaş-
günümüzde, çıkış noktasının aynı olduğunu bildi- ların verdiği yıkıma direnme adına bir araya geli-
ğimiz beceri ve zerafetin birbirinden uzaklaştırıl- yordu. Özelliklede Cezanne ile başlayan ve Picas-
ması manasızdır. Sanat ve sanat eğitimi üzerin- so, Braque gibi sanatçılarla devam eden sanata
de taşıdığı evrensel sorumlulukların gereği, tüm bilimsel anlayışın uygulanması fikri ile sanata bi-
disiplinlerden beslenmesi gerektiği kadar, beceri limsel bir bakış açısı sağlanmış oluyordu. Bu or-
ile arasındaki bağa da yabancılaşmamalıdır. tamda sanat eğitiminde bir çığır olarak görülen
Bauhause okulu 1919 yılında Almanya’da kuruldu.
Bu bağlamda sanat çalışmalarında ve sa- Bauhause anlayışı, uygulamalı sanatlar ile güzel
nat eğitiminde gittikçe unutulan sanat ve haya- sanatlar arasındaki engeli ortadan kaldırarak
tın ilişkilendirilmesi kaygısını yeniden yaşatmak her iki uğraş alanının karşılıklı etkileşmesine bir
doğru olmaz mı? Görsel kültür, görsel ve estetik ortam hazırlamıştır (Erkmen, 2009: 17). Bu yak-
deneyim, gelenek ve farklı disiplinlerden beslen- laşımla açılan okullardan biri olan Ulm Tasarım
mek hayatı sanatla birleştirmekle kalmaz aynı Yüksek Okulu, Bauhause düşüncesinin üzerine
16 G S FS A N A T D E R G İ S İ
pedogojik açıdan, tasarım eğitimine bilimselliği çıkan bilim, zanaat ve hayatı sanatla birlikte dü-
katmanın yanı sıra Alman endüstrisiyle yoğun bir şünme yaklaşımının yeni bir anlayış ve teknikle
ilişki içine de girmiştir (Celbiş, 2002009:177)Ba- yeniden sorgulanması bu araştırmada amaçlan-
uhause’un kurucusu WalterGropius kuruluş ma- mıştır. Araştırmada yerel ölçekte uygulanan bir
nifestosunda: “Mimarlar, Heykeltraşlar, Ressam- zanaatın bilimsel bir disiplinle ortaklığının ortaya
lar biz hepimiz zanaata dönmeliyiz. Çünkü sanat çıkardığı ürünler sanat eseri olarak sorgulanmış-
mesleği diye bir şey yoktur. Öz olarak sanatçı za- tır.
naatkarın yücelmesidir. Öyle ölçüsüz ve sınırsız Türkiye’nin Doğu Anadolu Bölgesinde orta
bir zanaatkarlar loncası oluşturmalıyız ki, sanatçı ölçekli bir il olan Erzincan’ ın zanaatının (el tekli-
ve zanaatkar arasındaki ayrılık ortadan kalksın. si) bir sanatsal bir teknik ve doğal, kültürel zen-
Geleceğin yeni yapısını hep birlikte istemeliyiz, ginliklerinin ise, bir sanat nesnesi olarak kullanıl-
düşünmeliyiz ki, bütün (sanatsal) unsurlar bir bü- ması olanaklarının araştırılması bu araştırmanın
tünde vücut bulsun” diyordu. (Bingöl, 1993: 6-7). ana problemini oluşturur.
Gropius’ a göre, her sanatsal öğretim, el sanatla-
rını, desen çizimini ve resim boyamayı ve bu ara-
da bilimsellik ve kuramsallığı da kapsamaktadır
(Yada, 1990: 28). Gropius’a göre (1965:28) amaç
sanatı yaşama entegre etmektir.
Yine 1917 yıllarında mimar, ressam, yontu-
cu bir grup sanatçı Hollanda’da TheovanDoes-
burg’un çevresinde toplanarak “De Stijl” der-
gisini çıkarmaya başladılar. De Stijlciler halka
dayanmayan sanatın yaşama giremeyeceğine
inanıyorlardı. Doesburg De Stijl dergisinde ya-
yınlandığı bir yazısında “Sanatla yaşamın ayrı
alanlar olmadığını anlamalıyız artık”diyor. Ge-
leneksel sanat seyirlik sanattı ve yeri müzeydi
yeni sanatın yaşama girmesi ve insanın çevresini
oluşturması bekleniyordu (İpşiroğlu ve İpşiroğlu,
2011: 69).
Zanaatın değilse de hayatın sanata monta-
jını yapan aynı yıllarda Kurt Schwitters’dir. Atıl-
mış otobüs biletleri, gazete ilanları ve yaşama
dair her türlü nesne Schwitters’inkolaj yaparken
kullandığı değerlerdendir.Schwitters bu resimle-
re “Merz” resimleri diyordu. “Schwitters, Merz
yapıları üzerine yaptığı açıklamada, yaşamında
rastladığı her şeyin, karşılaştığı, gördüğü, okudu-
ğu, düşündüğü ne varsa, burada somut bir biçim
aldığını söylüyor”(İpşiroğlu ve İpşiroğlu, 2011:
77).
Sanat tarihinde farklı tekrarlarla karşımıza
G S FS A N A T D E R G İ S İ 17
Yöntem
Bu araştırma, uygulayıcının yeni bilgiler, recek ve sürekli olarak bu süreç içindeki kendi
beceriler ve deneyimler kazanmak ve kendi uy- rolünü sorgulayacaktır. Uygulayıcının uygula-
gulamalarına karşı eleştirel bir bakış açısı geliş- malarına eleştirel bir gözle bakabilme anlayışı-
tirmesine yardımcı olmak amacı güdülen özgür- nı geliştirebilecek bu yaklaşımda uygulayıcının
leştirici/geliştirici/eleştirel eylem araştırması mesleğinde daha yetkin hale gelmesi, kuram ile
niteliği taşır. Yıldırım ve Şimşek’e göre (2011:297) uygulamayı bütünleştirme becerisi kazanması ve
bu eylem araştırması uygulayıcının kendi uygu- kendi alanı ile ilgili politikalara ilişkin de görüşler
lamalarını bir problem çözme süreci olarak gö- geliştirmesi olasıdır.
Verilerin Toplanması
Yıldırım ve Şimşek (2011:297) uygulayıcının gibi veri toplama yöntemleri ile çalışabileceğini
aynı zamanda araştırmacı olduğu yaklaşımda ifade etmektedir. Bu araştırmada araştırmacı-
araştırmayı sürdürürken aynı zamanda belirledi- nın tuttuğu notlar meslektaş görüşleri, doküman
ği soruna ilişkin tutulan notlar, ses kayıtları, bir incelemesi araştırmanın veri toplama araçlarını
meslektaşın gözlemi, dokümanların incelenmesi oluşturmaktadır.
Verilerin Analizi
Araştırma’ da zanaat’ ın sanat çalışmaları ile nılma araştırılmaları yapılmıştır. Estetik teknik ve
birlikte uygulandığı yaklaşım ve çalışmalar araş- bilimselliğin birlikte kullanılmasının denendiği bu
tırılmıştır. Mevcut literatür bilgilerinden yola çı- araştırma sonucunda ortaya çıkan ürünler izleyi-
kılarak bilimsel yaklaşımla elde edilen Erzincan’a ci, meslektaş, esnaf ve öğrenci görüşleri alınarak
ait endemik bitki türleri biyoloji alan uzmanı ile araştırmacının farklı açılardan kendisine yönelen
görüşülüp elde edilmiş ve bu bitki türlerinin sa- eleştirilerden eleştirel bir bakış açısı geliştirmesi
natsal tasarıma ve zanaat uygulamasına uygun sağlanmıştır. Bu dil geliştirilirken aynı zamanda
olanları estetik ve teknik analiz ile belirlenerek ortaya çıkan ürünlerin yörenin kültürüne, sanatı-
bu bitkilerin desene dönüştürülme araştırmala- na ve zanaatına teknik, estetik ve ekonomik kat-
rı başlamıştır. Desene dönüştürülen bu bitkilerin kıları sorgulanmaya çalışılmıştır.
farklı tarihsel yapı ve ya figürlerle birlikte kulla-
Bulgular
Sanat projesi başlangıcında Erzincan iline teklisi olarak isimlendirilen ve sadece Erzincan ili-
ait yaklaşık 50 bitki türünün fotoğrafları alınarak ne özgü bir bakır işleme tekniği ile bakıra işlenmesi
içerisinden desene dönüştürmeye uygun biçim, gerçekleştirilmiştir. Bitki deseninin bakıra işlenme-
karakter ve dokuda olanlar tespit edilmiştir. Psep- si süreci uzun ve yorucu bir süreçtir. Bitki öncelikle
hellusRecepiiismi ile bilinen çiçek ilk desene dönüş- yöre esnafının tavsiyesi ile 0,7 mm bakır levhaya
türülmüş olan bitkidir. Bir taraftan bitkinin desene işlenmiş, sonrasında sac makası ile kesilmeye ça-
dönüştürülme çalışması yapılarak diğer taraftan lışılması bakırın daha ince levha olması gerektiğini
desene dönüştürülen bitkinin bakırın üzerine el göstermiştir. Dolayısıyla diğer tasarımlardan 0,5
18 G S FS A N A T D E R G İ S İ
mm kalınlıkta bakır levhalar tercih edilmiştir. Üze- olur. Çalışmaları ile bize verdiği destekten dolayı
rine bitki desenleri işlenen bakır levhanın figür ile teşekkür ediyor ve çalışmalarının kendisine ve biz
kompozisyona sokulması olanakları araştırılmış ve bakırcı esnafına bir yön ve hayat vermesini diliyo-
birçok eskiz yapılmıştır. Eskizlerle şekillenen bakır ruz” şeklinde ifade etmiştir.
işlemenin kullanıldığı levha tuval yüzeyine yapıştı- Bakır satan bir diğer esnaf İ.Taş (kişisel iletişim 7
rılmak suretiyle monte edilmiştir. Bu aşamada tuval Ekim 2015) ise kendisi ile yapılan söyleşide çalış-
şasesine gerilen bezin bakır levhanın ağırlığını ta- ma ile ilgili görüşlerini;
şımadığı görülmüş ve tuval bezi yerine mdf olarak “ Öncelikle şunu belirtmek gerekirse Erzin-
bilinen ahşap malzemenin daha uygun olacağı ka- can’da bakır işlemeciliğin tarihi çok eskilere da-
nısına varılmıştır. Çalışmada bir uygulama da sert yanmaktadır. Dönem dönem bakır işleme sanatı
mdf üzerine figürün uygulanması aşamasıdır. Mdf zirve yapmış, yurt içi ve yurt dışı büyük pazarlara
yüzey üzerine uygulanan zift malzemenin kontrap- ulaşmıştır. Bu sanattan binlerce aile geçim sağla-
lak tarafından emildiği ve kazıma ile ortaya çıkan mıştır. Şu anda eski günlerdeki kadar olmasa da
sanatsal çizgi ve leke hareketlerinin bu malzeme yine de bir kültür olarak bakırcılık devam etmekte
üzerinde mümkün olmayacağının anlaşılmasından birçok aileye geçim sağlamaktadır.
sonra beyaz lake malzeme kontraplak malzeme Bakır zanaatı yıllardan beri aynı işleme usul-
üzerine yapıştırılarak zift uygulaması bunun üzeri- leriyle çok da ilerleyemeden amatörce kalmıştır.
ne yapılmış ve uygulamada başarıya ulaşılmıştır. hocamız tablo resimle bakır el teklisini birleştire-
Bakırın el teklisi tekniği ile işlenmesi ile sanat- rek bu konuda çok önemli bir adım atmıştır. Önce
sal elemanların aynı tasarımda kullanılması proje- bu işin nasıl olacağı konusun da tereddütlerimiz
sinin ilk ürünü tasarımcı açısından birçok sorunu vardı. Eser ortaya çıktıktan sonra heyecanlandı-
ve soruyu da beraberinde getirmiştir. Ortaya çıkan ğımızı söylemeliyim. Bakır el işi sanatının resim
yapıt sergilenmiş alan uzmanlarının, izleyicilerin tablo sanatı ile buluşması, bakır işleme sanatının
beğenisini almıştır. İlde özellikle bakır işleme tek- değerini artırdığı bir gerçektir. Nasıl ki bir tablo
niklerinden haberdar olan kişilerce bakır işlemesi- yüzyıllar geçse de değeri artıyorsa ben inanıyo-
nin bu yeni seyahatinin birçok projeye kaynaklık rum ki tablonun içine yerleşmiş bakır el teklisi (ta-
edebileceği yorumları yapılmıştır. mamen elişi) de en az resim sanatı kadar değerli
Örneğin bu konuda Erzincan bakırcı esnafın- kalacaktır.
dan M. Uçar (kişisel iletişim, 10 Eylül 2015) bu konu- Demek istediğim şu ki; nasıl resim tablosun-
daki düşüncelerini; da ciddi bir emek varsa bakır el işlemede de en az
resim tablosu kadar emek vardır. Tablonun için-
“Erzincan bakırı Erzincan ekonomisinde önemli deki bakır işleme tamamen el sanatıdır. İşleme
bir yer tutmaktadır. Özellikle Erzincan’da el tekli- kalemi dışında en ufak bir yardımcı sanayi grubu
si olarak bilinen işleme tekniği Erzincan zanaatın- bir malzeme kullanılmamıştır. Ben bu birleşmenin
da ayrı bir yer tutmaktadır. Uzun yıllar boyunca çok ciddi bir iş olduğunu düşünüyorum. Bakır işle-
bakır işleme zanaatı insanların geçim kaynağı ol- menin hak ettiği yere değere ulaşacağına inancım
muştur. Aynı zamanda şehir ve ülke ekonomisine tamdır Bakır işlemenin bu şekilde değerlendiril-
büyük katkısı olmuştur. Ekonomiden ziyade Erzin- mesi bakır da yeni ufuklar açacak, sanat değeri
can’ın yurtta ve yurt dışında tanıtımına da büyük çok daha iyi anlaşılacaktır. Bir yöresel kültür mi-
katkılar sağlamıştır. Ama ne yazık ki zaman içe- rası olan bakır işleme sanatı, bu şekilde tüm dün-
risinde yenilikler konusunda bir gelişme sağlana- yada daha iyi tanınacak, kültürümüze önemli bir
madığı için bakır işleme zanaatında bir gerileme katkı sağlayacaktır”. şeklinde ifade etmiştir.
yaşanmaya başlamıştır. Yani ürün ve farklı işleme Bakırcı esnafının çalışmaya ilişkin olumlu dü-
tarzı gelişmediği için insanlarda bir bıkkınlık belir- şüncelerine rağmen tasarımda eksik olan bir taraf
tisi başlamıştır. Alttan yetişen eleman bulmak bü- da yok değildi. Örneğin bitki motiflerinin resimde
yük sıkıntı olmaya devam etmektedir. Erzincan’ın kullanılan figürlerle organik bir bağ kurması sağla-
yöneticilerinin ne yazık ki bu konudaki çabaları namamış gibi görünüyordu. Bitki desenleri resmin
yetersiz kalmaktadır. Örnekleri zevkle seyrettiği- dekoratif tamamlayıcısı gibi durması istenmeyen
miz bu yeni çalışmalar bu zanaatın hak ettiği yere bir durumdu. İkinci çalışmada bu olumsuzluğu orta-
gelmesini sağlayabilecek niteliktedir. Bu da bize dan kaldıracak bir çözüm gerekiyordu.
bir moral kaynağı olmuştur. İnşallah çalışmaları Aşağıda eserin üretilme sürecindeki aşamalara iliş-
bakırın gerçek değerini bulması yönünde hayırlı kin resim ve fotoğraflara yer verilmiştir.
G S FS A N A T D E R G İ S İ 19
Fotoğraf 1 : Psephellus recepii Fotoğraf 2 : Sonchus Erzincanicus
Resim 1 : Psephellus Recepii çiçeğinin Resim 2 : Sonchus Erzincanicus çiçeğinin
desene dönüşümü desene dönüşümü
20 G S FS A N A T D E R G İ S İ
Resim 3 : Erzincan endemik bitki türü deseni ile kompoze edilmiş çalışma
İkinci çalışmada Erzincan ilinin Kemah il- dığı gözlenmiştir.
çesinde yetişen Psephellusaucherianus isimli İkinci resimdeki işlenen bölümün dış hatları
bitkinin desene dönüştürülüp bakıra işlenmesi hareketli olduğundan bakırın kesilme olanakla-
çalışması yapılmıştır. Arka plana ise Kemah il- rının araştırılması zorunluluğu doğmuştur. Ba-
çesinin tarihi değeri olan Selçuklu mimarisinin kırın işlendikten sonra kesilmesi ya da sanatsal
bir örneği Sultan Melik Türbesi yüzey üzerine formlara uygun bir biçimde kesilme olasılıkları
zift ile uygulanmıştır. Uygulanan resmin üzeri- araştırılırken, CNC sistemi ile bakırın istenilen
ne el teklisi tekniği ile işlenen bitki yapıştırıcı ile biçimlerde kesilmesi fikri doğmuştur. CNC ‘ de
yapıştırılmıştır.. Bitki desenleri resmin dekoratif kesim denemesinde ilk kesimlerin düzgün oldu-
tamamlayıcısı gibi durmasını engellemek için bu ğu, birkaç kesimden sonra CNC’nin kesici ucunun
resimde Erzincan ilinin Kemah ilçesinde görülen kısa sürede körlendiğikesimleri makul düzgün-
bitkinin bakıra işlenmesinden sonra, arka planına lükte çıkaramadığı görülmüştür. Dolayısıyla bir
bir coğrafik bağ kuran türbe çalışılmıştır. Selçuk- çalışmayı gerçekleştirebilecek kesimler yaptırı-
lu mimarisinin örneklerinden biri olan bu yapının labilse de kesim fazlalığı gerektiren işlerde sorun
arka plana çalışılması ile figür desen ilişkisinin CNC’nin elmas olan ucu sıklıkla değiştirilerek an-
zayıflığı giderilmeye çalışılmıştır. Bunda nispeten cak sorun çözülebilir.
başarılı olunmuş, fakat bu şekli ile de çalışmanın
daha çok geleneksel ve yöresel bir nitelik kazan-
G S FS A N A T D E R G İ S İ 21
Fotoğraf 3 : Sultan Melik Türbesi (Kemah) Fotoğraf 4 :
Psephellusaucherianus
Zift uygulamasının bakır ile renk ve leke bağı çalışmada her ne kadar renk var gibi değerlendi-
kurmasının çalışmanın bir avantajı olduğu açık- rilse de kullanılan bu renk sadece arka plan rengi
tır. Fakat bu yaklaşım aslında çalışmanın sınırlılı- olarak kalmıştır. Resmin içinde bir eleman olarak
ğı olduğu da düşünülebilir. Bu sınırlılığı aşmanın yer almamaktadır. İkinci çalışmada ise, renk hiç
yolu çalışmada rengi denemek olacaktır. Birinci kullanılmamıştır.
Resim 4 : Resim 5 : Sultan Melik Türbesi Resim 6 :
Psephellusaucherianus ve Psephellusaucherianus 6.Psephellusaucherianus
bitkisinin desene çiçeğinin tasarım aşaması bitkisinin
dönüşümü bakıra işlenmiş biçimi
22 G S FS A N A T D E R G İ S İ
Bakır işleme ve sanatsal yaklaşımının bir arada
kullanılması projesi için Erzincan’a ait bitki görsel-
lerini projede paylaşan öğretim üyesi Dr. A. Kande-
mir’den proje fikri ve ortaya çıkan eserleri değer-
lendirilmesi istendi. A. Kandemir (kişisel iletişim,
17 Ekim 2015)yaptığı değerlendirmede Erzincan’ın
(Türkiye) bitkiler açısından sadece Türkiye’nin de-
ğil dünyanın en ilginç yerlerinin başında geldiğini,
İlde 2400 çeşit bitki doğal olarak yaşamını sürdü-
rürken bu çeşitlerden 450 tanesi Türkiye’ ye özgü
(endemik) çeşitler olduğunu ve 450 çeşit bitki için-
de 52 tanesinin ise, dünyada sadece Erzincan’da
bulunduğunu ifade ederek, bu bitki zenginliğinin
sadece botanikçiler tarafından bilindiğini belirtmiş-
tir. Kandemir’ e göre bu zenginlik dünyanın ortak
zenginliğidir ve Erzincan yetişen bu bitki çeşitleri-
nin korunması botanikçilerin çabaları yanında top-
lumsal desteklerle mümkün olabilir. Bu zenginliğin
botanikçilerin dışındakilere tanıtılması, yok olması-
nın önüne geçilmesi, zenginliklerden sürdürülebilir
bir şekilde yararlanılması, bu alandaki bitkilerin top-
lumla paylaşılmasıyla mümkün olabilir ki, bunun en
önemli yollarından biri sanattır.
Kandemir Erzincan’da kültürel, sanatsal ve
ekonomik açıdan önemli bir yer tuttuğunu, bakır
süslemelerinde yıllardan beri değişik motifler kul-
lanmasına karşın yöreye özgü motiflerin bu süsle-
melerde kullanılmadığı, çoğu zaman da gerçeğinden
oldukça farklı olarak ifade edildiğini vurgulamıştır. “
Kanaatimce bakır süslemelerine yansıtılan motifler
toplumun sahip olduğu zenginliklerin bir parçasını
da içermeli ve daha sonraki nesiller için o topluma
özgü bazı kesitleri barındırmalıdır. Şu an ilde bakıra
yansıtılan süslemelerin Erzincan’ın geçmişine ait fi-
Resim 7 : Sultan Melik Türbesi ve
gürler taşıdığını söylemek oldukça zordur”. (A. Kan-
Psephellusaucherianus çiçeği ile kopoze
demir ile kişisel iletişim, 17 Ekim 2015)
edilmiş çalışma
Kandemir bu bağlamda Erzincan’a özgü bitki
çeşitlerinin bakıra işlenmesi çalışmalarını oldukça
özgün bulduğunu, ilin sahip olduğu bir zenginliğin
tanıtılmasında etkili bir yol olarak değerlendirilebi-
leceğini belirtmiştir. Kandemir, ayrıca günümüz in-
sanının ziyaret etmiş oldukları şehirlerde her yerde
bulabileceklerini değil, o ile özgü değerleri görmeyi
ve bu konuda para harcamayı tercih ettiklerini, do-
layısıyla bu gibi projelerin yaygınlaştırılmasının ilin
tanıtılmasına ekonomisine de katkı sağlayabilecek
nitelikte çalışmalar olduğunu ifade etmiştir. Bu pro-
jenin taklit figürler yerine yöreye özgü bir zenginliği
içermesi, sanatın dışındakilere sanatın toplumdan
soyut bir kavram olmadığını vurgulaması açısından
da önemli olduğunu belirtmiştir.
G S FS A N A T D E R G İ S İ 23
Üçüncü çalışmada ilk çalışmalarda görülen geleneğine ait bilgileri geleceğe taşımak ve sa-
plastik eksikliklerin giderilmesine çalışıldı. Bu nat tarihi disiplini ile de disiplinler arası bir ilişki
amaçla öncelikle çalışmaya rengin sokulması- kurmak amacıyla seçilen koç başlı mezar taşı de-
na çalışılması gerekirdi. Üçüncü çalışmada ayrı- sene dönüştürüldükten sonra bakıra işlenmiş ve
ca bitki yerine yörede kültürel bir figür olan ve gümüş suyu ile bakır gümüş rengine dönüştürül-
yörede yarım asır öncesine kadar devam eden müştür. Özellikle kuş figürleri mezar taşı için çok
mezar koç başlı mezar taşı geleneğinin bir ör- önemli bir figürdür. “Orta Asya inanışlarına göre
neğinin kullanılması düşünülmüştür. Bu düşünce kuş ve kartal şamanın öbür dünyaya yolculuğun-
doğrultusunda İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünde da yardımcı kuşlardır. Ölünün ruhu kuş şeklinde
yöreye ait farklı köylerden getirilen mezar taş- göğe uçar” ”(Çal, 2011:226). Koç başlı mezar ta-
ları fotoğraflanmış ve bakıra işlenmek üzere de- şının üzerindeki kuş figürlerinin aslına bağlı kalı-
sene dönüştürülmüştür. Buradaki mezar taşları narak desenleri çizilmiş ve işlenmiş olan koç başlı
Anadolu’ nun birçok yerinde görülmekte olan bir mezar taşı ile beraber kompozisyonu sağlanma-
geleneğin Erzincan’ daki örneklerini teşkil eder. ya çalışılmıştır. Bu aşamada CNC teknolojisi ile
Koç başlı mezar taşlarının üzeri simgesel anlam- kuşların kesimleri yapılmış. Bakır işlemenin tablo
lara sahip Türk kültürünün zamanımıza taşıdığı yüzeyine dahil edilmesindeki bir problem daha
figürlerle (At, Bağlama, Hayat ağacı, Kuş) işlen- çözülmüştür. Fakat daha önce de belirtildiği gibi
miştir. “Erzincan Kültür ve Turizm Müdürlüğü CNC teknolojisi uzun ölçülü figürlerin kesiminde
avlusunda bulunan 1888 tarihli koç biçimli me- kesici ucun körlenmesi ile yetersiz kalmaktadır.
zar taşının arkadan başa doğru sağ yüzündeki Yeni çalışmada yapılan bir diğer değişiklik ise,
üç kuştan iki tanesi, sol yüzündeki beş kuştan renkli yüzey oluşturma fikriydi. Bunun için boya
ağacın üstündeki ikisi ve ayrı yerdeki üç kuştan ve renkli kağıt parçacıkları yüzeye yapıştırılarak,
ikisi karşılıklı işlenmişlerdir”(Çal, 2011:225). Çal’a üzerine zift sürülmek suretiyle, farklı doku ve
göre (2011:238) diğer örneklerle beraber Erzin- yer yer zift ile gizlenmiş boyalı alanlarla isteni-
can örnekleri de binlerce yıllık bir kültürün son len arka plana ulaşılmış olduğu düşünülmüştür.
temsilcileridir ve 1970’ lerden sonra bu tür mezar İşlenen koç başlı mezar figürü ve kuş figürleri bu
taşı yapımları bitmiştir. Koç başlı mezar taşları yüzey üzerine kompoze edilmiştir.
Fotoğraf 5 : Koç figürlü Mezar Taşı tasarımı Resim 8 : Kuş figürlerinin bakır
üzerine
24 G S FS A N A T D E R G İ S İ
Description:olan bir zanaatın bilimsel ve kültürel veriler ışığın- da sanatsal İşlemeciliği, El Teklisi, Endemik Bitkiler. Abstract .. tamdır Bakır işlemenin bu şekilde değerlendiril- mesi bakır da dekoratif tamamlayıcısı gibi durması istenmeyen.