Table Of ContentT.C.
FIRAT ÜNİVERSİTESİ
ORTA DOĞU ARAŞTIRMALARI MERKEZİ YAYINLARI NO: 20
ULUSLAR ARASI
DÖRDÜNCÜ
ORTA DOĞU SEMİNERİ
İLKÇAĞLARDAN İSLÂMİYETİN
DOĞUŞUNA KADAR ORTA DOĞU
Elazığ 29-31 Mayıs 2009
BİLDİRİLER
EDİTÖRLER
Prof. Dr. Mustafa ÖZTÜRK
Prof. Dr. Enver ÇAKAR
ELAZIĞ
2011
Bilim Kurulu
Prof. Dr. Mustafa ÖZTÜRK
Prof. Dr. M. Beşir AŞAN
Prof. Dr. Saadettin TONBUL
Prof. Dr. Sabahattin KÜÇÜK
Prof. Dr. Cemalettin ÇOPUROĞLU
Prof. Dr. Abdülhalik BAKIR
Prof. Dr. Esma ŞİMŞEK T.C.
Prof. Dr. Veli SEVİN FIRAT
Prof. Dr. Necla SEVİN ÜNİVERSİTESİ
Prof. Dr. Ömer ÇAPAR
ORTA DOĞU
Prof. Dr. Cahit GÜNBATTI
ARAŞTIRMALARI
Düzenleme Kurulu MERKEZİ
Prof. Dr. A. Feyzi BİNGÖL
(Rektör-Düzenleme ve Yürütme Kurulu Başkanı)
Prof. Dr. Mustafa ÖZTÜRK ULUSLAR ARASI
(Orta Doğu Araştırmaları Merkezi Müdürü-Sekreter)
DÖRDÜNCÜ
Yürütme Kurulu
Prof. Dr. Mustafa ÖZTÜRK ORTA DOĞU
Prof. Dr. Muhammet Beşir AŞAN
Prof. Dr. Sadettin TONBUL SEMİNERİ
Prof. Dr. Sabahattin KÜÇÜK
Prof. Dr. Cemalettin ÇOPUROĞLU
Prof. Dr. Abdülhalik BAKIR İLKÇAĞLARDAN
Prof. Dr. Esma ŞİMŞEK İSLÂMİYETİN
Prof. Dr. İbrahim YILMAZÇELİK
DOĞUŞUNA KADAR
Doç. Dr. Ahmet AKSIN
ORTA DOĞU
Doç. Dr. Enver ÇAKAR
Doç. Dr. Ömer Osman UMAR
Doç. Dr. Aydın ÇELİK (Elazığ, 29-31 Mayıs 2009)
Yrd. Doç. Dr. Rifat ÖZDEMİR
Yrd. Doç. Dr. Füsun KARA BİLDİRİLER
Yrd. Doç. Dr. Sezgin GÜÇLÜAY
Yrd. Doç. Dr. Ümit KOÇ
Yrd. Doç. Dr. Yüksel ARSLANTAŞ ISBN 978-975-394-068-9
Arş. Gör. Dr. Işıl BOSTANCI
Arş. Gör. Dr. Ayşegül HÜSYNİKLİOĞLU Elazığ
Arş. Gör. Aslı CİHANGİROĞLU 2011
Arş. Gör. Yavuz HAYKIR
Arş. Gör. Murat ÖZTÜRK
Eserin Adı: Uluslar Arası Dördüncü Orta Doğu Semineri - İlk Çağlardan
İslâmiyetin Doğuşuna Kadar Orta Doğu- Elazığ, 29-31 Mayıs 2009, Bildiriler
Yayınlayan Kurum: Fırat Üniversitesi Orta Doğu Araştırmaları Merkezi
Basım Yeri : Elazığ
Basım Tarihi: 2011
Baskı: Fırat Üniversitesi Basımevi
Baskı Adedi: 500
ISBN: 978-975-394-068-9
Her hakkı mahfuzdur. Fırat Üniversitesi’nin izni olmadan tamamen veya kısmen
çoğaltılamaz.
Yayınlanan bildirilerde ileri sürülen görüşler, yazarlarına aittir. Merkezimizin
görüşünü yansıtmaz. Bundan dolayı Merkezimiz mesuliyet kabul etmez.
İsteme Adresi: Fırat Üniversitesi Orta Doğu Araştırmaları Merkezi Müdürlüğü,
Elazığ/ TÜRKİYE
Tlf:0.424.2370000/3836-3839
Fax:0.424.2330062
e-mail: [email protected]
[email protected]
Fırat Üniversitesi Orta Doğu Araştırmaları Merkezi
Uluslar Arası Dördüncü Orta Doğu Semineri
(İlkçağlardan İslamiyetin Doğuşuna Kadar Orta Doğu), Elazığ, 29-31 Mayıs 2009 1
İÇİNDEKİLER
Fırat Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Orhan KILIÇ’ın Açış
Konuşması……………………………………….…………………. 5
Fırat Üniversitesi Orta Doğu Araştırmaları Merkezi Müdürü
Prof. Dr. Mustafa ÖZTÜRK’ün Açış Konuşması…...................... 7
BİLDİRİLER (İsim Alfabetik Sırasına Göre)……………………... 13
Abdullah Abdulcabbar
15
The Nature of The Trade Between Ugarit and The Hittite Empire …
Abdülhalik BAKIR
29
Erken Ortaçağlarda Irak’ın Meşhur Şehri El-Hîre…………………..
Aydın ÇELİK
57
Helen ve İran Düşüncesinin İslam Düşüncesine Etkileri……………
Cahit GÜNBATTI
Asur Ticaret Kolonileri Devrinin Geç Dönemi Hakkında Bazı
Gözlemler …….……..……..……………………………………….. 83
دوـبع داهج
)دلايملا لبق يناثلا فللأا( ماشلا دلابو لوضانلأا - ريصملا ةدحو ….. 91
Ekrem MEMİŞ
Eskiçağda Irak-Anadolu İlişkileri (En Eski Çağlardan Asur
İmparatorluğu’nun Yıkılışına Kadar) .……………………………… 97
ليعامسإ قوراف
ّ
"ةنرامعلا تلاسارم ءوض يف" ةيروس ىلع يرصملا – يثحلا عارصلا 109
2 İçindekiler
سلاكلا دمحم ةزياف
ينامورلا رصعلا يف رمدت................................................................... 129
فسوي دمحأ الله جرف
اهرلا ةكلمم تاكوكسم ملاسلإا لبق .………..……………………….. 139
ةراــس لــيلخ
دــيدجلا دــهعلاو مــيدقلا دــهعلا نــيب ةـنراـقم ةـينيد ةـسارد……... 149
Hatice P. ERDEMİR-Halil ERDEMİR
66-70 Yılları Arası Kudüs’te Yahudi İsyanı ve Günümüze
Yansımaları ………………….……................................................... 179
Kemal TUZCU
İslamiyetten Önce Arap Yazısı .………….………………………… 207
دومحم ركاش ثيل
لا
ملاسلإا لبق ةيطنزيبلا ةيروطاربملإاب اهتقلاعو ةيبرعلا ةيحيسم 229
Mehmet YUVA
Kadim Bilad-I Şam Tarihinde Kadın Ve Büyük Ana İştar ………… 259
دمحأ دمحم
271
ميدقلا قرشلا خيرات يف سدقلا ةيمهأ ……….………………………
رمحلاا ميهاربا ذفان
ةينامورلا ةيروطاربملاا دهع يف روـص……………………… 281
Fırat Üniversitesi Orta Doğu Araştırmaları Merkezi
Uluslar Arası Dördüncü Orta Doğu Semineri
(İlkçağlardan İslamiyetin Doğuşuna Kadar Orta Doğu), Elazığ, 29-31 Mayıs 2009 3
ناولهب رمس
) اجذومن ىرغصلا ايسآ – ةيروس( ميدقلا قرشلا يف ةيراضحلا ةدحولا…
303
باصّ ق اغآ نسوس
قرشلا يف ةّينامور ةرضاح توريب ……...………………………… 323
Selim PULLU
M.Ö. I. Binyıl Orta Anadolu Kuzey Suriye Ticareti: Tabal Metal
Eserleri Ve Ticaret Rotası…………………………………………... 337
Turgut YİĞİT
Hitit Krallığı İle Kuzey Suriye İlişkilerinde Halpa/Halap (Halep)
Kenti’nin Yeri ……...………………………………………………. 365
Yaşar KALAFAT
Orta Doğu Örneklemeleri İle Türk Kültürlü Halklarda Mitolojik
Dişi/İyeler Ruhlar …………………………………………..……… 385
Yüksel ARSLANTAŞ
405
Mezopotamya’nın Faunası ve Florası...……………………..………
Fırat Üniversitesi Orta Doğu Araştırmaları Merkezi
Uluslar Arası Dördüncü Orta Doğu Semineri
(İlkçağlardan İslamiyetin Doğuşuna Kadar Orta Doğu), Elazığ, 29-31 Mayıs 2009 5
Fırat Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Orhan KILIÇ’ın
Açış Konuşması
Sayın Dinleyenler,
Üniversitemiz Orta Doğu Araştırmaları Merkezi’nin düzenlediği
Dördüncü Uluslararası Orta Doğu Semineri’ne hoş geldiniz. Bugüne kadar
Orta Doğu ile ilgili olarak üç uluslar arası Seminer düzenledik. Bu gün
Dördüncü Seminerimizi yapıyoruz. Bu yönüyle, Üniversitemiz haklı olarak
Orta Doğu araştırmaları alanında ülkemizde ve yurt dışında saygın bir
konuma gelmiştir. Esasen üniversitemizin de hedefi budur. Çünkü artık
üniversitemiz mahallî bir üniversite değil, uluslar arası seviyede bir
üniversite yolunda hızla ilerlemektedir.
Orta Doğu’nun antik çağlarının Seminer’in konusu olarak ele alınması
ayrıca zikre değerdir. Çünkü Orta Doğu, dünya tarih ve medeniyetinin
beşiğidir. Bilindiği gibi bütün medenî gelişmelerin merkezi Orta Doğu’dur.
Ateşin bulunması, yazının icadı, ilk büyük imparatorlukların kurulması,
bilim ve felsefe alanındaki gelişmeler ve nihayet üç kitabî dinin merkezi
olması itibariyle dünya tarihinin merkezidir. Günümüzün meselelerinin Orta
Doğu’nun kadim tarihinden geldiği, onun devamı olduğu unutulmamalıdır.
Zira tarihi olaylar, birbirini takip eden sürekli olaylardır, aralarında kesinti
yoktur, her tarihî olay, kendisinden önceki olayların yekünü, kendisinden
sonra gelen olayların sebeplerinden bir tanesidir. Çağımızda, tarih
araştırmalarında kolaylık sağlamak amacıyla, tarih çağlara, disiplinlere
bölünmüştür. Gerçekte tarihin zatında böyle bir taksim yoktur. Onun için
antik Orta Doğu tarihinin bu Seminer çerçevesinde incelenmesi her
bakımdan önemlidir.
Bu ve benzeri akademik çalışmaları da önemsiyoruz. Çünkü bu
toplantılar, bölge akademisyenleri ve kurumları arasında işbirliğini
güçlendirecek, akademisyenlerin ortak çalışma yapmalarına imkân
sağlayacaktır. Ülkelerimizin siyasetinin bilimsel esaslara göre
şekillenmesinde önemli rol oynayacaktır. Üniversitelerimizin ortak projeler
yapmasına, bilgi birikimlerinin birbirlerine aktarılmasına vesile olacaktır.
Nerede ve nasıl olursak olalım, hepimiz birbirimize muhtacız ve
birbirimizden alacak çok şeylerimizin olduğuna inanıyorum.
Bu inanç ve duygularla, Seminerimizin başarılı geçmesini diliyorum.
Suriye, Suudi Arabistan, Lübnan ve Irak ile yurt içinden çeşitli
6 Orhan KILIÇ, Açış Konuşması
üniversitelerden katılan siz değerli bilim adamlarına, Orta Doğu
Araştırmaları Merkezi Müdürlüğüne, Seminer’in planlanmasından bugüne
kadar emeği geçen bütün öğretim üye ve yardımcılarına, öğrencilerimize
idarî personelimize teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
Fırat Üniversitesi Orta Doğu Araştırmaları Merkezi
Uluslar Arası Dördüncü Orta Doğu Semineri
(İlkçağlardan İslamiyetin Doğuşuna Kadar Orta Doğu), Elazığ, 29-31 Mayıs 2009 7
Orta Doğu Araştırmaları Merkezi Müdürü
Prof. Dr. Mustafa Öztürk’ün Açış Konuşması
Sayın Dinleyenler;
Komşu ülkelerden ve yurt içinden meşakkatli bir yolculuktan sonra
Merkezimiz tarafından düzenlenen Dördüncü uluslar arası Orta Doğu
Seminerine teşrif eden ve burada huzurlarıyla bize güç veren siz saygı değer
heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
Üniversitemizin ülke ve bölge ile çalışmalar yapmak irade ve akademik
sorumluluğunun bir sonucu olarak 1993 yılında kurulan Merkezimiz, esas
itibariyle halen Rektörümüz olan Prof. Dr. Feyzi Bingöl’ün 2000 yılından
itibaren verdiği her türlü idarî ve malî destek ile gerçek hüviyetine
kavuşmuş, müesseseleşmiş ve aslî görevi olan bilimsel ve akademik
çalışmalar yaparak, ülke çapında ve komşu ülkelerde haklı bir mevkie
yükselmiştir. Aynı destek geleneksel olarak daha sonra gelen rektörlerimiz
tarafından da sağlanmıştır. Bugün burada uluslar arası düzeyde dördüncü
seminerimizi yapabiliyorsak, bunda üniversitemizin bozulmayan bu
geleneğinin payı vardır.
Malum olduğu üzere Merkezimiz, sadece üniversitemizin değil,
ülkemizin Orta Doğu’ya açılan ilk akademik kapısı/müessesesi olmuştur.
Bilimsel yayın yapmanın yanında komşularımızla da akademik ilişkiler
kurmak, üniversitelerimiz arasında işbirliğini geliştirmek de Merkezimizin
görevleri arasındadır. Bu amaçla ilk olarak 2003 yılında Suriye’yi ziyaret
ettik. 2004 yılında da Şam Üniversitesi ile Bilimsel İşbirliği Protokolü
imzalandı. Bundan sonra Suriyeli meslektaşlarımız her davetimize geniş
katılımlarla icabet ettiler. Aynı şekilde bizi de her zaman samimi bir
misafirperverlikle bağırlarına bastılar.
İki ülke arasındaki ilişkilerin bu seviyeye gelmesinde elbette genel
konjunktürün ve siyasi iradenin önemli olduğu bir gerçektir. Ama bu iradeyi
harekete geçirecek akademik sorumluluk sahibi şahıslara ihtiyaç olduğu da
bir gerçektir. Şam Üniversitesi’nin sabık Sayın Rektörleri Prof. Dr. Hani
Murtaza, Prof. Dr. İssam Avva ve halen Rektör olan Prof. Dr. Vail
Mualla’nın samimi desteklerini gördük, şükranlarımızı arzediyoruz. Ancak
burada özellikle Prof. Dr. Samar Behlevan ile Doç. Dr. Mehmet Yuva’nın
özel gayretlerini zikretmeden geçemeyeceğim. Edebiyat Fakültesi Tarih
Bölümünde burada isimlerini sayamayacağım Sayın dekanlar ve
8 Mustafa ÖZTÜRK, Açış Konuşması
meslektaşlarımın samimi gayretlerini unutmamak gerekir, hepsine
şükranlarımızı sunuyoruz.
Bugün geldiğimiz nokta, salt bilimsel olmaktan da öte duygu ve hasret
yüklü bir dostluğa dönüşmüştür. İşte bölgemizde yıllardan beri arzulanan
ilişki buydu. Bu muhabbet dalgası yavaş yavaş diğer komşu ülkelere, bilim
adamlarına da taşınmalıdır ve taşınmaktadır. Nitekim bugün Lübnan, Irak ve
ilk defa Suudi Arabistan’dan misafirlerimiz aramızdadır. Aynı şekilde bizim
de Ürdün ve Suudi Arabistan’a ziyaretlerimiz oldu. Esasen çok açıkça ifade
edilmese ve yoğun olarak yaşanmasa da Orta Doğu halkları ve
akademisyenleri arasında bu birlik fikri vardır, ondan da öte
zannedildiğinden daha güçlüdür. Biz üniversitelere, akademisyenlere düşen
görev, mevcut olan bu birlik ruhunu canlandırmak, bunu fiilî işbirliklerine
dönüştürmek, pratik sonuçlara ulaşmanın bilimsel hazırlığını yapmaktır.
Onun için Orta Doğu’nun bütün ülkelerinin üniversiteleri ve bilimsel
kuruluşları ile akademik işbirliğini geliştirmek arzusundayız.
Bu işbirliğinin tarihî ve kültürel zemini hazırdır. Aynı coğrafyada
yaşamış, kader birliği yapmış olan halklar olarak, zaten bir kültür birliği
vardır. Bu kültürün temelleri, bu seminerimize konu edindiğimiz tarihin en
eski çağlarından başlamaktadır. Zannedildiği gibi, Türk ve bölge halklarının
ilişkileri bin yıldan beri başlamamakta, tarihin derinliklerine kadar
uzanmaktadır. Onun için biz bu seminerimizin konusunu ilkçağlar olarak
belirledik. Bunun iki sebebi vardır:
1. Bilindiği gibi, bugüne kadar Merkezimiz üç seminer düzenledi ve
bildirileri basıldı. Bunlar, a. Kavramlar kaynaklar ve metodoloji, b. dünden
bugüne Irak ve c. küreselleşme sürecinde Orta Doğu’nun yeri ve geleceği alt
başlıklarında, daha çok aciliyet kesbeden konulardaydı. Çünkü çevremizde
gelişen olayları acilen tartışmamız gerekiyordu. Bundan sonra en eski
çağlardan başlayarak günümüze kadar devam edecek şekilde seminerler
planladık ve ilk seminerimizi ilkçağlardan başlattık.
2. Bize göre tarih, sürekli, birbirini takip eden olayların yekünüdür. Her
tarihi olay, kendisinden önceki yüzlerce olayın sonucu aynı zamanda
kendisinden sonra gelen olayların sebeplerinden biridir. O halde tarih
birbirine bağlı zincirin halkaları gibidir. Bu itibarla uzak geçmişi, geçmişte
kalmış esatir olarak addetmek doğru değildir. Tam tersine bugünümüz,
geçmişimizde saklıdır. Kısaca eskiçağı bilmeden bugünümüzü bilmek
mümkün değildir. Hatta bugün dinimizi daha iyi anlamak için dahi eski
çağların örf ve adetlerini, tarih ve kültürlerini bilmek zorundayız. Nitekim
cahiliye devrinin yaşayış tarzını bilmeden, günümüzün bazı dini konulardaki
Description:The purpose of this paper is to discuss the nature of trade between the .. This practice may even apply to Ugarit, since the craftsmen of the city .. al-Hire city, not only scened political, economic, social, culturel and even ethnic and So, we will study to fill such a blank and put forward a sci