Table Of Contentkutuphaneci - eskikitaplarim.com
DIMITRI KITSIKIS 1935 yılında Atina'da doğdu. 1962'de Paıis-Sorhonne Ünivcrsite
si'ndc taıilı doktoru oldu. Çeşitli ülkelerin üniversitelerinin yanısırn, l 980'dcn sonrn
Türkıyc'dc Boğaziçi ve Bilkcnt Üniversitclcıi'nde çalıştı. 1983'den beıi Kanada'da Ot
tawa Üniversitesi öğretim üyesidir. Çalışma alanı, uluslararası ilişkiler talihi ve 19. ,·c
20. yüzyılda Yunmıistan-Türkiyc-Kıbns ilişkileıidir. Çok sayıda makalesi ve kitabı
vardır. Elinizdeki kitaptan önce Türkçe'de Yunan Propagandası adlı kitabı yayımlan
mıştır (Meydan Neşıiyat, 1964; Ka)nak Kitaplar, 1974).
I.Empire Otımnan
© l 985 Presscs Universitaires de France
iletişim Yayınları 349 • Tarih-Politika Dizisi 12
ISBN 975-470-504-6
© 1996 lletişim Yayıncılık A. $.
1. BASKl 1996, lstanbul
KAPAK Ümit Kıvanç
D/Zc;/ Remzi Abbas
UYGULAMA Hüsnü Abbas
DUZELTI Seçkin Oktay
KAl'ı\K BASKISI Sena Ofset
IC BASKI ve CtLT Şefik Matbaası
lletişim Yayınlan
Klodfarer Cad. llctişi'n Han No. 7 Cağaloğlu 34400 lstanhul
Tel: 212.516 22 60-61-62 • Fax: 212.516 12 58
D1M1TR1 KlTSlKlS
Türk-Yunan
İmparatorluğu
Arabölge
Gerçeği Işığında
Tarihine
Osmanlı Bakış
LEmpire Ottoman
ÇEVlREN Volkan Aytar
t m
cı
iÇiNDEKiLER
Giriş ...................................................................................................................................................7
Sözcüklerin anlamı üzerine .............................................................................................1 1
BiRiNCi BÖLÜM
İmparatorluk Sahası ..................................................................................................1 7
Coğrafi yayılış .............................................................................................................................1 7
Nüfus ................................................................................................................................................1 9
Uygarlık .........................................................................................................................................2 2
Dört "Millet" .............................................................................................................................3 7
iKiNCi BÖLÜM
Miras: Doğu Roma İmparatorluğu'ndan
Osmanlı imparatorluğu'na (1280-1461) ...........................................4 3
Toprak mirası. .. ____,. . .............................................................................................4 3
Politik, kültürel, ekonomik ve toplumsal miras ................................................ 58
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Osmanlı Yapısının Doruğu (1451-1566) ............................................ 79
Devlet ve yönetici sınıf ........................................................................................................8 0
1. N Askeri# sınıf (devlet memurları ve yüksek düzeyli ruhban) .............. 80
2. Ortodoks Yunanlı yönetici sınıf .................................. :. ........................................ 93
Sömürülen sınıflar: Çokuluslu halk ......................................................................... 107
1. Köylülük ...........................................................................................................................1 01
2. Burjuvazi (zanaatkar ve tüccarlar) ................................................................... 11 O
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Gerileme: İmparatorluk, Üçüncü Dünya'nın
Bir Parçası Haline Geliyor (1566-1774) ................. ,. ......................... 117
Dinsel fanatizmin tırmanışı ...........................................................................................1 17
Osmanlı ekonomisinin Atlantik ekonomisi tarafından
sömürgeleştirilmesi ......................................................................................................1 32
Toplumsal kriz ve halk ayaklanmaları:
Devlete ait yapıların çöküşü .................................................................................. 139
5
BEŞiNCi BÖLÜM
Sömürgeleşen İmparatorluk:
Ölüm Döşeğinden Ölüme (1774-1924) ............................................ 145
Doğu sorunu .............................: . .............................................................................................1 45
imparatorluğun uluslararası ilişkilerinin Batılılaşması .............................. 157
Jakoben devlı:?t yandaşlarının Hıristiyan Ortodoks ve
Sünni Müslüman teokrasisine saldırısı ........................................................... 166
Bütünleşmiş "millet"ler ayaklanan uluslara dönüşüyor .......................... 170
imparatorluğun kurtarılması imkansız hale geliyor:
111. Selim, il. Mahmut, Tanzimat ile Jön Türk
reformları ve federalist tasarılar. Kemalist devrim
ve imparatorluğun ölüme terkedilmesi ....................................................... 181
Sondeyiş ................................................................................................................................2 05
6
Giriş
"Osmanlı imparatorluğu, 'tüm böl
gelerinden bilginlerin övdüğü,
dünyanın en güzel krallığı' idi."
Rigas Feraiqs, 1797
Yunanlı Devrimci
Bu kitabın ana fikri, Osmanlı imparatorluğu'nun Yunanlılar
için "400 yıllık bir kölelik" dönemi değil, tam tersine, Yunan
kültürünün kesin surette katkıda bulunduğu ve Yunanlıla
rın övünç duymaları gereken, evrensel tarihin görkemli bir
yapıtı olduğudur. Araştırmalarım sonucunda ulaşılmasını
istediğim nokta; -bunun için belki bir yüzyıl daha bekle
mek gerekecekse de- gelecekte Türk ve Yunan gençlerinin
ayrn tarih kitabını okumalarıdır. Bu tarih kitabında Osman
lı imparatorluğu, Türk-Yunan ortak alanında Bizans ve Bü
yük iskender lmparatorluklarından sonra üçüncü büyük
tarihsel imparatorluk olarak yerini alacaktır.
Yunanlı'ııın Türk'e duyduğu ve Batılıların yayılma emelle
rini kolaylaştırmak üzere işledikleri nefretin yarattığı sonuç,
Yunan tarihinden bu büyük Türk-Yunan imparatorluğunun
eseri olan sütunu çıkartmak ve yerine, "400 yıllık lıölclilı"
adı verilen kara lekeyi bırakmak olmuştur. Geçmişte fikirle
rimi yanlış anlayarak beni Türk tarihini Yunanistan lehine
istila etmeye çabalayan bir Truva atı olmakla suçlayan bazı
Türklerin; imparatorluktaki Yunan payını belirtmenin Türk-
7
lerin payından bir şey eksiltmeyeceği gerçeğini anlayacakla
rım çok samimi olarak umuyorum. Aksine, iki halkın geç
mişte aynı kaderi paylaşmış oldukları gerçeği kavranınca,
gelecekte birlikte -elbette başka tür işbirliği çeşitlerini kulla
narak- yeni ''imparatorluklar" kurmanın; Bölge'yi Batı em
peryalizminden bir kez daha kurtararak, dünya kamuoyun
da -Batılıların Sünni Arap lslam'ının basit bir hizmetkarı ko
numuna indirgemeye çabaladıkları- Türklerin kültürel ve
ruhani birliğe (synkretismos) yönelik yaratıcı katkısını yeni
den tesis etmenin yolları önQ.müzde açılacaktır.
Osmanlıların çokuluslu İmparatorluğu, çağımızın ikinci
binyılının en önemli uygarlıklarından ve en büyük sömür
geci olmayan imparatorluklarından biri olmuştur. Bu ikinci
binyıl boyunc;a -Habsburg lmparatorluğu'yla birlikte- tek
bir hanedanın yönetimi altında en uzun süre yaşayan dev
lettir. Osmanlı ailesi, tahtı 1280'den 1924'e dek 644 yıl bo
yunca elinde tutmuştur. Batıda Habsburg hanedanı 1273'
den 1918'e, Doğuda Mançu hanedanı 1644'den 19ll'e dek
sürerken, Osmanlı da bu 644 yıllık dönem boyunca Avras
ya kıtası '"Arabölge"sinin biricik imparatorluğu olmuştur.
Milliyetçiliğin zaferinden önceki tüm çokuluslu impara
torluklar gibı Osmanlı da nitelik olarak tek tek parçaların
dan farklı bir bütün idi. Bu bütünü kavramak için tüm par
çalarını inceden inceye betimlemeye girişmek boşa bir çaba
olacaktır. 13. yüzyılda Konya'da yaşamış olan büyük tasav
vufçu Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin de yazdığı gibi, kör
lerden tanımadıkları bir hayvan olan fili tarif etmeleri isten
diğinde, hortumunu elleyen bunun bir boru, bacağına do
kunan bir direk, sırtına elini koyan bir taht olduğunu sana
caktır.
Türk, Yunan, Erineni, Arap, Yahudi, Balkan, Ortadoğu,
Müslüman ve Hıristiyan tarihleri İmparatorluk hakkında
ancak kısmi bir bilgi verecektir. Ne yazık ki bu bütünün ta-
8
rihi çok sık olarak Türk tarihiyle ikame edilmiştir. Osman
lı, kendisini önceleyen ve dönemin Batısı tarafından ısrarla
"Yunan İmparatorluğu" diye adlandırılan Doğu Roma (Bi
zans) lmparatorluğu gibi kendisine "Türk imparatorluğu"
admm verilmesini kabul etmemekteydi. Gerçeklerin bu şe
kilde saptırılması yöntemi, çokuluslu imparatorlukların ta-
-rihini yalnız ve yalnız kendi tarihleriyle bağlantılamaya ça
lışan 19. ve 20. yüzyıl milliyetçilikleri tarafından da kulla
nılmıştır.
Çağdaş federal sistemin atası olan imparatorluk, tanımı
itibariyle çokulusludur. "Milli" bir imparatorluktan sözet
mek, dili istismar etmektir. Her imparatorluğun örgütlen
mesi, biri birliğe, diğeri çeşitliliğe yönelen iki karşıt gücün
gelişimini gerektirir. Çeşitlilik içinde birlik zorunlu bir il
kedir. Bunun gerek aşırı merkezileşme, gerekse ölçüsüz
ademi merkeziyet yönünde ihlali, federal ya da emperyal
yapının yıkımına yol açar. Hegel, "Persler pek çok halkı ege
menliklerine aldılarsa da aynı zamanda her birinin özgüllük
/erine de saygı gösterdiler: Egemenlikleri böylece lmparator
lulı içinde özümsenebildi" diye yazmaktadır.
Demek ki hoşgörü, imparatorluk için bir ölüm kalım sa:
runudur ve egemen halkın ya da yöneticinin erdemleriyle
ilgisi yoktur. Türk İmparator Fatih Sultan Mehmet aynı Yu~
nanlı İmparator Büyük lskender gibi, hoşgörü ilkesini ha
yata geçirmiştir. Her ikisi de imparatorluğun ayakta kalma
sını sağlayan temel yasayı uygulamak durumunda kalmış
lardır. Aynı şekilde bu ilkenin ihlali de, yöneticilerin er
demlerinden bağımsız olarak imparatorluğun sonunu getir
mektedir. III. Selim ya da il. Mahmut gibi değerli hüküm
darlar 1789 ile 1839 arasında İmparatorluğu kurtarmak
için mücadele etmiş ama sonuç alamamışlardır. Çünkü çö
küşün yasası insan iradesi dışında işlemektedir ve bu irade,
çöküşü durdurmak yerine yalnızca geciktirebilmektedir.
9
Tüm bu bilgiler ışığında, 19. yüzyıldan itibaren Balkan,
20. yüzyılda da Arap tarih yaz_ımcılığını (/1istoriogruphie) iş
gal eden ve İmparatorluğun tarihini her halkın kendi milli
yetçiliğini olumlamak için tamamiyle çarpıtan anıtsal mito
lojinin ne denli anlamsız olduğu ortaya çıkmaktadır. Belg
rad'dan Bağdat'a dek tüm tarihçiler, yurtlarına ihanetle suç
lanmamak için milletlerinin birer propagandacısı olmak zo
runda kalmışlardır. Oysa Osmanlı İmparatorluğu 700 yıla
yakın yaşamı boyunca gerekli hoşgörü ilkesine bağlı kaldı
ğını kanıtlamıştır.
Tüm bunların yanı sua, İmparatorluktaki en önemli yeri
iki ulus birlikte işgal etmekteydi: Türkler ve Yunanlılar. İm
paratorluğun diğer halkları zamanla onların nüfuzu altına
girmişlerdi. Böylelikle, İmparatorluğun düşüşüyle birlikte
çokuluslu denge bozulacak ve Osmanlı, Habsburg İmpara
torluğu'ndaki Avusturya-Macaristan ikili egemenliğini an
dıran bir yapıya kayacaktı.
Bu evrim, sırasıyla sayacağımız üç "images cl'Epinal"in 1
oluşumuna katkıda bulunmuştur:
a) Batı, Osmanlı'yı, İmparatorluğun yıkılmasından ve
Türk boyunduruğundan kurtulmaktan başka bir şey arzu
lamayan uygar ve Hıristiyan Avrupa halklarını boyunduru
ğu altında tutan; Türk, Asyalı, barbar ve fanatik ölçüde
Müslüman bir imparatorluk olarak değerlendirmekteydi.
b) Türk olmayan Hıristiyan ve Müslüman halklar, İmpa
ratorluğu, ulusal emellerinin başlıca engeli olan tümüyle
Türk-egemen bir devlet olarak görmekteydi -ki Yunanlılar
bu emellerine, İmparatorluğun, Osmanlı topraklarının ta
mamını kapsayan bir Yunan devletine dönüştürülmesi he
defini de ekliyorlardı.
J 'iıııııge~ ıl'Epinal': Paris'in doğusundaki Epinal kentinde 18. yüzyılda imal
edilen renkli, poptilcr gravürlere verilen ad. Bu nitelendirme, önemli tarihsel
olayların basitlc~ıirilcrek yansııılmasım tanımlamak için kullanılmaktadır. -ç.ıı.
10