Table Of ContentTURGUT ÖZAL
Biyografi
Ya zan: Hikmet Özdemir
Yayın hakları: © Doğan Egmont Yayıncılık ve Yapımcılık Tic. A.Ş.
Bu eserin bütün hakları saklıdır. Yayınevinden yazılı izin alınmadan kısmen veya
tamamen alıntı yapılamaz, hiçbir şekilde kopya edilemez, çoğaltılamaz ve
yayımlanamaz.
Dijital yayın tarihi: Eylül 2014 / ISBN 978-605-09-2251-6
Kapak fotoğrafı Hürriyet Arşivi’nden alınmıştır.
Doğan Egmont Yayıncılık ve Yapımcılık Tic. A.Ş.
19 Mayıs Cad. Golden Plaza No. 1 Kat 10, 34360 Şişli - İSTANBUL
Tel. (212) 373 77 00 / Faks (212) 355 83 16
www.dogankitap.com.tr / [email protected] /
[email protected]
Turgut Özal
Biyografi
Hikmet Özdemir
Pir-i Türkistan Hoca Ahmet Yesevi
ve evlatlarına.
Hikmet Özdemir
Siyaset bilimi profesörü Hikmet Özdemir Kahramanmaraş’ta
doğdu. Ankara’da Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü
Kamu Yönetimi lisans programını bitirdi; Ankara Üniversitesi
Siyasal Bilgiler Fakülte-
si’nden kamu yönetimi ve siyaset bilimi doktoru unvanı aldı.
TÜBİTAK, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığında görev yaptı;
daha sonra Kırıkkale, Başkent, Kocaeli üniversitelerinde ve tam
zamanlı profesör olarak Türk Tarih Kurumu’nda çalıştı.
British Chevening bursuyla Londra Üniversitesi’nde, Fulbright
bursuyla Georgetown Üniversitesi’nde, İngiltere ve ABD devlet
arşivlerinde ve İsviçre’de Milletler Cemiyeti arşivinde
incelemelerde bulundu.
Türkiye’de hükümet-ordu ilişkileri, harp ve kriz döneminde
liderlik; siyaset ve anayasal kurumların gelişimi ile dünya harbinde
Ermeniler başlıkları altında 46 kitabı yayımlandı.
Teşekkür
Eserin yayımı sürecinde destekleri için Sayın Taha Akyol ve
Doğan Egmont Genel Müdürü Gülgün Çarkoğlu’na, Doğan Kitap
Yayın Direktörü Deniz Yüce Başarır ile farklı aşamalardaki değerli
katkıları nedeniyle Aslı Güneş (editör), Melike Sıla Arlı (son
okuma), Geray Gençer (kapak tasarımı), Lerna Adsız Çalgan
(sayfa düzeni) ve basımevi çalışanlarına ayrı ayrı teşekkür ederim.
Birkaç söz
Bu biyografiyi derin acılar içerisinde yazdım...
Milletimize, ordularımıza, cumhuriyetimize, ebedi saadetler
dilerim...
Eserimi “Pir-i Türkistan Hoca Ahmet Yesevi ve evlatlarına”
armağan etmemin nedeni merak edilebilir...
17 Nisan 1993 Cumartesi günü Ankara Kocatepe Kültür
Merkezi’nde “Hoca Ahmet Yesevi ve Türk Dünyası” konulu
toplantıya Cumhurbaşkanı Başdanışmanı sıfatıyla
katılıyordum; diğer konuşmacı Başbakan Başdanışmanı
Namık Kemal Zeybek’ti. Toplantı henüz başlamıştı; salon
kapısı aralandı ve içeriye elinde katlanmış bir kâğıtla giren
görevli, bulunduğumuz kürsüye kadar yürüdü... Eski Kültür
Bakanı görevlinin uzattığı katlanmış kâğıdı açtığında yüzünün
karardığını gördüm. Başını kaldırdı ve salondakilere baktı;
“Reisicumhurumuz Özal Hakkın rahmetine kavuşmuştur;
mekânı cennet olsun, toplantı bitmiştir” dedi! Arkadaşım
Celal’le (Kazdağlı) şiddetli yağmurdan etrafa taşan sel suları
arasından koştuk ve nefes nefese Hacettepe Hastanesi’ne
vardık...
Ağıtta söylendiği gibiydi:
Hastane önünde herkes ağlıyordu...
O sonsuz sükûnet halinden sonra 8. Cumhurbaşkanı’nın
biyografisini yazmak da benim sorumluluklarım arasındaydı...
Biyografi kahramanı evladını elbette Türkistan’a Hoca
Ahmet Yesevi’nin âlemine ve bizim ilk vatanın topraklarına
götürecekti...
Kahramanın ölümünden önce bir kere daha (ilkinde Türkiye
Başbakanı) bu defa Türkiye Reisicumhuru olarak Asya Türk
Cumhuriyetlerini, kadim coğrafyada eski Türk devletlerinin
ordugâh şehirlerini, kutsal mekânlarını ve Hoca Ahmet
Yesevi Türbesi’ni ısrarla tekrar ziyareti bir işaret değil miydi?
Hikmet Özdemir
17 Nisan 2014
Memleket çocukları
Orhan Karabuda Arşivi
Herkes çocukluğunun kuşatması altındadır. Oraya sığınır, oraya
koşar, oradan kaçar, oradan beslenir; oradakilere ağlar, orada yaşanan
bir anıyla gülümser.
İnsan ne alırsa çocukluğunda alır.
Ne kazanırsa çocukluğunda kazanır, ne kaybederse çocukluğunda
kaybeder.
Aslında hayatın öteki bölümleri çocukluğun uzantılarıdır.
Kâmil Aydoğan, Kısık Vadisi, (2012)
Anadolu ailelerinde çocuklara verilen isimler, ait olunan
kökleri, özlem duyulan tarihi kahramanları ve dramatik
hadiseleri hatırlatma arzusunu yansıtır. Cumhuriyet’in genç
memurları Hafize ve Mehmet Sıddık çiftinin çocuklarına
koyduğu isimlerin Halil Turgut, Korkut ve Yusuf Bozkurt
olması da tesadüf değildir: Bu isimler genç çiftin kendilerini
ait hissettikleri milli kimliği gururla temsil etme kararlılığını
gösterir.
Önce bu Malatyalı orta halli Türk ailesi hakkında bazı
bilgileri aktaralım: Baba Mehmet Sıddık (asıl adı Muhammed
Efendi), Cinlioğlu lakabı ile tanınıyor ve 1934’te Özal
soyadını alıyor. Mehmet Sıddık eski bir Malatyalı aileden
geliyor. Onun dedesi İbrahim Efendi uzun yaşamış fakat oğlu
Mehmet Sıddık’ın babası 28 yaşında vefat etmiş. Mehmet
Sıddık birkaç kardeş arasında yaşayan tek çocuk; annesi
Pütürgeli; hem annesi, hem babası genç ölmüşler ve onu
halası (Cinlioğullarının bibisi) büyütmüş. On altı sene
medrese eğitimi almış; Arapça, Farsça ve Osmanlıcaya vakıf;
iyi derecede matematik bilgisi var. Din hocalığı kapısı
kapanınca öğretmenlik yapıyor, başarısız ve çocuksuz iki
evliliğin ardından Hafize Hanım’la yeni bir yuva kuruyor.
Mehmet Sıddık’ın matematik bilgisi, eşi öğretmen Hafize
Hanım’ın analık sevgisiyle birlikte çocukları için bulunmaz
bir zihinsel gelişim fırsatına dönüşüyor; ailenin ikinci oğlu
Korkut, ağabeyi Turgut ve kendisi için küçük matematik
yarışmalarının düzenlendiği ev ortamını, “Babam, matematiği
çok iyi bilirdi. Medresede çok güzel matematik kültürü
almıştı. Hatırlıyorum, o çocukluk yıllarında annemle babam,
Description:Özal'ın, 1927'de başlayıp 1993'e kadar süren 66 yıllık yaşam öyküsü… Bu öykü, Türkiye'nin zorluklar, krizler, başarılar, darbeler, iniş-çıkışlarla dolu ve hayli karmaşık devlet-ordu-toplum-ekonomi-dış ilişkiler, siyasi partiler ve demokrasi kültürünün bir başka açı