Table Of ContentSUÇ ANSİKLOPEDİSİ
AYCAN TÜRK
KAFEKÜLTÜR Yayıncılık
SUÇ ANSİKLOPEDİSİ
AYCAN TÜRK
KAFEKÜLTÜR Yayıncılık ® 2012
ANSİKLOPEDİ
A
ADLİ TIP
Adli tıp, adli soruşturma sırasında ortaya çıkan tıp
sorularıyla uğraşan bilim dalıdır. Yaralanma, ölüm ya da
hukuki ihtilafla sonuçlanan durumlara ait adli soruşturmalarda
olayların tıbbi yönlerini aydınlatmak; kurban, şüpheli ve
olaydan etkilenen üçüncü şahısların tıbbi durumunu
dökümante etmek ve bu kapsamdaki haklarının korunmasını
sağlamak için hekimlere gereksinim duyulur. Adli tıp
uzmanları bu konuda eğitim almış, yetkin branş uzmanlarıdır.
Olayın niteliğine göre tek başlarına ya da diğer branş
uzmanları ile konsülte ederek adli tıbbi raporlar hazırlarlar.
Adli tıp raporunun her durumda adli tıp uzmanı tarafından
hazırlanması şart değildir. Yine olayın niteliğine göre, diğer
branş uzmanları, diş hekimleri ya da pratisyen hekimler genel
olarak tıbbı ya da kendi branşlarını ilgilendiren konularda
rapor hazırlayabilir.
Adli tıbbın geçmişi çok eskiye uzanır. Eski Mısırlılar
günümüzden 5.000 yıl önce cinayet ve benzeri olaylarda
doktorlara danışıyorlardı. Adil tıp konusu, Hammurabi
Kanunları ile Tevrat'ta da yer alır. İÖ 40'ta öldürülen Jül
Sezar'ın vücudundaki 23 yaranın yerini ve etkilerini gösteren
rapor ilk adli tıp raporu sayılır. Gerçek ölüm nedeninin
anlaşılabilmesi için cesedin açılarak incelenmesi gerekebilir.
Buna otopsi denir. İlk otopsi 1374'te Fransa'da uygulanmıştır.
Adli tıp günümüzde hukuk ve tıp fakültelerinde bir ders
olarak okutulmaktadır. Adli tıpa ilk kez 1650'de Leipzig
Üniversitesi'nin ders programında yer verilmiştir. Türkiye'de
ise adli tıp 1849'da okutulmaya başlanmıştır.
Adli tıbbi değerlendirmeler konusundaki talepler mahkeme
ve savcılıklardan gelebileceği gibi, adli konulara taraf olan
birey ya da kurumlardan da gelebilir. Mahkeme ve savcılık
kanalıyla yapılan istemlerle ilgili olarak, ilgili uzman
tarafından bir "bilirkişi raporu" hazırlanır. Bu raporun
mahkeme heyeti üzerinde hiç bir bağlayıcılığı yoktur. Hakim
isterse başka bir bilirkişi görüşü daha isteyebilir ya da var
olan görüşün dışında bir karar verebilir. Taraf olan birey ya da
kurumlar da, mahkemeye sunmak üzere adli tıbbi
değerlendirme raporları hazırlatabilirler. Bu durumda sunulan
rapor "bilirkişi raporu" değil, "uzman görüşü" olarak
nitelendirilecektir. Mahkemeler istediği takdirde, "bilirkişi
raporlarının" ya da "uzman görüşlerinin" sahiplerini
duruşmaya çağırıp dinleyebilir ve soru sorabilirler. Aynı
şekilde bu görüşler de mahkeme heyeti için bağlayıcı nitelikte
değildir. Bu konuyla ilgili düzenlemeler Ceza Muhakemeleri
Kanununda mevcuttur. Adalet Bakanlığı'na bağlı Adli Tıp
Kurumu, İstanbul Üniversitesi'ne bağlı Adli Tıp Enstitüsü ve
çeşitli tıp fakültelerinin adli tıp anabilim dalları resmi
bilirkişilik yapabilirler. Bu konudaki düzenlemeler Ceza
Muhakemeleri Kanunu, Adli Tıp Kurumu Kanunu ve Adli
Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliği'nde yer
almaktadır. Bu kurumlar içinde Adli Tıp Kurumu, sadece
mahkemelerden gelen istemlere cevap vermekle yükümlü
iken, üniversitelere bağlı birimler hem mahkeme, hem
bireysel başvurulara cevap verebilmektedir.
ADLİ TIP TERİMLERİ
a.,A. arter (atardamar) kısaltılmış şekil, arteria.
ABDOMEN karın, batın
ABDOMİNAL karına ait, karın içi
ABONDAN bol, fazla miktarda
ABORTUS düşük, çocuk düşürme
ABULİ iradesizlik, irade yitimi
ADULT erişkin, erişkinlik çağıyla ilgili
AGONİ can çekişme
AJİTASYON huzursuzluk, tedirginlik, iç çalkantısı.
AJİTE heyecanlı, tedirginlik, huzursuzluk
AKUT had, hızlı gelişen, şiddetli
ALVEOL kese, kese şeklinde oluşum, diş yuvası
AMFİZEM bkz.emfizem
AMNEZİ unutkanlık
AMNİOS., (AMNİON) ZARI rahimdeki bebeği kuşatan
ince zar
AMPUTASYON kesme, kesilme (kol ve bacak kaybı için)
AMPUTE kesilmiş
ANASTOMOZ ağızlaşma, ağızlaştırma, normal olarak ayrı
olan organik iki aralık veya organ arasında cerrahi bir pasaj
veya patolojik geçit oluşumu
ANATOMİ canlı varlıkların yapı ve şeklini inceleyen bilim
dalı
ANAZARKA yaygın ödem
ANTERİOR öndeki, önde bulunan, öncel
ANEVRİZMA atardamar veya kalpte meydana gelen yerel
genişleme
ANFİZEM bkz. emfizem
ANKİLOZ eklem kaynaşması, yapışıklık
ANOKSİ oksijen eksikliği
ANOREXİA NEVROSA psikolojik nedenlere bağlı
iştahsızlık
ANTRAKOZ akciğerlerin kömür tozu hastalığı
ANULAR, ANNULER halka biçiminde
ANUS, MAKAT
AORT, AORTA kalpten çıkan en büyük atardamar
APEKS uç
APOFİZ kemik çıkıntısı, tümsek
APOPLEKSİ beyin kanaması.
ARAKNOİD pia mater ile dura mater arasındaki ağsı kısım,
örümceksi ağ
ARAKNOİDAL örümceksi ağa ait
ARAZ belirtiler
AROUS kavis, köprü, yay
ARTER, ARTERİA atardamar
ASEPTİK mikropsuz
ASFİKSİ havasızlık, canlının havasız kalması
ASİT, ASSİT karında sıvı toplanması, ascites
ATEROSKLEROZ damar sertliği
ATRİUM kulakçık
ATROFİE önceden normal olan bir organın veya dokunun
sonradan küçülmesi.
ATTEKE etkilenmiş, etkisinde kalmış, zarar görmüş
AZA üye, organ, organlar
BASİS taban, temel
BATIN karın
BENİGN uysal, iyi huylu, selim
BIZIR klitoris
BİLİRUBİN safra boyası.
BİOPSİ doku örneği alınması, alınmış doku örneği
BRONCHUS bkz. bronş
BRONŞ akciğer hava borucuğu
BRONŞİYAL akciğer hava borusuna ait
BRONŞİYOL bronş dalları, küçük çaplı hava borucukları.
BÜL çapı 1 cm.den büyük içi sıvı dolu deri keseciği
CAPUT baş lokma
CAECUM kör bağırsak
CALCANEUS topuk, topuk kemiği
CAROTİS şahdamarı
CARUNCULA küçük et kabarcığı
CLAVICULA köprücük kemiği
CLITORIS bızır klitoris
COCCYGYX kuyruksokumu kemikleri
COLON kalın bağırsak
COLUMNA VERTEBRALIS bel kemiği, omurga
COMMOTIO CEREBRİ beyin sarsıntısı
CONTRE COUP, CONTUSION bere, ezik, berelenme
CONTUSİO CEREBRİ beyin zedelenmesi
CORPUS CALLOSUM beyin büyük bileşiğine şeklini
veren nasırsı cisim
CRANIUM kafatası kranyum
ÇABUK ÖLÜM sağlıklı bir kişinin hastalanması ve bir kaç
saat-gün içersinde ölmesi
ÇÜRÜME HARİTASI çürümeye başlayan cesette
damarların vücut yüzeyinden görülmesi.
ÇEHRE baş bölgesinde alın, gözler, burun, ağız, yanak ve
çenenin oluşturduğu ön kısım, yüz
DARP vurma, vuruş, vurum
DECOLLEMENT ayrılma, ayrışma
DEFANS korunma,savunma
DEFEKT kusur, boşluk, doku kaybı
DEFLURASYON kızlık bozma
DEFORMASYON şekil bozukluğu
DEFORME şekli bozulmuş
DEFORMİTE şekil bozukluğu
DEHİLTRASYON, DEHİTRASYON vücuttan sıvı kaybı.
DEJENERASYON hücre ve dokulardan meydana gelen
düzelebilir bozukluklar.
DEJENERATİF zarar verici, bozucu etkisi olan
DEKOLMAN ayrılma, ayrışma,
DEMENTİA SENİLİS yaşlılık bunaması
DENTİKÜLE diş, diş, küçük dişli
DENTİSYON diş çürümesi
DERMİS derinin epitel altındaki bölümü.
DERZ testere ağzı gibi eklemleşme
Description:Bilgi ile en çok başı dertte olduğu kadar ona muhtaç da olan, ama bilgiden daha hızlı hareket eden, onun hep önünde giden bir kavramdır suç.
Suçun bilgi denizini bir ansiklopedide nasıl bir araya getirebilirdik? Elbette suç işleyerek... Zira ansiklopedinin değişmez kuralları, kend