Table Of ContentSakarya'da Risk Altındaki Lise Gençliğinin Profili
Sakarya'da Risk Altındaki Lise Gençliğinin Profili
Hasan H. TAYLAN1
Yusuf GENÇ2
Y. Mustafa KESKİN3
Özet
Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın Gençlik Projeleri Destek Programı kapsamınca desteklenen
“Bilinçli Gençlerle Aydınlık Gelecek” isimli proje kapsamında risk altındaki lise
öğrencilerinin profilinin belirlenmesi amacıyla bilimsel araştırma yapılmıştır.
Araştırmada, risk altındaki öğrencilerin, yaş, cinsiyet, aile geliri, ebeveyn eğitim durumu
gibi sosyo-ekonomik ve demografik özelliklerini; aile yapılarını; boş zaman değerlendirme
faaliyetlerini; arkadaşlarıyla ilişkilerinin niteliğini; sahip oldukları değerleri; sosyal güven
durumunu ve yaşam memnuniyetlerini; okul başarı durumunu ve eğitim sorunlarını ortaya
çıkarmak amaçlanmıştır.
Risk altındaki gençlerin profilini belirlemek üzere yüz yüze görüşme yoluyla uygulanan
ankete dayalı bir alan taraması (survey) gerçekleştirilmiştir. 2014 yılı Nisan ve Mayıs ayında
dezavantajlı öğrencilerin daha çok eğitim aldığı tarafımızca değerlendirilen Sakarya Akyazı
Anadolu İmam Hatip Lisesi; Sakarya Erenler Anadolu Lisesi ve Yunus Çiloğlu Kız Teknik
ve Meslek Lisesi’nden 330 kız ve erkek öğrenci örneklem olarak belirlenmiştir. Alan
taramasıyla elde edilen veriler, SPSS aracılığıyla analiz edilip, betimleyici bir yaklaşımla
yorumlanmıştır.
330 öğrenciyle birebir görüşme yoluyla uygulanan anketimizde elde edilen tüm bulguları
kısaca özetlersek, araştırmamızın sonucunda; dezavantajlı ve risk altındaki öğrenciler ortak
özellik olarak ders çalışma yerine televizyon izlemeyi, çevrimiçi ve çevrimdışı oyun
oynamayı, internet kullanmayı ve özellikle de sosyal medya takibini çok fazla tercih
etmektedirler. Derslerine ek takviye almamakta ve kendilerini başarılı bulmaktadırlar, fakat
gerçek başarı puanları daha düşüktür. Başkalarını güven düzeyleri düşüktür ve okulda
kendilerini çok az güvende hissetmektedirler. Okul şiddetine maruz kalma 10’da 1’dir. Her
yüz çocuktan dördü en az bir kez disiplin soruşturması geçirmiştir. Sınıf tekrarı oldukça
yüksek orandadır; her beş öğrenciden biri sınıf tekrarı yapmıştır. Yine okulu terk düşüncesi
yüksektir; her dört öğrenciden biri zaman zaman okulu terk etmeyi düşünmektedir. Ailenin
çocuğunun okul ve devam takibi arttıkça ve veli toplantılarına katılımı arttıkça öğrencilerin
başarılı olma olasılığı artmakta; takdir ve teşekkür belgesi alma ihtimali artmakta; sınıf
tekrarı ihtimali azalmakta; disiplin soruşturması geçirme ihtimali azalmakta ve okul terk
düşüncesi azalmaktadır.
1 Yrd. Doç. Dr., Sakarya Üniversitesi, [email protected]
2 Doç. Dr., Sakarya Üniversitesi, [email protected]
3 Prof. Dr., Abant İzzet Baysal Üniversitesi, [email protected]
ICPESS 2016-ISTANBUL, 24-26 August 2016 507
Hasan H. TAYLAN, Y. GENÇ, Y. Mustafa KESKİN
Anahtar Kelimeler: Risk Altındaki Gençler, Lise Gençliği, Akademik Başarı, Okul Erken
Terk, Aile Faktörü
1. GİRİŞ
Risk altındaki çocuk ve gençler, genelde okul ortamını bozan, okul çalışanlarına
güçlükler yaşatan “zor” çocuk ve gençlerdir. Bu gençlerin okul sistemi içinde
tutulması ve sağlıklı bilgilerle donatılması büyük önem taşır. Tüm araştırmalar,
eğitim sistemi dışında bu çocukların daha zor koşullarda yaşamlarını sürdürmeye
başladıklarını göstermektedir. Madde deneyen çocuklar bağımlıya, suça itilen
çocuklar bir süre sonra suçlu (kriminal) kişiliklere dönüşmektedir (Ögel, Eke, Tarı
ve Erol, 2005: 5).
Risk altındaki öğrenim gören gençler (18 yaş altındaki çocuklar), içinde
bulundukları olumsuz sosyo-ekonomik ve çevresel şartlardan dolayı diğer öğrenci
yaşıtlarına göre dezavantajlı durumdadır. Özellikle öğrenim çağındaki risk altındaki
gençler, okul başarısı düşüklüğü, okul devamsızlığı, okulu erken terk, çalışma
yaşamına erken dahil olma, şiddet eğiliminde olma, suça yönelim, suça maruz
kalma riski altındadırlar. Risk altındaki öğrenciler denildiğinde ilk akla okulu terk
aşamasındaki çocuklar/gençler, çalışan öğrenci gençler, suça bulaşma riski yüksek
öğrenciler, okul başarısı düşük öğrenciler/gençler gelmektedir. Bu öğrenci
grubunun sosyo-ekonomik ve ailevi profillerinin belirlenmesi, etkin ve önleyici
psiko-sosyal müdahale için önem arz etmektedir.
Risk altında olan çocuk ve gençlerin en çok sergiledikleri davranışlar, okuldan
kaçma, alkol-madde kullanma, suç işleme ya da suç işleme eğilimi içinde olma,
şiddet eğilimi gösterme, sokakta çalışma, evden kaçma, kendine zarar verme, erken
cinsel ilişkide bulunma vb. davranışlardır. Bu durumlara yol açan en önemli
etkenler ise genetik etkenler, kurallara karşı gelme (normsuzluk), ailesel etkenler,
göç, psikolojik (dürtü kontrol eksikliği engellenme eşiğinin düşük olması, sosyal
beceri düşüklüğü, huzursuzluk) etkenler, çevresel (yoksulluk, ekonomik geleceğin
zayıf olması, riskli davranışların o çevre içinde yaygın olması, kabul görme, yüksek
riskli arkadaşların varlığı) etkenlerdir (Taşdelen, Turhan, Erikci ve Özkan, 2014: 6-
7).
Okul çağındaki gençler, normların kendilerini kısıtlayan birer engel olduğu algısıyla
norm dışı davranışlara girerek kendilerine dikkat çektirme ve varlıklarını ispat etme
gayretine girerler. Toplum tarafından bireyleri sınırlayıcı olarak ihdas edilen
normların çiğnenmesi o kişinin sapkın bir davranışa yöneldiği anlamına gelir. Bu
sapkın davranışların tekrarı bireyi daha fazla norm ihlal etmeye sürükler (Gül ve
Güneş, 2009, s.84-86) ve eğitimden kopma eğilimine yol açar. Bu tür gençleri
kazanabilecek alternatifler geliştirmek gerekir.
508 ICPESS 2016-ISTANBUL, 24-26 August 2016
Sakarya'da Risk Altındaki Lise Gençliğinin Profili
Dezavantajlı ve risk altındaki çocuk ve gençlerin belirlenmesi, eğitimi ve
entegrasyonu bütüncül bir yaklaşımı gerektirir. Toplumun birçok kesiminden
formel ve informel kaynakların, resmi kurum ve kuruluşların, sivil toplum
kuruluşlarının, okulların, aile ve sosyal çevrenin birlikte çalışmalarını sağlayan bir
yapının oluşturulması gerekir. Bu sayede dezavantajlı ve risk altındaki çocuk ve
gençlerin eğitimleri ve toplumsal yaşama katılımları sağlanabilir (Taşdelen, Turhan,
Erikci ve Özkan, 2014: 62).
Risk altındaki ve dezavantajlı gençlerin eğitimi ve sosyal hayata entegrasyonu için
evvela bu gençlerin hangi sosyo-ekonomik ve kültürel çevreden geldikleri, hangi
etkenlerin risk altındaki genç profilini oluşturduğu, söz konusu bu çocuk ve
gençlerin hangi toplumsal çevrede yaşadığı, daha çok hangi okullarda öğrenim
gördüğü gibi sorulara cevap aranması, bir nevi profillerinin belirlenmesi
gerekmektedir. Biz de bu belirlememizden yola çıkarak Gençlik ve Spor
Bakanlığı’nın Gençlik Projeleri Destek Programı kapsamında desteklenen “Bilinçli
Gençlerle Aydınlık Gelecek” isimli projenin de desteğiyle risk altındaki lise
öğrencilerinin profilinin belirlenmesi amacıyla bilimsel bir araştırma yaptık.
Araştırmada okulu terk oranlarının yüksek; okul akademik başarı düzeyinin düşük
olduğu; düşük sosyo-ekonomik düzeye sahip ailelerin çocuklarının öğrenim
gördüğü liselerdeki öğrencilerin; aile yapıları ve aile durumları; televizyon, internet
gibi medya takip alışkanlıkları; arkadaş ilişkileri; değer algıları, güven düzeyleri ve
yaşam memnuniyetleri; okul başarı durumunu ve eğitim sorunları araştırılmıştır.
Okul başarı durumunu ve eğitim sorunlarını; ayrıca dezavantajlı liseli gençlerin okul
başarısında aile takibi ve ilgisinin rolünü ortaya çıkarmak amaçlanmıştır.
2014 yılı Nisan ve Mayıs aylarında Sakarya’da Risk Altındaki Lise Gençliğinin
Profili adını taşıyan risk altındaki ve eğitim hayatından kopma aşamasına gelen
Akyazı Anadolu İmam Hatip Lisesi’nden; Erenler Anadolu Lisesi’nden ve Yunus
Çiloğlu Kız Teknik ve Meslek Lisesi’nden 330 lise öğrencisinin profilini ortaya
çıkarmak üzere bir alan taraması (survey) gerçekleştirilmiştir.
2. Metodoloji
2.1. Model
Sakarya'da Risk Altındaki Lise Gençliğinin Profili adını taşıyan Risk altındaki ve
eğitim hayatından kopma aşamasına gelen dezavantajlı lise öğrencilerinin profilini
ortaya çıkarmak üzere yüz yüze görüşme yoluyla uygulanan ankete dayalı bir alan
taraması (survey) gerçekleştirilmiştir.
ICPESS 2016-ISTANBUL, 24-26 August 2016 509
Hasan H. TAYLAN, Y. GENÇ, Y. Mustafa KESKİN
Çalışma kapsamında araştırmanın sorunu ve amacına uygun olarak oluşturulan
sorular, çözümlenmesi için önceden belirlenen anket formuyla soruşturulmuştur.
Soruşturma sonucu elde edilen veriler ise belirlenen SPSS aracılığıyla istatistik
teknikleriyle analiz edilip, yorumlanmıştır.
2.2. Araştırma Soruları
Sosyal, ekonomik ve eğitim ihtiyaçları sebebiyle dezavantajlı durumda olan ve bu
yüzden sosyal yaşamın dışına itilmiş risk altındaki gençleri “anlamak” ve bu
gençlerin profili ortaya koymak için şu sorulara cevap arandı:
(i)-Risk altındaki öğrenciler, nasıl bir sosyo-ekonomik ve demografik
profile sahiptir?
(ii)-Risk altındaki gençler, boş zamanlarını nasıl değerlendirmekte ve
televizyon ve internet gibi medya takip eğilimleri ne şekildedir?
(iii)-Gençlerin, arkadaşlarıyla ilişkilerinin niteliği nasıldır?
(iv)-Risk altındaki gençlerin değer algıları, sosyal güven algılamaları ve
yaşam memnuniyetleri ne düzeydedir?
(v)-Okul başarı durumunları nasıldır? ve eğitim sorunları nelerdir?
(vi)-Dezavantajlı liseli gençlerin okul başarısında aile takibi ve ilgisinin rolü
var mıdır?
2.3. Örneklem
Sakarya İlinde Akyazı Anadolu İmam Hatip Lisesi’nden; Erenler Anadolu
Lisesi’nden ve Yunus Çiloğlu Kız Teknik ve Meslek Lisesi’nden 330 kız ve erkek
öğrenci örneklem olarak belirlenmiştir.
2.4. Veri Toplama Araçları ve Analizi
Veri toplama aracı yüzyüze görüşmeye dayalı anket formudur. Araştırmanın
amacına uygun olarak oluşturulan anket formu, beş ana bölümden oluşmaktadır. İlk
bölümde, öğrencilerin akran ilişkileri, boş zaman değerlendirmeleri ve medya
kullanım alışkanlıklarını ortaya koymaya yönelik sorulardan oluşmaktadır. İkinci
bölümde, aile yapıları ve ilişkileri yer almaktadır. Üçüncü bölümde, sosyal güven,
değer algılamaları, memnuniyetlerini ölçen sorulardan oluşmaktadır. Dördüncü
bölüm ise, eğitim sorunları ve okul başarı durumlarını tespite yöneliktir. Soru
formunun beşinci ve son bölümü ise, risk altındaki öğrencilerin sosyo-demografik
özelliklerini soruşturan sorulardan meydana gelmektedir.
510 ICPESS 2016-ISTANBUL, 24-26 August 2016
Sakarya'da Risk Altındaki Lise Gençliğinin Profili
Araştırma ile elde edilen veriler bilgisayar ortamına aktarılarak SPSS programı
yardımıyla analiz edilmiştir. Söz konusu analiz sürecinde betimleyici frekans
analizleri, sosyo-demografik değişkenler arasındaki ilişki ve farklılıklar tespit
edilmiştir.
3. Araştırmanın Bulguları
3.1. Demografik özellikler
Araştırmaya tabi olan öğrencilerin cinsiyetleri dengeli tutulmaya çalışılmıştır.
Çünkü cinsiyetler sosyal sorunların oluşunda ve çözümlerinde oldukça önemlidir.
Kız öğrenciler erkekler yüzde on fazladır. Öğrencilerin %40’ı on beş yaş ve altında
diğerleri ise bu sınırın üstündedir. Bu yaş aralığı gençlerin ergenlikten kaynaklanan
sorun ve özelliklerinin en belirgin olduğu dönemdir.
Tablo 1: Katılımcıların Özellikleri
Cinsiyet
Kız 55,8
Erkek 44,2
Yaş=16,03 yaş
15 yaş ve altı 40,5
16-17 yaş 48,5
18 yaş ve üzeri 11,0
Gelir Dağılımı=1927,83 TL
1000 TL ve altı 32,0
1000 TL-3000 TL arası 59,6
3000 TL-5000 TL arası 6,0
5000 TL üzeri 2,4
Anne eğitim
Okur- yazar ama diploma yok 8,0
İlkokul mezunu 55,8
Ortaokul/ilköğretim mezunu 23,6
Lise mezunu 9,8
Üniversite mezunu 2,1
Yüksek lisans + ,6
Baba eğitim
Okur- yazar ama diploma yok 4,0
İlkokul mezunu 40,4
Ortaokul/ilköğretim mezunu 26,2
Lise mezunu 22,2
Üniversite mezunu 5,6
Yüksek lisans + 1,5
Gelir bakımından ankete katılan öğrenciler değerlendirildiğinde; ailelerinin geliri,
asgari ücrete yakın bir rakam olan 1000 TL altında bir gelire sahip olanların oranı
yüzde 32’dir. (Araştırma yapıldığında asgari ücret 900 TL’nin altında idi)
ICPESS 2016-ISTANBUL, 24-26 August 2016 511
Hasan H. TAYLAN, Y. GENÇ, Y. Mustafa KESKİN
Katılımcıların üçte birinin ailesinin toplam aylık geliri asgari ücret civarındadır.
Türkiye'de dört kişilik standart bir ailenin yoksulluk sınırı, Ocak-Ekim 2014
itibariyle 3800 TL civarında olduğu düşünüldüğünde (Türk-İş’e ve Türkiye
İstatistik Kurumu’na göre) yoksulluk sınırının altında bir gelire sahip ailelerin oranı
yüzde 90-95 bandındadır. Bu okulların dezavantajlı öğrencileri ihtiva eden okullar
olduğu düşünüldüğünde yoksullukla risk altındaki gençler ilişkisi daha berraklaşır.
Öğrencilerin annelerinin üçte ikisi ve babaların yarıya yakını ilkokul mezunu veya
okuryazar seviyesi bir eğitim düzeyine sahiptirler. Üniversite eğitimi yok denecek
kadar azdır. Ebeveynlerin eğitim profili oldukça düşüktür.
Anne ve baba eğitimine ilişkin her iki istatistiki veri, Türkiye ortalamasının
üzerindedir. TÜİK 2014 verilerine göre, Türkiye’de 2013 yılında okuma yazma
bilmeyen erkek nüfus oranı yüzde 1,4 iken, kadınlarda bu oran yüzde 7’dir.
3.2. Aile Yapısı ve İlişkileri
Grafik 1: Aile Biçimleri
Parçalanmış aile 3.1
Geniş aile 14.5
Çekirdek aile 82.4
Öğrenci aileleri çok büyük oranda çekirdek aile (%62,4) özelliği göstermektedir.
Öğrenci ailelerinin %14,5’i geniş aile iken, %3,1’i parçalanmış (boşanmış ya da ayrı
yaşayan) ailedir.
Grafik 2: Hanehalkı Büyüklüğü
63.9
24.5
11.6
1-3 kişi 4-5 kişi 6 ve üzeri kişi
Ankete katılan öğrencilerin yarıdan fazlasında (%63,9) ailedeki birey sayısı 4-5
kişiden oluşurken, 6 ve daha üzeri bireye sahip olduklarını belirtenlerin oranı
512 ICPESS 2016-ISTANBUL, 24-26 August 2016
Sakarya'da Risk Altındaki Lise Gençliğinin Profili
%24,5, 1-3 arası bireye sahip olduklarını belirtenlerin oranı ise %11,6’dır. Ortalama
hane halkı büyüklüğü (genişliği) 4,77’dir.
Grafik 3: Ebeveyn Durumu
92
5 3.1
Aynı evde birlikte Boşanmış ya da ayrı Anne babamdan biri
yaşıyor yaşıyor vefat etti
Öğrencilerin çok büyük bir kısmının (%92) ailesi öğrencilerle birlikte aynı evde
otururlarken, anne veya babasından birisinin vefat ettiğini belirtenlerin oranı %3,1,
ailesinin boşanmış olduğunu belirtenlerin oranı ise %5’tir.
3.3. Gündelik Yaşam ve Akran İlişkileri
Tablo 2:Medya Takip Eğilimleri
TV İnternet Online oyun Sosyal medya Ders
İzleme çalışma
Hiç 5,8 30,4 61,9 30,1 26,8
1-2 saat 60,8 41,4 25,3 39,0 54,1
3-4 saat 20,1 14,9 7,4 12,2 12,8
5 saat üzeri 13,3 13,4 5,4 18,8 6,3
Ortalama (saat) 2,49 3,09 2,61 3,68 2,23
Tabloda görüldüğü gibi ankete katılan öğrenciler boş zamanlarını genel toplamda
3,68 saat ortalamasıyla sosyal medyayı takip ederek, 3,09 saat ortalamasıyla
interneti kullanarak, 2,61 saat ortalamasıyla online oyun oynayarak, 2,49 saat
ortalamasıyla TV izleyerek ve 2,23 saat ortalamasıyla da ders çalışarak geçirdiklerini
belirtmişlerdir. Bu veriler, öğrencilerin sosyal aktiviteler içerisinde en az vakti
(ortalama 2,23 saat) ders çalışmaya ayırdıkları anlamına gelmektedir.
ICPESS 2016-ISTANBUL, 24-26 August 2016 513
Hasan H. TAYLAN, Y. GENÇ, Y. Mustafa KESKİN
Grafik 4: Gelir Getirici Bir İşte Çalışma
Evet
15,2%
Hayır
84,8%
Ankete katılan öğrencilerin %84,8’i hiçbir gelir getirici işte çalışmadığını
belirtirken, ailesine katkı sağlamak ve giderlerini karşılamak için ders saatleri
dışında gelir getirici bir işte çalıştığını belirtenlerin oranı %15,2’dir.
Öğrenciler sorunlarını ilk önce en fazla okul arkadaşlarıyla (%44,7) ve aile veya aile
yakınlarıyla (%35,3) çözme eğilimindedir. Okul dışından olan arkadaşlarla
sorununu çözmeyi tercih eden öğrencilerin oranı %10,9 iken, bu hususta
öğretmenlerden yardım istediğini/isteyeceğini belirtenlerin oranı ise %4,6’ya kadar
düşmektedir.
Grafik 5: Bir Sorun Olduğunda Görüşülecek İlk Kişi
44.7
35.3
10.9
4.6
4.6
Okuldan Ailemle ve/ya Okul dışında Öğretmenlerimle Diğer
arkadaşlarımla aile yakınlarımla arkadaşlarımla
Aynı tablodaki verilere göre, öğrencilerin %4,6’sı da sayılanların dışında kişi veya
kişilerle sorununu çözmeyi tercih ettiğini/edeceğini belirtmiştir. Bu durumda,
ankete katılan öğrenciler açısından sorun çözme noktasında okuldan akran grubu
ile aile veya aile yakınlarının çok büyük oranda önem taşıdığı ortaya çıkmaktadır.
Bu da, söz konusu sorun çözme mercilerinin önemini bir kat daha artırmaktadır.
Öyle ki, özellikle akran grubunun niteliği ve ailenin böylesi bir durum karşısındaki
tavrı öğrencinin sorununun olumlu ya da daha olumsuz bir hale bürünmesine neden
olacaktır.
514 ICPESS 2016-ISTANBUL, 24-26 August 2016
Sakarya'da Risk Altındaki Lise Gençliğinin Profili
Grafik 6: Fiziksel Şiddete Maruz Kalma
Evet Hayır
11.6%
88.4%
Grafikte görüldüğü gibi, ankete katılan öğrencilerin %88,4’ü son bir yıl içerisinde
okulda herhangi bir fiziksel saldırı veya darp olayıyla karşılaşmadığını belirtirken,
%11,6’sı böylesi durumlarla karşılaştığını belirtmiştir.
Grafik 7: Yaşam Memnuniyeti
40,0%
30,0%
21,2%
7,0%
1,8%
Çok Memnunum Ne Memnun Hiç memnun
memnunum memnunun değilim değilim
nede değilim
Öğrencilerin üçte ikisinden fazlası (%70,0) hayatından memnun olduğunu (%40’ı
memnun, %30,0’u çok memnun) belirtirken, %8,8’i ise hayatından memnun
olmadığını (%1,8 memnun değil, %7,0’si hiç memnun değil) belirtmiştir.
Aynı tablodaki verilere göre ankete katılan öğrencilerin %21,2’si de bu konuda
karar vermede zorlanmaktadır. Bu son gruptakileri de hayatından memnuniyet
duymayan öğrenciler kategorisine aldığımızda, örnekleme alınan öğrencilerin
neredeyse üçte birine yakınının (%30) hayatından memnuniyetsizlik duyduğu
ortaya çıkmaktadır ki bu oran, hiç te azımsanmayacak bir orandır. Şüphesiz bu
durum, söz konusu öğrencilerde hayata olumsuz bakma, hayatın anlamını yitirmesi,
geleceğini görememe gibi nedenlerle eğitimini aksatma, ya da yarıda keme ve daha
da kötüsü bir kısmında intihar girişimlerine kadar gidebilecek olumsuz sonuçlar
doğurabilecektir.
ICPESS 2016-ISTANBUL, 24-26 August 2016 515
Hasan H. TAYLAN, Y. GENÇ, Y. Mustafa KESKİN
3.4. Sosyal Güven ve Değerler
Tablo 3: Sosyal Değerler
Çok önemli Biraz önemli Önemsiz
Bir meslek sahibi olmak 96,7 3,0 ,3
Çocukları iyi yetiştirmek 93,9 5,2 ,9
İyi bir vatandaş olmak 93,2 6,5 ,3
İleride aileye destek olmak 91,8 7,3 ,9
Okul-okumak-öğrenmek 87,7 11,1 1,2
İyi bir evlilik yapmak 77,0 18,1 4,8
Tabloda görüldüğü gibi, ankete katılan öğrenciler, anket soruları içerisinde
kendilerine sunulan değerler içerisinde sırasıyla en yüksek oranlarda, bir meslek
sahibi olmayı (%96,7 çok önemli, %3,0 biraz önemli), iyi bir vatandaş olmayı
(%93,2 çok önemli, %6,5 biraz önemli), ileride aileye destek olmayı (%91,8 çok
önemli, %7,3 biraz önemli) ve çocukları iyi yetiştirmeyi (%93,9 çok önemli, %5,2
biraz önemli) onaylamakta, onları sırasıyla okul-okumak-öğrenmek (%87,7 çok
önemli, %11,1 biraz önemli) ve iyi bir evlilik yapmak (%77,0 çok önemli, %18,1
biraz önemli) takip etmektedir. Bu verilere göre, ankete katılan öğrenciler
kendilerine sunulan değerlere sahip olmayı çok büyük oranlarda önemsemektedir.
Grafik 8: Sosyal Güven
Hiç güvenmem Az güvenirim Çok güvenirim
87.5
62.5
50.9
34.5
19.9 17.5 14.5
9.5
3.1
Yaşadığınız şehirdeki- Aile üyelerine ne kadar Okulda kendinizi ne
civardaki insanlara ne güvenirsiniz? kadar güvende
kadar güvenirsiniz? hissediyorsunuz?
Ankete katılan öğrenciler en çok ailelerine güvendiklerini ifade etmiştir. Nitekim
öğrencilerin %87,5’i ailesine çok güvendiğini, %9,5’i ise az güvendiğini belirtmiştir.
Oysa aynı tablodaki verilere göre öğrencilerin kendilerini çok güvende hissetme
oranları okulda %34,5’e, yaşadığı sosyal çevrede (ülke, şehir, ilçe, köy vs.) ise
%17,5’e kadar düşmektedir. Bu durum daha çok, öğrencilerin yaşadığı sosyal
çevrelerde tecrübe ettiği olumsuz davranış ile kitle iletişim araçlarının gündeme
taşıdığı haberlerin öğrenciler üzerinde bıraktığı olumsuz tesirlerle izah edilebilir.
516 ICPESS 2016-ISTANBUL, 24-26 August 2016
Description:Sakarya'da Risk Altındaki Lise Gençliğinin Profili. ICPESS 2016-ISTANBUL, 24-26 August 2016. 507. Sakarya'da Risk Altındaki Lise Gençliğinin