Table Of ContentSADUN
AREN’e
80. Yaş Armağanı
\M M
M .
MÜLKİYELİLER BİRLİĞİ YAYINLARI: 31
ARMAĞAN DİZİSİ: 5
Sadun
AREN’e
80. Yaş
Armağanı
MÜLKİYELİLER BİRLİĞİ VAKFI YAYINLARI: 31
0 Mülkiyeliler Vakfı Yayınları No: 31
Konur Sokak No: 1
06650 Kızılay - Ankara
Tel/Faks: (0312)417 80 98
ISBN: 975-7400-18-1
0 1000 adet basılmıştır.
Ankara, Aralık 2003
Tasarım-Baskı
Kardelen Ofset, 0312 435 37 90
İçindekiler
- Önsöz: “Koşarak Sevgiler Yaratan Bir Adam”
Salih E R ....................................................................................................5
- Prof. Sadıtıı Ar en'in Yaşamöyküsii........................................................7
- Mülkiyeliler Birliği ve Vakfı'mn Prof. Sadun Aren’in
80. Doğum Günü Kutlama Töreninden Konuşmalar 11
- Bilim Adamı Olarak Sadun Areıı ........................................................49
Tuncay BULUTAY
- Söyleşi: “Beş Günde Bir Ömür”..........................................................65
Cem EROĞUL
- Mektuplar ..............................................................................................201
- Basında Son Demeç..............................................................................213
- Son Açıklama.........................................................................................219
- Sadun Areıı Fotoğrafları.....................................................................221
Prof. Sadun Aren’e Armağan 3
Önsöz
“Koşarak Sevgiler Yaratan Bir Adara”
Salih ER
Bu bir öykü... 19 Mart 1922 tarihinde, savaş yıllarında doğan vc
hiç bükülmeden savaşa savaşa 81 yaşını aşan komünist bir ada
mın öyküsü.
Bu öyküden değişik tatlar alacaksınız. Kimi zaman tatlı bir hüzün çevre
nizde gezinecek, kimi zaman şen kahkahalar atacaksınız. Demokrat vc en
telektüel bir baba ile Mevlevi tekkesinde büyümüş bir ananın çocuğunun,
Türkiye sosyalizminin tarihsel süreci içindeki yerini, çektiği acıları,
katkılarını okuyup düşüneceksiniz.
Bu öyküde, hep günceli yaşayan Aren’in öğrencilik yılları, hapishane
günleri var; yaşamının belirli anlarında onunla beraber olanların anılarında
ki bilim adamı, mülkiyeli, parlamenter, komünist Areıı var.
Bu öyküde, tuttuğu Beşiktaşın simgesi karakartalın kanatları altına Ali
ile Ayşe Eroğul’u çağıran, “bir kalbe sığınarak okşanmayı bekleyen” ço
cuklara dünyasını açan, hayattan aldığını hayata veren bir Adam var.
Bu öyküde, hayatın sonlarında, sözün istendiği gibi toparlanamadığı,
Prof. Sadun Arcn’e Armağan 5
karşı tarafın yorumlamak vc algılamakta duraksamaya düşebileceği bir çer
çevede verilmiş demeç var.
Biz o demecin arkasında tümüyle durmayız, ama onurlu, namuslu, say
gın bir 81 yılın ardında sonuna kadar dururuz; geçmişi kirletmek için kulla
nılmasına rıza göstermeyiz.
Aren’in 80. doğumgünü törenindeki konuşmaların ve Cem Eroğul’un
beş gün süren sıkı söyleşisinin, kamunun önüne çıkabilmesinde katkısı olan
ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bu genel teşekkür içinde, Mül
kiyeliler Birliği ve Cem Eroğul’a, kurumsallaştırarark ve kişiselleştirerek,
şükranlarımızı sunmayı zevkli bir görev sayıyorum. Ve “Ekim günlerinden
beri gümbür gümbür gelen” bu büyük Adam’ı saygıyla selamlıyorum.
6 Prof. Satluıı Areıı’c Armağan
Prof. Sadun AREN’in
Yaşamöyküsü
Profesör Sadun AREN 19 Mart 1922’de Erzurum’da doğdu. Babası
Ziraat Bankası’nda müfettiş, annesi ev hanımıdır. Annesini küçük
yaşta kaybetti. Babasının memuriyeti nedeniyle öğrenimini Eskişehir, An
kara ve İstanbul gibi çeşitli illerde gerçekleştirdi.
Daha ortaokul, lise sıralarında yaşamla ilgili felsefi sayılabilecek konu
lar üzerinde düşünmeye başladı. Bu dönemde okuduğu, Haşan Ali Yücel’in
Mantık kitabı, Dante’nin İlahi Komedi'si ve Hüseyin Cahit Yalçın’ın tercü
me ettiği Kavgam, üzerinde büyük etki yaptı. Orta öğrenimini tamamladık
tan sonra Mülkiye’ye girdi.
Miilkiye’de öğrenim gördüğü sıralarda okuduğu Darvvin’in Türlerin Kö
keni isimli kitabından çok etkilendi. Bu kitap kendi ifadesiyle sosyalizme
yönelmesinde büyük etmen oldu. Yine bu sıralarda Marx’ı da okudu.
Mülkiye’yi bitirdikten sonra İçişleri Bakanlığı Muhasebe Miidürlü-
ğü’nde staja başladı. Bu sıralarda yoğun biçimde kendisini okuma ve dü
şünmeye verdi. O sıralar Alman faşizminin çöküşü Sovyetlere olan sempa
tiyi artırmıştı. Bu sıralarda DTCF’de okuyan ve marksist görüşlü İlerici
Gençler Örgütü’ne üye olan Nabi isimli bir gençle tanıştı. O arkadaşının
önerisiyle DTFC’de Bellice Boran’ı dinlemeye gitti. Konferansın özellikle
çok sağlam olan bilimsel yapısı, üzerinde büyük etki yaptı. Zaten entelektü
Prof. Sadun Arcıı’c Armağan 7
el bakımdan doyurucu olan Yurt ve Diirıya, Adımlar gibi dergileri de izli
yordu. 1947’de Posta İdaresi’nde memur olan TKP üyesi Kemal Ergin ile
tanıştı. Onun evinde "Marksizmin Sorunları" adlı gizli elyazmalarını oku
dular ve o tarihten kendini Marksist saymaya başladı.
Aynı yıl doktorasını yapmak üzere İstanbul’a gitti. İstanbul İktisat Fa-
kültesi’nde doktorasını yaparken Kemal Ergin’in baldızı ve eniştesinin Or-
taköy’deki evine gidip gelmeye başladı. Burada şoför İdris ve Neriman
Hikmet’le tanıştı.
Doktorasını tamamlayıp tez yapmak üzere Ankara’ya dönünce Ömer
Lütfi Tuncay ile tanıştı.
O sırada Mülkiye’nin Üniversiteler Kaııunu’na tabi olabilmesi için belli
sayıda doçente sahip olması gerekmekteydi. Okulda yeterli sayıda doçent
bulunmadığından Aren ve Seha Meray’dan doktora tezlerini doçentlik tezi
olarak vermelerini istediler. Böylece her ikisi de doçent unvanı aldılar.
1948’de kardeşi Nilüfer vasıtasıyla eşi Munise Hanımla tanıştı. 25 Hazi
ran’da nişanlanıp, 25 Ekim’de evlendiler.
Doçent Sadun Aren’in Mülkiye’de verdiği ilk ders sosyoloji oldu. Kendi
konusu olmamasına karşın, Fakülte’de sosyoloji hocası olmadığından bu
görev ona verilmişti. 1951 yılında kızı Yeşne doğdu. Aynı yıl Fakülte tara
fından Birleşmiş Milletler’e bağlı Avrupa Ekonomik Komisyonu’nda burs
lu olarak çalışmak üzere Cenevre’ye gönderildi. O sıralar Türkiye’de 1951
Komünist Tevkifatı başlamıştı. Bu nedenle Fakülte’ye başvurarak süresini
uzattı ve Cambridge’e giderek orada bir taraftan bir koleje kayıt olarak öğ
renimini geliştirdi, diğer taraftan da bursu kesildiği için BBC sınavına girip
kazandı ve Türkiye seksiyonunda çalışmaya başladı.
Aren ülkedeki gelişmeleri göz önüne alarak bir ara Türkiye’ye hiç dön
memeyi düşündü, fakat kendi ülkesinden uzaklaşmasının insanı yozlaştıra
cağı kaygısıyla bu karardan vazgeçti. Esasen Fakülte de dönmesini iste
mekteydi. İstanbul’a gelir gelmez vapurda gözaltına alındı ve Ankara’ya
götürülerek Rüzgârlı Sokak’ta askeriyeye ait bir cezaevine konuldu. Burada
15 gün kaldı. Daha sonra çıktığı mahkemede tutuksuz olarak yargılanmak
üzere serbest bırakıldı.
Bu arada Fakülte’deki görevine devam etmekteydi. Mahkeme bir yıl ka
dar sürdü ve delil yetersizliğinden beraat etti.
8 Prof. Sadun Aren’e Armağan
1957 yılında 35 yaşında profesör oldu. 1958’de ikinci çocuğu Haldun
dünyaya geldi.
1955-1965 yılları arasında Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde kesintisiz ho
calık yapan Aren, Ankara İktisadi Ticari İlimler Akademisi’ııde de gece
derslerine girdi. İlk kitabı, aynı zamanda doçentlik tezi olan Veraset Vergi
leri Üzerine Bir Deııenıe'dır. 1956’da ikinci kitabı Para ve İktisadi Politi
ka' yı yazdı. Bu ikinci kitabının son baskısı 2003 yılında yapıldı.
27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi sonrası kurulan Milli Birlik Komitesi İk
tisat Komisyonu’na seçildi. Bu arada Devlet Planlama Teşkilatı kurulmakta
ve Prof. Sadun Aren’in İktisat Dairesi Başkanı olması düşünülmekteydi.
Fakat MİT’in itirazı nedeniyle bu gerçekleşmedi. Ancak bir süre sonra
DPT’ye sözleşmeli olarak danışman oldu ve bu görevini 1962 yılına kadar
sürdürdü.
Bu arada 1961 yılında kurulan TİP’le de temas kurmuştu. O tarihlerde
üniversite hocalarının siyasi partilere girmesine bir engel olmadığından
1963 yılında partiye girdi. 1964 yılında yapılan kongrede de Genel Yöne
tim Kurulu üyeliğine seçildi. TİP 1965 seçimlerinde TBMM’de 15 sandalye
kazandı. Prof. Aren de Mehmet Ali Aybar ve Çetin Altan’la birlikte İstan
bul’dan milletvekili oldu.
1968 yılından itibaren Aybar’m dile getirdiği "Türkiye’ye has sosya
lizm" söylemi Prof. Aren’in de içinde olduğu bir grup partili tarafından ide
olojik sapma olarak görüldü. Bu grup Emek dergisi çerçevesinde bir araya
geldi. Dergi çerçevesinde yürütülen mücadele sonunda Mehmet Ali Aybar
Partiden istifa etmek zorunda kaldı. Yapılan genel kurul sonrası TİP’in ge
nel başkanlığına Bellice Boran getirildi.
Aren, 12 Mart askeri darbesinden sonra gözaltına alınarak Yıldırım Böl-
ge’ye götürüldü. Bir hafta sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak Ma
mak Askeri Cezaevi’ne gönderildi. Tutukluyken mide kanaması geçirerek
GUlhane Askeri Tıp Akademisi’ne kaldırıldı. Bu arada TCK’nin 141/1 mad
desi gereği yargılandığı dava da sürmekteydi. 1972 yılında dava karara
bağlandı ve 12 yıl 5 ay ağır hapis cezasına çarptırıldı. Türkiye İşçi Partisi
yöneticisi diğer arkadaşlarıyla birlikte cezasının geri kalan kısmını çekmek
üzere Niğde Cezaevi’nc gönderildi. 1974 yılında çıkan genel aftan yararla
narak tahliye oldu. Cezaevindeyken Marksizm ve üniversitede okutulan
Prof. Sudun Aren’c Armağan 9
Description:O sıralar Alman faşizminin çöküşü Sovyetlere olan sempa tiyi artırmıştı. Belki kararın, bunun dışındaki bazı sözleri, biraz serttir. Ama örneğin, bugün Biliyorsunuz, bugün en çok Yeşillerin savunduğu almaşık bir görüş var. Bu Neredeyse faşizan bir yaptırım öneriy