Table Of ContentPARTİZAN TEORİSİ
Siyasal Kavramı Üzerine Bir Arasöz
CARL SCHMITT
PARTİZAN TEORİSİ
Siyasal Kavramı Üzerine Bir Arasöz
Carl Schmit
Nika Yayınevi -
1. Baskı: Mayıs 2017
ISBN:
Orijinal Künye:
Yayın Yönetmeni: Bülent Özçelik
Kitap Editörü: Berk İlke Dündar
Çeviren: G
Kapak Tasarım: Leyla Çelik
Sayfa Düzeni: İlhan Ulusoy
Bu kitabın basım, yayın, satış hakları © Fita İnş. Müh. Pet. Mat. Bas. ve Yay. İml. San.
Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Anılan kuruluşun izni alınmadan kitabın tümü ya da bölümleri,
mekanik, elektronik, manyetik ya da başka yöntemlerle çoğaltılamaz, basılamaz. Nika
Yayınevi, Fita İnş. Müh. Pet. Mat. Bas. ve Yay. İml. San. Tic. Ltd. Şti.’nin markasıdır.
Baskı ve Cilt: Bizim Büro
Sertifika No: 26649
Sanayi 1. Cad. Sedef Sok. No: 6/1 İskitler/Ankara
T: 0 312 229 99 28
Sertifika No: 26357
Yüksel Cad. No: 30/8 Kızılay-Ankara
T: 0312 433 71 15
www.nikayayinevi.com [email protected]
PARTİZAN TEORİSİ
Siyasal Kavramı Üzerine Bir Arasöz
CARL SCHMITT
60. doğum gününde Ernst Forsthoff’a adanmıştır.
13 Eylül 1962
İÇİNDEKİLER
SUNUŞ
CARL SCHMIT’İN PARTİZAN TEORİSİ .......................................9
Giriş ..................................................................................9
Carl Schmitt’in Düşüncesinin Temel Parametreleri .........12
Partizan Kimdir? .............................................................21
Sonuç Yerine ....................................................................31
ÖNSÖZ .......................................................................................33
GİRİŞ ..........................................................................................35
1808-1813’deki Duruma Bakış ..............................................35
ÇALIŞMANIN KAPSAMI .............................................................43
Partizan Kelimesi ve Partizan Kavramı ..................................47
Uluslararası Hukuki Duruma Bakış ........................................54
TEORİNİN GELİŞİMİ ...................................................................65
Partizanlığın Prusya’ya Özgü Yanlış Kullanımı .......................65
1813’te Prusyalı İdeali Olarak Partizan ve Teoriye Dönüş .....72
Clausewitz’den Lenin’e .........................................................80
Lenin’den Mao Zedong’a ......................................................86
Mao Zedong’dan RaoulSalan’a .............................................93
SON AŞAMANIN GÖRÜMLERİ VE KAVRAMLARI ......................99
Mekânsal Görünüm ..............................................................99
Toplumsal Yapıların Bozulması ...........................................103
Jeopolitik Görünüm ............................................................105
Teknik Görünüm .................................................................107
Yasallık ve Meşruiyet ..........................................................112
Gerçek Düşman ..................................................................116
Gerçek Düşmandan Mutlak Düşmana ................................120
SONSÖZ ...................................................................................127
ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI OLACAK MI? ................................127
KAYNAKÇA ...............................................................................141
8
SUNUŞ
CARL SCHMIT’İN PARTİZAN TEORİSİ
HÜSEYİN ETİL
“ölürsem bir partizan gibi öleceğim
azgın bir gebelik halinde”
İsmet Özel, Partizan
Giriş
Düşünce dünyasının önünde bir Carl Schmitt problemi durmak-
tadır. Bir yanda hâlâ yeterince kavranılamayan bir teorik derin-
lik, öte yanda kolayca benimsenemeyecek bir siyasal biyografi.
M. Heidegger ile birlikte Schmitt, nasyonal sosyalist partinin
entelektüelleri olarak kabul edildikleri için entelektüel dün-
yada uzun yıllar kendilerine yönelik bir ilgisizlik söz konusu
olmuştur. En iyimser yönelimde iki büyük düşünürün siyasal
pratikleri (vita activa) ile teorik yaşantıları (vita comtemplativa)
arasında bir ayrıma gidilmiştir. Hem Schmitt hem de Heidegger
entelektüel camiayı siyasal pratiklerini reddedip düşüncelerini
savunmak gibi bir açmaza sürüklemişlerdir. Hassaten Schmitt
üzerinde dolanan kötülük imgeleri çok daha fazla; Nazi yanlısı,
liberalizm ve demokrasi düşmanı vb. Herhalde Machiavelli’den
sonra ismi en çok lanetlenmiş siyaset düşünürü Schmitt olsa
gerek. Schmitt, uzun yıllar dar bir okumayla sadece Nazile-
rin yapıp etmelerini hukuken meşrulaştıran ve siyasal doktrin
düzeyine çıkaran kişi olarak anılmıştır. İkinci dünya savaşında
9
Nazilerin yenilmesi aynı zamanda pek çok Alman düşünürün
de ‘yenilmesine’ neden oldu. İkinci dünya savaşı şartları altında
kötülükle özdeşleşmiş “Carl Schmitt” ismi bırakalım dünyada,
kendi evinde bile anılmıyordu. “Nazilerin ideoloğu” şeklinde
alımlanan Schmitt’in düşüncesi karşısında dünya entelektüel
kamuoyu oldukça ilgisizdi. Schmitt hakkındaki literatür ilgili
yıllarda oldukça dar ve kısıtlıydı. Bu ilgisizlik geçen yüzyılın
sonralarına kadar devam etti.
Ancak doksanlı yıllarda, ilgili yılların hauntolojik atmosferi
içinde Schmitt’in hayaletini çağırma seansları baş gösterdi. Son
otuz yıl içinde yaşanılan temel tecrübeler ışığında Schmitt’in
düşüncesine olan ilgide bir canlanma olduğu söylenebilir. Dok-
sanlı yıllarda dünyayı derinden etkileyen tarihsel olaylar yaşan-
mıştır: Soğuk savaş dönemi sona ermiş, Berlin Duvarı’nın yıkıl-
mış ve bu sürecinin sonunda tarihin ve ideolojilerin sonunun
geldiği ilan edilmiştir. Liberal demokrasinin erken ilan edilmiş
galibiyeti beraberinde tarihin, mücadelenin, çatışmanın ve sava-
şın da sonunun geldiği anlamına gelmiştir. Tüm bu “son” ilan-
larının vardığı en nihai nokta ise politikanın bittiği söylemidir.
Yeni durumda artık politika “good governence” anlayışına in-
dirgenmiştir. Post-politik bir çağa ulaşıldığı söylemi, doksanlı
yılların meşhur “yeni dünya düzeni” teoriyle birlikte ekonomik,
askeri, politik ve kültürel pek çok düzlemde yaygınlaştırılmış-
tır; çok uluslu şirketler, Avrupa birliği taraftarları, kozmopolit
liberaller, insan hakları savunucuları, ulus-üstü kurum ve kuru-
luşlar, küresel kapitalizm, sivil toplum örgütleri, devletin sonu-
nu ilan eden kim varsa dönemin egemen söyleminin üreticisi ve
taşıyıcısı olmuşlardır. İlgili yıllar malum olduğu üzere neo-libe-
ral ekonomi-politikalarının yürürlükte olduğu yıllardır. Neo-li-
beralizmin mücadele ettiği iki büyük “şer odağı” vardı; politika
ve sınıf mücadelesi. Bu durum, ilgili dönemde neden bir yan-
dan Schmitt’in ve diğer yandan Marx’ın hayaletinin neo-libera-
lizmin pan-zehri olarak çağırıldığı konusuna da açıklık getirir.
10