Table Of ContentGÖNÜLDEN ESİNTİLER:
(13)
ON ÜÇ ve
HAKİKAT-i İLÂHİYYE.
NECDET ARDIÇ
İRFAN SOFRASI
NECDET ARDIÇ
TASAVVUF SERİSİ 13
0
GÖNÜLDEN ESİNTİLER:
13
ON ÜÇ ve
HAKİKAT-i İLÂHİYYE.
NECDET ARDIÇ
İRFAN SOFRASI
NECDET ARDIÇ
TASAVVUF SERİSİ 13
1
1
Muhammed (s.a.v) efendimizin, bazı
isimlerinden küçük bir şiir.
Doğdu beş yüz yetmiş bir de on üç.
(1) Alemlere müjdelendi bu güç.
Varlığı oldu her şeye öğünç.
Evvel yetim sonra öksüz Muhammed (s.a.v.)
Abdülmuttalip aldı yanına.
(2) Muhabbetle, bastı hep bağrına.
Her zaman üstündü akranına.
Hacerul Esved-i koydu yerine, Emin Muhammed
(s.a.v.)
Hira başladı şereflenmeğe.
(3) Değiyordu hep gidip gelmeğe.
Rabb’ın dan çok ilimler almağa.
Nihayet. Cibrilden geldi Ikra’ Muhammed.
(s.a.v.)
Rabb-ı dedi ki; kalk, ey bürünen. (müddessir)
(4) Bütün âlemde benim görünen. “bürünmek”
Varlığında aşikâr bilinen.
Elbiseni temiz tut ya müddessir Muhammed
(s.a.v.)
Zemmedilmeğe başlandı hemen. (zem edilmek)
(5) Çoğaldı onu yakıynen seven. (küçük düşürülmek)
Günler geçerken verdi hep güven.
Gayret eyledi yılmadı müzzemmil Muhammed.
(s.a.v.)
Tahakkuk etti hüvviyyetiyle.
(6) Zuhur etti Mûsâ kemâliyle.
Sardı âlemi muhabbetiyle
Bir ismi de Tâ-Hê Muhammed. (s.a.v.)
2
2
Sin-i ; İnsân-a eyledi rumuz. “işaret, sembol”
(7) Böylece tam oldu huzurumuz.
Sevindik hep kızımız,oğlumuz.
Ümmetine misâl oldu Yâ-Sîn Muhammed. (s.a.v.)
Zatın zuhuru oldu tamam.
(8) İşte bu, ümmete gerçek bayram.
Oldu vahy, gönüllerde imam.
Onun ahlâk-ı hep Kûr’ân Muhammed. (s.a.v.)
Makam-ı Mahmud’dan al haberi.
(9) Kalk iyi değerlendir bu yeri.
Terketme Hakk’a seyr’ü seferi.
Bak gör bir ismi de Mahmud Muhammed.
(s.a.v.)
Başladı Peygamberlik oyunu.
(10) Çevresi seviyordu huyunu.
Yücelttikçe yüceltti soyunu.
Böylece oldu Hazret-i Muhammed. (s.a.v.)
Görüşünü arttır biraz daha.
(11) Çok geniştir âlemdeki saha.
Gir gönüle bakma sola, sağa.
Bütün âlemlerin zuhuru, Hakikat-i
Muhammed. (s.a.v.)
İnsân âlemde Hakk’ın aynası.
(12) Belki mubalâğa, görünen aynısı.
Bu Hakk’ın zatına hep çağrısı.
Bütün âlemde İnsân-ı Kâmil Muhammed. (s.a.v.)
Ahad’ın sırrı belirdi onda..
(13) Ahad on üç tür, bilindi burda
Kalmadı hiç bir perde ortada.
Ahad bir mim ile oldu, Ahmed Muhammed. (s.a.v.)
3
3
İÇİNDEKİLER:
Sahife No
MUHAMMED (s.a.v.) şiir......................... (2)
Önsöz..................................................... (5)
Kûr’ân-ı Keriym’in bazı Âyetlerinde geçen
(uğursuzluk) ifadeleri……………………………………….. (8)
Birinci bölüm:
Elif ve on üç ……………………………………………… (12)
İkinci bölüm:
İnsân ve on üç ün bazı bağlantıları…………….. (58)
Üçüncü bölüm:
Âdem (a.s.) ve on üç ün bazı bağlantıları….. (73)
Dördüncü bölüm:
Nuh (a.s.) ve on üç ün bazı bağlantıları…….. (83)
Beşinci bölüm:
İbrâhim (a.s.) ve on üç ün bazı bağlantıları.. (93)
Altıncı bölüm:
Musâ (a.s.) ve on üç ün bazı bağlantıları……. (104)
Yedinci bölüm:
İsâ (a.s.) ve on üç ün bazı bağlantıları………… (120)
Sekizinci bölüm:
Muhammed (a.s.) ve on üç ün bazı bağlantıları.. (179)
4
4
ÖNSÖZ
BİSMİLLÂHİRRÂHMÂNİRRÂHİYM:
Muhterem okuyucularım:
Yaşam süremiz içerisinde genel olarak duyduğumuz,
bilhassa dış kaynaklı bilgi ve yaşantılardan, ON ÜÇ ün, yani
bu sayının uğursuz, uğursuzluk ve olumsuzluk taşıdığı
ve kullanılmaması gerektiği yolunda idi. Ayrıca iç kaynaklı
bazı hayâli inanışlar da, az da olsa bu yönde idi.
İlgisiz olanların ise diğer mühim meselelerde olduğu
gibi ON ÜÇ ile ilgili bir oluşumun müspet veya menfi,
varlığından haberleri bile yoktu.
Ancak gerçeğin hiçte öyle olmadığını yaptığım küçük,
küçük araştırmalarla açık olarak görme imkânım oldu.
Bilhassa Kelime-i Tevhid, Vâhy ve Cebrâil Terzi
baba,kitaplarımızı oluştururken ON ÜÇ ün İnsânlık âlemi
için ne kadar yüce bir oluşum, ve yüce bir rahmet oldu-
ğunu hayretle müşahede etmiş oldum.
ON ÜÇ ezelin ezelinden, evvelin evvelinden, bütün
evren’e ve bilhassa insânlık âlemine bir rahmet olduğunu
anladım, ve bu anlayışla evvelki kitaplarımda belirttiğim ON
ÜÇ ile ilgili hususları bir araya toplayıp, ve ayrıca daha da
özel bir çalışma ve araştırma yaparak daha geniş bilgilere
ulaşarak sizlerle paylaşayım istedim.
Ne yazıkki batı kaynaklı siyasi ve hissi bir anlayışolan
ON ÜÇ uğursuzluğu, Hristiyan taassubu içerisinde oluş-
turulmuş en büyük yanlışlıklardan biri olduğunu gördüm.
Çok yazık ki; zahiren tefekkür yeteneğini oldukça
kaybetmiş madde bağımlısı bir topluluğa bu tür yanlış
inanışları aşılamak çok kolay olmakta ve bizlerin en uğurlu
5
5
sayımız olan bu muhteşem “on üç”sistemini bazılarımız da
ne yazık ki; gaflet ve cehalet yüzünden onlar gibi
uğursuzluk olarak kabul etmekte, onun rahmetinden ve
feyzinden farkında bile, olmadan çok uzaklaşmaktadırlar.
Bu husus hakkında daha geniş ve gerçekçi bir bilgi
edinmek için yurt dışında bulunan dost ve kardeşlerimizden
Yörelerinde bulunan, gerek insân, gerek basın, gerekse in-
ternet kaynaklarından bilgiler edinip göndermelerini rica
etmiştim.
Sağ olsunlar gayret ettiler, bir çok bilgiler gönderdiler
veya getirdiler. Bunlarla birlikte burada ki araştırmalarımızı
da bir sistem içerisinde düzenleyip gerçekten“on üç” ün ne
derece uğurlu bir sistem olduğunu fark ederek, Hakikat-i
Muhammediy ye ve AHMEDiyye nin bütün âlemlerin kaynak
zuhuru ve bunlarla nasıl bir uyum ve ahenk içerisinde oldu
ğunu, saf temiz gönüllerinize İlâhi muhabbet ve sevgi ile
aktarmayı Rabb’imin izni ile bir görev bildim.
Bu husus hakkında ne yapmam gerektiğini gönlümle
istişare ederken, Rabb’ım bunları bir bütün halinde düzen-
lememi fısıldadı.
Bende; memur mazurdur, hükmü ile bu işi
yüklenerek elimden, gönlümden, aklım dan, Rabb’ım
dan geldiği, izin verildiği kadar, sağlığım ve imkânlarım da
izin verdiği kadar yazmağa ve açıklamağa gayret ederek
sizlerle paylaşmağa çalışacağım.
(Rabb’i zidni ilma) Böylece bu kitabımızın ismi,
“on üç ve Hakikat-i İlâhiyye” (İlâhi seyr) oldu..
İlâhi; bu kitabın oluşumunun bütün aşamalarında
madd imanevi emeği geçenlerin hepsinin günahlarını bağışla
kalan ömürlerini gerçek insân asaletine yaraşır bir şekilde
sürdürmelerini sağla, bütün geçmişlerine de rahmet eyle.
Âmin..
İlâhi yarabb-i bu kitaptan eğer mânevi bir kazanç elde
edilirse,(13) on üç’ ün haki kat-i olan, Hakikat-i AHMEDİ’
yye’ye ve onun özel zuhurları olan altı, ULÛLAZM,Peygam-
berin hakikatlerine ve onların genel zuhurları olan diğer
6
6
bütün Peygamberlerin hakikatlerine ve onların her
birerlerinin varisleri ve halifeleri olan velilerinin hakikatlerine
hakikatimle hediyye eyledim, kabul eyle, ya; İlâhel âlemiyn,
ve ya; İlâhi hubbiyyet’i nin hörmetine:
Muhterem okuyucum: Bu kitabı okumağa başlarken,
nefsin hevasından, zan ve ha yelden, gafletten soyunmağa
çalışarak, saf bir gönül ve Besmele ile okumaya başlamanı-
zı tavsiye edeceğim, çünkü kafamız ve gönlümüz, vehim ve
hayalin tesiri altında iken gerçek manâda bu ve benzeri
kitaplardan yararlanmamız mümkün olamıyacaktır.
Gayret bizden muvaffakiyyet Hakk’ tan’ dır.
Sevgili okuyucum, bu kitabın yazılışında, düzenlenişinde,
basılışında, bastırılışında, tüm oluşumunda emeği ve hizmeti
geçenleri saygı ile yadet, geçmişlerine de hayır dua
et,ALLAH (c.c.) gönlünde feyz kapıları açsın.
Yarabbi;bu kitaptan meydana gelecek manevi hasılayı,
evvelâ acizane, Efendimiz Muhammed, Mustafa (s.a.v.) min
ruhuna, sonra merhum, Hâzmi Efendi Babamın ve bütün
uşşaki canlarının ruhlarına hediye eyledim kabul eyle.
HAKK’ tan herbirerlerimize yardım etmesini, gayret,
gönül açıklığı ve rûh derinliği vermesini niyaz ederim.
20/,03/2006
Necdet Ardıç
Terzi baba Tekirdağ
7
7
Kûr’ân-ı keriym’in bazı Âyetlerinde geçen
(uğursuz) luk ifadeleri.
BİSMİLLÂHİRRÂHMÂNİRRÂHİYM:
A’RAF (7/131)
¤æ¡a ë 7©ê¡ˆ¨ç b ä Û aì¢Ûb Ó ¢ò ä z¤Ûa ¢á¢è¤m õ¬b u a ‡¡b Ï ›QS
Q
b à £ã¡a ¬ü a 6¢é È ß ¤å ß ë ó¨ì¢à¡2 a뢊 £î £À í ¥ò ÷¡£î, ¤á¢è¤j¡–¢m
› æì¢à Ü¤È í ü ¤á¢ç Š r¤× a £å¡Ø¨Û ë ¡é¨£ÜÛa †¤ä¡Ç ¤á¢ç¢Š¡ö¬b Ÿ
(Feiza caethümü’l hasenetü kâlû lenâ hezihi ve
in tüsıbhüm seyyietün yettayyeru bimûsa ve men
me’ahu elâ innema tairuhüm indellahi ve lâkinne
ekserahüm lâ ya’lemune.)
Meâlen: (131)” Fakat onlara güzellik gelince bu bizim
hakkımızdır dediler. Onlara bir kötülük isâbet ederse
Mûsa ve onunla berâber olanları uğursuz sayarlardı.
Haberiniz olsun ki, onların uğursuzluğu ancak Allah
tarafındandır. Fakat onların pek çokları bilmezler.”
‰ õ a Â
( ) (rı) 200 ( ) (hemze) 1 ( ) (elif) 1 ( ) (tı)
¢Š¡ö¨b Ÿ
9 “tâiru”(kuş, uçan, uçucu) demektir.
Sayı değerlerini toplarsak; (2+1+1+9=13)
oluşmaktadır.
¤âì¢(
“şûm” (şom ağızlı, uğursuz) demektir. Sayı
değerlerini toplarsak; (4+6+3=13) oluşmaktadır.
8
8
Âyet-i Keriyme’lerin ifadelerinden; bazı insânların
gerçek hakikatleri göremeyip kendi hayal ve zanları ile
mes’eleleri yorumlayarak yanlış ve vahim neticelere ulaşıp
bu neticeleri de mutlak doğrular olarak kabul ettikleri
anlaşılmaktadır.
İşte onların (tâir) hayal ve vehim kuşları, hakikat
semâlarına ulaşamadıkları için kendi bireysel nefsi
varlıklarından ürettikleri ve hiçbir asla dayanmayan
anlayışları ile Hakikat-i ilâhiyyeden gelen gerçek bilgileri
inkâr ederek onları getirenlere (uğursuz ve uğursuzluk)
dediler.
(Onların uğursuzluğu ancak Allah
tarafındandır.) hükmü ile yukarıda ki on üç lerden de açık
olarak anlaşılacağı üzere kim ne yaparsa yapsın (13) on üç
ün hükmü altından dışarıya çıkmasının mümkün olmadığı
açık olarak anlaşılmaktadır.
Yukarıda ki; (13) lerin nasıl bir uyum içinde
olduklarını görmemek mümkün değildir. Gayemiz tefsir
yazmak değil, muhtelif yönleriyle (13) on üç hakikatinin
önemini belirtmeğe çalışmaktır.
NEML (27/47)
¤á¢×¢Š¡ö¬b Ÿ 4b Ó 6 Ù È ß ¤å à¡2 ë Ù¡2 b 㤊 £î £Ÿa aì¢Ûb Ó ›TW
›æì¢ä n¤1¢m ¥â¤ì Ó ¤á¢n¤ã a ¤3 2 ¡é¨£ÜÛa †¤ä¡Ç
(kâlüttayyernâ bike ve bimen me’ake kâle
tâiruküm indellahi bel entüm kavmün tüftenune.)
Meâlen: (47)”Dediler ki: Biz seninle ve seninle beraber
olanlar yüzünden uğursuzluğa uğradık. -Hz. Salih de-
dedi ki: Sizin uğursuzluğunuz, Allah katında -malûm-
dur. Hayır.. Siz imtihana çekilen' bir kavimsiniz.”
Çıkan sayı değeri yine (2+7+4=13) ve (7) dir.
yani bu mertebede(13) on üç (7) nefs özelliği ile zuhur
etmektedir diyebilirz.
9
9
Description:on üç ü ve aradaki bütün sayısal değerleri bünyesinde toplamıştır. de bildirdiğimiz gibi, zaman, mekân, alet isimleri (mim) ile gayreti, ufuk genişliğini, gönül muhabbetini, akıl kabiliy- yetlerini her âli İmrân-a alel âlemiyn.).