Table Of Content30;
* Nîlgün ÇEVRİMLİ
NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ MÜZESİNDEKİ TEKKE
EŞYALARINDAN BİR GRUP MADENİ KEŞKÜL
NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ MÜZESİNDEKİ TFKKF EŞYALARINDAN BİR GRUP MADENİ KEŞKÜL
ÖZET
decorated by inlaying, engraving, niello and
N
evşeliir-Hacı Belctaş Müzesindelci maden applique techniques and forged or moulded
eserlerden keşküller üzerinde yapılan reliefs.
inceleme sonucunda tespit edilen 17
The objects are ornamented with plant
Keşkül araştırma konusu olarak seçilmiştir.
motifs, geometrical patterns and inscriptions. In
Eserler IS.yüzyıl sonu ile 19. yüzyıl başına
these inscriptions are found the names of the 12
tarihlenmektedir.
imams peculiar to the Bektaşi culture, the names
Keşküller; çekik badem göz şeklide bir of the craftsmen who made the objects and the
ağız, gemi teknesi şeklinde bir gövde ile dates of production.
yanlarda iki kulptan oluşmaktadır. Kulplar 13
Maden sonatının özgün örneklerinden olan
tanesinde ejder başı, üç tanesinde kuş gagası ve
ve araştırmanın konusunu oluşturan 17 adet
bir tanesinde spiral şeklindedir. Keşküllerde
keşkül Nevşehir İline bağlı Hacı Bektaş İlçesinde,
gövde dövme, kulplar döküm tekniği ile
bugün müzeye çevrilen Hacı Bektaş Müzesinde
yapılmıştır. Bezemelerde geometrik, bitkisel,
bulunmaktadır. Müzenin teşhirinde ve depo
figürlü süsleme ve yazı dikkati çekmektedir.
sunda bulunan ve daha önce üzerinde hiçbir
Kitabeler genellikle eserin ağız bandında,
araştırma yapılmamış, kültürümüzün bir
gövdede ve bazen kulpların altında yer alır.
dönemine damgasını tasavvuf kültürüne ait bu
Kitabelerin içeriğinde ise; Bektaşi kültürüne özgü
eserlerin incelenerek gerek maden sanatı,
12 imam isimleri, usta adları, vakfeden kişi ve
gerekse bu kültüre ait bazı noktaların
kurumlar ile tarih vardır.
aydınlatılmasına katkı sağlamak amaçlanmıştır.
Eserlerin yapımında geleneksel maden
Keşküller Anadolu'da Abdallar, Kolen-
yapım ve süsleme teknikleri kullanılmış olmasına
deriler ve Bektoşiler tarafından dervişlerin
rağmen, süslemede bitkisel, geometrik, yazı gibi
olgunluklarını geliştirmek "kibri yok etmek"' için
hem geleneksel motifler, hem de Osmanlı
tosowufi bir eğitim yöntemi olarak kullanılan
Dönemine özgü yeni motiflerin uygulandığı
dilenmenin sembolik birer aracı olurken, sanat
görülür.
tarihinde araştırılması gereken bir konu olan
tekke sonatı açısından do önemli birer veri
olarak günümüze kadar gelmişlerdir.
SUMMARY
Söz konusu keşküllerin çok azı teşhirde yer
Sufism, bearing essential roles in the
alırken, büyük bir bölümü müze deposunda
formation of our culture, presents also important
data about history of art as well as literature and * Sanat Tarihçisi, Anicara Vakıf Eserleri Müze Müdür V.
music. Among the keşküls which ore ' Turuk-i Aliyye denilen Mevlevilik, Kadirilik ve
Nakşibendilik gibi tarikatlarda hoş karşılanmamıştır. Bu
indispensable objects for the Bektaşis, 17
tarikat mensupları sadakat ve olgunluklarını başka yollarla
keşküls hove been examined in this study from tamamlamış, ancak kendilerine verilenleri reddetmemek
the Hacı Bektaş Museum. These objects are için almışlardır. Bizzat müridlerine dilenmeyi yasaklayıp
bir sanat veya bir işle meşgul olmalarını isteyen Mevlânâ,
dated to the late 18th and early 19th centuries.
islam'ın dilenme, yoksulluk ve fakr hususundaki görüşlerini,
misâl ve teşbihlerle anlatırken devrinin dilenme ve
Keşküls are made of copper, brass and dilencilerle ilgili âdetlerinden de bahseder. Dilencilerden
silver. All of the keşküls hove boot-shaped bahsederken, onların eski, kirli elbiseler giyerek
dilendiklerini, topladıkları yiyecek ve eşyaları zenbll,
bodies with mouths in the form of almond-eye.
keşkül içerisine koyduklarını, halkı başlarına toplamak
Although most of the keşküls have flat bases, gayesiyle bayrak açtıklarını, yünden aslan yaptıklarını ve
halkın acıma duygusunu uyandırmak amacı ile de yollar
some of the samples have flanged bases.
üzerine oturup, sakatlıklarını teşhir ettiklerini anlatır. Bkz.
Handles are either dragon-head or beak Fadime Geleş,"Tasawufta Dilenciliğin Kısa Tarihçesi",
shaped. Keşküls are made by forging technique Hürriyet Gazetesi, 22Mayıs Perşembe,2003,s,5.
Nurhan Atasoy'un Derviş Çeyizi ad!;
bulunmaktadır. Çoğunun üzerindeki korozyon
eserinde; Keşküllerin gemi biçimind?,
yüzünden kitabelerin okunmasında zorluklar
yopildıkları, bir Bektaşi'nin dilenmesine izin
yaşanmıştır.
verilmediği, dilenmek için önce üç gün oruç
Araştırma yöntemine gelince; Keşküller tek
tuttuğu, dilendiği yedi kapıdan bir şey alamaz; i
tek resimlenerek, üzerlerinde bulunan yazılar
bu işi bıraktığı, dilenen dervişe ise Selma
okunmuş^ form, malzeme, teknik ve süsleme
Farisi'den dolayı Selman denildiğinde,
açısından değerlendirilip karşılaştırılarak,
bahsedilir. Bektaşilerde doğrudan dilenmen
bazılarının verdiği tarihlerle de belli bir döneme
yasak olduğu bilinse de bazen mürşit tarafında
yerleştirilmeye çalışılmış, diğer müze ve
gönderilen Selmani denen bir mürit sokokt
koleksiyonlardaki değişik maden eser örnekle
herhangi bir ferde hitap etmeksizin "şey.:
riyle karşılaştırma ve değerlendirme yapılmıştır.
lillah"(Allah için bir şey) diyerek günlük yem
ihtiyacını keşkülüne toplayabilirdik
Keşkül Tanım ve Tarihçe: Yine aynı eserde keşkülle ilgili olarc
...keşkül de bunun gibidir. Sofra gibi içi:
Farsça keşkül (çanak), Arapça fakir(yoksul)
kuwet-i la -yemut, kifaf-ı nefs, (nefsi köreltn
kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiş
olacak miktardaki yiyecek konulur. Kodiri'c
olan kelimenin Türkçe'si "yoksul çanağı"
Kalenderi kolu kullanır.... keşkül de bir ç.
anlamında olup, "keçkül"de denmektedir. Evliya
tarikat çehizidir ki, Nuh'un gemisine benz
Çelebi seyahatnamesinde. Dervişlerin ahval ve
Askı gibi zincirle asılır. Gezginci derviş
şekillerinden bahsederken keşkül taşımanın
daima ellerinde taşırlar. Kendileri sebükd
dervişlerce "Bahr-ı Umman/m" olarak nitelen
yani hem kendi, hem de yükü hafif olduğu it
dirildiği belirtmektedir'.
keşkül onlara dağarcık yerine geçer. İçine h
Güneydoğu ve Güney Asya'da bu konuda
ne olur ise koyarlar ve gerektiğinde 'şey
söylenen menkıbelerde, bir dervişin ruhani
lillah'ı(Allah rızası için) diye hak dost ederim
alemde çıktığı yolculuk, sonu gizemli deniz
yani dilenirler, el açarlar"", şeklinde ifadele
yolculuğuna benzetilmiştir. Bu durumda dervişin
yer verilmiştir.
taşıdığı kasenin de gemi şeklinde olması bu
Bu ifadelerden keşkülün Kalenderi dervişlt
felsefeyle uygunluk göstermektedir. Bu formun
kolaylıkla elde edilebileceği en uygun materyal tarafından kullanıldığı anlaşılıyorso d
ise Hindistan cevizidir*. İki parçaya ayrılan
'KeşlcüKer üzerindeki kitabeler Doç. Dr. Fafih KÖKS
Hindistan cevizinin iki ucuna takılan madeni tarafından okunmuştur. (Ahi Evran Üniversitesi, Fr
Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü).
halkalar ve bu halkalara geçirilen zincirden
' Evliya Çelebi Seyahatnamesi; Sad.Tevfik Temelkurc
oluşur. Derviş bunu boynuna asarak veya elinde
Necati Akataş, C.HI, Isfanbull 993, s. 385.
tutarak ilahi, mersiye okuyup halka uzatıp
' Art of İslam Heavenly Art Earthly Beauty Sergisi Katalog
dilenir. Başka madenden de yapılarak üzerine Nederland 2000, s. 130.
ayet ve hadislerin kozmmosıyla bir sanat eseri ' Abdülbaki Gölpınarlı, Tasavvuf Terimleri Deyimle
Sözlüğü, istanbul 1977, s. 192.
haline getirilmiştir^.
' M.Zeki Pakalm, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimlt
Keşkül, Kamus-ı Osmani'de dilenci çanağı, Sözlüğü, İstanbul 1973, C.3,s.251.
' Nurhon Atasoy, Derviş Çeyizi -Türkiye'de Tarikat Giyi.
bazı dervişlerin ellerinde taşıdıkları Hindistan
Kuşam Tarihi, 259; J.P.BROWN,The Dervishes c
cevizi, ağaç ve benzeri malzemeden yapılmış Oriental Spiritualism, London 1968, 185,197,d.n.2.
kayık şeklindeki kop olarak tanımlanır. ' Nurhan Atasoy, Derviş Çeyizi-Türkiye'de Tarikat Giyir
Dervişlerin "şeyen lilloh "diyerek dilendiklerin Kuşam Tarihi, İstanbul 2000 ,s.256; Agah Efendi(bkz
Şeyh Yohyo Ağah Efendi, Mecmuatü'z Zeraif Sondukotü
den, dervişlerin keşkül ile dolaşmasına da
Mo'orif, lstinsah:Celaieddin b.Ali 1325, Hakkı Tarık U-
"Selmana çıkmak" dendiğinden söz edilir*. Kütüphanesi, 13400/1, 1322/1904 yıllan.
NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ MÜZESİNDEKİ TFKKE EŞYALARINDAN BİR GRUP MADENİ KEŞKÜL
Iceşlcülün Rum Abdalları, Belctaşi dervişleri
incelenen 17 keşkülden beşinin üzerinde
tarafından da Icullanıldığı bir gerçektir. tarihe rastlanmıştır. En erken tarihli ikisinde
Başlangıçta olmasa bile zamanla İslam içinde {K.l, K.2 'nolu keşküllerde) H.lISl, (M. 1767),
teşekkül etmiş bazı tarikatlarda dilenmek, tarihleri, (K.3,.K.4'nolu keşküllerde), H.1223,
dervişlerin gurur ve kibirlerini yenmeleri için (M. 1817) ve K.S'nolu keşkülde ise H.1225,
mecbur kılınmıştı. Bir çok Veli, dervişlerini halvet (M.ISIO) tarihleri mevcuttur. Bu tarihsel
ile terbiye etmiş ve yetiştirmişlerdir. Bununla sıralamaya göre eserleri incelediğimizde erken
beraber halveti (Riyazet-Çile çektirmeyi) örneklerdeki keşküllerde malzeme, teknik ve
benimseyen veliler de daha başka usul ve süslemede daha itinalı bir işçiliğin olduğu
yollardan müritlerini yetiştirmek için sistemler dikkati çekmektedir.
oluşturmuşlardır.
Dervişler topladıkları sadaka ve kendilerine
KEŞKÜLLERİN FORMLARINA GÖRE
verilen gıdayı keşkül içine koyarlar ve bir zincir
İNCELENMESİ:
ile omuzlarına asarlardı. Omuz dışında boyuna
Ağız, gövde, kulp, gibi bölümlerden oluşan
asılarak, kemere takılarak ve elde taşınarak do
keşküllerin çok azında kaide mevcuttur.
kullanıldığına kaynaklardaki derviş tiplemele
Bazılarında taşınobilme kolaylığı açısından
rinde rastlanmaktadır. Keşkül gezginci dervişin
kulplara bağlanan zincir veya tel bulunmaktadır.
küçük bir dünyasıdır. Çölde su kabı,
susadığında maşrapa, kuyu bulduğunda su Ağız:
çekecek küfesi, yiyecek deposu, kumbarası
Keşküllerin tamamında ağız, çekik göz
gibidir.
şeklindedir.
Hacı Bektaş Müzesinde Hindistan Gövde:
cevizinden ve ağaçtan yapılmış keşküllere de
Eserlerde gövde, bir yarım küre parçasının
rastlanmıştır. Dünyanın değişik müze ve
yanlara doğru çekilerek saplara doğru yukarı
koleksiyonlarında abanoz ve seramikten'
uzatılması ile oluşmuş adeta gemi teknesine
yapılmış keşküller de bulunmaktadır.
benzer şekilde yapılmıştır. Bazılarında (K.l,
Keşküller üzerindeki süsleme formlarında; K.3, K.4) daha şişkince bir gövde mevcutken,
ayetli yazı bordürleri, geometrik formlar çoğunda |K.2, K.5, K.6, K.7, K.B, K.9, K.l O,
içerisinde bitkisel düzenlemeler, insan ve K.ll, K.12, K.13, K.14, K.15, K.16) kulplara
hayvan figürleri kullanılırken, malzemede sedef, doğru hafif uzatılmış, bir gövde dikkati çeker.
altın, gümüş, yapım tekniğinde genellikle Bir eserde ise (K.l7) gövde kesik koni
dövme, süslemede ise kazıma, oyma, kakma şeklindedir.
teknikleri denenmiştir. Bakırdan yapılmış keşküllerde gövdeleri
üzerinde yapımları sırasında içten dışa dövme-
Keşküllerden altısı|K.lfot.l, K.2-fot.2, K.3.-
kabortmo olarak yapılmış kademeli profiller
fot.3, K.4-fot.4, K.6-fot. ,K.7-fot.7)'° Hacı Bektaş
bulunmaktadır. Sade örneklerin yanı sıra (K.l,
Müzesinin Hacı Bektaş Veli Türbesi bölümündeki
K.2, K.3, K.4, K.7) bazılarında (K.B, K.l O,
vitrinlerinde teşhir halindedir. Bazı keşküller
K.l7.) dışa taşkın birer profil, bazılarında ise
(K.5-fot.5, K.B-fot.8, K.9-fot.9- K.iafot.lO-
K.n-fot.ll, K.12.- fot.l2, K.13.-fot.l3, K.14- ' Anonim, Art of İslam Heavenly Art Earthly Beouty Sergisi
Kataloğu, Nederlond 2000, s. 132.res.76.
fot.l4,K.15-fot.l5, K.16.- fot.l6, K. 17.-fot. 17.)
'"Keşküller makale metni içerisinde" K' olarak belirtilerek,
depoda yer olmakta olup, keşküllerin hepsi
resimler 17'ye kadar eşlejtirilmi>tir.
Ankara Etnoğrofya Müzesi'nden devir "H.Zübeyr Ko»ay,'Hacı Bekta» Tekkesi' Türkiyol Mecmuası,
olmuştur". İstanbul 1928. S.2, s.366-382.
Nilgün ÇEVRİMİ i
3. Kesik Koni gövdeli keşküller
(K.5, K.6 ,K.9, K.ll, K.12, K.13, K.14, K.15,
K.16) iki profil bulunmaktadır. Keşküllerden ikisi Kaide durumuna göre
hariç (K.l, K.2 diğerlerinde (K.3, K.4. K.5, K.6,
1 .Kaideli
K.9, K.11, K.12, K.13, K.14, K.15, K.16)
gövdede iki küre parçasının birleşerek uzatıldığı 2.Kaidesiz
yanlarda dipten kulpların altına kadar devam
Keşküllerin ağız çapı, ağız kalınlığı ve
eden birer profil dikkati çekmektedir.
yükseklikleri değişiktir. Ağız çaplan ve
Kulp : yükseklikleri dikkate alındığında, ağız çapları
38.2-29.5 cm arasında, yükseklikleri 19.5-9cm
Ağızla gövdenin birleştiği yanlarda kulplar
orasında değişen altı eser (K.l, K.6, K.7, K.8,
mevcuttur. Eserlerin çoğunda kulplar ejder başı
K.13 K.17) en büyük boyutluları olarak kabul
şeklinde yapılmış ve bazı kulplarda (K.l, K.2,
edilir. Üç eser ise (K.5, K. 10, K. 11, K. 12, K. 14)
K.7) ejder başları adeta üç boyutlu bir
ağız çapları 28-27cm, yükseklikleri 8,5cm
görünümünde olup, ağızlar açık ve başlar
arasında değişen ölçüleri ile bir alt grupta
yanlara doğru uzanır şekilde tasvir edilmişlerdir.
sayılabilir. İki keşkül (K.9, K.15) 23.5cm.aği2
Bazılarında ise (K.5, K.6, K.8, K.9, K.l 1, K.13,
çapı, 8,5cm yükseklikleri ile aynı ölçülerde
K.14, K.15, K.16) daha stilize edilmiş ve başlar
üçüncü grubu oluştururken, yine başka iki eser
aşağı dönük haldedir. Uç eserde (K.3 ,K.4,
(K.2, K.16) 21.5-20cm.ağız çapı,5-6 cm
K.12) kulplar kuş gagası, birinde ise (K.17)
arasında değişen yükseklikleri ile dördüncü
spiral şeklindedir. İki eserde (K.5, K.6,) kulplara
grubu oluşturur. Ölçüleri açısından eşit iki keşkül
geçirilmiş birer halka vardır. Keşküllerden
(K.3, K.4)16.4cm.ağız çapı,10cm. yükseklik-
sadece birinde (K. 1) askı bir kulp mevcuttur.
leriyle en küçük boyutlu eserler arasında yer alır.
Kaide: Ağız kalınlıkları üç eserde(K.l, K.2, K.7)
Üç eserde (K.l, K.3, ve K.4) göz şeklinde 5mm.iken, bir eserde (K.6) 4mm, yine bir eserde
yere paralel dışa dönük kenarlı birer kaide (K.5) 3mm, beş eserde (K.3, K.4, K,9, K.14,
vardır. Diğerleri ise kaidesiz(K.2, K.5, K.6, K.7, K.15) 3.5mm'dir. Bir eserde 2.5mm, diğer beş
K.8, K.9, K.IO, K.ll, K.12, K.13, K.14, K.15, eserde ise (K.8, K.ll, K.12, K.16. K.12)
K.16, K.17) düz diplidir. 2mm'dir.
Zincir:
Keşküllerden sadece birinde (K.l) zincir MALZEME VE TEKNİK
bulunmaktadır. Küçük dikdörtgenler şeklinde
Malzeme:
birbirine geçirilmiş baklalardan oluşturulmuş ve
İnceleme konusu keşküllerden ikisi (K. 1,
daha küçük bir zincire takılarak tasma şeklinde
K.17) pirinçten, ikisi (K.3, K.4) gümüşten , geri
kulplara geçirilmiştir. İkisinde (K.5, K.16) ejder
kalan on üç tanesi (K.2, K.5, K.6, K.7, K.8, K.9,
boşlarına bağlanmış birer bakır tel mevcuttur.
K.IO, K.ll, K,12, K.13, K.14, K.15, K.16)
Söz konusu keşküller formlarına göre
bakırdan yapılmıştır.
incelendiğinde aşağıdaki şekilde bir tipoloji
Yapım Tekniği:
oluşturmak mümkündür.
Keşküllerin hepsinde ((K.l-K.l 7) gövde
Gövde biçimine göre;
dövme, kulplar döküm olarak yapılmıştır. Dövme
Şişkin gövdeli keşküller
tekniğinde işlenecek olan maden levha
Ortası basık kulplara doğru uzayan gövdeli ısıtıldıktan sonra soğuk suya daldırıp ılık hale
keşküller getirilir ve işlenmesi kolay hale gelen maden bir
NEVŞEHİR HACI BEKTAS MÜZESİNDEKİ TEKKE EŞYALARINDAN BİR GRUP MADENİ KEŞKÜL
lcütül( üzerinde çekiçle dövülerek istenilen şekil kullanılarak yapılan "repousse" (çarpma-çekme)
verilir'^ Sığ ve ağzı geniş kap yapımında içten denilen tekniktir. Alçak kabartma desenler dıştan
çekiçleme yönteminin uygulandığı çökertme çekiçleme, yüksek kabartma desenler içten
usulünden başka, yüksek ve derin kapların çekiçleme yöntemi ile yapılır. Eser yüzeyi tebeşir
yapılmasında, dıştan çekiçleme yöntemi ile tozu ve bitkisel bir zamk karışımı solüsyonla
gerçekleştirilen yükseltme usulünün tercih kaplanarak, uygulanan desenin konturları ucu
edildiği dövme tekniği kullanılır. küt çalma kalemi ile yivler halinde çizilir ve içten
veya dıştan çekiçleme yapılır. Diğer bir
Döküm tekniğinde ise potada eritilen
yöntemde ise desenin hatları dışında kalan
madenler önceden hazırlanan kalıplara
zemin oyularak çıkartılır".
dökülerek dondurulur''. Eserin kilden bir
modelinin yapılarak, tekrar buna bir dış kalıp Sadece bir eser (K.5) dışında diğer
hazırlanması ve dış kalıba eritilen madenin eserlerde gövde üzerinde (Kİ, K.2, K.3, K.4,
dökülmesi ile yapılan İçi dolu döküm tekniğinin K.6,K.7, K.8, K.9, K.IO, K.ll, K.12, K.13,
genellikle büyük boyutlu eserlerin yapımında K.l5, K. 16, K.l7) dövme kabartma yöntemi ile
kullanıldığı bilinmektedir. Diğer bir döküm eser esere estetik bir görünüm kazandıran profiller
yapma tekniği ise, kil kalıp içerisine yine kilden mevcuttur.
bir çekirdek yerleştirilmesi ve kalıpla kil çekirdek
Süsleme yapılacak eserde bir desenin
arasına eritilmiş madenin dökülmesi ile
tekrarlanması isteniyorsa, desenin negatifi,
gerçekleştirilen içi boş döküm tekniğidir'". Gerek
tavlanmış maden üzerine konularak kuvvetli bir
içi boş, gerekse içi dolu döküm tekniğinde
darbe ile çekiçlenir. Desen pozitif olarak eser
kullanılan diğer bir yöntem de Cire Perdue
üzerinde belirir, bu da kalıpla kabartma tekniği
(balmumu) tekniğidir. Bu teknikte ufak boyutlu
olarak adlandırılır. Örneklerden üç tanesinde
eserlerde içi dolu döküm, büyük boyutlu
(K.3, K.4, K.7)kalıpla kabartma tekniğinde
eserlerde içi boş döküm uygulanır'^.
desenlerin uygulandığı görülmektedir. Bir eserin
gövdesi üzerinde (K.7) içi rumi ve palmetlerle
Bezeme Tekniği:
doldurulmuş dilimli şemse motifleri ters yüz
Maden eserlerin süslemesinde, önce
edilerek zemin boş bırakılmayacak şekilde yan
süsleme yapılacak eserin üzerine küt uçlu çalma
yana yerleştirilmiştir. Diğer ikisinde de gövde
kalemleri ve çekiçle vurularak düz ve kavisli
üzerinde oluşturulan üçgen olan içerisindeki
çizgiler elde edilir. Çalma ve kazıma adı verilen
poimet ve rumilerden oluşan kompozisyonlar
bu teknikte çalmada, açılan yivlerden çıkarılan işlenmiştir.
parçalar yivin iki tarafa itilir.
Kakma tekniği ise, maden eserlerin üzerine
Kazıma tekniğinde ise bu parçalar dışarı
çelik kalemlerle açılan çukurlara başka cins ve
çıkarılır. Tek başına veya diğer süsleme
renkte maden kakılması ile yapılan süsleme
teknikleri ile bir arada kullanılan çalma ve
tekniğidir. Bu teknik sadece bir eserde, (K.l)
kazıma teknikleri, her devirde ve bölgede her kulpları oluşturan ejder başlarındaki gözlere
çeşit maden üzerinde uygulanmıştır", incelenen
-Ülker Erginsoy,Türk İslam Maden Sonatının Geiijimi,
keşküllerden on tanesinde (K.l, K.2, K.3, K.4,
Ankara 1978, s.20,; H.Maryon, Metalwork ond
K.5, K.6, K.7, K.9, K.13, K.l5 ) kazıma tekniği Enamelling, New York 1971, $.89-92
uygulanmıştır. Eserlerin ağız bandında ve ••Ülker Erginsoy, oge., s.25
gövdedeki profiller arasına yerleştirilen yazı 'Ülker Erginsoy,age.,s.26.; H Moryon oge,, s 122
•'Ülker Erginsoy,oge., s, 26
kuşakları genellikle kazıma olarak işlenmiştir.
•'Ülker Ergtnsoy,age., s.32-33
Maden eser süslemesinde uygulanan ikinci '"Ülker Erginsoy, oge.,s. 34-36.;HMQr)'on, age, slH-
bir teknik ise üzerine kabartma aletleri ve çekiç 1 16.
Kartuşlar:
yakut olduğu tahmin edilen toplam dört adet
taşın yerleştirilmesinde uygulanmıştır. Keşküllerin ikisinde ( K.3, K.4) gövdenin bir
yüzünde ortada aplike olarak yapılmış oval
Bazı eserlerde ise K.3, K.4)gövde üzerine
kartuşlar vardır. Eserin ağız bandında her iki
yerleştirilen oval madalyon ve uçlarındaki
yüzde, kazıma olarak yapılmış yatık dikdörtgen,
palmet motiflerinin yapımında uygulanan kakma
uçları palmet şeklinde motiflerle bitirilmiş
tekniğine yakın olan, aplike rölyef tekniği tercih
kartuşlar yer alır.
edilmiştir.
Maden eserler üzerinde yer alan kartuşlar
Niello veya savat maden eserlerde özellikle
gümüş eserlerin süslenmesinde sıklıkla kullanılan içerisinde her türlü geometrik, bitkisel figürlü
bir tekniktir. Madeni eser üzerine açılan yivlere süsleme yapılabildiği gibi, yazıların daha çok
ve yuvalara, kükürt ve maden karışımı olan siyah yer aldığı görülür.
renkteki niello (savat) dökülerek eserin
Mühr-ü Süleyman:
fırınlanması şeklinde uygulanır". Örneklerden
Keşküllerde az da olsa rastlanan diğer bir
ikisinde (K.2, K,7) bu teknikle süsleme
motif de Türk Sanatında yaygın kullanılan Mühr-
yapılmıştır.
ü Süleymandır. Keşküllerden sadece birinde
(K.5) gövdenin kaideye yakın yerinde bir
BEZEME yuvarlak içine yerleştirilmiş Mühr-ü Süleyman
motifi vardır".
Keşküllerdeki süsleme programında
geometrik, bitkisel, figürlü süsleme ve yazı Eski çağlardan beri bir ki Yahudi cemaatler
hakimdir. tarafından daha yaygın kullanılmıştır^".
Geometrik Süsleme Mühr-ü Süleyman motifi, sikkelerde, şifa
tasları üzerinde, tepsilerde, alçı süslemelerde,
Profil veya silmeler:
mimaride^', Rufai, Mevlevi ve Bektaşi tarikat
Keşküllerin bazılarında ağız kenarlarında, bayraklarında, silahlarda, barutluklarda, teber
çoğunluğunun gövdesi üzerinde oluşturulan ve baltalarda, çakmaklı tüfeklerin kabzalarında,
dışa taşkın profillerle gövdeye hareketli bir kolçaklarda, el yazması eserlerde çok sık
görünüm kazandırılmıştır. Keşküllerin tümünde kullanılan semboller arasındadır^^
profiller mevcuttur. Ancak eserlerin bir kısmında
Bu motifin Tanrıya ait bir sembolü
(K.l, K.2, K.3, K.4, K.7.,K .17) ağız kenarında,
olabileceği. Tanrının yarattığı her çeşit
silmeler şeklinde, bazı keşküllerde (K.5, K.6,
mahlukatın şerrinden, yine yaratıcıya sığınılması
K.9, K.n, K.12, K.l3, K.l4, K.15,) gövde
ve Hz. Süleyman'a Allah tarafından verilen
üzerinde kademeli iki sıra profil,dört eserde de(
K.7,K.8,K.10, K.l6) gövde üzerinde birer sıra "Celal Esad Arseven, Türk Sanalı, 1970 lstanbul,s.239-
profil halindedir. 240.; Ülker Erginsoy,age.,s.42.
"Sadi Boyrom, "Mühr-i Süleyman ve Türk Kültüründeki
Üç eserin ağız kenarındaki (K.l, K.2, K.7) Yeri" Sanat Tarihinde Ikonografik Araştırmalar, 1993
Ankara, s.61-67. (Hz. Süleyman Ben-i israil kavmine
silmeler daha belirgindir. Silmeler kulplara
mensup bir hükümdar ve peygamberdir. Allah'ın ona
kadar devam eden kitabe kuşağını alttan ve verdiği insanüstü gücün amblemi ise; onun imzası yerine
geçen iç içe geçmiş iki üçgen olup bir nevi tılsımdır.)
üstten çevreler. İki eserde ise (K.2, K.7) ağız
"Nusret Çam, Türk ve islam Sanatında Altı Kollu Yıldız
bandındaki kitabe kuşağını alttan ve üstten,
(Mühr-i Süleyman)'',Prof.Dr. Yılmaz Onge Armağanı (1),
diğer iki eserde (K.3,K.4) ağız kenarında ve Konya 1993, s.209.
altındaki yazı kuşağını alttan sınırlayan ince "NusretÇom, agm., s.214.217.
silmeler hakimdir. "Sadi Bayram, agm., s.65.
NEVŞEHİR HACI BEKTAS MÜZESİNDEKİ TFKKE EŞYALARINDAN BİR GRUP MADENİ KESKI JI
ilimden, Icuvvet ve Icudretten bir nasip alma ve rumilerin milattan önceki bin yıllık dönemde
şeklindelci yorumlar nedeniyle sıklıkla kullanıldığı
Orta Asya Türk sanatında ortaya çıkarak
kanısı yaygındır^^
kullanılmaya başlandığı ifade edilmektedir''.
Zencirek :
Palmet motifi örneklerden dördünde
Keşküllerden ikisinde ( K.2, K.7) gövdenin karşımıza çıkar (K.2, K.3, K.4, K.7) . İki eserde
ağız kenarına yakın bölümünde ve her iki yüzde (K.3, K.4) eser gövdesi üzerindeki yatık
kulplara kadar devam eden basit zencirek dikdörtgen kartuşların uçları ile oval kartuşların
motifleri dikkati çeker. Birinde (K.2) yatık Z uçları palmet şeklinde sonuçlandırılmış, oval
harflerinin sırt sırta bindirilmesi ile oluşturulmuş kartuşların uçlarındaki palmetler oldukça yüksek
bir görünüm arz ederken, diğerinde (K.7) yatık kabartma olarak işlenmiştir. Ağızdan kaideye
S harflerinin art arda dizilmesi ile oluştuğu doğru oluşturulan üçgen alanların içinde ise
görülür.. Zencirek motifi maden eserlerde, zemin boş bırakılmadan kıvrık dallarla birlikte
özellikle mimaride taç kapı süsleme frizlerinde, barok bir tarzda işlenmiştir, iki eserde (K.2 ve
mozaiklerde, el sanatlarında sıklıkla kullanılan K.7] ise şemselerin içerisinde kıvrık dal, rumi ve
motifler arasındadır. palmetlerle zemin boş bırakılmaksızın kompo
zisyonlar oluşturulmuştur.
Şemse:
Yaprak:
Şemse motifi maden eserlerden başka, çok
değişik şekilleri ile özellikle cilt sanatında, Keşküllerde yaprak motifinin oldukça
Osmanlı dönemi kumaşlarında oldukça sık naturalist şekilde işlendiği bir tek eser (K.2)
kullanılan bir motiftir. mevcuttur. Yapraklar, eserin gövdesi üzerindeki
şemselerin iki yanlarına diyagonal olarak
Bir eserde (K.2 ) gövdenin her iki yüzünde
yerleştirilmişlerdir. Osmanlı Döneminde 17.
ortada, kulpların altındaki bölümde tam şemse
yüzyılın başlıca süsleme motifleri arasında yer
şeklinde süslemeler mevcuttur. Bir eserde (K.7)
almakta olup, dönemin halı, kumaş, çini ve
de yine şemseler eser gövdesi üzerinde bir
maden eserlerinde çok sık kullanılmıştır.
yarım, bir tam şemse şeklinde ters yüz edilerek
münavebeli olarak yerleştirilmiştir. Lâle:
Bitkisel Süsleme Bir döneme adını veren lâle motifi Osmanlı
sonatının vazgeçilmez süsleme motiflerindendir.
Keşküller üzerindeki bitkisel motifler palmet,
Dönemin çini, seramik, halı ve cilt sanatı
rumi, stilize lale, yaprak, kıvrık dallardan
örneklerinde oldukça sık kullanıldığı görülür.
oluşmaktadır.
Eserlerden sadece birinde (K.l) kaidenin üzeri
Palmet, rumi ve kıvrık dal motifleri:
stilize lâle motifleri ile boş yer bırakılmadan
Palmet, rumi ve kıvrık dal motifleri, Türk süslenmiştir.
Sanatının vazgeçilmez motifleri arasında yer
Figürlü Süsleme
almakta olup, mimari başta olmak üzere
Ejder:
seramik, maden, kumaş, halı, ahşap gibi sanat
ürünlerinde çok sık kullanıldıkları görülür. Keşküllerde görülen figürlü süsleme
Helenistik dönemde. Roma devrinde Milattan kulplarda karşımıza çıkmaktadır. Keşküllerin on
önceki ve sonraki yıllarda her tür mimari yapıda, dört tanesinde (K.l, K.2, K.5, K.6, K,7, K 8,
lahitlerde, kapı ve pencere lentolarında oldukça
"Sodi Bayfom,ogm.,$.66.
sık kullanıldığı bilinmektedir. Bunun yanı sıra
"Hazma Gündoğdu, 'Ikonografik Açıdan Türtı Sonotındo
milattan sonraki dönemlerde ve özellikle Islami Rumi ve Palmetİer' Sanal Tarihinde Ikonografik
çevrelerde giderek yaygınlık kazanarak palmet Arajhrmalar, Ankaral993, s. 198-204
Nilgün ÇEVRİMİ i
yüklenen ejder figürü, tasavvufi anlamda iyilik
K.9, K.10, K.l 1, K.12, K.13, K.14, K.15, K.16)
ve kötülüğün, insan nefsinin, kainatın simgesi
kulplar ejder başı şeklindedir. Uç tanesinin
olarak da yorumlanmaktadırlar.
(K.3, K.4, K. 12.) kulpları kuş gagası şeklindedir.
Hacı Bektaş Müzesinde ahşaptan yapılmış bir Tasavvuf ve halk inanışlarında da görülen
çiFt keşkülde de aynı şekilde kuş gagası şeklinde ejderha yüzlerce yıllık bir inanış ve geleneğin
tutaçları görmek mümkündür. Bir eserin (K.l7)
devamıdır. Eski inançlarda göğün sahibi olan
kulpu ise spiral şeklindedir. Üç eserdeki (K. 1,
ejderha, Anadolu'da kötü ruhları korkutan bir
K.2, K.7) ejder başları daha gerçeğe yakın ve
varlığa dönüşür. Tasavvufta nefsi temsil eden
üç boyutlu bir görünüm arz ederler. Bunlarda
ejderha, saldırgan, azgın ve obur oluşu ile; yılan
ejder başları yanlara doğru uzanmakta ağız
gibi kindar ve sinsiliği ile bilinir. Ancak başı
açık, dudaklar, dişler, gözler belirgin bir şekilde
kesildiğinde bertaraf edilebilecek bir
tasvir edilmişlerdir.
düşmandır''.
Türk Sanatında pek sık rastlanan ejder
Yazı:
motifine değişik anlamlar yüklenmektedir,
islamiyet'ten Önce bazı Türk kabilelerinde Keşküllerdeki en belirgin süsleme öğesi ise
ejderin dünyayı taşıdığına inanılır. Ölüm ve yazı olup, hem dekoratif hem de önemli bilgiler
ruhun devamı ile ilgili kuvvetlerin simgesi olarak vermesi açısından oldukça önemlidir. Genellikle
görüldüğü gibi, Türk hayvan takviminde bir yeri eserlerin gövdesinde profillerle oluşturulmuş
olan, gezegen ve burç örneği" bir yaratıktır. kademeli alanlarda, kulpların altında, ağız
Hareket ve evrenin, karanlık ve kötülükle kenarında bir bant halinde yazı şeritleri vardır.
savaşın, bazen iyiliğin, bolluğun, bereketin, Bunlar keşkül kaplarına özgü bir bezeme tarzı
diğer taraftan kötülük, düşmanlık ve olup, genellikle on iki imam ismidir. Kazıma ya
cehennemim simgesi olarak kullanılmıştır^*. da zemin oyularak yapılmıştır.
Ejder motifinin gerek İslamiyet öncesi, Eserlerin İkisinde (K.2, K.7) ağız bandı
gerekse islamiyet sonrası Anadolu Türk üzerinde zemin oyularak yazılmış arapça istif
Sanatında mimari eserler, mezar taşları,
yazı şeklindedir. Üç eserde (K.l, K,3, K.4)ise
alemler, kapı tokmaklan^'', silahlar, çeşme
düz yazı karakterinde Osmanlıca olarak
muslukları ve kitap resimleri ve halılarda
verilmiştir. Eserden ikisinde birbiriyle aynı (K.3,
kullanıldığını görüyoruz.
K.4) diğer ikisinde de (K.9,K. 15) birbiriyle aynı
Ejderler, ölümle ve ruhun devamı ile ilgili yazılar vardır.
kuvvetlerin sembolleri olarak da bilinirler". Ejder
"Can Kerametli, İslam Sanatında Burç Figürleri, T.T.O K
uzak doğu Çin sonatının tipik, sembolik Belleteni,S.36/315,lstanbul 1972,s. 14.
anlamlar yüklenen bir figürüdür. Özellikle "Tülin Çoruhlu, "Askeri ^Aüze'deki Ejderli Osmanlı
Selçuklu Dönemi yapılarında koruyucu, uğur Tüfekleri",Sanat Tarihi Araştırmaları Dergisi, S.9, İstanbul
1990, S.59.
getirici, dünya, evren ve gezegen simgesi, ruhun
"H.Acun, "Ejder Motifli Kapı Tokmakları ve Değişik
devamlılığının, simgesi olarak kullanılmıştır^.
Örnekler", Sanat Tarihinde Ikonografik Araştırmalar,
Ankara 1993, s.1-19.
Selçuklu ejderi olarak betimlenen ejder
''Beyhan Karamoğarolı, Ahlat Mezartaşları, Ankara 1972
tipinde; sivri kulaklar, iri gözler, açık ağız ayırt s. 15.
edici özelliklerdendir. Orta Asya inançlarına ''Tülin Çoruhlu, agm., s.59.
göre gök kubbenin idaresi, ahengi bir ejder "Gönül Öney, "Anadolu'da Selçuklu Sonatında Ejder
Figürü "Belleten , Ankara 1969,5.171-216.
çiftine bağlıdır. Dişi ve erkek ejderler dünyanın
"Ayşe Yücel, "Hacı Bektaş Velâyetnâmesinde Ejderha
dönüşünü sağlarlar hatta kainatı temsil ettikleri
Motifi", Kadri Erogon Hacı Bektaş Veli Armağanı,Ankara
de söylenebilir. Ayrıca karanlığın ve kötülükle 1997,5.117.
mücadelenin sembolüdürler^". Bir çok anlamlar "Erzincan'ın bugün Tercan olarak adlandırılan ilçesi.
NEVŞEHİR HACI BEKTAS MÜZESİNDEKİ TEKKE EŞYALARINDAN BİR GRUP MADENİ KEŞKÜL
Altı eserde ise (K.8, K.10, K.ll, K.12, Keşküllerin tasavvuf kültürünün önemli bir
K.14, K.17) herhangi bir yazı bulunma- eşyası olarak, ahşap, çini, hindistan cevizi,
malctadır. Üç eserde (K.2, K.3, K.4, K.7) ağız seramik ve metalden yapılarak 16. Yüzyıldan
bandında Bektaşilik inancında önemli 12 imam itibaren yaygın olarak kullanıldığı bilinmekte,
ismi yer almaktadır. Bunlar sırasıyla; Hz. Ali, bugün Türk ve Dünya Müzelerinde de benzer
Hasan, Hüseyin, Zeynel Abidin, Muhammed örneklerine rastlanmaktadır.
Bakır,Cafer'üs Sadık; Musa-i Kazım, Ali Rıza,
İncelen metal keşküllerden başka Hacı
Ali Naki, Muhammed Takii, Hasan'ül Askeri ve
Bektaş Müzesinde ahşap ve Hindistan
Muhammed Mehdi'dir. Bir eserde (K.1) eseri
cevizinden yapılmış örneklere de rastlanmıştır.
tekkeden çıkaran için "Allahın laneti üzerine
(fot.l8) Ahşap keşküllerden ikisi gövdelerinin
ola" şeklinde beddua ifadesi yer almaktadır. İki
gemi teknesi şeklinde ve hafif şişkince,
eserde( K.5, K.6) ise korozyon nedeniyle satırın
kulplarının kuş gagası şeklinde olması nedeniyle
bütünü okunamadığı için anlam ifade etmeyen
metal örneklerden ikisine (K.3, K.4)
yazılar şeklindedir.
benzemektedir(fot. 19).
Keşküllerin bazılarında yazılar (K.5, K.6, İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesinde
K.9, K.13, K.15, K.17) profillerle oluşturulmuş bulunan 18. Yüzyıla ait, A. 1196 env. no'lu
kademeli alanlarda yer olmaktadır. Bunların döküm tekniği ile yapılmış keşkül'^, kaideli oluşu,
çoğunun estetik kaygılardan öte eserin sahibi, tutaçları oluşturan ejder başlarındaki üç
veya vakfeden kişinin nişanesinin belirtilmesi boyutluluk, ejderin gözlerindeki değerli taş
kaygısıyla yazıldığı düşünülmektedir. Formu, kakma özelliği, ağız kenarındaki silmeler, yazı
ebatları ile aynı iki eserin (K.9, K.15) Musa kuşağı ile (K.l) bir örneğimize oldukça benzer
Baba Asitanesi tarahndan, yine benzer iki durumdadır. Form bakımından da keşküllerin
örneğin Tercan Livosı'ndon" (K.3,K.4) Hacı formuyla aynıdır(fot.20).
Bektaş Tekkesine hediye edildiği üzerindeki
Keşküllerden sadece bir örnekte daire içine
yazılardan anlaşılmaktadır. Bazı eserler yerleştirilmiş Mühr-ü Süleyman motifine diğer
üzerinde {K.5, K.7, K.13. K.16) farklı maden eserlerde de rastlanmaktadır. Ankara
karakterde yazı örnekleri dikkati çekmektedir. Etnografya Müzesinde bulunan 13195 env.noiu
Bu do eserlerin farklı kişilerce ve farklı zaman bir lengerin ortasında, doire içinde sekiz dilimli
larda tekrar kullanıldığı izlenimini vermektedir. bir madalyon, yıldızın kolları arasıda kalan
boşluklarda ise yaprak motifleri dikkati çeker.
Keşküller üzerinde bulunan yazılardaki
Yine aynı müzedeki 13235 env.noiu sininin
ifadelerden, 1767 'li yıllarda Bektaşilikte ikinci
ortasında, 13082,131.96 env.noiu tepsinin^'
önemli şahsiyet olan Balım Sultan adına
ortasında bir daire içine yerleştirilmiş Mühr ü
hediyeler gönderildiği gibi, halen Bektaşiliğin en
Süleyman motifleri vardır(Fot.21).
büyük piri olan Hacı Bektaş Veli adına da
Topkapı Sarayı Maden eserler seksiyo
hediyelerin sunulduğu anlaşılmaktadır.
nunda yer alan 25/3871 env.no'lu 18. yüzyıla
'•Anonim,Kültür ve Turizm Bakanlığı,Hicretin 15. Yüzyılında
KARŞILAŞTIRMA VE DEĞERLENDİRME islam Sonarian Sergisi (Maden ve Ağaç İşleri Sergisi),
Istanbun983, fot.26.
Araştırma konusu keşküllerle ile ilgili olarak
"Perihan Çetin, "Etnoğrofya Müzesindeki Bolır Eserler
değişik yayınlarda ve müze koleksiyonlarında Üzerinde Arajtırmo" Türk Etnografya Dergisi,S I Ankoıo
1957, Lev.VI.XXXIV,
form, malzeme ve süsleme programı, bezemede
'"Anonim,Versoilles A Topkapı Jresors de la Cour
kullanılan motifler açısından eserlerimize benzer OHomane" Sergisi Kotoloğu, Paris 1999,s 155
örneklere rastlanmıştır. (Resno:109)
Description:Nederland 2000, s. 130. ' Abdülbaki Gölpınarlı, Tasavvuf Terimleri Deyimle. Sözlüğü, istanbul 1977, s. 192. ' M.Zeki Pakalm, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimlt. Sözlüğü, İstanbul 1973, C.3,s.251. ' Nurhon Atasoy, Derviş Çeyizi -Türkiye'de Tarikat Giyi. Kuşam Tarihi,. 259; J.P.BROW