Table Of ContentKESĐNTĐSĐZ ÖĞRENME
Mümin SEKMAN
OKUL ĐÇĐN DEĞĐL, HAYAT ĐÇĐN ÖĞRENĐN!
Alfa Yayınları: 456 Dizi No: 24
1. Baskı: Ağustos 1998
5. Baskı: Kasım 2001
ISBN : 975-316-107-7
Yayıncı ve Genel Yayın Yönetmeni : M. Faruk Bayrak
Yayın Koordinatörü ve Editör : Rana Gürtuna
Kapak Tasarımı : Nevruz Kıran
Pazarlama ve Satış Müdürü : Vedat Bayrak
Copyright © 1998, ALFA Basım Yayım Dağıtım Ltd. Şti.
Kitabın tüm yayın hakları ALFA Basım Yayım Dağıtım San. Ve
Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Yayınevinden yazılı izin alınmadan
kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz, hiçbir şekilde kopya
edilemez, çoğaltılamaz ve yayımlanamaz.
ALFA Basım Yayım Dağıtım Ltd. Şti.
Ticarethane Sok. No: 41/1 34410 Cağaloğlu, Đstanbul
Tel : (212) 511 5303-513 8751-512 3046 Fax : (212) 519 3300
www.alfakitap.com E-mail : [email protected]
ALFA/AKTÜEL KĐTABEVĐ
Burç Sinema Pasajı No: 34 Altıparmak / BURSA Tel: (224) 223
60 16
MELĐSA MATBAACILIK
Çiftehavuzlar Yolu Acar Sanayi Sitesi No: 8 Bayrampaşa-
Đstanbul Tel/Fax : (212) 501 97 57
KESĐNTĐSĐZ ÖĞRENME'NĐN YANKILARI
"Özgün kaynakların pek az olduğu bir alanda, hem öğrenmeyi
yeni yeni öğrenen gençlere hem de yaşam boyu öğrenme
kavramını içine sindirmek isteyen her kesimden insana derli
toplu bir çalışma sunan genç seminer yönetmeni Mümin
Sekman'ı, bu ikinci kitabından dolayı da kutlamak gerekiyor."
LÜTFÜ TINÇ Hürriyet gazetesi Đnsan kaynakları eki
"Amerikalı Dale Carnegie'nin 1920'li yıllarda yazdığı başarı
dizilerinden sonra, şimdi de günümüz şartlarına göre
Türkiye’de bastırılan yeni kitaplar büyük ilgi görüyor.
Araştırmacı Mümin Sekman'ın hazırladığı kitaplarda, başarının
ve öğrenmenin formülleri anlatılıyor'
ALĐ TATLI Türkiye Gazetesi Kültür-Sanat sayfası
"Öğrenmenin amaç değil araç olduğunu bilmek önemlidir.
Öğrenmek için öğrenirseniz sahip olduğunuz en iyi mezarlık
kütüphaneniz, sahip olduğunuz en iyi kütüphane ise
mezarlığınız olur.' Meraklılarına...
Aktüel Dergisi
"Bu hafta sizlere, nasıl başarılı bir biçimde
öğrenebileceğimizi ve öğrenme gücümüzü kullanarak nasıl
başarılı olabileceğimizi anlatan bir kitap takdim edeceğim.
Mümin Sekman imzasını taşıyan Kesintisiz Öğrenme adlı kitap
Alfa basım yayım dağıtım tarafından yayınlandı: Genç yaşta
olmasına rağmen çok iyi bir performans sergileyen Sekman'ın
ikinci kitabı."
Nejat Sezik . Zaman Gazetesi Đnsan Kaynakları eki
"Yazar 'kesintisiz öğrenme' adlı kitabının, bir öğrenmeyi
öğrenme kitabı olduğunu belirterek öğrenmenin okulla sınırlı
olamayacağını, yaşadıkça sürmesi gerektiğini vurguluyor."
Milliyet Gazetesi Đş Yaşamı eki.
l/l
Değerli insan,
Amacımız;
Đmkansızı mümkün, Mümkünü kolay, Kolayı daZarif ve zevkli
yapmanın yollarını bulmaktır. Dr. Feldenkrais
KĐTABIN KĐMLĐĞĐ
KONUSU NE?
Bu kitap bilgi, öğrenme, başarı' üçgeninde bir insanın neyi,
nasıl yapması gerektiğini anlatır. Ana düşünce 'Başarılı bir
biçimde öğrenebilir, iyi öğrenerek de daha çok başarılı
olabiliriz' şeklindedir. Bundan dolayı kitapta nasıl başarılı
bir biçimde öğrenebileceğimiz ve öğrenme gücümüzü kullanarak
nasıl başarılı olabileceğimiz açıklanmıştır. Başka bir
ifadeyle bilgi öğrenme sanatı ve bilgiyi kullanma sanatı
öğretilmiştir.
Birinci bölümde öğrenmenin nasıl öğrenilebileceğini, ikinci
bölümde insanın nasıl öğrendiğini, üçüncü bölümde; ruhsal
durumun nasıl öğrenmeye müsait hale getirilebileceğini,
dördüncü bölümde başarılı öğrenme için kullanılabilecek
teknik ve stratejileri, beşinci bölüm denenmiş, pratik
öğrenme stratejilerini, altıncı bölümde ise okul hayatını
bitirip hayat okulunda okuyanların, yaşadıkça öğrenmelerini
(hayat boyu öğrenme) sağlayacak stratejilere yer verilmiştir.
Kitabın iki anahtar kelimesi öğrenme ve başarıdır. Başarılı
öğrenin, öğrenerek başarın. Başardıkça daha çok şey
öğreneceksiniz, öğrendikçe daha çok şey başaracaksınız.
ANA MESAJLARI NE?
Bu kitabın temel tezi şudur; başarılı bir öğrenme % 50 moral
güce, % 50 ise teknik bilgiye bağlıdır. Başka bir ifadeyle
başarılı öğrenme % 50 uygun duygusal duruma, % 50 ise nasıl
başarılı bir şekilde öğrenileceğini bilmeye bağlıdır.
Kitabın vermek istediği mesajlar şöyle özetlenebilir:
• Bir insan bir şeyi başarabiliyorsa bunu herkes
öğrenebilir.
• Đnsanlar başarılı olmak için gerekli zihinsel kaynaklara
sahiptir.
• Beyin gücünü kullanarak başarılı olmanın yolu öğrenmeyi
öğrenmek ve 'nasıl başarılı olunabileceğini' öğrenmekten
geçer.
• Bakmak ile görmek farklıdır. Göz kişinin bildiğini görür.
• Đnsanlar bir şey yapmaya karar verirken algılayabildikleri
(bilgi ve tecrübe repertuarı) arasından en iyisini seçerler.
• Hayatta işe yarayan her bilgi değerlidir.
• Önemli olan bir insanın sahip olduğu bilginin miktarı
değil, o bilgilerin kalitesi ve ne işe yaradığıdır.
• Eğer insanlar öğrenirken eğlenebilirlerse öğrenmek için
daha çok vakit ayıracaklardır
• Bir kişinin öğrenmeye yönelik tutumu, bildiği öğrenme
tekniklerinden daha fazla öğrenme verimini etkiler.
• Önemli olan ne kadar süre ders çalıştığınız değil, nasıl
ders çalıştığınızdır.
• Öğrenme bir tekniktir ve her teknik öğrenilebilir.
• Her başarının arkasında özel bir bilgi vardır. Bu 'nasıl
başarılacağının bilgisi' de her bilgi gibi öğrenilebilir.
Başarı öğrenilir.
KĐMLER ĐÇĐN? AMAÇ NE?
Bu kitap okul hayatı devam eden öğrencilere NEYĐ, NASIL
öğrenebileceklerini göstermek, okul hayatını bitirmiş, hayat
okulunda okuyan öğrencilere ise NEYĐ, NĐÇĐN, NASIL
öğrenmeleri gerektiğini anlatmak için yazıldı.
VII
Amaç beyin gücünü kullanmayı bilen, bilginin bir güç olduğunu
anlamış, neyi nasıl yapacağını bilen, neyi en iyi şekilde
nasıl öğrenebileceğini bilen, beyninden bilgiyi, kalbinden
sevgiyi eksik etmeyen insanlar yetiştirmektir.
Bir diğer amaç ise kütüphaneden hiçbir ücret ödemeden aldığı
bilgiyi işleyip, ürüne dönüştürdükten sonra, mahallesinde
veya işyerinde satarak, kazandığı parayı bankaya yatırıp bir
servet yaratmak isteyenlere yol göstermektir. Bunu başarmak
için bu kitapta açıklanan bilgi girişimcisi kavramını anlamak
ve denemek iyi bir başlangıçtır.
Asıl amaç okuyucuyu daima neyin, nasıl yapılabildiğini
öğrenen bir BĐLGĐ ĐMPARATORU yapmaktır.
Lütfen kitabın 'Đçindekiler' kısmını inceleyiniz. Đlgi
duyduğunuz ve hakkında bilgi sahibi olduğunuz konulardan
birkaç tanesini göz gezdirmeli (taramalı) bir biçimde
okuyunuz. Böylece kitap ve yazarı hakkında bir 'ilk izlenim'
edinebilirsiniz.
ĐÇĐNDEKĐLER
Önsöz... XII
BĐRĐNCĐ BÖLÜM : Öğrenmenin Gücü : Öğrenme Nasıl Öğrenilir?
Bilgi sizsiniz!... 2
Öğrenmeyi öğrenmek nedir?... 8
Niçin öğrenmeyi öğrenmeliyiz?... 15
Başarılı öğrenmenin sihirli formülü nedir?... 24
ĐKĐNCĐ BÖLÜM : Beyin Gücü : Đnsan Nasıl Öğrenir?
Đnsan nasıl öğrenir?... 31
Đçinizdeki devi kullanma kılavuzu... 70
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM :
Moralin Gücü; Öğrenmeye Uygun Psikolojik Durum Nasıl
Oluşturulabilir?
Beyni öğrenmeye hazırlamak... 77
Hayat amaçlarımızı nasıl belirleyebiliriz?... 96
Đçdisiplini geliştirmek: Kendi omzuna tırman, başka nasıl
yükselebilirsin ki!... 111
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM : Tekniğin Gücü; Başarılı Öğrenmenin
Teknikleri Nelerdir'.
En yaygın öğrenme yolu: Okumak... 136
Okumada hız faktörü... 146
Kim korkar soyut kelimelerden; Böl ve yut tekniği!...156
En kolay öğrenme yolu; Dinlemek... 162
Metaforla öğrenme: Metafor dilin düş evrenidir!... 170
Akrostiş kullanarak unutmayı unutun!... 174
Verimli öğrenme stratejileri: Hızlı, kolay ve iyi anlamak
için neler yapmalı?... 177
Bilgiyi beyne kazımanın yolu; Hafıza küpleri ... 195
BEŞĐNCĐ BÖLÜM :
Tecrübenin Gücü; Pratikte Kullanılan, Denenmiş Öğrenme
Stratejileri
Başarılı öğrenciler nasıl ders çalışıyor?... 205
Pratik öğrenme notları: Nasıl ders çalışmalıyız?
Ders çalışmaya başlamak, sürdürmek ve sonuçlandırmak için
ipuçları ... 208
ALTINCI BÖLÜM :
Yaşadıkça Öğrenme; Hayat Boyu Öğrenme ve Hayatı Okuma
Kılavuzu
Bakmak ve görmek... 216
Hey istatistik adam (!) Unutma; eğer bir insan bir şeyi
başarabiliyorsa bunu herkes öğrenebilir...221
Bilgi akar Türk bakar!... 231
Canın çıkıncaya kadar öğren!... 236
Girişimci öğrenme... 241
Đnsanlar algılayabildikleri arasından en iyisini seçerler.250
Göz kişinin bildiği kadarını görür...263
Öğrenerek başarı modeli; Öğrenerek başarmak, başardıkça
öğrenmek ...281
Türk Usulü başarı... 287
Kaynakça... 289
ÖNSÖZ
Bir kitabı okunmaya değer yapan nedir? Bir kitabın hedef
kitlesinin ihtiyacını karşılama düzeyi onun değerini
belirler. Bu ' kitap kimler için ve niçin yazıldı? Bu kitap
lise öğrencileri, üniversite adayları, üniversite öğrencileri
ve gündelik hayatın koşuşturmalarına rağmen hala kitap
okumayı becerebilenler için yazıldı.
Benim hayat amacım Dr. Feldenkrais gibi imkansızı mümkün,
mümkünü kolay, kolayı da zarif ve zevkli yapmanın yollarını
bulmak. Ben insan hayatını kolaylaştıran teknolojilerin
peşindeyim. Bu kitapta öğrenme teknikleri ile ilgili yeni ve
farklı teknikleri sizlerle paylaşmak istedim.
Öğrenmeyi öğrenme ile ilgili verdiğim seminerler, yaptığım
araştırmalar ve konuştuğum insanlar benim şu üç gerçeğe kesin
olarak inanmama sebep oldular. Bunlar;
1) Eğer bir insan bir şeyi başarmışsa özel bir şeyler
bildiği içindir. Dolayısıyla eğer bir insan bir şey
başarmışsa benim ondan öğrenmem gereken bir şeyler var
demektir.
2) Yapmak için olmak, olmak için de dolmak gerekir. Dolmak
için yanımızdan 3K'yi eksik etmemeliyiz. Bunlar; Kalem, Kağıt
ve Kitaptır.
3) Dünya bilgi ekonomisine doğru yöneliyor. Bu durum da doğal
bir fırsat eşitliğini beraberinde getiriyor. Artık üniversite
eğitimini tamamlamış bir insan kütüphaneden aldığı bilgileri
işleyip, satılabilir hale (ürünlere) dönüştürdükten sonra
işyerinde, mahallesinde ve hatta semt pazarında satarak para
kazanabilir. Kazandığı bu paraları bankaya yatırarak bir
servet yaratabilir.
Kitabın, hayatınızın yönlerini ve yollarını bulmanızda size
yardımcı olacağını umuyorum. Kitabın bunu başarabilmesi için
sonuna kadar okunması ve içindeki uygulamaların yapılması
gerektiğini hatırlatıyorum.
Okuma hakkında yazılmış bir kitabı 'doğru okumak' için ne
yapmanız gerekir? Eğer bir kitabı ilk defa okuyacaksanız
lütfen doğru zamanı ve uygun duygusal durumu seçin. Çünkü bir
kitabı ilk okuduğunuz andaki duygularınızı o kitaba
yüklersiniz. Bu anlamda sahip olduğunuz her kitabın iyi yada
kötü bir duygusu vardır sizde. Kitabı her okuyuşunuzda, hatta
her görüşünüzde o duyguyu yaşarsınız. Bu dinlediğimiz bazı
şarkıların, o şarkıları ilk dinlediğimiz anda yaşadığımız
duyguları bize tekrar yaşatması gibidir. Peki bu 'ilk duygu"
nasıl oluşur?
Bir kitabı ilk okuduğunuz andaki duygusal durumunuz,
okuduğunuz kitabın anlattıklarından daha önemlidir. Çünkü
kitapta anlatılanları kitabı okurken içinde bulunduğunuz
durumun etkisine bağlı olarak algılarsınız. Lütfen bu kitabı
ilk okuyuşunuzu kendinizi kötü hissettiğiniz bir zamanda
değil, kendinizi çok iyi, canlı, ve coşkulu hissettiğiniz bir
zamanda gerçekleştirin. Eğer bu kitabı kendinizi çok canlı,
enerjik, mutlu hissettiğiniz bir durumdayken okursanız,
gelecekte kendinizi canlı, neşeli, coşkulu ve enerji dolu
hissetmek istediğinizde bu kitabı okumanız yeterli olacaktır.
Eğer kendinizi çok yorgun, bitkin ve karamsar hissettiğiniz
bir zamanda bu kitabı okursanız motive edici bazı bölümler
sizin kötü hislerinizi değiştirebilir ancak teknik bilgi
verilen kısımlar canınızın daha da sıkılmasına sebep
olabilecektir.
Size önerim bir hafta sonunu 'kendine yatırım günü' ilan
edin. O gün iyi uyuyun, kimselere randevu da vermeyin, sakin
bir beyin ve coşkulu bir yürek ile kitabın başırıa geçin.
Başırıdan başlayın ve sonuna kadar gidin! Öğrenme serüveninin
coşkusunu yaşayın.
Bu kitabın yazılması fikrini ilk defa ortaya atan Sayın SAĐD
TAKTAK'a, kitabın yazılma sürecinde çok değerli eleştirilerde
bulunan Yegan KIRMIZILAR'a, fikirleriyle kişiliğime ve
kitaplarıma önemli katkılarda bulunmuş olan Dr. Mehmet
DEĞĐRMENCÎ'ye, Anlayışlılığı ve babacanlığı ile birçok konuda
bana destek olan Sayın LÜTFÜ TINÇ'a, gençlere ve öğrenme
kavramına verdiği önemden dolayı Sayın Serpil GÜLEÇYÜZ'e
Kitabın redaksiyonuna yaptığı katkılardan dolayı Meltem
KIRANDA'ya, Kitabın hazırlanması sırasında 71 türlü takla
atarak moral destek veren Sefa SEKMAN'a teşekkür etmeyi borç
kabul ediyorum. Sizler iyi ki varsınız...
Mümin SEKMAN
Fenerbahçe / ĐSTANBUL
ÖĞRENMENĐN GÜCÜ
"Öğrenme Nasıl Öğrenilir?"
BĐLGĐ SĐZSĐNĐZ!
Türkiye'de en sevdiğim şey budur. En fakir çocuk bile çalışır
M. kan olduğu sürece başarabiliyor ve yükselebiliyor.
Türkiye'nin hayran olduğum tarafı budur. Kişinin zengin veya
fakir olması önemli değil; kişinin doğudan veya batıdan
olması da önemli değil. Türkiye'de çalışan, gayret gösteren
engelsiz yükselebiliyor. ' Sizce bu sözlerin sahibi kim? O
bir ömür içerisinde nereden nereye gelebildi? Onun nereye
geldiğini hepiniz iyi biliyorsunuz. Önce onun 'nereden
geldiğini' kendi ağzından dinleyelim: 'Çocukluğumu
Sürmene'nin bir dağ köyünde geçirdim. Bizim köyde, şehire
gitmek bile bir hayaldi. Bütün hayatımı köyde geçireceğimi
zannederdim. Hayatımda düşlediğim en büyük şey, istediğim
kadar kavurma yiyebilecek paraya sahip olmaktı. Oralarda
yılda bir kere ancak et yiyebilirdik. Üstelik biz köyün güya
hali vakti yerinde ailesiydik. Hiçbir zaman bırakın
Đstanbul'u, Ankara'yı veya yurtdışını, Trabzon'a bile
gidebileceğimi sanmazdım. Köyde iken ortaokula ve liseye
gitmeyi bile hayal edemezdim. Devlet bursu olmasaydı,
herhalde üniversiteyi okumam mümkün olmazdı."
Çocukken kendisine kişisel amaç olarak düşünebildiği en büyük
şey 'istediği kadar kavurma yiyebilecek paraya sahip olmak'
olan bu kişi, sonradan Türkiye ÖYS şampiyonu olmuştur.
Üniversite sınavında kazandığı bu birincilik ona hem
Türkiye'deki hem de yurtdışı eğitimi için gerekli olan
parasal desteğin, devlet bursu olarak verilmesini
sağlamıştır. Bu genç adam için sorunlar burada bitmedi.
Yurtdışındaki eğitimi sırasında çektiği sıkıntılarını şöyle
anlatıyor: '1974 yılında Türkiye'de döviz sıkıntısı
başlayınca burslarımızı zamanında alamadık. Amerika'da üç gün
aç kaldığımı hiç unutmam. Öğrenci yurduna bulaşıkçı
girdim...' Yurtdışı eğitimini de tamamladıktan sonra o artık
'prens' olmuştu. O patentli bir yazarkasa mucidiydi. O aynı
zamanda KDV vergisinin de 'babasıydı. O bir maliye bakanıydı.
Bakan olduğu zaman bile Kartal Maltepe'deki kendi evini
kullanan mütevazı bir insandı. O eşiyle evine giderken
geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybeden Adnan
Kahveci'ydi. Sizi de bir Adnan Kahveci olmaktan alıkoyan ne?
Sizin de onun gibi rüyalarınızın ötesini gerçekleştirmenizi
ne sağlayabilir?
Kısa boylu, tıfıl, çelimsiz bir genç, yanında bulunan uzun
boylu, kaslı, şişman yapılı kuzenine dönerek 'Ben senin
yerinde olsam dünya ağır sıklet boks şampiyonu olurdum' dedi.
Bunu duyan kuzeni, biraz düşündükten sonra cevabını verdi
'Seni dünya hafif siklet boks şampiyonu olmaktan alıkoyan
ne?' Sizleri yapabileceğinizin en iyisini yapmaktan,
olabileceğinizin en iyisi olmaktan, yükselebileceğiniz en
yukarı noktaya gelmekten alıkoyan ne? Bu sorunun cevabı '122'
rakamında gizlidir. Adnan Kahveci'den, Turgut Özal'a kadar
her insanın başarısının sim '122' rakamında gizlidir.
Bu kitabın kapsamını ve amacını gösteren iki anahtar kelime
vardır: Bunlar öğrenme ve başarıdır. Bu kitapta nasıl
başarılı bir şekilde öğrenebileceğinizin ve nasıl öğrenerek
başarılı olabileceğinizin teknik, taktik, strateji ve
bilgilerini bulacaksınız. Türkiye'de en hızlı okuyan
insanlardan birisi de Adnan Kahveci'dir, O başarılı bir
şekilde öğrenmenin eğitimini almış bir kişidir. Adnan Kahveci
aynı zamanda hayattaki tüm basanlarını 'öğrenerek', bilgi
gücüyle gerçekleştirmiştir. Bu haliyle Kahveci öğrenerek
başarılı olmanın da bir örneğidir.
Bir başka örnek Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'dir. Süleyman
Demirel de çocukluğunu tslamköy köyünde çobanlık yaparak
geçirmiştir. O da Adnan Kahveci gibi 'öğrenerek başarmış' bir
insandır. DSĐ'de görevliyken ABD'de hızlı okuma eğitimi
aldığı bilinmektedir. 9 Mart 1997 tarihli Gazete Pazar'da
Demirel'in bir günü şöyle anlatılıyordu: 'Başkan
(Cumhurbaşkanı) her sabah saat 6.30'da kalkıyor. Kahvaltı ile
birlikte bütün gazeteleri ve dergileri en ince ayrıntısına
kadar okuyarak yaklaşık iki saat geçiyor. Yanındakileri
şaşırtacak kadar bir hızlı okuma rekortmeni.' Süleyman
Demirel de Roosewelt, Kennedy gibi liderlerin yaptığını
yaptı. Önce hızlı okuma ve verimli öğrenme seminerlerine
katılarak öğrenmeyi öğrendi. Sonra da öğrenme gücü ile
rüyalarını gerçekleştirdi.
Aynı durum merhum Turgut Özal için de geçerlidir. O da bir
memur çocuğu olarak bu hayata başladı. DPT ve Dünya
Bankasında çalıştı. O da ABD'de öğrenme tekniklerinin
öğretildiği kurslara katıldı. O cumhurbaşkanlığı döneminde bu
ülkenin birçok aydınından ve köşe yazarından önce yeni çıkan
kitapları okuyor, bitiriyor, tartışıyordu. O da önce
öğrenmeyi öğrendi. O da dünyayı ve kendi dünyasını
değiştirmek için bilgiyi bir 'güç aracı' olarak kullandı.
Çünkü o bir ‘öğrenen adamdı’.
Tüm bu gerçeklerden ne öğrenebiliriz? Bu yaşanmış hayat
öykülerinden çıkaracağımız en önemli ders nedir? Elbette
birçok ders çıkarabiliriz ancak benim bu deneyimlerden
çıkardığım kavram Öğrenen Adam kavramıdır. Öğrenen adam ne
istediğini bilen, o amacına ulaşmak için neleri bilmesi
gerektiğini bilen, bu bilgileri nereden, ne zaman, nasıl
alabileceğini bilen ve tüm bunları yapabilen kişidir. Öğrenen
Adamlar, Bilginin Đmparatorlarıdır. Onlar bilgiyi alır ve
amaçlarına göre şekillendirerek kullanırlar. Bu kitabın amacı
sizleri Bilgi Đmparatoru yapmaktadır. Bedelini ödeyen her
insan bilgi imparatoru olabilir. Sizden istenen ilk etapta
bilgi imparatoru olmanız değil, bilgi imparatoru gibi
düşünmenizdir. Bu bilmeye, öğrenmeye, anlamaya, kullanmaya,
çalıştırmaya yönelik bilinçli bir yöneliş demektir. Bu kitap
sizi bilgi imparatoru yapacak stratejileri size kazandırmak
ve gerekli motivasyonu sağlamak için yazıldı. Ben sizin bilgi
imparatoru olmayı istemenizi istiyorum. Eğer hevesin ötesinde
tutku ile bunu isterseniz, bu kitap bittiğinde 'hiçbir şey
eskisi gibi olmayacak.'
Bu kitap 'gençleri eğitmenin amacı; onları yaşamları boyunca
kendi kendilerini eğitmeye hazırlamaktır' felsefesiyle
hazırlanmıştır. Bundan dolayı öğrenme teknikleri anlatılmakla
yetinilmemiş, kendi tekniklerinizi geliştirmeniz için de
gerekli bilgiler verilmiştir. Amaç yaşam boyu öğrenmenizi
sağlamaktır. Asıl amaç ise öğrenmeyi bir yaşam tarzı haline
getirmeyi öğretmektir. Öğrenme sizin için bir yaşam tarzı
olunca bir şey öğrenmek için fazladan bir çaba harcamak
zorunda kalmazsınız.
'Öteden beridir gazete, kitap okuyan insanlara rastladıkça
içim yenilmez bir hevesle doluyor, yüzüm utançtan
kızarıyordu. Okuyup yazanların biz cahillerden apayrı bir
dünyada yaşadıklarını biliyordum. Onların bu üstünlüklerine
imreniyor ve hiçbir şey bilmeyen bir insan olduğumu
hatırlayınca, kendimi insanlar arasında dolaşan hayvanlara
benzetmenin acısıyla eziliyordum.' Bu sözleri 'Menfa' adlı
eserinde kendini anlatan son dönem Osmanlı aydınlarından
Ahmet Mithat söylemiştir. Ahmet Mithat sonradan okumayı
öğrenmiş ve kendini sürekli geliştirerek öğretmen okulunda ve
darülfünun (üniversite) de tarih dersleri vermiştir.
Bilgisizlik ile bilgelik arasındaki o kesin çizgiye iyi bir
örnektir bu durum. Bu kısmın başlığı da böyle bir özellik
gösterir. 'Siz bilgisizsiniz' denirse cahilsiniz demektir,
'bilgi sizsiniz' deniyorsa siz bilgi pınarı olan bir
alimsiniz demektir.
Yunus Emre 'Đlim kendini bilmektir' diyor, Hacı Bektaş-ı Veli
'Ne ararsan kendinde ara' diyor. Mevlana 'Kitaplardan önce
kendimizi okumaya çalışalım' diyor. Gerçekten de her insanın
içinde belki fazla, belki eksik, belki doğru, belki yanlış
bir bilgi, bir bilgelik vardır. Her insanın yaşadıklarından
öğrendiği bir şey vardır. Sizden istenen içinizdeki bu
bilgeliği (buna bilgi ve tecrübe tabanı da diyebiliriz) açığa
çıkarmanızdır. Üzerine bina kuracağınız araziyi tanıyın.
Kendinizi öğrenin! Sizin gerçeğiniz de 122 rakamında
gizlidir!
Niçin televizyonun karşısında 'saatlerce' durabildiğiniz
halde kitabın karşısında 'dakikalarca' durabiliyorsunuz?
Neden insanlar günde ortalama 3 saat TV izlerken, bir kitaba
ortalama olarak yarım saat bakabilmektedir? Gerçek şu ki;
insanların bir şeyi yapmak için sahip oldukları amaçlardan
çok, o işi yaparken hissettikleri o işi yapma süresini
etkiler. Eğer kitap okurken de TV seyrederkenki kadar
eğlenseydiniz kesinlikle daha çok kitap okurdunuz. Çok kitap
okuyan kişiler okurken çok eğlenen kişilerdir. Beyin yaparken
zevk aldığı her şeyi insana tekrar tekrar yaptırır, insan
yaparken kendini iyi hissettiği şeyleri tekrar tekrar yapar.
Buradan çıkarmanız gereken strateji şudur: Eğer eğlenerek
öğrenebilirsek veya öğrenirken eğlenebilirsek daha çok
öğrenebiliriz. Bu kitabın amacı da sizi 'bilgiyle dans eder
gibi' eğlenerek öğrenmenizi sağlayacak stratejilerle
donatmaktır. Öğrenirken eğlenirseniz, eğlenmek için
öğrenirsiniz. Bu da istenen durumdur.
Üniversite öğrenimim sırasında okuduğum genç bir bilim
adamının yaşam öyküsü beni inanılmaz derecede sarsmıştı. Bu
genç bilim adamının öyküsü 'tıp etiği' derslerinde anlatılan
bir konudur. Bu anlatılan genç ve yaşadığı olay tamamen
Description:Bunu duyan Sokullu sinirlenerek ayağa kalktı ve 'akıllı sadrazamlar . VERĐMLĐ ÖĞRENME STRATEJĐLERĐ : ÖĞRENME KALĐTESĐ NASIL.