Table Of ContentMemet Fuat
TİYATRO
TARİ H i
(Müjdat Gezen Sanat Merkezi)
MSM'de 1. Baskı: 2000
2. Baskı: 2003
3. Baskı: 2010
Ziverbey Durağı No: 48, Kadıköy-İstanbul
Tel. 216. 348 80 72-73
Ofset Hazırlık:
Mitos-Boyut Yayınları /TEM Yapım Yayıncılık Ltd. Şti.
Kazancı Yokuşu 18/12; Taksim/Beyoğlu, 34437 İstanbul
Tel. 212. 249 87 37-38; Faks. 212. 249 02 18
E-posta: [email protected]
www.mitosboyut.net
MSM YAYINLARI
TİYATRO TARİHİ
Derleyen:
Memet Fuat
V ». .. . .
V
.
*' t *
TEŞEKKÜR
O'nu altmışlı yılların başında tanıdım. İlk amatör tiyatro çalış
malarımızda bize ağabeylik etti. Memet Abimiz oldu. Yıllar sonra
yine buluştuk Memet Fuat'la.
Sevecen mavi bakışları dolaylı da olsa bana hep "Mavi Gözlü
Dev"i anımsatır... O'na bu kitabı karşılıksız öğrencilerime ve tüm
tiyatroseverlere bağışladığı için teşekkür ediyorum.
Müjdat Gezen
2000
Memet Fuat
DÖRDÜNCÜ BASIMA ÖNSÖZ
Bu kitabın ilk basımı 1961 yılında yapılmıştı. Demek ki kırk yıl
öncelerden ses veren bir deneme. Gençlere, yeni yetişenlere yararlı
olmayı amaç edinmiş bir yayımcı, Varlık Yaymevi'nin sahibi Sayın
Yaşar Nabi istemişti benden böyle bir kitap hazırlamamı. Okur ola
rak kimleri düşündüğünü biliyordum: Gençler, öğrenciler, öğretmen
ler.
Kaynak olarak elime verdiği İngilizce yapıt 500 sayfalık, içi özel
çizilmiş resimlerle dolu, büyük boy, çok hoş bir yapıttı: Kenneth Mac-
gowan ile William Melnitz'in The Living Stage adlı yapıtı. Amerika
lılar için yazılmıştı. Türk tiyatrosundan biç söz etmiyordu. Benden is
tenen ise Türkler için yazılmış, 300 sayfalık, küçük boy, az resimli bir
kitaptı. Büyük bir kitaptan, değişik bir okura, küçük bir kitap çıkara
caktım.
Sayın Yaşar Nabi'nin verdiği The Living Stage'i temel kaynak ola
rak önüme koydum. Birkaç İngilizce kitap daha buldum: The Theat
re, Shelden Cheney; A History of the Theatre, Freedley ile Reeves;
The Dramatic Story of the Theatre, Dorothy ile Joseph Samachson;
The New Theatre Handbook, Bernard Sobel; The Playwright as Thin
ker, Eric Bentley.
Elimin altındaki Türkçe kitaplar ise şunlardı: Tiyatro Tarihi, cilt 1,
Bedrettin Tuncel, İngiliz Tiyatrosu Tarihi, cilt 1, İrfan Şahinbaş; İngi
liz Edebiyatı Tarihi, Halide Edip Adıvar; Elizabeth Devri Tıyatro-
su'nda Soytarılar, Mina Urgan; Shakespeare, Mina Urgan.
Gerçi yer yer bütün bu kitaplardan yararlandım, parçalar, görüş
ler, yargılar aldım, yine de elinizdeki kitabın büyük bir bölümü The
Living Stage’in çok serbest bir özeti gibidir.
Türk tiyatrosunu anlatan on yedinci bölümü ise Refik Ahmet Se-
vengil’in iki kitabından yaptığım alıntılarla oluşturdum. Biri, Eski
Türklerde Dram Sanatı, Devlet Konservatuvarı Yayınları arasında
1959'da basılmış, 90 sayfalık çok ilginç bir çalışma. Öbürü, Türk Ti
yatrosu Tarihi, 1934'te iki cilt olarak Kanaat Kütüphanesi'nce yayım
lamış, verdiği bilgilerde, içindeki resimlerle hem çok yararlı, hem de
çok tatlı bir yapıt. Baskı bakımından da öyle.
Elinizdeki kitabın ikinci basımını 1970'te, üçüncü basımını 1984'te
yine Varlık Yayınevi yapmıştı.
Üçüncü basıma yazdığım önsözde, ilk basımın yapıldığı 1961 ta
rihini düşünerek şöyle demiştim:
"O günden bu güne, tiyatro kitaplığımız inanılmayacak bir geliş
me gösterdi. Metin And, Sevda Şener, Özdemir Nutku, Cevat Çapan
gibi tiyatroyu doğrudan uğraş edinen araştırmacılarını, incelemecile
rin yanı sıra, Cevdet Kudret, Baha Dürder, Niyazi Akı, Aziz Çalışlar
gibi edebiyat adamlarımız da bu alanda çok değerli, yararlı yapıtlar
yazdılar. Bugün tiyatroyla ilgilenen bir vatandaşımız tiyatro alanın
daki birçok bilgiye kendi dilinde kolayca ulaşabilir.
"Bu kitabı hazırladığım günleri düşünüyorum: Metin And'ın
Gönlü Yüce Türk'ü ile Kırk Gün Kırk Gecesi, Özdemir Nutkunun Ti
yatro ve Yazar'ı... Arkası çığ gibi inecek tiyatro kitaplığımızın o gün
lerde yayımlanmış olan ilk ürünleri bu kadarcıktı.
"Yirmi iki yıl sonra yeni bir baskı için Tiyatro Tarihi'ni gözden ge
çirmem istenince, yabancı kaynaklara başvurmam gerekmedi. Özde
mir Nutkunun iki ciltlik koskoca Dünya Tiyatrosu Tarihi; Metin
And'ın Türk Tiyatrosu kitapları, Tiyatro Kılavuzu; Aziz Çalışlar'ın
Gerçek Tiyatro Sözlüğü aradığım bilgileri kolayca bulduğum kay
naklar oldu."
Evet, böyle demiştim 1984 basımının önsözünde. O günden bu
güne on altı yıl daha geçti. Kim bilir bu arada tiyatro üstüne ne kitap
lar yayımlanmıştır. Ben artık çok yaşlandım, evden çıkamıyor, izleye
miyorum.
Müjdat Gezen kendi gençlik günlerinin, tiyatroyla yeni tanışanlar
için hazırlanmış bu alçakgönüllü kitabını bastırıp öğrencilerine beda
va dağıtmak istediğini söylediği zaman ne kadar sevindiğimi anlata
mam.
Yaşamımın büyük bir bölümünü çocuklar, gençler için karşılık
beklemeden harcamış olmanın mutluluğunu duydum yeniden.
Hiçbir ülkenin parasının geçmediği Altmyurt Kulübü'nde, Müj
dat Gezen ile Savaş Dinçel’in, tiyatronun ilk basamaklarını çıkarken
Moliere oynayışları geliyor gözümün önüne. Yıllar sonra yine bir gü
zellikte buluşmak varmış.
Dilerim yetiştirdiğiniz çocuklar da sözler gibi olsun...
Memet Fuat
Çamlıca, Nisan 2000
BİRİNCİ BÖLÜM
TİYATRONUN İLK İNSANLA BAŞLAYIŞI
Genel bir Tiyatro Tarihi'nin ilk sayfalarım karıştırırsanız, "Ti
yatronun 3000 yılı" ya da "Tiyatronun 2500 yılı" gibi sözlerle karşı
laşırsanız. Bu sözler Eski Yunan'dan, Judea'dan (Filistin'in güneyi),
Mısır'dan başlayıp günümüze kadar uzanan Tiyatro için, bildiği
miz Tiyatro için söylenmiş sözlerdir. Oysa Thespis'in, Aiskh-
ylos'un arkasında iki bin yıllık yer yer yazılmış, on binlerce yıllık
da yazılmamış bir tarih yatıyor. Tiyatro denince bugün aklımıza
gelen sanat türünün nasıl başladığını, nerede başladığını aşağı yu
karı biliyoruz. Azıcık daha geri gidersek, Eski Yunan'daki o yüce
tiyatronun kaynakları olarak Mısır'la, Babil'le, Suriye'yle, Kıbrıs'la,
Trakya'yla, Anadolu'yla, Girit’le ilgili yarı masalımsı bilgilerimiz
de var. Ama ondan öncesi? Karanlık, belirsiz kesinlikleri olmayan,
yine de çok ilgi çekici bir yol-mitler, büyüler dünyası içinden-tarih
öncesi insanma doğru uzanıyor.
Fransa'nın güneyindeki bir mağara duvarında bulunan erkek
geyik kılığına girmiş, maskeli büyücü resminin, en aşağı on bin
yıl, belki de elli bin yıl önce çizilmiş olan o resmin karşısında dur
duğumuz zaman bile, tiyatronun başlangıcından çok uzaklarda
olduğumuzu bilmeliyiz.
Tiyatro, oyun sanatı, dinden de eskidir. Gece ateşin çevresinde
otururken, av hayvanlarım çoğaltmak, ya da ertesi gün çıkacakla
rı avın iyi gitmesini sağlamak amacıyla bir çeşit büyü yapmayı dü
şünen, kalkıp avlanacak hayvanlan taklit eden ilk insanın bu dav
ranışıyla birlikte tiyatro da başlamış oluyor. Taklit yoluyla yapılan
büyünün ardından, dansla, müzikle, maskelerle yapılan büyü,
yağmur yağdırma, ürünü çoğaltma törenleri geliyor. Büyüme, ol
gunlaşma, topluluğun üyeliğine alınma törenlerineyse söz, konuş
ma gerekiyor. Atalar tanrılaşıyor, onlara dansla, türkülerle tapını
lıyor. Tapınmak mitleri getiriyor. "Millet oynanarak anılırsa, göste
rilirse soy gelişir, topluluk yaşar" inancı yerleşiyor. Trajedi doğu
yor, arkasından komedi, sonra da salt bir eğlence olarak oynanan
tiyatro.
Sophokles'i, Shakespeare'i, Ibsen'i, Brecht'i anlamak isteyenle
rin ilkel büyüleri, maskeleri, yağmur yağdırma törenlerini bilme
den şart mı? Çağdaş tiyatroyu anlamak için ilk insandan yola çık
mak kaçınılmaz bir şey mi? Değil belki.
Kimi düşünürler Batı Tiyatrosu'nun başlangıcı olarak Eski Yu-
nan'ı, ya da Mısır'ı alıyorlar. Kimi de Tiyatro Tarihi'ni yalnızca Ba
tı Tiyatrosu Tarihi gibi düşünmek istemediğinden, Çin, Japon,
Hint tiyatrolarıyla başlıyor. Bu gibi kitaplarda ilkel insanlar üzeri
ne söylenenler ya önsözlerde kalıyor, ya da iki üç sayfalık, küçü
cük bölümlerde, Öte yandan, ilkel tiyatroya uzun bölümler ayıran
düşünürlerin gittikçe çoğaldığı da bir gerçek.
İKİ ÇEŞİT TİYATRO
Tiyatronun tarihini kolaylaştırmak, basitleştirmek, ya da karı
şıklaştırmak bizim elimizde. "Tiyatro" sözcüğüne yükleyeceğimiz
anlamla bu kolaylığı, ya da karışıklığı kendimiz yaratabiliriz.
Bugün "tiyatro" deyince aklımıza gelen şey nedir? Onu bir dü
şünelim. Bir yerde tiyatronun olabilmesi için şunlarm bir araya
gelmesi gerekiyor.
1- Yazılmış bir oyun;
2- Onu oynayacak oyuncular;
3- Seyirci yeri, sahne, dekor, giysi, ışık, ya da bunlardan bir ka-
çı;
4- Seyirci.
Sophokles, Shakespeare, Ibsen deyince akla gelen "tiyatro" bu.
Karışık, çok yönlü bir sanat.
Bir de şöyle diyebiliriz. Küçük çocuğun "evcilik" oynaması, ya
da Avustralya yerlilerinin "canoe" dansı da bir tiyatro olayıdır.
Böylece ta ilk insana dönüyoruz. Bu karışık olmayan, çok basit, il
kel bir tiyatro. O kadar basit ki "tiyatro" sözcüğünü öbür anlamıy
la kullanmaya alışmış kimselerce yadırganıyor. En iyisi bir ayırma
yapmak.
Sophokles, Shakespeare, Ibsen deyince aklımıza gelen sanata
"tiyatro" diyelim.
Öbürüne "tiyatro olayı" ya da "tiyatro edimi" denebilir. Ama en
Description:Elimin altındaki Türkçe kitaplar ise şunlardı: Tiyatro Tarihi, cilt 1,. Bedrettin Tuncel, İngiliz Ö. 600'lerde Lesbos'lu şair Arion'un (İ.Ö. VII.-VI. yüzyıllar)