Table Of ContentThe Journal of Academic Social Science Studies
International Journal of Social Science
Doi number:http://dx.doi.org/10.9761/JASSS2889
Number: 35 , p. 33-53, Summer I 2015
Yayın Süreci
Yayın Geliş Tarihi Yayınlanma Tarihi
23.04.2015 15.07.2015
LOZAN BARIŞ KONFERANSI SÜRECİNDE AMERİKAN
BASININDA ERMENİLER (1922-1923)
ARMENIANS IN THE AMERICAN PRESS DURING THE PROCESS OF
LAUSANNE PEACE CONFERENCE
Doç. Dr. Esra SARIKOYUNCU DEĞERLİ
Dumlupınar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü
Özet
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin milletlerarası toplumun saygın bir üyesi
olarak resmen kabulünü sağlayan Lozan Barış Konferansı, 20 Kasım 1922–4 Şubat 1923
ve 23 Nisan 1923–24 Temmuz 1923 tarihleri arasında sekiz ay gibi uzun bir süre devam
etmiştir. Amerika Birleşik Devletleri, bu konferansta İtilaf güçleri ile Türkiye arasında
yapılacak görüşmelerin Amerikan çıkarları çiğnenmeden gerçekleşmesini sağlamak
amacı ile “gözlemci” olarak yer almıştır. Gerek devletlerinin gözlemci sıfatıyla
bulunmaları ve gerekse görüşmelerin önemi dolayısıyla Amerikan basını da konferansı
yakından takip etmiş, özellikle Ermenilere bir yurt sağlanması meselesi üzerinde
durmuştur. “Tehcir”i ve Türk Milli Mücadelesini “Ermeni Soykırımı” olarak
nitelendiren Amerikan basını, Lozan Konferansı sürecinde Anadolu’da yaşayan
Ermeniler lehindeki propaganda faaliyetlerini artırmışlardır.
Çalışmamızda Lozan Barış Konferansı sürecinde Amerikan basınının Ermeni
meselesine yaklaşımı ve Amerikan hükümeti ile Lozan’a gönderilen Amerikan heyeti
üzerinde etkili olup olmadıkları irdelenecektir.
Anahtar Kelimeler: Lozan Barış Konferansı, Ermeniler, Türkiye, Amerika,
Amerikan Basını
Abstract
Lausanne Peace Conference, which enabled official recognition of Turkish
Republic as a respectable member of the international society, continued for 8 months
between 20th November 1922 and 4th February 1923 and between 23rd April 1923 and
24th July 1923. The United States of America participated in the conference as an
“observer” so as to ensure that the negotiations between the Entente Powers and Turkey
would proceed without violating the American interests. Not only because the USA
appeared in the conference as an observer but also because of the importance of the
negotiations, the American press followed the conference closely and focused mainly on
the matter of providing a home for Armenians. American Press have described “the
relocation of Armenians” and the Turkish National Struggle as a “Armenian Genocide”.
American Press, throughout Lausanne Conference, increased their propaganda activities
in favour of Armenians residing in Anatolia.
34
Esra SARIKOYUNCU DEĞERLİ
In the study, the approach of the American press to Armenian matter
throughout Lausanne Peace Conference and whether it was effective on the American
government and its Lausanne delegation will be analysed.
Key Words: Lausanne Peace Conference, Armenians, Turkey, America,
American Press
GİRİŞ
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin milletlerarası toplumun saygın bir üyesi olarak
resmen kabulünü sağlayan Lozan Barış Anlaşması’nın hazırlandığı Lozan Barış Konferansı, 20
Kasım 1922–4 Şubat 1923 ve 23 Nisan 1923–24 Temmuz 1923 tarihleri arasında sekiz ay gibi
uzun bir süre devam etmiştir. Konferansa bir tarafta Türkiye, diğer tarafta da İngiltere, Fransa,
İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Sırp-Hırvat-Sloven Devleti (Yugoslavya) katılmıştır.
Türkiye’nin ısrarı üzerine Boğazlarla ilgili sorunların görüşülmesine katılmak için Sovyet
Rusya, Ukrayna ve Gürcistan da davet edilmişlerdir1. Ticaret ve yerleşme sözleşmelerine
katılmak için Belçika ve Portekiz’in hazır bulunduğu konferansta Bulgaristan ise, Trakya, Ege
Denizi ve Boğazlar ile ilgili toplantılara katılmıştır2.
Amerika Birleşik Devletleri ise, Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı ile Amerika
arasında savaş ilanı söz konusu olmadığı için konferansta “gözlemci” olarak yer almıştır.
Amerika’nın Lozan Barış Konferansı’na gönderdiği gözlemci heyeti Bern Büyükelçisi Joseph C.
Grew, Roma Büyükelçisi Richard Washburn Child ve İstanbul Yüksek Komiseri Amiral Mark L.
Bristol’dan oluşmakla birlikte 4 Şubat 1923’te konferansa ara verilmesi üzerine Child ve Bristol
bu görevlerinden ayrılmıştır. Konferansın ikinci döneminde ise sadece Grew Lozan’a geri
dönmüş ve Amerikan delegasyonunun başında yer almıştır. Ayrıca James Levi Barton ve W. W.
Peet’de Protestan Kiliseleri Federal Konseyi’nin temsilcileri olarak Lozan Barış Konferansı’na
katılmışlardır. Gözlemci heyet, İtilaf güçleri ile Türkiye arasında yapılacak görüşmelerin
Amerikan çıkarları çiğnenmeden gerçekleşmesini sağlamak amacı ile Lozan’da bulunurken;
misyoner heyet ise, Ermenilere Türkiye’de bir yurt sağlamak ve Türkiye’deki misyoner
kurumlarını korumak maksadıyla konferansta yer almışlardır3.
Amerikan basını da Dünya çapında büyük öneme sahip olan bu konferansı,
Amerika’nın geniş bir gözlemci heyeti ile Lozan’da yer almasının da etkisi ile yakından takip
etmiştir. Amerikan basınına Lozan Konferansı sürecinde yansıyan haberler incelendiğinde
basının özellikle kapitülasyonların devamı, Türkiye’de bulunan Amerikan eğitim ve ticari
kurumların korunması, Boğazların ticaret ve savaş gemilerine açık olması, arkeolojik kazılar
yapması için Amerikan kurumlarına izin verilmesi üzerinde durulduğu görülmektedir.
Bununla birlikte Ermenilere bir yurt sağlanması meselesinin basında yankı bulan birinci
derecede önemli bir konu olarak ele alındığı tespit edilmiştir.
Bu bağlamda geniş okuyucu kitlesine sahip oldukları göz önünde tutularak, The Wall
Street Journal4, The USA Today5, New York Times6, New York Tribune7, The Los Angeles
1Mehmet Gönlübol-Cem Sar, Atatürk ve Türkiye’nin Dış Politikası (1919-1938), AKDTYK ATAM Yayınları, Ankara, 1990,
s. 41.
2 Yusuf Hikmet Bayur, Türkiye Devletinin Dış Siyaseti, İstanbul Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 1938, s. 119.
3 J.C. Grew, Amerika’nın İlk Türk Büyükelçisinin Anıları Lozan Günlüğü, Çev. Kadri Mustafa Oroğlu, Anı Yayınları,
İstanbul, 2001, s. 14–19.
4 The Wall Street Journal, 8 Temmuz 1889 tarihinde Charles Dow, Edward Jones ve Charles Bergstresser tarafından
kurulan ulusal, günlük yayın yapan bir gazetedir.Sahibi Dow Jones şirketidir. Editörü Robert Thomson olan bu gazete
Amerika ve uluslararası iş ve finans konularını işlemektedir (Richard Vetter, "Wall Street Journal," American
Conservatism:An Encyclopedia, Ed. Bruce Frohnen, Jeremy Beer,United States, 2006,pp 898–899).
Lozan Barış Konferansı Sürecinde Amerikan Basınında Ermeniler (1922-1923) 35
Times8, The Washington Post9, The Dailly News10, The Chicago Tribune11 gazeteleri incelenerek,
Lozan Barış Konferansı sürecinde Amerikan basınının Ermeni meselesine yaklaşımı ve
Amerikan hükümeti ve Lozan’a gönderilen Amerikan heyeti üzerinde etkili olup olmadıkları
irdelenecektir.
1. Lozan Barış Konferansı Öncesinde Amerikan Basınında Ermeni Meselesi (1 Ocak
1922–21 Kasım 1922)
Türkiye’de yaşayan Ermeniler, 1922 yılı başlarından itibaren Amerikan basınının
önemle üzerinde durduğu meseleler olmuştur. Bu bağlamda Ocak ayından Mart ayı sonuna
kadar Türkiye’nin mandaterliğini kabul etmediği için Amerikan hükümetine karşı basının
tepkili olduğu gözlenmektedir. Bununla birlikte Amerikan basını, Türkiye ile hiçbir siyasi bağ
kurmaksızın Amerika’nın ekonomik gücünü kullanarak ülke üzerinde tahakküm kurulabileceği
kanaatindedir. Bu düşünceden hareketle basının üzerinde en çok durduğu konu ise “eğitim
mandaterliği” olmuştur. Örneğin The New York Times’da Morgenthau Urges tarafından
“Proposes Educational Mandate by America as a Vital Need” (Amerika Tarafından Eğitim
Mandaterliği Kurulması Hayati İhtiyaçtır) başlıklı yazı dikkat çekicidir. Morgenthau’ya göre,
Amerika ilk olarak Yakın Doğu12’da eğitimsel mandaterlik kurmalıdır. Bu nedenle Türkiye’de
özellikle de Ermenistan olarak tanımladığı Diyarbakır, Bayazıt, Van, Muş, Bitlis, Erzincan ve
çevresinde kolejler açılması gerekmektedir. Ayrıca Morgenthau, Amerika’nın şu anda eşsiz bir
pozisyonda olduğunu, önce Türkiye’ye borç vererek sonra bu paraların kendi liderliklerinde
5 The USA Today, 15 Eylül 1982’de kurulmuş günlük yayınlanan bir gazetedir. Sahibi Gannett Şirketi ve editörü Ahmet
Hilkirk’dir. Popilist bir gazetedir. Liberal eğilime sahiptir(Michael Schudson, “The Objectivity Norm in America
Journalism”, Journalism, Vol. 2, No:2 (August 2001), pp. 149-170).
6 The New York Times, 18 Eylül 1851’de Henry Jarvis Raymond tarafından kurulan günlük olarak yayınlanan ulusal bir
gazetedir. Sahibi New York Times Şirketidir. Editörü ise Bill Keller’dir. Sağ eğilimli bir gazetedir (Michael Schudson,
Discovering The News: A Social History of American Newspaper, USA, 1978, pp.106-121).
7 The New York Tribune, 1841’de Horace Greekey tarafından kurulan ve 1967 yılına kadar yayın hayatını sürdüren
ulusal günlük yayınlanan bir gazetedir. Gazetenin editörü Horace Greekey’dir. Radikal cumhuriyetçi eğilimli bir gazete
olarak tanımlanmaktadır(David I. Holmes, Michael Robertson and Roxanna Paez, “Stephen Crane and the New-York
Tribune: A Casa Study in Traditional and Non-Traditional Authorship Attribution”,Computers and the Humanities, Vol.
35(August 2001),pp.315-331).
8 The Los Angeles Times, 4 Aralık 1881 tarihinde kurulan ulusal günlük olarak yayınlanan bir gazetedir. Sahibi Tribün
Şirketi, editörü Eddy Hartenstein’dir. Liberal eğilimli bir gazetedir (Robert Gottlieb, Irene Wolt, Thinking Big: The Story
of The Los Angeles Times, Its Publishers, and Their Influence on Southern California, Putnam Publishing Group, USA, 1977).
9 The Washington Post, 1877 yılında Stilson Hutchins tarafından kurulan ulasal günllük olarak yayınlanan bir gazetedir.
Sahibi Washington Post Şirketi ve editörü Marcus Brauchli’dir. Daha çok politik konuları içerir(H. Kurtz, Media Circus:
The Trouble With America's Newspapers, New York, 1994, p. 357).
10 The Dailly News, 26 Haziran 1919’da Joseph Medill Patterson tarafından kurulan ulusal günlük yayınlanan bir
gazetedir. Sahibi ve editörü Mortimer Zuckerman olan popülist bir gazetedir(Alfred McClung Lee, “The Daily
Newspaper in America”, American Journalism:1690-1940, Antony Rowe Ltd, UK,2001).
11 The Chicago Tribune, 10 Haziran 1847’de James Kelly tarafından kurulan ulusal günlük yayın yapan bir gazetedir.
Sahibi Tribün Şirketi, editörü Gerould W. Kern’dir. Özgürlükçü bir gazetedir(Lloyd Wendt, Chicago Tribune: The Rise of a
Great American Newspaper, Book Sales, USA, 1979).
12 Fransızlar Osmanlı Devleti’nin topraklarını ifade etmek için Yakın Doğu tabirini kullanmışlardır. İngiltere bu
tanımdan etkilenerek, Hindistan ve Çin topraklarını içine alan bölgeyi “Yakın Doğu” olarak nitelendirmiştir. 1902’de
Amerikalı Deniz Tarihçisi Alfred Thayer Mahan tarafından “Orta Doğu” tabirinin ilk defa kullanılmasından sonra ise
İngiltere, Osmanlı Devleti toprakları içerisinde kalan ve Uzak Doğu’ya geçiş yolu üzerindeki toprakları betimlemek için
bu terimi kullanmaya başlamıştır. Orta Doğu’nun sınırları ise, adlandırıldığı döneme ve siyasi konjonktüre göre
İngiltere’nin menfaatleri doğrultusunda değişiklik arz etmiştir. Günümüzde tüm Avrupa devletleri tarafından
kullanılan bu kavram, siyasi sınırları ile kuzeyde Türkiye, doğuda İran, güneyde Arabistan Yarımadası ve Sudan ile
batıda Mısır, Birleşik Arap Cumhuriyetleri topraklarını içine alan geniş bir coğrafyayı kapsamaktadır(Ayrıntılı bilgi için
bkz: Sakin, Serdar; Deveci, Can; “Ortadoğu Kavramı ve Sınırları Üzerine Bir Değerlendirme”, History Studies, ABD ve
Büyük Ortadoğu İlişkileri Özel Sayısı (Ekim 2011), ss. 295-311).
36
Esra SARIKOYUNCU DEĞERLİ
eğitim kurumlarına harcanmasının sağlanabileceğini de vurgulamaktadır. Böylece ileride
Türkiye’de hem Amerika sevgisinin yerleşmesi hem de Ermenilerin huzur içerisinde yaşaması
sağlanacaktır13.
The Washington Post’da da Cleveland H. Dodge’nin14 benzer görüşlerine yer
verilmiştir. Dodge da Türkiye’yi kastederek Ermenistan’ın mandaterliğini çok istediklerini ama
politikacıların bunu imkânsız hale getirdiğini belirtmiştir. Dodge’e göre, bir hükümet üzerinde
mandaterlik kurmak değil, eğitim mandası kurmak önemlidir. Çünkü hükümet başarısız
olunca bu kurumlarda yetişenler yönetimi ele geçireceklerdir15.
Amerikan basınında genel olarak 1922 yılının ilk üç ayında, Lozan Konferansı
öncesinde, Ermeni meselesinde çözümün ancak Amerika’nın Türkiye’de “Ermenistan’ın
mandaterliğini” üstlenmesi ile mümkün olacağı kanaati hakimdir16. Amerikan hükümetinin
mandater olmayı reddetmesinden sonra ise basın, Türkiye’de Amerikan çıkarlarının korunması
üzerinde odaklanmıştır. Bununla birlikte Anadolu’da Ermenistan adında bir bölge olmamasına
rağmen, Doğu Anadolu’dan ısrarla Ermenistan olarak bahsedilmesi dikkat çekicidir. Nitekim
Nisan ayı itibari ile de Doğu Anadolu’nun Ermenilere ait olduğunu kanıtlama çabası basında
hakim olan anlayış olmuştur. Ermeniler hakkındaki Amerikan basınının propaganda
faaliyetleri, Kasım 1915’te American Committee for Armenian and Syrian Relief (Suriyelilere ve
Ermenilere Amerikan Yardım Cemiyeti) kurulduktan sonra sistemli bir hale gelmiştir.
Amerikan kamuoyunu Anadolu’da bir Ermeni Devleti kurulması gerektiğine ikna etmeye
çalışılmıştır17. Bu amaca yönelik olarak, 1919-1922 yılları arasında gerçekleşen Türk Milli
Mücadelesi dahi “soykırım” olarak tanımlanmıştır18.
Bu bağlamda, The New York Times’da, Haıg Yeprat’ın kaleme aldığı “Treaty of Sevres
Sacred” (Sevr Antlaşması Kutsaldır) başlıklı makale dikkat çekicidir. Yeprat, son derece sert bir
üslupla yazdığı makalesinde binlerce Ermeni’nin geçmişte faşist Türkler tarafından
katledildiğini ve bu katliamın hala devam ettiğini iddia ederek, Ermenileri yalnız bırakan
büyük devletlerin Hıristiyan demokrasisini unuttuğundan yakınmaktadır. Özellikle Cilicia19
(Kilikya)’daki Ermenilerin Kemalistler tarafından katledilmesine sessiz kalınmasını ve Sevr’in
tahrif edilmesini de vefasızlık olarak nitelemektedir. Ayrıca o makalesinde, şeytan olarak
betimlediği Mustafa Kemal’in vahşet yaratmadan durdurulması için Amerika’dan yardım
istemektedir. Ona göre, bunun için Amerika’nın asker göndermesi gerekli değildir, para
yardımı yaparak da yardım edebilir20.
Görüleceği gibi, Yeprat 10 Ağustos 1920 tarihinde Damat Ferit Paşa başkanlığındaki 80
kişilik Osmanlı Heyeti’ne imzalatılan Sevr Anlaşmasına büyük umutlar bağlamıştır. Çünkü
Sevr Anlaşması ile Doğu Anadolu’da bağımsız bir Ermeni Devleti kurulacaktı21. Nitekim
Yeprat da Ermenilerle ilgili olan Sevr Maddelerini;
13 The New York Times, 7 Ocak 1922,s. 2.
14 Cleveland H. Dodge(1860–1926), Amerika’nın önemli iş adamlarındandır.
15 The Washington Post, 28 Mart 1922,s. 2.
16 The New York Times, 2 Nisan 1922,s. 2; The USA Today, 5 Nisan 1922, s. 7; New York Tribune, 2 Nisan 1922, s. 3;
Washington Post, 2 Nisan 1922, s. 1; Dailly News, 2 Nisan 1922, s. 2; Chicago Tribune, 2 Nisan 1922, s. 5.
17 Amerikan Suriyelilere ve Ermenilere Yardım Komitesi (American Committee for Armenian and Syrian Relief);
Amerikan Yakın Doğu Yardım Komitesi (The Near East American Relief Committee, Ermenilere Yardım Komitesi
(Armenian Relief Committee) ve Filistin ve Suriye Yardımı Komitesi (Palestiene-Syrian Relief Committee) adında üç
kuruluşun birleşmesi ile ortaya çıkan bir kuruluştur. (Ayrıntılı bilgi için bkz. Fatih Gencer, Ermeni Soykırım Tezinin
Oluşum Sürecinde Amerikan Yakın Doğu Yardım Komitesi, Alternatif Yayınevi, İstanbul, 2006, ss. 43–45).
18Bilal N. Şimşir, Ermeni Meselesi 1774-2005, Bilgi Yay., Ankara, 2007, ss. 97-143.
19 Adana civarının Romalılar devrindeki ismi.
20 The New York Times, 7 Mayıs 1922, s. 2.
21 Ayrıca Sevr’in tam metni için bkz: Ömer Budak, Sevr Paylaşımı, Bilge Yay., Ankara, 2002, s. 59-284.
Lozan Barış Konferansı Sürecinde Amerikan Basınında Ermeniler (1922-1923) 37
“…. bağımsız Ermenistan sadece büyük devletlerin vermiş oldukları bir söz değildir.
Antlaşmanın 88. maddesi Ermenistan’ı özgür ve bağımsız bir devlet olarak tanımakta;
89. maddesi ise, Amerika’nın gözetiminde Türkiye ve Ermenistan arasındaki sınırın
Erzurum, Trabzon, Van ve Bitlis olacağını belirtmektedir …” şeklinde ifade
etmektedir22.
Ancak Mustafa Kemal Paşa, 3. Ordu müfettişi olarak23 19 Mayıs 1919 tarihinde
Samsun’a ayak basar basmaz Türk Milli Mücadelesini başlatmış ve onun önderliğindeki Türk
Milleti, Sevr’i tanımayarak bağımsızlık mücadelesine devam etmiştir. Bu açıdan Yeprat’ın
Mustafa Kemal Paşa (Atatürk)’yı “şeytan” olarak nitelendirmesi, bağımsız bir Ermeni devleti
kurma hayallerini yıkmasından dolayı duyduğu öfkeden olsa gerektir. Ayrıca Türk milletinin
ölüm-kalım mücadelesinin adı olan Türk Milli Mücadele’sinin “katliam” olduğu fikrine de
katılmak mümkün değildir. Makalenin yayınlandığı tarih dikkate alınırsa, Türk Milli
Mücadelesi (19 Mayıs 1919-30 Ağustos 1922) devam etmektedir. Güney Cephesi24 ise, Fransız
kuvvetleri ve beraberindeki Ermeni Lejyonu ile TBMM idaresindeki Kuva-yi Milliye arasında
gerçekleşen muharebelerden sonra, TBMM ile Fransa arasında imzalanan 20 Ekim 1921 tarihli
Ankara Anlaşması ile kapanmıştır25. Nitekim Yeprat, Fransızlara olan kızgınlığını da
“…Kemalistlerle Fransızlar antlaşma yaparak, Kilikya Türk kurtlarının açlığını tatmin etmesi için
bırakıldı…”,“…Türkler Fransızların ağzına bir parça bal çalarak Ermenileri korumasız bıraktı…”
sözleriyle ifade etmiştir.
Ancak Yeprat’ın Türk Milli Mücadelesinin “katliam” olduğu şeklindeki iddialarının
Amerika’da etkin olan Ermeni lobisi, Protestan Kiliseleri Federal Konseyi ve American
Committee for Armenian and Syrian Relief (Suriyelilere ve Ermenilere Amerikan Yardım
Cemiyeti)’nin faaliyleriyle, basın tarafından hararetle desteklenir hale geldiği görülmektedir.
Örneğin, The New York Times’ın editörü tarafından kaleme alınan yazıda da Türk Milli
Mücadelesini kastedilerek, “Türklerin Ermeni ve Rum mezalimine sessiz kalan, önce bağımsızlık sözü
verip sonra unutan Avrupalılar da Türkler kadar suçludur”, denmektedir26. Albert W. Fox tarafından
The Washington Post’da yayınlanan makalede de İtilaf güçlerinin Amerika’nın Ermenileri
mandası altına alması konusunda ısrar ettikleri ve insaniyet namına Amerika’nın Ermenilere
sahip çıkması gerektiği ifade edilmiştir27.
Yeprat, The New York Times’da yayınlanan bu makalesinde 1915 tarihinde gerçekleşen
“Tehcir”i28 de “Ermeni soykırımı” olarak adlandırmış ve İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Robert
22 The New York Times, 7 Mayıs 1922, s. 2.
23 Mustafa Kemal Atatürk’ün 9. Ordu Müfettişliğine tayini ile ilgili ayrıntılı bilgi için bkz: Salim Koca-E. Semih Yalçın,
“Mustafa Kemal Paşa’nın Dokuzuncu Ordu Müfettişliğine Tayininde Osmanlı Genel Kurmayının Rolü1”, Atatürk
Araştırma Merkezi Dergisi, Cilt: X, Sayı: 29 (Temmuz 1994), ss. 401-416.
24 Mondros Ateşkes Anlaşması’nın hemen akabinde Türkiye’nin güneyi 1916 yılında imzalanan Sykes-Picot Anlaşması
uyarınca 4 Kasım 1918 tarihi itibariyle İngilizler ve Fransızlar tarafından işgal edilmiştir. İngilizler önce İskenderun,
Antep, Maraş, Urfa, Birecik ve Merzifon’u; Fransızlar ise Adana, Mersin ve Pozantı’yı işgal etmiştir. Ancak 15 Eylül
1919'da İngiltere, Fransa ile Suriye İtilafnamesini imzalayarak, Musul’u Fransa’nın elinden almış ve Maraş, Antep, Urfa
ve Adana, Mersin, Osmaniye ve Hatay illerini içine alan Çukurova (Kilikya) bölgesini Fransa’nın nüfus bölgesine dahil
edilmesi ile Güney Cephesi açılmıştır(Salahattin Tansel, Mondros’tan Mudanya’ya Kadar, C. II, Kültür Müsteşarlığı Yay.,
Ankara, 1973, s. 209).
25 Ahmet Mumcu, Tarih Açısından Türk Devriminin Temelleri ve Gelişimi, İnkılâp Yay., Ankara, 1984, s. 80.
26 The New York Times, 25 Mayıs 1922, s. 2.
27 The Washington Post, 25 Eylül 1922, s. 1.
28 I. Dünya Savaşı'nda dağılmakta olan Osmanlı İmparatorluğu'nun cephe gerisini güvene almak için uyguladığı
“Tehcir Kanunu” 27 Mayıs 1915'te çıkarılmış ve yerel mülki ve askeri yöneticilere, uygun görecekleri kişileri geçici
olarak başka yere naklettirme yetkisi verilmiştir. 30 Mayıs günü Meclis-i Vükelâ (Bakanlar Kurulu) kararıyla tehcir
süresiz hale getirilmiş, 10 Haziran'da da “Ermenilere Ait Mal, Mülk ve Arazilere Uygulanacak İdare Hakkında Yönetmelik”
38
Esra SARIKOYUNCU DEĞERLİ
Cecil’in 3 Kasım 1918 tarihli raporunu delil olarak sunmuştur. Buna göre, Ağustos 1914’de
Türkler, Osmanlı Ermenilerinin ulusal kongresine ajan göndermiştir. Ajanlar kongreden sonra
Ermenilere eğer savaş esnasında Türklerle işbirliği yaparlarsa özerk bir devlet kurma vaadinde
bulunmuşlardır. Ermeniler bu teklifi vazifelerinin Osmanlı’dan ayrı bir devlet kurmak
olduğunu söyleyerek reddetmiş, ama bir ulus olarak ne Türkiye topraklarında ne de
müttefiklerinde bir kaos yaratmayacaklarını da bildirmişlerdir. Bu teklif reddedildikten sonra
Osmanlı Ermenileri, Türk hükümeti tarafından 1915’te sistemli olarak öldürülmüştür. Nüfusun
3’te 2’si canavarca yöntemlerle katledilmiştir29.
Burada Yeprat’ın bahsettiği 28 Temmuz - 14 Ağustos 1914 tarihleri arasında
Erzurum'da Taşnakların liderliğinde düzenlenen Ermeni Kongresidir. Bu kongreye İttihat ve
Terakki, Ermenilerin patlak vermek üzere olan Birinci Dünya Savaşında Osmanlı Devletine
bağlı kalmasını sağlamak maksadıyla bir heyeti göndermiştir30. Ancak Ermeniler, İttihat ve
Terakki ile aynı görüşte olmadıklarını belirtmişler ve hemen akabinde gizlice Ruslarla anlaşmak
suretiyle bölgeyi Osmanlı’dan ayırmak için ayaklanma kararı almışlardır31. Birinci Dünya
Savaşı esnasında da bu kararları doğrultusunda isyan etmişler, çeteler kurmuşlar ve hatta Rus
askeri olarak Osmanlı’ya karşı savaşmışlardır32. Nitekim Yeprat de33;
…Savaşın başından itibaren Ermeni ulusunun yarısı Rus egemenliği altında gönüllü
çeteler oluşturarak ve Andranik komutasında Kafkasya cephesinde son derece cesurca
savaşmışlardır. Böylece savaş bitiminde Ermeniler kendi kanlarını akıtarak
özgürlüklerini hak etmişlerdir…
şeklindeki sözleriyle bu durumu açıkça ifade etmektedir. Yine ona göre34,
…İmzalanan Sevr antlaşması ile de Ermenilere bağımsız bir devlet olma hakkı
tanınmıştır. Bu anlaşma savaş sonunda zorbalıkla değil ulusların eşitliği ilkesi
gözetilerek merkezi devletler olan İngiltere, Fransa, İtalya ve Japonya’nın ilkelerine
uygun olarak hazırlanmış ve bu bağlamda Ermenistan da Belçika ile eşit haklara sahip
olan bir ulus olarak tanımlanmıştır…
Yeprat bu ifadeleriyle, Ermenilerin Rusya başta olmak üzere İtilaf güçleri ile Birinci
Dünya Savaşı esnasında işbirliği yapması karşılığında savaş sonrasında Doğu Anadolu
Bölgesinde bağımsız devlet kurma sözü aldıklarını ortaya koymuştur. Bu bağlamda Tehcir
kararı, I. Dünya Savaşı esnasında Kafkas Cephesi'nde bulunan Osmanlı ordularına ihanet eden
ve Ruslarla birlikte hareket ederek Van, Kars ve Erzurum gibi Osmanlı vilâyetlerinin Rusların
eline geçmesine yardımcı olan Ermeni faaliyetlerini önlemek maksadıyla çıkarılmıştır. Bu karar,
savaş esnasında olan devletin tabii olarak kendini savunma gayreti olarak görülmelidir.
Osmanlı, yer değiştirme esnasında Ermeni kafilelerinin iaşesini sağlamış, hatta sağlık
memurları, zaptiyeler tayin etmiştir. Bununla birlikte, birlerce insanın bir anda yer değiştirmesi
kolay olmamış, Tehcir esnasında hayatını kaybeden Ermeniler muhakkak olmuştur. Ancak
Osmanlı hükümetinin Tehcirin güvenli bir şekilde gerçekleşmesi için elinden gelen her türlü
önlemi almış olduğu ve hükümet tarafından Ermenilerin kasti bir şekilde öldürülmedikleri
adlı bir kararname ile de Ermenilerin boşalttığı yerlerin muhacirlere verilmesine, buna karşılık Ermenilere mal ve
mülklerine karşılık ödenmesine karar verilmiştir (Sina Akşin, "XIV. I. Dünya Savaşı'nda Olup Bitenler", Ana Çizgileriyle
Türkiye'nin Yakın Tarihi, İmaj Yay., Ankara, 2006, ss. 96-98)
29 The New York Times, 7 Mayıs 1922, s. 2.
30The Armenian People, From Ancient to Modern Times, Vol. I, Ed. Richard G. Hovannisian, New York,2004, p. 244.
31 Ahmet Esat Uras, The Armenians in History and the Armenian Question, Belge Yayınları, İstanbul, 1987, ss.596-600.
32 Akşin, a.g.m., ss. 96-98.
33 The New York Times, 7 Mayıs 1922, s. 2.
34 The New York Times, 7 Mayıs 1922, s. 2.
Lozan Barış Konferansı Sürecinde Amerikan Basınında Ermeniler (1922-1923) 39
düşünülürse, bir milletin sistemli bir şekilde yok edilmesi anlamına gelen “soykırım” olarak
tanımlanması mümkün olmadığı görülecektir35.
Bu dönemde bir taraftan basın, Amerikan hükümetinin Ermeniler hakkında daha aktif
bir dış siyaset izlemesi için yayınlarını sürdürürken; diğer taraftan da çeşitli kampanyalar
açarak Ermenilere para yardımı yapılmasını sağlamaya çalışmıştır. Bu faaliyetler The Near East
Relief (NER)36 tarafından organize edilmiştir. Örneğin 29 Eylül 1922’de Amerikan Katolik
Kilisesi tarafından 100.000 Dolar gönderildiği kaydedilmektedir37. 10 Kasım 1922’de de
Türkiye’deki koşullar nedeniyle Ermeni göçmenlerin Cenova’ya sevk edildiği ve Near East
Relief’in direktörü H.C. Jaquith’in burada göçmenler için okullar ayarladığı ve İsveç
hükümetinin de göçmenler için garanti verdiği belirtilmektedir38. The Dailly News’de de
Amerikan hükümeti’nin 10.000–25.000 dolar arası bir parayı Ermeni göçmenlere harcamayı
düşündüğü ifade edilmiştir39.
Konferans arifesinde ise, Amerikan basınının ilgisi tamamen Lozan’a çevrilmiştir.
Lozan ile ilgili çıkan ilk haberler Lord Curzon’un ısrarı ile Paris’te bulunmaları nedeniyle 13
Kasım’da toplanacak olan konferansın bir hafta gecikme ile 20 Kasım’da başlamasını İsmet
Paşa’nın protesto etmesi ile ilgilidir. Ancak gazetelerde bu gelişme ile ilgili herhangi bir yorum
yapılmamıştır40. Yorum yapılmadan kısa bilgi notu halinde bu haberin geçilmesi kanaatimizce,
basının tarafgir olduğunun bir göstergesidir. Daha sonraki haberlerde genellikle Lozan
Konferansı hakkında genel bilgi verildiği ve Amerika’nın bu konferansta bulunmasının
gerekliliği üzerinde durulduğu görülmektedir41. Lozan’a Amerika’nın heyet göndereceğinin
netlik kazanmasından sonra ise, basında Lozan’da Ermeniler için ne yapılabileceği tartışılmaya
başlanmıştır. Örneğin 18 Kasım 1922 tarihli The New York Times’te Edwın L. James tarafından
“Seeking a Homeland for the Armenians” (Ermeniler İçin Yurt Arayışı) başlığı altında hükümet
adına gönderilen üç gözlemcinin yanı sıra kilise ve hayır kurumlarından da Lozan’a gözlemci
gönderildiği belirtilmektedir. James’e göre, en önemli proje Ermenilerin geri kalanlarına bir ev
yaratmaktır. Ermeni-Amerikan Toplumu direktörü ve İsa Kiliseleri Federal Konsil Temsilcisi
George Rediagton Montgomery Lozan’a gitmek üzere Paris’ten ayrıldığını belirten James’e göre
Montgomery Fransızlarla birkaç toplantı yaptıktan sonra Ermeni yurdu konusunda planını
değiştirmiştir. Ermeni yurdu olarak Kilikya’nın verilmesini konferansta sağlamaya çalışacaktır.
James’e göre böyle bir yurt hem Ermenilerin gideceği bir bölge sağlayacak, hem de ulusalcı
Türklere karşı tampon bölge oluşturacaktır42.
Makalenin yazarı, her ne kadar Türkler Ermenileri Anadolu’dan atmak için kararlı
olsalar da Dr. Montgomery’nin belirtilen alanda bir ulusal Ermeni yurdu kurmayı umut
35 Ayrıntılı bilgi için bkz.;Yusuf Halaçoğlu, Ermeni Tehciri ve Gerçekler, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 2001.
36 The American Committee for Armenian and Syrian Relief, kısa adıyla Near East Relief (NER), 1915 yılında
kurulmuştur. Bu kuruluşun amacı I. Dünya Savaşı esnasında ve sonrasında savaşın acılarından Ermenileri
korumaktır.Near East Relief 1915-1930 yılları arasında 2.000.000 Ermeninin göç etmesini sağlamış ve 102 milyon dolar
yardım sağlamıştır. Kuruluşun yöneticiliğini 1919-1930 arasında H.C. Jaquith, William Howard Taft, Charles Evans
Hughes ve Elihu Root üstlenirken, 1930 sonrasında Franklin D. Roosevelt ve Allen Dulles bu görevi üstlenmiştir. Bu
kuruluş günümüzde de faaliyetlerini sürdürmektedir.
37 The USA Today, 29 Eylül 1922, s. 1.
38 The New York Tribune, 10 Kasım 1922, s. 2.
39 The Dailly News, 27 Ekim 1922, s. 3.
40 The New York Times, 14 Kasım 1922, s. 1; USA Today, 14 Kasım 1922, s. 2; New York Tribune, 14 Kasım 1922, s. 4; Los
Angeles Times, 14 Kasım 1922, s. 7; Washington Post, 14 Kasım 1922, s. 1; Daily News, 14 Kasım 1922, s. 2; Chicago Tribune,
14 Kasım 1922, s. 5.
41 USA Today, 17 Kasım 1922, s. 2; New York Tribune, 17 Kasım 1922, s. 4; Los Angeles Times, 17 Kasım 1922, s. 7;
Washington Post, 17 Kasım 1922, s. 1; Daily News, 17 Kasım 1922, s. 2; Chicago Tribune, 18 Kasım 1922, s. 5.
42 The New York Times, 18 Kasım 1922, s. 1.
40
Esra SARIKOYUNCU DEĞERLİ
ettiğinin altını çizmiştir43. James, Anadolu’da bir Ermeni Devleti kurulmasına Türklerin şiddetle
karşı çıkmasını, Türklerin Ermenileri Anadolu’dan atmak istediği şeklinde yorumladığı
görülmektedir. Bu iddia gerçekleri yansıtmamaktadır. Lozan Barış Konferansı’nda Türk Heyeti
Başkanı olarak bulunan İsmet İnönü, “Türkiye’de kalmak isteyen Ermenilerin, Türk yurttaşlarıyla
kardeşçe yaşayabileceklerini” belirtmiştir44. Nitekim, günümüz Türkiye’sinde Ermeni asıllı Türk
vatandaşları devletin yüksek güvencesi altında olup, her türlü anayasal haklarını serbestçe
kullanmaktadırlar.
2. Lozan Barış Konferansı’nda Ermeni Meselesi Gündeme Taşınmadan Önce Amerikan
Basınında Ermeni Meselesi (21 Kasım 1922- 12 Aralık 1922)
Konferansın toplandığı ilk günlerde Amerikan basınının aksine Amerikan hükümetinin
Ermenilere Türkiye’de yurt sağlanması konusunda umutsuz olduğu, Büyükelçi Richard
Washburn Child’in 21 Kasım’da Celaleddin Arif Bey ile görüşmesinden sonra basına verdiği
demecinden anlaşılmaktadır. Child, İsmet Paşa’nın Amerika’nın Lozan’da yer alması
hususunda negatif tavrını devam ettirmek istemediğini belirtmekle birlikte, konferansta
Amerika’nın bir anlaşma yapmak için yer almadığını çünkü diplomatların burada gayri resmi
olarak bulunduklarını ve böyle bir salahiyetleri olmadığını vurgulamıştır. Child ayrıca, Türk
hükümetinin toprak isteklerine son derece karşı olması nedeniyle Amerikan hükümetinin
Rusya’da Kafkas Ermenistanına Anadolu Ermenilerinin yerleştirilmesi olarak gördüğünü,
ancak ekonomik nedenlerle bundan da vazgeçildiğini ifade etmiştir45.
Diğer taraftan Ermeni dostu Amerikalıların ricasının Kuzey Suriye’de bir ulusal Ermeni devleti
kurmak olduğunu ancak Amerikan hükümeti tarafından Yakın Doğu yerleşiminde hiçbir
sorumluluk kabul etmediğini bildirmesinden beri, Dışişleri Bakanı Charles E. Hughes’in
delegelere bunu önerme veya tavsiye etme imkânı da olmadığını vurgulamıştır46.
Child’e göre, bunun dışında Amerika’nın konferansta yer alma amacı ahlaki ve dinsel
ilgidir. Özellikle Dr. James L. Barton’un kapitülasyonlar üzerinde durmak suretiyle, öncelikli
amacının Amerikan kurumlarının Türkiye’de kalmasını sağlamak olduğunu belirtmiştir47.
Amerikan basınının desteğini arkasına alan Ermeniler, Child’in beyanatının da etkisiyle
Anadolu’da yurt edinme ideallerini gerçekleştirmek için, gerek Amerikan hükümeti gerek
Lozan’daki delegasyon üzerinde baskı faaliyetlerine geçmişlerdir. Bu bağlamda 24 Kasım’da
İsviçre Ermenilerinden bir heyet Child’i ziyaret ederek, delegasyonun Ermeni meselesini
konferansta savunmasını istemiştir. Bu ziyaret basına 25 Kasım’da yansımıştır. Child bu
görüşmeden sonra basına verdiği beyanatta, Ermeni meselesinin Milletler Cemiyetini
ilgilendirdiğini, dolayısıyla savunmasının da ona ait olduğunu söylemiş ancak Ermeni
davasında sadece Amerika’nın değil diğer devletlerin de çabasının gerektiğini ifade etmiştir.
Child’in bu açıklamaları basın tarafından son derece politik ve anlaşılmaz bulunmuştur48.
The New York Times’in Lozan muhabiri Edwin L. James tarafından Büyükelçi Child ve
diğer delegelerin Ermeni yurdu konusunda yeterince istekli olmadığı tespiti yapılmıştır. Bu
nedenle James’e göre, Lozan’da Amerikan delegeleri ile Amerikan yardımsever ve dini
kuruluşları arasında anlaşmazlık doğmuştur49. The New York Tribune de Amerikan Ermeni
43 The New York Times, 18 Kasım 1922, s. 1.
44 Lozan Barış Konferansı Tutanaklar Belgeler, Birinci Takım, Cilt I, Kitap I, Çev. Seha L. Meray, Yapı Kredi Yay., İstanbul,
1993, s. 209-219.
45 The New York Times, 23 Kasım 1922, s. 1.
46 The New York Times, 23 Kasım 1922, s. 1.
47 The New York Times, 23 Kasım 1922, s. 1.
48 Los Angeles Times, 25 Kasım 1922, s. 8; USA Today, 25 Kasım 1922, s. 1; Daily News, 25 Kasım 1922, s. 3; Washington Post,
25 Kasım 1922, s. 1; Chicago Tribune, 26 Kasım 1922, s. 5.
49 The New York Times, 25 Kasım 1922, s. 1.
Lozan Barış Konferansı Sürecinde Amerikan Basınında Ermeniler (1922-1923) 41
Toplumu Başkanı Dr. Richard Montgomery’nin Lozan’da eski Osmanlı topraklarında Türkiye
ile Suriye arasında bir Ermenistan projesi için bastırdığını ancak Child’in bu açıklamasından
sonra doğal olarak Amerikan delegelerinin bunu kabul etmemesi olasılığı nedeniyle endişeli
olduğu ifade edilmiştir50. Washington Post’da da Child’in Ermeni meselesinin çok ciddi politik
ve bölgesel problemler içerdiğinden karar vermek için acele edilmemesi yönündeki
açıklamalarına yer verilmiştir. Ayrıca gazetenin editörü tarafından kaleme alınan bu yazıda
bağımsız Ermenistan için büyük devletler tarafından kulis yapıldığı ancak önemli olanın
Child’in tavrı olduğu vurgulanmıştır51. 26 Kasım’da Wilbur Ferrest tarafından yazılan makalede
de Türkiye’nin konferansta yalnızlıktan kurtulmak için Rusya ve Amerika ile iyi ilişkiler
kurmaya çabaladığı belirtilerek, Amerikan delegeleri tarafından güçlü konumlarını kullanarak
Ermeni yurdu konusunda Türkleri yumuşatabileceği yorumu yapılmıştır52. Kasım sonlarından
itibaren Anadolu’da Ermenilere bir yurt verilmesi hususunda yoğunlaşan propagandanın da
etkisiyle Türkiye’nin konferansta yaptırım gücü olmadığı ifade edilerek, Ermenilere yurt
sağlanabileceği ifade edilmiştir. Nitekim The New York Tribune Türkiye’yi konferansın ilk
haftasının mağlubu ilan etmiştir53.
Lozan’da Amerikanın gücünü ortaya koyması beklenirken, Amerikan delegelerin
çekimser tavır sergilemesi basının hükümeti ağır şekilde eleştirmesine neden olmuştur. Örneğin
The New York Times’da “Washington Denies Near East Shirking” (Washington Yakın
Doğu’daki Vazifesini İnkâr Ediyor) başlıklı makalede Amerikan hükümeti bir taraftan Yakın
Doğu’dan menfaat elde etmeye çalışırken, diğer taraftan bu bölge ile ilgili herhangi bir
sorumluluk almaktan kaçınması şiddetle eleştirilmiştir. Yazıda Amerika’nın Osmanlı ile
savaşmadığı için Sevr’i imzalamadığı kabul edilmekle birlikte Amerikan yardımı olmaksızın
savaşın kazanılamayacağı iddia edilmiştir. Buna göre, eğer Amerika olmasaydı Sevr
hazırlanamaz, İtilaf güçleri Yakın Doğu hakkında söz sahibi olamaz ve antlaşma Almanya
tarafından hazırlanırdı. Yazara göre, Amerika’nın bu tarihi değiştiren rolü düşünüldüğünde
Lozan’da artık sessiz kalmaması gerekmektedir54.
29 Kasım’da ise Bağımsız Ermenistan için Amerikan Komitesi’nin (The American
Committee for an Independent Armenia) basın bürosu yöneticisi Vahan Cardashian’ın
(Kardaşyan)55 Dışişleri Bakanı Charles E. Hughes’e yazdığı mektup gündeme gelmiştir. Bu
mektupta Cardashian, Ermenistan mandaterliğinin 1919’da Amerika tarafından reddedildiğini
ancak şimdi çok acil olarak Amerikan yardımına ihtiyaç duyulduğunu belirtmiştir. The New
York Times’da da bu mektup referans gösterilerek Amerika’nın sadece ahlaki nedenlerle
Ermenistan’dan sorumlu olmadığı, buna ek olarak Amerikan hükümetinin bağımsız
Ermenistan idealinin yıkılmasından ve 200.000’den fazla Ermeni’nin öldürülmesinden de
50 The New York Tribune, 25 Kasım 1922, s. 1.
51 The Washington Post, 25 Kasım 1922, s. 1.
52 The New York Tribune, 26 Kasım 1922, s. 2.
53 The New York Tribune, 27 Kasım 1922, s. 1,2.
54 The New York Times, 28 Kasım 1922, s. 1.
55 New York Times’da Vahan Cardashian (Kardaşyan)’ın 1911-1915 yılları arasında Osmanlı Devleti’nin New York
Konsolosu olduğu, 1915 tehciri esnasında annesini ve kız kardeşini kaybettikten sonra Amerika’ya göç ederek, Bağımsız
Ermenistan için Amerikan Komitesi’nde aktif olarak çalışmaya başladığı ve 1919 yılında da The Armenian National
Committee (Ermeni Ulusal Komitesi)’ni kurduğunu yazarken; Bilal Şimşir ise Kardaşyan’ın 1910-1915 yıllarında
Washington’daki Osmanlı Elçiliğinde tercümanlık yaptığını belirtmektedir. Ayrıca Şimşir, Kardaşyan’ın işine son
verilince Osmanlı Hükümetinden alacağı bulunduğunu ileri sürdüğünü ve zengin bir Amerikalı hanım ile evlenerek
Amerika’ya göç ettiğini de belirtmektedir. (Bkz. Bilal Şimşir, “Amerika’da Ermeni Lobisi ve Lozan Antlaşması
Kavgası”, Ermeni Araştırmaları Dergisi, Sayı: 3 (Eylül-Ekim-Kasım 2001).
42
Esra SARIKOYUNCU DEĞERLİ
sorumlu olduğu iddia edilmiştir56. The New York Tribune’de de Türkleri Ermenileri öldürerek
büyük bir insanlık suçu işlediği, Amerika’nın da gidişata sessiz kalarak bir nevi suç ortağı
olduğu iddia edilmiştir57. Ayrıca The USA Today’de de Amerikan hükümeti sadece kendi
çıkarlarını düşünerek Ermenileri gözden çıkarmakla suçlanmıştır58.
Diğer taraftan da basın Ermenilerin Lozan’daki girişimleri üzerinde durmuştur. The
Wall Street Journal’da Amerikan Senatörü James W. Wadsworth’a Türkiye’de yaşayan
Ermeniler tarafından gönderilen telgraf gündeme taşınmıştır. Bu telgrafta Ermeniler, tarih
boyunca uğradıkları kötü muameleden bahsederek, Türkiye’nin yabancılara ticari ekonomik
anlamda ayrımcılık yapıp sınır dışı etmeyeceği konusunda garanti istemişlerdir. Gazetede
senatör, bu isteklere kulak asmadığı ve Türkiye ile iyi ilişkiler kurmaktan yana olduğu için
eleştirilmiştir59. The New York Times ve The New York Tribune gazetelerinde de Lozan’daki
Amerikan delegasyonunun 1 Aralık’ta Dr. Alexander Khatissian60, Gabriel Efendi
Neradounghian61 ve Dr. Avetis Aharonian62’dan oluşan Ermeni Komitesini kabul ettiği ifade
edilmektedir. Komite Türkiye’nin doğusunda ulusal bir devlet kurma isteklerinin Lozan’da
savunulmasını rica etmiş ve Amerikan Delegasyonunun Başkanı Büyükelçi Richard Washburn
Child, Ermenilerin bu isteklerini Lozan’a taşıyacağına söz vermiştir. Her iki gazetede de
Child’in söz vermesi olumlu bir gelişme olarak nitelendirilmiştir63.
Hemen bir gün sonra da The New York Times, Mr. Morgenthau ile gerçekleştirdiği bir
röportajı yayınlamıştır. Bu röportaj Amerikan basınının ve Amerikan hükümetinin Ermeni
meselesi hakkındaki düşüncelerini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu görüşmede
Morgenthau, gelecekte Türkiye’nin bağımsızlığının Amerika ve Avrupa’nın yardımına
dayandığını ve Türklerin de bunu anlayacak kadar zeki oldukları yorumunu yapmıştır.
Türklerin bir devleti diğerine karşı oynamakta oldukça mahir olduklarının geçmişte
görüldüğünü ifade ederek, şimdi Türklerin Amerika ile iyi ilişkiler kurmak istediğini ancak kriz
sonlanır sonlanmaz Türkiye’nin Avrupa ile de dost olacağını belirtmiştir. Bu röportajın şu kısmı
ise oldukça dikkat çekicidir64:
Gazeteci: Eğer bütün güçler Türklerin işlediği soykırım konusunda birleşir ve sen
soykırım yaptın bu nedenle seni ekonomik olarak yalnız bırakıyoruz derse Türkiye
sıkışmaz mı?
Morgenthau: Buna cevap veremem.
Gazeteci: Bu soykırım nedeniyle Amerika Ermenistanı mandası altına alamaz mı?
Morgenthau: Buna olumsuz cevap vermek zorundayım.
Görüleceği gibi Amerikan basını Amerikan hükümetini Türkiye’de mandaterlik kurma
konusunda ikna etmeye çalışırken, hükümet ekonomik çıkarlar üzerinde durmakta ve Ermeni
meselesine ilişkin net bir tavır sergilemek istememektedir. Bu durum 4 Aralık 1922 tarihli
Edwın L. James tarafından yazılan makalede de görülmektedir. James’e göre Amerika,
Türkiye’de mandater olmak için eşiz bir konumdadır. Çünkü Suriye Osmanlı’dan ayrılmış
56 The New York Times, 29 Kasım 1922, s. 1.
57 The New York Tribune, 29 Kasım 1922, s. 1; The New York Tribune, 30 Kasım 1922, s. 8.
58 The USA Today, 29 Kasım 1922, s. 1.
59 The Wall Street Journal, 1 Aralık 1922, s. 3.
60 Alexander Khatissian, 28 Mayıs 1918 tarihinde kurulan Ermeni Cumhuriyeti’nin ilk dışişleri bakanı ve 28 Mayıs 1919-
5 Mayıs 1920 tarihleri arasındaki başbakanıdır.
61 Gabriel Efendi Neradounghian, 1912–1913 Balkan Savaşları esnasında Osmanlı Devleti’nin Dışişleri Bakanı idi.
62 Avetis Aharonian, Ermeni Ulusal Konsül üyesidir. 1919 yılında Paris Barış Konferansı’nda Boghos Nubar ile birlikte
Ermenileri temsil etmiştir.
63 The New York Times, 1 Aralık 1922, s. 1; The New York Tribune, 1 Aralık 1922, s. 2.
64 The New York Times, 2 Aralık 1922, s. 1.
Description:nitelendiren Amerikan basını, Lozan Konferansı sürecinde Anadolu'da Amerika'nın Lozan Barış Konferansı'na gönderdiği gözlemci heyeti Bern Times'da da Türklerin doğrudan Ermenileri hedef aldığı ifade edilerek, eğer