Table Of ContentBeytulhikme An International Journal of Philosophy
Volume 6 Issue 2 December 2016
Research Article
___________________________________________________________
Kıyas Şekillerinin Ortak ve Farklı Yönleri
___________________________________________________________
Mutual and Different Aspects of the Modes of Syllogism
ŞEREFETTİN ADSOY y
h
Aksaray University
p
o
s
o
l
i
Received: 30.06.16Accepted: 13.12.16 h
P
Abstract: Logic, which aims to preserve the human mind which f
o
may mistake when it proceeds from the known to the unknown,
l
a
mentions three different way of reasoning which are analogy and
n
r
induction and deduction. Logic urges upon deduction most and
u
o
syllogism which is most proper way of deduction has been taken
J
the backbone of the logic by the logicians. Syllogism consists of l
a
two or more premises and a conclusion and it includes three terms n
o
known as minor, middle and major terms. Depending on the mid- i
t
dle term's place in the premises, which serves an important func- a
n
tion like relating the minor term with the major term, four differ- r
e
ent forms arise. İt is clear as these four forms have different as- t
n
pects from each other they also have mutual ones. Acquired I
knowledges differ from each other depending on each form's char- n
A
acteristic. Therefore it is need to be known the characteristics of
e
forms in terms of getting the prevailing knowledge or transfor- m
k
mation of the acquired conclusion to the prevailing knowledge.
i
h
Knowing of the characteristics of the forms of syllogism matter,
l
u
the backbone of logic which aims to preserve the human mind t
y
from the mistake, provides an opportunity for obtaining or sub- e
B
miting the knowledge and data healthfully and effectually. For re-
vealing this opportunity, it has been tried to deal with the common
and different aspects of the forms of syllogism in this study.).
Keywords: Logic, reasoning, induction, deduction, syllogism.
___________________________________________________________
Şerefettin Adsoy, Yrd. Doç. Dr.
Aksaray Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü
68100, Aksaray, TR[email protected]
110
Şerefettin Adsoy
Giriş
Mantıklı düşünme kendisini en iyi şekilde akıl yürütmede ortaya
koymaktadır. Buna bağlı olarak genellikle üç farklı akıl yürütmeden söz
edilir. Tümdengelim (ta’lil, deduction), tümevarım (istikra, induction) ve
analoji (temsil, analogy) olarak sıralanmaktadır.
y Klasik mantıkta üzerinde en çok durulup önem verilen akıl yürütme
h
p çeşidi, zihnin bir ya da birden fazla yargıdan yola çıkarak zorunlu olarak
o
bir sonuca vardığı, dedüksiyondur. Dedüksiyonun en güzel şekli de, aynı
s
o
zamanda mantığın bel kemiği olarak kabul edilen kıyastır. Dolayısıyla esas
l
i
h amaç kıyas olduğundan kavram, beş tümel, tanım ve önerme konularının
P
her biri kıyasa hazırlık aşamaları olarak değerlendirilmektedir. Kıyası
f
o oluşturan unsurlar içerisinde en önemli görevi üstlenen orta terimin, ön-
l cüllerdeki farklı konumuna bağlı olarak birbirinden farklı dört şekil mey-
a
n dana gelmektedir. Bu dört şeklin sunmuş olduğu bilgi de değer bakımın-
r
u dan farklılık arz etmektedir. En mükemmel şekil olarak birinci şekil kabul
o
J edilmekle beraber her şeklin kendi özelinde kullanıldığı ya da sunduğu
l
a veriler de söz konusudur. Tabii olana en yakın sonucu veren birinci şekil
n
o olmasına rağmen diğer şekillerle elde edilen verinin birinci şekle dönüştü-
i
t rülmesi de mümkündür. Bu nitelikte bir verinin elde edilmesi ya da buna
a
n dönüştürülmesi sürecinde şekillerin kendi özellikleriyle beraber bir şeklin
r
e diğer şekil ve şekillerle olan ortak ve farklı yönlerinin bilinmesi de önem
t
n arz etmektedir. Biz de bu çalışmamızda kıyas şekillerinin ortak ve farklı
I
yönlerini ele almaya çalıştık.
n
A
Kıyasın Tanımı
e
m Sözlük anlamıyla kıyas “tutma, denk sayma, karşılaştırma, oranlama”
k
i anlamlarına gelmektedir. (TDK, 1989). Seyyid Şerif Cürcânî kıyası “bir
h
l şeyin başka bir şeye takdir edilmesi” şeklinde tanımlamaktadır. (Cürcânî,
u
t 2012, 261). Aristoteles ise kıyası terim anlamında şöyle tanımlamaktadır:
y
e “Kıyas bir sözdür ki kendisine bazı şeylerin konulmasıyla, konulan bu
B
şeylerden sadece bu konulan şeyler dolayısıyla başka şeyler zorunlu olarak
çıkar.”(Aristoteles, 1989a, 5)
İslam mantıkçılarının yapmış olduğu kıyas tanımı Aristoteles’in ta-
nımıyla genel olarak benzer olmasına rağmen, mantıkçıların her birinin
kendisine ait bir kıyas tanımı ortaya koyduğu görülmektedir. Fârâbî, “Kı-
B e y t u l h i k m e 6 ( 2 ) 2 0 1 6
111
Kıyas Şekillerinin Ortak ve Farklı Yönleri
yas, ortaya konulan öncüllerden yapılmış olan bir sözdür ki bu öncüller
birleştirildiği zaman onlardan zati olarak ve zaruri şekilde başka bir şeyin
hâsıl olmasıdır” (Farabî, 1990, 101; 1986, 19) tanımını yapmaktadır. İbn
Sinâ da seleflerini takip ederek benzer bir tanım yapmaktadır. Ona göre
“Kıyas, kendisine birden fazla şey konulduğunda, arazi olarak değil zati ve
zaruri surette başka bir şeyin gerekli olduğu sözdür.”(İbn Sinâ, 1964, 54;
y
1938, 31; 1992, .370). Kıyası burhan olarak isimlendiren Gazâlî ise: “Mu- h
p
hakkak ki o, önermelerden meydana getirilmiş ve bunların kabulü ile zati
o
ve zorunlu olarak diğer bir önermeyi sonuç olarak veren sözdür.”(Gazâlî, s
o
2012, I., 85; 1994, 90) şeklinde tanımlamaktadır. Bu türden yapılan tanım- l
i
h
lar sonraki mantıkçılar tarafından da devam ettirildiğini söylemek müm-
P
kündür. (Ebherî, 2007, 48; Kazvînî, 1998, 146; Gelenbevî, 2014, 11)
f
o
Kıyasın tanımında zorunlu olarak sonucun elde edilmiş olması, gelişi
l
a
güzel bir söylem değildir. Hatta kıyasın temel ilkesi diyebileceğimiz, La-
n
r
tince ifadesiyle “dictum de omni et nullo” (bir cins hakkında tasdik veya
u
o
inkâr olunan, bütün türler ve fertler için de tasdik veya inkâr olunur) ifa-
J
desinde kendini bulur. Bir diğer ifade ile tümel olumlu ve tümel olumsuz l
a
için doğru olan tikel olumlu ve tikel olumsuz için de doğrudur.(Şafak, n
o
Ural, 1995, 92). Dolayısıyla bir bütüne yüklenen şey, o şeyi meydana geti- i
t
ren parçalarına da yüklenebilmektedir. Bu yüzden kıyas bütünlüğünü a
n
meydana getiren unsurların tam ve yerli yerinde kullanılmasıyla yukarıdaki r
e
açıklamalar karşılığını bulmuş olmaktadır. t
n
I
Kıyasın Unsurları
n
A
Aristoteles, kıyas unsurları olarak, öncülleri meydana getiren öner-
e
meleri; büyük, küçük ve sonuç olmak üzere üçe ayırdığı gibi, terim sayısını
m
da; büyük, küçük ve orta terim olarak üçe ayırmaktadır. (Aristoteles, k
i
1989a, 89; Atademir, 1974, 119-120) h
l
u
Terimler içerisinde en önemli fonksiyonu orta terim üstlenmektedir.
t
y
Orta terim büyük terim ve küçük terim arasında bir köprü vazifesi görüp e
B
karşılaştırma yapmaya da imkân sağlar. Bir diğer ifade ile büyük ve küçük
terim arasındaki geçişlerde aracılık yapmaktadır. (Atademir, 1974, 120-
122). Aristoteles’e göre orta terimin bilinmesi sonucun zorunlu olarak
ortaya çıkmasını gerektirmektedir. (Aristoteles, 1989b, 89)
Orta terim işlevsel olarak “sade bir ilmin açıklama ve açma tarzı de-
Be y t u l h i k m e 6 ( 2 ) 2 0 1 6
112
Şerefettin Adsoy
ğil, aynı zamanda bir keşif aletidir.” (Atademir, 1974, 121). Bilgimizin dört
çeşidini veren olgu, niçin, varlık ve tabiatın araştırılması ve söz konusu
bilgilerin elde edilmesi ancak sebep’le özdeşleştirilmiş olunan orta terimle
incelenmesi ve bilinmesi ile mümkün olmaktadır. (Aristoteles, 1989b, 89;
Atademir, 1974, 121). “Niçin”in karşılığı daima orta terimdir. (Aristoteles,
1989b, 84). Bundan dolayı zihin tarafından aniden keşf olunan (Aristote-
y
h les, 1989b, 86) ve sebeple bir kılınan orta terim iki öncül arasına konulmuş
p
ve yerleştirilmiş olması durumunda sonuç zorunlu olarak elde edilecektir.
o
s (Aristoteles, 1989b, 113).
o
l
i Orta terimin büyük ve küçük terim arasında bir aracı konumunda ol-
h
P duğunu belirten Aristoteles, (Aristoteles, 1989b, 10) öncülün konu ve
f yüklemi arasında bir bağlantının kurulmasıyla bütün tümdengelimlik istid-
o
lalin mihveri ve son kertede bütün ilmin imkânının olmazsa olmazı olduğu
l
a
ortaya çıkar. (Atademir, 1974, 121-122)
n
r
u Aristoteles’in ifadesiyle kıyas, “… bir şeyin başka bir şeye ait olduğunu ve-
o
J ya olmadığını (ortaya) koyarak” (Aristoteles, 1989a, 4) yapılır. Kıyasın ortaya
l çıkabilmesi için büyük, küçük ve orta terim olması gerekmektedir. Bu
a
n terimler arasında; orta terim küçük terimi, büyük terim de orta terimi
o
i içine aldığı ya da almadığı durumlar olmak üzere terimler kendi aralarında
t
a
belli bir ilişki içerisine sokularak kıyas meydana getirilir. (Aristoteles,
n
r 1989a, 9; Atademir, 1974, 116). Yani oluşturulan bir kıyasta kendi araların-
e
t da ilişkili olan iki öncül ve bunlardan lazım gelen bir de sonuç bulunmak-
n
I tadır. Öncüller konu, yüklem ve orta terim olmak üzere üç terimden
n
meydana gelmektedir. Kıyastaki öncüller arasındaki farklılık iki kısımdan
A
oluşurken ortaklık ise sadece bir kısımdan oluşmaktadır. Ortaklık ifade
e
m eden kısma orta terim, farklılık arz eden kısımlar ise “kıyasın iki tarafı”
k
i olarak ifade edilmektedir. Burada kıyasın iki tarafı olarak ifade edilenler-
h
l den biri sonuçta yüklem olup “büyük terim” olarak isimlendirilirken diğer
u
t ise yine sonuçta konu olup “küçük terim” olarak isimlendirilir. Buna bağlı
y
e olarak büyük terimin bulunduğu öncüle büyük öncül, küçük terimin bu-
B
lunduğu öncül de küçük öncül olarak isimlendirilir. (Fârâbî, 1986, 20-21)
Kıyasta arzulanan netice elde edilinceye kadar öncüllerin gerektirdiği
yargıya “matlub”, netice elde edildikten sonra ki yargıya ise “sonuç” adı
verilir. (İbn Sînâ, 1964, 108; 1938, 32-33).
Bu şekilde gerçekleştirilmiş kıyasa örnek:
B e y t u l h i k m e 6 ( 2 ) 2 0 1 6
113
Kıyas Şekillerinin Ortak ve Farklı Yönleri
Bütün insanlar ölümlüdür : Büyük öncül
Sokrates insandır : Küçük öncül
O halde Sokrates de ölümlüdür : Sonuç
Büyük terim : Ölümlü
Küçük terim : Sokrates
y
Orta terim : İnsan h
p
Yukarıda ifade edildiği gibi, kıyastaki öncüllerin terimlerine kaplam o
s
ve içlem bakımında baktığımızda büyük öncülün yüklemi (ölümlü), aynı o
l
öncülün konusunu (insan) da kapsamına almaktadır. Küçük öncülün konu- i
h
P
su (Sokrates) büyük öncülün konusunun (insan) kapsamına dâhildir. Bu
f
yüzdendir ki kıyasın sonucu (Sokrates de ölümlüdür) zaruri olarak büyük
o
öncülün yükleminin kapsamına dâhil olmaktadır. Bütün bu durumlar l
a
kıyaslardaki “cins için doğru olan, türler ve onların bireyleri için de doğ- n
r
rudur” kaplam ilkesine dayanmaktadır. u
o
Kaplamın tersi olan içlem yönünde öncüllerdeki terimlere baktığı- J
l
mızda küçük terim (Sokrates) orta terimin (insan) özelliklerine sahiptir. a
n
Orta terim (insan) de büyük terimin (ölümlü) özelliklerine sahiptir. Bu o
i
durumda “bir bütünün parçasında bulunan özellikler diğerlerinde de bu- t
a
lunur” prensibine dayanmaktadır. (Emiroğlu, 2005, 140). n
r
Bütün bunlara bağlı olarak bir kıyasta iki öncül ve her öncül de bir e
t
konu ve bir yüklemden meydana gelmektedir. Bu öncüllerin içerdiği terim n
I
sayısı ise üçtür. Dolayısıyla öncüllerdeki terim sayısı üçten ve öncül sayısı
n
da ikiden az olması durumunda kıyas gerçekleşmiş olmaz. İki öncülden A
oluşan bir kıyastan sonucun elde edilebilmesi için iki öncülü birbirine e
m
yaklaştırma görevini üstlenen ve her iki öncülde de geçen orta terimin k
i
bulunması gerekir. Öncüller arasında müşterekliği sağlayan orta terimin h
l
bulunmaması durumunda öncüller arasında uyum olmayacağı gibi öncüller u
t
bir araya getirilse bile onlardan herhangi bir sonuç elde edilemeyecektir. y
e
(Gazâlî, 1994, 90; 2013, 152-153). Çünkü orta terim konu ile yüklem arasın- B
da veya akıl ile sonuç arasında aracılık ederken küçük ve büyük terim
arasında da bağlantı kurmayı ve karşılaştırma yapma görevini yerine ge-
tirmektedir. Bu nedenledir ki orta terim sonuçta yer almamakta-
dır.(Emiroğlu, 2005, 139;Yaren, 2003, 22).
Be y t u l h i k m e 6 ( 2 ) 2 0 1 6
114
Şerefettin Adsoy
Kıyası oluşturan öncüllerde orta terim öncüller arasında bağlantı
kurmayı sağladığı gibi öncüllerdeki konumuna bağlı olarak şekiller mey-
dana gelmektedir.
Kıyas Şekillerinin Oluşumu ve Modları
Kıyas şekillerine geçmeden önce şunu belirtmekte fayda vardır. Aşa-
y ğıda değinileceği üzere her bir şeklin geçerli bir sonuç verebilmesi için
h
p taşıması gereken şartlar olduğu gibi bir kıyasın meydana gelebilmesi için
o
s de taşıması gereken şartlar ve uyulması gereken kurallar bulunmaktadır.
o
l Bu kurallar temelde “olumlu bir önermede yüklem daima tikel, olumsuz
i
h önermede ise daima tümel” olur aksiyomlarına dayanmaktadır. (İzmirli,
P
1330, 187). Bu kuralları kıyas için olmazsa olmaz olup uyulmaması duru-
f
o munda sonuç elde etmek mümkün olmamaktadır.
l
a Mantıkçılar eserlerinde kıyas kurallarını kendilerine göre kısaltma ya
n
r da birleştirmeye giderek bu kuralları sıralamaktadırlar. Söz konusu kural-
u
o ların detayını ilgili kaynaklara (İzmirli, 1330, 187-197; Öner, 2011, 126-127;
J
Yıldırım, 1999,70-72; Emiroğlu, 2005, 142-152; Yaren, 2003, 23-24) havale
l
a
etmekle beraber, kurallar genel olarak dikkate alındığında dördünün te-
n
o
rimlere dördünün de önermelere ait olduğunu söylemek mümkündür.
i
t
a Kıyas kuralları, kıyasın öncüllerinden yola çıkarak sağlıklı bir sonu-
n
r cun elde edilebilmesi için olmazsa olmaz türünden kurallardır. Dolayısıyla
e
t bu kurallar çerçevesinde oluşturulmamış bir kıyas, şekil bakımından ge-
n
I çersiz bir kıyas olmaktan kurtulamadığı gibi sağlıklı bir sonuç da vermesi
n mümkün olamamaktadır.
A
Yukarıda da ifade edildiği gibi bir kıyasta konu, yüklem ve orta terim
e
m olmak üzere üç terim bulunmaktadır. Bu terimler öncüllerde konu ve
k
i yüklem olmaktadırlar. Öncüllerdeki bu konu ve yüklem ikilisinde biri
h
l öncüller arasında ortak olmak durumundadır. Yani bu iki terimden biri
u
t iki öncülde de yer alır ve ortak olmayan diğer terimleri birbirine bağlar.
y
e Terimleri birbirine bağlama görevi üstlenen bu terime orta terim adı veri-
B
lir. Dolayısıyla orta terim sonucu gerekli kılan terim konumundadır. So-
nucun ortaya çıkmasını gerekli kılan orta terimin öncüllerde konu ya da
yüklem olarak konumlanmış olmasına ilaveten her şeklin kendine ait özel
şartlarına bağlı olarak dört farklı kıyas şekli meydana gelmektedir. Kıyasın
sonucunda orta terim yer almayıp her iki öncülde de yer alırken sonucun
B e y t u l h i k m e 6 ( 2 ) 2 0 1 6
115
Kıyas Şekillerinin Ortak ve Farklı Yönleri
konusu sadece küçük öncülde, sonucun yüklemi de sadece büyük öncülde
bulunmaktadır.
Orta terimin, kıyası oluşturan öncüllerdeki farklı konumlarda yer al-
masına bağlı olarak doğal bir tarzda, dört farklı şekil meydana gelmesine
rağmen Aristoteles, I. Analitikler adlı eserinde kıyasın ilk üç şeklinden
bahsederken (Aristoteles, 1989a, 9-22) bu eserinde olduğu gibi diğer eser-
y
lerinde de kıyasın dördüncü şekline yer vermemektedir. (Ülken, 1942, 45). h
p
Ancak dördüncü şekilden kabul edilen modlarından söz etmesine rağmen o
s
bunları ayrı bir şekil olarak ele almayıp birinci şeklin dolaylı modları ola- o
l
rak kabul etmektedir. (Öner, 2011, 130). Ortaçağ batı mantıkçıları ve ilk i
h
İslam filozofları da kıyasın ilk üç şeklini ele almışlardır.(İzmirli, 1330, 203- P
204). Ancak daha sonra gelen Seyfuddin Âmidî, Ebherî, Kutbuddîn Râzî f
o
gibi bir kısım İslam mantıkçısı kıyasın dördüncü şeklini de ele almışlardır.
l
a
(Adsoy, 2014, 293-296; Ebherî, 1998, 124; Razi, 2000, 404-408). Kıyas
n
r
şekillerinin farklı sayılarda ele alınmış olmasına karşın biz burada kıyasın
u
o
dört şeklini de ele alacağız. Kıyas şekilleri her ne kadar bu şekilde dört
J
farklı tarzda sıralansa da kendi aralarında ortak oldukları bazı noktalar da l
a
mevcuttur. Şimdi bu dört şekil arasında bulunan ortak ve farklı yönleri ele n
o
almaya geçebiliriz. i
t
a
Kıyas Şekillerinin Ortak Yönleri n
r
e
Kıyas şekillerinin kendi aralarındaki ortak noktaları iki yönden ele
t
n
alabiliriz. Birincisi bütün şekillerde ortak olan yönler, ikincisi ise her bir
I
şeklin diğer şekillerle olan ortak yönleridir. Kıyasın bütün şekilleri arasın- n
A
da ortak olan yönleri şu şekilde sıralamak mümkündür:
e
1. Kıyas şekillerinin tümünde de iki tikel öncülden ve iki olumsuz m
k
öncülden sonuç elde edilmez.
i
h
2. Kıyası oluşturan öncüllerin küçük öncülünün olumsuz büyük ön- l
u
cülünün de tikel olduğu şekil bulunmamaktadır. t
y
e
3. Kıyasın sonucu, olumluluk-olumsuzluk ve tümellik-tikellik açısın-
B
dan kıyasın en zayıf olan öncülüne tabi olur.
4. Kıyasın her şeklinde de orta terim, büyük terim ve küçük terim
diye üç terim bulunmaktadır. Ayrıca kıyasta bu terimlerden biri-
nin eksik veya fazla olması durumunda sonuç elde edilmez.
5. Orta terim kıyasın sonuç kısmında yer almaz.
Be y t u l h i k m e 6 ( 2 ) 2 0 1 6
116
Şerefettin Adsoy
İkinci yön olan her bir şeklin diğer şekillerle ayrı ayrı olarak var olan
ortak noktalarını şu şekilde sıralayabiliriz:
1. Birinci şeklin ikinci şekille ortak olduğu nokta:1
a. Her iki şeklin de büyük öncülü tümeldir.
I. Şekil II. Şekil
y Her cisim bileşiktir Bütün insanlar konuşandır
h
p Her bileşik sonradan olmadır Hiçbir at konuşan değildir
o
s
O halde her cisim sonradan olma- Öyle ise hiçbir insan at değildir
o
l dır
i
h
P
b. İki şekilde de tümel ve tikel olumsuz sonuç elde edilmektedir.
f
o I. Şekil II. Şekil
l
a Her cisim bileşiktir Hiçbir cisim, sonradan olmaktan
n
r Hiçbir bileşik ezeli değildir hali değildir
u
oJ O halde hiçbir cisim ezeli değildir Her ezeli, sonradan olmaktan hali
l değildir
a
n O halde hiçbir cisim ezeli değildir
o
i
t
a Bazı varlıklar bileşiktir Bazı hayvanlar konuşandır
n
r Hiçbir bileşik ezeli değildir Hiçbir at konuşan değildir
e
t O halde bazı varlıklar ezeli değildir Öyle ise bazı hayvanlar at değildir
n
I
n c. Orta terim her iki şekilde de küçük öncülde yüklem olarak yer al-
A
maktadır.
e
m I. Şekil II. Şekil
k
Her cisim bileşiktir Bütün insanlar konuşandır
i
h
l Her bileşik sonradan olmadır Hiçbir at konuşan değildir
u
t
y O halde her cisim sonradan olma- Öyle ise hiçbir insan at değildir
e
B dır
1 Türkçe yazılan mantık eserlerde kıyası oluşturan öncüllerin sıralaması önce büyük öncül
sonra küçük öncül şeklinde yapılmaktadır. Ancak biz bu çalışmamızda Arapça kaynaklar-
da olduğu gibi, orta terimler arasında gerçekleşen geçişin daha yakından görülmesi için
önce küçük öncül sonra büyük öncül olarak sıraladık.
B e y t u l h i k m e 6 ( 2 ) 2 0 1 6
117
Kıyas Şekillerinin Ortak ve Farklı Yönleri
d. Her iki şekil de dört moda sahiptir.
I. Şekil II. Şekil
Her cisim bileşiktir Bütün insanlar konuşandır
Her bileşik sonradan olmadır Hiçbir at konuşan değildir
O halde her cisim sonradan olma- Öyle ise hiçbir insan at değildir
dır y
h
Her cisim bileşiktir Hiçbir cisim, sonradan olmaktan p
o
Hiçbir bileşik ezeli değildir hali değildir s
o
O halde hiçbir cisim ezeli değildir Her ezeli, sonradan olmaktan hali li
h
değildir P
O halde hiçbir cisim ezeli değildir f
o
Bazı cisimler hayvandır Bazı hayvanlar konuşandır l
a
n
Her hayvan duyguludur Hiçbir at konuşan değildir
r
u
Bazı cisimler duyguludur Öyle ise bazı hayvanlar at değildir o
J
Bazı varlıklar bileşiktir Bazı varlıklar cisim değildir l
a
Hiçbir bileşik ezeli değildir Her hareket eden cisimdir n
o
i
O halde bazı varlıklar ezeli değildir O halde bazı varlıklar hareketli t
a
değildir n
r
e
2. Birinci şeklin üçüncü şekille ortak olduğu yönler: t
n
a. Sonucun elde edilebilmesi için küçük öncüllerin olumlu olması ge- I
n
rekir.
A
I. Şekil III. Şekil e
m
Her cisim bileşiktir Bütün insanlar hayvandır k
i
Her bileşik sonradan olmadır Bütün insanlar konuşandır h
l
u
O halde her cisim sonradan olma- O halde bazı hayvanlar konuşandır t
y
dır e
B
b. Kıyas tikel olumlu ve olumsuz olarak sonuç vermektedir.
c. Orta terim iki şeklin büyük öncülünde konu olarak gerçekleşmek-
tedir.
Be y t u l h i k m e 6 ( 2 ) 2 0 1 6
118
Şerefettin Adsoy
I. Şekil III. Şekil
Bazı varlıklar bileşiktir Bütün insanlar hayvandır
Her bileşik olan sonradan olmuştur Bütün insanlar konuşandır
O halde bazı varlıklar sonradan O halde bazı hayvanlar konuşandır
olmuştur
y
Bazı varlıklar bileşiktir Bütün insanlar hayvandır
h
p
Hiçbir bileşik ezeli değildir Hiçbir insan at değildir
o
s
o O halde bazı varlıklar ezeli değildir O halde bazı hayvanlar at değildir
l
i
h
3. Birinci şeklin dördüncü şekille ortak olduğu yönler:
P
a. Sonuç verme bakımından tikel olumlu, tümel olumsuz ve tikel
f
o
olumsuz gibi üç farklı sonuç vermektedir.
l
a b. Her ikisinde de orta terim bir öncülde konu diğerinde ise yüklem-
n
r dir.
u
o I. Şekil IV. Şekil
J
l Bazı varlıklar bileşiktir Bütün insanlar hayvandır
a
n Her bileşik olan sonradan olmuş- Bütün akıllılar insandır
o
it tur O halde bazı hayvanlar akıllıdır
a
n O halde bazı varlıklar sonradan
r
e olmuştur
t
n Her cisim bileşiktir Hiçbir insan at değildir
I
n Hiçbir bileşik ezeli değildir Bütün konuşanlar insandır
A
O halde hiçbir cisim ezeli değildir O halde hiçbir at konuşan değildir
e
m
Bazı varlıklar bileşiktir Bütün insanlar hayvandır
k
i Hiçbir bileşik ezeli değildir Hiçbir at insan değildir
h
l
u O halde bazı varlıklar ezeli değildir O halde bazı hayvanlar at değildir
t
y
e 4. İkinci şeklin üçüncü şekille ortak olduğu yönler:
B
a. Her iki şekil de döndürme ile birinci şekle dönmektedir.
b. Her ikisindeki sonuç açık olmayıp ancak beyan yani hulf, döndür-
me ve varsayım yoluyla gerçekleştirilebilmektedir.
c. Her iki şekil de tikel olumsuzu sonuç vermektedir.
B e y t u l h i k m e 6 ( 2 ) 2 0 1 6
Description:Logic urges upon deduction most and syllogism which is most proper way of deduction has been taken .. sitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları. Cürcani