Table Of Contentİ İ D
SLÂMÎ LİMLER ERGİSİ
Kur’an Kıssaları
ÇORUM
ÇORUM ÇAĞRI EĞİTİM VAKFI YIL 9, CİLT 9, SAYI 1, BAHAR 2014
İSLÂMÎ İLİMLER DERGİSݽJOURNAL OF ISLAMIC SCIENCES
ISSN: 1306-7044
Bu dergi uluslararası Research Databeses veri indeksi tarafından taranmaktadır.
Çorum Çağrı Eğitim Vakfı Adına Sahibi ½Owner on Behalf of Corum Cagri Egitim Foundation
Hamit GÖKGÖZ
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ½Manager of Publication
Murat ERDEM
Editör ½Editor in Chief
Prof. Dr. Mehmet Mahfuz SÖYLEMEZ
Sayı Editörü ½Editor in Chief
Prof. Dr. Şehmus DEMİR
Editör Yrd. ½Co-Editors
Doç. Dr. Ali ÖZTÜRK - Dr. Hüseyin SARIKAYA - Arş. Gör. Hilal MENKÜÇ
Yayın Kurulu½Editorial Board
Prof. Dr. Mehmet Mahfuz SÖYLEMEZ, Prof. Dr. Mesut OKUMUŞ,
Prof. Dr. Bayram Ali ÇETİNKAYA, Prof. Dr. Ömer Mahir ALPER
Prof. Dr. Cemalettin ERDEMCİ, Prof. Dr. İbrahim ÇAPAK, Doç. Dr. Hakan OLGUN, Prof. Dr. Abdurrahman ÖZDEMİR,
Prof. Dr. Mustafa Doğan KARACOŞKUN, Doç. Dr. Hüseyin HANSU,
Doç. Dr. Gürbüz DENİZ, Doç. Dr. Zülfikar GÜNGÖR, Yrd. Doç. Dr. Adem ARIKAN
Doç. Dr. Ali ÖZTÜRK, Yrd. Doç. Dr. M. Naci KULA, Doç. Dr. Mehmet ÜMİT, Yrd. Doç. Dr. Mehmet Nuri GÜLER,
Yrd. Doç. Dr. Şevket KOTAN, Yrd. Doç. Dr. Tarık ABDULCELİL, Yrd. Doç. Dr. Mehmet ALICI, Alper ZAHİR, Mahmut YABACIOĞLU
Danışma Kurulu ½Advisory Board
Prof. Dr. Sabri HİZMETLİ (Kazakistan Yabancı Diller ve Mesleki Kariyer Enstitüsü Rektörü); Prof. Dr. İrfan AYCAN (Ankara Ü. İlahiyat Fak.);
Prof. Dr. İbrahim SARIÇAM (Ankara Ü. İlahiyat Fak.); Prof. Dr. Şinasi GÜNDÜZ (İstanbul Ü. İlahiyat Fak.);
Prof. Dr. Ali YILMAZ (Ankara Ü. İlahiyat Fak.); Prof. Dr. Yasin AKTAY (Yıldırım Beyazıt Ü.);
Prof. Dr. Yaşar DÜZENLİ (İstanbul Ü. İlahiyat Fak.); Prof. Dr. Mehmet Hayri KIRBAŞOĞLU (Ankara Ü. İlahiyat Fak.);
Prof. Dr. Erhan YETİK (Ondokuz Mayıs Ü. İlahiyat Fak.); Prof. Dr. Bedrettin ÇETİNER (Marmara Ü. İlahiyat Fak.);
Prof. Dr. Mehmet ERDOĞAN (Marmara Ü. İlahiyat Fak.); Prof. Dr. Mehmet Ali KAPAR (Selçuk Ü. İlahiyat Fak.);
Prof. Dr. Muhammed AYDIN (Sakarya Ü. İlahiyat Fak.); Prof. Dr. Rıza SAVAŞ (Dokuz Eylül Ü. İlahiyat Fak.);
Prof. Dr. Mehmet AKKUŞ (Yıldırım Beyazıt Ü.); Doç. Dr. Serdar DEMİREL (International Islamic U.);
Prof. Dr. Reşit ÖZBALIKÇI (Dokuz Eylül Ü. İlahiyat Fak.); Prof. Dr. Şamil DAĞCI, (Ankara Üniversies İlahiyat Fakültesi i);
Prof. Dr. Mehmet Emin ÖZAFŞAR (Ankara Üniversies İlahiyat Fak.); Prof. Dr. Hasan KURT (Ankara Ü. İlahiyat Fak.);
Prof. Dr. Burhanettin TATAR (Ondokuz Mayıs Ü. İlahiyat Fak.); Prof. Dr. Abdurrahman ACAR (Dicle Ü. İlahiyat Fak.);
Prof. Dr. Hanefi PALABIYIK (Atatürk Ü. İlahiyat Fak.); Prof. Dr. Hicabi KIRLANGIÇ (Ankara Ü. Dil Tarih Fakültesi Fars Dili Bölümü);
Prof. Dr. Musa YILDIZ (Gazi Ü. Arapça Öğretmenliği); Prof. Dr. Yavuz ÜNAL (Ondokuz Mayıs Ü. İlahiyat Fak.);
Doç. Dr. Irakî YUSUF (Aynu Şems Ü.)
Sayının Hakemleri ½Advisory Board
Prof. Dr. Adil YAVUZ (Necmettin Erbakan Ü. İlahiyat Fak.); Prof. Dr. Cağfer KARADAŞ (Uludağ Ü. İlahiyat Fak.);
Prof. Dr. Fethi Ahmet POLAT (Muş Alparslan Ü. İlahiyat Fak.); Prof. Dr. Hasan ÇİFTÇİ (Muş Alparslan Ü. İletişim Fak.);
Prof. Dr. İsmail ÇALIŞKAN (Yıldırım Beyazıt Ü. İlahiyat Fak.); Prof. Dr. Kazım YOLDAŞ (Bingöl Ü. Fen Edebiyat Fak.);
Prof. Dr. Mahfuz SÖYLEMEZ (İstanbul Ü. İlahiyat Fak.); Prof. Dr. Mustafa TAVUKCUOĞLU (Necmettin Erbakan Ü. İlahiyat Fak.);
Prof. Dr. Şehmuz DEMİR (Atatürk Ü. İlahiyat Fak.); Doç. Dr. Abdullah KARAHAN (Uludağ Ü. İlahiyat Fak.);
Doç. Dr. Abdülcelil BİLGİN (Muş Alparslan Ü. İlahiyat Fak.); Doç. Dr. Emin ÇELEBİ (Muş Alparslan Ü. Fen-Edebiyat Fak.); Doç. Dr. Eyüp
TANRIVERDİ (Dicle Ü. İlahiyat Fak.); Doç. Dr. Mehmet DAĞ (Atatürk Ü. İlahiyat Fak.);
Doç. Dr. Yılmaz KARADENİZ (Amasya Ü. Fen Edebiyat Fak.); Yrd. Doç. Dr. Abdullah TEMİZKAN (Dicle Ü. İlahiyat Fak.);
Yrd. Doç. Dr. İbrahim KESKİN (Muş Alparslan Ü. Fen-Edebiyat Fak.); Yrd. Doç. Dr. Mehmet BİRSİN (İnönü Ü. İlahiyat Fak.); Yrd. Doç. Dr.
Ömer BOZKURT (Artuklu Ü. Edebiyat Fak.)
Yönetim Yeri ½Head Office
1- İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi,
Baba Hasan Alemi Mahallesi Horhor Cad. Kavalali sokak No: 1 A Blok 34091 Fatih/İSTANBUL.
Tlf: 212.5326015/27717 Fax: 0212.5326207
Email: [email protected]
Baskı½Printing
Dizgi ve İç Düzen: Ankara Dizgi Evi
Baskı: Salmat Matbaacılık Ltd. Şti.
Baskı Yeri ve Tarihi ½Publication Place and Date
2014 ANKARA
İslami İlimler Dergisi yılda iki defa yayın yapan hakemli bir dergidir. Dergide yer alan yazıların her türlü içerik sorumluluğu yazarlarına aittir.
Dergide yayınlanan yazılar izin alınmadan kısmen ya da tamamen başka bir yerde yayınlanamaz. ½Journal of Islamic Sciences is a bi-annual
peer-reviewed journal. The all responsibility which is originated from articles and other texts, belongs to author of them. It is not
permissible to publish all texts that published by journal partially or entirely.
İÇİNDEKİLER
Editörden ................................................................................................5
Sayı Editöründen ...................................................................................7
Mustafa ÖZTÜRK
Kur’ân Kıssaları Bağlamında
isrâiliyyât meselesine Farklı Bir yaklaşım ...................................11
Mustafa KARA
Kur’ân Kıssalarında Konu vE Kapsam merkezli Bir analiz .......69
Şehmus DEMİR
Kitab-ı muKaddES’i mitolojiK unsurlardan arındırma
ÇaBaSı vE Kur’an Kıssalarının tarihî Gerçekliği .......................103
Fikret GEDİKLİ
Kur’an’ın tarihe ilişkin anlatımlarında değişime
direnç Göstermenin yöntemi vE meşruiyet Kalıpları ..............123
Macit YILMAZ
değerler Eğitiminde Etkin Bir materyal Olarak
Kur’an Kıssaları vE Kullanılışı .......................................................137
Yusuf BATAR
Kur’an Kıssalarının amaçlarıyla ilGili Kavramların
Eğitim öğretim açısından tahlîli ..................................................155
Sadık KILIÇ
Fahreddin er-razi Bağlamında dil, anlam
vE dış dünya ilişkiSine dair Bir deneme ....................................185
.............................................................238
E
ditörden
Kur’an kıssaları öteden beri araştırmacıların dikkatini çekmiştir. Bu kıs-
saları merkeze alarak, değişik anlatılar kuranların yanısıra bunların tarihsel
hakikati içermediğini iddia edenler de olmuştur. Oysaki Kur’an kıssalarının
üç ayrı dönemi bulunmaktadır.
1- Öncelikle bu kıssalar, tarihsel hakikati ifade etmektedir. Bu kıssalarda
anlatılagelen şahısların tamamı tarihsel birer öznedir. Bir başka ifade
ile tarihin bir döneminde yaşamış gerçek bireylerdir.
2- Kur’an kıssalarının, ilk muhatapları olan Hz. Peygamber’e ve onun dö-
neminin insanlarına söyledikleri vardır.
3- Kur’an kıssalarının, ikincil muhatapları olan biz müslümanlara söyle-
diği bulunmaktadır.
Bir İslam tarihçisi olarak hep Kur’an kıssalarının tamamının aslında tek
bir kıssayı anlattığını düşündüm. Yani içerisinde geçmiş peygamberlerin ya-
şam pratiklerinin de çokça yer aldığı son kardeşleri olan Hz. Muhammed’in
(a.s.) kıssası. Zaten dikkat edilirse Kur’an’da geçen kıssaların tamamı, Hz.
Peygamber dolayımında anlatılmaktadır. Dahası Kasas suresinde yer alan
aşağıdaki ayetin, durumun böyle olduğunu açıkça gözlerimizin önüne serdi-
ğini düşünüyorum.
Onlara (Arap müşriklerine) katımızdan hak gelince, Musa’ya verilen mucizelerin
benzeri niçin buna da verilmedi, dediler. Onlar daha önce Musa’ya verilenleri inkar
etmemişler mi idiler? Bunlar birbirlerini destekleyen iki sihirbaz, biz hepsini inkar
ediyoruz demişlerdi.1
Görüldüğü gibi burada asıl konu Hz. Musa ve muhatapları değil, bizzat
Hz. Muhammed ve onun muhataplarıdır. İşte bu da beni anlatılanlar veya
dile getirilenlerin Hz. Peygamber kıssası olduğunu söylemeye itmektedir.
Kur’an kıssalarının bu hakikat merkeze alınarak okunduğu zaman aslın-
da çok farklı şeyler söylediği kanaatindeyim. Şirk bataklığına saplanıp kalan
Mekke müşriklerine tevhid hakikatini anlatılırken örnek olarak kullanılan her
bir kıssanın, aslında Peygamber’in yaşadıklarını gözlerimizin önüne serdiğini
düşünüyorum. Hz. İbrahim kıssası her ne kadar Babil dolaylarında putlarla
mücadele eden Hz. İbrahim’i anlatıyorsa da, aslında Hz. İbrahim üzerinden
“Mekke müşriklerine tapageldikleri putların anlamsızlığını” göstermiyor mu?
Mekke müşrikleri gemi azıya alıp Hz. Peygamber’e eziyet etmeye başladığı
döneme ait olan Hz. Nuh kıssası, Mekkeliye “hiç bir akar suyun yer almadığı
bir bölgede yaşayan Nuh’un kavmini helak ettiğimiz gibi dilersek sizi de helak
edebiliriz” mesajı vermiyor mu? Hatta bu kıssa bir taraftan Mekkeli müşrik-
1 28/48
6 ‹SLÂMÎ ‹L‹MLER DERG‹S‹
lere tehdit, diğer taraftan Hz. Peygambere “me’yus olma biz gerekirse seni
karada bile gemi yaptırarak kurtarırız” tesellisini içermiyor mu? Hz. Yunus
kıssası bir dönem ümitsizlik yaşayan Hz. Peygambere “görevini yerine getir-
mesi gerektiğini” anlatmıyor mu? Fiziki işkencenin başladığı; Bilal-i Habeşi
ve Süheyb er-Rumî ile Habab b. Eret’in sıcak ve ateşle sınandığı bir döneme
ait olan Ashab-ı uhdud kıssası, bir taraftan müslümanlara “sizden daha kötü
günler geçiren ve davalarından dönmeyen insanlar var. İnançlarınızda sebat-
kar olun!” mesajı verirken; diğer taraftan müslümanlara bu işkenceleri reva
gören Mekkelilere “ateşle oynadıklarını” hatırlatmıyor mu? Hz. Musa kıssası
sürekli mucize talebinde bulunan Mekkelilere “mucize gelse bile iman etme-
yecekleri ve bunun sonunda hemen helakın onları bulacağını, dolayısıyla
aklı merkeze alarak düşünmeleri gerektiğini” anlatmıyor mu? Kuşkusuz bu
örnekleri daha da çoğaltabiliriz.
Öyleyse bir kez daha söylemek gerekirse her kıssa aslında bir kıssayı,
tevhidî düşünceyi kurmaya çalışan Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in
kıssasını anlatmaktadır. Biz Kur’an’ın ikinci muhataplarına da bu kıssalar-
dan hareketle, tevhidî düşünceyi tebliğ eden her davetçinin yüzyüze kaldığı
aşamaları hatırlatır ve ona göre bir tavır belirlememizi öğüt verir.
Peki kıssalara sahip bir Kur’an, -ki ben, onun kıssa üslûbu ile anlatıldı-
ğını ve Hz. Peygamber’in kıssasından ibaret olduğunu ifade etmiştim- neden
böyle bir üslûpla nazil olmuştur? sorusuna gelince; kuşkusuz bunun hikme-
tini ancak Allah bilir. Ancak kanaatimce bu durum böyle bir sorunun sorul-
masına ve cevabının aranmasına mani değildir. Mesela soruya cevap olarak
kıssa dilinin anlam itibariyle daha zengin ve tarihin yıpratıcı, eskitici etkisine
çok daha dirençli olduğuna bağlanabileceğini düşünüyorum. Çünkü her bir
kıssa tarihin her evresinde, hatta her seviyedeki insana, dahası her durumda
muhakkak bir şeyler söyleyebilme gücüne sahiptir. Başka bir ifadeyle her
insan kendisine bir kıssa anlatıldığında onda muhakkak kendini içinde bul-
duğu bir yer veya bir taraf bulabilir. Bu da Kur’an’ın mesajının zihnimizde
daha iyi kalabilmesi için böyle bir yöntemin seçildiğini akla getirmektedir.
Sonra her bir kıssanın değişik bağlamlarda, farklı biçimde tekrar edildiği gö-
rülmektedir. Eğitim psikolojisi ve Hz. Peygamber’in tebliğ yöntemi açısından
değerlendirildiğinde bize çok değişik şeyler söyleyebileceği kanaatindeyim.
Görüldüğü gibi Kur’an kıssaları aslında bir sayıya değil ciltler dolusu
eserlere konu olacak kadar geniş ve önemli bir konudur. Mütevazi yürüyü-
şüne yıllardır devam eden dergimiz bu sayısında bu konuya, mütevaziliği
ölçüsünde katkı sağlamak istedi. Bu vesileyle elinizdeki sayının editörlüğünü
yapan değerli kardeşim Prof. Dr. Şehmus DEMİR beyefendiye şükranlarımı
sunarken bir sonraki sayıda buluşmak üzere diyorum...
Mehmet Mahfuz SÖYLEMEZ
10/06/2014 Lefkoşa
S E
ayı ditöründen
Kur’an-ı Kerim’in önemli bir bölümünün kıssalardan oluştuğu bir ger-
çektir. Hak-batıl mücadelesinin en çarpıcı örneklerinin yer aldığı kıssalar,
insana bir tarih perspektifi kazandırmakta ve ne tür bir davranış sergilemesi
halinde nasıl bir sonuçla karşılaşacağı konusunda önemli ipuçları sunmak-
tadır. Kıssalar, insanın insanla ve Allah’la olan diyaloğunun nasıl bir çerçeve
içerisinde gerçekleşmesi gerektiği konusunda örnekler vererek, önemli bilgi-
ler takdim etmektedir. Bu nedenle kıssaların büyük bir öneme sahip olduğu-
nu ifade etmek gerekmektedir.
Kıssaların oranı ile ilgili çeşitli görüşler ortaya atılmıştır. Bu görüşlerin or-
taya koyduğu oran aralığı dörtte üç ile dörtte bir arasında değişmektedir. Bu
görüş farklılığı da, neye kıssa dendiği ile ilgilidir. Kıssanın anlamını oldukça
geniş tutanlar, ayrıca Kur’an-ı Kerim’de geçen ve Peygamber (s.a.) dönemin-
de cereyan etmiş olayları da bu kapsama dahil edenler, kıssaların oranının
oldukça fazla olduğunu, Hz. Peygamber dönemindeki olayları bunun dışında
tutarak sadece önceki dönemlere ait olayları bu kapsama dahil edenler ve
kıssanın anlamını daha dar bir çerçevede tutanlar ise bu oranın daha düşük
olduğunu, dörtte bir düzeylerinde olduğunu düşünmektedirler. Ancak bu gö-
rüş sahiplerinin tümünün kabul ettiği bir husus, Kur’an-ı Kerim’in önemli
bir oranının kıssalardan oluştuğudur.
Kıssalar Kur’an’da büyük bir yekun teşkil etmesine rağmen, Kur’an,
Tevrat’ta olduğu gibi bir tarih kitabı görünümü arz etmemektedir. Kur’an kıs-
salarında ayrıntılardan uzak durulmakta, tarih ilminin temel unsurları olan
yer ve zaman gibi unsurlardan söz edilmemektedir. Bu nedenle Kur’an’da
zamanın belirtildiği bir kıssa bulunmamaktadır. Bütünü yansıtmayacak dü-
zeyde, çok az sayıdaki mekan isimlerinin bulunması bir yana, kıssalarda
mekan unsuruna da yer verilmemiştir. Sözgelimi, Nuh (a.s.) kıssası farklı
yerlerde tekrar edilmesine rağmen, bunların hiçbirinde, muhatabın zihnini
farklı yönlere çekecek detay konulara girilmez. Tufan’ın umumi olup olmadı-
ğı, ‘tennûr’un mahiyetinin ne olduğu, gemiye binenlerin kim oldukları, gemi-
de kalış süresinin ne olduğu, gemiden ne zaman ve nasıl indikleri, tufanın ne
kadar süre devam ettiği gibi ayrıntılar anlatılmamıştır. Bu da tarih bilgisi ver-
menin temel amaçlar arasında yer almadığını göstermektedir. Ancak şunu
da hemen belirtmek gerekir ki, kıssalarda zaman ve mekana yer verilmemesi
veya bu unsurların ikinci plana itilmesi, Kur’an’da anlatılan kıssaların tari-
hi gerçekliğinin olmadığını göstermez. Zira Kur’an’ın amacının tarih bilgisi
vermek olmadığı ile anlatılan kıssaların gerçek hadiseler olması arasında bir
tezat bulunmamaktadır. Bu nedenle, tarih bilgisi vermenin amaçlanmaması
ile kıssaların tarihî gerçekliğini savunmak arasında bir çelişkinin varlığını
8 ‹SLÂMÎ ‹L‹MLER DERG‹S‹
düşünerek, tarihî gerçekliği reddederken, tarih bilgisi verilmesinin amaçlan-
mamış olmasının delil olarak sunulması da oldukça yanlış bir yaklaşımdır.
Yukarıda ifade edildiği üzere, Kur’an ne tarih kitabıdır ne de tarih kitabı
görüntüsü veren bir yapıya sahiptir. Bu nedenle, Kur’an kıssalarının önemli
bir özelliği de olayların kronolojik bir sıraya tabi tutularak anlatılmamasıdır.
Ayrıca kimi durumlarda, zihinleri ulaşılmak istenen hedefe yöneltmek için,
birçok kıssa bir yerde, bir bağlamda anlatılmıştır. Sözgelimi Şuara suresinde
Musa, İbrahim, Nuh, Hud, Salih, Lut ve Şuayb (a.s.) kıssalarına yer verilir.
Ancak bu kıssalarda kronolojik sıranın gözetilmediği ve bu kıssaların bir sure
içerisinde anlatıldığı açıkça görülmektedir. Bunun yanında ifade edilmesi ge-
reken bir husus, Kur’an-ı Kerim’in kıssaları seçerken geçmişteki insanlara ve
toplumlara ait tüm haberlere yer vermeyi hedeflememiş olduğudur.
“Andolsun, senden önce de peygamberler gönderdik. Onlardan sana kıssa-
larını anlattığımız kimseler de var, durumlarını sana bildirmediğimiz kimseler
de var.” (Mü’min, 40/78) ayetinden de anlaşılacağı üzere, Kur’an-ı Kerim,
insanlık tarihini oluşturan uzun süreçten belli birtakım şahıs ve olayları seç-
miştir. Dolayısıyla Kur’an, tarihî süreci seçmeci bir yaklaşımla ele alarak,
kendi amacına en uygun olan kesitlere yer vermiştir.
Bu seçmeci yaklaşım, Kur’an-ı Kerim’de anlatılan kıssaların bizzat ken-
disinde de mevcuttur. Anlatılan kıssada, kronolojik sıraya uyularak bütün
teferruatlara yer verilmez. Yine aynı şekilde, hikaye ve romanlarda olduğu
gibi anlatılan olaylar baştan başlanıp belirli bir sona ulaştırılmaz. Bunun
yerine, olayların en çarpıcı ve gönderilen mesajın amacına en uygun olan
kesitlere yer verilerek, geri kalan kısımlara yer verilmez. Sözgelimi Kehf su-
resinde yer alan Ashab-ı Kehf kıssasına, onların Allah’ı bir tanıyarak müşrik
topluluklardan ayrıldıkları belirtilerek başlanır. Ancak bu kıssada, sözkonu-
su müşrik toplulukların hangileri olduğu, nerede yaşadıkları, Ashab-ı Kehf
diye adlandırılan şahısların adlarının ne olduğu, kaç kişi oldukları gibi kıs-
sanın bağlamında verilmek istenen mesajla doğrudan ilgisi bulunmayan ay-
rıntılara yer verilmemektedir. Burada belirleyici olan temel unsur, kıssanın
yer aldığı bağlamda iletilmek istenen mesajdır. Dolayısıyla kıssanın sadece
mesajın iletilmesine yardımcı olacak unsurlarına yer verilir. Temel mesajın
iletilmesine yardımcı olan kısımlara yer verildiğinden, başından, ortasından
veya sonundan kesitlere yer verilir. Kimi nadir durumlarda ise kıssa bir bü-
tün olarak anlatılır.
Kur’an kıssalarının önemli bir boyutu da tarihi canlandırıcı bir yapıya
sahip olmalarıdır. Hak-batıl mücadelesinde insanlık tarihinin belki de en
çarpıcı örnekleri, kıssalarda yer almaktadır. Kıssalarda sunulan tarihî bil-
gilerle, insanlara, toplumlara ve tarihe yön veren belirleyici unsurlara yer
verilmektedir. Bu çerçevede, geçmişte yaşanan olaylarda öz itibariyle benzer
yönlerin çok olduğu, çeşitli insan tiplerinin ve toplumların olaylara karşı ta-
vırları ve bu tavır alışları sonucunda karşılaştıkları / karşılaşacakları olumlu
Sayı Editöründen 9
veya olumsuz durumlar anlatılır. Bundan hareketle kıssalar, “geçmişte etkin
değerlerin şimdi ve gelecekte de etkin olabileceği”ni anlatır insanlara. Böyle
bir yaklaşım, insanların tarihi doğru okumalarına, olaylara yön veren temel
unsurları fark etmelerine, yaşanılan tarihsel durumları iyi değerlendirmeleri-
ne ve geleceğe de doğru yönden bakmalarına büyük ölçüde katkı sağlayacak-
tır. Başka bir ifadeyle kıssalar, ilahi bir tarih yorumu elde etme ve bununla
bireysel ve toplumsal yaşamın akışına olumlu anlamda yön verme hedefini
gütmektedir.
Kıssalarda anlatılanlarla, inanan birey ve toplumların nelere dikkat etme-
leri halinde var olan, ayakları üzerinde duran, güçlü, etkileyici ve belirleyici
bir konumda olacakları ve bunun tersi bir durumun ne tür davranışlarla
ortaya çıkacağı ile ilgili hayata dair bir kavrayış modeli ve bir bakış açısı
verilmektedir. Bu yönüyle kıssalar, insanların ve toplumların davranışlarını
doğru okuma, yapıları ve süreçleri kavrama konusunda bir yol gösterici, bir
modeldirler.
Anlaşılacağı üzere Kur’an kıssaları Kur’an’ın temel hedeflerini gerçekleş-
tirme açısından önemli rol üstlenen pasajlardır. Bu nedenle Kur’an kıssaları-
nın çeşitli açılardan incelenmesi büyük önem arz etmektedir. Kur’an kıssala-
rına ayrılmış bu özel sayıda, Kur’an kıssaları farklı açılardan ve derinlikli bir
şekilde ele alınmış ve toplamda bir bakış açısı oluşturulmaya çalışılmıştır.
Son olarak, bu özel sayının oluşumunda emeği geçen tüm arkadaşlarıma
teşekkür ederim.
Okurlara faydalı olması ve bu alanda yapılacak çalışmalara katkı sağla-
ması temennisiyle…
Prof. Dr. Şehmus DEMİR
Erzurum - 2014
Description:İSLÂMÎ İLİMLER DERGİSݽJOURNAL OF ISLAMIC SCIENCES. ISSN: 1306- Dr. Mehmet ALICI, Alper ZAHİR, Mahmut YABACIOĞLU. Danışma