Table Of ContentTiyatro Eserleri
KRAL OİDÎPUS
S o p h o kl e s
İstanbul Devlet
Ankarn, Umiı,
İraba* *f Vın Sil
vmkmmm m^
Millî Kfilim Vivin#¥Î#rl
ve Bakanllll Yayınlan sah. isi hitamla.
% İ KDV «ANİL rtVATI ı 6300 ÜfÜT
(»ii;ia J,ita * .İHH t.iıa)
Millî EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI: 2054
Tiyatro Eserleri
Bîl.tM ve KÜLTÜR ESERLERİ DÎZÎSÎ : 365
Tiyatro Eserleri: 47
KRAL OİDÎPUS
Kitabın adı
ICRAL OİDİPUS
Yayırı kodu
Sophokles
92.34.Y .0002.849
ISBN 975.11,0176.x
Baskı yılı
1992
Baskı adedi
20.000 Çeviren
Dizgi, baskı, cilt BEDRETTİN TUNCEL
MÎLLÎ EĞİTİM BASIMEVİ
Yayımlar Dairesi Başkanhğı'nın
İt.8.1988 tarih ve 6669 sayılı yazıları ile
üçüncü defa 20.000 adet basılması uygun görülmüş
birinci parti olarak 5.000 adet basılmıştır.
İstanbul, 1992
KRAL OÎDÎPUS
I
Bu adı taşıyan eser, Yunan tragedia'sının
en kuvvetli örneği sayılıyor. Konusunun işle-
nişindeki ustalık, kişilerinin karakterlerinin
belirtilmesindeki üstünlük, iç yapısındaki der-
li topluluk o kadar başarıyla ve bu ölçüde baş-
ka tragedia'larda pek az görülür. Ele alınan
problemin, kader probleminin, her zaman can-
lı, taze kalacak, okuyanları da, seyredenleri de
ilgilendirecek nitelikte olması eseri ölmezliğe
kavuşturmuştur. Yazılalı yirmi beş asır geçtiği
halde, eskimemesinin sırrını bu özellikte ara-
mak doğru olur, çünkü Oidipus, kadercilikle
savaşan insanların başında gelir. Dünya görü-
şü, tanrı anlayışı bakımından incelenmeye de-
ğer. Eserdeki davranışıyla, denilebilir ki, daha
ziyade XVIII ve XIX. yüzyıllarda kendini iyi-
ve belli eden, tanınmış fikir adamlarında ifa-
desini bulan dünya görüşünün; her şeyi aklın,
muhakemenin süzgecinden geçiren anlayışın
öncüsüdür. Başına gelecekleri bildiği, yaman
kaderini sezdiği halde, insana yaraşır bir dav-
ranışla yılmadan mücadele etmesi ona trage-
dia kahramanları arasındaki büyük yerini ve-
rir.
Dünya edebiyatına böyle bir eseri kazan-
dıran Sophokles, İsa'dan önce 495 yılında, Ati-
8 KRAL OİDİPUS KRAL OİDİPUS 9
na yakınındaki Kolonos kasabasında doğmuş-
öğrenim ve eğitim görmesine dikkat etmişti.
tur. Sophokles, Oidipus IColonos'ta adlı trage-
Sophokles'in tiyatro hayatına girmesi, trage-
dia'sında, doğduğu yeri Koronun ağzından
dia yazmaya heves etmesi, Yunan tragedia şa-
şöyle anlatır:
irlerinin babası sayılan büyük Aiskhylos'tın
"Ey yabancı! geldiğin bu atları güzel mem- tesiriyle olmuştur. Ona derin bir hayranlıkla
leket, dünyada bir eşi daha olmıyan bu yer, bağlanmıştı. Çok geçmeden, kendi başına, Ati-
beyaz topraklı Kolonos bölgesidir. Burada, yü- na'daki tiyatro yarışmalarına girer, 468 yılın-
rekleri yakan bülbül, her yerde olduğundan da, yirmi yedi yaşında iken, ilk başarısını ka-
çok dem çeker; yeşil vadilerin tq. sonunda, tan- zanır. Onuncu yüzyıl ortalarında yaşıyan ve
rının yemişlerle dolu, güneş ışığı da, fırtına- Yunan dili, edebiyatı üzerine değerli bir sözlük
ların sesi de geçmez, kat kat yeşil yapraklı ağa-
çıkarmış olan Suidas'a göre, altmış yıl kadar
cında, koyu sarmaşığa gizlenir de öyle dem
süren tiyatro hayatında, Sophokles yirmi dört
çeken Dionysos da, o mübarek eğlencelerinde
defa yarışmalara katılmış, her defasında da bi-
buralara gelir, kendini beslemiş nympha'ların
rinci veya ikinci olmuştur. Hususi hayatiyle
arasında dolaşır durur... Her gün, gökten ya-
ilgili birçok söylentiler de var: Nikostrate
ğan çiğ altında, güzel salkımlı nerkis, iki bü-
adında bir kadınla evlenmiş, ondan çocukları
yük kız-tanrı'nın başına taç olan nerkis, altın
olmuş; bunlardan îophon, babası gibi, tra-
gibi safranla beraber burada yetişir...".
gedia'lar yazmış, hattâ babasına karşı tiyatro
yarışmalarına girmiş. Sophokles, ihtiyarlık ça-
Oidipus'un Kolonos'a sığındığı, son gün-
rında, Theoris adında bir kadınla yaşamış, on-
lerini orada geçirdiği, günün birinde de esrar-
lı bir şekilde ortadan kayboluverdiği çok eski dan bir de çocuğu dünyaya gelmiş. Ayrı ana-
zamanlardan beri anlatılırdı. Çocukluğunda bu lardan doğan bu çocukların geçimsizliklerinin,
hikâyelerin Sophokles üzerinde tesirler bırak- birbirleriyle kavgalarının son günlerinde şairi
mış olduğu anlaşılıyor. Atina'nın en parlak pek rahatsız ettiği söylenir. Sophokles, 406 yı-
devrini, Met savaşlarından sonraki yılları, Pe- lında Atina'da ölmüştür. Doksan yıla yaklaşan
rikles ile Kimon hegemonyasının en güzel za- öıııriinde yüzden fazla tragedia yazmıştır. Bun-
manlarını yaşamış; Peloponez savaşlarını, Si- lardan yalnız yedisinin metinleri kalmış, di-
cilya seferinden sonra Atina'nın çöküşünü de ğerleri kaybolmuştur. Tam olarak elde kalan
görmüştür. Babası Sophillos, oğlunun iyi bir \edi eseri, yazılış sırasıyla, şunlardır:
KRAL OİDİPUS 11
10 KRAL t Ilı lift M
siki, rakıs gibi unsurları da içine alan lirik şiir
Aias, Antigone, Kıal Oldlpus, l'.lrktrn,
şekli kullanılıyordu. Bu şekli, milâttan önce
Trakhis Kadınları, Phllohlrin, Ohlipm K,ol« yedinci yüzyılda, Lesbos'lu Arion'un yarattığı
nos'ta ('). söylenir. Başlangıçta bir, iki mısradan ibaretti.
Şair bunu tek başına veya koro ile birlikte söy-
II
lerdi. Thespis, milâttan önce 535 yıltnda, Dit-
Kral Oldlpus'un çok başat dı bit tragedia hyrambos temsiline bir de oyuncu sokmakla
örneği sayıldığını söyledik Su ımkiavı da be- tragedia yı ortaya çıkarmış oldu. Koronun kar-
lirtmeliyiz ki, eserin vıiuldıjtj tarihte, hrlhhas şısında yer alan, onunla konuşan bu oyuncuya
lı tiyatro çeşidi olarak, trajedin tmıı •.eklini "'Koro başı" adı verilir. Böylelikle oyunda kar-
bulmuştu. Bu sanatın baba-ı, biitiitı Yunan şılıklı konuşma sağlanmıştır. Koro başı, oyun-
tragedia şairlerinin ustası savdan Aı-Uıvlos, da hayatı gösterilen tanrının veya kahramanın
her bakımdan olgun örneklerle oyunları -en duygularını, acılarını seyirciye anlatır, âdeta
ginleştirmiş, onlara olgun şeklini vermişti <>u kendi başına, oyunun havasına uygun bir "so-
dan sonra gelen yazarlar, başta Sophnkles <</ lo" yapar. Koro bu sözlere karşılık verir; bu
mak üzere, "hazır" denilebilecek bir kalıı>hı haliyle tragedia bellibaşlı unsurlarını kazan-
karşılaşmışlar, kendi buluşlariyle özellikleriyle mıştır. Halkın böyle bir oyunu sevmesi, tutma-
onu geliştirmişlerdi. Aiskhylos ile Sophokles'- sı üzerine de, şairler tragedia'lar yazmaya baş-
larlar. Milâttan önce altıncı yüzyılda, Pisistra-
ten önceki Yunan tragediası, konuları, iç ya
tides zamanında, Atina'da ilk tiyatro yarışma-
pıları bakımından pek dağınık durumdaydı.
ları tertiplenir. Atinalı şairlerden Khoirilos ile
Bilindiği gibi, tragedia, kaynakları bakımından
Phrynikhos, Yunan tragediasının ilk habercile-
bağbozumu tanrısı Dionysos'u kutlamak için
ridir. Bu iki şair, eserleriyle Atinalılara bu sa-
hazırlanan törenlere sıkı sıkıya bağlıdır. Bit
natın zevkini aşılamışlardır. Eflâtun, Phry-
törenlerde "Dithyrambos" adı verilen ve mu-
nikhos'u Yunan tiyatrosunun ustaları arasında
(') Bu tragedia'lar 1941 yılında, Maarif Vekâle- gösterir.
tinin "Dünya Edebiyatından Tercümeler" serisinde
çıkmıştır. Çevirenlerin adlarını veriyoruz: Aias (Suat Tragedia'ya asıl şeklini, olgunluğunu ve-
Sinanoğlu), Antigone (Sabahattin Ali), Kral Oidipus ren, başta da söylediğimiz gibi, Aiskhylos'tur.
(Bedrettin Tuncel), Elektra (Azra Erhat), Trakhis Koroya ikinci bir oyuncu daha katar; korodan
Kadınları (Şaziye Berin Kurt), Philoktetes (Nurullah
<ıvrt olarak, bu iki oyuncunun birbiriyle ko-
Ataç), Oidipus Kolonos'ta (Nurullah Ataç).
12 KRAL OİDİPUS KRAL OİDİPUS 13
nuşmalarını sağlar. Böylelikle eserlerde koro- lümle biten kanlı çatışmaları anlatanları, insa-
nun fazla yer tutmasını önler, konuşmaları ilk. nı korkunç âkıbetlere sürükliyenleri eserlerin
plâna getirir. Aiskhylos'un eserlerinde insan,, bellibaşlı maddesini teşkil etmiştir. Tragedia'-
tanrıların biiyiik kudreti karşısında ezilir. Bu nın üç büyük şairinden (Aiskhylos, Sophokles,
kudret Sophokles'in tragedia larında da bilyük Euripides) elde kalan otuz üç eserden yirmi
ölçüde kendini belli eder; insan yine kaderinin dördü, gerçekten çok acı konuları ele alır; bü-
çizdiği yoldadır, alınyazısından kurtulamaz, tün Atreus oğullarını teker teker mahveden
ama bunu bile bile, kendini yok etmek isteyen felâketler; Oidipus'un korkunç kaderi; Troia
kuvvetlerin elinden kurtulmaya çalışır, uğraş- savaşının binbir faciayla dolu safhaları; He-
maktan yılmaz.- Oidipus, böyle bir davranışın rakles'in başına gelenler; kanlı savaşlar; bütün
en açık örneklerinden birini verir. î şar et etti- bir aile fertlerinin birbirlerine düşmeleri; Eu-
ğimiz gibi, bu bakımdan onda bir nevi yeni ripides'in Bakkhai'lerinde, Medea'sında görül-
çağ anlayışı sezilir. Tragedia'lar d a sık sık gö- düğü gibi, oğlunu parçalıyan analar, babala-
rından öc almak için çocuklarını öldüren ka-
rülen, onlara konu olan Yunan tanrılarının
.dınlar...
kendi aralarındaki türlii münasebetleri, "beşe-
rî" denilebilecek- kavgaları zamanla seyircile-
rin, geniş halk topluluklarının din ve dünya Atreus'lardan sonra (Agamemnon, îphi-
görüşlerine tesir etmiştir. Pindaros'un şu sözü, genia, Orestes, Elektra, v. s.) müthiş kaderiyle
bu gerçeği pek güzel anlatır: "İnsanların da, Yunan tiyatrosunu besliyen aile Labdakos'lar,
tanrıların da anası topraktır". Sahneye en az vani Oidipus ile çocukları olmuştur. "İnsanın
tanrı çıkarmış Yunanlı, denilebilir ki, Sophok- en büyük suçu, dünyaya gelmiş olmasıdır" di-
les'tir. Elde kalan yedi eserinde, sadece iki yer- yen Calderon'a hak verdirecek bir aile. Yaban-
de tanrılar görülür : Philoktetes'm sonunda, i t diyarlardan gelip Yunanistan'da yedi kapılı
içinden çıkılmaz bir duruma son vermek üze- l'lıebai şehrini kuran Kadmos'un, Oidipus'un
re, Herakles gelir; ilk eseri olan Aias, Athena dedesinin, başına gelenler gerçi pek dile düş-
ile Ulysses arasında geçen bir konuşma ile baş- m, iniştir, ama torunundan daha az belâya da
lar; hepsi bu kadar. nf:r<ııııamıştır; alın teriyle kurduğu, karısı Har-
Konuları bakımından, tragedia'yı Yunan nıoııia ile iyi günler geçirdiği Thebai'de, bir-
mitolojisinin zengin efsaneleri beslemiştir„ l'iıi ardından kızlarının feci şekilde ölmeleri
Bunların bilhassa çeşitli, garip ihtirasları, ö- < >ıın hıı -chiıden soğutmuş, acısından karısını
KRAL OİDİPUS 15
14 KRAL OİDİPUS
dıığunu söylemez, ama babasını öldüreceğini,
alıp yollara düşmüş, bu da yetmiyormuş gibi,
anasıyla evleneceğini haber verir. O da Poly-
sonunda tanrı her ikisini de yılan şekline sok-
bos ile Merope'nin sarayından kaçar. Asıl fe-
muştur...
lâketleri işte bundan sonra başlar, çünkü Oi-
Oidipus ile ilgili efsane en eskilerinden bi- dipus, anası babası bildiği insanlardan kaç-
ridir. Odysseia'Ja (XI, 271) Ulysses'in ağzın- makla kendini tehlikeden uzaklaştırdığını san-
da.n ana çizgilerini buluruz. Yalnız, Oidipus'un maktadır. Kithairon bölgesinde, bir iiçyol ağ-
canavarı öldürmesi, kendi gerçek durumunu zında, bir arabaya rastlar. Arabada Thebai kra-
anladıktan sonra gözlerini kör etmesi anlat- lı, Oidipus'un öz babası Laios vardır. Kral da,
tıkları arasında yer almaz. Çok eski zamanlar- yanındaki adamlar da, yoldan çekilmesi için
dan beri hâfızalarda yer eden, Sophokles'e ge- Oidipus'a bağırırlar; öfkelenen Oidipus, araba-
linceye kadar dallanıp budaklanan efsanenin ya saldırır, kendisini de hırpaladıkları için,
Oidipus'la ilgili olan kısmını özetliyoruz: elindeki sopayla arabadaki adamı, yanındaki-
leri yere serer, öldürür. Yoluna devam eder,
Labdakos'un oğlu Laios, Thebai'de kral-
Thebai kapılarına yaklaşır. Sphinks adlı cana-
dır. Karısı İokaste bir çocuk doğurur. Tanrt
var, yol üzerinde oturmuş, gelip geçenlere bil-
Apollon, çocuğun babasını öldüreceğini haber
mece sormakta, çözemiyeni parçalamaktadır.
verir. Laios ile karısı, böyle korkunç bir felâ-
T.aios'un ölümünden sonra Thebai'yi idare
ketten kurtulmak için, ayaklarını bağlatıp ço-
eden ve kraliçe lokaste'nin kardeşi Kreon, şeh-
cuğu Kithairon dağına attırırlar. Böylelikle
li canavardan kurtaracak olana Thebai tahtını
ondan kurtulduklarını sanırlar. Dağda sürüle-
vâdetmiştir. Oidipus, talihini denemek ister;
rini otlatmakta olan bir çoban, çocuğu, kurta-
canavar ona bilmecesini sorar: "Sabahleyin
rır, Korinthos kralı Polybos ile karısı Mero-
dört, öğleyin iki, akşam üç ayakla yürüyen ya-
pe'ye verir; çocukları olmadığı için onu evlât
nı tık hangisidir?", Oidipus da şöyle cevap ve-
edinirler. Bağlarının tesiriyle ayakları şiştiğin-
ıir: "İnsandır; çocukluğunda iki eli, iki ayağıy-
den, çocuğa Oidipus adını verirler. Çocuk, Ko-
la yürümeye çalışır; büyüdüğü zaman iki aya-
rinthos'ta Polybos'un sarayında büyür. Günün
rıyla yiiriir; ihtiyarlığında da bir değneğe da-
birinde, bir tartışma sırasında, kendisine "uy-
yanır". Yenilen canavar, hırsından kendini öl-
durma evlât" diye hakaret edildiğinden, içine
ıliiıiir. Oidipus böylece Thebai tahtına geçer,
şüpheler düşer, kalkıp Delphoi'ye, Apollon'un
hılıu,-den anası kraliçenin kocası olur. Ondan
kâhinine başvurur. Kâhin ona kimin oğlu ol-
16 KRAL" OİDİPUS KRAL OİDİPUS 17
iki erkek (Eteokles, Polyneikes), iki de kız ço- alır. Sophokles'in ikinci eserden, Oidipus'/an,
cuğu dünyaya gelir (Antigone, îsmene). Hiç faydalanmış olduğu söylenebilir. Bu üçlemenin
farkına varmadan, Apollon'un bildirdiği felâ- ilk iki eseri kaybolduğundan, aralarında bir
ketler de gerçekleşmiş olur. Thebai'de çok se- kıyaslama yapmak imkânı kalmamıştır.
vilen, sayılan bir kral hayatı yaşadığını sanır..
Efsane ve edebiyat dünyasının bu gerçek-
Çok geçmez, şehirde vebâ, kıtlık başgösterir..
ten kara bahtlı insanının hayatı Sophokles'ten
Delphoi'deki kâhine danışırlar; Laios'u öldü-
sonra birçok büyük yazarları ilgilendirmiştir.
renin Thebai'de yaşadığını, felâketin asıl sebe-
Filozof Seneka, daha sonra Corneille, Dryden,
binin bu olduğunu, onu bulup şehirden atma-
Voltaire, Oidipus'un korkunç kaderini çeşitli
dıkça belâdan kıırtulamıyacaklarını bildirir..
yönlerden ele almışlardır. Zamanımızda Gide
Oidipus bu işi kendi üzerine alır, öldüreni araş-
Cocteau, aynı temayı kendi görüşleriyle işle-
tırmaya başlar. Ne yazık ki, sonunda bütün
mişlerdir. Kısacası: Oidipus'un başına gelen-
şiipneler kendi üzerinde toplanır, gerçeği an-
ler, en eski zamanlardan beri bütün acılığıyla
lar. Duyduğu acının, utancın tesiriyle gözleri-
tiyatroyu beslemiş, üstelik, çağımızda bir de
ni kör eder, yanından ayrılmıyan kızı Antigo-
psikanaliz meraklılarının eline düşmüştür...
ne'nin kılavuzluğunda memleketinden çıkar
r
Atina yakınındaki Kolonos kasabasına sığınır„
III
Orada, işlediği korkunç günahların kefaretini
çıkardıktan sonra, esrarlı bir şekilde dünya
Eser, iç yapısı bakımından da incelenme-
yüzünden kaybolur...
ye değer. Yunan tragedia sı perdelere ayrılmaz;
Tragedia şairleri arasında bu efsaneden başından sonuna kadar aralıksız oynanır; bel-
ilkin Aiskhylos faydalanmıştır. 467 yılında oy- li bölümlere ayrılmış olmakla beraber, tam
nanan ve Laios, Oidipus, Thebai önünde yedi: bir bütiin teşkil eder. Konuşmalar; uzun, kısa
kumandan adlı iiç eseri ihtiva eden Trilogia- bereli, âhenkli, zaman zaman ölçüleri değişen,
da (') Kadmos oğullarının başına gelenleri ele kafiyesiz mısralar şeklinde yazılmıştır. "Ser-
(•) Tragedia şairleri tiyatro yarışmalarına üç HiiIihİ imt konunun başlangıcını, ikincisi gelişme-
eserle katılırlardı. Konuları birbirine bağlı olan bu. sini, ni.iiiirii.sli de neticeyi gösteriyordu. Kral Oidipus,
oyunlara Trilogia adı verilir. Bu tarz, yazarlara ko- !>"vl< bir i'u.N me içinde değil, müstakil bir eser da-
nuyu daha geniş şekilde işlemek imkânını sağlıyordu- lak yazılmıştır.
V
18 KRAL OİDİPUS
KRAL OİDİPUS 19
best nazım" denilebilecek bir şiir şekli. Koro-
nun söylediği lirik parçalara gelince, bunlar b) Kendini savunmak isteyen Kreon ile
da, ifade edilen duygulara, ruh hallerine göre Oidipus arasındaki sert tartışma; krali-
ölçüleri değişen, uzayıp kısalan, daima ritmik çe lokaste'nin gelip onları yatıştırmaya
bir kuruluşta olan, serbest mısralardan mey- çalışması; Kreon'un çıkıp gitmesi; Io-
dana gelir. (Kral Oidipus daki koro parçaları, kaste ile Oidipus'un şüphelerinin art-
bu özellikler göz önünde tutularak dilimize ması; Laios öldürüldüğü sırada kaçıp
çevrilmiştir). Tam 1530 mısra tutan eserin iç kurtulan tek adamını bulup getirtme-
yapısı şöyle kurulmuştur: sini îokaste'den istemesi;
c) Korint hos'tan gelen habercinin Poly-
1. Prologos : başlangıç, konuya giriş. Aris- bos'un öldüğünü bildirmesi; Polybos
to'nun tarifine göre, Koro'nun ortaya çıkma- ile Merope'nin Oidipus'un öz babası ve
sından önceki bölümdür. İlk tragedia'lar da anası olmadığım, çocukken kendisini
Prologos yoktu; Koro'nun meydana çıkmasın- nasıl bir çobandan alıp onlara verdiği-
dan Önce, bir kişi tarafından uzunca bir "tira- ni anlatması; Oidipus'un o çobanı bu-
de" şeklinde söylenirdi. Prologos bittikten son- lup getirmelerini istemesi üzerine, bun-
ra Koro gelir, oyunun sonuna kadar sahneden dan vazgeçmesi için lokaste'nin yal-
ayrılmaz. (Bu bölüm, Kral OidipusVa, kahra- varması; sözünü dinletememesi üzeri-
manın saray önünde görünmesiyle başlar, Kre- ne de, birden çıkıp gitmesi;
on'un Delphoi'den haberler getirmesi, Oidipus'-
ç) Laios'un eski kölesi çobanın gelmesi,
un Laios'u öldüren adamı bulup ortaya çıkar-
her şeyi söylemek zorunda kalması;
mayı vâdetmesi üzerine, saray önünde toplan-
hakikati anladıktan sonra, büyük bir
mış olan halkın Rahip ile birlikte çıkıp gitme-
ümitsizlik içinde, Oidipus'un saraya
leriyle biter).
girmesi).
2, Epeisodion7ar; Koro parçaları arasın- 3. Exodos : eserin sonu. (Saraydan gelen
daki bölümler. (OidipusVa bunların sayısı dört- bit habercinin içerde olup biten tüyler ürper-
tür : ti' ı olayları anlatması; gözlerini kör eden Oi-
a) Oidipus ile kâhin Teiresias arasında ge- ihptr.'un görünmesi; biraz sonra da Kreon'un
geçen sahne ; yelnu-' i; Oidipus ile çocukları arasında geçen
sala: . Kreon ile konuşması; nihayet, istemiye
KRAL OİDİPUS KRAL OİDİPUS 21
istemiye saraya girmesi; Koro başının sözleri IV '
üzerine tragedia'nm sona ermesi).
Oidipus, milâttan önce 430 yılında Atina'-
Koro parçaları da esas itibariyle ilciye ay-
da oynandığı zaman, seyirciler bu esere kay-
rılır :
nak olan efsaneyi şüphesiz biliyorlardı. Bu da,
1. Parados : Prologos bittikten sonra Ko-
pek tabiî olarak, Sophokles için, ilgi uyandır-
ro'nun sahneye girdiği zaman söylediği ilk par-
mak bakımından bir takım güçlükler doğuru-
ça.
yordu. Buna rağmen Sophokles, konuyu bü-
2. Stasimon'Zar: iki Epeisodion arasında
yük ustalıkla, seyircinin ilgisini daima uyanık
Koro'nun söylediği parçalar. (Kral Oidipus 7a tutacak şekilde, işlemesini bilmiştir. Eserin
dört Stasimon vardır). başından itibaren Oidipus'un nasıl bir âkıbete
Oidipus'un iç yapısı şöyle kurulmuş olu- sürükleneceğini bildiğimiz halde kendisinden
yor : ümidimizi kesmeyiz; bütün gönlümüzle kur-
I. Pro logos (Başlangıç) tulmasını isteriz. Gözlerimizin önüne serilen
vak'a, hele Oidipus'un hareketleri, türlü yön-
Parodos (Koro'nun ilk parçası)
lerden tenkide uğramıştır. Bu tenkitlerin Aris-
II. Birinci Epesiodion to'dan başladığını biliyoruz; hepsi de unutul-
Birinci Stasimon (Koro'nun ikinci par- du. ortada eser kaldı: kendini kabul ettiren,
çası) her ciddi sanat çalışmasını gerektirdiği titizlik-
le, sabırla, ince hesaplarla, büyük ustalıkla ya-
III. İkinci Epeisodion
ı aldatış bir eser. Tragedia'nm bütün ağırlığı
İkinci Stasimon (Koro'nun üçüncü par-
Oidipus'un omuzlarına yüklenir. Bununla be-
çası)
raher, ikinci, üçüncü plânda kalan kişilerin
IV. Üçüncü Epeisodion karakterleri de iyice belirtilmiştir, lokaste ile
Üçüncü Stasimon (Koro'nun dördüncü hı-cun. hele o zehir gibi acı sözler söyliyen
parçası) Jt irvsias, gerçekten unutıdamıyacak insan ör-
tirlL'i ıdiı. Koro, eserin en ehemmiyetli un-
V. Dördüncü Epeisodion
un bu tadan biı i olarak, tragedia'ya derin mâ-
Dördüncü Stasimon (Koro'nun beşinci
nasını ku.andırır. Başlıbüştna bir varlıktır; öl-
parçası)
•• ahi, ılı iıv, ılh, a gır başlı, duygulu sözleriyle gö-
VI. Exodcs (Bitiş).
Description:Müzik: Cemal Reşit Rey; ılı kur: N. K. Perof; kostümler: Naciye tanrısı; Kronos ile Rhea'mn oğlu. İlk zamanlarda. Plüton adı altında toprağın