Table Of ContentKÖRDÜĞÜM
NEW YORK TIMES VE USA TODAY BESTSELLER
YAZARI
GENA SHOWALTER
“Elimden bırakamadım”
P.C. Cast
PEGASUS
Pegasus Yayınları: 532
Bestseller Roman: 211
KÖRDÜĞÜM
GENA SHOWALTER
Özgün Adı: INTERTWINED
Editör: Çiçek Eriş
Bilgisayar Uygulama: Meral Gök
Kapak Baskı: Zirve Ofset
Film-Grafik: Mat Grafik
Baskı-Cilt: Alioğlu Matbaası
Orta Mah. Fatin Rüştü Sok.
No: 1/3-A Bayrampaşa/İstanbul
Tel: 0212 612 95 59
1. Baskı: Temmuz 2012
ISBN: 9786055289584
Türkçe Yayın Hakları © PEGASUS YAYINLARI,
2012
Copyright © Gena Showalter, 2008
Bu eserin Türkçe baskısı Harlequin Enterprises ile
yapılan anlaşma
doğrultusunda yayımlanmıştır.
Bu kitabın Türkçe yayın hakları Akçalı Telif Hakları
Ajansı’ndan alınmıştır.
Yayınevinden yazılı izin alınmaksızın
hiçbir yolla çoğaltılamaz.
Yayıncı Sertifika No: 12177
Pegasus Yayıncılık San. Tic. Ltd. Şti.
Gümüşsuyu Mah. Osmanlı Sk. Alara Han
No: 27/9 Taksim / İSTANBUL
Tel: 0212 244 23 50 (pbx) Faks: 0212 244 23 46
www.pegasusyayinlari.com /
[email protected]
GENA SHOWALTER
KÖRDÜĞÜM
İngilizceden Çeviren:
GÜLAY YÜCEL
PEGASUS YAYINLARI
“Bu kitapta geçen karakterler ve olaylar hayal
ürünüdür.”
Gerçek insanlara:
Victoria, Riley, Haden, Seth, Chloe, Nathan, Meagan, Parks,
Lauren, Stephanie, Brianna ve Britanny. Hepinizi çok
seviyorum. Karakterlerinizden her an kuyruk ve boynuz
uzayabileceğini sakın unutmayın...
Jill Monroe’ya. Sana kömür yolladım sen de elmasları
keşfettin. Bu kitap sen olmasan gerçeğe dönüşmezdi. Aynısı
benim için de geçerli. O yüzden söylüyorum işte: Seni
seviyorum. Ve evet haklıydın. Ama bu bana, insanların
önünde sorulursa son söylediğimi inkâr edeceğim.
Kresley Cole’a. Dünyada herhangi bir yerde yaşayabilecek
olsaydım, burası senin kitaplarının içi olurdu. Ya da evin.
Hemen yann taşınabilirim. Söyleyeyim dedim. Ne de olsa:
KresleyGena = Hüzün. Kresley + Gena = Mutluluk. Ve evet,
seni de seviyorum.
P. C. ve Kristin Cast’a. Sizlerle birlikteyken her defasında
kaslarım ağrıyor çünkü çok gülüyorum. Siz ikiniz içindeyken
hayatım çok daha güzel! Çünkü ne var biliyor musunuz? Sizi
seviyorum.
Kocam, sevgilim ve (bana söylenene göre) dünyanın en
muhteşem insanı olan, Max’e. Seni seviyorum.
Bana sonuna kadar destek olan aileme. Mike, Vicki, Shane,
Shonna, Michelle, Kemmie, Kyle, Cody, Matt, Jennifer,
Michael, Heather, Christy, Pennye ve Terry. Sizinle birlikte
olduğum (ve sizi sevdiğim) ben olduğum için çok şanslıyım.
Öte yandan siz bana katlanmak zorundasınız. Enayiler!
David Dowling. Crossroads’u yarattığın için teşekkür
ederim. Sen KESİNLİKLE aptal değilsin.
Bu kitap için yardım elini uzatan temsilcim Deidre
Knight’a.
Editörlerim Tracy Farrell ve Margo Lipschultz’a. Ne
yazmaya karar verirsem vereyim beni desteklediniz, moralimi
düzelttiniz ve kendimi iyi hissettirdiniz. Attığım her adımda
yanımdaydınız.
Ve kendime. Çünkü bu seferki beni neredeyse öldürüyordu.
Bir mezarlık. Hayır. Hayır, hayır, hayır! Buraya nasıl
gelmişti?
Yeni bir şehri keşfetmeye çalışırken iPod dinlemek belli ki
büyük bir hataydı. Özellikle de küçüklüğü sebebiyle
neredeyse varlığı sorgulanabilecek, dünyanın bahçe cini
başkenti olması muhtemel, yeryüzü cehennemi Oklahoma
Crossroads’ta.
Keşke Nano’yu şu anda yaşadığı ve “asi” gençler için
rehabilitasyon merkezi olarak kullanılan D ve M Çiftliği’nde
bırakmış olsaydı. Ama bırakmamıştı. Biraz huzur istemişti,
azıcık huzur. Şimdi de bunun bedelini ödemesi gerekiyordu.
“Çok fena,” diye mırıldandı kulağından kulaklığı çıkarıp
parlak yeşil dikkat dağıtıcıyı sırt çantasına atarken. On altı
yaşındaydı ama bazen ezelden beri dünyadaymış gibi
hissediyordu ve her gün bir öncekinden daha da kötü
geçiyordu. Ne yazık ki bugün de istisna sayılmayacak gibiydi.
“Sesi o kadar yüksek ki kulakların kanar” denebilecek Life of
Agony’yle gürültülerini bastırmaya çalıştığı insanlar hemen
yaygara koparmaya başlamışlardı.
En sonunda! dedi Julian kafasının içinde. Sana ne zamandır
geri dönmen gerektiğini haykırıp duruyorum.
“Daha yüksek sesle bağırmalıymışsın demek ki. Bugün
zombilerle bir savaş başlatma havamda değilim.” O
konuşurken Haden
StoneAden ismiyle tanınıyordu çünkü çocukken kendi
ismini telaffuz edememiştitek ayağını mezarlığın sınırından
geri çekmekle meşguldü. Ama çok geç kalmıştı. Biraz ötede,
mezar taşlarından birinin önündeki toprak titremeye ve
çatlamaya başlamıştı bile.
Beni suçlama, diye karşılık verdi Julian. Elijah bunu
öngörmeliydi.
Hey, dedi ikinci bir ses. Bu ses de yine Aden'in kafasının
içinden geliyordu. Beni de suçlama. Ben sadece birisinin ne
zaman öleceğini tahmin edebiliyorum, genellikle.
İç geçiren Aden sırt çantasını yere koydu, eğilip botlarına
sakladığı hançerleri eline aldı. Bunlarla bir yakalanacak olsa,
yemeklerin servis edildiği sıklıkta kavgaların çıktığı ve
güvendir bir arkadaş bulmanın kaçmak kadar imkânsız
olduğu ıslahevine geri gönderilirdi. Ama içten içe bu
hançerleri taşımanın, aldığı riske değdiğini biliyordu. Her
zaman bu riske değerdi.
Tamam. Bu benim hatamdı, diye homurdandı Julian. Gerçi
kendimi tutabildiğim söylenemez ya.
Bu doğruydu. Ölülerin uyanması için onu hissetmeleri
yetiyordu. Bu da şimdi olduğu gibi genellikle Aden’in
yanlışlıkla ayağını onların topraklarına koymasını içeren bir
durumdu. Bazıları onu diğerlerinden önce hissediyordu ama
eninde sonunda hepsi kalkıyordu.
Description:Crossroads lisesi'ne yeni gelen çocukta farklı bir şeyler var...
Çoğu on altı yaşındaki gencin arkadaşı vardır, Aden Stone'un ise zihninde yaşayan dört ruh var.
Biri zamanda yolculuk yapabiliyor.
Biri ölüleri diriltiyor.
Biri diğer insanları kontrol edebiliyor.
Biri de geleceği g