Table Of Contentgazetesinin  
okurlarına
armağanıdır. 
Çarşamba
günleri Cilt: 12  Sayı: 21
yayımlanır.  13 HAZİRAN 2012 ÇARŞAMBA
Hazırlayanlar: M. Ali UZ - Ali IŞIK
[email protected] • [email protected]
Sayfalar
Bir Mesleğin Tükenişi ve
Dünden Bugüne Konya
Konya’nın Ahmet Necati
-2-
Çınarları ÇEKİRDEKÇİ
Merhaba 321
Akademik Sayfalar
13 HAZİRAN 2012
AHMET NECATİ  
ÇEKİRDEKÇİ
Mehmet Ali UZ
Konya tarihi, kültürü ve yaşantısı  ret hayatlarının önemli bir bölümü de 
ile  ilgili  olarak  geçen  aylarda  iplik ve halı imalâtı ile geçmiştir. 
başladığımız, “Konya Çınarları”  Necati Bey Konya’da, özellikle hem 
başlıklı ikinci röportajımızı bir akşam,  doğup büyüdüğü mahallede, hem de 
Ahmet Necati Çekirdekçi Bey’in evin- ticarî hayatının geçtiği bölgede meyda-
de, bir sohbet ortamında, gerçekleştir- na gelen çok köklü değişikliklere tanık 
dik. Kendilerine teşekkür borçlu oldu- olmuştur. 
ğumuzu ifade etmek isterim. 
Ahmet Necati Bey’le ticarî hayatını, 
Ahmet Necati Bey, 1928 doğumlu  yıl yıl tarihî dokuda meydana gelen de-
ve  seksen  dört  yaşında,  Konya’mızın  ğişiklikleri  konuştuğumuz  gibi  dünle 
yerlilerinden, aynı zamanda da köklü ve  bugünün de bir mukayesesini yaptık.
geniş bir aileye mensup. Son derecede 
Bilindiği gibi Konya’da köklü deği-
sağlıklı ve hafızası güçlü bir insan. Yok 
şiklikler, 60-70 yıl önce meydana gel-
olmaya yüz tutan bir mesleğin de son 
meye başlamış. tarihî dokuda ki tahri-
temsilcilerinden birisi.
bat da bu dönemlerden itibaren olmuş-
Konya  Anadolu’da,  Selçukludan  tur. 
beri dericiliğin yani debbağlığın önemli 
Günümüz insanı, Konya’da 60-70 
merkezlerinden birisidir. Selçuklu dö-
yıl önce nerede ne vardı, hangi tarihî 
neminde sur içerisinde faaliyet gösteren 
eserler yok oldu, bilmemektedir. İnsan 
debbağlar, Osmanlı Döneminde sur dı-
konusunda  da  aynı  şeyler  yaşandı. 
şına çıkarılmış, Debbağlar uzun yıllar, 
Konya’da yetişen pek çok değerli insan 
Sırçalı Mescit’in kuzeyinde İsmet Paşa  ve aileler de unutuldu. 
İlkokulu’ndan  Kuzgunkavak 
 Dününü, geçmişini bilmeyen top-
Mahallesi’ne doğru geniş bir alanda fa-
lumların, geleceğini sağlıklı olarak kur-
aliyet göstermişlerdir.
ması mümkün olmaz. Her geçen gün, 
Selçuklu  Döneminde  olsun,  Os- bunları  bilen  insan  sayısı  da  süratle 
manlı Dönemlerinde olsun dünyanın  azalmaktadır. Bu hususta elimizi çabuk 
en  meşhur  ve  en  kaliteli  derileri,  tutmak gerektiğinin de farkındayız.
Konya’da imal edilmiştir. Evliya Çelebi, 
 Bu konuda görüştüğümüz ve bilgi-
Seyahatnamesi’nde  Konya’da  üretilen 
sine başvurduğumuz insanların seksen 
derilerden sitayişle bahseder. 
ve seksen yaşın üzerindeki yaşlarda ol-
Dericiliğin bir yan kolu ise yapağıcı- masına dikkat ediyoruz. Maalesef daha 
lık olup dericilikle yakın ilişkisi vardır.  aşağı yaştaki insanlar fazla bir şey bil-
Keçecilik de öyledir. Günümüzde her  memektedir.  Bu  konuda  hem  bilgili 
iki meslek de tarihe karışmış gibidir.  hem de hafızası güçlü insan bulmak da 
Günümüzde keçe, sergiden ziyade, bir  kolay olmuyor. 
süs eşyası olarak hayatiyetini devam et-
Fırsat buldukça Konya çınarları ile 
tirmektedir. 
yapacağımız bu röportajlarımız devam 
Ahmet Necati Bey uzun yıllar deri  edecektir. Başka bir röportajda buluşma 
ve yapağı ticaretiyle uğraştığı gibi, tica- dileğiyle 
322 Merhaba
Akademik Sayfalar
13 HAZİRAN 2012
KONYA’NIN ÇINARLARI -2-
Ahmet Necati Çekirdekçi
Uz: Necati Bey, siz köklü bir  köşesinde  de  meşhur 
aileye  mensupsunuz.  Yaşınız  Cingenoğlu’nun  ekmek  fırını 
itibariyle de Konya kültürü ve  var. 
ticarî hayatıyla ilgili pek çok 
Ailemize  gelince,  babam, 
bilgiye sahipsiniz. Önce haya-
Mustafa Çekirdekçi, annem Mi-
tınızdan başlayalım. Kısaca ha-
yase Hanım’dır.
yatınızdan ve ailenizden bahse-
İlkokulu Hakimiyeti Milliye 
der misiniz?
İlkokulu’nda  bitirdikten  sonra, 
Necati Bey: 1 Şubat 1928 ta- Karma  Orta  Okulu’na  devam 
rihinde Konya’nın tarihî mahal- edip, bu okuldan mezun oldum. 
lelerinden Muhtar Mahallesi’nin  Liseye devam etmedim. Bundan 
Kale Sokağı’ndaki evimizde dün- sonra babamın yanında çalışma-
yaya geldim. Konya Suru bu so-
kağın hemen güneyinden geçi-
yordu.  Sokak  bu  sebeple  Kale 
Sokağı adını taşıyor olmalı. 
 Muhtar Mahallesi’nin yıkılan 
eski  mescidinin  kıblesinde  kü-
çük bir bahçesi vardı. 1990’lı yıl-
larda eski mescit yerine bugünkü 
Muhtar Camii yapılırken, bah-
çenin Ladende Caddesi’ne para-
lel bölümünde sur kalıntılarına 
rastlandı.  Sur  doğuya  doğru, 
uzanıyordu. Bildiniz gibi cami-
nin batısında sokak var. Bu so-
kak aynı zamanda diğer bir tarihî 
mahalle  olan  Sephavan 
Mahallesi’ni  de  Ladende 
Caddesi’ne bağlar. Sokağın karşı 
Merhaba 323
Akademik Sayfalar
13 HAZİRAN 2012
ya başladım. 1948 yılında asker- ğı ticareti ile uğraştılar. Yapağıcı-
liğimi  tamamladıktan  sonra  da  lık ailenin baba mesleği idi 
babam ve ağabeyim Necip Çe- Ortanca  amcam  Ali  Efendi, 
kirdekçi ile birlikte çalışmaya de- Kalleci Osman Efendi ve Tahir 
vam ettim.  Elliiki Hoca son dönemde Islah-ı 
Medaris’te  sınıf  arkadaşı  imiş. 
Uz:  Efendim,  baba  tarafı- Medreselerin  kapatılmasından 
mızdan soyumuz Hacı Kulluk’a  sonra  Osman  Efendi,  bankacı 
uzanıyor.  Hacı  Kulluk  olarak hayatını sürdürürken, Ta-
Konya’nın tanınmış şahsiyetle- hir Elliiki Hoca İstanbul’da bir 
süre daha okumaya devam etmiş, 
rinden  ve  zenginlerinden  bir 
bir süre Sıtma Mücadele teşkila-
zattır. Dedem Sarı Ali Efendi, 
tında  çalıştıktan  sonra,  ticaret 
onun  babası  Mehmet  Feyzi 
hayatına  atılmış.  Amcam  ise 
Efendi’den  sonra  soy,  Hacı 
Islah-ı Medaris kapanınca baba-
Kulluk’a  ulaşıyor.  Bildiğime 
sının yanında ticarete devam et-
göre sizin soy da Bu Hacı Kul-
miş. Daha sonra üç kardeş işleri-
luk’ tan geliyor. Kısaca bu irti-
ni ayırıp, ayrı ayrı ticaretlerine 
battan bahseder misiniz?
devam etmişler. 
Necati  Bey:  Dedem  Ahmet 
Dedem  Ahmet  Efendi  ve 
Necati Efendi, onun babası da 
onun babası Hacı Mehmet Efen-
Mehmet  Efendi’dir.  Ben  dede-
di de bugün benim oturduğum 
min adını almışım. Bundan son-
Bostan Çelebi Sokağı’ndaki ma-
ra hakkında fazla bilgi sahibi ol-
ğazada deri ve yapağı ticareti ile 
madığımız Hacı Kulluk geliyor. 
uğraşmışlar.  Böylece  babam  ve 
Her iki kolda da Mehmet adına 
amcalarım da baba mesleklerini 
rastlanması Hacı Kulluk’un adı-
devam ettirdiler.
nın Mehmet olabileceğini veya 
bu zatın babasının adının Meh- Necip ve Ömer adında iki er-
met Efendi olduğunu düşündü- kek ve Lütfiye adında bir kız kar-
rüyor. Maalesef soyumuzda Hacı  deşim  vardı.  Ablam,  babamın 
Kulluk’tan daha gerilere gidemi- amcası  Hasan  Efendi’nin  oğlu 
yoruz.  Hacı  Kulluk’un  Kalecik  Şehit Sadık İlkokulu müdürü İb-
Mahallesi’nde ve Meram’da Sel- rahim Çekirdekçi ile evlendi. 
ver ve Bürümcekbaşı semtlerin- Ağabeyim  Necip 
de geniş arazileri varmış. Belki  Çekirdekçi’nin İsmail Hakkı ve 
tapu kayıtları incelense bazı bil- Ahmet  Çekirdekçi  adında  iki 
gilere ulaşılabilir. Nüfus kayıtları  oğlu, Şerife ve Fahriye adında iki 
daha eskilere gitmiyor.  kızı oldu. Prof. Dr. Ahmet Çe-
Babamlar üç kardeştiler. Di- kirdekçi,  halen  Konya  dışında 
ğer iki kardeşi Ali ve sizin de ha- bulunmaktadır. 
lanızın eşi Enişteniz Osman am- Ben  1951  yılında  Melahat 
calarım da babam gibi hep yapa- Hanım’la evlendim. Bu evlilik-
324 Merhaba
Akademik Sayfalar
13 HAZİRAN 2012
ten Mustafa adında bir oğlumuz  ve amcalarım da bu mahallede 
ile Miyase ve Hüsniye adında iki  doğmuş. Muhtar Mahallesi’nde-
kızımız  oldu.  Maalesef  oğlum  ki evi, adını aldığım Hacı Ahmet 
geçen yıllarda vefat etti. Selçuk  Necati dedem sonradan satın al-
Üniversitesi’nde  Yardımcı  Doç.  mış. Bu mahalle, pek çok eski 
Dr.  Melek  Hidayetoğlu  da  kı- Konyalının oturduğu bir mahal-
zım, Miyase’den torunum olur.  le idi. Hafız Halil Ağa, kundura-
cı Lazoğulları eski komşularımız-
UZ:  Necati  Bey,  Muhtar  dı. Atçekenlerden Ahmet Atçe-
Mahallesi’ndeki  eski  evinizi  ken, kırk yıl mahallenin muhtar-
hatırlarım. Çok güzel bir evdi.  lığını  yaptı.  Şimdi  mahallede 
Geniş salonu bahçeye bakardı.  eski komşulardan kimse kalma-
Burası şimdi bir vakfa ait sanı- dı. Tarihî doku da büyük deği-
yorum. Ev, vakfa nasıl intikal  şikliğe uğradı..
etti. Anlatır mısınız?  Muhtar Mahallesi’ndeki bu 
Necati  Bey:  Dedem  Ahmet  ev, dedemin vefatından sonra ba-
Efendi’nin eski evleri sizin ve Ali  bama intikal etti. Osman amcam 
amcamın  oturduğu  Kalecik  Kınacı Sokağı’nın başında Erme-
Mahallesi’nde imiş. Evin yerini  nilerden kalma bir evde oturur-
Ziraat  Bankası’nın  arkasında  du. Buralarda da büyük değişik-
diye tarif ederlerdi. Evin yerini  likler oldu. Babamın vefatından 
tam olarak bilemiyorum. Babam  sonra da ben diğer mirasçıların 
Merhaba 325
Akademik Sayfalar
13 HAZİRAN 2012
bu evdeki hisselerini satın aldım.
Bir süre ben de bu evde otur-
duktan sonra buraya dört daire 
ile altlarına beş dükkân inşa et-
tirdim.  O  zamanlar  gördüğüm 
bir rüya üzerine burayı Koyuncu 
Vakfı’na bağışlamaya karar ver-
dim.  Burası  şimdi  bu  vakfın 
mülkiyetindedir.
UZ:  Demek  ki,  Hacı 
Kulluk’tan gelen iki kol da Ka-
lecik  Mahallesi’nde  oturmuş. 
Bu da Hacı Kulluk’un evinin 
bu  mahallede  olduğunu  gös-
termiyor mu?
Necati Bey: Öyle anlaşılıyor.    
UZ: Necati Bey, “Çekirdek-
çi”  soyadını  nereden  aldınız? 
İlgi çekici bir hikâyesi var mı?
Necati Bey: pek çok aile gibi 
biz de, aile lakabımızı alamadık. 
Soyadı Kanunu çıktığı zaman ai-
leler, hiç ilgileri olmayan soyad-
ları aldı veya almak mecburiye-
tinde bırakıldı.. Büyük dayımız 
çekirdek  ticareti  ile  uğraşırmış. 
Soyadımız oradan alınmış. Özel 
bir hikâyesi yok. 
UZ: Küçük yaşlardan itiba-
ren  hayatınız  ticaretle  geçti. 
Ticarî  hayatınıza  geçmeden 
önce, mağazanızın bulunduğu 
bölgeden ve bölgede meydana 
gelen  değişikliklerden  bahse-
delim. Bölgede ne gibi değişik-
likler oldu?
Necati  Bey:  Osmanlı,  hatta 
Selçuklu  Döneminden  itibaren 
deri ve yapağı ticaret, eski adıyla 
326 Merhaba
Akademik Sayfalar
13 HAZİRAN 2012
debbağlık  Konya’da  itibarlı  ve  ticareti  ile  uğraşan  esnaf 
geçerli bir meslekti. Bir dönem  dükkânları  ile  dolu  idi.  Şimdi 
bunu,  esas  meslekleri  yanında,  burada  matbaa  dahil  çeşitli  iş 
ek bir faaliyet olarak sürdürenler  kollarında  faaliyet  gösteren 
bile  vardı.  Zaman  içerisinde  dükkânlar var. 
ticarî  hayatta  ve  tarihî  dokuda 
 Bir zamanlar (1935- 1940’lı 
büyük değişiklikler meydana gel-
yıllar) Yapağı Borsası’nın 330 ci-
di. Bizim sokağın karşısında cad-
varında üyesi varken, şimdi bu 
de  üzerinde  Solakların  buz  ve 
sayı 13’lere düştü. Bunların ara-
gazoz imalathanesi vardı. Onla-
sında o zamanlar keçecilerin sa-
rın doğusundaki dar sokak, eski 
yısı da bir hayli fazla idi. Kırklı 
yanan Askeri Hastane’nin arkası-
yıllarda Yapağı  Borsası  şimdiki 
na, kıvrılarak da meşhur İhtisa-
katlı otoparkın güneydoğusunda 
bın Altı’na çıkardı. Burada paza-
idi. Sonra Kızılay Hastanesi’nin 
ra bakan belediye dükkânlar var-
bulunduğu yere taşındı.
dı. Cadde üzerinde de tek katlı 
Bugünkü  Mevlâna  Caddesi 
küçük dükkânlar sıralı idi. 
açılmadan  önce  eski  Pürçüklü 
Çocukluk  yıllarımda 
Sokağı’nın kuzey batı köşesinde 
İktisap’ın altına develerle tuz ve 
Esenli Mescidi, mescidin karşı-
pirinç  getirildiğini  hatırlarım. 
sındaki  küçük  çıkmaz  sokağın  İstanbul 
Burası sonradan sadece üretici ve  köşesinde  de  Galleci  Osman  Caddesi'nden 
tüketicilerin kullandığı bir pazar  Mevlana 
Efendi Hoca’nın evi vardı. Os-
Müzesi'ne doğru.
haline  geldi.  Bu  pazar  Aziziye 
man Efendi çok değerli bir in-
Camii’nin doğu kapısından iti-
sandı. Onun evinin yanında da 
baren sabah namazını müteakip 
tarihî  Esenli  Çeşmesi  bulunu-
kurulur ve öğleye doğru dağılır-
yordu.  Çeşme  kesme  taşlar-
dı.  Burasının  bir  bölümünde 
dan  inşa  edilmiş,  kitabeli 
şimdi küçük bir park var. Bölge-
tarihî bir çeşme idi. Mes-
nin daha doğu tarafı ise Mevlâna 
cit ve çeşme cadde açılır-
Katlı Otoparkı’nın altında kaldı. 
ken yıkıldı. Bu sokak, es-
Eski Pürçüklü Sokağı ve çev- kiden dar sokaklarla kıvrı-
resi de tamamen deri ve yapağı  la kıvrıla İstanbul 
Merhaba 327
Akademik Sayfalar
13 HAZİRAN 2012
Caddesi’ne çıkardı. O zamanlar  UZ: Konya’da tarihî dokuda 
mahalleni adı, Esenli Mahallesi  en  büyük  değişiklik,  Aziziye 
idi. Esenli/Esenlu mahallesi kal- Cami ile Mevlâna Türbesi ara-
dırıldıktan sonra mahalle, Pür- sındaki alanda oldu. Tanık ol-
çüklü Mahallesi’ne dahil edildi.  duğunuz  bu  değişikliklerden 
biraz bahseder misiniz?
Eski İş Bankası’nın yerinde de 
Hacı Kaymakların mescidi vardı.  Necati  Bey:  Bahsettiğiniz 
Buralar  da  yıkılarak  Mevlâna  bölgede gerçekten çok büyük de-
Caddesi  açıldı.  Zamanla  cadde  ğişiklikler  oldu.  Aziziye  Camii 
üzeri tamamen işyerleri ile dol- önündeki  Pazar  yani  İhtisap’ın 
du. Günümüzde bölgede yapağı  altı,binası ile birlikte kaldırıldı. 
ve deri işiyle uğraşan kimse kal- Şimdi buranın yerinde küçük bir 
madı. Bu işle uğraşanlar kadınlar  park var. Pazarla cadde arazında-
Pazarı’nın  doğusundaki  sokak  ki  dükkânlar  da  yıkıldı.  Bu 
üzerinde ve Cıvıloğlu Camii çev- dükkânlar sırt sırta idi. 
resinde  yoğunlaştı.  Bunlar  da  Aziziye  Camii’nin  doğusun-
küçük çapta faaliyetlerdir. Eski- daki  yol  açılıp  genişletilirken, 
den  deri  ve  yapağı  işleri  daha  Ahmet Efendi Hamamı’nın vak-
canlı idi. Bu dalda büyük esnaf- fı olan tarihî Selimiye Fırını da 
lar iş yapıyordu.  yıkıldı. Aslında tarihî olan fırın 
değil, fırının binası olan mağaza 
idi. Fırın sonradan yapıldı. Bu-
328 Merhaba
Akademik Sayfalar
13 HAZİRAN 2012
nun karşısında da cumbalı eski  konak bulunuyordu.
bir Konya evi bulunuyordu. Al-  Türbe’nin çevresindeki Seli-
tında  bazı  taşçı  esnafının  miye İmareti ve Başaralı Konağı 
dükkânları vardı. da diğer binalarla birlikte yıkıldı. 
Bugünkü Mevlâna Çarşısı ve  Bölgedeki tarihî doku böyle yok 
Oto  Park’ın  bulunduğu  yerin  edildi.  Aslında  Türbe  Önü’nü 
büyük  bir  bölümünde  eskiden  Türbe Önü yapan da bu doku 
Askeri  Hastane  vardı.  Hastane  yani Türbe’nin çevresindeki ya-
yandıktan sonra burası bir süre  pılardı. Bu arada Türbe’nin do-
hal olarak kullanıldı. Daha sonra  ğusunda da büyük değişiklikler 
hastanenin  arkasındaki  Üzüm  oldu.  Türbe  Önü’nün  meşhur 
Pazarı ve Türbe’nin karşısındaki  Tamtam Sokağı da bu arada yok 
kahvelerle birlikte yıkılarak yeri- oldu.  Bu  sokak  içerisinde  pek 
ne Mevlâna Çarşısı yapıldı.beton  çok meşhur Konyalının evi bulu-
yığınından ibaret bu yapı tarihî  nuyordu. 
doku ile pek bağdaşmadı. Yapılan  bu  değişiklikleri  ve 
Günümüzdeki  Balıkçılar  tarihî dokudaki tahribatı çok iyi 
Oteli’nin karşısında ve yolun or- hatırlarım.  Bizim  bölgede  bir 
tasında Türbe Hamamı vardı. Bu  asrı aşkın bir zamandan beri de-
tarihî  hamam,  yol  ve  meydan  ğişmeyen yapı halen benim otur-
açılırken bir gecede yok edildi.  duğum mağazadır. Eski hali ko-
Otelin yerinde de eski ahşap bir  runarak yeniden yapılmıştır. . 
Türbe Hamamı
Merhaba 329
Akademik Sayfalar
13 HAZİRAN 2012
UZ: Biraz da 1940’lı yıllar- iflas ettiler ve fabrika kapandı. 
dan ve dükkân komşularınız-
dan bahsedebilir misiniz? Meş-
UZ;  Sizin  bir  de  halıcılık 
hur  yapağı  tüccarlarından 
döneminiz var. Konya’da halı 
kimler vardı?
imaliyle  uğraşan  sayılı  firma-
Necati  Bey:  Hayhay…  Ke- lardan birisi idiniz. Bu halıcı-
mal  ve  Özcan  Sili’nin  babaları  lık işi nasıl başladı ve nasıl bit-
Hakkı Sili, o zamanlar Konya’nın  ti, kısaca anlatır mısınız?
en  zengin  esnaflarından  birisi 
Necati  Bey:  1954  yılında 
idi.  Koyunculuk  ve  yapağıcılık 
önce fason olarak Uşak, Isparta 
yapardı.  Yusuf  ve  Kemal 
ve Senirkent’te halı ipi yaptırma-
Erkanlar’ın, Topatanların, bizim 
ya başladık. Malzemesini biz ve-
mağazanın yanında Hafız Ahmet 
riyorduk. İmal ettirdiğimiz ipleri 
Kirtiş’in babası Hakkı Çavuş’un 
Konya’da ve Konya dışında halı 
dükkânı  vardı.  Ali  ve  Osman 
imalatçılarına  satıyorduk.  1956 
amcamlar da aynı işi yapıyorlar-
yılında Aslanlı Kışla Caddesi’nde 
dı. Onların da dükkânları ayrı 
iplik fabrikamızı kurduk. 
idi.
1957 yılında Kemal Sililerin 
Hakkı  Sili’nin  oğlu  Kemal 
fabrikası kapanınca, onların ya-
Sili, 1951 yılında Sile Yolu’nda 
nında çalışan Acem Ali Usta bi-
iplik ve halı fabrikasını kurdu. 
zim yanımıza geldi. Halıcılığın 
Fabrika çok büyük ve teşkilatlı 
yaygın  olduğu  Ladik  ve 
idi. Fabrikaya giren yün, halı ola-
Taşpınar’da  halı  atölyelerinde 
rak çıkıyordu. İpini ve boya işle-
seksenin  üzerinde  halı  tezgahı 
rini de kendileri yapıyordu. O 
kurduk. Halı imalatımız aralık-
günün  şartlarında  fabrika  mo-
sız, 1961 yılı sonuna kadar de-
dern bir fabrika idi. 1957 yılında 
vam etti. Dokunan halılar altı ile 
her halde banka işlerinden dolayı 
on iki metrekare arasında ve kali-
teli  halılardı.  Halılar  40/50-
50/50 düğümlü idi.
330 Merhaba
Akademik Sayfalar
13 HAZİRAN 2012
Description:debbağlar, Osmanlı Döneminde sur dı- şına çıkarılmış, Debbağlar uzun yıllar, .. ederim. Merhaba. Akademik Sayfalar. 13 HAZİRAN 2012. 335