Table Of ContentKİŞİSEL, K^EK TİF VE EVRENSEL
TANRI
^ M P L E K S I
KUTSALA KARŞI
Halis ÇETİN
kadım
Kişisel, Kolektif ve Evrensel
TANRI KOMPLEKSİ
KUTSALA KARŞI
HALİS ÇETİN
1969 yılmda Sivas'ta doğdu. Ankara üniversitesi
Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümün
den mezım oldu (1993). Cumhuriyet Üniversitesinde
Yüksek Lisans (1996), Gazi Üniversitesi Kamu Yöne
timi Bölümünde 19oktora yaptı (2001). 2005 yılmda
"Siyasal Düşünceler" alanında Doçent, 2011 yılmda
Fro£es؛ir oldu. Halen Cumhuriyet Üniversitesi Iktisa-
di ve idari Bilimler Fakültesi Kam» Yönetimi Bölü
münde öğretim üyesi olarak akademik çalışmalarım
sürdürmektedir. Siyaset Bilimi, Siyasal ideolojiler ve Siyaset Felsefesi alan-
lannda çok sayıda makale ve kitap yazan ÇETIN'in yayınlanmış kitapları
şunlardır: insan ve Siyaset: Siyasetin FsikolojikTemelleri (Siyasal Kitabevi:
2003); Modernleşme ve Türkiye'de Modernleştirme Krizleri (Siyasal Ki ta-
bevi: 2003); Türk Toplum Sözleşmesi: Siyasetin Sosyolojik Temelleri (Lotus
Yayınları: 2004); Çağdaş Siyasal Akımlar (Orion Yayınlan: 2007); Cumhur ve
Başkam: Kral Çıp)ak, Halk Çırılçıplak (Orion Yayınları:2007); Modernleşme
Krizi: ideoloji ve ütopya Arasında Türkiye (Orion Yayınlan:2007); Totaliter
soylu Gelenek (Kadim Yaymları:2010); Siyaset Bilimi (Orion Yayınlan: Edit:
20H) ve Korku Siyâseti ve Siyaset Korkusu (iletişim Yayınları: 2012).
Kişisel, Kolektif ve Evrensel
TANRI kom pleks{
KUTSALA KARŞI
Halis ÇETİN
k o d fm
Kişisel, Kolektif ve E vrense[
TANRI KOMPLEKSİ II
KUTSALA KAR؛]
Halis ÇETİN
Kadim Yaytnlan : ةو
Siyaset :34
© Kadim Yayınları. Bu kitabın tüm hakları saklıdır ve Kadim Yayınlarına aittir. Kitabın hiçbir bblü-
mü yayıncının izni olmadan fotokopi ve bilgisayar ortamında yemden üretilemez, çoğaltılamaz ve
yayınlanamaz.
I. Baskı Ekim, 2014.
Yayın Yönetmeni: Serhat Buharı BAYTEKİN
İç Tasarım: Yeter BAYSAL
Kapak: Ezgi ZORLU
SertiükaNo: 17590
KÜTÜPHANE KARTI
ÇETİN, Halis
Kişisel, Koiekhf ve Evmn.se،
Tann Kompleksi ٥
Kutsala Karşı
1. Baskı,15,5ص cm
VI + 474 sayfa, Dizin ve Kabakça var
TSRN- 7-4و78'و75-و000-ق
l.Tevrat 2.incil 3. Kur'an 4.Tanrı 5. Kıttsa]
Basım
MRK Baskı ve Tamdım Hizmetleri
Ağaçişleri Sanayi Sitesi 1357. Sok.
No:41 Os tim/Ankara
KADİM YAYINLARI
Kaz™ Özalp Mah. Rabat Sok. No:27-2
Gaziosmanpaşa- Çankaya/ Ankara
Tel: 0-312 431 21 55 www.kadimyayinlari.com
Kadim Yayıniarı, Orient Yayıncılık markasıdır
İÇİNOEKİLER
ÖNSÖZ/1
GİRİŞ/5
BİRİNCİ BÖLÜM
İNSANLAR: TANRI'YA KARŞI TANRI KOMPLEKSİ
A. Tann Kompleksi Kişiliğin Psikolojisi: "Ben" ve "Benim" /12
B. Tanrı Kompleksi Kişiliğin Doğası ve Siyaseti: "Biz" ve "Bizim" / 34
C. Tanrı Kompleksi Kişiliğin Kişisel, Kolektif ve Evrensel Doğada inşası:
"Tamı Gibi" Olmak Ya Da Olmamak / 65
İKİNCİ BÖLÜM
YAHUDİLER: KUTSALA KARŞI KUTSAL
A. Yahudiler, Tanrı ve Tevrat: Yahudi Halkının Yol Hikâyesinin Dini-Politiği
veya Tanrı Kompleksinin İlahi/Kutsal Kaynakları / 101
B. Yahudiler, Dünya ve Para: Yahudi Halkının Yol Hikayesinin Ekonomi-
Politiği veya Tanrı Kompleksinin Maddi/Mali Kabakları / 248
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
ROMALILAR: KUTSALA KARŞI SEKÜLER
A. Roma Tarihi; Tanrı Komplekslerinin Geçit Töreni / 299
B. Roma Uygarlığı; Tanrı Kompleksinin Sosyal, Kültürel, Ekonomik ve Dini
Kaynakları/340
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
HIRİSTİYANLAR: KUTSALA KARŞI KUTSANMA
A. İsa'nın işleri: Kimlikten Neliğe / 366
B. Elçilerin işleri: Gökyüzü Egemenliğinin Yeryüzü Kralları / 368
c. Hıristiyanların işleri: Gökyüzü Egemenliğinin Yeryüzü Egemenleri /
SONUÇ/461
KAYNAKÇA/468
DİZİN/470
ÖNSÖZ
"Narkisos, annesi Liriope'nin ırmak tanrısı Sefisus'un tecavüzüne uğ
ramasının ardından doğar. Doğumundm itibaren müstesna bir güzelliğe
ve mükemmel bir fiziğe sahiptir. Bu öyle bir güzelliktir ki, haset dolu de
dikoducular kehanet bilgesi Tiresias'a gelip böyle güzel bir yaratığm uzun
bir süre yaşayıp yaşayamayacağım sorarlar. Tiresias gizemli bir yanıt verir:
"Uzım yaşanabilir,اﺀاااا؛ك tanımazsa şayet!". Narkisos büyümüş; yakışık-
İl, herkesi kendine aşık eden, yürekler yakan bir deiikanlı olup çıkmıştı.
Narkisos'a aşık olan Eko adlı güzeller güzeli bir peri hep onun peşinde
dolaşıyor ve ona aşkım ilan ediyordu. Narkisos ise onu her gördüğünde
"Bana dokunmana izin vermektense ölürüm daha iyi" diyerek kaçıp gidi
yordu. Bu kırdığı ilk kalp değildi Narkisos'un, daha evvel de ona aşık pek
çok periyi reddedişti. Bunun üzerine beddua ettiler periler ve yakararak
tanrılara, Narkisos'un cezalandırılmasını istediler: "Narkisos da düşsün
aşka. Ve aa çeksin, aynı bize çektirdiği gibi.ه da, bizim gibi aşık olsun.
Ve görsün umutsuzluğu". Yakarışları duyan yüce tanrılar "Başkalarını
sevmeyen kendini sevsin!" dediler ve kati )direkli delikanlının cezalan-
<لاادا işin! adı "Haklı öfke" anlamına gelen tanrıça Nemesis'e bırak
tılar. Nemesis'in görevini yeline getirmesi uzun sürmedi. Avdan dönen
Narkisos susayıp da duru bir pınara eğilince suda kendi yüzünü gördü.
Neden sonra, yansımanın kendine ait olduğunu fark etti ve "Başkaları be
nim yüzümden ne acılar çekmiş; şimdi anlıyorum" dedi. "Kendime olan
sevgimle yanıyorum ben. Suda yansıyan bu güzelliğe nasıl kavuşabilirim?
٠ güzellikten vazgeçemem de. Arhk yalnız ölüm kurtarır beni. Anlıyorum
٠ benim. Aldanıyor beni artık hayalim. Tutuşhıran da ben, tutuşan da,
kendime olan sevgimle yanıyorum, isteneyim mİ, İsteyeyim mi? istenecek
Halis ÇETİN
ne kaldı artık? Beni yoksul ediyor varlığım; arzuladığım benliğimle. Ayrı-
labilsem vücudumdan; garip bir dilek seven için ama. Sevdiğim uzak olsa
keşke!, Kemirsin artık gücümü aa; geldi son günleri ümrümün. Göçüyo
rum hayatımm bahannda. ölüm zor gelmeyecek bana, dinecekse acılarım.
Sevdiğim daha uzun ömürlü olsun dilerdim. ٧؟ şimdi can verelim, İkimiz
de bir solukta" sözleriyle bir su kıyısında eriyip gitti Narklsos. Canı ölüler
ırmağını geçerken suya eğildi, son bir kez baktı o güzel yüzüne. Su peri
leri, gömmek için boşa aradılar Narkisos'un ölü gövdesini. Ancak, eridiği
yerde güzel, yepyeni bir çiçek açmıştı. Sevdiklerinin adıyla adlandırdılar
onu, Narkisos (Nergis) dediler ٠ çiçeğe".
Tanrı kompleksinin Tanrı-kul ilişkisinin kakmağını Tanrımn ilk insan
olarak Adem'i yaratmasına ve Tanrı-Adem-Şeytan arasında gerçekleşen ça
tışma ve test edilme münazaralarına dayandıran kutsal kitaplar (Tevrat, in
eli. Kuran) oldukça derinlikli örneklikler kaynağı sunmuştur. Kutsal kitap
lara göre aslında Adem'in Tanrı kompleksine giden yol hikâyesi Tanrı ve
Şeytan arasında kalmışlıktan veya doğasının ve yazgısının onlar arasındaki
bahsin konusu olmasından kaynaklıdır. Bu yüzden de Tann kompleksini
"anlamaya çalışma" çabasına ancak Tanrı-Adem-Şeytan üçlüsünün ilişkisi
ni tarihi, siyasi, ekonomik, toplumsal ve dini iktidar çatışması ve değerleri
üzerinden aniatan kutsal kitaplar (Tevrat, Incil ve Kuran) ve onların bu ger
çekliklerine "İşık" tutan insanların yorumlarıyla ulaşılabilir.
Kutsal kltaplarm ortak kutsal yasalarında "kendini yücelten herkesin
alçalhlıp kendini alçaltan herkesin ise yüceltileceği"; "kıyaslayanların kı
yaslanmakla lanetleneceği"; "ötekini yrgılayanların ötekini nasıl ve hangi
ölçekle yargılarsa aynı şekilde yargılanacağı"; "kendine yapılmasını iste
mediği şeyi ötekilere yapanların zalimlerden olacağı"; "adalet, merhamet
ve sadakat ortak değerleri üzerinde ve üzerinden kimlik, hayat, kolektivite
ve evrensellik inşa etmeyenierin göklerin egemenliğine sahip/layık olama
yacağı"; onların kişisel, kolektif ve evrensel Tanrı kompleksi için, içinde ve
altında sürgün edilmişlik ruhu ve doğası İle yaşamaya mecbur ve mahkûm
oldukları "yazılmıştı". Bu yazgıya isyan edip meydan okuyan insanlar, ilk
Adem gibi doğalarındaki "üstünlük tutkusu", "mutlak bilgi arzusu" ve
"ölümsüzlük hırsı" İle meyvelerin efendisine ulaşmak ve son Adem gibi
"mutlak iktidar ihtirası", "başkalarının mukadderatına muktedir olma tut
kusu" ve "doğalarındaki zaafları Tanrı gibi mükemmellikle giderme tekeb
bürü" ile ihtirasların efendisine sahip olmak için "kendini yüceltip öteki
olan herkesi alçaltma" dilemmasım sürdürerek ilahi trajediyi ilahi komed
yaya dönüştürdüler.
KUTSALA KARŞI
Her bir insan Narkisos gibi "başkalarını sevmeyenin kendini sevmekle
lanetieneceğini" unutup bu laneti bırakm l^etlemeyi bir erdem ve ayrıca-
İlk olarak kutsadı. Her bir insan Tanrı kompleksi ve "©mnipotent" kutsan
maları içinde Narkisos'un ihtiras hastalığı olan Narslslzm'e tutkuyla bağ
landı. Sonuçta da insanlar Tanrı kompleksi, "Omnipotent" ve Narsisizm
ayrıcahkları ile de birbirlerini, kolektif ve evrensel birliklerini kutsadılar.
Bu kutsamalar eşliğinde İnsanın kendisini Tanrı zannetmesi, Tanrı'ya ait
özellikierin, niteliklerin ve sıfatların birini veya bir kısmını mutlak veya nis
pi olarak kendi üzerinde taşıdığına inanması ve bu inancının gereği olarak
da diğer insanlara göstermeye, ispatlamaya ve uygulamaya çalışması sıra-
danlaşh. 'Tam güçlülük', 'mutlak güç tutkusu', 'üstünlük İddiası' ve 'ikti
dar ihtirası' olarak İfade edilen Omnipotens'ın narsist doğası "başkalarını
sevmeyen kendini sevmekle kutsansın" anlayışının hakim olduğu bir ev
rensel "hayat tarzı"na dönüştürüldü. Her bir insanın "güç" ile ötekine ya
pacağı zulmün meşruluğu ortak ve evrensel bir kutsal yasaya dönüştü. Bu
yüzden herkes güç karşısında kutsal yasalardan ve evrensel ahlaki erdem
lerden vazgeçti. Tanrı kompleksi, kutsal yasaların lanetlediği bir hastalık
olmaktan çıkıp "yetenek", "kişisel gelişim", "bireyselcilik", "kült", "idol",
"ikon", "bodizm" (bedene tapınma), "bencillik" ve "karizma" olarak yü-
ceitildi. İnsanlar belki putlara tapınmayı bıraktılar ama kendileri gibi olan
insanları bu sıfatlarla kutsadılar. Freud ve Fromm'a rahmet okuturcasma
insanlar, insanların doğasında/içinde yaşattıkları id, ego ve süper ego kay-
اﺎﻫا،اا narsizm çatışmalarmı, dinler, mezhepler, cemaatler, partiler, ideoloji
ler, hayat tarzları, etnik ayrımlar, devletler ve uluslararası kolektif narsizm
savaşlarına dönüştiirdüler. Tanrı kompleksi doğa, kişiselliğin ruhundan
çıkıp kolektif ve evrensel olanın bedeninde hayat buldu.
İnsanlar kendi ruhlarını ve doğalarım esir alan asli güdüleri aşağılık
kompleksini üstünlük kompleksleri ile kapatmaya yöneldiler. Hayata, eş
yaya, güce, mülkiyete ve öteki insanlara dair her konuya bu gözle baktılar.
Doğalarının bir tarafında var olan aşağılık هذ , yetersizlik ve güvensizlik
duygularım doğalarının öteki yansında olan Tanrı kompleksleri İle kapat
tılar. Tüm bu aşağılık/kul kompleksleri insanda hayatı yaşanmaya değer
bir amaç olarak kendini başkalarına kabul ettirme ihtirasına dönüşerek
"üstünlük kompleksi" yarattı. Her insan "aşağılık kompleksi" içinde ya
şamı boyunca bu duyguyu üstünlük kompleksi ile gidermek için çabaladı.
İnsanlar eksik, kusurlu ve zaaflar içinde yaratılmış olmayı kabul ederek
insanlıklarıyla barışık yaşayamadılar. Sürekli bir eksiklik duygusu onların
hayatlarını mahvetti, insan hayati boyunca, bu eksikliğini gidermek için ek
sikliklerini giderici değerler ve güçler olan iktidar, zenginlik, ihtişam, bilgi,