Table Of ContentPANAİT ISTRATİ
KİRA KİRALİNA
Türkçesi Nuriye Yiğitler
KAFEKÜLTÜR Yayıncılık
KİRA KİRALİNA
PANAİT ISTRATİ
Türkçesi: Nuriye Yiğitler
KAFEKÜLTÜR Yayıncılık ® 2012
3 KLASİKLER
KİRA
KİRALİNA
Adrien Zograffi'nin anlatılarından
ROMAİN ROLLAND'IN ÖNSÖZÜ
1921 yılı Ocak ayının ilk günlerinde, Nice Hastanesi'nden
gelen bir mektup verildi bana. Gırtlağını kesen zavallı birinin
üzerinde bulunmuştu. Yarası yüzünden yaşama umudu pek
azdı. Okudum ve bir dahinin çırpınışlarıyla karşı karşıya
olduğumu anladım, çok duygulandım. Ovada esen yakıcı bir
rüzgârdı. Balkan ülkelerinin yepyeni bir Gorki'sinden iç
dökmeydi bu. Onu kurtarmayı başardılar. Kendisini tanımak
istedim. Mektuplaştık ve dost olduk. Adı İstrati'ydi.
1884 yılında İbrail'de doğmuş. Hiç tanımadığı babası
kaçakçıymış; bir Rumen köylüsü olan anası, yaşamı boyunca
durmadan çalışan, hayranlık duyulacak bir kadınmış. Onu
çok sevmesine karşın, on iki yaşındayken, gezip dolaşma
tutkusuyla ya da daha çok içini yakan sevme ve tanıma
dürtüsüyle anasını terketmiş. Yirmi yıllık gezginci yaşamı
olağanüstü serüvenlerle, canı çıkarcasına çalışmayla,
serserilik ve güçlüklerle geçmiş. Güneşten yanıp; yağmurdan
ıslanmış; evsiz barksız kalıp bekçilerle başı belaya girermiş;
açlık çekmiş, hastalanmış, tutkuyla dolup taşmış, yoksulluktan
canı çıkmış. Bütün işleri denemiş; meyhane garsonluğu,
simitçilik, hamallık, kazancılık, çilingirlik, makinistlik,
uşaklık, tabelacılık, badanacılık, gazetecilik, fotoğrafçılık
yapmış. Bir süre, devrimci hareketlere karışmış. Genellikle
beş parasız; bazen yakalandığı bir gemide saklanarak, ilk
Umanda atılarak Mısır'ı, Suriye'yi, Yafa'yı, Beyrut'u, Dama'yı
Lübnan'ı Doğu'yu, Yunanistan'ı, İtalya'yı dolaşmış. Her
şeyden yoksunmuş, ama yığınla anı biriktirmiş ve sık sık,
özellikle Rus ustalarını ve Doğulu yazarları açgözle okuyarak
açlığını bastırmış...
O, kendi anlattıklarından çok hoşlanan ve coşkulanan,
doğuştan öykücü, bir Doğu öykücüsüdür. Başladığı öyküye bir
kez kendini kaptırdı mı, hiç kimse hatta kendisi bile bunun bir
saat mi, yoksa binbir gece mi süreceğini bilmez. Tuna Nehri
ve kıvrımları... Bu anlatıcı deha öylesine karşı konulmazdır
ki, intiharından bir gün önce yazmış olduğu mektupta, geçmiş
günlerinin iki gülmece öyküsünü anlatmak için, umutsuz
yakınmalarını iki kez kesmiştir.
- Öykülerinin bir bölümünü yazması için onu ikna ettim ve
sonunda, uzun soluklu bir yapıtı yazmaya başladı. Yazdıkları
anılarıydı ve bunlar da yaşamı gibi, dostluğa adanmıştı.
Çünkü dostluk, onun için kutsal bir tutkuydu. Yaşamı
boyunca, raslamış olduğu yüzlerin anısını yaşıyordu; her
birinin yazgısının birer gizemi vardı ve o, bu yazgıyı
öğrenmek istiyordu. Yazdıklarının her bölümü ayrı bir uzun
öykü gibiydi. Bu uzun öykülerden üç dört tanesi, Rus yazın
ustalarının yapıtlarına denkti. O, çözüm yoluyla, ışığıyla,
aklın kararıyla, acıklı bir neşeyle, soluğu tıkanan ruhu
kurtaran bir anlatıcı neşesiyle onlardan ayrılıyordu.
Böylesine diri sayfalar yazan adamın, Fransızca'yı yedi yıl
önce, bizim klasiklerimizi okuyarak öğrendiğini de
unutmamak gerekir.
Romain Rollancd
YAZARIN ÖNSÖZÜ
Siz de - dostumuz Romain Rolland gibi - bütün
kitaplarımdaki genel konuyu, birkaç satırla açıklamak
zorunda olduğumu düşünüyorsunuz.
Bu konuda bir şeyler açıklamak zorunda olduğumu hiç
düşünmedim. Ben, meslekten yetişme bir yazar değilim, asla
da öyle olamayacağım. Rastlantılar, toplum okyanusunun
derin sularında, Villeneuvelü balıkçılar tarafından oltayla
yakalanmamı istedi. Ben onun yapıtıyım. İkinci yaşamımı
sürdürmem için, onun beğenisine gereksinmem vardı; bu
sıcak ve dostça beğeniyi kazanmak için, o benden yazmamı
istedi. «Sizden coşku dolu mektuplar değil, yapıt bekliyorum»
diye yazıyordu bana. «Sizin meyveleriniz olan, sizden daha
sürekli, sizden daha öz yapıtlar veriniz»
Böğürlerime inen bu kamçıyla - Georges lonesco dostumun
bana cömertçe sunduğu yulaf sayesinde -coşkuyla işe atıldım.
Adrien Zograffi'in Anıları üçümüzün ürürlüdür. Benim yalnız
başıma yaptığım şey, yapının badanası, açık havada fotoğraf
ve herkesin anlayabileceği öteki on ak yapıtlardır.
Adrien Zograffi, şu an için Doğu'yu seven bir delikanlıdan
başkası değil. O, gittiği her yerde Sorbonne'u bulan kendini
eğitmiş bir kişidir. Yaşar, düş kurar, çok şey ister. Daha sonra,
pek çok şeyin insanlar ve Yaratıcı tarafından yanlış
yapıldığını söylemeye cesaret edecektir. Yaratıcı'nın ve
İngilizler'in Gezintiler'inde gezgin fotoğraf çeken ya da
badana yapmayan insanların aleyhine konuşmanın çok
tehlikeli olduğunu biliyorum; ama siz Fransa'da, hem herkesi,
hem de babayı memnun etmenin mümkün olmadığını
söylüyorsunuz. Adrien'in bu ataklığının bağışlanacağını
umarım. Çünkü o, özgürlüğünü de koruyarak bir başka şeye,
sevmeye, her yerde bulunmaya, yüreği olan herkesin dostu
olmaya cesaret etmeye yeltenecek. Böylelerine pek az
raslanır, ancak Adrien, evrenin sanıldığı kadar uçsuz bucaksız
olduğuna inanmıyor.
Onun öyküsünü beklerken, şu sırada başkalarının öykülerini
dinlemekten başka yapacak şey yok. İsterseniz, onunla birlikte
dinleyelim.
Panait Istrati
I
Description:Kira Kiralina, Panait Istrati'nin ilk romanıdır. Romain Rolland'ın okur okumaz hayran kaldığı, ve bütün dünyaya 'yeni bir Gorki' diye sunduğu Istrati, bu yapıtında çocukluğunda dinlediği bir öyküyü, pazarcı Stavro'nun yaşamını, onun ağzından anlatır. Bir bölümü Romanya'da