Table Of ContentİLKEL TOPLUMLARDA CİNSELLİK
VE BASKI
BRONISLAW MALİNOWSKİ
KABALCI YAYINLARI
Bilim Kitapları
Kapak düzeni: Sait Maden Kapak filmleri: Ebru Grafik
Kapak baskısı: Çetin. Ofset Dizgi - Baskı: Tuba Matbaası
Cilt: Esra Mücellithanesi
Çeviren: H. PORTAKAL
KABALCI YAYINEVİ İstanbul
Yapıtın Özgün Adı: Sex and Repression in Savage Society
Türkçe ilk Basım: Mayıs 1989
Modern antropolojinin kurucusu Malinowski, uzun yıllar
Londra Üniversitesi’nde profesörlük yaptı. Trobriand
yerlilerini yerinde inceledi. İlkel toplumların
incelenmesinde psikolojik analizi ilk uygulayan bilim adamı
oldu. İLKEL TOPLUMLARDA CİNSELLİK VE BASKI
adlı kitabında Malinowski bize çocukların ve gençlerin özgür
cinsel yaşamını anlatıyor. Biyolojik yaşamdan kültürel
yaşama geçişte ailenin kuruluşunu, sınıfsız toplumda anasoyu
ailesini ve kültürün beşiği olarak kabul ettiği aileyi inceliyor.
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ
İnsanın Doğası ve Davranışları
BİRİNCİ KISIM
BİR KOMPLEKSİN OLUŞUMU
1. Sorunlar
2. Ana Hukuku Ailesi - Baba Hukuku Ailesi
3. Aile Dramının İlk Devresi
4. Analık Hukuku İçinde Babalık
5. Çocukta Cinsel Yaşam
6. Yaşamı Öğrenme
7. Ergenlik Öncesi Devrede Cinsellik
8. Ergenlik Çağı
9. Ana Hukuku Toplumunda Aile Kompleksi
İKİNCİ KISIM
GELENEĞİN AYNASI
1. Anasoyu Toplumunda Kompleks ve Mit
2. Hastalık ve Sapıklık
3. Düş ve Eylem
4. Müstehcenlik ve Mit
ÜÇÜNCÜ KISIM
PSİKANALİZ VE ANTROPOLOJİ
1. Psikanaliz İle Toplumbilim Arasındaki Ayrım
2. Bastırılmış Kompleks
3. Kültürün Başlıca Nedeni
4. Babayı Öldürmenin Sonuçları
5. İlk Baba Öldürme Varsayımının Analizi
6. Kompleks mi, Duygu mu?
DÖRDÜNCÜ KISIM
İÇGÜDÜ VE KÜLTÜR
1. Doğal Yaşamdan Kültürel Yaşama Geçiş
2. Yeni Doğan Kültürün Beşiği Aile
3. Hayvanlarda ve İnsanlarda Cinsel Kızgınlık ve Cinsel
Yaklaşma
4. Evlilik İlişkileri
5. Ana - Babaların Çocuk Sevgisi
6. İnsanlarda Aile Bağlarının Sürekliliği
7. İnsan Güdülerinin Esnekliği
8. Güdüden Duyguya
9. Annelik ve Zina Eğilimleri
10. Yetke ve Baskı
11. Baba Hukuku ve Ana Hukuku
12. Kültür ve Kompleks
ÖNSÖZ
PSİKANALİTİK öğreti son yıllarda halk arasında
olağanüstü bir atılım yaptı. Çağdaş edebiyat, sanat. ve bilim
Üzerinde çok büyük etkisi oldu. Bir ara toplum içinde gerçek
bir hayranlık konusu olduğu söylenebilir. Birçok coşkulu
insan üzerine derin bir etki bıraktı, derinden sarstığı ve
usandırdığı bilgiçlerin sayısı da az değildi. Bu yapıtın yazarı,
apaçık birinci ulama ait, çünkü bir süre için Freud’ ün,
Rivers'in, Jung'ün ve Jones'ın kuramlarından aşırı bir biçimde
etkilendi. Ama bilgiç geçinme, bilgin üzerinde ağır basan bir
tutkudur ve sonraki düşünceler, bu ilk baştaki coşkuyu
soğutmakta gecikmedi..
Okuyucu bu denemeyi dikkatlice okurken, bu süreci tüm
dallanmaları içinde izleyebilir. Dramatik bir geriye dönüşün
söz konusu olmadığını içtenlikle okuyucuya inandırmak
isterim. Herhangi bir' biçimde psikanalizin uygulayıcısı ya da
psikanalitik kuramın bir üyesi olmadım. Ama bugün yine
psikanalizin aşırı savlarından, karmaşık kanıtlarından ve
anlaşılması güç terminolojisinden canım yanmakla birlikte,
zihnim üzerine yaptığı uyarıcı etkisinden ve yine insan
psikolojisinin çeşitli görünümleri üzerine bize verdiği değerli
verileri için ona derin minnet borcu duyduğumu kabul etmek
zorundayım.
Psikanaliz bizi insan ruhunun dinamik kuramına götürdü;
zihinsel süreçlerin incelenmesine somut bir yön verdi;
dikkatimizi çocuk psikolojisi ve bireyin tarihi üzerinde
yoğunlaştırmamızı bize öğretti. Son olarak — belki de bu
onun en saygın olduğu yan — insan yaşamının adeta resmi
olmayan ve kabul edilmeyen görünümlerini dikkate almak
için bizi zorladı.
Cinselliğin içtenlikle incelenmesinin, insanlığın kimi küçük
ve övüngen yanlarının ortaya konmasının utanç verici
sayılması (hepsinden çok bu inceleme yüzünden psikanaliz
nice insanların öfkesine uğradı ve küfürünü yedi), bana göre
onun bilime en büyük katkısını oluşturur ve özellikle boş
kuruntulara kapılmaksızın ve onu bir asma yaprağı ile
örtmeksizin kendini insanın incelemesine verenlerin, insanı
tanımak isteyenlerin gözlerinde kendi değerini bulur.
Havelock Ellis'in bir izleyicisi, bir yandaşı olarak ben, cinsel
tepileri ele alma tarzında aramızda derin ayrılıklar olmasına
karşın, Freud’ü herhangi bir kimseden daha az
«panseksüalizm» le suçluyorum. Ve içine katılan
kirliliklerden onu temizlemek için elimi dikkatlice kaldırıp
itirazlar arasında onun düşünlerini daha fazla kabul
etmiyorum. insan bir hayvan, bu durumu ile kimi zaman
katışıksız değil, dürüst bir antropoloğun bu durumu göz
önüne alması. gerekir. Psikanaliz cinselliği içtenlikle ve layık
olduğu önemi vererek incelediği için, bir bilgin onu
kınayamaz, ama doğru bir biçimde incelemediği için
kınayabilir.
Bu denemenin tümü birden yazılmadı. ilk iki kısım, geri
kalanlara göre çok daha önce yazıldı. Burada dile getirilen
düşüncelerin çoğu, bir mercan takımadasında kendimi
Melanezyalılar'ın incelemesine verdiğimde kafamda doğdu.
Dostum profesör L. G. Seligman'ın bana gönderdiği bilgiler
ve hizmetime sunduğu kitaplar, Ödip kompleksinin ve
«bilinçaltı» nın diğer dışavurumlarının ana hukuku üzerine
kurulu bir toplulukta da kendini gösterebileceğini düşünmeye
beni itti. Melanezyalılar'da kendini gösterdiği biçimiyle ana
kompleksi üzerine doğrudan yapılan gözlemler, benim
bildiğime göre, ilkellerin yaşamının incelenmesinde
psikanalitik kuramın ilk uygulamasını oluşturuyor; öyle
sanıyorum bu duruma insanı, insan ruhunu ve kültürünü
incelemek isteyenler ilgisiz kalamazlar. Vardığım sonuçları,
bugün kullandığım dile göre çok daha psikanalitik bir
terminoloji dile getirmiştim. Ama bu terminoloji içinde bile
«complex» ve «repression» 1 gibi sözcüklerin pek ötesine
gitmedim, hem ayrıca tam tanımı yapıldığı ve uygulandığı
anlamda.
Okumalarım ilerlediği ölçüde, Freud'ün vardığı sonuçları
topluca kabul etme eğiliminden de uzaklaşıyordum; bunun en
önemli nedeni de, psikanalizin çeşitli bölümlerinden ve
altbölümlerinden ileri geliyordu. Bir antropolog olarak şunu
iyice anladım ki, ilkellere ilişkin özenişli bir kuram ya da
insan kurumlarının kökenlerine ilişkin varsayımlar ya da
kültür tarihi üzerine ilişkin açıklamalar, insan yaşamının
bilinçli ve bilinçsiz görünümlerinden çok, ilkel yaşamın
sağlam bilgisine dayanmalıdır. Ne de olsa ne küme evliliği, ne
totemcilik, ne kaynanadan kaçınma zorunluğu, ne büyü
«bilinçdışı»nın yalnızca bir dışavurumu değil; bunlar sağlam
doğal ve toplumsal olgular; kuramsal olarak incelenmeleri
için, doktor kabininde edinilemeyen bir deneyime gereksinim
var. Ve Freud'ün Totem ve Tabu' sunu, Kolektif Psikolojisini,
Ben'in Analizini, yine Roheim’ in Avustralya Totemciliğini,
Reik’in. Rank'ın ve Jones'ın psikanalitik yapıtlarını dikkatle
incelerken kuşkularımın doğru çıktığına inandım. Benim
vardığım sonuçları okuyucu bu denemenin üçüncü kısmında
bulacaktır.
Son bölümde, kültürün kökenleri üzerine deneysel
düğünlerimi dile getirmeye çalıştım. Doğal hayvanın anormal
koşullar içinde uğramak zorunda kaldığı ve kültürün ona zorla
kabul ettirdiği dönüşümleri ana çizgileriyle belirtmeye
çalıştım. Cinsel güdü baskılarının ve kimi «kompleksler»in,
kültürle ilişkin olarak zihinsel alt-ürünlerin çeşitlerini
oluşturduklarını özellikle göstermeye çalıştım.
Güdü ve Kültür adını taşıyan son kısım, benim kanıma göre,
en önemli ve aynı zamanda tartışmaya en açık kısım. Hiç
değilse antropolojik açıdan öncü bir çalışma. Orada insan
bilimi ile hayvan bilimi arasına yerleşmiş uzman olmayana ait
alanın• keşif girişimini görmek gerekir. ileri sürdüğüm
kanıtların birden çok noktada, belki de baştan sona
düzeltmeye uğrayacağının çok iyi bilincindeyim, ama öte
yandan biyologlar kadar hayvan psikolojisini inceleyenlerin
ya da kendini uygarlıkların incelenmesine veren bilginlerin er
geç göz önüne alacakları önemli yeni görüşler de
sergilediğine inanıyorum.
B. MALINOWSKI
İNSANIN DOĞASI VE DAVRANIŞLARI
«MODERN psikoloji uzun zaman duyumları bilip cinsel
tepilerden habersiz olduktan sonra, güdülerin etkinliklerinin
bir sayımını yapmayı ve betimlemeyi şimdi çıkış noktası
yapma eğilimi gösteriyor. Karşı konulmaz bir ilerleme bu.
Bununla birlikte, kişisel ve toplumsal yaşamın karmaşık
olaylarını, onlara bu doğal güçleri doğrudan bağlayarak
açıklamaya çalıştığı zaman, bu açıklama belirsiz ve yapay
oluyor...
«Toplumun psikolojik öğeleri üzerine bir tartışmayı
başlatmadan önce, ilk etkinlikleri belli ve anlam yüklü
eğilimlere dönüştüren toplumsal koşulları bilmeye
gereksinimimiz var. İşte toplumsal psikolojinin gerçek anlamı
böyledir... İlk insan doğası kaba gereçler yaptı, ama gelenek,
tasarıları ve makinayı yaptı... İnsanı yaratan akıl ve güdü
değil, gelenektir.
«Psikanalizin cinselliği inceleme tarzı çok öğretici, çünkü
yapay bir basite indirgemenin sonuçları kadar, toplumsal
verilerin psişik nedenlere dönüşümünü de hiçbir şeyi
istemeye yer bırakmayacak bir açıklıkla ortaya çıkarıyor.
Yazarlar, çoğu zaman da erkek cinsinden olanlar, kadın
psikolojisini evrensel platoncu bir kendilik (entity) olarak ele
alıyorlar... Özellikle zamanın batı uygarlığının sonuçları olan
olayları, başlangıçtan beri var olan ve insan doğasına bağlı
tepilerin gerekli dışavurumlarını temsil ediyorlarmış gibi
inceliyorlar.»
Description:Modern antropolojinin kurucusu Malinowski, uzun yıllar Londra Üniversitesi'nde profesörlük yaptı. Trobriand yerlilerini yerinde inceledi.
İlkel toplumların incelenmesinde psikolojik analizi ilk uygulayan bilim adamı oldu. "İlkel Toplumlarda Cinsellik ve Baskı" adlı kitabında Malinowski