Table Of ContentDOĞAN T A R İ H
İKİTAP
GÖÇEBE
İMPARATORLUKLAR
MOĞOLİSTAN’DAN TUNAYA
erard Chaliand
eviren: Engin Sunar
GÖÇEBE İMPARATORLUKLAR
Moğolistan'dan Tuna'ya
MÖ V. yy - XVI. yy
Orijinal adı: Les Empires nomades
de la Mongolie au Dnnııbe
Vc s. av. J. C. - XVIes.
© Librairie Academique Perrin, 1995
Yazan: Geraıd CHALİAND
Fransızca aslından çeviren: Engin SUNAR
Türkçe yayın haklan: © Doğan Kitapçılık AŞ
1. baskı / nisan 2001 / ISBN 975-6719-87-7
Kapak tasanmı: Dipnot
Baskı-cilt: Doğan Ofset AŞ
Doğan Kitapçılık AŞ Hürriyet Medya Tovvers, 34544 Güneşli-İSTANBUL
Tel. (212) 677 06 20 - 677 07 39 Faks (212) 677 07 49
Gerard Chaliand
Göçebe İm paratorluklar
Moğolistan'dan Tuna'ya
MÖ V. yy - XVI. yy
Çeviren: Engin Sunar
.p
İ Ç İ N D E K İ L E R
t
Önsöz.........................................................................................................İl
B İ R İ N C İ B Ö L Ü M
Giriş...........................................................................................................17
Göçebelerin çarpışması........................................................................19
Göçebeler ve yerleşik düzendekiler................................................25
Göçebe modeli: İskitler........................................................................32
İ K İ N C İ B Ö L Ü M
Altaylı göçebelerin askerî cepheleri
(MÖ IV. yüzyıl - XII. yüzyıl)............................................................39
Çin Cephesi.............................................................................................53
Hint-İran Cephesi...............................................................H..............68
Bizans Cephesi........................................................................................71
Rus Cephesi.............................................................................................82
Uzak Batı istisnası.................................................................................86
Ü Ç Ü N C Ü B Ö L Ü M
Göçebelerin yükselişi
Moğollar ve Türkler (XIII. - XV. yüzyıllar)................................93
Moğollar..................................................................................................101
Türkler....................................................................................................118
Tanıklar..................................................................................................131
Moğol akınları......................................................................................131
İran'da Merv'in zaptı ve halkın kıyımı.......................................132
Moğollar Ermenistan'da...................................................................133
Kalka Irmağı Savaşı (1224)............................................................. 134
Riazan'ın yıkımı rivayeti (1242).................................................... 135
Moğollarm töreleri ve inançları.....................................................136
Moğollarda disiplin.............................................................................136
Moğollarm posta (yam) sistemi.....................................................137
Moğollarla nasıl savaşılır...................................................................138
D Ö R D Ü N C Ü B Ö L Ü M
Yerleşiklerin rövanşı
(XVI. - XIX. yüzyıllar)........................................................................141
Moğollardan sonra Rusya.................................................................145
Moğollardan sonra Çin......................................................................150
Sonsöz..................................................................................................153
Ekler
Göçebe dalgalarının dönemlere ayrılışı.......................................155
Yukarı Asya'nın göçebe imparatorlukları...................................157
İstila dalgalarının yerleşimi...............................................................157
Kronoloji...............................................................................................159
Kaynakça...........................................................................................171
f
"Emin olun, krallarınız ve beyleriniz değil, yalnız köylüleriniz Türk
ve Moğol harılan gibi yaşamaya ve aynı yiyeceklerle yetinmeye razı olsa
lardı, tüm dünyayı ele geçirirlerdi."
Guillaume de Ruysbroeck
(Kral IX. Louis'nin, XIII. yüzyılda Moğolların
yanına gönderdiği Fransisken papazı)
"Yerleşik olanlar tembelliğe ve kolaylığa alıştılar. Onlar rahatlığa ve
lükse boğuldular. Mülklerinin ve yaşamlannın savunmasını kendilerini
yöneten yönetici ile hükümdara ve onlan korumakla görevli kolluk güçle
rine bıraktılar...
Buna karşılık göçebeler, büyük topluluğun dışında yaşarlar. Ülkenin
içinde yalnız başlarına ve kolluk güçlerinden uzakta bulunurlar. Onların ne
duvarları ne de kapılan vardır. Bu nedenle, kimseyi vekil etmeden ve bu
nun için başkasma dayanmadan kendi savunmalarını kendileri yaparlar.
Her zaman silah taşırlar. Yolun her tarafına dikkatle bakarlar. Toplu halde
olduklarında, özellikle de at üstünde bulunduklannda hafif bir uykuya da
larlar. En uzaktaki köpek havlamalarına dikkat ederler. (...)
Ruh gücü, onların karakterlerinin temel niteliği ve yaşamlarının te
mel gücü olmuştur."
İbni Haldun, Mukaddime.
"... Kaynaklarının farklı oluşu nedeniyle, iki değişik savaş türü oldu
ğu söylenebilir. Bunlardan birisi, sadece imparatorluklarını genişletmek is
teyen hükümdarlann ya da cumhuriyetlerin tutkusuna bağlıdır: Büyük İs
kender'in savaşları, Romalıların savaşları ve her gün iki güç arasmda olan
savaşlar böyledir. Bu savaşlar tehlikelidir; ama hiçbir zaman bir bölgenin
ahalisinin yerinden edilmesine kadar varmaz. Aslında, halkların boyun eğ- 9
miş olması galip olana yeter; galipler, genellikle, onlann yerlerinde kalma
larına, kendi evlerinde yaşamalarına, yasalarım ve mülklerini korumaları
na izin verir.
İkinci tür savaş, açlıkla ya da savaşla karşılaşan bütün bir halkın, top
raklannı, kanlarım, çocuklarım terk etmesi ve yeni topraklar, yeni bir mes
ken aramaya gitmesiyle son bulur. Ama bu, yukarıda sözünü ettiğimiz sa
vaşlar gibi orada egemen olmak için değil, yerleşik ahaliyi yenip toprağın
dan kovduktan sonra buraya sahip olmak içindir. Bu tür savaş, en korkunç,
en acımasız olanıdır. (...)
Bu topluluklar, söylediğimiz gibi, açlık, savaş ya da kendilerini ezen
ve başka bölgeler aramaya zorlayan bir tür felaket sonucu ülkelerinden çı
karlar. Bazen o kadar çok sayıdadırlar ki, yabancı topraklar üzerinde sert
likte hadlerini aşıp, oranın ahalisini katlederek, mülklerine el koyar, yeni
bir imparatorluk kurar, hatta ülkenin adını bile değiştirirler. (...)
Ancak, ülkelerinden en acımasız gerekçeyle uzaklaşmış olan bu halk
lar, son derecede tehlikeli olabilir; karşılarına çok iyi bir orduyla çıkılmaz
sa, saldırdıklarını mağlup edeceklerdir. (...)
Hemen hemen hepsi, soğuk ve verimsiz, insanlan beslemekte yeter
siz İskit ülkesinden çıkan bu kalabalıklar, onları baskı altına alan binbir ge
reksinimden ve geride alıkoyacak hiçbir çekicilik olmayışından dolayı bu
ralardan çıkmaya zorlanmışlardır..."
Machiavelli, Discorsi (2 VIII).
10
Ö N S Ö Z
*
Pek az edebiyat alanı askerî edebiyat kadar batımerkezcilikle
belirgindir. Bildiğim kadarıyla, son yarım yüzyıl içinde Osmanlı
İmparatorluğu'na ilişkin Fransızca, İngilizce ve Almanca hiçbir eser
yayımlanmamış olması hayret verici bir şeydir. Kaldı ki bu impara
torluk, XrV. yüzyıldan XVII. yüzyıla kadar Avrupa devletleri için,
özellikle Habsburg İmparatorluğu için çok korkunç bir hasımdı.
Bu eserin kaynağı bir Dünya Strateji Antolojisi (Bouguins, Laf-
fout, 1990) hazırlamak için giriştiğim araştırmalardır; ben o eserde,
Bizans, Çin, Hindistan ve İslam stratejik kuramcılarını ve kültürle
rini toplayıp bütünleştirmeye çalışmışüm.
Luden Poirier'nin deyimiyle bu, "evrensel strateji külliya-
tı"nın dökümünü yaparak yol alırken, Altaylı göçebelerin (Orta As
ya) askerî rolünün, askerî tarihçiler ve genellikle yeteneksiz tarih
yazarları tarafından yeteri kadar ele alınmadığım düşündüm.
Mançurya'dan Ukrayna'ya kadar Asya stepleri, MÖ V. yüzyıldan
MS XV. yüzyıla kadar, iki bin yıl boyunca, İran'dan, Bizans İmpara
torluğu'na ve Mısır'a, Çin'den Rusya'ya ve Macaristan'a kadar
yerleşik toplumları sarsan göçebe toplulukların yuvası oldu.
Dolayısıyla bu alan, yok edici ve bazen de iki ya da üç kuşak boyun
ca, yerleşik toplumlarm becerilerini ve kültürlerini en geniş anlam
da özümsedikleri zaman yapıcı olan göçebelerin gerçek bir dünya
sahnesidir. Çin, İran ve Bizans, bu kültür birikimi sürecinde başlıca
rolü oynar. Batı Avrupa, sürekli göçebe baskısı ve saldırılan saplan
tısını hemen hemen hiç yaşamadı ve -İber Yarımadası dışmda- Rus
ya ya da Balkanlar'm kaderi olan uzun süreli yabancı işgalini tanı
madı. Viking akınlan sayılmazsa, Attila'mn akını ile X. yüzyıldaki