Table Of ContentFutbolcu İle Kulübü ve Millî Takım Arasındaki Hukukî İlişkiler 2407
FUTBOLCU İLE KULÜBÜ VE MİLLÎ TAKIM
ARASINDAKİ HUKUKÎ İLİŞKİLER
(Legal Relations Between The National Team and
The Club and Football Player)
Prof. Dr. Hasan PETEK
ÖZET
Hemen her spor dalında uluslararası müsabakalar yapılmakta, bunlara ise o spor
dalının ulusal düzeydeki elit sporcuları katılmaktadır. Bu sporcular, bir kulüple
sözleşme yapmış profesyonel sporcular veya herhangi bir kulübe bağlı olmayan
sporcular olabilir. Ulusal federasyon tarafından uluslararası bir müsabakada ül-
kesini temsil etmek üzere bir sporcuya görev verildiğinde, sporcunun bu görevi
haklı bir sebep olmaksızın reddetmesi mümkün değildir; aksi takdirde hakkında
disiplin yaptırımları (para cezası, müsabakalardan men vs.) uygulanabilir. Spor-
cunun bağlı olduğu kulüp için de para cezası gibi disiplin yaptırımları söz konu-
su olabilir. Çalışmamızda özellikle futbol sporu esas alınmakla birlikte, yapılan
açıklamalar niteliğine uygun düştüğü ölçüde diğer spor dalları bakımından da
uygulanabilir. Çalışmamızda kulüp ile futbolcu, kulüp ile Türkiye Futbol Fede-
rasyonu arasındaki hukuki ilişki tespit edildikten sonra, TFF ile futbolcu arasın-
daki hukuki ilişki tespit edilmeye çalışılarak, millî takım görevinin kabul edil-
mesinin ve edilmemesinin gerek futbolcu gerekse kulübü bakımından sonuçları
incelenmiştir.
Anahtar kelimeler: Spor, Futbol, Futbolcu, TFF, milli takım, Futbol Kulüpleri,
Kulüp ile TFF arasındaki hukuki ilişki, futbolcu ile TFF arasındaki hukuki ilişki.
Abstract
International competitions are being held in almost each sports branch that the
participants are the national elite athletes of those sports branches. These athletes
might be part of a club with a contract as professional players as well as athlete
who has no contract with a club. The athletes cannot refuse the duty of represen-
ting country in an International event which is given by the National Federation
unless he has a valid ground; otherwise he might face disciplinary action (such
as cash fine, banned from competitions etc.). The club, the athlete has contract
with, also might face with enforcements like cash fine. This study will be based
on football, yet the explanations can be put into practise in other branches of
2408 / Cevdet Yavuz’a Armağan Petek
sports if they are suitable. In this study, the consequences of acceptance and re-
fusal of the National Team duty for team and player are analysed after the legal
relationship between club and football player, also legal relationship between
TFF (Turkish Football Federation) and football player are determined.
Keywords: Sports, Football, Football player, TFF, National Team, Football
Clubs, Legal relations between club and TFF, Legal Relations between football
player and TFF.
GİRİŞ
Futbol sporunun tüm dünyada yaygınlaşması, popülerliğinin devam etmesi ve
artması, ülkeler arası dostluk ilişkilerinin kurulması ve güçlenmesi, kültürel ve sportif
etkilenmelerin gerçekleşmesi, futbolcular ile teknik direktörler ve ülkelerin tanıtı-
mının sağlanması, ekonomi ve turizm alanına katkı vermesi gibi sebeplerle UEFA
gibi kıta konfederasyonları veya FIFA tarafından hazırlık maçı veya resmî nitelikte
millî maçlar organize edilmektedir. Her konfederasyon ve ülkede millî maçlara ilişkin
kuralların aynı şekilde uygulanabilmesi için FIFA tarafından düzenlemeler yapılmak-
tadır. TFF tarafından da FIFA düzenlemeleri esas olmak üzere millî maçlar konusun-
da bazı hükümler getirilmiştir. Çalışmamızda bu hükümler sayesinde millî maçlarla
ilgili olarak futbolcu ile kulübü, kulüp ile TFF ve futbolcu ile TFF arasındaki hukukî
ilişkiler incelenecektir.
Futbolcunun millî takım maçlarına katılması, hem futbolcunun deneyim ka-
zanması, hem de uluslararası alanda kendisini göstermesi ve böylece transfer piya-
sasında değerinin artması sebebiyle oldukça önem taşımaktadır1. Ülkeler de (ulusal
federasyonlar) millî takımları sayesinde uluslararası camiada tanınmakta, prestij ka-
zanmakta, ekonomik bakımdan da büyük yarar elde etmektedir. Fakat, kulüpler ba-
kımından ise, millî takım maçları büyük bir risk taşımaktadır. Zira, millî takım maç-
larında, millî duyguların etkisiyle hırsla oynayan bir futbolcunun sakatlanma olasılığı
çok fazladır. Futbolcusu sakatlandığı takdirde, onun işgücünden yoksun kalacak, bu
yüzden önemli maçları, kupaları, şampiyonlukları kaybedecek ve dolayısıyla maddî
açıdan zor durumda kalacak bir kulübün, futbolcusunun millî maçlara katılmasına
izin vermek istememesini veya izin verse bile sakatlanmaması yolunda futbolcusunu
uyarmasını anlamak hiç de zor değildir. Bunun dışında, kendisine ihtiyaç duydu-
ğu bir anda futbolcusunun millî maç sebebiyle kulübüne katkı sağlayamıyor olma-
sı da, kulüpler bakımından olumsuz bir durum olarak görünmektedir2. Karşılıklı
1 Väth, Heinrich: Fußballspielen als Beruf (in: Verkaufte Faszination, 30 Jahre Fußball-Bundesli-
ga, Hrg. Klaus Hensen, Essen 1993), s.144-145.
2 Millî takıma oyuncu vermek, 1980’li yılların başına kadar, kulüpler için bir gurur kaynağı olduğu
hâlde, şimdilerde bu prestij niteliği değişerek, sonuçlarının da hesaplanması gereken bir alışveriş
olarak algılanmaya başlanmıştır. Prestij, artık “millî” bir prestij olmaktan çok, takımın kalitesinin
Futbolcu İle Kulübü ve Millî Takım Arasındaki Hukukî İlişkiler 2409
menfaatlerin söz konusu olduğu bu konuda, futbolcuların millî takım hazırlıklarına
veya maçlarına katılıp katılmamaları, onların veya kulüplerin arzusuna bırakılmış
değildir3; haklı bir sebep olmaksızın katılmama, hem futbolcu hem de kulübü ba-
kımından ulusal federasyonlar tarafından disiplin cezasına hükmedilmesini gerektir-
mektedir.
Millî takım görevlendirmesi sebebiyle futbolcu ile kulübü, federasyon ile kulüp
ve özellikle federasyon ile futbolcu arasındaki ilişkiler aşağıda ayrıntılarıyla incelen-
miştir. Futbolcu ile kulübü ve federasyon ile kulüp arasındaki hukukî ilişkiye yönelik
doktrinde ve yargı kararlarında değerlendirmeler yapılmış olmakla birlikte, federas-
yon ile futbolcu arasındaki ilişki -tespit edebildiğimiz kadarıyla- şimdiye kadar hiçbir
şekilde irdelenmemiştir.
I. Futbolcu İle Kulübü Arasındaki İlişki
Profesyonel Futbolcu Sözleşmesi, profesyonel takım kurmasına izin verilen ve
profesyonel futbolcu istihdam etmek isteyen kulüpler ile futbol sporunu bir kulübe
sözleşmeyle bağlı olarak, bu sözleşmenin kendisine yüklediği sorumluluk altında ve
bir ücret karşılığında yapmak isteyen futbolcu arasında kurulan bir sözleşmedir. Do-
layısıyla bu sözleşmenin konusu, futbolcunun ücret karşılığında kulübü için futbol
oynamayı taahhüt etmesi, gücünü ve mesaisini bu amaç uğruna harcamayı yüküm-
lenmesi; kulübün de, bunun karşılığında futbolcuya ücret ödemeyi üstlenmesidir4.
Profesyonel Futbolcu Sözleşmesi, esas itibariyle futbolcunun kulübü için fut-
bol oynamayı taahhüt ettiği (üstlendiği), yani bir iş görme edimini yükümlendiği
sözleşmedir. İş görme edimini içeren sözleşmelerde, taraflardan biri (iş gören), diğer
tarafa (iş sahibine) karşı, daima bir iş görme borcu altına girmekte ve o, bu borcunu
iş görme olarak nitelendirilen bir faaliyette bulunmak suretiyle yerine getirmekte-
dir. Bu sebeple, Profesyonel Futbolcu Sözleşmesi de, iş görme sözleşmeleri içinde
değerlendirilmelidir. Sözleşmenin unsurları olarak iş görülmesi, süreklilik, ücret, ba-
ve başarısının tescil edilmesi itibariyle, kulüp kimliği adına duyulan bir prestijdir. Kulüplerin
teknik direktörlerinin, millî takıma giden futbolcularının sakat dönmesinden yakınması, ku-
lübün futbolcusuna ihtiyacı olduğu bir dönemde gereksiz yere (örneğin, “önemsiz, iddiasız” bir
maç için) millî takım kampına çağrılmasını protesto etmesi, normal olaylardan olmuştur (Bora,
Tanıl/Erdoğan, Necmi: Dur Tarih, Vur Türkiye (içinde: Futbol ve Kültürü, Derleyenler: Roman
Horak / Wolfgang Reiter / Tanıl Bora, 2. Bası, İstanbul 2001), s.234-235).
3 Basın ve yayın organlarında “millî takımı bırakıyor, millî takımdan affını istedi, millî takıma veda
etti” gibi haberlerin yapıldığı görülmektedir. Bir futbolcunun tek taraflı iradesiyle millî takıma
katılmaktan kaçınması mümkün değildir. Fakat millî takım yöneticileri, millî takımda yer almak
istemeyen futbolcuları (isteksiz olmaları sebebiyle) genellikle takıma almadıklarından, futbolcunun
görev almak istemediğine ilişkin beyanları dolaylı olarak haberlerdeki sonuca yol açmaktadır.
4 Petek, Hasan: Profesyonel Futbolcu Sözleşmesi, Ankara 2002, s.33.
2410 / Cevdet Yavuz’a Armağan Petek
ğımlılık, sözleşmenin genel ve özel hükümleri hakkında anlaşma belirtilmelidir. Bu
unsurlardan hareketle, sözleşmenin hukukî niteliği hizmet sözleşmesi olarak tespit
edilmelidir5.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 393. maddesinin birinci fıkrasına göre;
“Hizmet sözleşmesi, işçinin işverene bağımlı olarak belirli veya belirli olmayan süreyle
işgörmeyi ve işverenin de ona zamana veya yapılan işe göre ücret ödemeyi üstlendiği söz-
leşmedir.”
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinin birinci fıkrasına göre ise, “Bir iş söz-
leşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut
tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren, işçi ile işveren arasında kurulan
ilişkiye iş ilişkisi denir. İşveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddî olan
ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir.”
Futbolcunun yaptığı faaliyet, bir hizmet edimini, bir kulübe bağlı olarak üc-
ret karşılığında ifa etmektir. Bu itibarla, futbolcu hizmet ifa ettiği için, sözleşmenin
hukukî niteliği iş görme sözleşmelerinden hizmet sözleşmesidir. İş Kanunu’nda da,
genel olarak bir hizmet sözleşmesiyle işverene bağlı olarak çalışma ilişkileri düzenlen-
diği için, Profesyonel Futbolcu Sözleşmesi’nin de, İş Kanunu’na tâbi olduğu düşü-
nülebilir. Çünkü İş Kanunu işçiyi çok daha fazla koruyan düzenlemeler getirmiştir.
Fakat İş Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde sporcular hakkın-
da İş Kanunu hükümlerinin uygulanmayacağı açıkça ifade edildiğinden, futbolcu ile
kulübü arasındaki ilişkiye, Borçlar Kanunumuzun hizmet sözleşmesine ilişkin 393 ve
sonraki hükümlerinin uygulanması gerekir6.
Futbolcu ile kulübü arasında bir hizmet sözleşmesi bulunduğundan, futbolcu-
nun sözleşme süresi içerisinde sadece kulübüne karşı edimini ifayla yükümlü olduğu,
eğer geçici transfer sözleşmesi yapılmışsa bu sözleşmenin geçerli olduğu dönemde
geçici olarak transfer olduğu kulübüne karşı yükümlülüklerini yerine getireceği kabul
5 Sözleşmenin unsurları ve hukukî niteliği hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Petek, s.35 vd.
6 Futbolcu ile kulübü arasındaki ilişkinin hizmet sözleşmesi olması sebebiyle Borçlar Kanunu hü-
kümlerine tâbi olması gerekmekle birlikte, TFF tarafından yapılan düzenlemeler profesyonel fut-
bolcu ile kulübü arasındaki hizmet sözleşmesini geniş ölçüde etkileyen hükümler içermektedir.
TFF tarafından çıkarılan Profesyonel Futbolcuların Statüsü ve Transferleri Talimatı’nda, profes-
yonel futbolcular ile kulüpler arasında yapılacak sözleşmelerin şartları belirlenmiş, sözleşmelerin
süresi, sözleşmelerin yapılma zamanı, her iki taraf için sözleşmeden doğan yükümlülükler, söz-
leşmelerin hangi şartlarla feshedilebileceği, futbolcuların kulüplerinden ayrılarak başka kulüp-
lere geçmeleri gibi konular, ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Bu bakımdan, Borçlar Kanunu’nun
emredici hükümlerine aykırı olmayan bu Talimat hükümleri ile Futbol Federasyonu’nun diğer
Talimatları ve diğer özel kuralların (FIFA Talimatları gibi) öncelikle uygulanması gerekir. Ancak,
kulüp ile futbolcu arasındaki ilişkiyi düzenleyen bu Talimat’ta ve diğer Talimatlarda bir hüküm
bulunmadığı takdirde, işin niteliğine uygun düştüğü ölçüde Borçlar Kanunu’nun hizmet sözleş-
mesine ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekir (Petek, s.46, dn.29).
Futbolcu İle Kulübü ve Millî Takım Arasındaki Hukukî İlişkiler 2411
edilmektedir7. Futbolcu ile TFF veya kulüp ile TFF arasında sözleşmeden kaynak-
lanan (örneğin ödünç iş ilişkisi gibi) bir ilişki bulunmamakla birlikte, futbolcunun
millî takıma gönderilmesi durumunda da, futbolcunun bu süre içerisinde kulübüyle
ilişkisinin askıya alındığı, futbolcuya talimat verme ve ondan futbol oynamasını iste-
me hakkının TFF’ye geçtiği sonucuna varılmalıdır8.
Federasyon tarafından talep edilen futbolcuyu kulübü millî takımda görevlen-
dirmezse, futbolcuyu kendi müsabakalarında da oynatamaz; aksi takdirde söz konu-
su futbolcunun katıldığı bütün karşılaşmalarda ilgili kulüp hükmen mağlup sayılır
(FIFA Talimatı Ek 1 m.6/2).
II. Kulüp İle Türkiye Futbol Federasyonu Arasındaki İlişki
Çatı organizasyon olarak her ülkede ve her spor branşında, o sporla ilgili tüm
faaliyetleri idare etmekle ve geliştirmekle görevli olan Federasyonlar, uluslararası
alanda da (UEFA veya FIFA gibi organizasyonlarda) o spor dalında ülkelerini temsil
etmektedir. Tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de futbol en popüler spor dalı
olma özelliğine sahiptir. Bu sporun ulusal ve uluslararası kurallara göre yürütülme-
si, teşkilâtlandırılması, geliştirilmesi ve Türkiye’nin futbol konusunda yurt içinde
ve yurt dışında temsil edilmesi, TFF tarafından sağlanmaktadır9. Bu kadar önemli
bir konumda olmasına rağmen, özellikle 5894 sayılı Kanun’dan önce TFF’nin hu-
kukî niteliğinin açık bir şekilde ortaya konulması mümkün olamamaktaydı. Bunun
sebebi, Federasyon’un kurulması, teşkilât, görev ve yetkilerine ait esas ve usûllerin
düzenlenmesi amacıyla çıkarılan 3813 sayılı Kanun’la (ve daha sonra bu Kanun’da
yapılan değişikliklerle) getirilen hükümlerin, özel hukuk veya kamu hukuku tüzel
kişilerinden farklı bir yapı ortaya koymasıydı.
Tarihsel süreç içerisinde birçok kanun kapsamında (3289, 3461, 3813, 5719
sayılı Kanunlarla) hukukî niteliği farklı görünüm arz eden TFF, 5.5.2009 tarihin-
de kabul edilen 5894 sayılı Kanun’la farklı bir yapılanma içerisine girmiştir10. Bu
şekilde, yukarıdaki kanunlarla sağlanan gelişim son hâlini almıştır. Hukukî niteliği
7 Geçici transfer ve hukukî niteliği hakkında bkz. Petek, s.307 vd.
8 Kulübün emir ve talimat verme yetkisi, profesyonel futbolcunun millî takım kampı ve maçları
sırasında belirlenen dönem için federasyona geçmektedir (Baştürk, Faruk: İş Hukukunda Pro-
fesyonel Futbolcu, İstanbul 2007, s.180).
9 TFF, bağlı olduğu uluslararası federasyonun (UEFA ve FIFA) ülkesel anlamda verdiği düzenleme
ve denetleme görevini 5894 sayılı Kanun’dan almış olduğu yetkiler dâhilinde kullanan bir ulusal
futbol federasyonudur (Koçak, Talat Emre: Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu, Anka-
ra 2007, s.43).
10 TFF’nin değişik kanunlarla geçirdiği evrim üzerine ayrıntılı bir değerlendirme için bkz. Ertaş,
Şeref / Petek, Hasan: Spor Hukuku, 2.Bası, Ankara 2011, s.193 vd.
2412 / Cevdet Yavuz’a Armağan Petek
bakımından TFF’nin, 5719 sayılı Kanunla getirilen, özel hukuk hükümlerine tâbi,
kanunla kurulan özel statüde bir dernek olma niteliği pekiştirilmiştir11.
Kanaatimizce TFF, özel hukuk tüzel kişilerinden -özel statüde bir- dernek ni-
teliğindedir. Kamu hukuku tüzel kişilerinin kanunla veya kanunun verdiği yetkiye
dayanılarak idarî işlemle kurulmalarına karşılık, özel hukuk tüzel kişilerinin kuruluşu
-kural olarak- hukukî bir işleme dayanır; bazı özel hukuk tüzel kişileri ise kanun-
la kurulmuştur12. TFF de 1923 yılındaki ilk oluşumunda dernek birliği (üst kuru-
luş-federasyon)13 şeklinde kurulmuştur. Futbol kulüpleri özel bir dernek statüsünde
11 Doktrinde, 5894 sayılı Kanun’dan sonra bile TFF’nin kamu tüzel kişisi olarak değerlendirilmesi
gerektiği, zira bir tüzel kişinin özel hukuk hükümlerine tâbi tutulmasının onu özel hukuk tüzel
kişisi hâline getirmeyeceği, kamu düzeni, sporun geliştirilmesindeki kamu yararı, kamu hizmeti
niteliği taşıyan spor etkinlikleri ve spor karşılaşmalarından elde edilen kamu hizmetine yönelik
gelirler de dikkate alındığında TFF’nin kamu tüzel kişisi görünümünde olduğu ifade edilmiştir
(Özelçi, Aytaç: Türkiye Futbol Federasyonu’nun Türk Hukukundaki Yeri, Ankara 2010, s.97-
98). Bu görüşe karşı, bir tüzel kişinin kanunda özel hukuk hükümlerine tâbi tutulmuş olması
onu özel hukuk tüzel kişisi hâline getirmeyecekse, kanunda niçin bu ifadenin (özel hukuk hü-
kümlerine tâbi) kullanıldığı sorusu sorulabilir; TFF kamu tüzel kişisi sayılacaksa, kanunda bunun
açıkça ifade edilmemesinin gerekçesi de ikinci olarak sorulmalıdır. Belki bu sorulara cevap olarak,
UEFA ve FIFA gibi futbolun uluslararası örgütlerinin spora devletin müdahalesini hoş görme-
meleri sebebiyle ve futbolu (futbol federasyonunu) bir kanunla düzenleyen birkaç ülkeden biri
olan Türkiye’ye (aslında TFF’ye) karşı yaptırım uygulamalarından kaçınmak amacıyla kanuna
“özel hukuk hükümlerine tâbi” ifadesinin konulduğu, fakat tarihsel süreçte de görüldüğü gibi
spordan (özellikle futboldan) devletin elini çekememesi verilebilir. Bununla birlikte, sırf kanunda
böyle bir ifadenin kullanılmasının UEFA ve FIFA’yı tatmin etmeyeceği, fiiliyatta da özel hukuk
hükümlerinin uygulanması sebebiyle TFF’ye herhangi bir yaptırım uygulanmadığı belirtilebilir.
Anayasa Mahkemesi’nin bir kararının (6.1.2011, E.2010/61, K.2011/7 - RG.: 26.2.2011,
S.27858) karşı oy yazısında, TFF’nin bir kamu tüzel kişisi olduğu şu ifadelerle savunulmuştur:
“TFF’nin kanunla kurulması, tüm gelirlerinin her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olması (5794
s.y.15.mad) disiplin cezası verebilmesi (5894 s.y. mad. 11) ve futbol alanında tekel durumunda
olması gibi bir takım kamu gücü ayrıcalıkları ile donatılması; görevleri ve yetkileri yönünden ince-
lendiğinde de; haklarını, sorumluluklarını ve borçlarını doğrudan etkileyen tek taraflı, idarî ve icraî
nitelikte işlemler yapabilmesi, işlemlerini kamu gücünü kullanarak yerine getirmesi, ayrıca futbol
seyircileri bakımından kamu düzenini doğrudan ilgilendiren konularda kararlar alması ve kararlarla
ilgili yaptırımları belirleme yetkisinin bulunması, bu Kuruluşun bir kamu kurumu olduğunu göster-
mektedir. Öğretide de açıklanan hukukî nitelikleri nedeniyle TFF’nin bir kamu tüzel kişisi olduğu
kabul edilmektedir.”
12 Örneğin, özel hukuk tüzel kişisi niteliği taşımasına rağmen Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlen-
dirme Vakfı, 3388 sayılı Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı Kanunu’yla kurulmuştur.
Yine özel hukuk tüzel kişisi niteliğinde, dernek olarak faaliyet gösteren Türkiye Kızılay Derneği
ve Türk Hava Kurumu’nun tüzüklerini onaylamaya Bakanlar Kurulu yetkilidir (DK.m.27/VI).
Dernekler Kanunu hükümlerine göre kurulan Türkiye Jokey Kulübü de, TFF gibi geniş kamusal
yetkilerle donatılmıştır.
13 1920’li yıllarda hem kamu yararı gözeten dernek statüsü kazanan ve hem de Türkiye’yi dışarıda
temsil etmeye hükümetçe yetkili kılınmış tek spor örgütü olan Türkiye İdman Cemiyetleri İt-
tifakı (TİCİ), Türk sporcularının 1924 Paris Olimpiyat Oyunlarına katılabilmelerini sağlamak
amacıyla, ilgili spor dallarındaki uluslararası federasyonlara üyelik başvurusunda bulunmuştur.
Türk sporunun ilk teşkilâtı olan Türk İdman Cemiyetleri İttifakı’nın kurulmasının ardından
Yusuf Ziya Öniş başkanlığında ilk Türk Futbol Federasyonu 1923 yılında Şehzadebaşı’ndaki Le-
Futbolcu İle Kulübü ve Millî Takım Arasındaki Hukukî İlişkiler 2413
olduğuna göre, onların bir araya gelmesi de, özel bir birlik şekli olan federasyondur.
Bu birliğin kanunla kurulması ve kamusal hizmetler yürütmesi, onun bir özel hukuk
tüzel kişisi (özel statüde bir dernek) olma niteliğine zarar vermez14.
Dünyanın başka ülkelerinde de futbol federasyonlarının dernek statüsünde ol-
dukları görülmektedir15. Örneğin, Almanya’daki futbol faaliyetlerini yürütmek üze-
re, merkezi Frankfurt (Main) olarak kurulan Alman Futbol Konfederasyonu [Deuts-
cher Fußball-Bund (DFB)], Alman Medenî Kanunu (BGB) § 55 ve devamı ile § 21
anlamında tescilli, hukukî işlem ehliyetine sahip bir dernektir; üyeleri de, federal lig
kulüpleri ve lisanslı ligin sermaye şirketleri, bölgesel ve eyalet olarak faaliyet göste-
ren federasyonlardır. DFB’ye üye olan kulüpler arasındaki maçların yapıldığı Federal
Futbol Ligi, DFB’nin bir dernek olarak yaptığı faaliyetlerden biridir.
tafet Apartmanı salonunda yapılan toplantıda “Futbol Heyet-i Müttehidesi” adıyla kurulmuştur.
Görüldüğü gibi, TFF’nin kuruluşunda tamamen spor kulüplerinin iradesi etkili olmuştur.
5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun 2/g hükmüne göre “Üst kuruluş: Derneklerin oluşturduğu tüzel
kişiliği bulunan federasyonları ve federasyonların oluşturduğu konfederasyonları” ifade eder. Medenî
Kanunumuzun 96. maddesine göre de, federasyonlar, kuruluş amaçları aynı olan en az beş der-
neğin, amaçlarını gerçekleştirmek üzere üye sıfatıyla bir araya gelmeleriyle kurulur; her federas-
yonun bir tüzüğü bulunur. Diğer federasyonların tüzükleri kurucuları tarafından hazırlanmakta
ve Genel Kurul tarafından değiştirilmekte olmasına karşın, TFF’nin tüzük niteliğindeki Kanunu,
Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından çıkarılmakta ve değiştirilmektedir.
14 Futbol kulüplerinin bir araya gelerek, federasyonu oluşturdukları söylenmekle birlikte, federas-
yonun üyelerinin sadece futbol kulüplerinden ibaret olmadığı da görülmektedir. Gerçekten de,
TFF Statüsü’nün 9. maddesine göre TFF’nin üyeleri şunlardır: a) Türkiye Profesyonel futbol
liglerinde yer alan kulüpler; b) Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu; c) Profesyonel
Futbolcular Derneği; d) Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği; e) Türkiye Faal Futbol Hakemleri
ve Gözlemcileri Derneği; f) Bünyesinde futbol faaliyeti bulunan engelliler spor federasyonları;
g) FIFA veya UEFA İcra Kurulu’nda aktif görev yapan kişiler; h) FIFA veya UEFA’nın komitele-
rinde fiilen en az 10 yıl görev yapan kişiler; i) TFF başkanlığını asaleten yapmış kişiler; j) Genel
Kurul tarafından üyeliğe kabul edilecek diğer kişiler. Federasyonun özel statüde bir üst birlik
olarak tanımlanması, sadece futbol kulüplerinin değil, futbolla ilgili diğer kişi ve kuruluşların da
üye olabilmesine imkân sağlar.
Aynı şekilde Federasyon, şirketleşen kulüpler bakımından da üst birlik niteliği taşır. TFF Sta-
tüsü’nün 76. maddesinin beşinci fıkrasına göre “Futbolla uğraşan bir kulüp futbol şubesini ilgili
kanun ve yönetmelikler doğrultusunda kurulmuş bir anonim şirkete devredebilir.” Bu şekilde şirket-
leşen kulüpler hakkında da Federasyon karar almakta, onların faaliyetlerini de düzenlemektedir.
15 Spor federasyonları, piramitsel formlu bir yapıya sahiptir. Bir spor derneği, spora ilgi duyan kişi-
lerin bir araya gelmesiyle kendi yerel bölge, alan veya şehir spor birliğinin bir üyesidir. Bunlar bir
araya gelerek diğer ulusal üst kuruluşları oluşturur. Ulusal üst kuruluşların bir araya gelmesiyle
de, uluslararası üst kuruluşlar ortaya çıkar. Uluslararası Olimpiyat Komitesi bile, İsviçre Medenî
Kanunu’na tâbi 115 üyeli bir dernektir (Vieweg, Klaus: Spor Hukukunun Büyüsü, Erlangen
2010 (Çev: Mehmet Arslan), s.7-8).
2414 / Cevdet Yavuz’a Armağan Petek
Benzer şekilde, İsviçre’de kurulan UEFA16 ve FIFA17 da, İsviçre Medenî Kanunu
hükümlerine tâbi dernek şeklinde tüzel kişiliğe sahip özel hukuk kuruluşlarıdır.
TFF Statüsü’nün 9. maddesine göre, Türkiye profesyonel futbol liglerinde yer
alan kulüpler federasyonun üyeleri arasındadır. Kulüplerin federasyon üyesi olmak-
tan kaynaklanan en önemli yükümlülüğü, federasyonun kararlarına uymaktır; aksi
takdirde kulüplerin federasyon tarafından bazı yaptırımlara maruz bırakılması müm-
kündür. Burada piramitsel bir ilişki bulunduğu gözden kaçırılmamalıdır: FIFA’nın
kararlarına uymayan UEFA’nın, federasyonların, kulüplerin ve futbolcuların; UE-
FA’nın kararına uymayan federasyonların, kulüplerin ve futbolcuların; federasyonla-
rın kararlarına uymayan kulüplerin ve futbolcuların; kulüplerin kararlarına uymayan
futbolcuların yaptırımlarla karşı karşıya kalması muhtemeldir. Dolayısıyla, spor hu-
kuku kurallarına aykırılığın, bu şekilde zincirleme bir etki yarattığı belirtilmelidir.
16 UEFA (Avrupa Futbol Federasyonları Birliği - Union of European Football Associations), İtal-
ya, Fransa ve Belçika futbol federasyonları arasındaki görüşmeler sonrasında 15 Haziran 1954
tarihinde İsviçre’nin Basel şehrinde kurulmuştur. 1959 yılına kadar Fransa’nın Paris şehrinde
olan kurum merkezi, 1959 yılında İsviçre’nin Bern şehrine ve 1995 yılında da, bugünkü yeri olan
İsviçre’nin Nyon şehrine taşınmıştır. Kurumun üyeleri, -Kosova ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuri-
yeti hariç olmak üzere- tüm Avrupa devletleri ile Kıbrıs, İsrail, Kazakistan, Ermenistan, Gürcis-
tan, Azerbaycan ve Rusya’dır. Başlangıçta 25 olan üye sayısı, günümüzde 54’e ulaşmıştır. Türkiye,
1962 yılında UEFA’ya üye olmuştur.
UEFA, İsviçre’de kurulan, dernek statüsünde tüzel kişiliğe sahip bir kurumdur. Dolayısıyla, tüzel
kişilere ilişkin İsviçre mevzuatına tâbidir. Bunlardan en önemlisi de, İsviçre Medenî Kanunu’nun
derneklere ilişkin 60 ve devamı maddeleridir. Türk Medenî Kanunu’nun 56 ve devamı madde-
lerini karşılayan bu hükümlerde, derneklerin faaliyetlerini yürütebilmeleri için, kanunî sınırla-
malar çerçevesinde istedikleri düzenlemeyi yapabilecekleri ifade edilmiştir. Dolayısıyla, dernek
statüsündeki UEFA da, amacı çerçevesinde faaliyette bulunabilmek için, direktifler, yönetme-
likler, talimatlar aracılığıyla her türlü düzenlemeyi yapma özgürlüğüne sahiptir; bunun içerisine,
yapılan faaliyetlerde uygulanacak disiplin düzenlemelerinin oluşturulması da girmektedir. Bir
devletin anayasasını, kanunlarını, tüzüklerini ve yönetmeliklerini oluşturması gibi, UEFA da ya-
pısını, organlarını ve faaliyetlerini düzenleyecek her türlü işlemi ve düzenlemeyi yapma yetkisine
ve hakkına sahiptir. Bunları yaparken, İsviçre Hukuku ve özellikle İsviçre Medenî Kanunu’nun
derneklere ilişkin hükümleri yanında, üyesi olduğu FIFA’nın düzenlemeleri de, UEFA’yı sınırla-
yan hukuk kaynaklarıdır (Ertaş/Petek, s.284-285).
17 FIFA (Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği - Fédération Internationale de Football Asso-
ciation) 21 Mayıs 1904 tarihinde Fransa, Belçika, Hollanda, Danimarka, İspanya, İsveç ve İs-
viçre federasyonlarının katılımıyla Paris’te kurulmuştur. 1909 yılına kadar Avrupa’daki futbol
federasyonlarının birliği olarak anılan FIFA, Güney Afrika, Arjantin, Şili ve ABD’nin de katılı-
mıyla uluslararası bir futbol federasyonları birliği hâline gelmiştir. TFF, 21 Mayıs 1923 tarihin-
de FIFA’nın üyesi olmuştur. FIFA, kıtalara göre ayrılan altı konfederasyondan (Avrupa, Güney
Amerika, Asya, Afrika, Kuzey ve Orta Amerika ve Karayipler, Okyanusya) oluşan bir birliktir ve
üye sayısı 208’dir. İsviçre Medenî Kanunu’nun 60. maddesi uyarınca hâlen İsviçre’de tescilli bir
dernek olan FIFA’nın genel merkezi de İsviçre’nin Zürih kentindedir. Dünya futbolunun en üst
kuruluşu niteliğindeki FIFA’nın üyeleri ulusal federasyonlar ile ulusal federasyonların bulunduk-
ları bölgelere göre oluşturulmuş futbol konfederasyonlarıdır. Türkiye, Avrupa konfederasyonuna
(UEFA) bağlıdır. Kıtasal sınırlar coğrafyayla sınırlandırılmayıp ekonomik ve sosyal ilişkiler de
dikkate alındığından, İsrail ve Türk cumhuriyetleri de UEFA’ya üyedir.
Futbolcu İle Kulübü ve Millî Takım Arasındaki Hukukî İlişkiler 2415
Yukarıda da belirtildiği üzere, FIFA ve UEFA’nın futbolcuların millî maçlara
katılımı konusunda aldığı kararlara uymayan federasyonların, kulüplerin ve futbol-
cuların, çeşitli yaptırımlarla karşılaşması söz konusudur. Bu bağlamda kulüplerin,
özel bir dernek statüsünde olan federasyonların üyesi olmaktan kaynaklanan bu yü-
kümlülüklerine aykırı davranması, kulüp için yaptırımların uygulanması sonucunu
doğurur.
Dernek üyesinin yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda uygulana-
cak yaptırımlar dernek tüzüğüyle belirlenebilir; fakat bunun yanında dernek içi dü-
zenleyici işlemler de bu konuda önem taşır. Örneğin TFF’nin, üyesi olan kulüplerin
futbolcularını millî takımlara göndermemesi durumunda uygulayacağı yaptırımlar
Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’da veya TFF
Statüsü’nde düzenlenmemiş olmakla birlikte, TFF Futbol Disiplin Talimatı’nın 51.
maddesinde; yayın yoluyla veya yazılı tebligata rağmen haklı bir sebebi olmaksızın
resmî veya özel millî müsabakalara veya hazırlık çalışmalarına katılmayan veya geç
katılan veya çalışma ve müsabaka yerini terk eden futbolcuların iki aydan bir yıla
kadar müsabakalardan men cezasıyla cezalandırılacağı18; ihlalin niteliğine göre fut-
bolcunun bağlı bulunduğu kulübe de 65.000 TL ila 130.000 TL arasında para ce-
zası verileceği belirtilmiştir19. Üyenin (kulübün) yükümlülüğüne uymasını sağlamak
amacını güden bu yaptırımlara dernek cezası denilmektedir. Dernek cezaları özel
hukuka ilişkin yaptırımlar olup, kamu otoritesine dayanılarak verilen cezalardan de-
ğildir; özel hukuk hükümlerine tâbi TFF’de bu şekilde bir kamusal otoritenin söz
konusu olamayacağı açıktır. Dernek cezaları, dernek ile üyesi arasındaki ilişkiden
kaynaklanan ve üyenin bu ilişki kurulurken kabul ettiği yaptırımlar olduğundan,
üyenin yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde verilen bir para cezası, cezaî şart
olarak kabul edilebilir20.
18 Aşağıda ayrıntılı olarak belirtileceği üzere, TFF’nin üyesi kulüpler olup, TFF ile futbolcular ara-
sında üyelik ilişkisi bulunmamaktadır. Bu sebeple, TFF’nin futbolcular üzerinde disiplin cezası
uygulayabilmesi, üyesi olan kulüpler üzerinden dolaylı olarak gerçekleşmektedir.
19 Talimatın düzenlemesinde, futbolcunun kulübüne 65.000 TL ila 130.000 TL arasında para ce-
zası verileceği kesin bir şekilde belirtilmiştir; fakat para cezasının miktarının ihlalin niteliğine
göre tespit edileceği anlamı çıkmaktadır. Kulübün bilgisi veya isteği doğrultusunda yayın yoluyla
veya yazılı tebligata rağmen haklı bir sebebi olmaksızın resmî veya özel millî müsabakalara veya
hazırlık çalışmalarına katılmayan veya geç katılan veya çalışma ve müsabaka yerini terk eden
futbolcular bakımından kulübüne de para cezası verilebilmesi makul görülebilirse de, örneğin
kulübün hiçbir bilgisinin veya isteğinin olmadığı bir durumda çalışma ve müsabaka yerini terk
eden futbolcu için kulübüne de para cezası verilebilmesi uygun değildir. Bununla birlikte, burada
kulübün kusuruna dayanmayan objektif bir sorumluluk yaratılması, futbolcu yanında kulübe de
her halükârda ceza verilerek millî takım görevlendirmesinin icrasının sağlanmak istenmesi amacı
göz önünde bulundurulduğunda, asgari seviyeden olsa bile kulübe verilen para cezasının iptali
mümkün gözükmemektedir.
20 Oğuzman, M.Kemal / Seliçi, Özer / Oktay-Özdemir, Saibe: Kişiler Hukuku (Gerçek ve Tüzel
Kişiler), 14.Bası, İstanbul 2014, s.309.
2416 / Cevdet Yavuz’a Armağan Petek
Millî takım konusundaki yükümlülüğüne aykırı davranan kulübe karşı TFF
para cezası şeklinde bir disiplin cezası uygulamakla birlikte, kulüplerin başka yüküm-
lülüklerine aykırılık hâlinde başka disiplin cezaları da (Futbol Disiplin Talimatı’nda
öngörülen ihtar, kınama, ödüllerin iadesi, ihraç, müsabakadan men, soyunma odası
ve yedek kulübesine giriş yasağı, stadyuma giriş yasağı, hak mahrumiyeti, lisansın
askıya alınması, lisansın iptali, transfer yasağı, saha kapatma, tribün kapatma, seyir-
cisiz oynama, hükmen mağlubiyet, puan indirme, bir alt lige düşürme cezalarından
kulübe uygun olanları) uygulanmaktadır. Kanaatimizce kulüp aleyhine uygulanan
bu cezalardan parasal önem taşıyanlar cezaî şart niteliği taşımaktadır; aslında kulübe
karşı hükmedilen bütün disiplin cezalarının parasal bir değeri bulunmaktadır. Ödül-
lerin iadesinde bile, manevî değeri daha büyük olmakla birlikte, az çok maddî değeri
bulunan kupa veya madalya gibi değerlerin iadesi sağlanmaktadır.
III. Futbolcu ile TFF ve Millî Takım Arasındaki İlişki
A) Genel Olarak
Yukarıda tespit edildiği üzere, kulüp ile futbolcu arasında bir hizmet sözleşmesi
söz konusudur. Bu sözleşmenin gerektiği şekilde ifa edilebilmesi için, kapsamı TFF
tarafından çizilen düzenlemeler bulunmaktadır. 5894 sayılı Türkiye Futbol Fede-
rasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 1. maddesine göre bu kanunun
amacı, her türlü futbol faaliyetlerini millî ve milletlerarası kurallara göre yürütmek,
teşkilâtlandırmak, geliştirmek ve Türkiye’yi futbol konusunda yurt içinde ve yurt
dışında temsil etmek üzere, özel hukuk hükümlerine tâbi, tüzel kişiliğe sahip, özerk
TFF’nin kurulması, teşkilât, görev ve yetkilerine ait esas ve usulleri düzenlemektir.
Kanun’un 3. maddesinde TFF’nin görevleri ayrıntılı bir şekilde belirtilmiş, özellikle
çalışma konumuz bakımından önem taşıyan (d) bendinde “Her düzeyde müsabakalar
düzenlemek ve millî takımlar ile kulüp takımlarının uluslararası müsabakalara katıl-
ması ve mücadele edebilmesi için gerekli tedbirleri almak” federasyona bir görev olarak
yüklenmiştir.
Yine TFF Statüsü’nün 2. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde “Yurt içinde
her düzeydeki ligleri teşkilâtlandırmak ve düzenlemek ve kendi millî takımlarının ve
kulüp takımlarının uluslararası turnuvalara kabulünü ve katılımını sağlamak amacıyla
gerekli her türlü tedbiri almak”; (i) bendinde ise, Türkiye’yi futbolla ilgili konular-
da yurt dışında temsil etmek federasyonun görevleri arasında sayılmıştır. Maddenin
ikinci fıkrasına göre de “TFF, yukarıda sıralanan amaçlarını gerçekleştirmek ve uygu-
lamak için gerekli her türlü talimatı, düzenlemeyi ve anlaşmayı yapar ve yetkili kurul
ve organlarının işbu Statü uyarınca ve diğer talimatlar ile düzenleme ve anlaşmalarının
uygulanmasına yönelik kararlar alınmasını sağlar.”21
21 Statü’nün “Uluslararası müsabakalar ve turnuvalar” başlığını taşıyan 77. maddesine göre “(1)
Description:göre sınıflandırıldıktan sonra hakem seçimi, genel listeden sıra usulüne göre yapılır. Tarafların açık .. sıra gelmez. İlk üç zümrede hiçbir mirasçının ve eşin bulunmadığı bir durumda, mi- rasbırakan terekenin tamamı için değil, bir kısmı için mirasçı atamış o