Table Of Content1T1
|ünya bilim ve kültürünün gelişme
sinde İslâm Kültür ve medeniyeti
nin yeri ve önemi artık herkesçe bilin
mekte ve kabul edilmektedir.
Batının aklî ilimler sahasında bu
günkü seviyesine ulaşmasındaki en bü
yük faktörlerden birinin Endülüs Emevî-
leri ile Selçuklu kültürü olduğunu söyle
mek artık bir iddia olmaktan çıkmış ve
kesinlik kazanmıştır. Bu kültür; Emevî,
Endülüs Emevîleri, Abbâsî ve Selçuklu
Devletleri silsilesini takib ederek Os
FATİH. manlılara intikal etmiştir.
SÜLEYMANıYE İslâm dünyasında aklî ve naklî ilim
lerin-dünya kültürüne ışık tutan-bu ge
MEDRESELERI lişmesinde en büyül. pay hiç şüphesiz
MEDRESELER'e düşmektedir.
DERS PROGRAMLARı
Bu medreselerde tarih boyunca
VE okunmuş ve okutulmuş eserlerin ve ilim
lerin neler olduğunu öğrenme imkânımız
ICAZET - NAMELER
mevcuttur. Bu hususta İslâm filozofları,
düşünürleri ve ilim adamları büyük ve
hacimli eserler yazdıkları gibi, ilimlerin
tasniflerini ilmî ve felsefî şekilde ortaya
koymuşlardır. Bu ilimlerin adlarına ve
onlara dair yazılan eserlere bakılacak
olursa, zamanlarında hiç bir dünya me
deniyetinde bu kadar çok ve çeşitli ilim
lere hizmet edildiğini görmek imkânsız
gibidir. Bu kadar çeşitli ve değişik ilim
lere dair yazılan eserlerin pek çoğunun
tarihte vuku bulan yangınlar ve savaş
larda kaybolmasına rağmen, bugün dünya
kütüphanelerinde mevcut eserler gene
de kâfi bir fikir vermektedir. Bu ilimler
den kimlerin neyi okuduğu veya okuttuğu
ve onların kısa biyografileri, aldıkları ica
zetlerden öğrenilebilir. Bunların okuma
ları ve okutmaları ferdî ve şahsî bir ar
zu ve isteğe bağlıydı. Bu arzu ve isteğe
bağlı olarak okumak ve okutmak, her za
man devam ede gelmiştir. Fakat «med
rese» bir müessese olarak ortaya çıkın
Prof. Dr. Hüseyin ATAY ca, o zaman onun programları ile uğraş
mak bir problem olmaya başladı. Bunun
böyle olması da kaçınılmazdı. Çünkü
«medrese» adının mahiyeti de okumayı
m PROF. DR. HÜSEYİN ATAY
gerektirir. Medrese niçin yapıldığının ga olarak ortaya çıkmamıştı. Çünkü zaten
yesini de belirtir ki bu okutmak ve oku adları sahalarını darlaştırmış ve bir de
maktı. O halde neyin veya nelerin okun receye kadar konunun adını belirtmiştir.
ması icab ettiği de kendiliğinden bir so Bu durum karşısında onların programının
run olarak ortaya çıkıyordu. Medreseler da, gelenek haline gelmiş ve her tarafta
le ilgilenen herkes bunu böyle kabul et yaygın olan öğretim programı olduğunda
mişti. Medreselerin kurulmağa başlan şüphe yoktur. Ne var ki, onları, ilim dal
dığı Abbasiler devrinde de programlarla larını ve konularını tahmin etmenin müm
uğraşıldığı bize kadar intikal etmiş bu kün olmasının yanında, okunan kitabın ne
lunmaktadır. olduğu da eldeki bilgiler ve zamanların
da yazılan kitaplar vasıtasıyla tahmin
Medreseden başka binalarda ve
edilebilir.
yerlerde de okunmuş ve okutulmuş İse
de. o binalar aslında başka gayeler için A _ FATİH MEDRESELERİ
yapılmışlardı. Eğitim ve öğretim arızî
a) Ders programları
olarak, rastgele oralarda yapılıyordu. Me
Ama Fatih Sultan Mehmed, kendi
selâ, camiler İbadet ve namaz kılmak
adiyle anılan medreseleri inşa ettirdiği
için, evler ve saraylar oturmak için yapıl
zaman programlarıyla de ilgilenmiş, za
mışlardı. Ama, medrese öyle değildi. Bu
manının bilginleriyle ana dersleri prog
nun İçin camilerde ev ve köşklerdeki öğ
rama ve vakfiyesine koymuştur. Yalnız
retimin proğramları, o anda ders veren
konuları ve ilim dallarını değil, hangi
hocaya veya öğrencinin arzusuna bağlı
ilim dalında hangi kitabın okunması ge
idi. Fakat medrese, İster bir hayır seven
rektiğini de açıklamıştır, işte Osmanlı
ve isterse bir devlet adamı tarafından ya
medreselerinde programlaşma ve prog
pılmış olsun, ders okumak ve ilim tahsil
rama önem verme böylece bir sorun ola
etmek için yapıldığından, yaptıranın ka
rak, günümüze dek sürüp gidecektir. Bu
fasında, kendine göre bir programı mev
eski medrese sorunu, aslında bugünkü
cuttu. Onu, medresenin vakfiyesine yaz
okulların ve üniversitelerin de sorunu
dırmayı ihmal etmezdi, işte böylece med
dur. Her ikisi de öğretim müessesesi ol
resenin ortaya çıkışı ile belli bir öğretim
ması yönünden eski ve yeni olmanın öte
programının uygulanması ister istemez
sinde ortak bir çok sorunlariyle birbirinin
söz konusu edilmeye başlanmıştı. İlk
halef ve selefi olduklarını anlatmış olu
medreselerin programlarına dair bilgile
yorlar.
rimiz pek az olmakla beraber onların ga
yelerine ve ana konularına değinen ve bu Buna rağmen Fatih Medreseleri'nin
hususta biraz ışık tutan bilgiler yok de tam programını elde etmemiz mümkün
ğildir. Medrese, eğer bir devlet veya hü görünmüyor. Fatih Sultan Mehmed her
kümet başkanı tarafından İnşa edilmiş ne kadar bazı ilim dallarını ve kitapla
ise, programına daha çok önem verildiği rını programa koymuşsa da, bunları ana
ve kurucusunun gayesine hizmet edecek ilim dalları kabul etmiş ve geri kalan yar
bir öğretimin takip edildiği görülmekte dımcı (yan) ilim dallarında müderrisleri
dir. serbest bırakmıştır. Bugünkü deyimi ile
bunlar»> esas dersler ve yardımcı dersler
Osmanlılara gelince tarihi bilgiler demek belki daha doğru olur. Bu yolla
den öyle anlaşılıyor ki, İstanbul'un Fet Fatih Medreselerinin ve dolayısıyla on
hine, diğer bir deyimle Fatih Medrese dan sonra geUjn Osmanlı medreselerinin
lerinin kuruluşuna kadar olan devrede, esas dîrs programlarını bir dereceye ka
bir çok medrese yapılmıştı. Genel med dar öğrenme imkânımız doğuyor Yardım
reselerin dışında meselâ Dârü'l-Kurrâ ve cı dertlerin programlarını başka yerler
Dârû'l-Tıb gibi medreselerde neyin oku den tahmini olarak ortaya koymak ge
tulmasının söz konusu edildiği bir sorun rekmektedir.
FATİH-SÜLEYMANİYE MEDRESELERİ DERS PRÛGRAMLAftI VE İCAZET-NÂMELER 173
b) Zaman ve sınıf
1) Resmi belgeler
Programlarla ilgili ikinci bir sorun
Bu belgeleri de sıraya koymak ge
da sınıf ve zaman konusudur. Medrese
rekirse,
sistemi dışmda öyle sanıyoruz ki, kitab
bitirmn veya bir ilim dalında öğrenim a) Medrese ile ilgili kanun-name
yapmaca dikkat edilmiş olduğu anlaşılı ler (tüzükler)
yor. Bunun medrese için de doğru oldu
b) Vakfiyeler (çünkü vâkıfın sözü
ğunu Fatih'in kanun-namelerinden öğ-
nün yerine getirilmesi gerekli)
reniyoıuz. Aşağıda göreceğimiz gibi Fatih
Medrese {»isteminden başlamak üzere c) Diplomalardır. Bunların en kuv
kitapların da yıllara bölündüğü ve sınıf vetlisi kabul edilmesi gereken icazet -
lara göre parça-parça okutulduğunu an namelerdir (diploma). Çünkü bunlarda
lıyoruz. Bu duruma göre Fatih Medrese zikredilen dersler fiilen okunmuşlardır,
leri bize üç öğretim sorunu bırakıyor. İlk a ve b'deki derslerin fiilen okunup okun
sorun program olup bu bir dereceye ka madığı söz konusu olabilir ve bir şüphe
dar daha önce de devlet medreselerinde ortaya atılabilir. İcazet-namelerin ifade
vardı. İkir/cisi sınıflara ayırma ve üçün lerinin daha doğru ve fiilen tatbik edildi
cüsüne d'i yıllara göre öğretimi ayarlama ğine varan kanaat da icazet - nameyi ve
diyebiliriz. Bunun yanında dördüncü bir renin sadakatine ve doğruluğuna bağlıdır.
sorun di«ha vardır ki, bu hoca ile ilgili Aksi ispat edilmedikçe de icazet veren
olup, onon terfi etmesini kademelendir- bir alimin sözünden şüphe etmeye kimse
mek olu/or. nin hakkı olmamalıdır, icazetnameleri
program ve sened olarak müstakil bl-
Fatih Medreseler! yeni bir sistem
başlık altında inceleyeceğiz.
getirirken, bugünkü okullardaki sınıf ve
yıl ilişkisini, zamanın imkanlarına göre
2 — Resmi olmayan belgeler
çözümlediğini anlamak İstiyoruz. Sınıf
ları tek bir medrese de toplamamış. her
İkinci tip kaynak da resmi olmayan
medreseye bir ad vermiş ve bu adla o
yani tatbik edilmesi gerekli ve kanuni
medrese birinci sınıf (iptida i Hâriç) ve
bir zorunluğu olmayan bilgi ve beyanlar
ikinci sınıf (iptida-i Dâhil) olarak tayin
dır. Bunlar da:
edilmiştir. Bu, falanca medrese birinci,
falanca medrese ikinci sınıf demektir. 1) Alimlerin kendi hayatlarını an
Hoca ilk defa mezun olduğu zaman falan latırken okudukları veya okutttukları
ca medreseye tayin ediliyor, oysa o med derslere dair vermiş oldukları bilgilerdir.
rese birinci sınıftır, sonra filanca (ikinci Bunlar her nekadar daha önce icazetler
sınıf) ve falanca medreseye (üçüncü sı de resmiyet kazanmış iseler de, hayat
nıf) tayin ediliyor ve sınıftan sınıfa terfi hikayelerinde bir resmiyeti bildirmek
ediyor, maaşı da ona göre yükseliyor ve için kullanılmamış ve böyle bir resmiyet
her sene de medresesi değişiyor. 1914 de kastedilmemiş olması bakımından
yılından sonra yürürlüğe giren medrese bunlara resmi olmayan bir kaynak naza
nin ıslahatı da buna göre ayarlanıyor. Bu rı ile bakıyoruz.
hususta kesin bilgiler ve cetveller elimiz
2) Medreselerin ders programları
de yoktur. Ancak verilen bilgilerden böy
ile ilgili yazılan eserler ve teklif edilen
le bir sonuca gitmek bizim için mümkün
programlardır. Ancak, bunların tatbik zo
gözüküyor.
runluluğu yoktur ve bu bakımdan yapılıp
c) Programların Tesbiti yapılmadığı veya uygulanıp uygulanmadı
ğının ayrıca tesbit edilmesi gerektiği
Ders programlarını, sınıfları veya
için, bunların resmiliğinin olmadığını ka
yıllan, tesbit etmek hususunda iki türlü
bul etme durumundayız.
malzeme kullanılabileceği kanısındayız.
174 PROF. OR. HÜSEYİN ATAV
3) Bir de daha genel anlamda ilim IV
tahsil etmeye dair yazılan eserlerdir.
Bundan aşağı olan küçük müderris
Bunlar ilimlerin önemlilerinden bahseder
ler
ve kendilerine göre onları tertipler. Han
1) Şerh-I Tevâli
gisi hangisinin yardımcısı veya aslı ol
2) Şerh-I MetâlI
duğu, hangisinin önce ve sonra okunması
3} Mutavval
gerektiğini belirtir. Medreselerde okutu
4) Hâşiye-I Tecrid okutsun
lan ilimlerin tesbiti, sınıfları ve yılları
hususunda bir bilgi edinmek için kaynak Fıkıh metinlerini ve şerhlerini her
ları yukarda ayırdığımız sınıflara göre müderris takati yettiği kadar okutsun.
bulabildiğimizi gözden geçirip onları de
V
ğerlendirmeye çalışacağız.
Tetimmelerde
1) Şerh-I Şemsiye
RESMİ KAYNAKLAR:
2) Onun üstünde olanları da isfa-
I — Kanunlar:
höniye kadar okutsunlar.
a) Öğrenci ve derslerle ilgili tüzük
Ve sonra mulazemete gelsinler.»^
Kanun-i Talebe-I Ulum (Kanun-i ör
Kanunımmenin Tahlili
fiye-! Osman!)
Bu tüzükte şu noktaları tesbit et
Bu kanun'un en eski ve dolayısıyla
mek mümkündür.
Fatih'e alt, ve adına yaptırdığı medrese
nin tüzüğü olduğu sanılmaktadır. Fatih'in Birincisi, beş kademeye veya mer
medreselerinin ders programlarını Molla tebeye ayırdığımız bu programdaki ders
Husrev ile Ali Kuşçu ve Mahmut Paşa'- lerin sayıları bakımından aralarında bir
ya yaptırdığı bazı kaynaklarda ifade edil denge yoktur. Bazı mertebelerde dört ki
mektedir (1). Şimdi, bu tüzükte olan tap (ders) ve bazılarında bir kitap (dersi
proğramı, paragraflara ayırarak aşağıya zikredilmiştir.
alalım. Ancak bunda göze çarpan ilk ikinci nokta, bazı mertebelerde İh
nokta programların en üst sınıftan başlı- tiyari veya seçmeli derslere yer verilmiş
yarak aşağıya doğru inmesidir. Biz oldu tir ve diğer bazısında seçmeli dersin
ğu gibi manasına riayet ederek bugünkü varlığından basedilmemlştir.
Türkçeye çevirelim.
Üçüncü nokta, bu mertebelerde
Baş müderrisler, muteber kitaplar birden çok ders olanlara ayrıca seçmeli
dan dersin konulması tavsiye veya emredil
miştir.
I
Dördüncü nokta olarak bir veya iki
1) Şerh-i Adud
ders tayin edilmiş devreler için kullanı
2) Hidâye lan ifade (mesela Miftah'a) kadar tabiri
3) Keşşâf kullanılmış olduğundan adları verilme
4) Seçecekleri kitapları okutsun miş ilim dallarının ve kitablarınm da
lar okunması kastedildiği anlaşılıyor.
II
Adı geçen baş müderrislerden aşa
1) Ali, KOnhu'l-Ahbar 8S-b. Üniversite Ktb. 5959. H. Uzun-
ğı derecede olanlar çtr^ıU,
İlmiye Tefkllltı a. 7, Emin Bey. İlmiye Sal
1) Telvih'e kadar okutsun namesi 643, 1st. 1334, SOhayI Onver, Fatih KOllIyeıl
102. Ut. 1946.
III 2) Şerafettin Yaltfcaya, Tanzimattan evvel ve sonra Muct-
reseler, Tanzimat I, 4639: SOheyl Onver Fatih KO.II-
Bundan bir derece aşağı olanlar yesl 101, 1st. 1946; Ali Mustafa Gelibolulu, KOnhul-Ah-
bar. 1st. Onv. Ktp. Ty. 59S8 (86-ab), Cahit Baltacı, Os
1) Miftah'a kadar okutsun
manlı Medreseleri 36, 1st. 1976.
FATİH-SÜLEYMANİYE MEDRESELER|DERS PROGRAMLARI VE İCAZET-NÂMELER, İ7İ
Beşinci noi<ta, IV ncü mertebenin
andan otuzbeş, andan kırk, andan kırk
son paragrafmda fıkh metin ve şerhleri
beş, andan elli akçeye vasıl olur. Elli ak
nin okunmasmm tavsiyesi, seçmeli ders
çe müderris cümle ağaların üstüne otu
olarak müderrislerin güçlerine ve arzula-
rur, Sahn'e vardıktan sonra beşyüz akçe
rma bırakılıyor.
kadı olur, andan Kadiasker olur».
Altıncı nokta, bu tüzük (Kanun-na
Kanun - namenin Tahlilî
me) te Tetimme medresesi (ki biz buna
kolej, musila Sahn : Sahn medresesine Bu kanun-nameden şunları öğreni
girişe hazırlık diyoruz) en son olarak zik yoruz.
redilmiştir. Tüzük yukardan aşağı bir sı 1) Sahn mollalarının (müderris)
rayı takip ettiği için, bu Tetimmenin en protokolda yeri mevleviyet rütbesi olup
üst kademeden sonra olması gerekiyor. sancak beylerinden önce gelirlerdi.
Çünkü biz Tetimmenin aşağıdan yukarı
2) Dahil ve Hariç müderrislerinin
Sahn'dan önce geldiğini biliyoruz. Böyle
rütbesi de mevleviyettir.
ce bunun en sonra zikredilmesi biraz işi
karıştırıyor ve bunu başka bilgilerimize 3) Hariç, Sahn ve Dahil müderris
göre başka bir şekilde yorumlamak gere likleri ellişer akçe ile olur.
kiyor. Katip Çelebi'nin ifadesinden anla 4) Sahn'ı bitirip mülazım olan (ta
şılacağı gibi bu Tetimmelere Hariç ve yin olmak için baş vuran kimse) önce
Dahil medreseleri^ dendiği görülüyor. yirmi akçeli medreseye ve sonraları be
şer akçe ile terfi ederek elli akçeye ka
Yedinci nokta, bu tüzükte gösteri
dar yükselir.
len tedrisat bittikten sonra devletin üst
kademelerinde vazife almak için müra 5) Beşer akçelerin terfilerinin han
caat edilir ve sıraya girilirdi ki, buna mü- gi esaslara göre olduğu belirtilmemek
lâzemet denirdi. Ancak bu mülâzemet tedir. Bunların sene itibariyle mi, kitap
Tetimmeden sonra mı başlar yoksa itibariyle mi yoksa başka bir ehliyet gös
Sahn'dan sonra mı başlardı. Burada her termekle mi olduğu kapalı kalmaktadır.
ikisini anlamak da mümkün görünüyor, 6) Bu kanun - nameden şunu da öğ
ilerde bu noktaya tekrar döneceğiz. reniyoruz. Sahnı bitiren önce yirmi ak
çelik medreseye tayin oluyor. Ve elli ak
b) Müderrislerle ilgili Tüzük
çeye yani San'a kadar yükseliyor.
Fatih Sultan Mehmed'e isnad edi
7) 20, 25, 30, 35, 40, 45 ve 50 akçe
len ve ulemanın protokoldaki yerlerini ve
medreselerinin bulunduğu ve böylece
maaşlarını gösteren «Kanun - Name-i Al-i
yedi mertebe konmuş olduğu anlaşılıyor.
Osman»'' da şu malumatı buluyoruz.
8) Burada bir noktayı açıklığa ka
«Sahn mollaları mevleviyettedir.^
vuşturmaya ihtiyaç vardır. Ellişer akçe
Onlar cümle sancak beylerine tasaddur
olan, cümle ağaların üstüne oturur de
ederler (önce gelirler).
mektedir. Ancak elli akçe alan üç türlü
Dahil müderrisi ve Hariç müderrisi müderris vardır: Hariç, Dahil ve Sahn.
dahi makam-ı mevleviyettedir. Ve Hariç Bunların üçü de aynı maaşı alıyor ve
ve Sahn ve Dahil ellişer akçe ile olur. hepsi de ağalardan önce geliyor. Oysa
Şimdi bina eylediğim medaris-i ahireye Hariç ve Dahil açıklanacağı gibi Sahn'a
Sahn deyu isim konulmuştur. Şahından
beş yüz akçe ile Kadılığa vusul bulur. Ve
3) K. Ç. Cihannüma 688.
Ayasofya medresesinden dahi kezalik 4) Mevleviyet: Alel ıtlak Kadılık demektir. Ama baş mü
böyle vusul bulunur. derrislere de verilen bir rütbe olup fiilen bir vazife de
olana verilirdi. Uzun tafsilat için Bk. M. Zeki Pakalın,
Tarih Deyimleri ve Terimleri S5z. 2/519-20, 1st. 1971.
Ve ibtida yeni mülazim yirmi akçe
5) Tarihi Osman Encümeni Mecmuası'nın ilâvesi olaraK
medreseye, andan yirmi beş, andan otuz, basılmıştır, 1st. 1330 Sayfa 20.
m PROF. DR. HÜSEYİN ATAY
giriş mertebesinde olan medreselerdir. 54) Caminin etrafında oturmaya
Ve buna göre daha aşağı derecede olma teşvik için misafirperverliklerine uygun
ları gerekir. evler ve iyi meskenler tertip etmiş ol
makla caminin etrafını alimlerin toplan
9) Bir kimsenin Sahn'a vardıktan
dığı bir yer yapmıştı»'
sonra beşyüz akçe ile kadı olacağı ifade
edilmektedir. Bu da Hariç ve Dahil med (262) «Anlayışlı padişah yüksek
reselerini bu hükmün dışında bırakmak medreselerin vazifelerini şöylece tertip
ta olduğuna göre Sahn onlardan daha buyurdular: Camii şeriflerinin iki yanın
üstündür. da bulunan Semaniye medreselerinden
her biri için, baş müderris olmaya açıkça
10) Bundan gene şunu da anlıyo
hak kazanmış, başlangıç (mebadi) ve gi
ruz ki, Sahn'a varmadan kadı payesine
riş (mukaddimat) ilimlerinde, akli ve nak
ulaşılamıyor. Kadı Sahn'a hoca olanlar
li ilimlerde benzeri az bulunan ve tedris
dan çıkıyor.
makamının ehliyetinin sebeblerine.
11) Ayasofya'dan da* aynı şekilde
(263) Sahip faydalı ilimleri tahsil
kadı olunabilir.
etmeye kıymetli ömrünü vermiş mümtaz
bir müderris tayin olunsun. Saygı değer
11 — Vakfiyeler:
ulu müderrisler arasında geçmiş alimle
Vakıfnamelere gelince, Fatih Sul rin tatil yapma adetlerinin dışında kalan
tan Mehmed'e ait vakıflar bulunmakta her gün, medresesine varıp kerem sahi
dır. bi vakıfın adetinin yüksek medreselerine
tertip ve tayin buyurdukları İstidatlı öğ
Müderris ve Talebe ilişkisine ve
renciye çeşitli İlimler ve bilgiler talim
Maaşlara ait vakfiye:
eden ve her türlü hikmetler ve latifeler
Vakfiyenin^ 51 nci sayfasında : öğreten sanı geçen müderrislerden her
birine her gün tedris karşılığı vakfın ge
« (Adem'e isimleri öğretti)
lirlerinden elli akçe vazifeye verilsin.
ayeti kerimesini iyi kavrayıp kesinlikle
buyurdular ki ilim, en yüksek bir istek
(264) İstidatlı öğrenci/erden keskin
ve en yüksek bir amaç, sağlam bir tuta
mizaçlı, doğru fikirli ve doğru görüşlü
nak, en yüce bir kıbledir
olarak arkadaşları arasında biricik olup,
52) Devletin merkezinin ilim diyarı muhtasar kitapları okutmakta mehareti
olması için camii şerifin etrafında sekiz olan, büyük ve uzun kitapları öğrenmeye
medrese ve bu medreselerin arkasında ve anlamaya kadir bir kimse olsun.
Tetimme İsmi ile anılan birer küçük med
rese, toplam on altı medrese ve cami-i Her müderrisin medresesinde bir
şerifin garbe mail olan kapıst tarafında asistan (muidf) olup günlük alacağı, vak
bir dâru't-ta'llm (okul) bina buyurdular ki fın gelirinden beş akçe olsun. Her med
her medresede reseye on beş kişi öğrenci (danişmend)
tayin ettiler. Bunların da kabiliyet ve ze
53) ilim sahipleri (hamele-i ulOm)
kaları meydanda olan muteber kitapları
fazilet elde etme arzusu ve kabiliyeti
anlamaya kadir, müelliflerin kastettikle
olanlara ilim öğretsinler camii şerifin
ri manayı anlama derecesinde medrese
batı yanında bîr güzel yer daha inşa bu
yurdular. Orada yüksek medreselelerde
ilim öğreten müderrisler ve yüksek tah
6) Ayasofya Fatih devrinde Altmifli olup Sahn'den yük.
sil yapan istidatlı öğrenciler ve yeterli
sekti. Ali 88-a, Cahit Baltacı 47.
alimlerden muhtaç olanlar için vakfettik 7) Bu vakfiye. .Fatih Mehmed II Vakfiyeleri' adı İla 1933
leri kitaplan için bir kütüphane ve zama de Kemal Edip KOrkçOojlu tarafından İncelenmiş ve
Vakıfler MOdariOddnaa basılmietır.
nındaki alimleri
8) Fatih UMmıed II VakHyaiarI 204.
DERS PROGRAMLARI VE İCAZET-NÂMELER 177
müderrisinin huzurunda çeşitli ilimleri
7) Sahn müderrislerine ellişer ak
mubahasaya ve
çe gündelik verilmektedir.
(265) münakaşaya (muhatabaya)
8) Sahn öğrencileri, temayüz etmiş
kabiliyetli ilim isteklileri olup ders gün
muhtasar kitapları, yani aşağı derecede
lerinde müderrisin gelmesine muntazır
ki ilimleri veya başlangıç bilgileri veren
ve medreselerde okunması adet olan
kitapları okutacak seviyede ve daha yük-
önemli ilimlerde mahir olmakla beraber
sektekileri de anlayacak derecede olma
ders toplantısma hazır bulunsunlar. Her
lıdırlar.
birine, her gün vakıftan ikişer akçe veril
sin'. 9) Ayrıca öyle anlaşılıyor ki öğren
cinin girecek olduğu medrese müderrisi
Vakfiyedeki Hususların Tahlili nin huzurunda çeşitli ilimlerden mubaha-
sa ve tartışmaya alınması onun, imtihan
Bu vakıftan şunları öğreniyoruz.
la ve mülakat yapmak suretiyle alındığı
1) Devletin merkezi (pay - taht: nın bir delili olsa gerekir.
İstanbul) ilim şehri yapılmak isteniyor.
10) Hocalarının gelmesini bekle
Böylece İstanbul hem devlet ve hem de
melerinden de devam etmelerinin şart
ilim merkezi olacaktır. Bu aşağıda açık
olduğunu anlamak mümkündür.
layacağımız gibi Osmanlılarda ilmin bir
merkezde toplanmasına yani ilimde mer 11) Bu vakfiyede her ne kadar ak
keziyetçiliğe neden olmuştur. lî, naklî, muhtasar ve mutawelat olarak
konuların ve kitap cinslerinin adları geçi
2) Öğrenci ve müderrislerin isti
yorsa da bunlar çok geniş kapsamlı olup
fade etmeleri için ayrıca kitaplar vakfe
tafsilatlı ve özel konuların ve kitapların
dilmiş ve bu kitaplar için de bir kütüp
buna göre ortaya konması mümkün olma
hane yapılmıştır. Bu suretle kitap sıkın
maktadır.
tısı bir sorun olarak görülmüş ve onun
çözümüne yardımcı olunmuştur. Fatih Medreseleri ile doğrudan ilgi
li kanun, tüzük ve vakfiyelerde başka bil
3) Medreselerin ve camiin etra
gi bulamamaktayız. Ancak bizim görme
fında hocalar için lojmanlar ve misafir
hocalar için meskenler yapılmakla gelen diğimiz vakfiyelere dayanarak bilgi ve
misafir hocaları hem ağırlamak ve heto renler arasında Katip Çelebiyi görmekte
de medrese hocaları ve öğrencileriylo yiz.
kolayca temas etmelerini sağlamak ga
«.... Sultan Mehmed tayin buyurdular ki:
yesi güdülmüştü. Bu ilim alışverişini el
mezun olan öğrenci, önce
bette kolaylaştırır bir etken olmuştur.
1) Yirmi akçe ve bu iki medrese
4) Sahn medreselerinde baş mü de (?) riyaziyat ve ilm-i Kelam tedris et
derrisin hangi niteliklere sahip olması
sin.
da bu vakfiyede zikredilmektedir. Ünlü
olmalı, aklî ve naklî ilimler yanında diğer 2) Sonra otuz akçe ile Miftah ve
yan ilimleri mebadi ve mukaddimatı bil Meani ve Sadruşşeria okutsunlar.
mekle de şöhret yapmış olmalıdır.
3) Ve kırk akçe ile Şerh-î Mevakıf
5) Ayrıca baş müderrisin öğretme ve Şerh-i Mekasid okutsun,
ye ve tedris usullerine vakıf olması da
4) Ve elli akçe ile vezirlerin yap
şart kılınıyor ki. bu önemli bir noktadır.
tırdıkları «Hariç» denen medreselerde
Demek ki her alim tedris etmeye mukte
«Hidaye» okutsunlar.
dir olamaz.
6) Tedris günleri eski gelenek ha
linde olan günlere hasredilmektedir. 9) A. g. e. 246-247
t>ROF. DA. HOSEYtN ATAY
5) (Gene eili akçe ile) Padişahın nat altına almak için Fatih, adını verdiği
yafttırdığı ve «Dahil> denen niedresede medreselerini kurmuş ve onları bir dev
de (Hi<teye okutsun)
let disiplini altında düzenlemiştir.
6) Sonra Semaniyenin birine girsin
Buna rağmen. Fatih Sultan Mehmed
7) Sonra kadı çıkabilir.» il in yaptırdığı ve yukarda gösterebildiği
miz kadar programlarını ve tertiplerini
Katip Çelebi. Fatih'in vakfiyesinde
belirttiği medreselerin programları bu
Şerhi IMevakıf ve Haşiye-i Tecrid d^e-
rinin" bulunduğunu kaydediyor. günküler gibi seneleri, ana ve yardımcı
dersler gibi detaylı bir programın yapıl
madığı da anlaşılmaktadır.
Ont:
Yukarda zikrettiğimiz kanun - name
Osmanlılarda yüksek tahsil prog
ve vakfiyelerde geçen programları bir
ramlarını, zamwilanni ve mertebelerini
tesbit etmek üzere Fatih Sultan Meh- seviye tayin etme programı olarak kabul
med'in istanbul'da kurduğu Sahn-i Seman etmek btece daha doğru görünmektedir.
medreselerini esas aldık. Ondan önceki Zikredilen kitapların sadece kendileri söz
devirde olan medrese tahsili ve progra
konusu olmayan o kitapları ve onların se
mının Selçukluların bir devamı olduğu bi
viyesinde olan diğer kitap ve konuların
linmektedir. Ancak. Fatih, istanbul'u fet
okunmasının gereğine İşaret edilmiş olu
hettikten sonra. Nizamül MOlk stilinde
yor.
bir medrese dOzenine gitmiştir. Böylece
bir devlet müessesi ve devlet üniversi
Tedrisde yılın medrese adı ile ilgili
tesi kunmayı amaçlamıştır. Böyle bir
olduğu sözümüze en açık kanıt, Ali'nin
Yüksek medrese kurmasının birkaç ama
ca hizmet etmek düşüncesinden kaynak «Künhu'l-Ahbar'da verdiği bilgi olabilir.
landığını kebul etmek gerekmektedir.
En aşağı derece yirimi beş akçe ile
Bir yandan ilme hizmet etmek ve «Hfişiye-i Tecrid» medresesi olup bir se
büyük ilim adamı yetiştirmek. Bunu ger ne bunda çalışıp ehliyetini gösterdikten
çekleştirmek İstediğini anlamak için. ilim
sonra «Miftah Medresesini», kırklı med
adamlarının rahatlıkları ve daha iyi çalış
rese, sonra Hariç ve Dahil ve Sahn'a ula
malarını temin etmek üzere yaptığı vak
şır. Her medresede üçer ders (ilim) ve
fiyelere bir göz atmak kâfidir.
her derse bir zaman devamı şart kılın
Bir yandan da büyüyen memleketin mıştır."
muhtaç olduğu yüksek tahsilli idarecileri,
kadıları ve müftüleri yetiştirmeyi amaç Yukarda geçen bilgileri aşağıdaki
lamıştır. Eğer idareci, kadı ve müftülerin
cetvelde karşılaştırarak yeniden gözden
belli bir seviyede ve bir birine denk tah
geçirelim:
sillerinin olması yoluna gidilmemiş ol
saydı, zamanın iptidaî olan ulaşım ve ha
berleşme vasıtaiarmın eksikliği karşısın
10) KItIp Çelebi ClhannOma «. 688. oyaa Ali KOnhul ah-
da memleketin en uzak yeri ile merkez
barda (SS^a) an alt madreaenln «ylnnl bef akçelik»
arasında bir düzeyde olmayan, eni konu. Hafiya-I Tecrid* olduğunu afiylOyor. KItIp Çelebinin
•yirmi» aözflne karfilık o yirmi bef demlf oldufiu gibi
bozuk veya alt seviyede bir idare ve yö
llm-l Kelam'dan dt neyin okutuldufiunu gOsterml*
netim meydana gelirdi ki. bu da impara oluyor.
torluğun yeknesaklığını ve yek vücutlu- 11) Kâtip Çelebi. MIzanul-Hakk. 10. 1306 lat.
12) Mı Gelibolulu. KOnhu'l Ahblr 86 a (Üniversite Kip.
ğunu zedelemiş olurdu. İşte bunları temi
58S0)
FATİH-SÜLEYMANİYE MEDRESELERİ DERS PROGRAMLARI VE İCAZET-NÂMELER
Cetvel I
B C
Kanun-i Taiebe-i Ulum Kanun - name-i Katip Çelebi
(Kanun-i örfiye-i OsmanI) Ai-I Osman (Vakfiyeden nakil)
a) HIdaye
b) Keşşaf
50 — akçeli Medrese" 50 — Sahn
CO
c) Şerh-I Adud
CO
d) Seçmelik
E a) isfehaniye 50 — Dahil 50 — Dahil (Hidaye)
E
b) Şerh-1 Şemsiye
50 — Hariç 50 — Hariç (Hidaye)
a) Telvih 45 — Akçeli 40 — a) Şerh-i Mevakıf
40 — Akçeli b) Şerh-i Mekasıd
b) Miftah 35 — Akçeli 30 — a) Miftah
I
30 — Akçeli b) Meani
a) Haşiye-i Tecrid 25 — Akçeli Medrese
b) Şerh-i Metali' 20 — a) Riyâziyat
c) Şerh-i Tevali' b) ilm-i Kelâm
d) Mutawal 20 — Akçeli Medrese
e) Fıkh Metin ve Şerhleri
Cetvelin Mukayeseli Tahlili: tih Medreselerine giriş kabul edilen Ha
riç ve Dahil medreselerinden bir derece
Bu A, B, ve C guruplarının karşılaş
aşağıdadır. Belki, nâsihin dikkatinden
tırılması neticesinde şu problem ortaya
kaçmış bir takdim ve tehir olmuştur da,
çıkıyor:
kendisi düzeltmiş olsa bile, eseri neşre
1) A gurubundaki Haşiye-i Tecrid
den farkına varmamış olabilir. Metin ya
medresesinde çok ders vardır. Bunlar kaç
yınlayanların farkına varacağı bir hata
senede okutulurdu veya bu dersler iki
bulunabilir.
medresede mi devam ederdi bu belli de
4] A ve C guruplarını uzlaştırmak
ğildir. Bize göre her medrese bir sınıf sa
mümkündür. I — 20 akçeli, II — 30 akçe
yılırdı.
li, 111 — 40 akçeli, IV—50 akçeli, V—50
2) C gurubundaki derslerin sıra
akçeli, VI — 50 akçeli ile uyuşmaktadır.
lanmasında bir aksaklık vardır. Şerhi Me
vakıf ve Mekasıd çok aşağı sınıflara alın
mıştır. Oysa bu eserler Yüksek tahsil ki 13) Hariç. Dahil, Tetlmme ve Sahn olaral< dört ıtıertebeli
tedrise ayriidığını şu l<aynal<lar zikretmel<tedir: Ders
taplarıdır. Vel<iii Haiis Efendi'nin Medaris-I islamiye'nin açılış
nutku Sırat-ı Müstakim, cilt 3, aded 78, sayfa 380.
3) Katip Çelebi'nin ifadesinin veya
yıl 4 Kanun Sani 1325 (1910 M) 7 Safer 1328 H. A.
naklinin dışında Fatih Medreselerinde Süheyl Ünver, Fatih Külliyesi, 42, Ali H. Berki, Bü
yük Türk Hükümdarı Sultan Mehmed Han, 55, 1st. 1953.
Serh-i Mevakıfı ders programlarında gör
ilmiye Salnamesi, 644, 1st. 1344 H. 1915 M.
müyoruz. Kendisinin nakilde bulunduğu 14) Vakfiyede elli akçe Sahn müderrisine verilmişti.
vakfiyede de Şerh-i Mevakıf, 40 akçeli 15) Tetlmme adı, bu kanun-i Talebe-i Ulumde geçiyorsa da
sırası en sonda idi, biz onu diğer kaynaklara daya
medresede görülüyor ki, bu medrese Fa narak Sahn'in altına aldık.
PkOF. DR. HÜSEYİN ATAV
5) B ve C gumplarına göre Hariç, Medreselerinden daha yüksek olmayıp
Dahil ve Sahn ellişer akçeli olduğunda aynı seviyede idi. iddia edildiği gibi Sü
birleşmektedir. leymaniye Medreselerinde Darul - Tıb ve
Darui-Hadis'In dışında «Riyaziyat ve Ta
6) B gurubundaki maaş terfilerinin
biat» gibi tecrübî ve aklî ilimleri okutan
beşer akçe olması Fatih devrine uygun
özel bir medrese yoktu.(*) Bu hususta
düşebilir. Çünkü iktis^i hayat daha ucuz
Osman Ergin'in fikri isabetli ise de delil
olabilir. Ama, eğer Fatih devrinde merte
lerini ileri sürmemiştir'^ Bizi bu kanaata
be ve medrese rütbeleri A gurubundaki
vardıran bazı ip uçlarını zikrederek konu
terfi rütbelerinden iki tanesini bir medre
ya açıklık getirmek istiyoruz.
sede almak gerekir ki Hariç'e gelince elli
Ifl. Sultan Murad 1576-7 de bir ra
akçe olsun.
sathane kurmayı Takiyuddin'e emretmiş
7) Yukarda belirttiğimiz gibi Hariç ti. Kaynaklar bu zatın Mısır'da tahsil gör
ve Dahil medreseleri, Sahn Seman'ın al düğünü söylemektedir." Eğer Süleyma
tında olduğu haide rütbelerinin ve akçele niye Medreseleri içinde «Riyazıyat>a da
rinin üçünün de bir olmasının sebebini ir özel bir medrese olsaydı, Taklyuddin
açıklayan kimseye rastlamadık. Cahid veya başka biri istanbul'da yetişmiş ola
Baltacı da buna değinmemiştir. caktı. En azından Süleymaniye medrese
lerinde okuduğunu söyleyen bir kaç kay
8) Fatih Medreseleri hakkında res
nak bulunurdu. Böyle bir zatı yetiştirecek
mî kabul edebileceğimiz vesikalarla an
bir medrese olmadığından dolayı eldeki
cak bu kadar bir bilgi elde etmiş oluyo
kaynaklar buna ihtimal vermemişlerdir.
ruz. Değinmiş olduğumuz gibi bu prog
ramdaki eserler bir seviye bildirir ve asıl Üçüncü delil olarak ta Süleymaniye
dersleri teşkil eder, yardımcı dersler medreselerinin İçinde «Riyaziyat ve Tabi
bunların dışındadır. at Medresesi» diye bir medresenin plan
da ve vakfiye de tesbit edilememiş olma
sıdır.
B — SÜLEYMANİYE MEDRESELERİ
«Süleymaniye Külliyesi» adı ile bir
1) Fatih Suttan Mehmed'in kurmuş
tez çalışması yapan Mürşide Baykal da
olduğu Fatih Medreselerinden takriben
yaptığı tezde «Riyaziyat ve Tabiiyet Med
bir asır sonra Sultan Süleyman medrese
resesi» diye bir medreseyi zlkretmemek-
sistem ve öğretiminde Fatih sitilinde ye
tedir. Her nekadar. Mürşide Baykal sade
ni bir adım daha atmıştı. Böylece Osman
ce binaları tavsif etmekte ve programla
lılarda öğretim en yüksek düzeyine ulaş
rına değinmemekte ise de binaları mev
mıştı. Süleymaniye Medreselerinin kuru
cut medreselerin adlarını vermektedir.
luşuna kadar şeri ve aklî zamanın bütün
Osman Şevki'nin Türk Tıp Tarihinden
ilimleri bugünkü deyimi ile sosyal ve tek
(100) aktardığı «Süleymaniye Medrese
nik ilimleri Fatih Medreselerinde okutu
leri ilimlere göre bir kaç kısma ayrılır:
luyordu. Kanuni Sultan Süleyman bir ye
1 — Tababet. 2 — Riyaziyat, 3 — Ulumu
nilik getirerek aklî (teknik) ilimleri kendi
Şeriye," ifadesi askıda kalmaktadır. As-
adı ile kurduğu Süleymaniye Medresele
rine almak suretiyle teknik üniversitenin
temelini atmış olduğunu ileri sürenlerin
(') Bu medresalarde Rlytzlyat ve Tabiat lllmlarina alt bil
yanıldıklarına temas edeceğiz. Evet, is
giler elbette veriliyordu ancak İddiamız SOleymanIye
tanbul'da Sultan Süleyman'ın sayesinde medreselerinde aadace bu İlim dallarına alt mOstaklI
bir medrese bulunmadıSı yolundadır.
ikinci bir üniversite kurulmuş oldu. Ne
16) TOrfc Maarif Tarihi, 1/100 1st. 1977
var ki, ağırlık merkezi gene nakli ilimler
17) (Prof. Or.) Sevim Tekeli. Nasıruddin Takıyuddln ve
de idi. Bazı eksik ifadelerden anlaşılaca Tycho Brahe'nin Rasat Aletlerinin Mukayesesi. A. 0.
ğı gibi Süleymaniye Medreseleri Fatih D. T. C. Fakültesi Dergisi. C. 16, s. 3-4. 1858 den
ayrı besim s. 307 vol. 312.
Description:zaman programlarıyla de ilgilenmiş, za manının . medreselerinin ders programlarını Molla. Husrev ile Ali edilerek Hilâfeti'l-Aliyye medresesi adı.