Table Of ContentTalat Turhan
TALAT TURt;tAN
DORUK OPERASYONU
{t
Sorun Yayınları
1.Baskı: �ustos 1989
Yayın Hakkı: Sorun Yayınları
o . .-:,. Bilgi Dizgi
Baskı: Gözlem Matbaacılık Koll. Şti.
ISBN 975-431-004-1
TALAT Tl'.JRHAN
DORUK OPERASYONU
\) SorunYayuıları
Babıali Cad. No:6/2 K.1 CaOaloOlu/İSTANBUL
Tlf: 527 45 38
İÇİNDEKİLER
ÖN SÖZ 5
SUNU 7
l.BÖLÜM
Milli istihbarat Teşkilatı ve Sivilleşme 17
Yine Milli istihbarat Teşkilatı 24
Köstebekler 33
istihbarat Örgütleri ve Aşk Odaları 44
il. BÖLÜM
Askeri Darbeler Dönemi 59
12 Eylül Tartışılıyor 66
12 Eylül Öncesinden Bir: Kesit 78
111. BÖLÜM
Uluslararası Terörizm ve Ölüm Mangaları 85
iV. BöLpM
Politik Durum Değerlendirmesi 1. 97
Politik Durum Değerlendirmesi il. (Darbe Olasılığı) 113
V. BÖLÜM
Hayali İhracata Bir Örnek 130
VI. BÖLÜM
Sonuca Doğru 138
EKLER 142
Yazarın Yazı ve Yayınları Dizini 166
ÖNS ÖZ
Çağımız devletinin karmaşık bir yapısı var. Ancak bu karmaşık yapı
içinde bir de "devlet içindeki devlet'1en ya da "gizli iktidar''dan veya
"görünmeyen hükümet ten söz açılıyor.
"
Çoğu ülkede denetim dışında kalan bu ikinci devletin, halkın gözün
den uzakta bir mekanizma oluşturduğu biliniyor. İstihbarat örgütleri
nin, ordudaki özel dairelerin, bürdkrasideki yeraltı birimler�nin varlığı
"açık rejim" kavramıyla bağdaşmıyor. İşin ilginç yanı en "açık rejim"e
sahip olduğunu ileri süren ABD'de CIA'nın egemenliğini kimse yadsıya
mıyor.
Amerika'ya bağlı ülkelerde ise konu daha dramatiktir. Çünkü bu kez
ba{llı ülkedeki "görünmeyen iktidar''la Washington arasındaki "gizli
ilişkiler'' olaya gayrımilli bir nitelik vermektedir. "Devlet içindeki dev
let" ulusal varlı{lı bir başka yabancı devletin güvencesinde görürse so
nuç_ ne olur?
Bu kez "açık rejim in düş ya da yanılsamadan başka bir şey olmadı{lı
"
görülecektir. "Kapalı kapılar arkasında" o ülkeye ilişkin kararlar verile
cek; ve bir "silahlı siyasal parti"ye dönüştürülen ordunun dış destekli
darbeleriyle ba{lımlı ülkeye yön vermek kolaylaşacaktır.
Bu sorun kuşkusuz yalnız Türkiye'ye özgü değildir; ama, bizim özel
bir durumumuz var.
Türkiye, bağımsızlı{lını hiçbir ülkeye borçlu de{lildir. Tümüyle ulusun
gerçekleştirdiği bir ulusal kurtuluş savaşından sonra Cumhuriyet Dev-
'
leti kurulmuştur.
Ne var ki İkinci Dünya Savaşından sonra ABD'nin Türkiye'deki etkin
li{li çoğu eski sömürgede ya da İkinci Dünya Savaşından sonra Ameri
kan ordusunun işgalden kurtardığı ülkelerde olduğundan daha güçlü
dür.
5
Nitekim bu gücün ölçüsü 12 Eylül darbesinde tam anlamında sapta
nabildi. Artık belgelendiği gibi; 1980'de dünya dengeleri ve Türkiye'de
ki özel konum Ankara·da bir darbeye gereksinme gösteriyordu. Was
hington'un gözetim ve denetiminde 12 Eylül gerçekleştirildi. Bu olayın
ülkemizdeki sol, sosyalist, devrimci ve demokratik halk güçleri adına
ne demek olduğu, ancak yaşandıktan sonra anlaşılabildi.
Talat Turhan, Türkiye'deki üç askeri darbeyi (27 Mayıs, 12 Mart, 12
Eylül) içinde ve yakından yaşadıktan sonra deneyim ve birikimlerini ki
taba dönüştüren bir yazardır. Çileli hayatında "gizli iktidar'la çok kez
yüzyüze gelmiş ve çok kez çatışmaya girmiş bir insanın yalnız kitaplık
bilgisiyle yetinmesi kuşkusuz .beklenemez. Bu alanda kişisel deneyim,
bilgi ve birikimin önemi sanıldığından daha değerlidir.
Bugün Türkiye'nin çoğunluğu demokrasiyi özlemektedir. Gerçi de
mokrasi kavramı, herkese göre biraz değişiyor; ama, "açık rejim" e
geçmek yolunda Türkiye zorlanıyor. Şimdiye dek demokrasi adına yü
rütülen "sa�a açık, sola kapalı çok partili rejim"i aşmak için ülkemizde
"devlet içindeki de'(let"i tanımak gerekiyor.
Talat Turhan'ın bu tanıtım yolundaki katkısı, belki bugünden önemi öl
çülemeyecek değerdedir.
Elinizde tuttuğunuz kitap, işte bu yolda bilgiye dayalı bilincin oluşması
için gerekli içeriği taşıyor. Demokrasiyi halk kuracaksa, özgürlüklere sı
rası geldiğinde "dur" demek için �azırlıklı "görünmeyen iktidar' ı, okur
'
gözünde "görünür iktidar' yapmakta yarar var.
'
TalatTurhan'ın da yaptığı budur.
İlhan Selçuk
6
SUNU
Okuduğunuz yapıt, 1987-1989 yılları arasında yayınlanan yazılardan
oluşmaktadır. Bu yazılara, önceden hazırlanmış fakat yayınlanmamış
bir bölümle, bütünlük sağlamak amacıyla gerekli değerlendirmeler
eklenmiştir.
Aslında başlangıçta konular işlenirken ilerde bir yapıta dönüştürülme
si düşünüldüğünden, genellikle güncelliğini yitirmeyecek sorunlar seçil
miştir:
MiLLİ İSTiHBARAT TEŞKİL.ATI, DARBELER, .12 EYLÜL, TERÖR,
CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ, DARBE OLASILIGI, HAYALİ İHRACAT
vb. gibi ..
. ·
l.Bölüm
İlk yazı Milli istihbarat Teşkilatına ilişkin görüşleri içermektedir. "Milli
istihbarat Teşl<il§tr ve 'Sivilel şme" başlıklı yazıda, örgütün bölümleri,
bunların görevleri yasaya dayanılarak açıklanmış, ta 1986'11 yıllarda
öne sürdüğümüz "sivilleşme" kavramı ile iktidarın benimsediği "si
villeşme" anlayışı arasındaki yüz seksen derecelik farklılık vurgulan
mıştır.
Bµ arada, iktidarın tam desteğiyle MİT Müsteşarlığına getirilmesi
düşünülen Hiram Abas ile onun ekibinden Mehmet Eymür'ün gerçek
nitelikleri, sistemin mantığı içinde ve özet halinde gözler önüne seril
meğe çalışılmıştır.
Bu yazı yazıldıktan sonra, vakti zamanında istihbarat birimlerinde et
kin görevlerde bulunan bazı dostların uyarılarına muhatap oldum. On
lara göre "arının kovanına çomak sokuyordum,., çünkü, Hiram Abas
Türkiye'nin en güçlü adamları arasında idi. Daha da etkin konuma gel
mesi söz konusuydu. Başım derde girebilirdi ...
Oysa eleştirdiğim kişiler, Faik Türün'ün Ziverbey Köşkü'ndeki işken-
7
celi sorgulama yapan, şantaj, kışkırtma, tertip düzenleyen ekipte MİT
temsilcisi olarak bulunuyorlardı. Tçı 1971 'li yıllardan beri becerileri (!)
malumdu ...
Ziverbey Köşkü'nde düzenlenen tertiplerden biri de, Faruk Gürler'in,
Cumhurbaşkanı seçilmesini önlemek için senaryolaştırılan "BOMBA
DAVASI" idi.
Hazırlanan senaryoya göre, İstanbul'da bir iki yıldan bu yana bomba
lar . bir örgütçe Faruk Gürler contasını iktidara getirmek için patlatı
.
lıyordu ... Gürler cuntasında Kemal Kayacan (Dz.K.K-Oramiral) ile Muh
sin Batur (Hv.K.K.Orgeneral) cunta üyeleri olarak savcılarca suçla
nıyordu ... Bu saçma savların gerçek olmadığı mahkeme kararıyla za
man içinde aydınlandı. ..
O halde tertipçilerin amacı ne idi?
Ziverbey Köşkü'nün işkenceci baş patronuna daha sonraki açıklama
larından anlaşıldığı üzere, zamanın iktidarınca Genel Kurmay Başkan
lığı vaad edilmişti. O halde, Gn. Kur. Bşk.lığına gelmesi olası olan, Gür
ler'in önü tıkanmalı idi ... Bu amaçla bir işkenceci general başkanlı{Jın
da, MİT'çiler, polisler, savcılar çeteleşmiş bu tertibe hizmet ediyorlar
dı...
Kuşkusuz Türün'e nasıl ki Gn.Kur.Bşk'lığı vaad edilmişse, Türün de
şebekesindeki işkencecilerin herbirine gönlünde yatan aslana ulaşma
sözünü vermişti... Onlar da bu türden bir anlayışla vatan hizmeti (!) ya
pıyorlardı...
Ancak ilk aşamada hesapları tutmadı. BOMBA DAVASI ile düzenlenen
tertibe karşın Gürler, Gn.Kur.Bşk.lığına gelince tertipçiler geri çekildi
ler. Bir yıl sessiz ve derinden oyunlarına devam ettiler; Gürler'in Cum
hurbaşkanı olmasını önlediler; hemen ardından Cunta Başı olarak
"BOMBA DAVASl"na sanık olarak getirilmesini denediler. Ama
başaramadılar ...
Tüm bunları Gürler'in avukatlığını yapmak için yazmıyorum. Günümü
zün en güncel ve siyasal bunalım istidadı taşıyan Cumhurbaşkanı Se
çimlerinde ne tür dolaplar döndüğünü anımsatmak istiyorum.
Türün'ün hesabı tutmayınca AP'nin kanatları altında Cumhurbaşkanı
adayı olacak ölçüde itibar görmesi boşuna değildi. Zira tüm tertiplerini,
'siyasi iktidardan aldığı güçle yapmıştı. Gn.Kur.Bşk. . olarak kendisini
ödüllendiremeyenler Cumhurbaşkanı yapmak suretiyle vefa borçlarını
ödemek istiyorlardı ...
Demirel "Gürler'in Cumhurbaşkanlığını önledik" derken bir anlamda
Türün'le eski angajmanlarını da ele vermekte idi.
8
Vurgulamak istediğimiz gerçek, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tertip
düzenleyenler içinde (bütünlüklü olarak) o dönemin, siyasi iktidar yet
kilileri, Sıkıyönetim Komutanları, MİT:çiler, Emniyet Görevlileri, Askeri
Savc)lar, Adli Müşavirler ve danışman hukuk profesörlerinin bulunma
sıdır. ..
BL!nl�r �ra�ında Hiram Aba� ve Mehmet �ymür'ü de gördüğümüzden
"MiLLi iSTiHBARAT TEŞKILATI VE SiViLLEŞME" . başlıklı yazıda
bazı gerçekler yalın çizgilerle dile getirilmiştir. Yani bile bile "Arıların
kovanlarına çomak sokulmuştur."
İkinci yazı "YİNE MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLAT!. ..." başlığını
taşımaktadır. 1988 yılında, "2000'e DOGRU" Dergisi'nde "Şeytan üçge
ni: CIA-MOSSAD-MİT ilişkileri" ve "olaylarla Hiram Abas CIA-MOS
SAD işbirliği" kapak konusu yapılmıştı. 1977 yılında (onbir yıl önce) 7
GÜN Dergisi'nde yayımladığım bir yazının başlığı "ORTADOGU'DA
ŞEYTAN UÇGENLERI" başlığını taşıyordu. Başlıklardaki benzerlik il
ginç olduğu gibi konular da benziyordu. Anılan yazıda tanık olduğum
olaylardan örnekler vererek, CIA-MOSSAD-MİT ilişkilerini makro dü
�eyde ele alıyordum. 2000'e DOGRU Dergisi aynı ilişkileri Arap ve hatta
lsrail basınına gönderme yaparak bu oluşum içinde Hiram Abas'ın
FKÖ'ne karşı tertiplere giriştiğini açıklıyor, gerçeği somutlaştırıyordu.
Bu oluşumda Hiram Abas'ın (uluslararası tekelci sermayenin uzantısı)
masonluğunun rolünün bulunup bulunmadığı araştırmaya değer. .. Yok
sa Hiram'ın MOSSAD'la işbirliği içinde Filistinlilere karşı sonu fiyaskoy
la sonuçlanan tertiplere girişerek emperyali?,me ve siyonizme hizmet
edişi nasıl açıklanabilir?
Bu nedenle bu yazıların karşılaştırılması ve konunun daha iyi değer
lendirilmesi için, anılan yazılar yapıta ek olarak konulmuştur ...
Üçüncü yazının başlığı: "KÖSTEBEKLER. .. " dir. Bu dönemde "MİT
RAPORU OLAYI" gündeme geldi. Konu aylarca kamuoyu önünde tar
tışıldı. ôzal'ın MİT müsteşarlığı için hazırladığı güçlü adam (!) Hiram
Abas ve ekibinin önde gelen ismi Mehmet Eymür bir anda kendilerini
sokakta buldular. Yazı'da bu olay incelenmiş, Amerikan casusluğu
suçlamasıyla Hiram Abas tarafından yakalanıp mahkemeye verilerek
mahkum edilen Emekli Kur. Alb. Sabahattin Savaşman olayıyla, aynı
suçlamayla yakalanan Emekli Kur. Alb. Turan Çağlar'ın yargılanırken
Mamak Cezaevinden ölüsünün ailesine teslim edilmesi olayının aydın
lığa kavuşturulması gerektiği vurgulanmıştır.
l.Bölümqeki dördüncü yazı bu yapıta konulmak üzere kaleme alınmış
olup; "KÖSTEBEKLER KONUŞUNCA ... " başlığını taşımaktadır. Anılan
yazıda MİT RAPORU nedeniyle emekliye sevkedilen Hiram Abas ile
9