Table Of ContentThe Journal of Academic Social Science Studies
International Journal of Social Science
Doi number:http://dx.doi.org/10.9761/JASSS3229
Number: 43 , p. 275-288, Spring I 2016
Yayın Süreci
Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date - Yayınlanma Tarihi / The Published Date
22.12.2015 13.03.2016
DİNSEL VE MİTOLOJİK BİR SEMBOL OLARAK YILAN
SNAKE AS RELIGIOUS AND MYTHOLOGICAL A SYMBOL
Yrd. Doç. Dr. Necati SÜMER
Siirt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Öz
Yılan sürüngen, pullu ve bacaksız bir hayvandır. O, hem korkutucu hem de
gösterişli olmasından dolayı birçok toplumda gizemli bir varlık olarak imlenmiştir. Bu
farklı özellikleriyle yılan, hemen hemen bütün toplumların mitosuna veya inancına ko-
nu olmayı başarmıştır. Bazı toplumlarda iyileştirici ve koruyucu olarak görülen yılan
bazı toplumlarda ise ölümcül olabilecek kadar tehlikeli bir hayvan olarak değer-
lendirilmiştir. Bir toplumda mucize şeklinde nitelendirilen yılan başka bir toplumda çift
yönlü işleviyle baskın bir sembol olabilmiştir. Böylesi farklı özelliklere sahip olan yılan,
bu çalışmada belli başlı coğrafi bölgeler ve semitik dinler ayrımına göre ele alınmıştır.
Buna göre yılan, Mezopotamya, Anadolu ve Mısır kültüründe tanrı, tanrıça ve
hükümdarlarla ilişkilendirilmiştir. Antik Yunan’da sağlıkla özdeşleştirilen yılan, Orta ve
Güney Amerika kültüründe dünyanın yaratılışında rol almıştır. Asya toplumlarında as-
trolojinin önemli bir ögesi olan yılan; Çingene, İskandinav ve Kelt kültüründe kurnaz ve
çift başlı bir yaratık olarak tasvir edilmiştir. Anadolu kültüründe ise o, bereketli ve
iyiliksever bir canlı olarak ön plana çıkmıştır. Kurnaz, sinsi ve hain; akıllı, koruyucu ve
kutsal yılanın genellikle birçok toplumda en belirgin özellikleri olmuştur. Ayrıca kabuk
değiştirerek yenilenen yılan, bu özelliğiyle ölümsüzlüğü imgelerken kötü ve sinsi ol-
masıyla da insana ölümü hatırlatan bir varlık olmuştur. Bazı toplumlar ise yılana
tanrısallık atfetmiştir. Böylece yılan etrafında oluşturulan mitolojik ve dinsel kültür
geçmişten günümüze; bilimden sanata ve mitostan inanca kadar birçok farklı düzlemde
kendini göstermiştir.
Anahtar Kelimeler: Yılan, Ölümcül, Ölümsüzlük, Kötücül, İyileştirici
Abstract
Snake is a reptile, squamous and archin animal. This animal has been labeled as
a mysterious living creature in many societies due to its frightening nature and vanity.
With its distinctive features, snake has played a role in the mythology and belief systems
of almost all cultures. In some of them, it has been considered as a healer and protector
while in others as a deadly dangerous animal. The snake which has been known as a
miracle worker has also been come to known as a dominant figure with its two opposing
characteristics. In this study snake is classified according to major geographical region
276
Necati SÜMER
and Semitic religions. Accordingly snake is associated with god, goddess and emperors
in Sumerian, Anatolian and Egyptian culture. Snake is identified with health in ancient
Greece, it took part in the world’s creation in South and Central America culture. Snake
is an important element of astrology in Asian societies. Also it is portrayed as a cunning
and double headed creature in Gypsy, Scandinavian and Celtic culture. It came into
prominence as a fertile and charitable living creature in Anatolian culture. Snake can be
cunning, sneaky and traitor; or smart, protective and sacred which are two opposing
character in some of societies. Also with its ability to shed skin for renewal, the snake has
been labeled as immortal while its malicious and cunning nature has been associated
with mortality. Some communities have been attributed to serpent deity. Thus, these
mythological and religious aspects attributed to snake are still present in various fields
ranging from science to arts; from mythology to belief systems.
Keywords: Snake, Deadly, Immortality, Malicious, Healer
GİRİŞ de çeşitli öykülere konu olmuştur. Ayrıca o,
Bilimde, sanatta ve bazı gelenek ve Mısır, Yunan, Roma gibi birçok farklı antik
kültürlerde sıkça karşılaştığımız canlı var- toplumda mitolojinin başat figürü olagel-
lıklardan birisi de yılandır. Bu varlık ken- miştir. Genellikle yeraltı veya yerüstünü
dine has birçok özelliğiyle kuşkusuz gizem- temsil eden yılan, toprak altında yaşadığı
li ve aynı zamanda ürkütücüdür. Neredey- için onun ölü atalarla ilişkili olduğuna dair
se her toplumda farklı bir değerle karşımıza yaygın bir kanaat oluşmuştur. Öyle ki bazı
çıkan bu hayvan neden bu kadar ön plan- dönemlerde tanrısal bir varlık olarak yılana
dadır? Her an bir tabloda, şiirde veya daha tapınılmıştır. Bu tapınma, İlk Çağ’da daha
farklı bir düzlemde rastlayabileceğimiz çok ön plana çıkmış olsa da günümüz ilkel
yılan acaba mitoloji ve inanç sitemlerinde kabilelerinde hala devam etmektedir (Han-
kendine nasıl bir yer bulmuştur? İnsanlığın çerlioğlu, 1975, s. 561).
tarihsel serüveninde onun olumlu veya Yılan, derisini değiştirebilen bir
olumsuz katkısı olmuş mudur? Bazı top- hayvan olduğu için yenilenmeyi temsil
lumların mitoloji ve inanç sistemi ölçeğinde etmiştir. Bu özelliği, onun ölümsüzlüğün
bu sorulara cevap bulmak önemli bir mese- veya yeniden dünyaya gelişin simgesi ol-
le olarak görünmektedir. Bu amaçla yılanı masını sağlamıştır. Yılanın genellikle öz-
sadece biyolojik bir canlı olarak değil çok deşleştirildiği sembol ise aydır. Çünkü ay
boyutlu bir sembol olarak analiz etme çaba- da yılan gibi büyür, solar ve tekrar ortaya
sı içinde olacağız. çıkar. Yılan, aynı zamanda doğum ve ölüm
Yılan bacaksız, pullu, sürüngen ve gizinin de ilahıdır. Yeryüzündeki değişim-
silindir şeklinde olan bir hayvan olarak ler ona göre şekillenir. Ay, gelgitlerin oluş-
tanımlanır. Zehriyle korku salan bu canlı, ması ve hayvanların beslenmesi için yetişe-
girdiği birçok ortamda gizlenebilir, deri cek otların üzerine geceleri düşen çiyin
değiştirebilir ve hayatta kalabilir (Menez, ilahıdır. Aya benzer şekilde yılan da suların
2003, s. 38). Sadece bu özellikleriyle bile ilahıdır. O, yeryüzünde ağaçların kökleri-
dikkat çekici olan yılan, ilkelinden medeni- nin arasında yaşar. Kayalıklara, bataklıkla-
sine birçok toplumda yaratıcı ve kutsal ra ve su kaynaklarına doğru sürünerek
sayılmıştır. O, bazı toplumlarda kötülüğün giden yılan, oralarda bir sarmaşık gibi kıv-
simgesi bir şeytan, bazı toplumlarda ise rılarak durur. Yılan, hızlı çatal dili ve öldü-
hem zehir hem de şifa olabilen özellikleriy- rücü zehriyle kendi kuyruğunu bile ısıracak
le tanrısal bir hayvan olarak belirmiştir. kadar tehlikelidir. Bu çerçevede o, etkileyici
Yılan, Sümerlerden Hititlere; Anadolu’dan özellikleri ve ayla yakın ilintisi nedeniyle
Akdeniz’e kadar uzanan geniş bir yelpaze- birçok mitosun ortak unsuru olmuştur
Dinsel ve Mitolojik Bir Sembol Olarak Yılan 277
(Campbell, 1995a, s. 13-14). şekilde yılan-ejderha motifi önce Ninur-
Yılan, ilk zamanlarda özellikle pa- ta’nın sonra da Marduk’un hayvanı olarak
leolitik dönemde sonsuz yaşamın simgesi imgelenmiştir. Boynuzlara, bir yılanın be-
olarak kabul edilmiştir. Bu durumla ilgili denine ve boynuna, bir aslanın ön ve bir
birçok bulgu vardır. Nitekim antropolojik kuşun arka ayaklarına sahip olan yılan-
araştırmalar neticesinde yılanın paleolitik ejderha, Akad döneminden Hellenistik
dönemde arka yüzünde ölüm labirenti bu- dönemlere kadar ya koruyucu, büyülü
lunan bir plaketle resmedildiği ortaya çıka- melez hayvan olarak ya da çeşitli tanrıların
rılmıştır. Bu plakette aynı zamanda ölüm simgesi olarak ifade bulmuştur. Bu yılan
labirentinin yanında balık vardır. Burada türü Akadçada Muşhuşşu olarak adlandı-
şaman kendinden geçmiş bir şekilde yatar- rılmıştır. Bu kavram öfkeli yılan anlamına
ken kuşlar ölen ruhun uçuşunu betimle- gelmektedir. Sırasıyla Tişpak, Ningişzida
mektedir. Ölümü, yeniden doğuşu ve son- ve Marduk’un sembolü olan yılan-ejderha,
suz yaşamı imleyen bu durum, daha sonra- hizmetkârlığıyla bilinen bir hayvandır.
ki dönemlerde olduğu gibi genellikle yılan, Mezopotamya sanatında resimlerde Tan-
kuş, balık ve labirentle ifade edilmeye çalı- rı’nın boynuna dolanmış şekilde tasvir edi-
şılmıştır. Buradan hareketle yılanın eskiden lir. Kahramanlık ve koruyucu gibi özellikle-
beri ebedilikle özdeşleştirilen bir figür ol- ri, yılan-ejderhanın eski Mezopotamya’da
duğunu söylemek yanlış olmayacaktır olumlu bir işlev gördüğünü ortaya koy-
(Campbell, 1995b, s. 383). maktadır (Black ve Green, 2003, s. 237).
Yılan, tarih boyunca önemsenen ve İlk Sümer hükümdarı, MÖ
her toplumda farklı yüzle anlam bulan bir 3000’lerde tahta çıkmış olan Etena isimli Kiş
hayvan olmuştur. Bazı toplumlarda yılan kralıdır. İnsanoğlunun bilinen ilk impara-
kendine özgü özellikleriyle ön planda olur- torluk kurucusu olan Etena, ilk dönem Sü-
ken, bazı toplumlarda ise yılan-ejderha, mer tarihinde dikkate değer bir isimdir.
Şahmeran gibi formlarla saygı görmüştür. Efsaneye göre Kral Etena, tanrılardan kor-
Diğer canlılara ait bazı özellikleri kendinde kan ve tanrısal kültleri sadakatle uygulayan
birleştiren yılan böylece farklı varyantlarla bir kişidir. Fakat çocuksuz olmakla eleşti-
toplumda bir anlam ifade etmiştir. Her rilmesi soyunu sürdürecek bir evlada sahip
kültür kendi dinamiklerine göre ona olum- olmaması konusunu kendisine dert etmesi-
lu veya olumsuz anlamlar yüklemiştir. ne sebebiyet vermiş ve bu durum da onu
Yılanın tarihsel çizgide hangi toplumda ciddi şekilde endişelendirmiştir. Bu yüzden
nasıl bir işlev gördüğünü anlamak için söz en önemli dileği Doğum Otunu elde etmek-
konusu bazı toplumlardan örnek vermek tir. Fakat bu ot, ölümlülerin ulaşamayacağı
gerekir. kadar yüksekte olan gökte bulunur. Etena,
1. Mezopotamya, Anadolu ve göğe çıkmak için bir kartaldan yardım alır.
Mısır Kültüründe Yılan Efsaneye göre bu kartal, yılanla sıkı dostlu-
Dicle ve Fırat arasında kalan bölge ğu olan bir hayvandır. Fakat yılan, bu dost-
olarak ifade edilen Mezopotamya’da yılan- luğa ihanet edip kartalın yavrusunu yer ve
lar hem tanrı hem de tanrıçalarla ilişkilen- onu daha sonra bir çukura atar. Etena, Do-
dirilmiştir. Örneğin Antik Mezopotamya’da ğum Otu’nu bulmak için kartalın kanatla-
Nirah, bir yılan tanrısıdır. Ona, Mezopo- rında bir ölümlü olarak göğe yükselir. Bu
tamya ve Elam arasındaki sınırda bulunan efsanede yılan, dostluğu uzun süre devam
Der şehrinin yerel tanrısı İştara’nın elçisi ettirmeyen ve istediği zaman ihanet edebi-
olduğu düşünülerek tapınılmıştır. Benzer len bir varlık olarak tasvir edilmiştir. Yıla-
278
Necati SÜMER
nın en temel özelliklerinden biri olan kötü istememe davranışı olarak değerlendirilebi-
olma vasfı, birçok antik toplumda olduğu lir.
gibi burada da söz konusudur (Kramer, Sümer destanlarında anlatılan baş-
2002, s. 65). ka mitoslarda da yılan motifine rastlamak-
Yılan, ünlü Sümer destanı Gılga- tayız. Sümerli bir şairin anlattığı destanda
mış’ta da ölümsüzlük bitkisini kahraman Sümerlerin Su Tanrısı Enki ile korkunç
Gılgamış’tan aşıran kötü bir hayvan olarak canavarda vücut bulan ölüler diyarı arasın-
sembolize edilir. Destana göre Gılgamış, daki mücadele anlatılır. Burada yılanın
canavar tanrı Humbaba ile savaştığı için üstlendiği rol, büyü bilmeyen ve bulundu-
yaralanan ve bu yarasından ötürü ölen ğu yere zarar veren kötü bir hayvan olma-
dostu Enkidu1 için çok üzülür. Bu olaydan sıdır. Destana göre Fırat’ın kenarında Hu-
sonra ölümsüzlük arayışına girer. Bu sebep- luppu adı verilen bir ağaç rüzgâr tarafından
le sonsuz yaşamın sırrını taşıyan Utnapist- sökülüp nehirde sürüklenir. Ağacı, nehirde
him’in yanına gider. Fakat bu Tanrı, böyle fark eden Sümer tanrıçası İanna, onu kenti
bir şeyin imkânsız olduğunu söyler. Gılga- Erek’e götürüp bahçesine diker. Ağaç, za-
mış’ın durumunu gören Utnapisthim’in manla büyür fakat ne dalı ne de yaprağı
karısı Siduri, ona acır ve bir gölette kayalar olur. Çünkü büyünün ne olduğunu bilme-
arasında gizli ölümsüzlük bitkisinin oldu- yen yılan dibine, korkunç İmdugud Kuşu
ğunu söyler. Gılgamış oraya gider ve bitki- tepesine ve vampir Lilith de ortasına yuva
yi alır. Fakat o sırada bir yılan süzülerek yapmıştır. Tanrıça İanna üzüntü duyduğu
Gılgamış’ın elindeki bitkiyi aşırır. Yılanın bu durumu ağabeyi Gılgamış’a anlatır. Kız
gençleştiğini gören Gılgamış, hıçkırıklar kardeşine yardım etmek isteyen Gılgamış,
içinde ağlamaya başlar. Bir hiç için bu ka- baltasıyla ağacın dibindeki yılanı öldürür.
dar zahmete katlandığının farkına varır. Böylece İmdugud Kuşu yavrusunu alıp ka-
Yılanın bitkiyi yemesi ve gençleşmesi Gıl- çar. Lilith ise ağacın ortasındaki evini yıka-
gamış’ı ölümsüzlük ve tanrısallık arayışın- rak ıssız harabelere kaçar. Gılgamış, ağacı
dan vazgeçirdiği gibi ona ölümlü bir varlık keserek taht ve araba yaptıktan sonra onları
olduğunu da hatırlatmıştır (Jackson, 2013, s. İanna’ya verir (Jackson, 2013, s. 262-263).
79-83). Yılanın ölümsüzlüğe ulaşmak iste- Yılan, Mezopotamya’nın bir parçası
yen kahramana son anda engel olması olan İran topraklarında da önemsenen bir
onun hem ölümlülüğe vurgu yapması hem motiftir. İran dinlerinden Zerdüştlükte
de sonsuz yaşamla nitelendirilen bir varlı- “Sonsuz Zaman” anlamındaki Zervan Aka-
ğın başkasının da kendisine benzemesini rana vardır. MS 190’larda bir mitra tapına-
ğında bulunan bu figürde, aslan başlı bir
1 Yaratılış tanrısı Aruru’nun tanrıların babası Anu ve adamın çıplak vücudu bir yılan tarafından
savaş tanrısı Ninurta’ya örnek olarak yarattığı doğal yedi defa sarmalanmıştır. Bu figürde dört
insandır. Gılgamış’ın önceleri rakibi olan Enkidu daha
mevsimi temsil eden dört kanat ve ayrıca
sonra onunla dost olmuş ve canavar tanrı Humbaba ile
yıldırım işareti vardır. Adamın çıplaklığını
savaşmıştır. Başta vahşi ve hayvani özelliklere sahip
olan Enkidu, İştar’ın tapınağında kutsal rahibe olan örten yedi halkalı yılan ise geçiciliği ve
Sahamhat ile tanıştıktan sonra medenileşmiştir. Danny haftanın yedi gününü temsil etmektedir.
P. Jackson, Gılgamış Destanı, Çev.: Ahmet Antmen,
Buna göre Güneş günü (Sunday/Pazar), ay
Ankara: Arkadaş Yayınevi, 2013, s.91. Ayrıca Kürşat
günü (Moonday/Monday Pazartesi), Mars
Demirci’ye göre Enkidu, insan doğasındaki medeni-
leşmemiş ve eğitilmemiş benlik arketipinin figüre günü (Germen Tiwes/Tuesday Salı), Mer-
edilmiş halidir. Demirci, bu kahramanı uygarlığa geçiş kür günü (Germen Woden/Wednesday
sürecinde kurulan modern düzene adaptasyon güçlü-
Çarşamba), Jüpiter günü (Germen
ğü yaşayan ve insan benliğinde varlığını sürdüren
Thor/Thursday Perşembe), Venüs günü
vahşi bir hayvana benzetmiştir. Kürşat Demirci, Eski
Mezopotamya Dinlerine Giriş, Tanrılar, Ritüel, Tapınak, (Germen Frigg/Friday Cuma) ve Satürn
İstanbul: Ayışığıkitapları, 2013, s.44.
Dinsel ve Mitolojik Bir Sembol Olarak Yılan 279
günü (Saturday Cumartesi) anlamına gel- krallığı temsil eden ve düşmanlarına zehri-
mektedir. Hayatın geçiciliğine ve ölümlü- ni akıtan Uraeus, gücünü Güneş Tanrı-
lüğe vurgu yapan bu yılanların her biri sı’ndan alır. Bataklıklar, tarlalar ve çöllerde
aynı zamanda gerçeğe ulaşmak için tercih yaşam alanı bulan yılan, antik Mısır’da
edilen mistik yolları da ifade etmektedir bereketli yaşamın ve bol hasadın sembolü
(Campbell, 1995a, s. 220-223). olarak kabul edilir. Yılanın bu özelliği onun
Anadolu’da yaşayan toplumlardan üretkenlik ve yenilenmenin açık bir simgesi
bir olan Türklerde yılan ata ve yılan ana olduğunu göstermektedir (Pinch, 2002, s.
kavramı vardır. Yılan ata veya tanrı, yılan- 198-200).
ların kendisinden türediği efsanevi yaratık- 2. Antik Yunan ve Hellen Kültü-
tır. Bu hayvan belden aşağısı yılan, üst kıs- ründe Yılan
mı ise insan olarak tasvir edilir. Yerin yedi Yılan, antik Yunan’da sağlıkla öz-
kat altında yaşayan bu hayvan, her derde deşleştirilmiş bir hayvandır. Sağlıkla ilintili
deva olan bir canlı olarak bilinir. O, tek olaraksa tıp, yer altı sularının bir şifa kay-
veya çift boynuzlu olarak betimlenir. Yılan nağı olarak bitkilere öz verdiği ve bu öz
ana ise yılanlara hükmeden bir tanrıçadır. vesilesiyle insanların hayat bulduğu mesle-
Yer altı güçlerini simgeleyen yılan ana, ğin adıdır. Bu çerçevede Asklepios, Yunan
yılan atanın aksine kara değil beyazdır. mitolojisinde tıbbın ve sağlığın Tanrısı ola-
Yılan ananın karnının altını sıvazlayan rak bilinir (Campbell, 1995b, s. 190). Apollo
kimselerin her şeyin gizemini çözeceğine ve Koronis’in oğlu; Hygeia ve diğer bazı
inanılır. Yılan ata ve yılan ana motifleri tanrıların babasıdır. Latince adı Aescu-
Türklerde ölümlüleri iyileştiren ve sırları lapius olan bu Tanrı, yılanlı asa veya asaya
açığa çıkaran bir varlık olarak ön plandadır. dolanmış yılan şeklinde tasvir edilir. Yılan-
Dolayısıyla sonsuz yaşamı imleyen yılan lar sık olarak kabuk döktükleri ve ciltlerinin
motifinin diğer kültürlerde olduğu gibi altında parlak yeni deriler ortaya çıkardık-
burada da hastalıklara şifa dağıtması veya ları için yenilenmenin sembolü olmuştur.
sağaltıcı özelliğiyle bilinmesi olumlanan ve Bu özellikleri dolayısıyla yılan, Yunan mi-
beklenen bir durumdur (Karabulut, 2011, s. tolojisinde “Caduces” adı verilen bir değ-
238-239). neğe sarılmış ikizler olarak tasvir edilir.
Yılan, Mısır mitolojisinde kabuk Kültü antik Yunan’da Epidaurus’ta bulu-
değiştirebilen ve kendini yenileme özelliği- nan bu mitolojik Tanrı, hastaları tedavi
ne sahip bir varlık olarak tasvir edilir. Bu etmekle ünlüdür. Efsaneye göre Asklepios,
çerçevede o, sonsuz yenilenmenin sembo- bilge ve nazik Kheiron’dan iyileştirme sa-
lüdür. Özellikle kobra yılanı, Mısır mitosla- natını öğrenir. Asklepios, bu sanatta uz-
rında zehriyle ünlenen korkutucu ve kutsal manlaşır ve ölüleri bile diriltecek bir bilge-
bir figürdür. Bu türün en tipik örneği, Ura- liğe ulaşır. Asklepios’un insanları ölümsüz
eus2 adlı kraliyeti koruyucu ve bilgeliğin yapmasından endişelenen büyük Tanrı
temsilcisi olan yılandır. O, kral ve kraliçele- Zeus, bir yıldırım ile onu vurur. Böylece
rin güvenliğini sağlayan bir yaratık olarak Zeus, onu küçük bir şifa veya tıp uzmanı
olumlu işlev görmektedir. Aynı zamanda haline getirmiş olur. Böylesi mitolojik arka
planı olan Asklepios, sağlığı sembolize
eden yılanlı değnek motifiyle antik dönem-
2 Kraliyet imajını temsil eden kobra yılanı niteliğinde
den günümüze kadar önemini korumuştur
olan Uraeus, zehirli bir yılandır. Genellikle resim,
heykel, mücevher ve sanatsal kalıntılarda resmedilir. (Daly, 2004, s. 17).
Don Nardo, Eygptian Mithology, Berkeley: Enslow Efsaneye göre Antik Yunan şehirle-
Publishers, 2001, s.120.
280
Necati SÜMER
rinden Attika’nın ilk Kralı Kekrops, yarı mitosuna göre Zeus’un dördüncü evliliğin-
yılan yarı insan biçiminde bir yaratıktır. O, den karısı olan Tanrıça Demeter, Zeus'tan
Atina’yı kurmuş ve Athena ile Poseidon olma kızı Persefon ile Girit'ten Sicilya'ya
arasındaki savaşta hakem olmuştur. Anla- gelir. Kyane kaynağı yanında bir mağara
tıya göre Athena, Kekrops’un kızlarına bir bulup kızı buraya gizler. Ayrıca kızın ara-
hediye kutusu yollar. Meraklarını yeneme- basına koşulmuş iki yılanı oraya bekçi ola-
yen kızlar, kutuyu açtıklarında delirir ve rak koyar. Persefon, mağarada yünden ağ
gidip kendilerini Akropolis kayalıklarından örmeye başlar. Bu sırada annesi Demeter,
aşağı atarlar. Attika’da Çiy Tanrıçası olan kızın babası Zeus'un, kızın varlığını öğ-
bu kızlar, ekinlere bereket saçmakla meş- renmemesine çalışmaktadır. Fakat Tanrı
hurdur. Fakat onlar meraklarının kurbanı (Zeus), kızına bir yılan biçiminde yaklaşır
olmuşlardır. Bu söylencede yılan arabulu- ve onu bir oğula yani Dionisos'a hamile
culuk rolü üstlenerek olumlu bir işlev gör- bırakır. Dionisos, mağarada doğup orada
müştür. Onun insan bedeninde simetrik bir yaşamını sürdürmeye başlar. Zeus'un kıs-
parça olarak yer alması da ölümlülüğe bir kanç karısı Hera, Titanları bu erkek çocuğu
vurgudur (Necatigil, 2006, s. 89). kesmeleri için gönderir. Sonuçta Titanlar,
Başka bir Yunan mitosunda yılanın oynayan çocuğa çullanarak onu yedi par-
bereketle özdeşleştirildiği görülür. Bu mito- çaya ayırır. Bu mitosta yılan hem koruyucu
sa göre antik Yunan’da Pire adı verilen hem de sinsiliğiyle ön plana çıkmaktadır.
yerde yaşayan halk, Zeus Meilichous adı Birçok anlatıda olduğu gibi yılanın gizlice
verilen yılan Tanrı’ya tapardı. Meilichous, bir tanrıçaya yaklaşıp onu hamile bırakması
Zeus tarafından yutulan eski Atina tanrıla- bilinen bir izlektir. Bu çerçevede Zeus’un
rındandır. O doğum ve ölüm Tanrısı olarak Persefon’a yaklaşmak için yılan figürüne
ünlenmiştir. Epir halkı bereket ve kan dö- bürünmesi dikkat çekicidir (Campbell,
kümüyle de ilişkili olan bu Tanrı’ya, başta 1995b, s. 107).
domuz olmak üzere çeşitli kurbanlar su- Yunan mitolojisinde yılan, çoğu
nardı. Epir halkı Apollon ve Zeus Meilic- zaman korkutucu bir varlık olarak bilinmiş-
hous için çeşitli şölenler düzenleyerek onla- tir. Genç kızların yılan tarafından kaçırıl-
ra karşı saygılarını dile getirirdi. Halk, or- ması ve bir kahramanın ortaya çıkıp onları
manların içinde bu yılan Tanrı’ya adaklar kurtarması sıkça tekrarlanan bir izlektir.
adamak için bir mabet yapmıştı. Buradaki Bununla ilintili bir mitosa göre Perseus,
yılanlara rahibeler dışında kimse yaklaşa- kanatlı sandallarıyla Etiyopya’nın üstünden
mazdı. Rahibeler, çıplak halde düzenli ola- geçerken güzel bir prensesin deniz kena-
rak yılanlara yemek sunardı. Epir halkı, rındaki kayalıklarda zincirlendiğini görür.
yılanlar rahibeye yaklaşıp ona zarar ver- Onu bir deniz yılanı kaçırmış ve oraya bağ-
meden yemeğini aldığında, o yılın bereketli lamıştır. Perseus, prensesi kurtarmaya çalı-
ve sağlıklı geçeğine inanırdı. Fakat yılanlar şırken birden bir canavar kadar büyük olan
rahibeye zarar verdiğinde ise o yılın kurak deniz yılanı ortaya çıkıp ona saldırır. Bü-
ve hastalıklı geçeceğine inanılırdı. Yılanın yük bir boğuşmanın ardından Perseus,
sağlık, bereket ve tapınma nesnesi olması yılanı öldürür ve prensesi özgürlüğüne
Mezopotamya kültüründe olduğu gibi Yu- kavuşturur. Böylece Perseus, Etiyopya hü-
nan kültüründe de bir gerçeklik olarak kümdarının kızı Andromeda’yı kurtararak
karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca yılan burada bir kahramanlık sergilemiş olur. Burada
hem bolluk vesilesi hem de kuraklık sebebi hem kahramanlık miti hem de kötü huylu
olarak çift yönlü bir işlev görmektedir olan yılanın yenilgiye uğratılması durumu
(Campbell, 1995a, s. 22-23). vardır. Yılanın korku veren bir varlık ola-
Yılan hakkındaki diğer bir Yunan rak öldürülmesi onun kötü huylu olduğu-
Dinsel ve Mitolojik Bir Sembol Olarak Yılan 281
nu vurgulamaktadır (Campbell, 1995b, s. lan Amaru, çift başlıdır. Yer altı yılanı vas-
189-190). fıyla bilinen Amaru, şiddetli bir şekilde
3. Orta ve Güney Amerika Kül- yerden çıkabilen tatlı suyla ilintili bir var-
türünde Yılan lıktır. Ara sıra insanlara temiz sularda gö-
Bir Orta Amerika halkı olan Aztek- rünen bu yılan, önce insanları taciz etmekle
ler, değişik kabileler halinde farklı coğraf- sonra da onları acımasızca öldürmekle ün
yalarda yaşamıştır. Onların dünyanın yara- salmıştır. Bu özelliğinden dolayı İnkalar,
tılışı hakkında yılanla ilgili çeşitli mitosları savaş esirlerini ceza olarak bu yılana verir-
vardır. Güneşin bir gün gökyüzünde do- di. Hakkında birçok efsane üretilen bu yı-
nup bütün dünyayı mahvedeceğinden kor- lan, İnka kültüründe ve sanatında çift başlı
kan Aztekler, tanrılar için insan kurban ve çift gövdeli olarak resmedilir. Bu tasvir-
etmekten çekinmezler. Azteklerin güneşin lerde aslında yılan diğer tanrılarla mücade-
dünya etrafındaki dönüşünün durmasın- le ettikten sonra taşa dönüşen Tanrıça
dan korkmalarının temel nedeni, onların Amaru’yu simgelemektedir. Dolayısıyla
dünyanın güneş sayesinde yaratıldığına İnkalarda yılan hem kurtarıcı hem de ceza-
inanmalarıdır. Bir Aztek mitosuna göre landırıcı özelliğiyle çift taraflı bir işlev gör-
Quetzalcoatl ve Tezcatlipoca adı verilen iki mektedir (Steele, 2004, s. 95-97).
güçlü Tanrı, dünyanın Tlaltecuhtli denilen Güney Amerika ülkesi Peru’da ya-
çirkin ve kötü huylu bir Tanrıça tarafından şayan ilkel kabileler arasında Lik adı veri-
yeniden yaratılmasını kabullenmez. Fakat len yılan hakkında anlatılan bir mitos var-
bu Tanrıça gökyüzü ile sular arasında ne dır. Bu mitosa göre Lik, kuyruğunun içinde
varsa hepsini yok etmektedir. Oldukça balık taşıyan doğaüstü, büyük bir yılandır.
büyük ve çirkin olan bu Tanrıça, vücudun- O, kışın suların göllerden çekilmesiyle ku-
da birçok ağzı ve ağzında birçok keskin dişi rak alanda kendine yer bulan ve nadir ola-
olan bir canavardır. İki güçlü Tanrı Quet- rak görülebilen bir hayvandır. Her seferin-
zalcatl ve Tezcatlipoca, önüne gelen her de büyüsü sayesinde hafifleşen Lik, efsane-
şeyi yutan bu canavarı ortadan kaldırıp ye göre kendisini sulak yerlere götürenlere
dünyayı yeniden yaratmak ister. Bir plan yardım eder, onların dileklerinin gerçek-
yapan Tanrılar, kendilerini devasa bir yıla- leşmesini sağlar. O, yardımsever insanlara
na dönüştürür. Quetzalcatl ve Tezcatlipoca başkalarına söylememek koşuluyla balık
bir anda tanrıçaya sıkı bir şekilde sarılarak verir (Strauss, 2012, s. 384-385). Yılanın bu
onu iki farklı yöne çeker. Canavarın başını olumlu özelliği başka ilkel kabileler arasın-
vücudundan ayıran Tanrılar, bu iki parça- da da görülür. Örneğin Amerikan Kızılderi-
dan yeni bir dünya yaratır. Böylece yılan lileri arasında da yılan, kuşlarla birlikte bir
sayesinde dünya kötü bir canavardan kur- mucizeye işaret eden hayvan olarak bilinir.
tulur ve yeni bir yaratılış gerçekleşmiş olur. Doğaüstü özelliklere sahip olma, hem be-
Burada yılanın bir kahraman olarak ön densel hem de işlevsel olarak çift yönlülük
plana çıkması dolayısıyla olumlanması söz arz etme Orta ve Güney Amerikan kültü-
konusudur (Taube, 1995, s. 36-37; Schuman, ründe yılan motifinin ön plana çıkan temel
2001, s. 75-79; Campbell, 1995b, s. 226). özellikleridir (Campbell, 1995b, s. 293-294).
Güney Amerika halklarından olan 4. Asya Kültüründe Yılan
İnkalarda yılan bereketin ve büyünün sim- Bir Asya halkı olan Çinliler arasın-
gesi olarak önemli bir motiftir. Özellikle da yılan önemli bir motiftir. Hem yılan hem
Amaru, İnkalar arasında bilinen en meşhur de ejderha birçok tören ve ritüelde kendine
yılandır. Doğaüstü güçleri olduğuna inanı- yer bulan bir hayvandır. Çin resim sanatın-
282
Necati SÜMER
da yılan, renkliliği ve zekâsıyla ön plana Dünya Dağı’nı yayık sopası, Dünya Yıla-
çıksa da bazen de kötü olarak da bilinmek- nı’nı da çevirme ipi olarak kullanırlar. Böy-
tedir. Çünkü Çin mitolojisi ve folklorunda lece bu ipi, dağa sarmalamış olurlar. Koru-
yılanlar genellikle masum göründüğünde yucu Tanrı Vişnu, Dünya Dağı’nı; tanrılar
bile zarar verebilen ve kimliğini gizleyebi- yılanın başını; cinler de yılanın kuyruğunu
len kötü tanrılar olarak görülür. Onlar dal- tutup onu bin yıl çevirirler. Böylece hep
kavukluk ve yanlış yönlendirme yöntemini birlikte Ölümsüzlük Yağı’nı yapmış olurlar.
kullanarak istediklerini elde edebilen kur- Burada yılanın diğer olumsuz özelliklerinin
naz ve bencil varlıklardır. Yılan aynı za- aksine olumlu bir katkısı vardır (Campbell,
manda Çin astrolojisindeki burçlardan biri- 1995b, s. 239). Ayrıca Hindu üçlemesinin
sidir. Ejderha formunda ise kültürün en önemli tanrılarından biri olan Şiva’nın çoğu
değer verdiği ve saygı duyduğu yaratıklar tasvirlerinde saçında kobra yılanı bulunur.
arasında yer alır. Dolayısıyla yılan, Çinliler Edebiyatta da iki biçimli kozmik ve efsane-
arasında hem görsel olarak çekici hem de vi insan olarak gösterilen Şiva ay, yaprak ve
işlevsel olarak itici bir motif şeklinde belirir yılan sembolleriyle tanrısal bir varlık olarak
(Robertz, 2004, s. 110). belirir (Turani, 2010, s. 288).
Hint dinleri ve mitolojisinde de yı- 5. Diğer Kültürlerde Yılan
lanla ilgili birçok inanç vardır. Özellikle Çingene kültüründe yılan, kendi-
Budizm, Hinduizm’e oranla yılanların sinden korkulmasına rağmen kutsal bir
olumlu işlev kazandığı ve önemsendiği bir hayvan olarak kabul edilir. Yılanla karşıla-
dindir. Budist metinlerde yılan sürekli şan kişinin uzun ve sağlıklı yaşayacağına
Budda’ya güzel sözler söyleyen ve onu inanılır. Balkanlarda yaşayan Kaldera Çin-
kutsayan bir hayvan olarak betimlenir. geneleri, yılanın tanrısal bir varlık olduğu-
Güzel bir insan biçiminde resmedilen yılan, na inanmasalar da günümüzde bile ilkba-
zor zamanlarda Budda’ya övgü dolu sözler harda yılan günü olarak bilinen tanrısal
sarf ederek onu hayatta tutmaya çalışır. Bir Serpent gününü kutlarlar. Bu inanca göre
yolculuk esnasında köylü kızlar tarafından yılan, hava durumunu düzenleyen bir Tan-
zayıf bir şekilde bulunup beslenen Bud- rı’nın özelliklerini taşıdığı için gök gürültü-
da’nın Nairancana nehrinde Kalika adlı sü ve yıldırım çıkarabilmektedir. Çingene
yılana rastlaması ve onun tarafından övü- mitoslarında yılan tohumlar ağacının kök-
lüp kutsanması bilinen bir Budist söylence- lerini ağzında tutan, Suyolak adlı devi ka-
dir. Budistlerin yılana olumlu yaklaşımının yaya bağlayan ve karnında Kadın Büyücü-
aksine bazı Vişnucu Brahmanlar yılanı kötü ler’i taşıyan kahraman bir motiftir. Bu mi-
bir insan veya tanrı formu olarak kabul toslardaki temel izlek, yılanın olumlu bir
eder. Fakat Hindular arasında yılanı olum- işlevsellik göstermesidir. Çingene kültü-
layan yaklaşımlar da yok değildir (Rubben, ründe yılanın iyi olması ve uzun yaşamayı
1995, s. 93-94). sağlayan bir hayvan olarak kabul görmesi
Yılan, Hindu kültüründe olumlu diğer kültürlerde olduğu gibi ölümsüzlük
anlamda genellikle ölümsüzlüğün ortaya izleğiyle açıklanabilir (Berger, 2000, s. 95-
çıkmasına yardımcı olan bir figür olarak 96).
ifade edilir. Hindu anlatılarında yılanının İskandinav mitolojisinde önemli
bu rolünü anlatan bazı mitoslar vardır. tanrılardan sayılan Thor, aslında yedi hal-
Bunlardan birine göre tanrılar ve titanlar, kalı yılandan biridir. Germen tanrıları ara-
kendilerinden daha üst konumda olan sında da meşhur olan Thor, Jupiter veya
Hindu tanrıları Vişnu ve Şiva’nın emriyle Perşembe gününü (Thursday) temsil eden
Samanyolu’nu yayıkta dövüp yağını çı- yılana denk gelen bir Tanrı’dır. O, gücünü
karmak için işbirliği yaparlar. Bu iş için babası Odin’den alan yetenekli bir ilahtır.
Dinsel ve Mitolojik Bir Sembol Olarak Yılan 283
Thor, asla kılıç veya mızrak taşımaz fakat hiç durmayacağı hatta sel ve taşkınlara
bütün savaşlarda öldürücü özelliğiyle bili- neden olacağı anlamına gelir. Bu yüzden
nir. Başından bir sürü macera geçen Thor, köylüler öldürülen yılanı bir ipe bağlayıp
en sonunda Midgar adlı yılanla savaşır ve sudan çıkarır ve daha sonra onu toprağa
onu çekiçle denizin altında öldürür. Fakat gömer. Yine Anadolu’da yılan etrafında
yılan ölmeden önce zehirli kuyruğunu oluşturulan bazı inanışlar vardır. Yılanın
Thor’a sürer ve onu zehirler. Böylece dün- kimi hastalıklara iyi geldiği ve sinir bozuk-
yanın koruyucusu ve gücün simgesi olan luklarını tedavi ettiği şeklinde yaygın ina-
Thor, bir yılan yüzünden hayatını kaybet- nış bunlardan biridir. Anadolu kırsalında
miş olur. Bu mitos özelinde İskandinav yılanla ilgili çeşitli büyülerin yapılması da
mitolojisinde yılanın, önemli bir güce karşı bilinen bir izlektir. Yılanın doğaüstü güçleri
başka tehlikeli ve kurnaz bir gücü temsil olduğuna inanıp ona tanrısal bazı özellikler
ettiğini söyleyebiliriz. Bir güç imgesini tem- atfetmek aslında ona dini bir hüviyet ka-
sil eden yılanın Hellen kültürünün yayıldı- zandırma girişimidir (Eyuboğlu, 1998, s. 77-
ğı birçok yerde bulunması bu varlıkla ilgili 81).
yaygın bir inanışın olduğunu ortaya koy- Anadolu’da, Çukurova bölgesinde
maktadır (Campbell, 1995a, s. 398-400). yılanların başı olarak bilinen Şahmeran ile
Avrupa’da yaşamış halklardan olan ilgili bazı efsaneler vardır. Bu yılan, halk
Keltler arasındaki bazı mitoslarda koç başlı arasında Şahmaran veya Şahmeran olarak
yılan önemli bir figürdür ve aynı zamanda bilinir. İnsan başlı ve yılan gövdeli olan
dinsel bir semboldür. Doğaüstü ve sağaltıcı Şahmeran, Farsçada yılanların şahı anla-
özellikleri bulunan bu sürüngen varlık, mındaki Şah-ı Mârân kelimesinden gelir.
sadece Keltlerde değil aynı zamanda Galya Onun başında boynuzu, süslü tacı, kuyru-
ikonlarında da kendine yer bulur. Bazen ğu ve yılanbaşlarından oluşan ayakları
balığa benzer kuyruklu bir canlı olarak vardır. Bu farklı görünümüyle o, hem este-
tasvir edilen ve bereketin simgesi olan bu tik ve çekici hem de yabanıl ve gizemlidir.
yılan, Cernunnos adlı toprak tanrısını sem- Bu mitolojik motif Hint, İran, İbrani ve
bolize eder. Koç başlı yılan İnkalarda Ama- Arap izleri taşımaktadır. Şahmeran hikâye-
ru yılanında olduğu gibi verimlilik, koru- si, başta Tarsus ve Mardin olmak üzere
yuculuk ve korkutuculuk vasıflarıyla ön Anadolu’nun değişik yerlerinde efsane
plandadır (Monaghan, 2004, s. 391; Maier, veya masal formunda anlatılmaya devam
1997, s. 232). edilmektedir. Genellikle gizemli ve olumlu
Anadolu coğrafyasında da yılanla özelliğiyle bilinen Şahmeran, insanlara
ilgili bazı anlatılar vardır. Bu anlatıların yardım eden iyiliksever bir varlık olarak
batıl olup olmaması yılanın önemli bir mo- tasvir edilir. O, hastaları iyileştiren ve bere-
tif olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. ket getiren bir semboldür. Bu yüzden Ana-
Çünkü yeryüzünde neredeyse her toplum- dolu’da evlerde halı ve kilimlere dokunur;
da yılan bir şekilde kendine yer bulabilmiş- evlenecek kızların çeyizlerinde işleme ola-
tir. Bu hakikat ışığında Anadolu’daki yay- rak bulunur. Bir gücü temsil eden Şahme-
gın bir inanışa göre öldürülüp ağaca asılan ran, insanı birçok kötülükten korur. Yangın
yılan, yağmurun yağacağına işarettir. Ana- ve sel gibi afetlerden kurtaran; bolluk ve
dolu’da yağmur duasına çıkan köylüler bu uğur getiren Şahmeran, Anadolu’da ayrıca
inanışı göz ardı etmezler. Bu sebeple yılanı cama, ahşaba ve taş baskılara işlenir. Farklı
öldürüp ağaca asarlar. Fakat öldürülen boyama ve örme teknikleriyle el sanatlarına
yılan suya atılıp kaybolursa bu yağmurun konu olur (Çıblak, 2007, s. 185-196; Uğurlu,
284
Necati SÜMER
2007, s. 1691-1718). de olduğu gibi hayat veya gençliğin koru-
6. Semitik Dinlerde Yılan yuculuğunu da simgelemektedir. Fakat
Yılan sadece mitoslarda değil aynı Yahudi kutsal metninde yılan, Tanrı ile
zamanda önemli inanç sitemlerinde de insan arasında sorun çıkaran bir varlıktır.
kendine yer bulabilmiştir. Nitekim semitik O, ilk insanların cennetten kovuluşuna
dinlerden biri olan Yahudilikte yılan motifi neden olmuştur. Kurnazlığı yanında kötü
kayda değer bir öneme sahiptir. Bu dinin olması yılanın Yahudilikteki en belirgin
kutsal kitabı Eski Ahit’te yılanla ilişkili bazı özelliğidir. Bu dinde yılan, insanın ölüm-
olaylar vardır. Bunlardan birine göre Tanrı süzlük arzusuna vurulmuş bir sekte olarak
Yehova, Aden’de bir bahçe yaratıp onun ifade edilmiştir. Ölümlü varlıkların iyi ile
ortasında iyiyle kötüyü bilme ağacını yük- kötüyü bilmeleri ve ölümlü olduklarını
seltir. Tanrı, Âdem’i topraktan Havva’yı ise anlamaları yılanın kötü niyeti ve davranış-
onun kaburga kemiğinden yarattıktan son- ları nedeniyledir (Eliade, 2003, s. 207-208).
ra onlara bu ağacın meyvesinden yemeyi Yahudi din adamları yılanın önce kadını
yasaklar. Yahve, onlara bu ağaçtan yedikle- sonra da Âdem’i kandırarak onların hata
ri takdirde hemen öleceklerini söyler (Yara- yapmasına neden olan kurnaz bir hayvan
tılış, 2: 8-22). Âdem ve karısı, utanma duy- olduğu konusunda görüş birliğindedir.
gusundan yoksun bir şekilde Aden’de çıp- Onlara göre bahçeye gözcülük yapan yılan,
lak olarak dolaşır. Tanrı’nın yarattığı en zayıf olduğu için önce kadını; kadın da
kurnaz yabanıl hayvan olan yılan, Hav- şehvetiyle Âdem’i kandırmıştır. Dolayısıyla
va’nın bilgelik ağacının meyvesinden ye- yılan kurnazlığıyla Havva da şehveti ve
mesi için onu kışkırtır. Havva’ya bu ağacın aklıyla Âdem’in günah işlemesine neden
meyvesinden yedikleri takdirde gözlerinin olmuştur. Böylece Eski Ahit anlatısında ve
açılıp Tanrı gibi bilge olacaklarını söyleyen Yahudilik kültüründe yılan figürü aldatma
yılan amacına ulaşır. Yılanın tuzağına dü- ve aldanmanın sembolü olarak ön plana
şen Havva, ağacın meyvesinden yer ve bir çıkmıştır (Yasdıman, 2011, s. 9-35).
kısmını da eşine yedirir. Böylece ikisinin de Eski Ahit’tin bazı pasajlarında ise
gözleri açılır. Çıplak olduklarını anlayan yılan, yaratılış bölümündeki gibi olumsuz-
çift, mahrem yerlerini örter. Tanrı, onları lanmaz. Özellikle Mısırdan çıkış bölümün-
çıplak olarak görüp bunun sebebini sordu- de yılan bir ders verme aracı olarak imlenir.
ğunda Âdem, Havva’yı; Havva da yılanı Yani Musa peygamber, İsrailoğullarını Fi-
suçlar. Bunun üzerine Yahve, yılanı hay- ravun’dan kurtarmak için yılanı bir mucize
vanların en lanetlisi ilan ederek ona hayatı aracı olarak kullanır. Eski Ahit’te geçen bu
boyunca toprak yeme ve karnı üzerinde pasajlara göre Tanrı, endişeli olan Musa’ya
sürünme cezası verir. Havva’yı doğum elindeki değneği yere atmasını ister. Musa,
sancısı çekmekle cezalandıran Yahve, yere attığı değneğin yılana dönüştüğünü
Âdem’e de hayatı boyunca emek vererek ve görünce ondan kaçar. Bu kez Tanrı, Mu-
alın teri dökerek çalışıp kazanma cezası sa’ya yılanı kuyruğundan tutmasını ister.
verir (Yaratılış, 3: 1-19). Musa, korkuyla yılanı kuyruğundan tuttu-
Yılan, Eski Ahit’te yaratılış bölü- ğunda yılan tekrar değneğe dönüşür. Böy-
mündeki pasajlara bakıldığında olumsuz- lece Tanrı, Musa’ya yılan mucizesini göste-
lanan bir motiftir. O, Havva’nın aklını çelen rerek onun ataları İbrahim, İshak ve Yakup
ve bilgelik ağacının bekçiliğini yapan kur- gibi insanları ikna etmeyi öğrenmesini sağ-
naz bir hayvandır. Dolayısıyla Eski Ahit, lamıştır. Dolayısıyla yılan, korkutucu özel-
Âdem ve Havva’yı safça kanan yılanı ise liğiyle Musa’ya yardımcı olmuştur (Mı-
kandıran bir konumda tasvir eder. Eski sır’dan Çıkış, 4: 1-5).
Ahit anlatısında yılan, diğer birçok kültür- Eski Ahit’te yılan temasının olumlu
Description:In some of them, it has been considered as a healer and protector while in others as a deadly dangerous Accordingly snake is associated with god, goddess and emperors in Sumerian, Anatolian and Egyptian ranging from science to arts; from mythology to belief systems. Keywords: Snake, Deadly