Table Of ContentHALIKARNAS
BALIKÇISI
BÜTÜN’ ESERLERHO
Deniz Gurbetçileri
BİLGİ YAYINEVİ
BİLGİ YAYINLARI: 241
HALİKARNAS BALIKÇISI / BÜTÜN ESERLERİ : 10
ISBN 975 - 494 - 241 - 2
97 06 . Y. 0105 . 1146
Birinci Basım 1969
İkinci Basım 1982
Üçüncü Basım 1985
Dördüncü Basım 1991
Beşinci Basım
Ağustos 1997
BİLGİ YAYINEVİ
Meşrutiyet Cad. 46 / A
Telf 431 81 22 - 434 12 71
434 49 98 - 434 49 99
HALÎKARNAS BALIKÇISI
Bütün Eserleri
10
Deniz Gurbetçileri
- roman -
Derleyen : Şadan GÖKOVALI
BİLGİ YAYINEVİ
bu kitabın resimleri
Halikarnas Balıkçısı tarafından yapılmıştır.
HALİKARNAS BALIKÇISI / BÜTÜN ESERLERİ
1. Aganta Burina Burinata ’roman'
2. Turgut Reis 'roman'
3. Mavi Sürgün "yaşamöyküsû"
4. Merhaba Anadolu "deneme’
5. Uluç Reis 'roman'
6. Düşün Yazıları 'deneme'
7. Ötelerin Çocukları 'roman'
8. Anadolu'nun Sesi 'deneme'
9. Altıncı Kıta Akdeniz 'deneme'
•
10. Deniz Gurbetçileri 'roman'
•
11. Ege'den Denize Bırakılmış Bir Çiçek "öykü
*
12. Gençlik Denizlerinde 'öykü'
•
13. Sonsuzluk Sessiz Büyür 'deneme'
*
14. Anadolu Efsaneleri 'deneme'
15. Anadolu Tanrıları 'deneme'
•
16. Hey Koca Yurt 'öykü'
17. Parmak Damgası 'öykü'
18. Çiçeklerin Düğünü 'öykü"
19. Dalgıçlar 'öykü'
20. Arşipel 'deneme'
21. Bulamaç "roman'
HALİKARNAS BALIKÇISI
1890-1973
"Tarih sahibi" Sadrazam Cevat Paşa'nın
kardeşi, tarihçi-yazar-vezir Mehmet Şakir
Paşa Girit'te sefirken*, eşi İsmet Hanım, 16/
17 Nisan 1890 gecesi bir oğlan doğurdu.
Çocuğa, anasının o gece düşünde Musa
Peygamberi görmesi dolayısıyla "Musa",
amcasının ve babasının adlarından ötürü
"Cevat Şakir" adları verildi.
Musa Cevat Şakir'in çocukluğu, ba
basının atandığı Atina/Faleron'da, beş ya
şından sonra Istanbul/Büyükada'da geçti.
Bu yıllarda resim yeteneğiyle dikkati çeken
M.C. Şakir, bir yandan özel dersler alırken,
bir yandan Büyükada Mahalle Mektebinde
okudu. İngilizceyi hayli iyi kavradığı için, ha
zırlık okumadan Robert Kolej birinci sınıfına
alındı. Bu okulu, ilk mezunlarından biri ola
rak pekiyi dereceyle bitirdi.
Kendisi, kendini bildi bileli denizci olmak
'istiyordu. Ama ailesinin ısrarı üzerine In
giltere'nin Oxford Üniversitesine gönderildi.
Orada “Yakın Çağlar Tarihi" bölümünde öğ
renim gördü. Bu arada, Oxford'un ünlü ki
taplığından yararlandı.
Meydan Larousse (XI / 710 - a ) "Resmo ku
mandanı...'; Osmanlı Tarihi (Enver Ziya Karal,
VIII / 143) 'komiser'diyor.
5
Yurda dönünce İstanbul'da, çeşitli ga
zete ve dergilerde yazılar yazdı, karikatür ve
kapak resimleri çizdi.
Resimli Hafta dergisinin 13 Nisan 1925
günlü sayısında yayımlanan “Hapishanede
¡dama Mahkûm Olanlar Bile Bile Asılmaya
Nasıl Giderler?" başlığı ve "Hüseyin Kenan"
imzasıyla yayımlanan yazısı yüzünden üç yıl
kalebentlikle Bodrum'a sürüldü. Cezasının
son yarısını İstanbul'da geçirdikten sonra
yeniden döndüğü Bodrum'da yaklaşık çey
rek yüzyıl kaldı. Bodrum'un Karia çağındaki
adından esinlenerek "Halikamas Balıkçısı“
takma adını kullanır oldu. Bodrum'un ge
lişmesine ve Anadolu uygarlığının tanınıp
tanıtılmasına olağanüstü katkılarda bu
lundu.
Çocuklarının ortaöğrenimleri için 1947'
de yerleştiği İzmir'de gazetecilik, yazarlık ve
turist rehberliği yaptı. 13 Ekim 1973 Cu
martesi günü saat 15.10'da İzmir'de öldü ve
Bodrum'da, “manevi oğlu“ Şadan Gökovalı
ile birlikte seçtiği yerde gömüldü.
6
"DENİZ GURBETÇİLERİ" İÇİN
Fotokopisini buraya koymak gerekir miydi bilmem;
şu satırları karaladığım masada, daktilomun solunda bir
sayfa duruyor. Solmuş, dörde katlanmış bir sayfa bu. Üze
rinde, Balıkçı'nın kurşun kalemle yazdığı notlar; elinizde
tuttuğunuz kitap için önce düşündüğü bazı adlar var:
"Enginin Arayıcıları", "Derinlerin Arayıcıları", "Akde
niz'in Gurbet Kuşları", "Enginin Gurbet Kuşları", "Enginin
Çocukları", "Enginin Oğulları", "Deniz Garipleri".
Sonra, biliyoruz, bunların hepsini bırakıp "Deniz Gur
betçileri" adını seçecektir Balıkçı.
Balıkçı "Deniz Gurbetçilerrni 1967-1969 yılları arası,
İzmir'in Hatay semtinde, Merhaba Apartmam'ndaki daire
sinde yazdı. Kitabın ilk baskısı 1969'da yapıldı. İlk baskısı
244 sayfa olan kitapta, Balıkçı'nın özel olarak bu kitap için
kazıdığı 8 resim vardır. "Kazıdığı" diyorum; gerçekten de
Balıkçı bu tür resimleri yapmak için önce kartonu siyaha
boyar, sonra üzerlerini, mumlu kâğıda imza atmak için kul
lanılana benzer kalemle boyayı kazırdı. Bunlardan "İm
datla Cennet öldürüldükten sonra" lejandlı olanı, kitabın
ilk baskısına kapak olmuştur. (Yeri düşmüşken belirteyim;
bu resimlerin ikisi bende, biri sanatçı Işıl Yücesoy'da, öte
kiler de Balıkçı'nın çocuklarındadır.) Romanın sonunda,
metinde geçen bazı denizcilik terimlerinin anlamları ile,
Halikarnas Balıkçısı için söylenmiş sözlerden örnekler var
dır.
Halikarnas Balıkçısı, ister düşün yazısı, ister öykü,
ister roman olsun, başlangıca önem verir. Ona göre baş-
langıç-uvertür, notayı verir; yapıtın nasıl yürüyeceğini gös
terir." Nasıl bir bestenin ilk notalarına bakan, onun nasıl
gelişeceğini sezerse, bir yazının ilk satırlarını okuyan da,
yazının nasıl yürüyeceği konusunda fikir sahibi olur.
7
Balıkçı’nın bütün kitapları şiirli ve müzikli girişleriyle
dikkati çeker. Çokluk da ünlem ve hareket vardır onun ilk
sözcüklerinde. "Deniz Gurbetçileri" de, Oppianudun, Gü
ney Ege dalgıç ve denizcileri için söylediği ünlü sözden
sonra "Haydi Sefere!.."diye başlar.
Balıkçı'nın, toplumsal sorunlara en fazla eğildiği kita
bıdır "Deniz Gurbetçileri". Yazar bu romanında, deniz
emekçilerinin çile, sorun ve aşklarını, kısacası onların
dünyalarını anlatır. Ama bu anlatım, kaynağından, birinci
elden anlatımdır. Öyleki; Türklerin Türk sularında sünger
avlamalarının yasaklanması üzerine birçok yere başvu
rup, sonunda Genelkurmay'a telgraf çeken "Latif", Balık-
çı'nın kendisidir aslında. Dahası gerçek yaşamında, Bod
rumlu süngercilerin çıkardıkları süngerleri yurtdışına sat
ma işine bile bakmıştır Balıkçı. O kadar ki; Azra Erhat'a
yolladığı, sünger yüklü develerle birlikte çekilmiş bir fotoğ
rafının üstüne aynen şunları yazmıştı:
"Harp sırasında vasıta yoktu, develerle sünger sev-
kederdim, Amerika'ya gidecek süngerleri."
Hanidir piyasada bulunmayan bu kitabı baskıya ha
zırlarken, birkaç dizgi yanlışı dışında hemen hiçbir sözcü
ğe dokunmadım. Çünkü, ilk baskıya giden metni ben dak
tilo etmiştim.
Kendisinin sağlığında benden esirgemediği güven ve
BİLGİ Yayınevi Sahibi Sn. Ahmet Tevfik KÜFLÜ ile yar
dımcısı Sn. dostum Erdoğan ÛZER'in ilgilerinden yürekle
nerek, BALIKÇI okurlarına bir söz: BALIKÇI'mızın tüm ki
taplarını yeni basımlara hazırlama ve kitaplarına girmemiş
yazılarını kitaplaştırmak çabalarımı yaşadıkça sürdürece
ğim.
Balıkçı, 18 Haziran 1973 tarihinde şöyle yazmıştı:
"Şadan Gökovalı'ya arkadaşım, oğlum desem azdır.
Çünkü mevcut insanlar arasında beni temadi ettirecek
-daha doğrusu temadi ettirmeye- en müsait insan odur..."
Ben de hep diyorum ki; BALIKÇI, ölmekle susacak
sanatçılardan değildir. Yanılmadığımı kanıtlamak, boynu
mun borcudur...
Şadan GÖKOVAU
8
"Hiçbir çile sünger avcılarınınkinden
daha korkunç, hiçbir çaba onlarınkinden
daha zor değildir."
Isa'dan sonra III. yüzyılda yaşamış
ünlü tarihçi Opplanus
Oppianus'un bu sözleri Güney Ege
denizi dalgıç ve denizcileri için söylenmiştir.