Table Of Content
Dönâld A. Mackenzie
China and Japnn. Myths and Legends
© İmge Kitabevi Yayınları, 1995
Bu çevirinin tüm hakları saklıdır.
ISBN 975-533-155-7
1. Baskı: Nisan 1996
Yayıma Hazırlayan
Kubilay Aysevener
Kapak Tasarımı
Fatma Korkut
Dizgi
İmge Ajans
Kapak Baskısı
Pelin Ofset 418 70 93
İç Baskı ve Cilt
Zirve Ofset 229,66 84
îmge Kitabevi
Yayıncılık Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti.
Konur Sok. No: 3 Kızılay 06650 Ankara
Tel: (90 312) 419 46 10 - 419 46 11
Faks: (90 312) 425 65 32
İÇİNDEKİLER
Önsöz........................................................................................7
I. .Medeniyetin Doğuşu..........................................................11
II. Uzaklara Ulaşan Bir İcat.....................................................21
III. İlk Denizciler ve Kaşifler....................................................30
IV. Dünya Çapmcla Zenginlik Arayışı....................................4ü,
V. Çin Ejderha. Bilimi................................................................49
VI. Kuş ve Yılan Mitleri..............................................................65
VII. Ejderha Halk Hikayeleri......................................................73
VIII. Deniz Altındaki Krallık .......................................................88
IX. Kutsal Adalar.........................................................................97
X. Çin Ve Japonya'nın Ana Tanrıçası..........................'......116
XI. Ağaç, Ot ve Taş Bilimi......................................................338
XII. Bakır Kültürü Çin’e Nasıl Ulaştı?.......;.............................162
XIII. Yeşimtaşı Sembolizmi.......................................................180
XIV. Yaradılış Mitleri ile Tanrı ve Tanrıça Mezhepleri........215
XV. Mitsel ve Efsanevi Krallar................................................229
XVI. Taoizm Mitleri ve Doktrinleri.........................................248
XVII. Japonya’da Kültür Karışımı..............................................270
XVII. Japon Tanrıları ve Ejderhaları......................................286
XIX. Hayatın ve Ölümün, Gün Işığı ve Fııtına Tanrılarının
Rekabeti...............................................................................295
XX. Ejderha Katili ve Omuı Rakibi.......................................305
XXI. Eski Mikado ve Kahramanlar..........................................310
Notlar.....................................'.............................................319
Kitapta Yer Alan Resimlerin Listesi
Şimşek Tanrısı.....................................................................................................Karşı sayfa
Çömlekçi Tekerleği,.Siınia, Hindistan......................................................................24
Kanîpn Nehrinde Modem Bir Çin Yelkenlisi......................................................25
Çin Ifjderha Gemisi Festivali...........................................................................................44
Bulu lar Arasında Çin Ejderhaları.........................................................45
Oym x Tahta Ayak Üzerinde Çin Ejderha Vazosu...............................56
Dalg.ılar Üzerinden Sıçrayan Sazan......................................................57
Dalg;ılardan Yükselen Beş Pençeli Ejderhalarla Süslü
Çin Porselen Vazosu.................................................................82
Oyma Kara Tahta Çerçeveye Asılı, Bulutlarla Süslenmiş
Ejderha Desenli Çınlayan Yeşimtaşı Kayası............................83
Kap] ımbağa ve Yılan..........................................................................94
UzunÖmür Meyvelerinin Toplanması.................................................95
ShouShan, Tao Cenneti..............................*.....................................112
Çinli 5i Wang Mu (Japon Seiobo) Ve Mao Nu..................................113
Alimi ~rin Sığınağı ile Bir Dağ Manzarası...........................................124
Si Wang Mu'nun Sarayında Genii.......................................................125
Mitolojik Figür Ve Yazılarla Bir Han Hanedanı Kare Tuğlası...........140
Uzun Ömür Sembolüyle Bir Çin Kasesi............................................141
Hayaı Bitkisinden Otlayan Keçiler.....................................................150
Şebnem Tanrıçası................................................................................151
Tanrı ara Bir Sunu, Pekin...................................................................170
Şehir Duvarında Eski Bronz Astronomi Aletleri................................171
Han Döneminden Yeşim Taşından Bir Ölüm Balığı.........................182
Ts'in Ya Da Han Döneminden, Beyaz ve Koyu Sarı
Yeşimtaşından Kelebek Figürü.............................................182
Ölü için Muska ve Yeşimtaşından Diğer Nesneler...........................183
Cennet Tapınağı, Pekin.....................................................................194
Yin ve Yang Sembollerini İnceleyen Üç Bilge..................................195
Kwan-yin, Çin'in "Merhamet Tanrısı"................................................226
Lao T::e ve Müritleri...........................................................................227
Çin'deki En Ünlü Pai-lö (Tanrıça Sembolü),
Pekin Yakınlarında, MengMezarlannda...............................274
Ünlü Yaşlı Tori-wi (Tanrıça Sembolü), Miyajima, Japonya.........;__275
Japon Hazine Gemisi..........................................................................290
Hasta Ruhlarla Bir Sözleşme Yapan Susa-no-wo..............................291
Mağarasından Dışarı Çıkan Güneş Tanrıçası Amaterasu..................302
Refakatçisiyle Birlikte Seiobo (Çinli Si Wang Mu) ve Rislıi Ağacı....303
Şimşek Tanrısı
ÖNSÖZ
Bu kitapta Çin ve Japon mitleri ele alınmakta ve bunların,
uygarlığın temeline ve doğuşuna ve pek çok değişik yaşam bi
çimi ile ilişkili karmaşık düşüncelerin geniş yayılımı konularına
ışık tuttukları gösterilmektedir. Uzak Doğu'nun eski zamanlar
da dış kültürel etkilerden bağımsız olmadığı görülmektedir.
Modern araştırmalar, Çin'in tamamen yalıtılması konusunda
ısrar eden eski düşünce biçiminin artık daha fazla süremeyece
ğini ortaya koymaktadır. Laufer'in söylediği gibi: "Şu anda da
anlaşıldığı gibi, Çin uygarlığı, Çin'in kendine özgü üretimi
değil, pek çok değişik toplulukların çok geniş bir yığınının kül
türel çalışmalarının bir sonucu, zamanda ve mekanda geniş bir
şekilde çeşitlenmiş ve türlü çevrelerden bir araya toplanmış fi
kirlerin bir birleşimidir. Bundan dolayı, sadece imparatorlukla
rının sınırları içinde ortaya çıktıkları için, herhangi bir kültürel
düşünceyi Çinlilere atfetmekten daha ciddi bir hata olamaz."
Yine, Çin kayıtları dikkatli bir şekilde incelenmelidir. Bu
günlerde, Han hanedanı ve ondan sonraki hanedanlar zama
nında politik ve diğer amaçlar doğrultusunda Çinli alimlerin
yazdığı ve derlediği şişirilmiş kronolojilerin ve fabllerin, tarihe
ciddi birer katkı sağladığını kabul etmek imkansızdı. Bu alimle
rin, kendi ülkeleri ve insanlarının tarihi hakkında gerçekten
çok az bilgisi vardı. Hatta, mevcut olan pek çok gelenek ve
dinsel alışkanlıklar hakkında bile bilgisiz durumdaydılar; arke
ologlar ile bilimsel alanda çalışan diğer kişiler tarafından topla
nan bilgilerle bağdaşmayan "ikinci açıklamalar" konusunda us
talaşmışlardı. Çinlilerin karmaşık dinsel fikirleri, açıkça, onların
kendi nesillerinin doğal ürünü değildi. Bunların birçoğu başka
yerlerde bulunan kültürel yapılara çok benzemektedir, bu yüz
den bunların tarihi Çin imparatorluğu sınırlarına sığdırılamaz.
Görüldüğü gibi, gerçekte, bunların bazıları, şüphesiz başka
yerlerde kazanılmış insan tecrübelerinin birer ürünüdürler ve
anavatandan başlayan aşamalı bir aktarma süreciyle, -maruz
kaldıkları etkileri ortaya koymaktadırlar, ilk Çin'liler, Çin’e gir
diklerinde, bu geniş topraklarda, daha sonra bir imparatorluk
dahilinde bir araya getirecekleri, Çin'li olmayan topluluklarla
karşılaştılar. Bu insanlar kara insanlarıydı, bu yüzden gemiler
den haberleri yoktu; temelde tarıma dayalı bir yaşam biçimine
days nmasalar da, elde ettikleri tohumları ve aletleri kullanarak,
bu yaşam biçimini daha sonra uygulamaya başlamışlardı. Bun
lar, Çin'in ilk zamanlarından beri aşina oldukları çömlekçiliği
icat etmemişlerdi, ve belli ki, Shensi bölgesine göç etmeden
önce, bütünleştikleri başka karmaşık kültürlerle birlikte çöm
lekçilik geleneğine sahip oldular. Çin'liler gibi toprağa bağlı bir
toplum, Doğu Okyanusundaki "Kutsal Adalar "ın varlığına olan
inancın yaratıcıları olamazdı-, onlar, Asya'da, dağların arasında
bulunan bir Batı Cennetine inanan tek toplum da değildi.
Laufer'in, Jade (Yeşimtaşı) adlı ederinde gösterdiği gibi,
Çin'Ller, bu "Neolitik” olarak adlandırılan kültürel devreyi
Çin'de geçirmediler. Shensi'ye ilk yerleştiklerinde, tıpkı Avaı-
pa'ya. ilk giren bronz taşıyıcıları gibi, yeşimtaşı aradılar ve bul
dular. Yeşim taşı arayışında, içlerinde, mutlaka daha önceden
kazaaılmış psikolojik bir güdü bulunmaktaydı ve Çin'in yeşim
taşı sembolizmi, bu güdünün, daha önceki istiridye kabuğu,
inci ve değerli metallere ait sembolizmi yeşim taşına geçirenler
den elde edildiğini ortaya koymaktadır. Yeşim taşına ayrılan
bölümde, bu görüşün, yeşimtaşı, istiridye kabukları, inciler vs.
ile bağlantılı Çin geleneklerine ait kanıtlar tarafından doğrulan
dığı gösterilmektedir.
E'tinyanın hiçbir ülkesinde, kültür süreçlerinin Çin’dekin-
den daha fazla etki altında kaldığı ve birçok farklı kültürel etki-
leşipn ve karışımların ortaya çıktığı görülmemiştir. Profesör Elli-
ot Smith'in de belirttiği gibi, Çin ejderhası "bileşik bir mucize
yaratıktır". Bu cilt dahilinde, oldukça karışık olan karakterini
elde ettiği değişik etkiler dikkate alındığında ve dikkatle ince
lendiği takdirde, kayda değer kanıtlar elde edildiği gösteril
mektedir. Bir Çin ejderhasına ait büyünün, bir îskoç yılan bü-
yüsüne olan benzerliği, bu bağlantıya duyulan özel bir ilginin
sonucudur. Bununla birlikte, Çin'in pek çok efsane ve tecrübe
leri, Çin'li yazarlar tarafından "Fu-lin" (Bizans imparatorluğu)
olarak adlandırılan bölgelerden elde ettiği ve "Geltic" bölgesin
de, sadece Bizans değil Ege etkileri de ortaya çıkarıldığı bilindi
ğine göre, Iskoçya ve Çin arasındaki bu sihir benzerliği çok
"uzak bir etkileşim" olarak görülmemelidir. Çin ve Iskoç efsa
nelerindeki istiridye kabuklan ile ilgili mitler ve adetler arasın
daki şaşırtıcı benzerlikler de dikkate alınarak, aynı şey söylene
bilir. Batı îskoçyalılar ile Doğan Güneş Ülkesinde oturanlar
hiçbir zaman karşı karşıya gelmemiş olsalar da, benzer kültürel
etkiler, doğdukları bölgelerden doğuya ve batıya doğru sürük
lenmiş ve bu etkileşimleri, okyanuslarla ayrılmış bölgelere,
aynı kanallardan, denizcilerin taşımış olabilecekleri olasılığı
yüksektir.
Çin'de olduğu gibi, Japonya'da da, tamamen köklerine
bağlı bir kültüre rastlamamaktayız, fakat orada rastladığımız
kültür, bugünkü nüfusu temsil eden irsi örnekler kadar, birbi
rinden farklı, dışarıdan elde edilmiş birçok etkiden ortaya çıka
rak gelişmiş bir kültürdür. Hem Çin'de hem de Japonya'da bu
ithal edilmiş öğeler, zamanın ve bölgeselliğin etkisinde kalmış
ve ulusal fikirler ve idealler ile aşılanmış, karıştırılmıştır. Bu
nunla birlikte, gelişme ve değişim süreçleri, gelişimin değişik
evrelerinde özgün fikirlerin pek çoğunun ortaya çıktığı kay
nakları saklamamaktadır.
Japonya'nın eski yerel tarihi, tıpkı Çm'inki gibi, uzun süre
gözardı edilen- Brüte ve Scota hakkmclaki Ingiliz ve Iskoç ma
sallarından daha dikkate değer değildir.
Budistlerinkinden daha eski sistematik misyonerlik atılma
larına ait kanıtlarımız olmamasına rağmen, bu ciltte toplanan'
bilgiler, Mısır İmparatorluğu ve Mezopotamya'da gelişen ilkel
çağların etkili dinsel mezheplerinin, çok uzaklardaki toplumla-
rın bile entellektüel yaşamları üzerindeki etkilerini kaybettikle
rini ortaya koyma yönündcdirler. Görünen o ki, düşünce bi
çimleri, ticari grupların kurdukları ilişkilerin doğrudan ve do
laylı yollarından iletilmiştir. Ticaret yolları açılmadan önce bile,
dinse l inançların ve adetlerin, uzaklardaki ülkelere, altın arayı
cıları ve oralara kurdukları kolonilerden, daha sonraki koloni-
lerin ortaya çıktığı yerleşmeye gelenler tarafından tanıtıldığı an
laşılmaktadır. Birbirinden oldukça uzak bölgelerde aynı komp
lekslere rastlandığında, özellikle de daha eski olan kültür mer
kezindeki komplekslerin tamamen bölgesel fiziksel şartlan ve
hatta insanlarla, onlara ait mitlerin, sembollerin ve dinsel inanç
ve adetlerin birleşmesinden ortaya çıkan politik şartları yansıttı
ğı ar lâşıldığında, bunların aynı özel tecrübeler ve aynı olaylar
silsilesinden ortaya çıktığı görüşünü kabul etmek zordıır.
Donald A.MACKENZIE
t 10
üfo*-1.