Table Of ContentEkim 2012 Sayı 4
bursa’da za m an
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin kültür hizmetidir.
BALKANLAR’DAKİ YÜZYILLIK YALNIZLIĞA SON
Değerli dostlar,
Kültürel değerlerimizi gün ışığına belediyelerimiz hem sivil toplum
çıkarmak üzere çıktığımız yolun önemli örgütlerimiz ve hem de hayırsever
bir durağında daha karşınızdayız. Bu işadamlarımız, bu bölgelerdeki
sefer ağırlıklı konumuz Makedonya- değerlerimizi koruma konusunda
Üsküp özelinde Balkanlar. büyük bir heyecan içindeler. Biz de
Balkanlar’ın bizim için önemi büyük onların desteği ile Selanik’ten Üsküp’e,
kuşkusuz. Osmanlı; Bursa’nın fethi Bosna’dan Prizren’e kadar her köşede
ve devletin kuruluşunun üzerinden çalışma başlattık.
100 bile geçmeden, Balkanlar’a ulaştı
ve başta Üsküp olmak üzere pek çok Bu alandaki son müjdemiz, Makedonya
Balkan kentine adaletini, medeniyetini, Üsküp’te iki ecdat yadigarı eseri
mimarisini taşıdı. Balkanlar’a vurulan bu onarmak üzere çalışmaları başlatmak
mühür, yüzyıllarca başka medeniyetlerle, oldu. Gazi Baba’nın, Üsküp’e hakim bir
başka inançlarla karşılıklı anlayış tepe üzerinde kurulu türbesi ile Rufai
içinde gelişti, kök saldı. Son yüzyıl, Tekkesi’nin restorasyonunu aynı anda
Balkanlar’daki Türk ve Müslümanlar için başlattık. Kafilemizde yer alan değerli
büyük acı, medeniyetimizin sembolleri tarihçi dostlarımız, akademisyenler ve
için ise büyük bir yıkım yüzyılı olmuştur. gazeteciler izlenimlerini yazdılar, keyifle
okuyacağınızı umuyorum.
Bugünün yöneticileri olarak bizler, bu
acı ve yıkımı dindirmek, her türlü hasarı Dergimizin bu sayısı, Balkanlar’ın yanı
Recep ALTEPE
onarmak ve Balkanlar’daki varlığımızı sıra, kent tarihine ilişkin pek çok makale
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı
kalıcı kılmak durumundayız. Bu amaçla ve görüşü de barındırıyor.
Balkanlar’ın her bir yanında gerek
kültürler arası iletişimi güçlendirecek İlgiyle okuyacağınız ümidiyle..
sosyal-kültürel etkinlikler ve gerekse
kültür değerlerimizi ayağa kaldıracak
restorasyon çalışmaları başlattık. Hem
bursa’da zaman
Yıl: 1 Sayı: 4 / Ekim 2012 YAYIN YÖNETMENİ YAPIM & REDAKSİYON
Yerel Süreli Yayın Saffet YILMAZ
(Sorumlu)
İMTİYAZ SAHİBİ
Bursa Büyükşehir Belediyesi adına FOTOĞRAFLAR www.photographica.com.tr
Recep ALTEPE Fatih Özenbaş, Hakan Aydın,
Demet Argun Güngör, Cihat Özkan,
BASKI
GENEL KOORDİNATÖR Adem Elitok, Saffet Yılmaz, Tuğba Özmelek
Aziz ELBAS Yunus Hakan Güler, Nilay Şahinkanat İlcebay,
Ömer Bakan, Hüseyin Yavuz, İHA
İhsan Altıkardeş www.basakmatbaa.com
* Yayımlanan yazı ve fotoğrafların tüm sorumluluğu eser sahiplerine aittir. İzin alınarak ya da kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir.
bursa’da zaman
ÜSKÜP BURSA ARASI KUŞ UÇUMU KAÇ KULAÇ - Metin Önal MENGÜŞOĞLU 04
“MAKEDON KİMLİĞİ YARATMAK” - Namık GÖZ 08
BALKANLAR’DAKİ MÜHÜR, HAÇ VE HİLAL REKABETİ... - Cihat ÖZKAN 12
EVLİYA ÇELEBİ VE ÜSKÜP - Yrd. Doç. Dr. Hasan Basri ÖCALAN 15
ÜSKÜP’ÜN İKİ YAKASI - Ahmet ERDÖNMEZ 18
BİZE HER YER BURSA ! - Yüksel BAYSAL 20
BUHARA, BOSNA, BURSA - Hacı TONAK’ın Kara Hoca Ropörtajı 22
MAKEDONYA’DA TÜRK KÜLTÜRÜNÜN KORUNMASI VE STK’LAR - Türkan GENÇ 27
ÜSKÜP VİLAYET KONAĞI - Bayram VARDAR 28
ÜSKÜP KAPAN HANI - Yrd. Doç. Dr. Sezai SEVİM 30
YENİŞEHİR’DEN KAÇANİK’E - Yrd. Doç. Dr. Doğan YAVAŞ 37
KALKANDELEN HARABATİ BABA TEKKESİ - Behuciddin ŞEHABİ 40
ÜSKÜP RİFAİ TEKKESİ - Prof. Dr. Mustafa KARA 42
GAZİ BABA’NIN HUZURUNDA - Prof. Dr. Bilal KEMİKLİ 46
BALKANLAR’IN YARALARI “İHYA HAREKETİ” İLE SARILIYOR - Gıyasettin BİNGÖL 49
BULGARİSTAN’DAN BURSA’YA GÖÇLE GELEN ŞAİRLER - Nevzat ÇALIKUŞU 50
ERGUVAN, EMİR SULTAN VE BURSA - Prof. Dr. İsmail DOĞAN 52
GÖNÜLLERDEN DİLLERE EMİR SULTAN - E. Ertan AKMAN 60
TARİHİ KENTLER BİRLİĞİ BULUŞMASI - Aziz ELBAS 68
HARAÇÇIOĞLU MEDRESESİ - NEYDİ, NE OLDU? - Saffet YILMAZ 72
“OSMANLI BAŞŞEHRİ BURSA’YA, YENİ DÜŞLER GÖRDÜRMEK” - Prof. Dr. Necmi GÜRSAKAL 76
BENDENİZ AHMET VEFİK PAŞA REFİKİNİZ - E. Ertan AKMAN 80
MERİNOS YİNE “ENERJİ” SAÇIYOR 82
ORTA ÇAĞ’DA BURSA KATLİAMI - Prof. Dr. Mustafa ŞAHİN 86
BİR SÜRGÜN HİKAYESİ: EMİR ABDÜLKADİR EL-CEZAİRİ 90
TARİHİN IŞIKLI SAYFALARINDA BİR BELEDİYE KONAĞI - E. Gülhan ATTİLA 92
KAVAFLAR ÇARŞISI - Dr. Ceyhun İRGİL 94
BESAŞ’TAN GELECEĞE YATIRIM 96
TARİHİ MİRASIMIZ DÜNYA GÜNDEMİNDE 98
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ALTIPARMAK - Feyza AKSOY 102
İ Ç İ N D E K İ L E R
bursa’da zaman 1
ZAMAN TÜNELİ
Eski Üsküp
∞ Üsküp ki, Şar Dağı’nda
2 bursa’da zaman
Eski Bursa
Devamıydı Bursa’nın ∞
YAHYA KEMAL
bursa’da zaman 3
BALKAN DOSYASI
ÜSKÜP BURSA ARASI
KUŞ UÇUMU KAÇ KULAÇ
Metin Önal MENGÜŞOĞLU
Türkiye Yazarlar Birliği her iki yılda idi. İlk iki ödül Türkiye dışından gelen bırakmış olması sebebiyle bu ödüle hayli
bir genellikle Türkçe konuşulan şairlere diğer bir ödül de Türkiyeli bir sevinmiştim elbette. Yani bir gün bir
dünyanın çeşitli ülkelerinde, Türkçenin şaire verilecekti. Gerçekten sürpriz ödül almak istiyor olsaydım bundan daha
Uluslararası Şiir Şöleni’ni düzenler. bir kararla Ahmet Cevdet Paşa büyük iyisini tahayyül bile edemezdim.
Bunlardan yedincisi Üsküp şehrinde ödülüne jüri üyeleri o yıl beni layık
gerçekleşmişti. Her seferinde şölen görmüşlerdi. Jürinin gerekçeleri nelerdir Sevgili arkadaşım şair Cahit Koytak
sonunda Türkçenin büyük üstatları adına bunu bilecek durumda değildim. Bursa’da da en az benim kadar sevinmişti.
üç ödül verilir. 2007 yılındaki ödüller yaşıyor olmam ve Üsküp şehrinin bende Onunla aynı odada kalıyorduk ve onun
Mevlana, Hatayi ve Cevdet Paşa adına neredeyse minyatür bir Bursa izlenimi henüz yayımlanmamış şiir dosyalarını
4 bursa’da zaman
okuyorduk. Hülasası şudur ki o tarihteki krizleri yaşıyordum. Cahit, bir şehri iyice Bursa, Üsküp, şiir ve çaydan söz ederek
Üsküp seyahatimizin her safhası, her tanıyabilmek için onun sokaklarında dolanırken bir lokantacı “gelin bakalım
saniyesi şiirle dopdolu idi. kaybolmak lazımdır diyordu. Diyordu ne istiyorsunuz” diyerek dükkânına
Bir Cuma günü namaz vaktinden önce lakin ben hemen ona şöyle cevaplar çağırdı bizi. Derdimizi anlamıştı. Sallama
Üsküp’ün çarşısına daldık. Cahit, veriyordum; benim Üsküp’te kaybolma çaydan hoşlanmıyorduk ille de demli
cebinden çıkarttığı minik defterine ihtimalim yok çünkü sanki Bursa’da çay arzuluyorduk. Halimizden anlayan
durmadan bir takım notlar alıyor ben dolaşmaktayım. Otuz yıldan beri adamcağız bizi oturttu arka bahçedeki
ise dükkânların birisinde alıştığımız oturduğum Bursa’da kaybolmayacağıma çıraklara bağırdı. Aceleyle bize çay
demleme çay bulabilir miyiz diye çay göre Üsküp’te de kaybolmam, diyordum. demletti. Üçer dörder bardak içtik. Para
bursa’da zaman 5
BALKAN DOSYASI
Üsküp Alaca Cami
vermeye kalkınca da yüzümüze öyle yapıyormuş. Üsküplü bir Türk hanım benzetmenin en güzelini yapan şair Yahya
bir baktı ki doğrusu utandık. İkram için orada konuşup konuşamayacağımı sordu. Kemal de bu alakadan hareketle “Üsküp
teşekkür edip ayrıldık. Evet, sanki Bursa Hem ödül alan, hem Bursa’dan gelen hem ki Şar Dağı’nda devamıydı Bursa’nın”
esnafının arasındaydık. Bir zamanlar de programda bolca Yahya Kemal şiirleri diyebilmiştir. O Yahya Kemal ki
Bursa’da dolaşanların da böyle hikâyeleri okuyan benim, Üsküplü Türkçe konuşan annesinin mezarı Üsküp’te kendi mezarı
vardı. insanlara söyleyeceklerim olmalı diye ise İstanbul’dadır. Sanki dünya durdukça
düşünmüştü. bu iki mezar arasındaki alaka her iki
İkram edilen çaydan ötürü minnetimizi şehir ve ülke arasında kopmaz bir köprü
birbirimize anlatırken arkadan bir el Neler söylenemezdi ki Üsküplü vazifesi görecektir. Ne garip tecellidir
omzumuza dokundu. Döndük altmışlı ahbaplarımıza? Bir kere ben Yıldırım ki Yahya Kemal’in annesinin mezarı
yaşlarda bir adam meğer arkamızdan bizi Beyazıt Han’ın yaptırdığı Bursa Ulu Cami Üsküp’te oysa kalbi İstanbul’dadır. Yahya
dinliyormuş. Bize bir adres verdi; cuma civarına en az iki günde bir uğrar, oradaki Kemal’in ise mezarı İstanbul’da kalbi
namazından sonra dükkânına uğrarsak atmosferi içime çekerek düşüncelere Üsküp’te kalmıştır. Bir toprakta kabristan
aynı çaydan ikram edeceğini de söyledi. dalardım. O Yıldırım Beyazıt Han ki açacak kadar yaşamış bulunan toplumun
Türkçeyi çok iyi konuşan Arnavut kökenli Üsküp fatihidir. Sanki Bursa’da bu oraya nakşettiği mühür, sanki ebediyen
bir ayakkabıcıydı kendisi. Bursa’ya, sultanın eliyle neler gerçekleştirilmişse silinmeden yaşayacakmış gibi görünür.
İstanbul’a defalarca geldiğini de ekleyip bir benzeri belki minyatür olarak
camiye doğru yöneldi. ayniyle Üsküp’te de inşa olunmuştu. Osmanlının fetihleri öylesine manidar
Bir garip benzerlik de her iki şehrin biçimde gelişmiştir ki bugünden bakarak
Üsküp şehrindeki radyo ve televizyon ulu bir dağa yaslanarak öteki şehirlere onları izaha kalkışmak hayli müşküldür.
günde iki buçuk saat Türkçe yayın caka satmasında yatmaktaydı. Nitekim Düşünün ki Anadolu’da daha birçok
6 bursa’da zaman
bölge farklı beyliklerin veya Rumların Ben konuşmam esnasında sözü Yahya Bir halk bir toprağa türkü yakmışsa, o
egemenliği altında yaşıyorken, o nasıl Kemal’den başlatıp türkülere getirdim toprağı mülkiyet olarak halkın elinden
bir ileri görüşlülükle adımlar atarak ve dedim ki, diyelim bütün camileri alsanız bile toprağın ruhu o halk ile
Balkanlar’dan Avrupa ortalarına kadar yıktılar, çarşıları harap ettiler, peki, o beraber yaşamayı sürdürecektir. İşte
ilerlemişlerdir. Hele bir de Yahya türküleri nereye koyacak, nasıl ortadan Üsküp ile Bursa arasındaki asıl irtibat bu
Kemal’in yaşadığı hasreti okuyunca kaldıracaklar? Halkın yaktığı türküler türkülerle kurulmuştur ve ebediyete kadar
insanın kalbini müthiş bir hüzün tarih boyunca bütün yıkıcıları tarihin da yaşayacaktır. Kaldı ki türküler bugün
kaplamaktadır. tozlu yapraklarında unutulur kılmıştır. fiziki anlamda yeryüzünde taş üstünde tek
taşı kalmamış şehirleri bile yaşatmıyor
“Kalbimde bir hayali kalıp kaybolan şehir İşte Üsküp türkülerinden bir demet: mu? Örnek isteyen benim memleketim
Ayrılmanın bıraktığı hicran, derindedir.” Harput’a baksın. Bugün Harput diye
Ah ne bakarsın hayın hayın bir şehir yoktur artık. Ama muazzam
Makedonya televizyonunda Türkçe Belgrat yolu uzun urgan bir Harput folkloru ve türküleri bütün
konuşurken ben, Yahya Kemal’in İlk yaz olur açar bade çiçeği dünyadaki vicdanlı insanların kalbini
bu hasretinden hareketle, yeniden Kalk be Muradiye titretmeyi sürdürmektedir.
buluşmamızın sıradan bir kabristan Karşı karşı kurduralım hanları
ziyaretinin çok ötesinde bir iletişim bağı Köşküm var deryaya karşı Değil mi ki Vardar Nehri Ege Denizi’ne
olması lazım geldiğini söylemiştim. Kumanova yolları döküldüğü müddetçe bize ünlü bilgin
Nitekim bahsi geçen şiirinde Yahya Kuzum seni bin kadayla sevmişim İbn-i Haldun’u hatırlatacaktır. Çünkü o
Kemal devamla şöyle söylemiyor muydu? Potinimin tabanı “tarihi hadiseler suyun suya benzediği
Şu Vardar’ın suyuna bak kadar birbirine benzerler” demekteydi.
“Çok sürse de ayrılık, aradan geçse çok Üsküp’e varmadan gelir Kumanova Bizim denizimize akan bizim nehrimizin
sene Yıldız Dağı işte de geldim yanına sularında da bizim türkülerimizin tadı
Biz sende olmasak bile, sen bizdesin Mayadağ’dan kalkan kazlar her zaman dünyaya varlığını ilan etmeyi
gene.” (Vardar Ovası) sürdürecektir.
Evet, işte ben, Bursa’dan gelmiştim,
Makedonya televizyonunda Türkçe
konuşan Türkiyeli bir şairdim. Biz
buradaydık ve burası bizdeydi.
Çarşılarda dolanıp dururken insanlar
bizi dükkânlarına çağırıyor, ardımızdan
omuzlarımıza vurarak yarenlikler
ediyorlardı. Üstelik bu şehri tanımamız
için ince, narin ve dar sokaklarına dalıp
kaybolma ihtimalimiz de yoktur. Çünkü
say ki burası Bursa’dır.
Yahya Kemal’in kalbinde yalnızca
hayali kalıp kendisi kaybolan bir şehir
midir Üsküp? Hayır! Yüzlerce defa
hayır! Üsküp’te o çarşılar, camiler,
küçük medrese ve tekkeler, kabristanlar,
köprüler yaşadığı müddetçe, kaç İskender
heykeli yükselirse yükselsin, hangi
boyutlarda haç dikilirse dikilsin şar
dağına, sonuç değişmeyecektir. Çünkü biz
onda olmasak bile o şehir bizimle olmayı
sürdürecektir. Nitekim televizyonda
konuşmaya giderken programın yapımcısı
hanım arkadaş Makedonya’da kendilerine
yönelik kısıtlamalardan şikâyet etmişti.
bursa’da zaman 7
BALKAN DOSYASI
8 bursa’da zaman
Description:Balkan kentine adaletini, medeniyetini, mimarisini taşıdı. mühür, yüzyıllarca başka medeniyetlerle, Hamburger, show, TV, alışveriş merkezi.