Table Of ContentEco new farmers
Modül 3- Bitkiler ve Teknik Güzergahlar
Bölüm 8- Entegre Bitki
Koruma
Module 3 – Bitkiler ve teknik olarak izlenmesi gereken
yollar
Bölüm 8 – Entegre Zararlı Yönetimi
www.econewfarmers.eu
1.Giriş
Organik tarımda hastalık, zararlılara ve yabancı otlara karşı savunmanın ilk hattı iyi bir toprak
yönetimi ve ürün rotasyonudur fakat yine de bazı durumlarda doğrudan müdahale gereklidir.
Bu bölümde organik tarım yönetmelikleri uyarınca sizin için hastalık, zararlı ve yabancı otlara
karşı kullanılabilir entegre zararlı yönetimi olarak adlandırılmış (IPM) bitki koruma metotları
hakkında bilgiler edineceksiniz.
Res. 1. Hastalık, zararlı ve yabancı otlara karşı kontrol önlemleri
2. Genel Prensipler
Geleneksel çiftçi ile karşılaştırıldığında, ürünlerini koruyacak bir kimyasal cephaneye sahip
değilsiniz. Anlık verim kayıplarını ve ileride doğacak sorunları önlemek için ürünlerinizdeki
hastalık, zararlı ve yabancı otları tamamıyla ortadan kaldırmaktan çok onları düşük
popülasyon seviyelerinde baskı altında tutmayı amaçlamalısınız. Ürün rotasyonu ve farklı
tarım metotlarını daha sonra gerekli yerlerde mekanik ve fiziksel mücadele yöntemlerini ve
en sonunda sadece son çare olarak ruhsatlı materyallerden/ bitki koruma ürünlerinden
faydalanarak bitki koruma sorunlarını en aza indirmeyi denemelisiniz.
Res. 2. Yabancı otlara karşı mekanik ve fiziksel yöntemler.
Entegre Zararlı Yönetimi, ya da IPM, çevreye ve insanlara karşı var olan riskleri en aza
indirirken zararlı problemlerini çözmek için kullanabileceğin bir yöntemdir. IPM kentsel
alanlarda, tarımda ve yaban hayatında ya da doğal alanlarda bulunan her türlü zararlıyı
kontrol etmek için kullanılabilir. Sağlıklı ürün yetiştirmek ve pestisitlerin kullanımını en aza
indirmek için farklı yönetim stratejileri ve uygulamalarını birleştiren bitkisel üretim ve bitki
korumaya karşı bir ekosistem yaklaşımıdır (Organik tarım olması durumunda biyopestisitler).
IPM biyolojik mücadele, yaşam alanlarının zararlının aleyhine olacak şekilde değiştirilmesi,
kültürel uygulamaların değiştirilmesi ve dayanıklı çeşitlerin kullanımı gibi tekniklerin
kombinasyonu yoluyla zararlıların veya meydana getirdikleri zararın uzun süreli önlenmesine
odaklanmaktadır. Biyopestisitler gözlem sonrasında ancak ihtiyaç duyulduğunda belirlenmiş
kurallara ve uygulamalara göre sadece hedef alınan organizmayı gidermek amacıyla
kullanılır. Zararlı kontrol yöntemleri insan sağlığına, çevreye, yararlı ve hedef dışı
organizmalara karşı olan riskleri en aza indirecek bir şekilde seçilir ve uygulanır.
IPM kullanımı sadece sizin gördüğünüz andaki zararlıları yok etmekten daha çok, zararlıyı ve
onun yeteneklerini gelişmesini etkileyen çevresel faktörlere bakacağınız anlamına gelir. Bu
bilgiyi edindikten sonra zararlı için uygunsuz çevre koşullarını oluşturacaksınız.
IPM içerisinde, gözlem ve doğru zararlı teşhisi size zararlı ile mücadelenin gerekli olup
olmadığına karar vermenizde yardımcı olacak. Gözleme hangi zararlının mevcut olduğunu,
hangi popülasyon yoğunluğunda olduğunu ya da nasıl bir zarara sebep olduğunu belirlemek
için tarım alanını, peyzaj, orman, veya bina ya da diğer alanları kontrol etmen demektir.
Zararlının doğru bir şekilde teşhis edilmesi zararlının problem olup olmayacağı ve en iyi
yönetim stratejisinin belirlenmesinde püf noktadır.
Gözlem ve zararlı hakkındaki bilgilerin, zararlının biyolojisi ve çevresel faktörlerin
değerlendirilmesinden sonra, zararlının tolere edilip edilemeyeceğine ya da zararlının
mücadeleyi gerektiren bir sorun olup olmayacağına karar verebilirsiniz. Eğer mücadele
gerekliyse, bu bilgi en etkili mücadele yöntemlerini ve bu yöntemleri kullanacağınız en uygun
zamanı belirlemenizde size yardımcı olacaktır.
Bu karar ekonomik eşik kullanımına dayalıdır: artan bir zararlı popülasyonunun ekonomik
zarar seviyesine ulaşmasını önlemek için mücadele girişimlerine başlanması gereken
hastalık ya da zararlı yoğunluğudur.
Ekonomik eşik yetiştirme sezonu boyunca ürün gelişiminin farklı aşamalarında değişebilir,
yetiştirilen ürün çeşidinden çeşide göre değişebilir, ve yeni zararlılara, yeni çeşitlere, yeni
mücadele uygulamaları, yeni pazarlama standartları ve ticari ürünlerin fiyatlarındaki
değişimlere karşılık gelecek şekilde sürekli gözden geçirilmelidir. Ekonomik eşiğin bazı
örnekleri:
- soya fasulyesi yaprak böcekleri (Cerotoma trifurcata): (çiçeklenme öncesi) yaprak dökümü
%30’a ulaştığında ve her bir sıra ayağında (per foot of row) 5 ya da daha fazla böcek;
-Mısırda Bozkurt (Agrotis ipsilon): bitkilerin % 3’ü veya daha fazlası kesilmişse ve larva hala
mevcutsa çıkış sonrası kurtarma uygulaması
- Kavunda Yaprak Galeri Sinekleri (Liriomyza spp.) : yaprak başına ortalama 15-20
arasında parazitlenmemiş larva varsa biopestisit uygulaması önerilir.
IPM programları mücadele yaklaşımlarını daha büyük bir etkinlikle bir araya getirir. En etkili
ve uzun süreli etkinlik sağlayan yöntem, birlikte kullanıldığında daha iyi işleyen mücadele
yöntemlerinin - biyolojik, kültürel, biyoteknik, genetik, fiziksel/mekaniksel ve kimyasal
mücadele araçlarının- birleştirilmiş bir şekilde kullanılmasıdır. Organik tarım çiftçileri
biyopestisitlerin kullanımını en aza indirmeliler.
2.1. Yabancı Otlarla Mücadele Yöntemleri
Organik ürün yetiştiricileri için yabancı otlar çok fazla bahsedilen bir problemdir. Yabancı
otları kontrol metotları dolaylı, yani önleyici ya da doğrudan, yani reaktifdir. Reaktif metotlar
ürün sıraları arasında yetiştiriciliği ve büyüyen bitkilerin tırmıklanmasını içerirken önleyici
yöntemler ürün rotasyonunu içermektedir.
(a) (b)
Res. 3. (a) Dolaylı control yöntemleri (önleyici) ,(b) doğrudan control yöntemleri (reaktif).
Yabancı otların kontrolünde dolaylı yöntemlere bir ürünün planlanma aşamasında karar
verilir. Amaç yabancı ot baskısını azaltmak ve yetiştiriciliği yapılan ürünü daha rekabetçi
yapmaktır.
Mücadelenin ilk basamağı rotasyon için ürün seçimidir. Yabancı otlar tam bir yabancı ot
kontrolü yapılamayan organik koşullar altında tahıllarda sıklıkla daha kötüdür, fakat sıraya
ekilen bitkilerde, özellikle patateste, yetiştiriciliğin sıralar arasında gerçekleştirildiği ve
çim/yonca gibi geçici otlakların tohum vermek için çok az şans elde ettiği yerlerde o kadar da
kötü değildir.
Yabancı otların kontrolünde diğer dolaylı yöntemler:
• Yabancı otlarla diğerlerinden daha rekabetçi çeşitleri seçmek
• Yetiştiricilik için eski bir tohum yatağı hazırlamak
• Tohum oranı yüksek olan bir ürün seçerek yabancı otların baskılanması
• Doğu batı yönünde ekim ve çapraz ekim gibi ekim tekniklerinin hepsi kültür bitkisine
yabancı otlarla baş etmede yardım edebilir
• Örtücü bitkiler
• Malçlama
Res. 4. Örtücü bitkiler
2.1.1. Doğrudan Yabancı ot Kontrol Metotları
Yabancı otların azaltılması için önleyici tedbirlerin planlanması bütün sorunları çözmeyebilir.
Birçok durumda bazı yabancı otların temizlenmesi yetiştiriciliği yapılan ürünlerde gerekli
olacaktır. Bu durum en iyi tahıllar başta olmak üzere bazı örneklere bakılarak açıklanabilir.
Tahıllar önceleri pis ve otsu ürünler olarak görüldü çünkü yetiştiriciliği yapılan ürün içerisinde
yabancı otları kolayca kontrol etmenin bir yolu yoktu. Eğer Britanyanın güneyinde
yaşıyorsan, eski tohum yatakları yabancı ot büyümesini engellemenin iyi bir yolu fakat
kuzeyde, bunun için de zaman olmayabilir.Tahıl ürünlerinde geniş yapraklı yabancı otların
kontrolü için tırmık tarağı gibi çatal dişli yaylı bir tırmık eğer düzgün kullanılırsa etkili olabilir
(Resim 5). Yetiştiriciliği yapılan ürün kısmen kısa olmalı, boğum uzaması ve filizlenme
başlangıcından önce, ve toprak ve hava kuru olmalı ki böylece sökülen yabancı otlar
kurutulsun ve öldürülsün. Ot temizleme makinesiyle ürün içerisinden birden fazla geçmek
gerekli olabilir.
Res.5. Tırmık tarağı yabancı ot temizleme de etkili olabilir.
Tırmık tarağı ayrıca bezelye ve fasulye gibi baklagiller içinde kullanılabilir. Tekrar kuru
koşullar gereklidir, ve kültür bitkisi iyileşemeyecek kadar zarar görüyor gibi görünse de
uğradığı zararın çok az bir izini taşıyarak normal bir şekilde büyümesine devam edecektir.
Alternatif olarak, fasulyeler 30 ila 40 cm arayla geniş sıralara ekilebilir, ve yabancı otları
erken dönemlerinde yok etmek için bir sıra arası kültüvatörü kullanılabilir.
Patateste ve diğer sıraya ekilen bitkilerde yabancı ot kontrölünün normal mücadele şekli sıra
arası kültüvatörlerledir(Resim 6a). Patates genelde sırta ekilirler. Yabancı ot kontrlü için sırt
önce bir kazıyıcı ile alt üst edilir ve sonra tekrar sırt oluşturulur böylece yabancı otları
sökerek ve toprak altında bırakarak mücadele edilmiş olur. Patates rekabetçi bir bitkidir ve
küçük yabancı otları kısa bir sürede gölgede bırakır. Bu şekilde iyi bir yabancı ot mücadelesi
yapılabilir.
(a) (b)
Res. 6. (a) Sıra arası kültüvatörlerin kullanımıyla erken dönemlerde yabancı otların yok
edilmesi (b) Sırta ekilen bitkilerde
Şalgam da bir sıra bitkisidir fakat patatesten çok daha az rekabetçidir. Küçük şalgam
tohumları, genellikle sıralara ve sırtlara 50 ila 70 cm arayla (Resim 6b), ve bazen de bitkiler
sıra arasına ekilmeden önce dikkatli bir şekilde ekilir. Sırt bitkileri için sıra arası kültüvatörler
genellikle yabancı otları ortadan kaldırmak için sırt yanlarını kesilip uzaklaştırıldığı ve daha
sonraki bir tarihte yabancı otları toprak altında bırakmak için sırtların tekrar yapılması
anlamına gelir. Yabancı otlar ile kültür bitkileri arasındaki farklılıkları belirleyebilecek pahalı
sensör sistemlerin yokluğunda, sıra içerisindeki yabancı otları ortadan kaldırmanın tek yolu el
ile çapalamadır.
Ekonomik değeri yüksek süpermarketler ya da yerli manavlar için yetiştirilen bitkilerde, çok
daha pahalı yabancı ot mücadele yöntemlerine ihtiyaç duyulabilir. Lahana gibi bahçe
sebzelerinin fideleri plastik tüpler içerisinde dikilebilir yada bitkiler etrafında malçlama
yapılarak yabacı otların gelişmesi engellenebilir. Kültür bitkileri ekilmeden ya da fideler
dikilmeden önce yabancı otlar gözle görünür hale geldiğinde özel alet ve ekipmanlarla ısıl
işlem ya da alevlerle yabancı ot kontrolü yapılabilir. Daha sonraki dönemlerde tohum
yataklarında yabancı ot temizliği yapılabilir. Bunun için işçilerin toprak üzerinde belli bir
mesafeye kadar paralel olarak yatabildiği bazı ekipmanlar traktörlere ilave edilir ve yabancı
otlar el ile sökülebilir.
(a) (b)
Res. 7. (a) Ürünleri yabancı otlardan koruyan malçlar (b) ısıl işlem uygulaması
3. Pests and diseases in organic crops
Tarımsal zararlılar tavşan, karga ve güvercinler gibi omurgalı hayvanlar ya da böcekler
(örneğin sinekler, coleopterler, kelebekler ve güveler gibi), karındanbacaklılar (örneğin
sümüklü böcek ve salyangoz gibi), nematodlar ve akarlar olabilirler.
Res. 8. Hastalık ve zararlı problemleri
Organik tarımda, mücadele yöntemleri omurgasız zararlılar ve hastalıklar için çoğu zaman
birbirine benzerdir. Hastalık ve zararlılara karşı farklı mücadele yöntemleri kullanılabilir:
• Düzenleyici- böcek ve patojenlerin yayılmasını azaltmak ve kontrol etmek için
düzenleyici önlemler
• Genetik- bellirli hastalık ve zararlılara karşı dayanıklı seleksiyon ya da bitki ıslahı
• Kültürel- hastalık ya da zararlı davranışını, konukçu durumunu, çevre koşullarının
hastalık ya da zararlının aleyhine olacak şekilde değiştiren kültürel uygulmalar
• Fiziksel- Alet ve ekipmanların kullanımı, zararlıları kontrol etmek için diğer fiziksel
yöntemler (Toprak işleme, yakma, tuzaklar, vb)
• Biyolojik- zararlıların doğal düşmanlarının kullanımı- yararlı böcekler ve hastalık
yapıcı organizmalar ve bunların gelişiminin teşvik edilmesi ( klasik biyolojik mücadele,
artırma ve koruma)
• Biyoteknik- tarımsal zararlıların hayatta kalmalarını olumsuz etkileyecek çevresel
davranışları ve fizyolojik mekanizmaları olan böceklerin kullanımı
• Kimyasal- doğal yollarla elde edilmiş pestisitlerin kullanımı
3.1. Düzenleyici yasal önlemlere dayalı mücadele şekli
Ulusal ve uluslararası düzeyde böceklerin ve patojenlerin yayılmasını azaltmak ve kontrol
etmek için farklı düzenleyici önlemler uygulanmaktadır. Topluluklar ve insanlar dünya
etrafında yolculuk yaparken bitkilerde risk oluşturan organizmalarda onlarla birlikte yolculuk
ederler. Bu yayılmayı önlemek için, uluslararası bitki sağlığı anlaşması -The International
Plant Protection Convention, IPPC (https://www.ippc.int/en/who-we-are/)- zararlıların bir
ülkeye girişini ve o ülkeler arasında yayılmasını önleyerek kültür ve yabani bitkileri korumayı
amaçlayan Uluslararası Bitki Koruma Birliği 1952 yılında kuruldu.
Bitki kaynaklarını hastalık ve zararlılardan koruyarak, IPPC; yardım etmektedir.
1. Çiftçileri ekonomik açıdan yıkıcı böcek salgınlarından korumak.
2. tür çeşitliliğini kaybını azaltarak Çevreyi korumak
3. Zararlı istilaları sonucu ekosistemleri canlılık ve fonksiyon kaybından korumak
4. Üreticileri ve tüketicileri zararlı kontrolü veya eradikasyonu maliyetlerinden korumak.
5. Bitki ve bitkisel ürünlerin güvenli hareketlerini düzenleyen standartlar aracılığıyla
ticaretin kolaylaştırılması
6. Bir ülkeye yeni bitki zararlılarının girişini ve yayılmasını önleyerek geçim kaynaklarını
ve gıda güvenliğini korumak.
Bu anlaşmaya dayalı olarak, Avrupa Birliği bitkisel ürünleri,meyveleri, sebzeleri, çiçekleri, süs
bitkilerini ve ormanları hastalık ve zararlılardan(zararlı organizmalardan) korumak için
sürdürülebilir bir tarımsal üretime katkı sağlayacak belirli birtakım bitki sağlığı kuralları
koydu. 2000/29/EC Konsey Yönergesi bu amaçların zeminini oluşturmaktadır. Bu Konsey
Yönergesi ayrıca bir dizi Kontrol Yönetmelikleri ve Acil Durum Tedbirleri alınarak yasal olarak
da desteklendi. Avrupa Birliğine üye olan her ülkenin özel ulusal düzenlemelerle birlikte bu
Kontrol Yönetmeliklerini ve Acil Durum Tedbirlerini uygulanması gerekmektedir.
Bu kurallar:
• AB dışındaki ülkelerden gelen AB'ye bitki ve bitkisel ürünlerin girişini düzenler;
• AB içinde bitki ve bitkisel ürünlerin hareketini düzenler;
• Salgın durumunda yok etme ve Alıkoyma tedbirleri uygular ve bu işlemleri birlikte
finanse eder;
• AB ye bitki ve bitkisel ürün ihraç etmek isteyen AB dışından olan ülkelere bazı
yükümlülükler getirir.
3.2. Çeşit seçimi ile mücadele – Genetik Mücadele yöntemleri
Bitkisel ürün hastalıkları ile mücadelede en düşük maliyetli yöntemlerden birisi de dayanıklı
çeşitlerin kullanımıdır.
Hastalığa dayanıklılık ve hasalığa dayanıklı çeşitleri yetiştirmek için olası yerleri seçmek bitki
ıslahçılarının birincil amacıdır. Fakat zararlılara yetiştirilecek ürün çeşidi seçimiyle
dayanıklılıklar bulmak daha zor bir iştir. Dayanıklılığın veya kısmen dayanıklılığın Patates kist
nematoduna karşı Pentland Ivory çeşidi ve havoc sineğine karşı Sytan çeşidi gibi birkaç
örneği vardır.
Genetik kontrolün başarılı bir örneği 19. Yüzyılın ortasında üzüm bağlarını geliştirmek için
anaç çeşitlerinin Avrupadaki bağların büyük bır kısmında ciddi zarara sebep olan üzüm
filokserası olarak bilinen zararlılara karşı kullanımıyla gerçekleştirilmiştir. Avrupadaki
bağlarda gerçekleşen bu yıkıma 1850 li yılların sonuna doğru Atlantik okyanusu boyunca
taşınan Kuzey Amrerika kökenli bir yaprak biti sebep oldu. Diğer asma türlerinden ve
dayanıklı hibritlerden elde edilen anaç çeşitlerinin aşılanmasıyla bu zararlıya karşı asmalar
koruma sağlanabilir. Bu amaçla kullanılan anaçların çoğu belirli bir toprak tipine,kimyasına ve
verimliliğine adapte olmuştur. Bu anaçlar ayrıca tuzluluk, aşırı su ve kuraklık gibi
problemlerin üstesinden gelmek için de bağcılıkta kullanılabilirler. Yetiştiricilerin anaçları
seçerken dikkat etmesi gereken hususlar:
• Mevcut ve potansiyel toprak zararlılarına karşı dayanıklı olması
• Toprak verimliliğine, derinliğine ve tekstürüne uygun olması
• Toprak kimyasına uygun olması (pH, Tuzluluk, kireç içeriği)
• Toprağın tahmin edilen kullanılabilir su durumuna,drenajına ve sulama
uygulamalarına uygun olması
• Bağcılık tasarımına uygun olması
• Salkımlardaki meyve özelliklerine ve salkım çeşitlerinin gelişmesine uygun olması
Res 9. Asma aşılama
3.3.Kültürel Uygulamalar ile Mücadele
Hastalık ve zararlı yoğunluğu genel olarak organik ürünlerde organic olmayan ürünlere gore
daha azdır. Bu durum organic ürünlerde daha fazla doğal predatörlerin oluşundan ya da
bitkilerin daha fazla dengeli beslenmesinden kaynaklanıyor olabilir. Bu durumun diğer bir
nedeni ise büyük ihtimalle organic ürünlerin daha düşük bir verimlilik altında yetişmesinden
dolayı daha yüksek toplam kuru maddeye ve daha az sulu bitkilere sahip olması, böceklerin
beslenmesine ve hastalıklara karşı koyan daha kalın hücre duvarına sahip olmalarıdır. Bu
durum ürün rotasyonu, örtü bitkileri, ekim ve hasat zamanının ayarlanması, yetiştirme, Yeşil
alan kullanımı ve Canopy yönetimi (şarap yapımına yönelik üzüm bağcılığında kaliteyi artırıp
hastalık oranlarını düşürmeye yönelik olarak kullanılan bir yöntem) gibi benimsenen kültürel
uygulamalarla ile ilgilidir.
Ürün rotasyonu organic ürünlerde hastalık ve zararlıların her ikisinin mücadelesinde de
önemlidir. Rotasyon zaman ve yetiştiricilik yerinde benzerlik gösteren ürünlerin ayrılmasını
sağlar(Resim 10). Konuçuya özelleşmiş Patates kist nematodu ve tahıllarda göz lekesi
hastalığı gibi hastalıklar ve zararlıların mücadelesinde oldukça etkilidir. Fakat salyangozlar
gibi genel zararlılara karşı ve kuş gibi göç eden zararlılara karşı çok etkili değildirler.
Fig. 10. Ürün rotasyonu – Yetiştiricilik zamanı ve yeri bakımından ürünlerin ayrılması
Hastalıklar ve Zararlılar ekim ve hasat zamanları ayarlanarak belirli bir dereceye kadar
önlenebilir. Yulaflarda erken ekim yapılarak bir sinek larvası zararı(Oscinella frit) giderilebilir.
Havuçta geç ekim yapılarak havuç sineğie zararı ve kışlık tahıllarda geç ekim yapılarak, göz
lekesi hastalığı ve külleme zararı azaltılabilir.
Hastalık ve zararlı saldırılarını önlemek için toprak işleme yapılabilir. İyi hazırlanmış bir
tohum yatağı ürünün hızlı bir şekilde büyümesini ve bazı sorunlardan kaçınmasını
kolaylaştırır. Sıkı bir tohum yatağı ise salyangoz gibi omurgasızların aktivitesini azalatır. Anız
üzerindeki Rhynchosporium daha sonra çıkan arpa bitkilerini hastalandırmaktadır. İyi bir atık
yönetimi bu tür hastalıkların bulaşma kaynaklarını ortadan kaldırır.
3.4. Fiziksel Mücadele Yöntemleri
Bazı omurgasız zararlılar fiziksel mücadele yöntemleriyle ürünlerden uzaklaştırılabilirler. Sert
bir plastic ağ şerit halinde bir bariyer gibi çekilerek kullanılabilir. Bu uygulama ekonomik
değeri yüksek sebze zararlılarına örneğin havuç sineğine karşı etikili bir yöntem olabilir.
Bariyer olarak kullanılan bazı bariyerler ürün gelişimini ve yabancı ot gelişimini aynı anda
teşvik edebilir bu durumlarda yabancı ot mücadelesine biraz daha ağırlık vermek gerekebilir.
Res. 11. Fiziksel Mücadele Yöntemleri
3.5. Biyolojik Mücadele
Biyolojik mücadele zararlıları control etmek için sadece canlı organizmaların kullanılmasına
dayanan bir mücadele şeklidir. Biyolojik mücadele şimdiye kadar çok farklı şekillerde
tanımlanmıştır fakat en çok rağbet gören tanım Eilenberg et al. (2001)‘e aittir.
„Biyolojik mücadele, bir zararlı organizmanın popülasyon yoğunluğunu veya etkisini
olabileceğinden daha aza indirmek ve daha zararsız hale getirmek için başka organizmaların
kullanılmasıdır”
Bu mücadele de belirli bir zararlıyı (virüsleri de içeren) kontrol etmek için özel olarak seçilmiş
canlı organizmalar insanların yararına kullanılır. Bu seçilmiş organizmalar zararlı
organizmalara saldıran predatör, parasit veya patojen olabilir. Bu doğal düşmanlar organik
tarımda sık sık diğer mücadele yöntemlerinin yerine kullanılabilen oldukça önemli
organizmalarıdır.
Biyolojik mücadele kullanımı pestisitlerin kullanımına göre zararlının biyolojisi ve ekolojisi
hakkında çok daha fazla bilgi birikimi gerektirir. Bütün biyolojik mücadele yöntemlerinde
doğal düşmanların zararlının mücadelesinde etkili olduğunu ispatlamak gerekir.
Biyolojik mücadele diğer mücadele yöntemlerine göre bazı avantajlara sahiptir. Bu avantajlar:
-Hedef alınan zararlının uzun süreli kontrolü (doğal düşmanın korunması ve getirilmesi
durumunda geçerlidir)
-Sınırlı yan etkiler
-Sadece 1 veya benzer birkaç canlıya karşı etkilidir.
- kendi kendini devam ettiren canlılardır.
- Tek bir maliyete sahip olması (doğal düşmanın getirilmesi ve korunması durumunda
geçerlidir)
- tanımlanan risk seviyelerinin bilinmesi ve biyolojik mücadele ajanının getirilmeden önce
değerlendirilir.
Biyolojik mücadele de örtüşen 3 strateji bulunmaktadır. Her biri diğerin açık bir şekilde
ayrılmıştır. Bunlar: Yerli doğal düşmanların korunması ve desteklenmesi, klasik biyolojik
mücadele (Doğal düşman ithali) ve Yerli doğal düşmanların popülasyonlarının
artırılması. Şimdiye kadar çoğunlukla klasik biyolojik mücadele üzerinde durulsa da son
zamanlarda Yerli doğal düşmanların popülasyonlarının artırılması üzerinde birçok çalışma
yapılmaktadır.
Koruma – “Zaararlıların etkinliklerini azaltmak için belirli doğal düşmanları veya diğer
organizmaları korumak yada popülasyonunun artışını sağlamak için çevrenin veya mevcut
uygulamaları değiştirilmesidir.” (Eilenberg et al., 2001)
Biyolojik mücadele çalışmalarında koruma önemli bir stratejidir. Bu strateji doğal düşmanların
etkinkliğini azaltan faktöelerin tanımlanmasını ve yararlı türlere yardım etmek için çevresel
değişikliklerini kapsamaktadır. Doğal düşmanların korunması hem onların etkinkliğini
sınırlandıran faktöelerin azaltılmasını hem de doğal düşmanlara yardım edecek kaynakların
temin edilmesini içerir.
Koruma, hedeflenen alana iyi uyum sağlamış doğal olarak ortaya çıkan düşmanların
korunmasına dayanır(Resim 12). Doğal alanlardan elde edilen doğal düşmanlar ticari
preparatlar haline getirilmektedir. Dolayısıyla, koruma muhtemelen yetiştiriciler için en önemli
ve kolaylıkla uygulayabilecekleri biyolojik mücadele metotudur. Bu metot genellikle basit ve
düşük maliyetlidir. Çok fazla çaba göstermeden doğal düşmanların aktivitesi gözlemlenebilir.
Örnek olarak uğur böcekleri, altın gözlü avcı, syrphid larvası ve parazitlenmiş yaprak biti
mumyaları yaprak biti kolonilerinde neredeyse her zaman mevcuttur. Yüksek nemli periyotları
takiben funguslar tarafından enfekte edilmiş sinekler oldukça sık görülür.
(a) (b) (c) (d) (e)
Res. 12. Douro bölgesinde bulunan salkım güvesine Lobesia botrana ait doğal düşman
(Carlos, ADVID, 2016): (a) Hymenoptera parasitoidleri, (b)Avcı akarlar (Anystidae), (c) Yeşil
altın gözlü avcı (Chrysopidae), (d) avcı örümcekler and (e) kuşlar.
Description:Konuçuya özelleşmiş Patates kist nematodu ve tahıllarda göz lekesi altın gözlü avcı (Chrysopidae), (d) avcı örümcekler and (e) kuşlar. (a). (b). (c).