Table Of ContentBedrerfJin E ( Gfi inin
322
İstanbul Seyahatnamesi
Bedreddin Ef GfteEEinin
İstanbul Seyahatnamesi
Abdulrahim ABUHUSAYN
Tarih profesörü, Beyrut Amerikan Üniversitesi Tarih Bölümünde öğretim üyesi.
Çalışmaları, Bilad’üş-Şam bölgesi (günümüz Filistin, Ürdün, Lübnan ve Suriye’sini
içine alan geniş coğrafya) tarihi ve özellikle bu bölgenin Osmanlı dönemindeki siyasî,
İdarî ve kültürel tarihi üzerinde yoğunlaşmaktadır. Türk Tarih Kurumu onursal üyesidir.
Tarek ABUHUSAYN
Sabancı Üniversitesi Tarih Programı mezunudur. Harvard Üniversitesi Ortadoğu
Çalışmalan Merkezi’nde doktorasını tamamlamaktadır. Osmanlı entelektüel tarihi ve
Arap dünyası üzerine çalışmalar yapmaktadır. Tezini klasik dönemin son yansındaki
Bilad’üş-Şam’m eğitim tarihi hakkında hazırlamaktadır.
TAKDİM
Birkaç asır öncesine kadar insanlık, farklı coğrafyaları bir kenara bırakın, yanı başın
daki köylerle bile yakın ilişki içinde değildi. Bugün birkaç saatlik uçuşla gidebileceğimiz
yerlere, aylar süren yolculuktan sonra varılabiliyordu.
İşte bu nedenledir ki seyyahlar, asırlardır insanlık tarihinin en önemli iletişim kanal
larından biri olmuşlardır. Gezdikleri yerler hakkında tuttukları kayıtlar ve yaşadıkları olay
ları kaleme aldıkları seyahatnameler yapılan yolculukları tarihi birer kayıt haline getirmiştir.
Bu yazılı kaynaklar farklı coğrafyalardaki insanlarla iletişim kurulmasında ya da ticari
alışverişin kolaylaştırılmasında insanlığın ufkunu açan bir ruhun yansımasıdır. Şüphe yok ki
eski zamanlara dair bu yol hikâyeleri, modem dünyamız için de eşsiz birer kültür hâzinesi
ve tarihi bir vesikadır.
1463 yılında dünyaya gelen ve döneminin en büyük alimlerinden olan Bedreddin El
Ghazzi de işte böylesi bir zenginliği kaleme almış bir şahsiyet ve önemli bir seyyahtır.
Her şeyden önce El-Matali’ El-Bedriyye Fi’ El-Manazil El-Rumiyye (“Rum Diyar
larında Ayın Doğuşu”) adını verdiği seyahatnamesi, Osmanlı ve Arap dünyası arasındaki fikir
köprülerinden biri olmuştur. 1516’da Osmanlı Padişahı I. Selim’in fethiyle birlikte Türkler
ve Araplar arasındaki kültürel etkileşim adına yeni kapılar açılmıştı. Bu tarihi dönüşümün
etkisiyle birlikte El Ghazzi, ünlü seyahatine başladı.
Bu yönüyle 1530 yılında Suriye’den yola çıkarak önce Anadolu, sonrasındaysa İstan
bul’a yapılan yolculukları ve şahit olunan olayları içeren bu eser o günlerin sosyal, kültürel
ve idari yaşamına dair önemli bir kaynaktır.
El Ghazzi bir yandan Osmanlı topraklarındaki kültürel zenginliği aktarırken, diğer
yandan da gittiği yerlerdeki coğrafyanın özelliklerini şairane bir üslupla anlatmıştır. 500 yıl
öncesine dair Osmanlı ve Arap dünyası arasındaki temas noktaları bu eserle birlikte gözler
önüne serilirken aynı zamanda İstanbul’un eşsiz güzellikleri de bu kitabın satırlarında yer
almıştır. Secili (düzyazıda kafiye) anlatımla yazdığı seyahatnamesi İstanbul’u, fethinin üze
rinden yüz yıl geçmeden ilk tasvir eden eserlerden biridir. Aynı zamanda şehrin entelektüel
hayatına bu erken dönemdeki derin bir bakışı yansıtmaktadır. Yine önemli bir özellik olarak,
Arap topraklarının Osmanlı yönetimine girmesinden kısa bir zaman sonraki Türk-Arap il
işkilerini ve imparatorluk dahilindeki farklı etnik gruplar arasındaki ilişkileri örneklerle kay
da geçirmektedir.
Biz de İstanbul Ticaret Odası olarak bu tarihî öneme sahip seyahat kaydını, Arapça asıl
metni ve incelemesini ayrı bir kitapta yayınlamanın yanısıra elinizdeki yayınla Türkçe’ye ka
zandırmış olmaktan dolayı büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Eserin ayrı ayrı bu iki dilde
yayınlanmasıyla, uzun bir tarihte birleşmiş ve ortak bir kültürel geleneği paylaşmış olan
Türkler ve Araplar arasındaki ilişkilerin yeni bir nişanesi de ortaya konmuş olmaktadır.
Bu vesileyle seyahatnameyi inceleyen ve yayına hazırlayan Prof. Dr. Abdulrahim
Abuhusayn’a ve Tarek Abuhusayn’e çok teşekkür ediyorum. İnanıyorum ki Bedreddin El
Ghazzi ’nin İstanbul Seyahatnamesi, tarihçiler kadar Osmanlı kültür tarihi ve Türk - Arap
ilişkileri konularına ilgi duyan herkes için yararlı olacaktır.
Saygılarımla,
İbrahim ÇAĞLAR
İstanbul Ticaret Odası
Yönetim Kurulu Başkanı
Bedreddin El Ghazzi,
EI-Motali‘ El-Bedriyye Fi El-Manazil El-Rumiyye
Tahkik
Abdulrahim Abuhusayn
Tarek Abuhusayn
921/1516 tarihinde Sultan I. Selim, Şam diyarının daha önce hiç
görmediği büyüklükte bir orduyla Şam şehrine girdi. Kısa bir
süre sonra, Ramazan 936/Mayıs 1530 ayında, Şam'ın seçkin ailelerinden
birine mensup Bedreddin El Ghazzi ismindeki bir alim, Osmanlı impara-
torluğu'nun Türkçe konuşulan topraklarına doğru yollara düşerek, kendi
kültürel ve entelektüel fetihlerinin seferine çıktı.
İstanbul kendisinin nihai varış hedefi olsa da Ghazzi, imparator
luğun bu muhteşem başkentine gelmeden önce Osmanlı topraklarının
kuzey Suriye bölgesi ve Anadolu'da bulunan birçok kasaba ve şehirle
rinden geçmiştir. Bunların içinde diğerlerine göre daha büyük ve önemli
addedilecek Halep, Adana, Konya ve İznik gibi yoğun nüfuslu şehirlerin
yanı sıra, yol üzerinde karşısına çıkan Maarre El-Numan Akköprü, Ermeni-
pazarı ve Yenice gibi daha az bilinen küçük kasaba ve köyler de vardır.
El-Matali‘ El-Bedriyye Fi’ El-Manazil El-Rumiyye (Rum Diyarlarında
Ayın Doğuşu) adını verdiği seyahatnamesi; II Mehmed'in kenti fethetme
sinden yaklaşık bir yüzyıldan daha kısa bir süre sonra kaleme alınmış olma
sı bakımından, Osmanlı Anadolu'sunun ve İstanbul'un coğrafi özelliklerini
ve topografyasını anlatmaya yönelik ilk çabalardan biridir. Bunun yanı
sıra, merkezi Osmanlı yönetiminin zihniyeti ve kültürel yaşamının derinle
mesine anlaşılması için çok değerli bir kaynak oluşturmakta ve Arap top
raklarının OsmanlIlar tarafından fethinden çok kısa bir süre sonra Araplar
ile Türkçe konuşan halkların arasında gerçekleşen temaslar hakkında da
ilk elden, en erken döneme ait bilgi sunmaktadır.
Osmanlı kültürel ve düşünsel yaşamının bir gözlemcisi olarak Bed
reddin Ghazzi'nin önemi temelde iki nedene dayanmaktadır. Birincisi,
Şam'ın bir yerlisi ve orada ikamet eden bir kişi olarak, OsmanlIların Mem
luk Devleti'ni yıkmasına yol açan olayların doğrudan görgü tanığı olmuş
ve daha sonra Suriye'nin imparatorluğa dahil edilmesi sırasında burada
bulunmuştur.
Buna ek olarak, Ghazzi çok köklü ve uzun bir geçmişe sahip en
telektüel bir ailenin üyesi ve Şam'da vücut bulan geniş bir "ulema" ve
"müftü" soyunun ferdi olarak öne çıkmaktadır.
Bu özelliklere sahip olduğu için, hem Türkçe konuşan Osmanlı
dünyası ile aniden ve belki de şok edici bir şekilde yüz yüze gelen bir aha
linin parçası olmuş, hem de Osmanlı İmparatorluğundaki yaşam üzerine
bilinçli, sadece eğitimli bir insanın aktaracağı düzeyde seçkin bir anlatım
sunan bir yorumcu işlevi görmüştür. Sözü edilen nedenlere dayanarak,
Osmanlı Devleti ve meşhur (bazen de meşhur olmayan) şahsiyetler hak-
kındaki tasvirleri önem kazanır.
OsmanlIların ve ikamet ettikleri toprakların Araplar tarafından
gözlemlenen hemen ilk ve erken bir örneği olması açısından şaşırtıcı öğe
ler içeren anlatımları ve izlenimleri, İmparatorluk içinde süregelen değişik
etnik katmanlar arasındaki ilişkileri yansıtması bakımından da değerli bir
kaynak oluşturur.
Seyahatnamenin kendisi doğrudan ve dolambaçsız anlatımlarla
bezenmiş olmakla beraber sade ve kolay okunur bir eser değildir. Ghazzi
sıklıkla (ancak her yerde değil) secili (kafiyeli) düzyazı tarzını kullanmak
tadır ve Arapça edebiyat geleneğinin şaşmaz bir kuralı olarak birçok kez
nesir içine şiirsel fasılalar yerleştirmiştir.
Gezginimizin oğlu olan ve aynı zamanda biyografisini de yazan
Necmeddin El Ghazzi, seyahatnamenin başlığına ait esas fikrin Abdulra-
him El-Abbasi adlı Kahireli eski bir dostu tarafından verildiğini ifşa etmek
tedir. Araştırmacı doğal olarak, sözü edilen Abdulrahim'in, OsmanlIların
Mısır'ı fethedene kadar Memluk himaye ve vesayeti altında varlığını sür
düren gölge Abbasi halifeliğinin merkezi konumundaki Kahire'nin bir yerli
si olarak, halife sülalesi ile bir akrabalığı olup olmadığını merak ediyor. An
cak döneme ait kaynaklarda buna dair herhangi bir bilgi bulunmuyor.’
1. Necmeddin El Ghazzi, Al-Kawaklb al-Sa'ira bi A'yan al-Mi'a al-Ashira (Beyrut, 1979,2. baskı), Jibrail Jabbour
(ed.), C. 2, s. 162, bundan sonra Necmeddin El Ghazzi, Kevakib
Description:Tarih profesörü, Beyrut Amerikan Üniversitesi Tarih Bölümünde öğretim üyesi. Çalışmaları, Bilad'üş-Şam bölgesi (günümüz Filistin, Ürdün, Lübnan ve Suriye'sini içine alan geniş coğrafya) tarihi ve özellikle bu bölgenin Osmanlı dönemindeki siyasî,. İdarî ve kültürel