Table Of ContentAtalarımızın
G Ö K  TANRI
Dini
Ergun CANDAN
SINIR ÖTESİ YAYINLARI
Atalarımızın
GÖK TANRI
Dini 
Ergun CANDAN
SINIR ÖTESİ YAYINLARI
REKLAM VE PRODÜKSİYON 
HİZ. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
© Bu kitabın tüm yayın hakları, SINIR ÖTESİ YÂYINLARI'na aittir.
Telsiz Mah. 85/1 Sk. No: 23/ Dükkan:2 Zeytinburnu - İSTANBUL 
Tel: 0 (212) 415 30 19 Faks: 0 (212) 415 18 30
w\vW;Sİnirotesi.com 
e-mail: [email protected]
ISBN: 978-975-8312-73-3
Dizgi Kapak Tasarım  SINIR ÖTESİ YAYINLARI
Genel Yayın Yönetmeni  Ergun CANDAN
Dağıtım Sorumlusu  Zeynel YILDIRIM
Müdür  Ali ÖZCAN
Editör Nilüfer ARITAN
Araştırma Departmanı  Neslihan ALANTAR
Baskı DOĞA BASIM İLERİ MATBAACILIK
San. ve Tic. Ltd. Şti.
İ.O.S.B Turgut Özal Cad. Çelik Yenal End. 
Merkezi No.l 17 2A-B İkitelli İST.
Tel: 0(212) 407 09 00
1. Baskı: Eylül 2013 (6000 adet basılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ  7;
Yeni bir çağa doğru...  13
Sırlar nasıl saklanacak... Nasıl açıklanacaktı?...  1H
Ve sonunda bir yol bulundu.  15
I Bölüm
G€ÇMİŞT€N G€L€N BÜYÜK SIR  77
MİTOLOJİLERİ OKUYABİLMEK  19
O kurt bildiğiniz kurt değildir  20
GEÇMİŞ DEVRİN İNSANLARI  27
İlk araştırmayı Atatürk yaptırmıştı...  23
İlkel insanlar kimlerdir?  23
TÜRK MİTOLOJİSİ’Nİ OLUŞTURAN EFSANELER  25
Türk Mitolojisi'nin temel sembolleri  16
KURT VE KURTTAN TÜREYİŞ EFSANELERİ  28
VVu-Sunlar’ın Kurt'tan Türeyiş Efsanesi  18
Kao-Çılar’ın Kurt'tan Türeyiş Efsanesi  30
Kutsallığın ismi Tözler... Türkler...  32
Uygurlar’ın Kurt'tan Türeyiş Efsanesi  35
Kur’an-ı Kerim'deki Mağara sembolü ile ilgili ayetler  38
Gök-Türkler'in Kurt’tan Türeyiş Efsanesi  H1
Batı Denizi’nden gelen atalarımız  H5
Atalarımızın yoldaşı Gök-Kurt
ERGENEKON EFSANESİ  53
Kurt evrensel bir semboldür  57
Dogon Kabilesi'nde yaşatılan büyük sır  58
SİRİUSYEN KÜLTÜRLE İRTİBAT  61
Atalarımızın Sesine Kulak Verelim...  61
Köpek Başlı İnsanlar  63
ERGENEKON'DAN ÇIKIŞ  69
Kurfan-ı Kerimedeki Ayetlerle örtüşen bir sembol  10
Demir Sembolü  11
ALTAY YARATILIŞ EFSANESİ  İH
Tufan sonrasında yaşananlar  İH
CENNETTEN KOVULUŞ  80
Soy Ağacı  81
Ağacın yasaklanan meyvası  8H
Aynı sembolik anlatım Tevrat'ta da yer almaktadır  90
Kur'an-ı Kerim de konuyu benzer sembollerle anlatmıştır  9H 
Mükemmelliyetten uzaklaşış  91
Demir Çağ başlıyor  99
Şeytan Plânı ve Göksel Güçler  1 00
Kut-sal - Ruh-sal  101
Özetle...  10H
2. Bölüm
GÖK TANRI İNİSİYASYONU  101
GÖK TANRI  109
OĞUZ KAĞAN EFSANESİ  110
Oğuz Kağan kimdir?  110
Oğuz Kağan’m Doğuşu  111
Yüz kutsallığın oynaşıydı...  111
Ağzından çıkan manyetik enerji  111
Çocuklar kadar saf olabilmek...  116
Allamak - pullamak ve Albayrak  116
Oğuz Kağan doğar doğmaz konuşmaya başlıyor  111
Vücudunun Tüylerle kaplı olması  110
Astral Tortularından kurtuluşa doğru  1 İH
Susuz kalan ülke insanın hikayesidir...  115
İnisiyasyonun ikinci aşamasına doğru  118
Oğuz Kağan Göğün Kızı İle Evleniyor  130
Oğuz Kağan Yerin Kızı İle Evleniyor  131
Oğuz Kağan Türkler'in Büyük Kağanı Oluyor  13H
İnisiyasyondaki hiyerarşik oluşum  136
OĞUZ KAĞAN'IN AKINLARI BAŞLIYOR  138
Gök - Kurt ışıklar içinde ortaya çıkıyor  138
Oğuz Kağan Urum Kağan’a karşı  IHI
Uruz Beğ'in oğlu Oğuz Kağan'a bağlanıyor  IHI
Gök Tanrı inisiyasyonu Türk boylarına aktarılıyor  1HH
Nehir geçiriciler  1H5
Karluk Türk boylarına inisiyasyonun aktarılışı  1H6
Kalaç Türk boylarına yeni başlayan devri anlatıyor  1H8
Gök - Kurt kayboluyor  1H9
Gök - Kurt son kez ortaya çıkıyor  151
Altın yay ve üç gümüş ok...  153
Türk Mitolojisi geçmişe ışık tutuyor  158
3. Bölüm
TÜRK GELENEĞİ GÖK TANRI
İNİ5İYASYONUNA BAĞLIDIR  161
KADİM GÜNEŞ SEMBOLÜ  163
Ra - Mu: Güneş Mu  161
Naacal Rahipleri ve Oğuz Kağan  168
Güneş Sembolü'nün ilk kez kullanılışı  169
Kendini bir insan say...  111
DEMİR KAZIK YILDIZI  113
Eski Toplumların geleneklerinde ençok 
sözü edilen tek yıldız  115
Üzerinde görüp gözeticiler olan yıldız...  111
GÖK - KURT UN ANISI HİÇ SİLİNMEDİ  119
GIRJS
1
Sırlar saklanmalı ve açıldanmamalıydı... 
Ama geçmişe ait anıların unutulmasına da izin
verilemezdi L 
Sonunda bîr çözüm bulundu...
Yeni bir çağa doğru..,
Bir zamanlar Dünya'da yaşayan iki büyük uygarlık arka 
arkaya yaşanan büyük tufanlarla tarih sahnesinden silinmiş, 
sadece çevre kıtalara göç edenler hayatta kalabilmişlerdi.
İnsanlar yaşanan bu iki büyük yıkımın sonunda her şeye 
yeniden  başlamak  zorunda  kalmışlardı.  Yüzyıllardır  süren 
göçler sonunda bizim kıtalarımızda yeni yerleşim birimleri 
oluşturulmuş ve buralarda insanlık yeni bir devreye hazırlan- 
maktaydı.
Binlerce yıl süren o muhteşem günler çoktan geride kal
mış, insanlık artık aşağıya iniş sürecine girmiş, her geçen gün 
o  eski bilgeliğin  yerini  yeni  başlayan Demir Çağ'm yaşam 
standartları almaya başlamıştı.
O büyük trajedi ve sonrasında yaşananlar gelecek kuşak
lara aktarılmalı ve bu yaşananlar gelecekte de hatırlanmalıydı. 
O büyük Mu  Kültürü unutulmamalıydı. Gelecekte birçok di
ne kaynaklık yapacak ve inisiyelerin yolunu aydınlatacak olan 
"Altın Çağ"a ait anılar ve bilgiler yokolup gitmemeliydi.
Ancak ortada bir sorun vardı... Mu'ya at bilgiler açık ola
rak aktarılamazdı. Çünkü insanlık farklı bir çağa doğru ilerle
mekte ve bu çağda artık açık bilgilere yer olmayacaktı. Aksi 
takdirde tüm gidişat allak bullak olur ve insanlık aşağıya iniş 
sürecine  geçemezdi.  Bir  taraftan  da  tüm  olup  bitenler  ve 
Mu'ya ait bilgilerin hiç değilse bir kısmının aktarılması gereki
yordu.
Sırlar nasıl saklanacak... Nasıl açıklanacaktı?...
Hem açıklanmalı, hem de saklanmalıydı... Ama bu öyle 
bir saklama olmalıydı ki, saklayalım derken tamamen unutu
lup gitmemeliydi.
Bu bir hayli zor bir işti... Adeta içinden çıkılmaz bir sorun 
gibi görünüyoru..
İşte o gece Ra-Mu'nun başkanlığını yaptığı ve yüzlerce 
Naacal rahibinin toplandığı o büyük mecliste buna bir çare 
arandı. Sırlar nasıl açıklanacak ama nasıl saklanacaktı?... Na
acal rahiplerinin ve eski Mu halkının hiç alışık olmadıkları bir 
durumla karşı karşıya kalmışlardı. O güne kadar hiç böyle bir 
durumla karşılaşmamışlardı...
Mu'da böyle bir şeye ihtiyaç yoktu. Herşey apaçıktı. Bilgi
ler herkese aynı şekilde apaçık aktarılabiliniyordu. Şuursal ya
pıları buna uygundu. Şimdi ise farklı bir kıtada farklı bir süre
cin içine girilmişti.  "Altın Çağ"m aydınlığı artık yavaş yavaş 
kararacak, "Demir Çağ"m karanlığı tüm dünyayı saracaktı. Bu 
insanlığın aşamalı aşağıya iniş sürecine gireceği anlamına ge
liyordu. Bu çağda insanlık açık bilgiden uzak kalacaktı. Bunu 
da en iyi bilenler bu toplantıya katılan rahiplerdi.
Kıtaları yaşanılan büyük tufanın sonunda parçalanmış ve 
geriye sadece küçük ada parçaları bırakarak okyanusun derin
liklerine gömülmüştü. Ardından da Atlantis aynı kaderi yaşa
mıştı.
Bu büyük trajedilerin yaşanmasından önce çevre kıtalara 
göçler düzenlenleyenler bu geldikleri yerlerde her şeye yeni
den başlamak zorundaydılar. Yeni yapılar, mabetler kuracak
lar ve geçmişin anılarını burada yaşatarak geleceğe aktaracak
lardı. Ama en büyük zorluk bu anıların üstünü örterek anlat
makta yaşanıyordu. Hem anlatacaklar hem de saklayacaklar
dı. Açıkça değil, üstü perdelenmiş bir şekilde...
*