Table Of ContentESKİÇAĞ TARİHİ ve UYGARLIKLARI-I
8.Ders
Dr. İsmail BAYTAK
Eski DOĞU
MISIR SİYASİ TARİHİ
ANTİK MISIR
YAZI ÖNCESİ TARİH
Geç Eski Taş Çağı'nda Kuzey Afrika'nın kurak iklimi giderek ısındı ve kuraklaştı.
Bu yörelerde yaşayan insanlar, Nil vadisinde yakınlaşmak zorunda kaldılar.
Avcı-toplayıcı Modern İnsan, göçebelikten itibaren, Orta Buzul Çağı boyunca bu
bölgede yaşamını sürdürdü. Böylece12 bin yıllık bir dönem boyunca Nil vadisi,
insan türünün yaşam alanlarından biri oldu.
Paleolitik döneme kadar uzanan Mısır tarihinde Nil vadisi sonraları önemli
yerleşimleri çevresinde toplayacaktır.
MÖ 5.500 dolaylarında Nil vadisinde yaşayan küçük insan toplulukları, tarım
üzerinde etkili bir denetim, hayvan yetiştiriciliği, özgün çömlekçilik ve boncuk,
tarak, bilezik gibi kişisel eşyalar yapımı olarak kendini gösteren bir dizi kültürel
gelişme sağlamış bulunuyorlardı.
Bu dönemde Mısır neolitiğinde 3 önemli kültür çıkmıştır.
- Merimde-Benisalame
- Omari
- Badari ve Nagada
Badari Kültürü:
Yukarı Mısır'daki bu kültürlerin en yüksek gelişme göstermiş olanıdır.
Yüksek kalitede çömlekçiliği, taş aletleri ve bakırı kullanmıştır.
Naqada Kültürü:
Güney Mısır'da Badari Kültürü'ne benzer özellikler gösterir. M.Ö. 4 Bin
yıllarında Nil Vadisi boyunca yayılmaya başlamıştı. Hanedanlık öncesi
dönemin son evresinde yazıyı kullanmaya başladılar. Bu yazı sistemi sonunda
eski Mısır dilini yazmak için gelişkin bir Hiyeroglif sistemi halinde
geliştirildi.
Etiyopya'dan kesici ağızlar ve diğer yonga aletlerin yapımında kullanılmak
üzere obsidyen getirmekteydiler.
(Obsidyen,volkan camı, doğal yollarla oluşan volkanik kökenli bir cam türüdür. Lavın hızlıca soğuması ve kristalleşmeye
yetecek kadar zaman geçmeden donmasıyla oluşur. Eski çağlarda genellikle ok ucu olarak kullanılmıştır)
Naqada Kültürü, artan gücünü ve seçkin bir sınıfın zenginliğini yansıtan
birçok eşya üretmiştir. Bunlar arasında, boyanmış çömlekler, yüksek kalitede
dekoratif taş vazolar, kozmetik paletler, altın Lapis lazuli ve fildişi'nden
yapılma mücevher sayılabilir.
Mısır, Nil'in armağanı
Mısır'ı ilk kez ziyaret eden Heredotos
“Mısır Nilin bir armağanıdır.”
demiş.
Bu ünlü deyimi bugün de geçerli, çöllerin arasında sıkışmış, ekilebilir bereketli
topraklar, bu topraklara bereket getiren, görkemli Nil nehri.
Eskiler nehrin kaynaklarını da, tropikal iklimini de bilmiyorlar ve bu nedenle amansız
kuraklıktan sonra hazirandan ekime kadar suları kabartıp bereketli bir mil yayan
taşkın karşısında hayran kalıyorlardı.
Onlara bakılırsa böyle bir mucizeyi ancak tanrılar gerçekleştirebilirdi.
Taşkınlardan sonra oluşan gölcükler ve bataklıklar da balık ve av hayvanı kaynağıydı.
Bunun için tarih öncesinden başlayarak vadiye göçebe avcılar yerleştiler.
Neolitik çağda yerleşik hayata geçen göçebeler, bu topraklar üzerinde unutulmayacak
bir uygarlık başlattılar.
Paleolitik çağda, gelecekte çöl olacak arazilerin kuruması, henüz nehrin sağ ve
solunda, yani Arap ve Libya Çölü yakınlarında yerli halkın var olması için gerekli
koşulları ortaya koyacak kadar ilerlemiş değildi.
Adım adım gelişen ve bu arazilerin önce step, sonra da kuru çöle dönüşmesiyle
sonuçlanan kuruma şekli, burada yaşayan insanları, arazilerini bırakıp zamanla Nil
vadisine çekilmeye zorlamıştı. Bu aşamaya neolitik çağın başlarında ulaşıldığı
sanılıyor. Böylece Nil vadisinde yaşayan halkların kökeni üç grupta aranabilir: ilk
başlardan beri burada yaşayan yerli halklar; yaşam alanlarının çölleşmesi nedeniyle
doğu çölünden göç eden halklar; ve aynı nedenle batı çölünden göç eden halklar.
Doğa bir yandan insanın elinden yaşanacak bölgeleri alırken, bir yandan da yenisini
sunuyordu. Doğanın sunduğu yeni bölge, Nil nehrinin taşıdığı ve Delta olarak anılan
topraklardı.
Mısır, birbirinden kolaylıkla ayrılabilen iki
kısma bölünür: nehrin sağında ve solunda, dar
ama verimli topraklardan oluşan "Vadi" ve
tarımla uğraşanlar için gerekli her koşulun
bulunduğu sulak, bereketli "Delta".
Mısır'ın bu ikiye bölünmüşlüğü ülkenin siyasi ve
ekonomik yaşamında etkili olmuştur.
Eski İmparatorluk dönemine ait efsaneler,
merkezi Heliopolis'te bulunan tek devletin
bölünmesinin ardından birbiriyle mücadele
halinde bulunan ve ancak kral Menes zamanında
yeniden birleşebilen iki ayrı devletten söz eder.
Efsaneye göre: Delta'nın doğusunda, Busiris'te,
adil bir kral olan Osiris hüküm sürüyordu.
Yukarı Mısır'da Ombos kenti tanrısı Set (Seth)
onun hasmıydı; onu öldürdü hakimiyeti ele aldı.
Fakat Osiris'le İsis'in oğlu olan Horus, giriştiği
mücadele sonunda Seth'i öldürdü ve babasının
intikamını aldı.
Kuzey ülkesi günümüz haritalarında kuzeye yakın olmasına; yani yukarıda
görünmesine karşın adı Aşağı Ülke'dir; bunun nedeni bu iki ülkeye Nil Nehri'nin akışı
yönünde isim verilmiş olması.
M.Ö. 4. bin sonlarında Güney hükümdarı(akrep kral), Kuzey'i kendi ülkesine katar.
Ondan sonra tahta çıktığı sanılan Narmer adındaki bir başka kral, Güney
hükümdarının başlattığı birleştirme işini tamamlar.
Güney'in hükümdarlık sembolü olan ak başlığın yanına Kuzey'in kırmızı tacını takar
ve böylece iki ülkenin birleştiğini anlatır. Bu birleşme eski Mısır tarihinin başlangıcı
kabul edilir.
Narmer belki de efsanelerin sözünü ettiği ilk firavun Menes'tir.
Böylece M.Ö. 3000 yıllarında Thinis Çağı (Narmer'in doğum yeri olduğu varsayılan
Thinis adından) başlar ve o zamandan sonra hiyeroglif yazıtların yardımıyla Mısır
tarihi belirginlik kazanır.
Narmer, ya da Menes, M.Ö. 3000'e doğru iki ülkenin efendisi olarak başkent seçtiği
Thinis kentinde hüküm sürmeye başlar.
Bununla birlikte karşısına birçok sorun çıkmaktadır. Soylular arasında firavunu
tanımayanlar vardır ve sık sık çıkan isyanları bastırmak gerekir.
Tanrı Set'e bağlanan Güney Ülkesi ya da Yukarı Mısır,
Tanrı Horus'a tapan Kuzey Ülkesi ya da Aşağı Mısır.
Ülkenin ikinci başkenti, 2.Sülale zamanında Güneş'e tapınılan kutsal kent Heliopolis
yakınlarındaki Memfis'tir.
M.Ö. 2800 yıllarında firavun Kasekemui (bu ad "iki güçlü" anlamına gelir, Horus ve
Set'e gönderme yapar) bazı kentlerin ayaklanmalarını bastırır ve yerel hükümdarlar
yerine kentlere valiler atamaya karar verir.
Onun zamanında devlet yapısı ortaya konur ve bir de nüfus sayımı yapılır. Mirasa
dayalı soylu sınıf karşısında devlet işlerinde çalışanların ve Firavunun gücü
yükseltilir.
Eski (Antik) Mısır Medeniyeti
Khemet, Egypt Eski Mısır, Antik Çağ'daki en büyük medeniyetlerdendir. M.Ö.
3050 yılları civarında kuruluşundan önce, güney Mısır ve kuzey Mısır olarak ikiye
ayrılmaktaydı. Güney Mısır, Nil nehri boyunca uzanan verimli vadi, Mısır tarihinde
Yukarı Mısır olarak, kuzey Mısır, delta ise Aşağı Mısır olarak geçer.
Antik Mısır'ın dilinin, dinin ve uygarlığının esas adı Khemet olup, Egypt ise eski
Yunan mitolojisindeki mısırın halk kahramanından geçmektedir.
Description:Narmer belki de efsanelerin sözünü ettiği ilk firavun Menes'tir. Böylece .. Firavunlar bu dönemde devleti eyaletlere bölmüşler ve bu eyaletlere valiler.