Table Of Content--
MARCD ESTi
Marc Desti
Doğal ve kültürel mirasın korunması için dünya çapında çalı§an Marc
Desti, Ecole du Louvre'da profesördür.
Desti,Marc
AnadoUlygaur lıkları
ISBN 978-975-298-156-0 /TürkçMesuin:aC edden
Aral20ı13k, Ankar1a4,0 sayfa
KültKüirt ap4l; Tıağrıi2: h :
ANADOLU
UYGARLIKLARI
Marc Desti
ISBN9 78-975-298-156-0
Les civilisations anatoliensne
MarcD esti
© PressUensi versidteaF irracnsc1 e9,9 8
Bu kitabTıünr kçyea yıhna klan
DosKti tabYeavyiı nlaani'tntai r.
Birinbcais kNıi,s a2n00 5,A nkara
İkinbcais kAığ,u st2o0s0 9A,n kara
Üçüncbüa skAır,a l2ı0kU ,A nkara
Türkçesi, Muna Ccdden
Teknik havrlık, MehmeDirti can- DOST İTB
Baskı, PeliOnf seLtt dŞ.ti .;
İvedOirkg aniSzaen aBöylig esMia,t baacSıiltae5rs8 i8So .k akN o:2 8-30,
YenimahIal Alnek arTae l(:0 31329)52 58 0-8•1F ax:( 031329)52 58 4
Dost Kitabevi Yay ırılan
ParisC addeNsoi: 7 6/K7a,v aklıd06e6r8e0 A nkara
Tel(:0 .341325)9 37 0• Faks:( 0.341325)7 90 2
www.dostyayine•v bii.lcgoim@ dostyayinevi.com
İÇİNDEKİLER
Giriş 7
1. Bölüm -YeniÇtaağşı 11
il. Bölüm -TunÇça ğı 33
III. Bölüm -Hitİimtp aratorlTuağrui'hniu n 47
iV. Bölüm -DemiÇra ğınMdaad dKiü ltür 63
V. Bölüm -YabanÜclık elİelrilşek iler 89
vı. Bölüm -İÖB iriBnicnidA ena dolu 107
Sonuç 137
Kaynakça 139
GİRİŞ
Fransa, ilk gezginlerden bu yana, günümüz Türkiyesi'nin
sınırları içerisinde yer alan Anadolu topraklan üzerinde birbiri
ardınca yeşeren uygarlıkların tanınmasında ve bunlardan arta
kalan eserlerin gün ışığına çıkarılmasında belli bir rol oynamışnr.
Kapadokya'nın doğal çerçevesi, ilk kez 1712 yılında, 14.
Louis'nin görevli olarak gönderdiği Paul Lucas tarafından be
timlenmişti Paul Lucas bölgeye özgü peri bacalarını gösteren bir
.
çizimi Voy ages du Sieur Paul Lucas fait par ordre du Ray en Grece,
l'Asie Mineure, la Macedoine et l'Afrique adlı eserinde yayımladı.
Lucas'nın daha çok hayal gücünü çalıştırarak yaptığı betimle
meler Fransa Sarayı'nda tam bir rezalete sebep olmuş ve 14.
Louis, Babıali nezdindeki elçisi kont Dessalleurs'den bir so
ruşturma yapmasını istemişti. Oysa, Paul Lucas'nın anlattıkları
hayal ürünü değildi; peribacalarını konut veya mezar gibi kul
lanılmak üzere inşa edilmiş piramitler sanmıştı. Tahmini doğ
ruydu ama bunların insan eliyle yapıldıkları yanılgısına düş
müştü. Buna karşılık, Fransa'nın İstanbul'daki elçisi Kont De
Choiseul-Gouffier, 1776'da Küçük Asya'ya yaptığı bir seyahat
sırasında T elmessos'ta (bugünkü Fethiye) gördüğü Lykia tipi
kaya mezarlarının cephelerini Persepolis'tekilerle karşılaştırırken
7
yanılmamıştı. 1782 yılında yayımladığı Voyage pittoresque dans
l'Empire ottoman'la Lykia'yı Avrupalılar'a tanıtır.
19. yüzyıla geldiğimizdeyse, bu kez gözü pek seyyahlar Hitit
ler' in yerleşim alanlarını "icat" edecek ve bunların yeniden ha
yat bulmalarına çalışacaklardı. Küçük Asya'da bir görev gezisi
yapma fırsatını elde eden Charles Texier, 28 Temmuz 1834
günü Ankara' dan çıkıp Kapadokya'yı görmeye hazırlanıyordu.
Bugünkü adı Kızılırmak olan Halys'i aşıp epeyce köy gezdikten
sonra Boğazköy'e varınca, kar§ısına çıkan çok sayıdaki tarihi
esere Ville Pelasgique başlıklı bir raporda yer verir. Boğazköy' ün
Hitit Krallığı'nın başkenti olduğu sonradan keşfedilecekti; ar
keoloji biliminin Hititler' e yeniden hayat vermesinden önce bu
kavim hakkındaki bilgiler yalnızca Ahdi Atik'tc aktarılanlarla
sınırlıydı.
Anadolu'da yapılan ilk kazılarda da Fransa belh bir rol üstle
necekti. Charles Texier'nin 1835'tc ziyaret ettiği Aphrodisias'a
20. yüzyılın başında bir Fransız araştırma grubu gönderilir. Ardın
dan, İzmir-Kasaba Demiryolu Şirketi müdürü, aynı zamanda
amatör bir arkeolog ve koleksiyoncu olan Paul Gaudin, Osmanlı
yetkililerinden bu ören yerinde anl§tırma yapılması için izin ister.
1904 yılında alınan izinle Aphrodisias'taki ilk arkeolojik anl§tırma
başlatılır. Ancak, Fransa ile Türkiye'nin gerçek anlamda bu
luşması için biraz daha zaman geçmesi gerekiyordu. Günümüz
de, Bergama'daki büyük Zeus Altan Berlin'de, Xanthos'taki
Nereidler Anıtı'ysa Londra'da bulunmaktadır. Bu durum tesa
düfi olmayıp Osmanlı İmparatorluğu'nun 19. ve 20. yüzyıllarda
Avrupa'nın güçlü devletleriyle girdiği ilişkilerin bir sonucudur.
Basra, Bağdat, İskenderiye'deki Fransız konsolosları Mezopo
tamya ve Mısır'daki kadim yerleşim birimlerinin ve tarihi eserle
rin keşfinde birinci dereceden rol oynamışken, aynı ilgiyi Ana
dolu'dan esirgemişlerdi. 19. yüzyılda, tüm ilgi Küçük Asya'nın
doğusunda kalan topraklarda keşfedilen kadim uygarlıkların
B
geni§ çaplı eserlerine yoğunla§ml§ken, Küçük Asya'da ilgi çeken
yalnızca Yunan-Roma dönemine ait ören yerleriydi ve Anado
lu içlerinde çok önemli keşiflerin yapılabileceği hiç kimsenin
aklına gelmiyordu.
Siyasi bağla§malar da Osmanlı İmparatorluğu toprakların
daki ören yerlerine arkeolojik ara§tırma ekipleri gönderen Batılı
ülkelerin yaptıkları tercihleri etkilemi§tir. Bu ekiplerin kazı yapa
bilmeleri ve günyüzüne çıkardıkları eserlerin tümünü veya bir
kısmını ülkelerine götürebilmeleri için padişahtan bir ferman
elde etmeleri gerekiyordu. 20. yüzyılın ba§ında, Babıali'nin Prus
ya İmparatorluğu'yla yakınla§ması sonucu, Almanya, 1904-1913
yıllan arasında, Hattuşaş'ta birtakım kazılara giri§ti. Geçmişte
ve günümüzde Yunanistan'da, İtalya'd a veya Mısır'd a ve Orta
doğu'da olduğu gibi, büyük bir Fransız arkeoloji ekibinin yıllar
ca hatta onyıllarca önemli bir ören yerini üs edinip büyük çaplı
çali§malar yaptığı görülmemi§tir.