Table Of ContentULU BOZKIR ÖĞÜTLERİ
Nursultan NAZARBAYEV
ANKARA - 2017
İnceleme Ulu Bozkır Öğütleri
Araştırma
Dizisi Yazar
Nursultan NAZARBAYEV
Editör
Yayın No: 49 Prof. Dr. Hülya KASAPOĞLU ÇENGEL
Yayın Koordinatörü
Halil ULUSOY
Redaksiyon
Dr. Bülent KAYA
Türkçeye Aktaran
Yercan KERIMBEKOV
ISBN: 978-9944-237-62-8
Baskı Tarihi: Aralık 2017
Tasarım - Baskı
Merkez Repro Ltd. Şti.
Tel: 0312 384 78 98
www.merkezrepro.com
Kazakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği
Kılıç Ali Sokağı, No. 6,
Diplomatik Site,
06450 ORAN, Ankara
Tel: 491 91 00
Kazakistan Cumhuriyeti © Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı
Ankara Büyükelçiliği
Adres:
Taşkent Cad. Şehit H. Temel Kuğuoğlu Sok. No: 30 06490
Bahçelievler/ANKARA
Tel: 0312 216 06 00 • Faks: 0312 216 06 09
www.ayu.edu.tr • [email protected]
Kitapta ifade edilen fikir ve görüşler sadece yazarlarının olup,
Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığının
görüşlerini yansıtmazlar.
2
SUNUŞ
Prof. Dr. Musa Yıldız
Mütevelli Heyet Başkanı
Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın
Nursultan Nazarbayev’in kaleme aldığı “Ulu Bozkır
Öğütleri” başlıklı bu kıymetli eser, yazı dizisi olarak Ege-
men Kazakistan Gazetesi tarafından Kazakistan’da Kazak
Türkçesi olarak yayımlanmıştır.
Köklerini ortak tarihten ve kültürden alan Türk
halkları arasında millî değerlerine sahip genç nesiller-
in yetişmesine ışık tutacak olan kıymetli eser, Türk dili
konuşan ülke halkları için de manevî bir kaynak eser
niteliği taşımaktadır.
Nursultan Nazarbayev’in kendi hayatından örnekler vererek
Kazak halkının toplumsal değerlerini dil, din, tarih, millet sevgisi, ata-
ana sevgisi, vatan sevgisi gibi başlıklar altında sıraladığı bu eser, Kazak
halkı başta olmak üzere bütün Türk dünyasına öğütler vermektedir.
Kazakistan’ın siyasi, sosyal-kültürel, tarihî değerleri konusunda eksik
kalan bilgilerimizi de bu eserle birlikte tamamlama fırsatımız olacak-
tır.
I.Öğüt
Eserinde ülke tarihinin geçmişini ve geleceğini, Kazak
toplumunun karşılaştığı zorlukları, özellikle genç neslin karşılaştığı
zorlukları, küresel sorunları da içeren birçok konuda, kendi düşünce-
leri doğrultusunda yorumlamış ve açıklık getirmiştir. Kazakistan’ın
Vatanım, direğimdir.
bağımsızlığının 25. yılında, bağımsızlığın ne kadar önemli olduğunun
da altını çizmiştir.
Ortak tarihsel köklerini ve kültürel değerlerini göz önünde bu-
lundurarak Kazakistan Cumhuriyeti ile yürütülen kapsamlı işbirliğinin
güçlendirilmesine büyük önem veren Türkiye Cumhuriyeti, ilişkilerin
daha da ileriye taşınması konusunda kararlı bir tutum sergilemekte-
dir. Bu kapsamda; kültürel ilişkilere katkı sağlaması amacıyla dost ve
kardeş ülkelerden biri konumunda olan Kazakistan’ın daha yakından
tanınmasına vesile olacağına inandığımız “Ulu Bozkır Öğütleri” başlıklı
bu önemli eseri Türkiye Türkçesi’ne aktararak, Kazak Türkçesiyle bir-
likte Türkiye’de yayımlamayı uygun bulduk. Bu eserin Türk toplumuna
özellikle de gençlerimize büyük katkılar sağlaması ve Cumhurbaşkanı
Sayın Nursultan Nazarbayev’in düşüncelerinin daha geniş kitlelere ul-
aştırılması hedeflenmektedir.
Eserin Türkiye’de yayımlanması konusunda desteklerini es-
irgemeyen başta Sayın Nursultan Nazarbayev’e ve Kazakistan Cum-
huriyeti Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mahmud Kasımbekov’a
katkılarından dolayı şahsım ve üniversitem adına şükranlarımı
sunuyorum. “Ulu Bozkır Öğütleri” kitabının editörlüğünü yapan
Prof. Dr. Hülya Kasapoğlu Çengel’e de ayrıca teşekkür ediyorum.
I.Öğüt
Vatanım, direğimdir.
Kendi ülkesine faydalı bir birey olmak ve kendi
vatanının kaderine karşı sorumluluk duymak, ülkemizdeki
her siyasetçinin, her Kazakistan vatandaşının borcudur,
ar ve namusudur.
Nursultan Nazarbayev
ULU BOZKIR ÖĞÜTLERİ Vatanım, direğimdir
Vatanım, direğimdir
Kendi ülkesine faydalı bir birey olmak ve kendi vatanının
kaderine karşı sorumluluk duymak, ülkemizdeki her siyasetçinin, her
Kazakistan vatandaşının borcudur, ar ve namusudur.
Bağımsızlığımızın 25. yılını idrak etmekteyiz. Bu süre az
mı yoksa çok mu? Nereden başladık, nereye ulaştık? Bunların
hepsini ayrıntılı bir şekilde ele alıp değerlendireceğimiz zaman
geldi. Geçmişi ayrıntılı olarak değerlendirmek, eskiden beri
devam edegelen bir gelenektir.
Geçmişe ait yıllıklar, insanların hayat hikâyesine benzer.
Mutlu günler, hüzünlü anlar, inandığın değerler, umutlar ve
yüce hayaller... Bunların hepsi hayat hikâyendir. Senin ülkenin
geçmişidir. Devletinin tarihî geçmişidir. Geçmişteki olayları
bizzat yaşaman ve çeşitli durumlarda tercih yaparak kararlar
alman, birçok olaya şahit olup milletin için mutlu olman, ülken
için sarf ettiğin gayretin meyvelerini görmen... Bunların tamamı
hafızana kazınarak zihninde yer eder ve gönül sözüne dönüşür.
Düşünürsün, fikir üretirsin. Yaşadığın birçok olayı
hatırlayıp gözden geçirirsin. Yıllarca hürriyet için mücadele
ederek sayısız savaşlara şahit olan aziz ecdadımızın hayalleri
ve umutları aklını meşgul ettiğinde ülken ile birlikte bugüne ve
geçmişe olan sorumluluğu daha derinden hissetmeye başlarsın.
Böyle zamanlarda kolları sıvayarak halkın arzu ve isteklerini
yerine getirmek için yeni istikametler ve yaklaşımlar bulma
çabasıyla geceni gündüze katarak uzak ve yakın mesafeleri
düşünceli bir şekilde dolaşırsın, toplumu rahatsız eden çok
çeşitli sorunlara kesin çözüm ararsın.
Bu çeyrek asırlık bağımsızlık yıllarında epeyce hadise
yaşandı. Zor günler geçirerek ve türlü badireler atlatarak kendi
6
Nursultan NAZARBAYEV
yolumuzu bulmaya çalıştık. Bu açıdan bakıldığında halkımızın
birlik ve beraberliği, bizi geleceğe taşıyacak olan bayrağımız,
sloganımız ve malzememiz olmuştur. Biz, millî hedef için
tek vücut hâlinde toplandık, birleştik, beraber yürüdük.
Günümüzdeki şekilsel özellikleri, millî değerler çerçevesinde
modern hayat şartlarına uyarladık, devlet olmanın gereği olan
modeli bularak bir ekol oluşturduk. Bir Kazak atasözü şöyle der:
“Ben yaptım demektense, halk yaptı demelisin.” Yeni devletin
temelini atarken bu atasözündeki rûhu, halkın desteği ve
toplumsal istikrarı sayesinde millî bütünlüğü sağlamak amacıyla
hayata geçirdik.
Halkın birliği her zaman yeni saraylar yaptırır ve kaleler
diktirir. Bu sözü de yorulmadan usanmadan sancak gibi taşıyoruz.
Atalarımızın yüce emanetini korumak amacıyla omuzumuza
binen yükü ağır saymadık. Halk olmanın, devlet olmanın yol ve
yöntemini gösteren ve buna yardım eden kimse yoktu. Biz, işe
temelden başlayarak her şeyi, halkımız ile yapılandırdık. Yoktan
var ettik, var olanı geliştirip zenginleştirdik. Refahı, gelişme ve
büyümenin köşe taşı olarak kullandık.
Devlet de insan gibi geçmişini gözden geçirerek geleceği
planlar. Zamanın şartlarına göre görevlerini gözden geçirir,
geleceği için önceden hazırlık yapar. Bu yaşananlar, çağın
gereğidir. Yirmi beş yıllık süre, sadece devletimizin oluşum
süreci değildir. Biz, diğer ülkelere örnek teşkil edecek şekilde
yükseklere çıkabildik. Uygarlığın akışında kendi yerimizi bulduk.
Bunların sonucu olarak da yirmi beş yıldan beri hata yapmadan
ve tökezlemeden devam etmekteyiz.
Hayatımıza yeni nesiller girdi. Onlar, bağımsızlık
ilkelerini muhafaza ederek büyüyen fidanlar ve genç dalgalardır.
Geleceğimiz, onların elindedir. Biz, bağımsız devletin geleceğini
7
ULU BOZKIR ÖĞÜTLERİ Vatanım, direğimdir
büyük inançla onlara teslim ediyoruz. Kazakistan Hayaline
Götüren Ulus Planı adlı Halka Sesleniş, millî şuurun, millî
hayallerden kaynaklandığını çok boyutlu göstermeye yönelik bir
metindi. “Ulus Planı olan Beş Kurumsal Reformu gerçekleştirme
konusunda net 100 adımı hayata geçirme süreci başladı”
şeklindeki sözler mesnetsiz değildir. Bu planı hayata geçirme
doğrultusunda yapılan çalışmalar şimdiden hız kazanmakta
ve söz konusu girişim, millî prensibe dönüşmektedir. Gereken
destek sağlanmış olup uygulama devam etmektedir.
Biz millî hayallerimizin gerçekleşmesi için irademizi,
bilgi ve becerimizi, tecrübelerimizi ortaya koyarak bütün
gücümüzle yoğun bir şekilde çalışacağız. Bu mühim hedef, bütün
Kazakistan’ı parlak bir geleceğe ulaştırmayı garanti etmektedir.
Zaman bizi seçti! Biz, bu zaman kesitine millî mührümüz olan
bağımsız Kazakistan’ın adını yazdırdık. Çünkü biz, yeni hayaller
kurmayı öğrendik. Yeni istikametleri belirlemeyi öğrendik. Ülke
ile toplumu geliştirmek için net ve kesin görevleri belirlemeyi
öğrendik. Biz öğrenirken, örnek olan yola koyulduk. Bu yol
bundan böyle bizim yolumuzdur, Kazakistan yoludur.
Böylece, Bağımsızlığımızın 25. yılına Kazakistan’ın
yeni hayalleri ile girdik. Bunun en önemli amacı ve hedefleri,
“Kazakistan 2050” stratejisini hayata geçirme sürecinde tam
mânâsıyla anlaşılacaktır. Yaşadığımız yüzyılın ortasına doğru
Kazakistan’ı dünyadaki gelişmiş 30 ülke arasında görmeyi
hedeflemekteyiz. Bu Ulus Planıdır ve Kazakistan’ın hayalidir.
Çok arzuladığımız bu hayalimizin gerçekleşmesinde aziz
milletimizin birlikte hareket edip, birlikte yürümesi ve topyekûn
çaba göstermesi, bu yolda edineceğimiz bütün kazanımların en
büyüğü ve en değerlisi olacaktır.
8
Nursultan NAZARBAYEV
Bağımsızlığın ilk gününden bu yana katettiğimiz yol,
ilk zamanlardaki zorlukları ve engelleri bütün ülke olarak
aşmamızdan dolayı sonraki yıllarda gelişme ve kalkınma yolu
oldu. Devlet hayatımızdaki itibarlı ve bayram niteliğinde olan
yıldönümler, geleceğe olan inancımızı pekiştirdi. İstikrarlı bir
kalkınma modeli sergileyerek Kazakistan’ı dünyaya tanıttık.
Dünya jeopolitik haritasına yeni formatlı devlet eklenmiş oldu.
Bunların hepsi bağımsızlığımızın ilk saatlerinde başlamıştı.
...1991 yılı Aralık ayı... Her gün, her sabah hafızamda
yankılanarak o günlerde yüreğimi kaplayan sevinç ve mutluluk,
hâlen ûumu heyecanla beslemektedir. O gün kendimi, bir yandan
yeni doğmuş sabi gibi, diğer yandan da asrı deviren bir ihtiyar
gibi hissettiğimi hatırlıyorum. Gerçek mutluluğu tadarak neşeyle
dolmuştum. Kendi sevincimve mutluluğum bir yana, halkımın
mutluluğunun apayrı bir şey olduğunu o zaman kesinlikle
anlamıştım. Heyecan ve coşku doluydum. Ecdadımızın emanetini
taşımanın mutluluğunu, ülkeyi geleceğe taşıma görevinin benim
alın yazım olduğunu, yüce Allah’ın bana özel hediyesi ve şahsıma
verdiği bir fırsat olarak yorumluyorum. Belki de, tarihin tercihi
ve halkın desteği demek, daha doğru olur.
...Aladağların (Alatau) kucağında yer alan küçük Şamalgan
köyünde ilkokula başladığım yılların, sevgili öğretmenlerimin
verdiği notların yüreğime bahşettiği büyük aydınlık ve bahtiyarlığı
dün gibi hatırlıyorum. İlkokul öğrencisi olmama rağmen kaygı
ve tasayı oyunlara tercih ederek bir an önce büyüsem de, gecesini
gündüzüne katarak çalışan annem ile sabahın köründe işe
giden, gecenin karanlığında ailesine koşan babamı sevindirsem,
onların yüklerini hafifletmeye ve alın terlerini silmeye yardımcı
olsam, hayali gün geçtikçe artıyordu. Her çocuk hayaline koşmaz
mı? Ben de onlardan biri olduğumu düşünüyorum. Her Kazak
evlâdının bu hayallerle dolu toy duyguları ve gamsız günleri
yaşadığına hiç şüphem yoktur. Evet, öyledir.
9
ULU BOZKIR ÖĞÜTLERİ Vatanım, direğimdir
Halkımızın bir hayli saygın ve gurur verici özellikleri var.
Onlar atalarımızın geleneklerinden beslenir. Kazaklar âlim ve
şâir halktır. Sabi yüreğinde dalgalanan umut, hayal ve düşünce,
zihni aydın ve uyanık olan Kazak evlâdını şiir bozkırına
sürükler. Halkımızın şiir sevgisi, nesilden nesile aktarılan
silinmez ve kapanmaz bir mekteptir. Sözlü edebiyatımızın
zengin kaynaklarından beslenen milletimizin yüce tarihindeki
büyük kilometre taşları bunun açık delilidir. Biz geçmişimizi
hem dilimizle hem de kalbimizle yazmış milletiz.
Tarihi ile varlığı birbirine şiirle bağlı olan halkımızın
kalp atışlarının nazımla huzur bulması, şarkıyla hızlanması
bundandır. Örneğin, bizim bölgemiz, şâirler yurdu adını boşuna
almamıştır. “Ekey boyunda elli şaman, seksen şâir, cin çarpmış
gibi uğultuyla gezer akşamüstü” satırlarını bilmeyen Kazak
yoktur. Gençliğimde şiire yakındım. Şiir dehası Jambıl dedem,
büyüğüm ahiret yolculuğuna çıksa da sözlerinin saltanat
kurduğu, şanının yüksek olduğu bir dönemde bizim köyümüzde
şâir olmamak, kusur sayılırdı. Hatta şâir olmama şansın yok
gibiydi. “Aksakalla, güzellerle yarışacak şâir halkmışız biz ya”
diyen şâirimiz Kadir Mirzaliyev yanılmamıştır.
Okuldayken şiire olan ilgim ve sevdamın, hayatımda
canımdan bir parçaya dönüşerek hâlen gümüş ışıklar saçtığını
hissediyorum. Hafızanı yenileyerek doğru bir şekilde okursan
için rahatlar, atalarımızın öğüt veren sesini, tarihin sırlarını,
vatanın sonsuzluk şiirini tekrar işitirsin ve ferah dünyaya
kucağını geniş bir şekilde açmış gibi hissedersin kendini.
İşte o zaman bozkırımızın bütün özelliklerini, onur ve
haysiyetini derinden anlarsın, sevgili annemiz ve aziz yürekli
babamız gibi yaklaşırsın ona, gönül kapıları sonuna kadar açılır.
Çocukluk ve gençlik günlerimin o renkli ve parlak boyaları
10
Description:Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı tarafından, Kazakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliğinin destekleriyle Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in kaleme aldığı “Ulu Bozkır Öğütleri” başlıklı eser Türkçe olarak yayımlandı. Kaza