Table Of ContentBAŞLANGlÇTAN GÜNÜMÜZE
•• • • •
TURKLERIN KUR'A N TEFSIRINE
o •
HIZMETLERI
ve Müzakere ler-
-Tebliğler
Tarhşmalı İlmi Toplanh
21-22 Ekim 2011
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Nuri Sevil Salonu - Üsküdar 1 İstanbul
İstanbul 2012
CUMHURİYET DÖNEMİNDE TÜRKÇEYE
TERCÜME EDİLMİŞ KUR'A N TEFSİRLERİ
Prof. Dr. HİDAY ET A YDAR
GİRİŞ
Şüphesiz Kur' an-ı Kerim aniaşılmak için indirilmiştir. Esasen her ki
tabın varoluş gayesi anlaşılmaktır. Kur' an-ı Kerim bu hususu muhtelif
ayetlerde açık bir şekilde ifade etmektedir. Nitekim bir ayette "onlar
Kur'an üzerinde düşünmüyorlar mı? Yoksa kalplerin üzerinde kilit mi
var!"1 denerek bu hususa dikkat çekilmiştir. Aynca "Şüphesiz ki biz
Kur'an'ı üzerinde düşünülüp anlaşılsın diye kolay kıldık! Yok mu düşü
nen?"2 denerek de bu konuya vurgu yapılmışhr. Üstelik bu ayet aynı
surede bundan başka belirli aralıklarla üç kez daha geçmektedir ki,
bununla bu hususun allının bilhassa çizilmiş olduğunu söyleyebiliriz.3
Buna göre Kur'an'ın üzerinde düşünüp tefekkür eden, ana hatlarıyla onu
anlayabilecek, ne demek istediğini, nasıl bir mesaj verdiğini, ne yapmayı
murat ettiğini, nasıl bir değişim ve dönüşüm gerçekleştirmek istediği
ni ... anlayabilecektir.
Bununla birlikte herkesin anlayış ve kavrayış durumu aynı olmadığı
için, yani her insanın kendine göre bir zeka ve düşünce yapısı olduğu
için kimi onu daha çok anlayacak, kimi de daha az anlayacaktır. Onu
daha iyi anlayanlar, yeterli derecede anlamayanlara izah edip açıklamak
la, böylece onlann da onu anlamasını sağlamakla yükümlüdürler. Nite-
ı Muhammed, 47/24.
ı el-Kamer, 54/17.
3 Bkz. el-Kamer, 54/22, 32, 40.
426 HİDAYET AYDAR
kim Kur'an'ı en iyi anlayan olarak Hz. Peygamber, onu kendisi kadar iyi
anlayarnayan etrafındakilere gerektiği gibi açıklamış; onların da anlarna
larını sağlamışhr. Esasen bu, ona yüklenmiş ilahi bir görevdir. Kur' an' da
müteaddit yerlerde Allah, onun tebliğ ve teybin ile görevli olduğunu
bildirmekte ve ondan bunun gereğini yapmasını istemektedir: "Ey Pey
gamber! Sana Rabbinden indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan
Rabbinin risaletini bildirmemiş olursun."4 "Sana Kur'an'ı indirdik ki,
insanlara indirilen (Kur'an)'ı onlara açıklayasın".5
Hz. Peygamber bu ilahi görevin gereğini yapmış; hayah boyunca Al
lah'ın indirdiklerini etrafındakiler anlasınlar diye fiilieriyle ve sözleriyle
açıklayıp şerh etmiştir. Hz. Peygamber'in bu şekilde yaphğı yorumlar ve
açıklarnalar,6 "Hz. Peygamber'in tefsiri" olarak kitaplaşhrılmış ve litera
türe girmiştir?
Hz. Peygamber'in vefahnın ardından bu işi sahabe yapmışhr. Sahabe
içerisrnden bazıları bu hususta daha öne çıkmış ve bunlar "tefsir ilminin
pirleri" durumuna gelmişlerdir. Abdullah İbn Abbas (v. 68/688) bunların
başında gelir.8 Aynca İbn Mes'ud (v. 32/652),9 Ubey b. Ka'b (v. 30/650) ve
diğer bazı sahabiler bu hususta şöhret kazanmışlardır.I0
Bunların ardından gelen ve onların öğrencileri durumunda olan ta
biun içinden bazı zatlar yoğun bir şekilde tefsirle ilgilenmişlerdir. Esasen
el-Maide, 5/67.
en-Nahl, 16/44.
6 Hz. Peygamber'in tefsir örnekleri için bkz. Muhammed b. İsmail el-Buhari, Sa/ıi/ıu'l
Bıı/ıari, (Kiitiib-ı Sitte içinde), (İstanbul: Çağrı Yayınlan, 1401/1981), Tefsiru'l-Kur'an,
Fedailu'l-Kur'an, bölümleri; Müslirn b. el-Haccac, Sa/ıi/ııı Miislim, (Kiitiib-ı Sitte içinde),
(İstanbul: Çağrı Yayınlan, 1401/1981), Tefsiru'l-Kur'an bölümü; Ebu İsa et-Tirmizi, Sii
nemı't-Tinııizi, (Kiitiib-ı Sitte içinde), (İstanbul: Çağrı Yayınlan, 1401/1981), Kitabu't
Tefsir bölümü; İsmail Cerrahoğlu, Tefsir Tarihi, I, 44-68.
Örnek olarak bkz. Suat Yıldınm, Hz. Peı;gamber'in Kur'i1n'ı Tefsiri, (İstanbul: Kayıhan
Yayınlan, 1983), 29-337.
8 Tefsir ilmindeki yeri için bk. ez-Zehebi, et-Tefsir ve'l-Mıifessirım, I, 65-83; Mennau'l
Kattan, Meba/ıis fi Wımıi'l-Kıır'mı, (Beynıt: 1415/1995), 239-242; Cerrahoğlu, Tefsir Tari
hi, I, 103-112.
İsmail Cerrahoğlu, "Abdullah b. Mes'ud", Türkiye Diymıet Vakfı İslam Ansiklopedisi
(DİA), (İstanbul, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınlan, 1988), I, 115.
10 Bu zatların Tefsir ilmindeki yeri için bkz. Cerrahoğlu, Tefsir Tarihi, I, 90-112; ez-Zehebi,
et-Tefsir ve'l-Mııfessirım, I, 83-93.
TÜRKÇEYE TERCÜME EDİLMİŞ KUR' AN TEFSİRLERİ 427
bu dönemde biri Mekke' de, biri Medine'de ve biri de Kufe' de olmak
üzere üç tane tefsir okulunun mevcut olduğunu ve buralarda İbn Abbas,
Ubey b. Ka'b, İbn Mes'ud gibi tefsir alanında şöhret kazanmış olan
sahabilerin dersler verdiğini, bu derslere tabiundan pek çok önemli
ismin devam ettiğini, bunlann sahabeden Kur'an'ın tamamının tefsirini
ve açıklamasını öğrendiklerini biliyoruz.ıı
Şunu belirtmek gerekir ki, bu dönemlerde tefsir genelde şifahen, yani
birinin duyup öğrendiğini başkasına rivayet etmesi yoluyla yayılmıştır.
Henüz bu ilmin kendine has prensipleri ortaya konmuş değildir ve
henüz bu prensipiere göre tefsir yapılıyor değildir. Ancak kısa bir süre
sonra artık kısmen ilkelere bağlı tefsirlerin yazılmaya başlandığını görü
yoruz. Mukatil b. Süleyman'ın (v. 150/767) et-Tefsiru'l-Kebir'i bunun
güzel bir ömeğidir. Mukatil oldukça erken dönemlerde vefat etmiş bir
zattır ve bu zat, Kur'an'ı baştan sonra tefsir etmiştir. Tefsirinde "rivayet"
yanından ayrıca "dirayet" yöntemini de kullanmıştır. Zaman zaman
Kur' an' daki bazı hususları akıl ve mantık ile o günkü bilgi ve anlayış
çerçevesinde, tarih, kültür, coğrafya, dil ve edebiyat, şiir ve hitabet ve
benzeri bilgileri kullanarak yorumlarnıştır.ı2 ·
Mukatil'in ardından da bazı kişiler tefsir alanında bir takım çalışma
lar yapmışlarsa13 da ve böylece tefsir müdevven bir ilim halini almışsa14
da bir süre sonra tefsir ilminin en temel eseri olarak kabul edilecek olan
İbn Cerir et-Taberi'nin (v. 310/922) Camiu'l-Beyan an Te'vili Ayi'l-Kur'an
adlı tefsiri ortaya çıkacaktır. Bu eser, tefsirin bütün gerekliliklerini yerine
getirerek yapılmış muazzam bir eserdir. Kur'an'ın tamarnı baştan sona
öncelikle ve ağırlıklı olarak rivayetlerle tefsir edilmiş, ama zaman zaman
11 Bkz. M. Fatih Kesler, Mekke Tefsir Ekolii, (Ankara: Akçağ Yayınları, 2000); a.mlf.,
Medine Tefsir Ekolii, (Ankara: Akçağ Yayınları, 2000).
12 Bkz. İsmail Cerrahoğlu, "Tefsirde Mukatil b. Süle~an ve Eserleri", Anaknra Üniversi
tesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, cilt: XXI (1976), 1-35; İbrahim Çelik, Mukfitil b. Siileıpnmı ve
Tefsirdeki Metodu, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Bursa 2000); Ömer
Türker, Mııkfitil b. SiileıJiıımı'ııı Kıır'fiıı'ı Tevil Yöntemi (yüksek lisans tezi), Sakarya Üni
versitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü) (Sakarya, 1999).
13 Mehmet Sofuoğlu, Tefsire Giriş, (İstanbul: Çağrı Yayınları, 1981), 276; Muhsin Demird,
Tefsir Tarihi, 108-113.
14 Tefsirin tedvini, ilk yazılan tefsirler ve müfessirleri hakkında geniş bilgi için bkz. ez
Zehebi, et-Tefsir ve'l-Mııfessirım, I, 140-156; Cerrahoğlu, Tefsir Tarihi, I, 174-268.
428 HİDAYET AYDAR
bu rivayetler arasıdan tercihler yapılmış, tevcihler yapılmış, kıraatler
kullanılarak onlardaki farklılığa göre ayetlere farklı manalar verilmiş,
tarihi bilgi kullanılmış, israili rivayetlere bolca yer verilmiş ... kısaca bu
eserde tefsir ilminin bütün kural ve kaideleri en ,güzel şekilde uygulan
mıştır.I5 Böylece tefsir artık belli kuralları, kaideleri olan bir alan halini
almıştır. Nitekim bundan sonra yazılan tefsirler bu kural ve kaidelere
uymak zorunda kalrnışlardır.
Taberi'nin tefsirinin ardından bu tarz üzere daha başka tefsirler ardı
ardına yazılacak ve o gün başlayan tefsir harek~ti, zaman zaman farklı
anlayışlar ve bakış açıları da kazanarak günümüze kadar durmaksızın
devam edip gelecektir ... ı6
Böylece Arapça tefsirler, Arap olan toplulukların Kur' an' ın anlaşılma
sı yönündeki ihtiyaçlarını karşılamış oluyordu. Ancak kısa bir süre sonra
Arapların yanında Arap olmayan ve Arapça bilmeyen milletler de Müs
lüman oldular ve bunların tefsir ihtiyaçlarının karşılanması için kendi
ana dillerinde tefsirlerin yazılması yahut Arapça olarak yazılmış tefsirle
rin bunların diline çevrilmesi gerekiyordu. Esasen bu ihtiyaç bizzat
Kur'an'ın kendisinin anlaşılması için de söz konusuydu. Zira Kur'an
sadece Arap toplumuna inen bir kitap değildi. O tüm insanlığa gönde
rilmiş bir kitaph. Nitekim muhtelif ayetlerde bu husus dile getirilmiştir:
"Şüphesiz ki Biz. sana kitabı insanlara hak (bir kitap) olarak indirdik; kim
ona uyarak doğru yolu bulursa kendisi için bunu yapmış olur, kim de
ona uymayarak saparsa, o da kendi aleyhine sapmış olur. Sen onların
vekili değilsin."17 Esasen başka ayetlerde Kur'an'ın insanlara ulaştırıla
cak bir kitap olduğu belirtilmektedir: "Bu Kur' an bütün insanlığa bir
mesajdır. O halde artık onunla uyarılmış olsunlar ve bilsirller ki, tek ilah
O'.dur; ve sağduyu sahipleri de bunu akıllarında tutsunlar!"18 Aynı
15 . Tefsir ve müfessiri hakkında bilgi için bk ez-Zehebi, et-Tefsir ve'l-Mıifessirıııı, I, 205-
223; Cerrahoğlu, Tefsir Tarihi, II, 136-160; Sıtkı Gülle, "Rivayet ve Dirayet Yöntemleri
Açısından Taberi Tefsiri Hakkında Bir Değerlendirme", EKEV Akademi Dergisi -Sosyal
Bilimler-, cilt: VIII, (2004), sayı: 19, s. 265-280.
ı6 Muhsin Demirci, Tefsir Tarihi, 144-280.
ı7 ez-Zümer, 39/41.
ıs İbrahim, 14/52.
TÜRKÇEYE TERCÜME EDİLMİŞ KUR' AN TEFSİRLERİ 429
husus diğer bir ayette de "bu Kur' an, insanlar için bir bildiridir; takva
sahipleri için bir hidayet ve bir öğüttür"19 demektedir.
Bütün bunların ötesinde ve belki hepsinin önünde dikkat çekilmesi
gereken husus, Allah'ın tüm insanların Rabbi olması ve hepsini muhatap
almasıdır. O sadece belli bir topluluğu -Arap toplumunu- muhatap
olarak almış değildir; ilk muhatap kitle olan Araplar aracılığıyla mesajını
bütün insanlara ulaştırmayı istihdaf etmiştir. Bunun insanlık plaiıındaki
en pratik yolu, o mesajı insanlar arasından birini seçip, onun diliyle
mesajı indirmek, soma da o mesajı o dilden başka dilere tercüme ettir
mektir. Dolayısıyla da Kur'an'ın tercüme edilmesi, bu açıdan ilahi mu
rada da uygun; hatta bu muradın gereğidir.
Esasen Kur'an açık bir şekilde Kur'an'ın kendisine indirildiği pey
gamberin de tüm insanlığa gönderilmiş olduğunu belirtmektedir: "Biz
seni kesinlikle insanların tümüne müjdeleyici ve uyancı olarak gönder
dik. Fakat insanların çoğu bunu anlamaz."20
Bütün bunlar, bize Kur'an'ın sadece ilk muhatap kitle olan Araplar
tarafından değil, fakat tüm insanlar tarafından da anlaşılması gerektiğini
göstermektedir. Madem Kur' an aniaşılmak için gönderilmiştir ve ma
dem tüm insanlan m uhatap almaktadır, o. halde bütün insanların onu
anlamasını sağlamak gerekir. Bunu iki yolu vardır; ya bütün insanlara
Arapça öğretmek, ya da Kur'an'ı bütün insanların konuştuğu dillere
çevirmek ... Birincisi imkansız derecesinde zor olduğuna göre, ikinci yol,
daha pratik, daha uygulanabilir ve daha mantıklıdır. Bu yüzden aJ.imle
rimiz Kur'an'ın diğer insanlara ulaştırılmasının, onun Arap olmayanlar
tarafından da anlaşılmasının yolu olarak "tercüme"yi seçmişlerdir.21
Böylece bu ihtiyacın giderilmesi ve Arap olmayan unsurların da Kur'an'ı
19 Al-i İmran, 3/138.
20 Sebe, 34/28.
21 Bkz. Ebu Muhammed el-Huseyn İbn Mes'ud el-Beğavi, Tefsirıı'l-Beğavi (Mealimu't
Teıızil), (thk. Heyet), (er-Riyad: Daru't-Tiybe, 1411), IV, 335; Carullah Ebu'I-Kasım
Mahmud b. Ömer ez-Zemahşeri, el-Keşşaf an Hakniki Gavamidi't-Teıızil ve Uyımi'l-Ekavil
fi Vucıılıi't-Te'vil, (thk. Adil Ahmed Abdulmevcud-Ali Muhammed Muavvid), er
Riyad: Mektebetu'l-Ubeykan, 1418/1998), ill, 362-363.
430 HİDAYET AYDAR
anlayabilmeleri için Kur' an bu insanların dillerine tercüme edilmeye
başlandı.22
Kaynakların ittifakla bildirdiğine göre Kur' an-ı Kerim ilk kez Sama
noğulları döneminde tercüme edilmiştir. Buna göre Samanoğulları eıniri
Mansur b. Nuh'un (v. 366/977)23 (350-365)/(961-976) emriyle oldukça
erken sayılabilecek dönemde, 350/961'li yıllarda Kur' an bir bütün halin
de Farsçaya çevrilmiştir.24 Emir, bu iş için Horasan, Harezm, Fergana ve
Maveraünnehir aJimlerini toplamış, onlardan, Kur'an'ı Farsçaya tercüme
etmenin caiz olup, olmadığı konusunda fetva istemiştir. Alimıer, İbra
him suresinin dördüncü ayetine25 istinaden, tercümenin caiz olduğu
cihetinde fetva vermişlerdir. Bunun üzerine, oluşturulan bir komisyonca,
Kur'an-ı Kerim Farsçaya çevrilmiştir.26 Böylece Kur'an ilk kez bir başka
22 Hidayet Aydar, Kur'an-ı Kerim'in Tercümesi Meselesi, (İstanbul: Kur'an Okulu Yayıncı
lık, 1996), 91, 98-99, 148-149.
23 İbnu'l-Esir, İmaduddin Ebu'l-Fida İsmail İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-Nilıaye, (thk. Abdul
lah b. Abdilınuhsin et-Turki), (el-Kahire: Daru Becer, 1417/1997), VII, 367.
u Abdulkadir İnan, Kur'an-ı Kerim'in Türkçe Tercümeleri Üzerine Bir İnceleme, (Ankara:
1961), 7-8; Janos Eckmann, Kur'mı'm Doğu Türkçesine Tercüme/eri, (İstanbul Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi Turk Dili ve Edebiyatı Dergisi, c. XXI' den ayn basım), (İstanbul:
1975), 16; Ali Şevalı İsh4:, Mu'cemu Musmmafati'l-Kıır'mıi'l-Kerim, (er-Riyad:
1404/1984), II, 12; Ekmeleddin İhsanoğlu, "el-Cuhudu'l-Mebzule Fi'l-Muhafazati 'ale'l
Kur'ani'l-Kerim ve Tercemetih", en-Nedvehı'l-Alemiyye Havle Tercemeti Mamzi'l
Kur'mıi'l-Kerim, (1395 h.), 267; Z. Velieli Togan, "Kur'an'ın İlk Türkçe Tercümeleri",
İslam Tetkikleri Enstitiisii Dergisi, IV (1964), 1-9; Mofakhar Hussain Khan, "Kur' an-ı Ke
rim'in Bengalce Tercümelerinin Tarihçesi", (çev. M.Dağlı), Erciyes Üniversitesi halıiyat
Fakültesi Dergisi, sayı: 1 (1983), s. 373; J.D. Pearson, "Translation of the Kur'an", The
Encıjclopaedia of Islam, (Leiden: 1981), V, 430; Muhammed Harnidullah, Kur'an Tarihi,
(çev. S.Mutlu), (İstanbul: 1400/1980), 65.
25 • "(Allah'ın eınirlerirıi) onlara iyice açıklasın diye, her peygamberi kendi kavınirıin
diliyle gönderdik."
26 İnan, Bir İnceleme, 7-8; İshak, Mu'cemıı Musmmafati'l-Kur'mzi'l-Kerim, II, 12; İhsanoğlu,
"el-Cuhudu'l-Mebzule", 267; Togan, "Kur'an'ın İlk Türkçe Tercümeleri" 1-9; Khan,
"Kur' an-ı Kerim'in Bengalce Tercümelerinin Tarihçesi", 373; Pearson, "Translation of
the Kur' an", V, 430; Eckmann, Kur'an'm Doğu Türkçesine Terciimeleri, 16 (Burada heyet
te yer alanlardan bazı iilimlerirı adları da zikredilıniştir); Harnidullah, Kur'an Tarihi,
65; Abdulğaffu b. Abdilhak el-Belfrşi, "Tfuihu Tetavvuri Tercemeti Mafuıi'l-Kur'fuıi'l
Kerim ila'l-Luğati'l-Ffuısiyye", Nedvetu Tercemeti Mafinf'l-Kur'fini'l-Kerfm Takvfmım Ii'l
Mfidf ve Tahtıtım li'l-Mustakbal, (el-Medine el-Münevvere: Mucammau'l-Melik Fehd li
Tibaati'l-Mushafi'ş-Şerlf, 10-12 Safer 1423/23-25 Nisan 2002), 31.
TÜRKÇEYE TERCÜME EDİLMİŞ KUR' AN TEFSİRLERİ 431
dile çevrilmiş ve o dili bilen insanlann, Kur'an'ın manalarını kendi
imkaru
dillerinde okuyup anlamalan sağlanmışhr.
I-TEFSİR TERCÜMESi VEYA TERCÜME TESiRLER HAREKETİ
Kur'an'ın tefsirinin tercümesi hususuna gelince, yukarıda kısaca
Kur'an tefsir hareketi hakkında kısaca bilgi verdik. Hz. Peygamber'in bir
takım ayetleri kavli veya filli izahıyla ortaya çıkan bu hareketin 310/922
tarihinde vefat eden İbn Cerir et-Taberi'nin yazmış olduğu Camiu'l-Beyan
an Te'vili Ayi'l-Kur'an tefsiriyle en mühim ürünlerinden birini vererek
devarn ettiğini belirtmiştik. İşte burada sözünü etmekte olduğumuz
tefsir tercümesi (veya tercüme tefsir) hareketi Taberi'nin sözünü ettiği
miz bu tefsirinin tercümesiyle başlamışhr. Şimdi bu hususu daha yakın
dan görelim:
A-İLK TEFSİR TERCÜMESi
Yukanda Kur'an-ı Kerim'in ilk kez Emir Mansur b. Nuh'un talebiyle
Samanoğullan döneminde Farsçaya tercüme edildiğini söyledik. İlk
tefsir tercümesi hareketi de bu tercümeyle eşzarnanlı olarak ve aynı
heyet tarafından yapılmışhr. Kaynaklanmız, ilk Kur'an çevirisinin, İbn
Cerir et-Taberi'nin Camiu'l-Beı;an adlı mühim tefsirinin hülasasıyla
birlikte yapıldığını belirtmektedirler. Buna göre Emir Mansur b. Nuh,
şanını ve şöhretini duyduğu Taberi tefsirinin de tercüme edilmesini
istemiştir. Bunun üzerine görevli alimler bu tefsiri önce 40 cilt halinde
tercüme edip Emir' e sunmuşlardır. Ancak bu çok hacimli, çok büyük
olduğundan ve bu şekilde okunup istifade edilmesi zor olduğundan
emir, bu tefsirin özet bir tercümesini istemiştir. Bu sefer de alimler tefsiri
4 cilthalinde tercüme ederek Emire takdim etmişlerdir.27
v İnan, Bir İnceleme, 7-8; İshak, Mıı'cemıı Mıısamıafati'l-Kıır'ani'l-Kerim, II, 12; İhsanoğlu,
"el-Cuhudu'l-Mebzule", 267; Togan, "Kur:an'ın İlk Türkçe Tercümeleri" 1-9; Khan,
"Kur' an-ı Kerim'in Bengalce Tercümelerinin Tarihçesi", 373; Pearson, "Translation of
the Kur' an", V, 430; Eckmarın, Kıır'aız'ııı Doğıı Türkçesine Terciimeleri, 16 (Burada heyet
te yer alanlardan bazı aiirnlerin adları da zikredilmiştir); Harnidullah, Kur'an Tarihi,
65; Abdulğaffir b. Abdilhak el-Belı1şl, "Tfuiliu Tetavvuri Tercemeti Mafuıi'l-Kur'fuıi'l
Kerim ila'l-Luğati'l-Fansiyye", Nedvetıı Tercemeti Maiiııl'l-Kıır'iiııi'l-Kerlm Takvlmıııı li'l-
432 HİDAYET AYDAR
Bu tercüme, İslam tarihinde yapıldığını bildiğimiz ilk tefsir tercüme
sidir ve bu tercüme Arapçadan Farsçaya yapılnuşhr. Gerçi Tefsir üzerin
de çalışma yapan Fadl el-Hadi, "bana öyle geliyor ki, bu eser, bilinen
manada Taberi tefsirinin tercümesi değildir. Bilakis o tefsir konusunda
yazılmış müstakil bir kitaphr" diyor.28 Ancak kaynaklar bunun Tabe
ri'nin tefsirinin büyük oranda kısaltılnuş bir hillasası olduğu konusunda
müttefiktirler. Dolayısıyla tefsir tercümesi hareketi ilk kez Farsça olarak
gerçekleşmiştir. Nitekim ilk Kur'an tercümesi de bu dilde yapılnuş idi.29
Bu açıdan Farsça haklı bir gurura sahiptir. Esasen Farisiler de, bununla
övünmektedirler.30
Bu tefsiri tercümenin birer nüshası, Ayasofya Kütüphanesi 87 numara
ile Dresten Kütüphanesi 22 nurnarada kayıtlıdır. Ayrıca bu tercüme,
Tahran' da basılnuşhr.31 Terceme-i Tefsir-i Taberi adı ile 4 cilthalinde 1961
yılında Tahran'da basılan eserin32 editörlüğünü Habib Yağınani yapmış,
Cafer Müderris Sadıki de ona yardımcı olınuştur.33
Bu tefsir, aynı zamanda Arapçadan başka bir dilde vücuda getirilmiş
ilk Kur'an tefsiridir. Yani Kur'an'ın başka bir dilde tefsiri hareketi, ilk
kez mevcut bir tefsirin tercümesi şeklinde başlaınışhr. Böylece tefsir
tercümesi hareketi, Arapçanın dışındaki- dillerde tefsir hareketinin öncü
sü olınuş ve başlangıç noktasını teşkil etmiştir. Bu açıdan tefsir tercümesi
hareketi, telif tefsir hareketinden daha büyük bir önem arz etmektedir.
Mfidf, ve Tahtıtım li'l-Mııstakbal, (el-Medine el-Münevvere: Mucammau'l-Melik Fehd li
Tibiiati'l-Mushafi'Ş-Şeru, 10-12 Safer 1423/23-25 Nisan 2002), 31.
28 Bkz. el-Belfrş!, "Tarihu Tetavvuri Tercemeti Maaru'l-Kur'aru'l-Kerim ila'l-Luğati'l-Fan
siyye", 18.
29 Khan, "Kur'an-ı Kerim'in Bengalce Tercümelerinin Tarihçesi", 373; Ali es-Sadık
Haseneyn, "Lemhatun Tarihiyyetun an Teracimi Maani'l-Kur'ani'l-Kerim", (Tebliğ),
en~Nedvetu'l-Alemiyye Havle Tercemeti Maaııi'l-Kur'aııi'l-Kerim, (1395 h.), 166.
30 Bkz. el-Belfrş!, "Tarlhu Tetavvuri Tercemeti Maaru'l-Kur'aru'l-Kerim ila'l-Luğati'l
Fansiyye", 16-17.
31 Muhammed Hamidullah, "Kur' an-ı Kerim'in Türkçe Yazma Tercümeleri", (çev. Salih
Tuğ), Türkiyat Mecmuası, yıl: 1964, XIV, 67; a.mlf., "Fehmu'l-Kur'ani'l-Kerim Limen La
Yantiku bi Luğati'd-Dad", (Tebliğ), eıı-Nedvetıı'l-Alemiyye Havle Tercemati Mamıi'l
Kıır'mıi'l-Kerim, (İstanbul(?), 1395 h.), 54.
32 Eserin bir nüshası İSAM kütüphanesinde mevcuttur.
33 el-Belfr(ı, "Tarihu Tetavvuri Tercemeti Maaru'l-Kur'aru'l-Ker!m ila'l-Luğati'l-Fil.n
siyye", 32.
TÜRKÇEYE TERCÜME EDİLMİŞ KUR' AN TEFSİRLERİ 433
Zira daha sonra ortaya çıkacak olan telif tefsirler bu hareketi takip ede
rek ortaya çıkacakbr. Nitekim kısa bir süre sonra Farsça yapılmış ilk telif
tefsirlerden biri olan Tacu't-Teracim fi Tefsiri'l-Kur'an li'l-Eacim adlı eser
ortaya çıkacakhr.34 Bu eser, Ebu'I-Muzaffer Şahfur b. Tahir İsferayini (v.
471/1078) tarafından Farsça olarak telif edilmiş bir tefsirdir.35
İranlılar bunun ardından çok sayıda Kur' an tercümesi ve tefsiri hazır
layıp neşretmişlerdir36 ki, bugüne kadar Farsça olarak hazırlarup basılan
Kur'an tercüme ve tefsirlerinin sayısının binleri geçtiği belirtiliyor.37 Bu
tefsirlerin bir kısmı Farsça telif halinde, yani doğrudan doğruya Farsça
olarak yapılmış iken, bazılan da yukanda sözünü ettiğimiz Taberi tefsiri
örneğinde olduğu gibi mevcut bir tefsirin Farsçaya tercüme edilmesi
şeklinde olmuştur.
B-TÜRKÇE TEFSİR TERCÜMELERİ
1-Osmanlı Dönemi Öncesi Türkçe Tefsir Tercümeleri
Türkçe Kur' an tercüme ve tefsirlerine gelince, öncelikle şunu belirte
lim ki Türkçe, Kur'an'ın bir bütün halinde çevrildiği Farsçadan sonraki
ikinci dildir. Türkçe ilk tam Kur' an tercümesi, yukanda kendisinden
bahsettiğimiz Farsça tercümeden esinlenerek ve onun tarzında yapılmış
hr. Yani ilk Farsça tercüme, ilk Türkçe tercüme için bir model teşkil
etmiştir.38
34 thk. Nedp Mayil Herveri-Ali Ekber İlahi Horasani, (Tehran: İntişarat-ı İlmi ve Ferhen
gi, 1375 şemsi) (1996 miladi).
35 Ebu'I-Muzaffer Şahlur b. Tahir İsferayirıi, Tacıı't-Teracim ft Tefsiri'l-Kıır'mı li'l-Eacim,
(thk. . Nedp Mayil Herveri-Ali Ekber İlahi Horasani), (Tehran: İntişarat-ı İlmi ve Fer
hengi, 1375 şemsi), (mukaddime), I, 1-3.
36 Bkz. el-Belı1ş!, "Tiirihu Tetavvuri Tercemeti Mafuıi'l-Kur'fuıi'l-Kerim ila'l-Luğati'l
Fiinsiyye", 18-35; İsmet Binark-Halit Eren, el-BibliyoğrafıJa'l-'Alemiyye li-Tercemati Maa
ni'l-Kıır' mıi'l-Kerim, et-Tercemetıı'l-Matbııa: 1515-1980 (World Bibliyograplıy of Translation
of The Memıings ofTlıe Qıır'mı, Printed Translation: 1515-1980), (İstanbul: 1406/1986), 342.
37 Bkz. el-Belı1ş!, "Tfuihu Tetavvuri Tercemeti Mafuıi'l-Kur'fuıi'l-Kerim ila'l-Luğati'l
Fiinsiyye", 17.
38 Abdulkadir Erdoğan, Kur'an Terciimelerinin Dil Bakımıııdmı Değerleri, (Ankara: 1938),
cilt: I, 47; Eckmann, Kıır'aıı'm Doğu Türkçesine Tercüme/eri, 16-17; Pearson, "Translation
of the Kur' an", V, 430.
Description:Suat Yıldınm, Hz. Peı;gamber'in Kur'i1n'ı Tefsiri, (İstanbul: Kayıhan Tefsir-i Tibyan ve Kadi Beyzav!'ye mütil.laaınızın kesreti olmakla arun Arabi tabirin- Sadece Damlkitap adlı internet sitesinde elektronik ortamda bir nüshası.