Table Of ContentTarih Okulu Dergisi (TOD) Journal of History School (JOHS)
Aralık 2016 December 2016
Yıl 9, Sayı XXVIII, ss. 745-763. Year 9, Issue XXVIII, pp. 745-763.
DOI No: http://dx.doi.org/10.14225/Joh941
SİVAS MİLLETVEKİLİ EMİR (MARŞAN) PAŞA’NIN SİYASİ
FAALİYETLERİ
İlhan HAÇİN
Özet
Kafkasya muhaciri olan Emir Marşan, gerek Osmanlı Devleti’nin son
döneminde gerekse Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında adından söz ettiren bir
şahsiyet olarak karşımıza çıkmaktadır. Devlet kademesinde almış olduğu görevler
arasında belki de en dikkat çekeni I. Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Sivas
milletvekilliği görevidir. Mecliste bulunduğu süre zarfında aktif bir milletvekili
olduğu tespit edilen Emir Marşan meclis çatısı altında çeşitli birimlerde idari görevler
almış ve mecliste görüşülen birçok konuda da düşüncelerini ifade etmekten geri
kalmamıştır. Bu çalışmada Emir Marşan’ın hayatı genel hatlarıyla ortaya konulacak
ve milletvekilliği döneminde meclis bünyesindeki faaliyetleri çeşitli başlıklar altında
irdelenmeye çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Emir Marşan, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Ankara,
Sivas.
Emir (Marsan) Pasha’s the Deputy of Sivas his Political Activities
Abstract
Emir Marşan who was a Caucasia emigrant emerges as an effective person
both in the last era of the Ottoman State and in the first years of the Turkish Republic.
Probably his most notably official duty was the Sivas parliamentary in the I.st Era of
Grand National Assembly of Turkey. Emir Marşan who had detected as an active
deputy when he was in the Assembly had some administrative tasks in different units
under the Assembly roof and he had not fall behind to explain his thoughts about
many topics discussed in the Assembly. The life of Emir Marşan will be explained
Araştırma Görevlisi, Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü
İlhan Haçin
and his activities in the Assembly will be analyzed under some headlines in his
parliamentary era.
Key Words: Emir Marşan, Grand National Assembly of Turkey, War of
Independence, Ankara, Sivas.
Giriş
İlk ve orta öğrenimini Sivas’ta tamamladıktan sonra bir süre hukuk
eğitimi alan Emir Paşa, bir ara Nüfus Nazırlığı yapmıştır. Sonra ise, II.
Abdülhamit döneminde Seraskerlik Masarifat Nazırı olan Saadettin Paşa ile
tanışması neticesinde Osmanlı yönetimi ile yakın temas halinde olmuştur. 22
Aralık 1907’de mirimiranlık rütbesi verilmiş ve paşa olarak zikredilmeye
başlamıştır.1 Emir Paşa’nın Saadettin Paşa ile olan yakın münasebetinin
altında şu olayın yattığı söylenmektedir. Şöyle ki; Emir Paşa’nın Saadettin
Paşa’ya yolladığı bir cariyenin saraya kabul edilmesi ve onun bir şehzade
doğurup gözdeler arasına girmesi hadisesi yatar.2 Böylece Emir Paşa Osmanlı
Devleti’nin askeri memurlarıyla yakın ilişki kurma imkânı elde etmiştir. Paşa
unvanını almış olan Emir Paşa’nın Hürriyet ve İtilaf Fırkasının3 kuruluşunda
ve bu fırkanın Sivas şubesini açanlar arasında yer aldığı bilinmektedir.4
16 Mart 1920 tarihinde İtilaf Devletleri tarafından İstanbul’un işgal
edilmesiyle Osmanlı Meclis-i Mebus’nı son toplantısını 18 Mart 1920
tarihinde yapmıştır. Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa, Anadolu Rumeli
Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti tüzüğünün 4. maddesini uygulamaya
geçirilmesini, başka bir ifadeyle yurt yönetimini üstlenmesini istemiştir.
Bunun için kolordu kumandanları ve valilerle temasa geçilerek 19 Mart 1920
1 Fahri Çoker, Türk Parlamento Tarihi (Milli Mücadele ve TBMM I. Dönem), Cilt 3,
TBMM Vakfı Yayınları, Ankara, 1995, s. 877.
2 Sivas Valisi Reşit Paşa’nın Hatıraları, Hazırlayan: Cevdet R. Yularkıran, Sivas İli Sanat,
Kültür ve Araştırma Vakfı Yayınları, Sivas, 2002, s. 48.
3 Hürriyet ve İtilaf Fırkası: 21 Kasım 1911 tarihinde İstanbul’da kurulmuş ve II. Meşrutiyet’in
en büyük ve en etkili muhalefet partisi olmuştur. Dönemin iktidarı konumunda olan İttihat ve
Terakki Partisi’nin karşısındaki en önemli parti pozisyonuna kısa bir sürede yükselmiştir. Bu
partinin kurulma nedenleri arasında belki de en önemlisi; Meclis-i Mebusanı “Meclis-i
Mensuban” (bağımlılar partisi) olmaktan kurtarmak, İttihatçıların çeteciliğini ve komitacılığını
önlemek, iktidar tekelini kırmaktı. Hürriyet ve İtilaf Fırkası üyeleri Türkçülüğün dönemin
şartlarına uygun olmadığını savunarak Osmanlıcılık fikri etrafında faaliyetlerini
sürdürmüşlerdir. (Tarık Zafer Tunaya, Türkiye’de Siyasal Partiler, Cilt 1, İletişim Yayınları,
İstanbul, 2007, s. 294 - 299.)
4 Sivas Valisi Reşit Paşa’nın Hatıraları, s. 48.
[746]
Sivas Milletvekili Emir (Marşan) Paşa’nın Siyasi Faaliyetleri
tarihinde milletvekilliği seçimlerinin tüm yurtta yapılacağı duyurulmuştur.5
Ankara’da yeni açılacak olan milli meclise katılmak üzere 1920 Mart’ında
Sivas’ta yapılan milletvekilliği seçimleri neticesinde 199 oyla Sivas mebusu
olarak TBMM’ye girmeye hak kazanmıştır. Hatta bu seçimlerde Emir Paşa,
diğer mebuslara nazaran en çok oyu alan isim olmuştur.6 Emir Paşa
TBMM’ye 23 Nisan 1920 tarihinde katılmıştır. Milletvekili olduğunda 52
yaşında olan Emir Paşa, II. Meclis açılana (11 Ağustos 1923) kadar
mebusluğa devam etmiştir.7 Ancak 9 Kasım 1922 tarihinde sağlık
problemlerinden dolayı izne ayrılmak istediğini Meclis Reisine arz etmiş ve
mecliste yapılan oylama sonucu 5 aylık bir izne ayrılması uygun görülmüştür.8
Emir Paşa, mebusluk sürecinde mecliste İdare Memurluğu9 yapmış ve
Anayasa, Tasarı, Milli Savunma ve Sağlık Komisyonlarında görev almıştır.
Ayrıca I. Meclis’te Memurin Muhakematı Tetkik Kurulu’nda da çalışmıştır.10
Emir Paşa’nın nerede ve ne zaman doğduğu hakkında ise farklı bilgiler
mevcuttur. TBMM Arşivi’nden tedarik ettiğimiz belge ışığında; 1276 (1860)
Sivas doğumlu olduğunu öğrenmekteyiz.11 Ancak bazı çalışmalarda 1861
yılında Kafkasya’da Abhazya Dezdebağ şehrinde dünyaya geldiği ifade
5 Ahmet Demirel, Birinci Meclis’te Muhalefet (İkinci Grup), İletişim Yayınları, İstanbul,
1994, s. 82.
6 İrade-i Milliye Tıpkı Basım ve Yeni Harflerle, 1 Nisan 1336, Numara 34, Buruciye
Yayınları, Sivas, 2010, s. 271.
7 Türkiye Büyük Millet Meclisi Arşivi, I. Dönem Muamelat Defteri, Sivas Müteferrikası,
Devre I.
8 TBMM Gizli Celse Zabıtları, Devre 1, Cilt 24, İçtima Senesi 3, s. 438.
9 İdare Memuru (Amiri): Meclisin idari ve mali işleri ile kolluk işlerini yürütmede Başkana
yardımcı olmak. Özel törenleri düzenlemek. Meclis bütçesine ilişkin önerilerini. Başkana
sunmak. Meclise giriş kartlarını dağıtmak. Güvenliği sağlamak, bu amaçla askeri güçleri ve
polis güçlerini kullanmak. TBMM eşya ve demirbaş defterlerini tutarak Hesapları İnceleme
Komisyonuna sunmak. İdare Amirleri, bu işlerin yürütülmesinde işbölümü ve işbirliği yaparlar.
Görevleri, tatil ve ara verme sırasında da yerine getirilmek zorunda olduğundan, bu süreler
içinde dönüşümlü olarak Ankara’da bulunmak zorundadırlar. (Fahri Bakırcı, TBMM’nin
Çalışma Yöntemi, İmge Kitabevi, Ankara, 1998, s. 292 – 293.)
10 Çoker, a.g.e., s. 877.
11 Türkiye Büyük Millet Meclisi Arşivi, 387 No’lu Şahsi Dosya. (Bu belgede geçen bilgiler 5
Aralık 1947 tarihinde Emir Marşan’ın eşi tarafından nakledilmiştir.)
[747]
İlhan Haçin
edilmiştir.12 Başka bir çalışmada ise, yine 1860 yılında Sivas’ta doğduğu
belirtilmiştir.13 Babası Mahir Bey, annesi ise Kabehan Hanım’dır.14
1850’lerin ortasından itibaren Rusların Kafkas bölgesinde baskıcı
politikalarını artırmaları üzerine birçok Kafkas topluluğu Osmanlı Devleti’ne
iltica etmiştir.15 Bu topluluklardan bir tanesi de Anadolu’nun muhtelif
vilayetlerine göç etmiş olan Abhazlar’dır. Emir Paşa ve ailesinin ise 1864
yılında Sivas’a geldiği söylenmektedir. Sivas’a geldiklerinde 3 ay Taşhan’da
kalan Emir Paşa ve ailesi daha sonra Pınarbaşı Kazancık Köyü’ne
yerleşmişlerdir. Bu köyde bir yıl kaldıktan sonra Şarkışla Yeniyapan Köyü’ne
daha sonra ise Yıldızeli’nin Halkaçayır Köyü’ne yerleşmişlerdir. Aileyle
Taşhan’da kalınan süre zarfında Emir Paşa’nın halası dönemin Sivas İskân
Müdürü Mehmet Ali Bey ile evlenmiş ve çocukları olmadığı için de Emir
Paşa’yı evlatlık edinmişlerdir.16
Birinci Dönem Muamelat Defteri adlı defterde yer alan bir belge
incelendiğinde, Emir Paşa’nın mesleği kısmında Hukuk Müntesibi
yazmaktadır.17 Ancak Emir Paşa’nın ne zaman hangi okuldan mezun olduğuna
dair bilgiyi içeren bir belgeye ulaşılamamıştır. Dolayısıyla Hukuk Müntesibi
olduğunu belirten tek belge Birinci Dönem Muamelat Defteri adlı arşiv
evrakıdır.
Emir Paşa, I. Dönem milletvekilliği sona erince Sivas’a dönerek tarım
ve hayvancılıkla ilgilenmiştir. Şapka Devrimi ve Mustafa Kemal Paşa
aleyhinde ifadelerinin bulunduğu iddiası ile 25 Kasım 1925’te Sivas’a gelen
İstiklal Mahkemesi tarafından yargılanmış ve bu yargılanma sonucunda 27
Kasım 1925 günü Emir Paşa’nın 3 sene müddetle Isparta’ya sürgün
edilmesine karar verilmiştir.18
12 Selçuk Duman, Birinci Dönem Sivas Milletvekilleri ve Siyasi Hayattaki Yerleri, s. 7.
https://www.academia.edu/23675335/, Erişim Tarihi 12 Şubat 2014. (Bu çalışmada Emir
Paşa’nın kardeşi Ömer Bey’in torunu olan Emekli Öğretmen Emir Marşan ile yapılan mülakat
sonucu konumuz ile alakalı elde edilen bilgiler yer almaktadır.)
13 Sema Yıldırım - Behçet Kemal Zeynel, TBMM Albümü (1920 – 1950), Cilt 1, TBMM
Yayınları, Ankara, 2010, s. 57.
14 Türkiye Büyük Millet Meclisi Arşivi, 387 No’lu Şahsi Dosya.
15 Abdullah Saydam, Kırım ve Kafkas Göçleri (1856 – 1876), TTK Yay., 1. Baskı, Ankara,
1997, s. 63, 81.
16 Duman, a.g.m., s. 7.
17 Türkiye Büyük Millet Meclisi Arşivi, I. Dönem Muamelat Defteri, Sivas Müteferrikası,
Devre I.
18 Ahmet Turan Alkan, İstiklal Mahkemesi’nin Sivas Günleri ve Muhaliflerin Tasfiyesi, Revak
Dergisi 94, Esnaf Ofset Yayıncılık, Sivas, 1994, s.36.
[748]
Sivas Milletvekili Emir (Marşan) Paşa’nın Siyasi Faaliyetleri
Isparta’da sürgün hayatı sona erdikten sonra Sivas’a dönüş yapan Emir
Paşa, tarım ve hayvancılıkla uğraşmaya devam etmiştir. Zaten Muamelat
Defteri’nde ziraatla uğraştığına dair bilgi mevcuttur. Emir Paşa’nın medeni
durumuna bakacak olursak; iki evlilik yapmış ve ilk eşinden Hamit, Cevdet,
Mehmet Ali, Nesibe ve Seniha olmak üzere beş çocuğu ikinci eşinden ise
Yusuf adında bir çocuğu olmuştur.19 Soyadı Kanunu’ndan sonra ailesi Marşan
soy ismini almıştır. Son olarak; Arapça ve Çerkezce bilen Emir Paşa20, 11
Aralık 1940 tarihinde vefat etmiştir.21 Mezarı ise Sivas’ta Yukarı Tekke
Mezarlığı’ndadır.22
1. Mebus Seçilmesi ve Meclis’teki Faaliyetleri
1.1. Meclis’te Görev Aldığı Birim ve Komisyonlar
Emir Paşa, meclis bünyesinde çeşitli komisyonlarda vazife almıştır.
Bunlardan ilki İdare Memurluğu görevidir. Meclisin 25 Nisan 1920 günkü
oturumunda yapılan “İdare Memurları İntihabı (Seçimi)” neticesinde Emir
Paşa, meclis üyelerinden 70 oy alarak Meclis İdare Memuru olmuştur.23 Emir
Paşa, II. ve III. toplantı yıllarında da bu İdare Memurluğu görevini
sürdürmüştür.24 Ayrıca mecliste Anayasa, Tasarı, Milli Savunma, Sağlık
Komisyonlarında ve Memurin Muhakematı Tetkik Kurulunda da çeşitli
vazifeler almıştır. Farklı komisyonlarda aldığı bu görevler dışında 22 Aralık
1920 tarihinde düzenli ordu içinde yer almak istemeyen Çerkez Ethem ile
görüşmelerde bulunmak üzere TBMM tarafından teşkil edilen Meclis
Heyeti’nde de vazifelendirildiği bilinmektedir.25
1.2. Meclis’e Sunduğu Kanun Teklifi
Emir Paşa, Büyük Millet Meclisi İdare Memuru olarak Sivas Mebusu
Rasim Bey ile 22 Kasım 1922 tarihinde meclise; “Meclis bütçesinin harcırah
maddesine 25 bin lira ilavesine dair” başlıklı kanun teklifinde
bulunmuşlardır.26 Bu teklif, Meclis Reisi tarafından üzerinde değerlendirme
19 Duman, a.g.m., s. 8.
20 Türkiye Büyük Millet Meclisi Arşivi, 387 No’lu Şahsi Dosya.
21 TBMM Albümü, s. 57.
22 Çoker, a.g.e., s. 888.
23 TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 1, Cilt 1, İçtima Senesi 1, s. 52.
24 Çoker, a.g.e., s. 888.
25 Çoker, a.g.e., s. 877 – 888.
26 TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 1, Cilt 25, İçtima Senesi 3, s. 23.
[749]
İlhan Haçin
yapılması için Muvazene-i Maliye Encümenine gönderilmiştir.27 Yapılan
değerlendirmeler sonunda TBMM bütçesine ödenek eklenmesine dair teklif,
18 Ocak 1923 tarihinde meclise tekrar gelmiş ve yapılan oylama sonucu
mebuslardan 114 kabul 20 ret 6 çekimser oy alarak28 “Büyük Millet Meclisi
bütçesine zamaim icrasına dair kanun” adıyla 298 sayılı kanun olarak kabul
edilmiştir.29 Emir Paşa, mecliste bundan başka kanun teklifinde
bulunmamıştır.
1.3. Meclis’e Verdiği Takrir
Mecliste çeşitli çalışmalarla karşımızı çıkan Emir Paşa, Meclis İdare
Memuru seçildiği gün meclise bazı mebus arkadaşlarıyla bir takrir sunmuştur.
Sivas Mebusu Emir Paşa ve arkadaşlarının 28 imza ile 25 Nisan 1920
tarihinde meclise sunduğu takrir şöyledir; “Meclisimizin vaziyeti fevkaladesi
hasebiyle Riyasete dördüncü bir zatın dahi ilavesi lüzumu pek muvafık olarak
düşünülmüş ve ol veçhile takarrür etmiş olmasına nazaran Divan-ı Riyaseti
teşkil edecek olan İdare Memurlarıyla Kâtip beylerin adetlerini aynı maksatla
tezyid muktezi bulunmakla idare memurlarının altıya ve ketebenin dahi yediye
iblağı suretiyle Divanı Riyaset vezaifin temini teshili kanaatinde
bulunduğumuzdan teklifimizi arz eyleriz.”30
Takrir meclise sunulduktan sonra takrir üzerinde bazı mebuslar
düşüncelerini kürsüden izah etmişlerdir. Takririn altında imzası bulunan
Kırşehir Mebusu Müfid Efendi, işlerin daha hızlı ve sağlıklı bir biçimde
yürütülmesi için böyle bir öneride bulunduklarını ifade etmiştir. Buna karşın
kürsüye çıkan Karahisar-ı Sahib Mebusu M. Şükrü Bey ise, önerge
muhtevasının Riyaset Makamı tarafından önceden araştırılıp daha sonra
meclise sunulması yönünde açıklamalarda bulunmuştur. M. Şükrü Bey, söz
konusu memuriyetlerde takrirde geçtiği gibi gerçekten memur ihtiyacının olup
olmadığı konusunun meclis başkanlığı tarafından araştırılıp sonra meclise
sunulmasını ve böylelikle mebusların daha sağlıklı bir karar vermesini arzu
ettiğini belirtmiştir. Aksi takdirde bu tip önergelerin mecliste ön tetkikten
geçmeden mebusların oyuna sunulmasının mecliste sağlıklı kararların
alınmasında çeşitli problemler oluşturacağını vurgulamıştır. Kürsüye çıkan
27 TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 1, Cilt 25, İçtima Senesi 3, s. 24.
28 TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 1, Cilt 26, İçtima Senesi 3, s. 428 – 429.
29 TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 1, Cilt 26, İçtima Senesi 3, s. 350.
30 TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 1, Cilt 1, İçtima Senesi 1, s. 44.
[750]
Sivas Milletvekili Emir (Marşan) Paşa’nın Siyasi Faaliyetleri
Kırşehir Mebusu Müfid Efendi ise, bu takririn mecliste bir teamül31 sonucu
ortaya çıktığını belirterek adı geçen memuriyetlerde ihtiyacın Meclis
Başkanlığı tarafından da bilindiğini ifade etmiştir.32 Mebusların konuşmasının
ardından Meclis Reisi, takriri meclis oyuna sunmuştur. Yapılan oylama
sonucunda söz konusu takrir meclis tarafından kabul edilmemiştir.33 Emir
Paşa, bundan başka bir takriri meclise sunmadığı görülmüştür.
1.4. Müdafaa-i Milliye Vekâleti’ne Sunduğu Sual Takriri
22 Ocak 1921 tarihinde Emir Paşa, Yozgat Mebusu Süleyman Bey ve
Kangırı Mebusu Neşet Bey, mecliste bulunan Müdafaa-i Milliye Vekili Fevzi
Paşa’ya Batı Cephesi’nde devam etmekte olan Çerkez Ethem’in asi hareketleri
ile alakalı bir sual takriri yöneltmiştir. Söz konusu sual takriri şöyledir; “Asi
Ethem’in bilakaydüşart istiman ettiğine ve maiyetinin esir edildiğine dair bir
söz devran ediyor. Buna ve zikir ve beyanımda mahzur olmayan harekât-ı
harbiyeye dair mecliste hazır bulunan Müdafaa-i Milliye Vekili Paşa
Hazretlerinin malumat vermeleri lüzumunu teklif ederiz.”34
Bu sual takririne Fevzi Paşa’nın cevabı aynen şu şekilde olmuştur; “Asi
Ethem ve Avenesi malumu aliniz İnönü Muharebesi vuku bulurken Kütahya’ya
taarruz hazırlığı yapmışlardı. Fakat onların tahmini gibi ondan sonra
taarruza başladılar. Bidayette orada bir tabur kuvvetinde müfrezemiz vardı.
Bu birkaç gün müdafaa etti. Kuvvetlerimiz yetiştikten sonra asiler çekilmeğe
başladılar. Her konak mahallinde müfrezemiz baskın yaptı. Her baskında
birer miktar esir alındı. Bunların bizim Nizamiye Alayında teşkil ettikleri bir
tabur vardı. Bunar heyetiyle teslim oldular. Sonra Gediz tarafında tekrar bir
müsademede 100 – 150 miktarı esir oldu. 2 – 3 gün evvel Simav’la Gediz
arasında yapılan bir müsademede 200 kişi de esir alındı. Bundan iki üç gün
evvel Demirci’ye çekildi. Bu suretle kuvvetler kendilerini takip ediyor, bir
kısmı Kula’da Yunanlılarca iltica etmiştir. Bir kısmı da dağılmıştır. Bu
dağılanlar silahlarını saklıyorlar. Tabii silahlar peyderpey meydana çıkıyor.
Ümit ederim ki bugün bu gün yarın memleketimizde hiçbir çete kalmaz ve
kâmilen mahvolacaktır. İstimana gelince: İstiman edecektir diye böyle bir söz
çıkmıştır. Fakat böyle bir şey yoktur. Yalnız köylüler ve ahali arasında böyle
31 Teamül: Parlamento Hukuku kaynakları arasında yer alan hukuki bir terimdir. Diğer bir ifade
şekli ise gelenek veya örftür. Ayrıntılı bilgi için bak. ( Bakırcı, a.g.e., s. 35- 36 - 37.)
32 TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 1, Cilt 1, İçtima Senesi 1, s. 44, 45.
33 TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 1, Cilt 1, İçtima Senesi 1, s. 45.
34 TBMM Gizli Celse Zabıtları, Devre 1, Cilt 15, İçtima Senesi 2, s. 339.
[751]
İlhan Haçin
bir söz devran ediyor.”35 Görülüyor ki, Emir Paşa ve arkadaşlarının sualine
Fevzi Paşa anlaşılır ve açık bir şekilde cevap vermiştir. Fevzi Paşa’nın bu
konuşmasından sonra kürsüye çıkan Trabzon Mebusu Hüsrev Bey, Yunan
safları arasına iltica edenler istima36 değil, yakalanır, İstiklal Mahkemesi’ne
verilir diyerek Çerkez Ethem’in maiyeti altında bulunan asilerin en ağır
şekilde cezalandırılmalarını istemiştir. Aynı şekilde Bolu Mebusu Tunalı
Hilmi Bey mecliste istima edeceğine beynine bir kuşun sıksın şeklinde
haykırışta bulunmuştur.37
1.5. Meclis’te Görüşülen Çeşitli Konular Üzerine Yaptığı
Konuşmalar
Emir Paşa’nın meclise intikal eden çeşitli meseleler üzerine yaptığı
konuşmaları değerlendirmek, konunun daha iyi anlaşılması için yerinde
olacaktır. Meclis bünyesinde 16’sı gizli 36’sı açık olmak üzere toplamda 52
konuşma yapmıştır.38 Birçok konu hakkında konuşan Emir Paşa’nın
değerlendirmelerini alt başlıklar altında ifade etmenin çalışmanın daha iyi
anlaşılması için önemli olacağı düşünülmektedir.
1.5.1. Hıyanet-i Vataniye Kanunu ile İlgili Düşünceleri
TBMM’nin üzerinde durduğu ve uzun tartışmalardan sonra kabul ettiği
kanun, “Hıyanet-i Vataniye Kanunu” idi. 25 Nisan 1920’de Karahisar-ı Sahib
Mebusu Mehmet Şükrü Bey, TBMM’nin otoritesine bütün “Osmanlı
tebaasının” uyması için Milli Meclis’in kararları aleyhinde bulunanlar veya
uymayanlar ancak vatan haini olabilirler ve bu gibilerin de vatana ihanetle
suçlandırılmaları gerektiği gerekçisiyle, iki maddelik bir önergeyi Meclis
Başkanlığı’na sunmuştur. Mehmet Şükrü Bey, bilerek veya bilmeyerek
düşmana hizmet eden ve bozgunculuk yapan herkesin vatan haini olduğunu,
bu gibilerin “Kanun-u Mahsus’a” göre idam edilmelerini talep etmiştir. Bu
teklifin mecliste okunmasından sonra uzun tartışmalar başlamıştır. Refik
Şevket Bey kanunun adının Hiyanet-i Vataniye Kanunu olmasını istemiştir.39
Neticede kanunun adı bu şekilde olacaktır. (konu dışı, aşağı yukarı bu metni
okuyacak herkes bilir bu kanunu)
35 TBMM Gizli Celse Zabıtları, Devre 1, Cilt 15, İçtima Senesi 2, s. 340.
36 İstima: Kulak verip dinlemek. (Devellioğlu, a.g.e., s. 460.)
37 TBMM Gizli Celse Zabıtları, Devre 1, Cilt 15, İçtima Senesi 2, s. 340.
38 https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/, Erişim Tarihi: 01.06.2016
39 Ergün Aybars, İstiklal Mahkemeleri, Milliyet Yayınları, 2. Baskı, İstanbul, 1998.s. 38.
[752]
Sivas Milletvekili Emir (Marşan) Paşa’nın Siyasi Faaliyetleri
Bu konuyla alakalı Emir Paşa ilk konuşmasını 29 Nisan 1920 tarihinde
kanunun 9. maddesi mecliste tartışılırken yapmıştır. Kanun teklifinin 9.
maddesi40 şöyledir; “İş bu ceraimin emr-i muhakemesi için mahkemelerce
istenilen şahsa celp ve davete hacet kalmaksızın bil’a hüküm ihzar müzekkere
tastir kılınır.”41 Bu madde üzerinde tartışmalar yapılırken birçok mebus
maddenin eksik veya hatalı olduğu yönünde açıklamalar yapmıştır. Meclis
Başkanı maddeyi oya sunmuş ve kabul edilmiştir. Ancak maddenin
kabulünden hemen sonra Emir Paşa söz hakkı istemiş ve madde üzerinde şu
açıklamayı yapmıştır; “Efendim bu madde-i kanuniyede bi gayr-i hakkın
şahitlere ihzar müzekkeresi kesilmek suretiyle şahitlerin hukukuna
dokunuluyor. Şahit hakkın istizharına hizmet eder. Bunun hakkında doğrudan
doğruya ihzar müzekkeresi verilmek doğru mudur? (Doğru sedaları). Doğru
değildir efendiler. Malum-u alileri olduğu üzere celp kesilsin, celbe mütavaat
edilmediği zaman ihzar kesilsin. Pekâlâ, müddetin 20 günü tecavüz etmemesi
kabul edildiğine göre celbe adem-i mütavaattan dolayı şahide başkaca bir
ceza tertip olunsun. Doğrudan doğruya ihzar kesmek hiçbir suretle doğru
olmadığı kanaatindeyim.” Emir Paşa’nın bu madde üzerindeki düşünceleri
meclis tarafından kabul görmediği, Emir Paşa konuşurken bazı mebusların
ortalığa laf atmalarından anlaşılmaktadır. Daha sonra Meclis Reisinin kanunun
9. maddesini oya sunması sonucu madde mebuslarca kabul edilerek
yasallaşmıştır.42 29 Nisan günü kanun tasarısı baştan sona kadar okunmuş,
gerekli olan ekler ve düzeltmeler yapılıp, kanunun tümü 14 madde halinde
kabul edilmiştir. Böylece Türkiye Büyük Millet Meclisi ilk ihtilal kanununu
çıkarmış oldu.43
Emir Paşa 29 Ağustos 1921 tarihinde Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nun
8. maddesinin44 tadiline dair Adliye Encümeni’nin vermiş olduğu kanun
teklifi45 üzerine bir konuşma yapmıştır. Bu konuşma doğrudan şöyledir;
40 Mebus Halil Hilmi Efendi tarafından 28 Nisan günü takrir olarak verilmiş ve kanunun 9.
maddesi olmuştur. 29 Nisan günü ise oya sunulmuştur.
41 TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 1, Cilt 1, İçtima Senesi 1, s. 142.
42 TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 1, Cilt 1, İçtima Senesi 1, s. 142.
43 Aybars, a.g.e., s. 39.
44 Hiyanet-i Vataniye Kanunu’nun 8. maddesi: İşbu kanuna tevfikan mahakimden sâdır
olacak mukarrerat Büyük Millet Meclisince bad’et tasdik mahallerinde infaz olunur. Tasdik
edilmediği takdirde meclisçe ittihaz edilecek karara tevfiki muamele olunur. (TBMM Zabıt
Ceridesi, Devre 1, Cilt 1, İçtima Senesi 1, s. 141.)
45 Adliye Encümeni’nin kanun teklifi: işbu kanuna tevfikan mahakimden sâdır nolan
mukarrerattan mahkûmiyeti mutazammın olanlar re'sen ve beraet veya adem-i mesuliyet ile
[753]
İlhan Haçin
“Efendim, fevkalâde bir hal zamanında fevkalâde yapılmış bir kanunun cari
olması lâzımdır. Bu ahvalin intifama kadar bu kanunun cari olması lâzımdır.
Şimdi fevkalâde zamanlar için yapılmış olan bir kanunu alelade bir kanun gibi
bir mahkemeye tevdi etmek meselesi muvafık olamaz. Binaenâlâzalik biz bu
kanunu yaparken hiçbir daireye, hiçbir mahkemeye, hiçbir heyete bunun
tasdikini; bunun tetkikini bırakmadık. Esbabı ise fevkalâdeliğidir. Fevkalâde
yapılmış olan bir kanunun bir mahkemeye, bir heyete verilmesi doğru olmayıp
Heyet-i Celileniz bu salâhiyeti, ancak kendisine bırakmıştır ve ancak
kendisinde baki kalır. Şimdi bendeniz bu kanunun tadili cihetini katiyen
muvafık görmüyorum. Bu kanun tarihî bir kanundur. Bunun tadili cihetine
gitmek doğru değildir. Eğer bu kanunun icrasına, bu kanunla amel etmeye
artık lüzum görülmüyorsa bu kanunu baştan aşağı kaldırmak ve saklamak
lâzım gelir. Tadil etmek suretiyle bu kanuna dokunmamalıdır. Bu kanuna
lüzum varsa, vaktiyle de düşünüldüğü gibi, heyet bu kararların tasdikini,
tetkikini, tahkikini ahar bir yere tevdi edemez ve etmesi doğru değildir. Çünkü
onun mehaziri düşünülmüş ve nazarı itibara alınarak tasdikini Meclis
kendisine bırakmıştır. Nasıl olurda şimdi bu kanunun maddesini tadil etmek
suretiyle bu salâhiyeti ahar bir yere tevdi edebiliriz? Şu halde Meclisi Âliniz
bu evrakın tetkik ve tahkikinde bir encümenin tetkikine kanaat edemiyorsa ve
Heyeti Umumiye de tetkik olunmasını da biraz bugünkü işlerin çokluğundan
dolayı mümkün görmüyorsa Adliye Encümenin bu tadil teklifinden maksadı da
bundan dolayı gibi geliyor, bendenize kalırsa İstiklâl mahkemeleri her yerde
var, her tarafta var. Şimdi Heyeti Celilenize tetkik için tevdi olunan evrakı
yine bu heyetin tetkik etmesi lâzım gelir. Bu gibi evrakı bundan böyle istiklâl
mahakimine tevdi etmek icap eder...”46 Emir Paşa’nın ardından söz alan
birçok mebus fikirlerini ifade etmiş ve neticede bu teklifin uzun tartışmalara
neden olduğu görülmüştür.
vazife ve salâhiyet gibi mukarrerat müddeiumumilerin veya alâkadaranın istidalarına binaen
Mahkeme-i Temyiz Ceza Dairesince mevad-dı saireye tercihan tetkik olunur. Mahkeme-i
Temyiz Ceza Dairesi ahkâm ve mukarrerat-ı mezkûreyi vazife ve salâhiyetten ve tahkikatın
hükme müessir olacak surette noksanından ve iptali hakkı mucip olacak surette usulü
muhakemeye
adem-i riayetten ve hükmün kanuna muhalefetinden nâşi âdiyen nakız ve o dairede ifayı
muamele etmek üzere hükmü veren mahkemeye iade eder. Nakız kararlarına karşı ısrar caiz
değildir. Mahkeme-i Temyizce tasdik olunacak mukarrerattan yalnız idam hükmünü şâmil
olanlar Büyük Millet Meclisinden irade-i milliyesi ba’del istihsal infaz olunur. (TBMM Zabıt
Ceridesi, Devre 1, Cilt 12, İçtima Senesi 2, s. 95.)
46 TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 1, Cilt 12, İçtima Senesi 2, s. 104, 105.
[754]
Description:(Tarık Zafer Tunaya, Türkiye'de Siyasal Partiler, Cilt 1, İletişim Yayınları,. İstanbul, 2007, s. 13 Sema Yıldırım - Behçet Kemal Zeynel, TBMM Albümü (1920 – 1950), Cilt 1, TBMM. Yayınları, Ankara, 2010, s. 57. Adliye, Nafia, Maarif, İktisat Vekâletlerinin hiçbir livada vukuat