Table Of Contenti-
■i. v
« " . : *^^^y^^^.^*' * . ».'■'•■■i*'"'
' '^'-'^^■^^^SV*» '" ^İ^"^ \^
'HA-iÖR?'-»*. ,
" ^
^'Ûl!^ %^'
OSMANLI-KÜRT
-.
^
İLİŞKİLERİ VE
'•*v
» 1
"■■^ .s',W'.>--**-'
SÖMÜRGECİLİK
ıvı Kalman
.^«'■-
Osmanlı-Kürt İlişkileri
ve
Sömürgecilik
M.Kalman
MED YAYINCILIK
Birinci Basiti: Ş^l^^^ 1994 Med Yayıncılık-İstanbul
BaSİ(l : Yön Malbaacıhk
Kapalı : Ceren iti. esu
Film : Oluşur Grafik
Dizgi : Rosa Ajans- 522 97 72
YOnetim Yeri ve Adresi
Med İletişim Tanıtım Yayıncılık San. Tic. Ltd. Ştl.
Çakırağa iVlah. Çakırağa Camii Sok. Utku Apt. No: 18/7 Aksaray/İstanbul
Tel: 530 65 58
İÇİNDEKİLER
önsöz yerine (cid:9)5
Giriş(cid:9),(cid:9)8
Kürdistan'daki beylikler(cid:9)15
islamiyetin Kürt beylikleri üzerindeki etkileri (cid:9)18
Hükümet ve ocaklıklar(cid:9)22
Kanuni devri safevi savaşları.!(cid:9)24
16. yüzyılın sonlarındaki Osmanlı-lran savaşlan(cid:9)26
Selçuklu toprak sisteminin osmanlı toprak sistemine etkisi(cid:9)28
Akkoyunlu Uzun Hasan'a ait kanunlar(cid:9)29
İslam hukukundatoprak yasası(cid:9)30
15. ve 16. yüzyıllarda Osmanlılardatoprak işçiliği(cid:9)43
15. ve 17. yüzyıllarda Osmanlılarda toprak köleliği(cid:9)45
Osmanlılardatoprak sistemindeki örgütlülük(cid:9)46
15. ve 16. yüzyıllarda şehirlerin durumu(cid:9)51
Yeni değişiklikler(cid:9)52
Afgan, Safevi ve Osmanlı savaşları (cid:9)63
Safevilerde toprak sistemi (cid:9)64
Osmanlı-Batı ilişkileri(cid:9)65
Aşiretlerin yerleşik düzene geçirtilme çalışmaları (cid:9)69
Aşiret ve yapıları (cid:9) (cid:9)82
19. yüzyılın başında Osmanlı devletinin durumu(cid:9)86
İranla savaş(cid:9)88
19. yüzyılın başlarında Baban beyliği (cid:9)89
Bilbaslann direnişi (cid:9)94
Mahmut Paşa isyanı (1821) (cid:9)95
1828 0smanlı-Rus savaşı(cid:9)95
19. yüzyılda Çarlık Rusyası'nm siyaseti (cid:9)96
Mir Muhammet'in mücadelesi(cid:9)98
Mehmet Ali Paşa'nın reformlan(cid:9)103
Revanduz İhtilali (1835-37) (cid:9)105
1835'te Balta Limanı Antlaşması(cid:9)110
Gülhane Hattı-ı Hümayun (cid:9)110
Mir Bedirhanın direnişi(cid:9)112
Kürt-Asur ilişkileri(cid:9)117
Mir Bedirhan Beyin sonu (cid:9)122
Osmanlı-lran sınır görüşmeleri (cid:9)125
Kapitalist devletlerin 19. yüzyılda Kürdistan'a yaklaşımları(cid:9)129
Islahat fermanı(cid:9)134
Toprak ağalığı (cid:9)135
1. Meşrutiyet(cid:9)]f
Osmanlı-Rus savaşı (1877-1878) (cid:9)J-Jo
Şeyh Ubeydullah Nehri lsyanı-1 (cid:9)J^i
19. yüzyıl ABD politikası(cid:9)\^^
Emin Ali Bedirhan İsyanı (1889)(cid:9)]57
Hamidiye Alayları (cid:9)]^J
Ermeniler(cid:9)J°5
19. yüzyılda Kürdistan'da ekonomikdurumve sosyal yaşam(cid:9)I6i
Pan Islamizm(cid:9)^^^
Türkçülük(cid:9)]°°
Sömürgeciliğe genel birbakış(cid:9)ı^^
Köleci dönemdeki ilişkiler (cid:9) '
Feodal dönemde sömürgecilik (cid:9)173
Kürdistan ekonomisinin ilhakı(cid:9) ''^
Fazla nüfusun yerleştirilmesi (cid:9)"I^^
Kürdistanda vergi, talan ve yağma(cid:9)177
Feodal sömürgeciliğin Kürttoplumu üzerindeki etkilen .:(cid:9)178
Kapitalizim dönemindeki ekonomik ilişkiler(cid:9)180
1- ilkel birikim(cid:9)]??
2-Manifaktür(cid:9) '°9
3- Serbest rekabet(cid:9)1^2
Serbest rekabetçi dönemde Kürdistan (cid:9)194
Düyünü-u Umumiye(cid:9)1^7
Dünyanın yeniden paylaşılması ve sömürgeler(cid:9)198
Emperyalistdönemde ilkel birikim(cid:9)200
Bağımlılıkta Portekiz örneği (cid:9)201
Rusya örneği (cid:9)201
Geçmişten Günümüze
Ülkenin Bağımsızlığı Uğruna
Canını Feda Edenlere
Önsöz Yerine
Kürtler hakkında özellikle de Kürt sözcüğünün T.C tarafından zorunlu olarak
kabul edilmesinden sonra ard arda kitaplar yayınlanmaya başlanıldı. Bunların bir
kısmı tamamen ticari amaçlı, elbetteki Kürdistan'daki mücadele boyutlandıkça
benzer kitaplann, dergi ve broşürlerin sayısının artacağı açık. Yanı sıra ciddi
çalışmalar ve belgelerin yayımlanması da oldukça sevindirici bir durum. Kürt tari¬
hinin bilinmeyen veya çarpıtılarak yazılmış olunan yıllannm açıklığa
kavuşturulması geleceğimize ışıktutmaktadır.
Kürtler 478 yıldır Osmanlılar ve devamcısı T.C'nin işgal ve sömürgesi duru¬
mundadır. Fars egemenliği çok daha önceki yıllara dayanıyor. Rum Selçuklu,
Kara ve Akkoyonlu devletleri de Türk devletleri olduklarından Kürtler neredeyse
1000 yıldır Türk egemenliği altındadır. Peki neden Kürtler başarılı olmadılar?! So¬
rusuna cevap aramak gerekiyor. Tarihten ders çıkarıp olumlu adımlar atmak ge¬
rekiyor. Başkalarının örnekleri gelecek için tartışılabiiinir, araştırılabilinir, ama ön¬
celikle Kürtlerin tarihini incelemek, sonuçlara varmak çok daha büyük bir öneme
sahiptir.
Kürtlerin başansızlıklarını, 'onların uyuşukluklarına, beceriksizliklerine'
doğrudan bağlamak gerçekçi bir yaklaşım olmaz. Daha başka etmenler var.
Onları tek tek ortaya çıkarmak hepimizin görevi ve elbetteki zamanla bir çok şey
dahafazla anlaşılır olacaktır.
Kürtlerde bir çok topluluğun yaptığı gibi, 'büyükdevletlerden kurtuluş' bekle¬
mişler, işgacilerin çelişkilerinden yararlanmaya gitmişlerdi. Fakat hemen, her se¬
ferinde yararlanmaları geçici olmuş sonuçtayine hüsrana uğramışlardı.
Aşiret yapılannı aşamamaları, önderlik sorunu, dış ve iç koşullar yenilgileri¬
nin başlıca nedeni olmuştur.
Bir çok halkın, hatta Kürdistan toplumundan daha geri halkların,
bağımsızlıklarını elde etmelerinin yanı sıra Kürt toplumunun bunun savaşını ver¬
mesi, gelinen bu noktada sivindirici olmakla bilrlikte, geçmiş göz önünde tutul¬
duğunda üzücüdür. Ama hiç şüphe yok ki Kürdistan halkıda, sömürünün,
ırkçılığın, işgalin zincirlerini parçalayacaktır.
Kürdistan toplumunun yüzyıllardır işgal altında tutulması sömürü, zulüm, ka¬
tliamlar ve Kürt halkının ayaklanmalan, Kürdistan'ın ekonomik olarak gelişmesini
engelledi. Zengin doğal kaynaklara sahip olmasına rağmen, Kürdistan halkı
bugün yoksulluk içerisinde bulunmaktadır. Günümüzde emperyalistler ve sömür¬
geciler birlikte ülkeyi iliklerine kadar sömürmektedirler.*Dört sömürgeci ülkede,
emperyalizme bağımlı olmakla birlikte, ayrıca geri bıraktırılmış ülkeler kategorisi
içerisinde bulunmalarına rağmen, Kürdistan bu ülkejerin de en geri kalmış
"böige"leri olmaktadır. Bunun yanı sıra Kürdistan'daki ağa-şeyh gibi feodal
çağdışı kurumların varlığı da bu sömürünün katmerleşmesinde, rol oynamaktadır.
Kürt halkının bu konumda bulunması doğallıkla onun bağımsızlık sorununu ön
plana çıkarmaktadır. Kuşkusuz ki bu da Kürt toplumunu çevreleyen dış
ilişkilerden, zoraki birliktelikle yaşadığı halklardan, dünyadaki güç dengesinden,
ayrıca toplumun kendi geçirdiği evrelerden ve toplumsal yapısından ayrı ele
alınamaz. Bunlar bir bütünlük arz ederler.
19. ve 20. y.yılda Kürt sorunu sadece bölge devletlerinin bir sorunu veya bir
başka ifadeyle 'devlet içi bir sorun' olarak kaldı. Aynı zamanda Ingiltere-Rusya-
Amerika-Fransa gibi ülkeleri de yakından ilgilendirerek bütün gelişmelerde soru¬
na olumsuz yönde yaklaşım gösterdiler. Ama soruna yalnızca bölge devletleri ve
emperyalistler el atmadılar. Dünyanın ilerici güçleri de soruna eğildiler. Fakat
sorun herdönemde bir Filistin kurtuluş mücadelesi gibi geniş yankı bulmadı.
Bugün, Kürt toplumunun özgürlük ve demokrasi kavgasında farklı politik
yaklaşımlann olması hiç kuşkusuz ki bazı olumsuzluklar doğurmaktadır. Bu poli¬
tik çizgilerin bazıları dış etmenlerden bazıları da iç etmenlerden kaynaklanmak¬
tadır. Kuşkusuz ki bu durum farklı sınıf ve tabakaların varlığından kaynaklanmak¬
tadır. Kavgaya şu anda damgasını vuranlar başlıca iki politik hat biçiminden
giderek ayrışmaktadır. Bir tarafta çağdışı feodal-dini-burjuva kurumun etikisinde
olanlar, diğer yanda ise Kürdistan emekçilerinin istemlerini yerine getirmeye
çalışanlar, hiç kuşku yok ki feodal-burjuva sınıflann önderliği Kürt halkının istem¬
lerini kendi politik çıkarları uğruna çar-çur etmekte ve her seferinde ümitsizlik,
kaos ortamı yaratmaktadır. Bu iki sınıfın arasındayeralan küçükburjuva örgütlen¬
meler ise propaganda alanında kısmen faydalı rol oynamalarına rağmen, zik
zaklı, pragmatist, bir konumda bulunmaları kitlelere doğru hedefleri göstermeme¬
leri, aceleci, günübirlik politika izlemeleri kuşkusuz ki Kürt toplumunun doğru bir
hat izlemesinde zararlara yol açmaktadır. Feodal-burjuva sınıfların bütün olum¬
suzluklarına karşın, gününü de doldurmuş olmalarına rağmen Kürdistan'da geli¬
nen durumda payları vardır. Kuşku yok ki mücadele sonunda doğru bir hat
etrafında birleşecektir. Ama oraya gelininceye kadar da bu çağdışı kurumlarla,
burjuvalarla, küçük burjuvalarla bir dizi mücadeleyi de içerecektir.
Kürtler toplumsal ve milli uyanış içindedir. Hızla kendi sorunlarına el atmak¬
ta, bilinçlenmekte ve özgürlüğe doğru, kurtuluşa doğru ilerlemektedirler. Onlann
bağımsızlık ve demokrasi istemleri Kürdistan'da yaşayan diğer toplulukların is¬
temleridir. Onların da kurtuluş ve özgürlüğüdür.
Kürt sorununa irili ufaklı tüm devletler kendi çıkarları açısından yaklaşmakta,
kendi gelişim ihtiyaçlanna göre tavır takınmaktadırlar. Onların oyunlarını bozacak
olan başta sosyalistler ve gerçek yurtseverler olacaktır. Soruna her sınıf kendi
çıkarları açısından yaklaştığından Kürtproleterleri de kendi kurtuluşlan, gelecekle¬
ri yönünde yaklaşım göstermek, sınıf mücadelesinin perspektiflerini gözardı etme¬
mek yönünde olmalıdır. Ulus içinde proleterya'nın geleceği, mücadele tarzı bir an
için olsa bile karartılmamalı -burjuva istemlere terk edilmemelidir. Çünkü "gele-
ceğimlzkendiellerimizdedir."
Kürdistan'da 16. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar geçen dönemi bir çok yönüyle
açığa çıkartmak, doğru bir tarih anlayışına sahip olmaktan geçmektedir. Bu ka¬
vrayışb dönemleri açığa çıkartacak aydınlığa kavuşturacaktır. Mücadelemize, ör¬
gütlenmemize, yaşam biçimimize yön verdirecektir.
Bu çalışma 1979'da daha az kapsamlı yapılmıştı. 12 Eylül'de saklanıldığı
yerde polisin eline geçmemesi için yakılır. Tekrardan 1985' den itibaren üzerinde
çalışmaya başlanıldı. 1990'da ancak bitirildi. Bu aradayayınlanmayınca son çıkan
kitaplardan dayararlanılarakdaha kapsamlı ele alındı. Elbetteki bir çok eksiği var.
Osmanlı arşivlerinden doğrudan yararlanmamak en büyük eksiğim. Dahası
yanlışılıklarmı çıkartmaksiz okuyucuların eleştirilerine bağlı.
IVI.KALIVIAN
Saygıiarımia
IVIartl992
Giriş
Türkler, 10 vel1. yüzyıllarda 'ata" topraklarını terk edip büyük kitleler halinde
Orta-Asya'dan Batı'ya doğru göç ettiler.
Bu büyük göçlerin nedeni; gerek kendi iç kavgalarından gerekse dış devle¬
tlerle olan savaşlarından, nüfus yoğunluğundan, doğal koşulların elve¬
rişsizliğinden, Batının zenginliğinin çekiciliğinden kaynaklansın, sonuçta Orta-
Doğu'daçokönemli değişikliklereyol açtı.
Göçebe topluluklar, yerleşiklerin aleyhine, onlann zenginliklerinin üzerine
oturdular. Bir kez dahayeniden, sıfırdan başlamasınayol açtılar.
Batı'ya doğru ilerlediklerinde karşılarına iki güçlü devlet, Bizans ve Abbasi
Devletleri çıkar.
Her iki devlette iyi durumda değildi. Özellikle Türk boylan, Anadolu içinde
yoğunlukoluştururlar. Anadolu sözcüğü Yunanca Doğu anlamındadır.
Türk boyları bu yeni geldikleri bölgelerde çeşitli Türkdevletlerini kurarlar.
Büyük Rum Selçuklu Devleti, Anadolu Rum Selçuklu Devleti, Akkoyun ve
Karakoyunlu Devletleri gibi.
Bizans, Osmanlı Devletince ortadan kaldırılınca (1453) bütün bu bölgeler
değişikliğe uğramaya başlar.
Osmanlı Beyliği tek tek diğer beylikleri ortadan kaldırır. Doğu'da Karakoyun-
lular, Osmanlılar karşısında yenilirler. Safevilerde Karakoyunlularla savaşınca bu
devlet kısa zamanda çöküntüye uğrayıp tarihe mal olur.
Karakoyunlu toprakları üzerinde Safevi, Memluk, Osmanlı mücadelesi
kızışır.
Elbetteki bu gelişmeler yazıldığı gibi kolay olmaz. Çarpışmaların olduğu
alanlarda da önemli değişiklikleryaşanır.
Özellikle Ermeniler,ve Kürtler bütün bu gelişmeler içerisinde söz sahibi ola¬
mazlar.
Osmanlılar, Balkanlarda ilerledikleri gibi, Doğu'da da ilerlemek isterler.
Batı'da, Avrupa topraklarında güçlü devlet örgütlenmelerinin olmamasından
dolayı Osmanlılar bir çok ülkeyi rahatlıkla işgal etmişlerdi.
Aynı şeyleri Doğu'daki Safevi ve Memluk devletleri için de söyleyebiliriz.
Avrupalılar, Rönesans denilen yenileşme dönemini aştıkları anda, başta
Portekiz ve ispanya olmak üzere, yeni alanlara yönelmişler ve gittikleri bir çok
yerden ganimetlerve servetler getirerekbir birikime doğru yönelmişlerdi.
Doğu Akdeniz önceleri, Avrupalılar için oldukça önemliydi. Ama yeni yerlerin
keşfedilmesinden sonra önemini kaybetti.
8