Table Of Content21.Yüzyıl İletişim Çağının Yaşayan Dahisi:SLOVAJ ŽİŽEK- Nurdan AKINER - M.Bilal ARIK
21. YÜZYIL İLETİŞİM ÇAĞININ YA- THE LIVING GENIUS OF THE
ŞAYAN DÂHİSİ: SLOVAJ ŽİŽEK 21st CENTURY: SLOVAJ ŽİŽEK
Nurdan AKINER*
M. Bilal ARIK*
ÖZET ABSTRACT
Medya tarafından “Kültürel Teori’nin El- Caricaturized by the media as the “Elvis of
vis’i” ve “Marx’ın erkek kardeşi” gibi ka- Cultural Theory” and “Marx’s brother”,
rikatürize ifadelerle tanımlanan Slavoj Slavoj Žižek has become an expert in mass
Žižek’in kitle kültürü ve politika hakkında culture and politics, maintaining a strong
uzmanlaşmış olmasına rağmen uluslararası interest an international matters neverthe-
tüm olaylara karşı ilgisi vardır. Žižek’i less. The most vital characteristic which
diğer kuramcılardan ayıran en temel özel- sets him apart from other theorists is that he
liği onun yaşıyor ve bundan dolayı hakkın- is alive and thus able to answer all questions
daki tüm sorulara cevap verebilecek that concern him. During his time, Jacques
konumda olması. Jacques Derrida hayattay- Derrida’s efforts to compile his works and
ken, çalışmalarını derleme ve yaptıkları prove his research, he claimed, had resulted
araştırmalarında çalışmalarını kaynak gös- in the people feeling that he was already de-
terme çabalarından dolayı insanların kendi- ceased. The International Journal of Žižek
sini ölü gibi hissettirdiklerini söylemişti. Studies is a refereed journal publishing is-
International Journal of Žižek Studies sues since 2007. With the aid of this journal
2007’den bu yana yayımlanan akademik bir Žižek encourages his readers to think about,
dergidir. Žižek ise bu dergi aracılığıyla in- discuss and produce their own work. He
sanların kendi çalışmaları hakkında düşün- readily defends his arguments in the face of
melerini, eleştirmelerini ve üretmelerini all opposition. When U.S. President Nixon
teşvik etmekte. Kendi deyimiyle tezlerine tried to ridicule Elvis by asking, “What’s
yapılan her tür saldırıya karşı savunmada. with the outfit?” the response produced was
Amerikan Başkanı Nixon “Bu nasıl kıya- “Mr. President, you mind your own show
fet?” deyip Elvis’le dalga geçmeye kalkış- and I will mind mine”. Žižek nose-dives
tığında aldığı cevap “Sayın Başkan siz into the hottest topics in culture and politics
kendi şovunuzu yapın, ben de kendimin- just like the legendary King of Rock’n Roll
kini” olmuştu. Žižek medya, kültür ve siya- Elvis Presley: does its own show and sings
set alanlarındaki sıcak noktalara bodoslama off.
dalıp, tıpkı Rock'n Roll'un efsanevi kralı
Elvis Presley gibi şovunu yapıp çıkıyor. Keywords: Žižek, media, culture, politics.
Anahtar Kelimeler:Žižek, medya, kültür,
siyaset.
* Doç. Dr. Akdeniz Üniversitesi iletişim Fakültesi RTS Bölümü, E-mail: [email protected].
* Prof. Dr. Akdeniz Üniversitesi iletişim Fakültesi RTS Bölümü, E-mail: [email protected]
1
Atatürk Üniversitesi İletişim Dergisi Sayı 3 / Ocak 2012
GİRİŞ likle Lacancı psika naliz üzerine yoğun-
laştı ve Mladen Dolar, Alenka Zupancic,
Slavoj Žižek felsefeden, Freudcu ve La- Reneta Salecl gibi isimlerle birlikte etkili
kancı psikanalize, teoloji, film, opera ve bir entelektüel grup oluşturdu (Rigel vd.,
radikal politik yaklaşımlara kadar pek çok 2003: 313).
farklı alanda 20 dile çevrilmiş 60’ı aşkın Kıta Avrupası felsefesine (Descartes,
kitabın yazarıdır. Yugoslavya’dan 1990 Kant, Hegel, Marx) ilişkin sahip oldukları
yılında ayrılarak bağımsızlığını ilan eden ortak temel, Lacancı psikanalize duyduk-
Slovenya’nın ilk demokratik seçimlerinde ları ilgi ve her birini amansızca diğerinin
devlet başkanlığı için adaylığını koymuş, terimleriyle açıklama isteği grubun baş-
ancak kıl payı farkla kaybetmiştir. Yine lıca özellikleriydi. Ayrıca ideoloji ve po-
de umutludur ve röportajları sırasında püler kültüre olan ilgileri de onları
akıllara kazanan en önemli sözü “komü- birleştirmekteydi. Žižek tarafından hazır-
nizm kazanacak”tır (communism will lanan yayınların birçoğu, Sloven arkadaş-
win). Felsefenin haşarı çocuğu İngilizce larının çalışmalarından örnekleri içerir.
olarak kaleme aldığı ilk eseri İdeolojinin Žižek gibi onlar da birçok Avrupa dilini
Yüce Nesnesi (The Sublime Object of ana dilleriymiş gibi konuşabilen, Hegel
Ideology) çalışma larının mihenk taşıdır. ve Lacan’ı Almanca ve Fransızca orijinal-
Žižek metinler arası okumayı kendine has lerinden okuyabilen, kozmopolit bir kül-
bir tarzda ve inanılmaz şekilde kullanır. türe sahip dil uzmanlarıydılar. Çalışma
Eserleriyle insanoğlunun hayatını, bu- larının çoğu, Žižek’inkiler gibi birçok dile
günkü çağı aydınlatmaya, anlamlan dır- çevrilmişti. Orijinal olarak Slovence ba-
maya çalışır. sılan bu çalışmalar genellikle kendilerinin
Slavoj Žižek, 21 Mart 1949 yılında, Sos- çıkardığı “Problemi” dergisinde ve “Ana-
yalist Slovenya Cumhuriyeti’nde bu- lecta” kitap dizisinde yayınlanmaktaydı.
günkü Slovenya Cumhuriyeti’nin Žižek’in diğer Sloven Lacancılardan daha
başkenti Lubyana’da doğdu. Üniversite fazla öne çıkması onlardan kopmasıyla
eğitimine sosyoloji ve felsefe alanında sonuçlandı. Žižek psikanaliz ile sinema
başladı. Yüksek lisansını (1975) felsefe eleştirisini, felsefe ile popüler kültürü,
alanında, doktora derecesini de (1981) ideoloji teorisi ile politik gündemi bir
yine felsefe alanında Lubyana Sanat Fa- arada okumaya dönük bir düşünce giri-
kültesi Felsefe Bölümü’nde tamamladı. şimi içinde oldu (Wright &
Bu eğitim sırasında özellikle Alman idea- Wright,1999:1-3).
list felsefesi üzerinde durdu ve daha sonra Yurt dışı deneyimlerini kazandığı süreçse
Paris Üniversitesi’nde psikanaliz alanında 1982 yılında Paris VIII Üniversitesi’nde
çalıştı. İkinci doktorasını da Paris Üniver- yaptığı ikinci doktora çalışmasıyla baş-
sitesi’nde psikanaliz alanında 1985 yı- ladı. 1991 yılında Buffalo’da Sanat ve
lında tamamladı. Bu dönemde Jacques Psikanaliz Çalışmaları Merkezi’nde,
Lacan’ın asistanı, damadı ve başlıca ta- 1992 yılında Minnesota Üniversitesi Kar-
kipçisi olan Jacques Alain Miller ile ça- şılaştırmalı Edebiyat Bölümü’nde, 1993
lıştı. Düşüncelerini 1970’lerin ilk yılında New Orleans Tulane Üniversi-
yarısında şekillendiren Fransız düşünürler tesi’nde, 1994 yılında New York Cardozo
Lacan, Derrida ve Foucault oldu. Özel- Hukuk Okulu’nda, 1995 yılında Colum-
2
21.Yüzyıl İletişim Çağının Yaşayan Dahisi:SLOVAJ ŽİŽEK- Nurdan AKINER - M.Bilal ARIK
bia Üniversitesi’nde, 1996 yılında Prin- liter rejimin yıkılması süreçlerine aktif
ceton Üniversitesi’nde ve 1997’de New olarak katıldı. 1990 yılındaki Slovenya
York New New School Sosyal Araştırma- cumhurbaşkanlığı seçimlerine Slovenya
lar Bölümü’nde ve 1998 yılında Michi- Liberal Demokrasi Partisi’nden aday ola-
gan Üniversitesi’nde konuk öğretim üyesi rak katıldı ve seçimi çok az farkla kay-
olarak çalıştı (Rigel vd., 2003: 314). betti. Eserleri, temel olarak yazdığı iki dil
Žižek’in büyük bir sosyal kuramcı olarak olan İngilizce ve Fransızcanın yanı sıra
uluslararası alanda tanınması 1989’da İn- Almanca, Japonca, Portekizce, İspan-
gilizce basılan ilk kitabı The Sublime Ob- yolca ve İsveç diline çevrilmektedir
ject of Ideology'yle gerçekleşti. İletişim (Harpham, 2003: 456).
alanında Žižek, yaptığı film analizleri ile Žižek, popüler kültür çalışmalarıyla da bi-
tanınıyor. Ayrıca, kendisi hakkında yapı- linir. Amerikalı filozof ve cinsiyet kuram-
lan “Žižek” adlı bir belgesel vardır. Sü- cısı Judith Butler ile ciddi bir tartışma
rükleyici ve bilgi dolu Žižek! belgeseli, yürüttü. Bugün tartıştığı başlıca muha-
aykırı kişiliği ve gizemli yapıtlarıyla tabı, Fransız Marksist Althusser’in öğren-
“Kültürel Çalışmaların Elvis’i” ya da cisi ve ateşli bir anti-kapitalist olan
“Tek Kişilik Kültür Mültür İnsanı” olarak Fransız filozof Alain Badiou’dur. Bu
tanımlanan bu eşsiz akademisyen-yazarı arada 1979’dan bu yana, kendisine ders
konu alıyor. Astra Taylor’ın yönettiği verilmemesine, çalışmalarına yardım et-
2005 ABD yapımı Žižek!, saygıdeğer ve mesi ve yetiştirmesi için araştırma asis-
korkusuz düşünürün, New York’taki se- tanı bile olmamasına rağmen, Lubyana
minerlerden Buenos Aires sokaklarına Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitü-
hatta Lubyana, Slovenya’daki evine sü’nde öğretim üyeliğini sürdür mektedir.
kadar, dünyanın bir ucundan diğerine Londra Üniversitesi, Birkbeck İnsan Bi-
süren koşuşturmasını adım adım izliyor limleri Merkezi’nin uluslararası yönetici-
(Harpham, 2003: 455). sidir. İlk evliliğini Lubyana Üniver-
Üç bölümden oluşan “The Pervert's sitesi’nden Renata Salecl ile yapan
Guide to Cinema” belgeseli İngiliz dijital Žižek, ikinci evliliğini 2004 yılında “o en-
televizyon kanalı More4'da Temmuz telektüel bir model” diye tanımladığı 26
2006'da yayınlandı. Düşünürün sevdiği yaşındaki Arjantinli model Analia Hounie
ve önerdiği filmler Hero'dan Korkunç ile gerçekleştirdi (The Guardian, 2011).
Ivan'a kadar çeşitlilik göstermektedir.
Çağdaş felsefenin görmezden gelineme- 1. ŽİŽEK’İN ETKİLENDİĞİ DÜŞÜ-
yecek önemli bir ismidir (NTVMSNBC, NÜRLER VE ONTOLOJİSİ
2006).
Žižek’in akademik kariyerinde ilerlemesi Günceli yakalaması, sözünü sakınma-
1970’lerin Yugoslavya’sında engellen- ması, alaycı tavrı, eserleri ve birçok özel-
mişti. 1975’te yüksek lisans tezi kabul liğiyle Žižek benzerlerinden sıyrılıverir.
edilmedi ve Lubyana Üniversitesi’nde bir Katıldığı konferanslar, programlar ve
yer sahibi olması da önlendi. Bunu izle- diğer etkinliklerde aykırılığını görmek
yen yıllarda Yugoslav Ordusu’nda görev çok kolaydır. Bu kadar üretken bir yazar
aldı. Yugoslavya’nın parçalanmasından olmasına rağmen bir takım endişeleri var-
sonra Slovenya’nın bağımsızlığı ve tota- dır. Kendisine yöneltilen eleştirilerin ba-
3
Atatürk Üniversitesi İletişim Dergisi Sayı 3 / Ocak 2012
şında sıkça yazması neticesinde tekrara Lacan, fikirlerini Freud’a yanıt olarak ge-
düştüğü ve kendi kendini doğrulama ça- liştirmiştir fakat Hegel’in her ikisi üzerin-
bası içinde olduğu gelir. Özellikle kendini deki mirasını görmezlikten gelmiştir.
haklı gösterme çabası içinde birçok ala- Freud’un izinden giden Lacan, psikana-
kasız konu üzerinde çalıştığını düşünenler lizi dile uygulayan ilk bilim adamı olmuş-
de vardır. Žižek birçok konuda yazarken, tur. Film çözümlemelerinde de psika-
yapıtlarının en çok katkıda bulunduğu nalizi kullanan Lacan, meslektaşlarıyla
alanlar psikanaliz ve felsefedir. Žižek’in bazı filmleri beraber izleyerek karşılıklı
düşünsel yapısında etkili olan düşünürler bir tartışma ortamında fikir alışverişinde
George Wilhelm Friedrich Hegel, Lacan, bulunmuştur.
Karl Marx, Sigmund Freud, Immanuel Film çözümlemeleri yapan Žižek de, La-
Kant, Soren Kierkegaard, Blaise Pascal, can’ın geliştirdiği metotları klinik çalış-
Martin Heidegger, Theodor Adorno, Fri- maların dışına alarak, popüler kültüre ve
edrich Schelling ve Josef Stalin’dir. sinemaya kendine has bir şekilde uyarla-
Çalışmalarında kuramsal-felsefi alanda mıştır. Lacan, dil ve iletişim alanlarında
yoğunlaşmış ve Freud’u yeni bir tarzla te- da çalışmalar yapmış ve insan yaşamı
mellendirmeye yönelmiştir. Lacan’ın, içindeki doğum-ölüm süreci içindeki yer-
sözdizimsel olarak karmaşık ve kelime lerine değinmiştir. Lacan’a göre dil top-
oyunlarıyla, dolambaçlı sözlerle, belirsiz lumsallığı, kültürü ve dolaysıyla da
imalarla ve yabancı terimlerle dolu yazı- bunları ifade eden yasa ve yasakları taşır.
ları, konuşmamıza dadanan boşluklar için Dolayısıyla dil aracılığıyla, yani simgesel
yorulmak bilmez (isteksizlik yaratan) bir sistem aracılığıyla kültürel düzene dâhil
delildir. Žižek’in ifadesiyle Lacan’ı anla- olan insan yavrusu, daha farkında olma-
manın tek yolu, çalışmalarına aynı trav- dığı ve hiçbir şeye karar veremediği bir
matik inatçı çekirdeği yakalama evrede, bu düzen (simgesellik) tarafından
girişimlerinin bir dizilimi olarak yaklaş- biçimlendirilecek, onun en temel değer
maktır (Kay, 2006:11). Žižek’in düşünce- yargılarını ve unsurlarını içselleştirecek
lerini anlamak, yazılarını tahlil etmek ve bu yolla insan olmalığa adım atacaktır.
Lacan’a göre daha kolaydır. Lacan güç Dilin simgesel sistemine geçiş, burada
bir yazardır bu bakımdan, ama Lacan’ın kültürel düzene geçmekle aynı anlama
yazmaktan çok konuşmuş olduğunu da gelmektedir. Biyolojik bir canlı olmaktan
belirtmek gerekir. Onun yazıları daha çok düşünebilen bir canlı olmaya doğru bu
öğrencileri ve izleyicilerinin tuttuğu not- geçişte, birey-özne kültürel bir kod olarak
lar ve kayıtlardan oluşur. Konuşmaları, kodlanmış olur (Tura, 1995:65-72).
daha doğrusu seminerleriyle ünlüdür. Burada dilin insan yaşamındaki evrimleş-
Žižek, Lacan’ın hayat tarzını benimsemez meye katkısından bahsetmiş ve insanlık
ama buna rağmen düşünsel anlamda La- bilinci oluşumundaki etkisinden bahsedil-
can’ı pek eleştirmez. Daha çok fikirleri miştir. Et ve kemik dışında başka bir özel-
üzerinde yoğunlaşan takipçileri, O’nun liğe sahip olma aşamasında dilin etkinliği
sosyetik yaşam tarzı ve çalkantılı özel ha- kaçınılmazdır insan üzerinde. Žižek,
yatından dolayı biraz mesafelidirler. Hegel ve Lacan’ı bir arada okuyarak ana
Lacan, bir post-freudyendir ve psikanalizi yönünü koruyan ama felsefi, tarihsel ve
dil üzerinden çözümlemelere katmıştır. politik bir çalışma alanına da zemin ha-
4
21.Yüzyıl İletişim Çağının Yaşayan Dahisi:SLOVAJ ŽİŽEK- Nurdan AKINER - M.Bilal ARIK
zırlamıştır. Hegel’in de kendisinde var liktir. Özellikle Avrupa ve Amerika Bir-
olan çılgınlığa sahip olduğunu düşünür. leşik Devletleri’nin son dönemlerdeki si-
Žižek ise Freud’u çoğunlukla ihmal eder. yasal ve ekonomik politikalarının
Ancak Hegel’i, Lacan’ın düşüncesinin en karşısındaki duruşuyla bunu kanıtladığını
önemli müjdecisi ve referans noktası ola- söyleyebiliriz.
rak konumlandırır. Bu, Žižek’in, Hegel’i, Žižek'in ontolojisi şahsına özgü bir ma-
standart pratiğin dışında, Lacancı an- teryalizmdir. Diyalektik materyalizm ge-
lamda simgeselin ve gerçeğin filozofu leneği içinde kuram oluştururken,
olarak okumasıyla sonuçlandı; aynı za- düşüncenin var olan sistemleri içerisin-
manda Lacan’ın simgesel ve gerçek üze- deki devamsızlıkları ve çelişkilerine
rine düşüncelerinin anlaşılması yolunda vurgu yaparak ontoloji ve epistemolojinin
önemli bir adım oluşturdu. O özellikle, çağdaş kuramlarıyla bağlantılar kurar.
Hegel’i bir psikanalitik filozofa dönüştü- Deleuze ve Alain Badiou gibi, Žižek hem
rürken, aynı zamanda psikanalizi de ras- bilincin materyalist temeline hem de dü-
yonalist bir metafizik olarak okumaktadır. şüncenin "özerklik ve yararlılığına" sahip
Lacan ve Hegel arasındaki bu yakınlaşma çıkan bir kuram dile getirir.
Žižek’in ikisi üzerine aynı anda pek çok
önemli temayı geliştirmesini sağladı 2. ETİK VE AHLAK KAVRAMLARI-
(Kay, 2006: 27-35). NIN AYRIMI
Žižek’in etkilendiği önemli filozoflardan
biri de Karl Marx’tır. Marx, ortaya attığı Ülkemizde 2003 yılında yayımlanan
düşünceler sistemiyle Marksizm’in de te- Türkçe baskısındaki adıyla Paralaks (The
melini oluşturmuştur. Marx’ın fikirleri Parallax View) adlı eseri Žižek'in en derin
daha sonra Žižek dâhil birçok filozofa ve ontolojik yorumlama çalışmasıdır. Žižek
devlet adamlarına ilham kaynağı olmuş- ontolojinin farklı yüzlerinin idealist ve
tur. Temeli materyalizme dayanan bu materyalist anlamlandırmalar açısından
kuram Komünizm gibi bir yapının teme- karşılaştırmalarını yapmaktadır. Kitabı-
lini atmıştır. Žižek, kendini sosyalist, ate- nın önsözünde etik ve ahlak kavramları-
ist ve hepsinden önce Marksist olarak nın ayrımını şu sözlerle dile getirir: “Bana
tanımlar. Kitaplarında, makalelerinde ve sık sık soruyorlar: kitaplarınızda nasıl bir
konuşmalarında Marx’ı sürekli dillendi- etik savunuyorsunuz; bütün hepsinde
rir. ortak olan bir etik tutum var mı? İşte ya-
Frankfurt Okulu kurucularından Theodor nıtım: evet, var, ahlaktan yoksun bir etik
Adorno da Žižek’in felsefe hayatında savunuyorum ama Nietzsche’nin bizi
önemli bir konuma sahiptir. Bilindiği kendimize sadık kalmaya, iyinin ve kötü-
üzere Frankfurt Okulu’nu oluşturan isim- nün ötesindeki seçilmiş yolumuzda ısrar
ler eleştirel yapılarıyla ön plana çıkmış- etmeye çağıran ahlaksız etiği değil. Ahlak
lardır. Var olanın yerine konulabilecek benim diğer insanlarla olan ilişkilerimin
yeni öğretilerin üretiminde bulunan bu simetrisiyle ilgilidir; onun sıfır seviye ku-
sistem, Žižek’e de ilham kaynağı olmuş- ralı "benim sana yapmamı istemediğin
tur. Çünkü Žižek, günümüz felsefesinin şeyi bana yapma"dır; etikse, tersine,
en sivri dilli, sözünü sakınmayan ve öne- benim kendimle tutarlılığımla, kendi ar-
riler sunan eleştirel yapıya sahip bir kişi- zuma bağlılığımla ilgilenir. Fakat etikle
5
Atatürk Üniversitesi İletişim Dergisi Sayı 3 / Ocak 2012
ahlakı ayırmak için tümüyle farklı bir yol raksamaz. Hıristiyanlıkta olumlu bulduğu
daha var: Friedrich Schiller'in naifle duy- şeylerin kiliseler ve benzeri ibadet yerleri
gusal karşıtlığı çizgisinde bir yol. Ahlak olduğunu söyler, bu gibi alanların kültürel
“duygusaldır”, ötekilerini (sadece), öte- alanlara dönüşmesini onaylar (Žižek,
kilerinin gözüyle kendime baktığımda, iyi 2008:660): “Leninist kısmı söylemeye ça-
olan kendimi sevmem anlamında içerir; lıştım. Ben, mücadele veren, savaşan bir
etikse, tersine, naiftir: yapmam gereken ateistim. Benim eğilimlerim hemen
şeyi yapılması gerektiği için yaparım, iyi- hemen Maoist. Kiliseler, küçük sığınak
liğim yüzünden değil. Bu naiflik düşü- yerlerine ya da kültür saraylarına dönüş-
nümselliği dışlamaz, hatta insanın yaptığı türülmelidirler. Ancak, gizemli olarak,
şeye karşı soğuk, katı bir mesafesi olma- dini açıdan Hıristiyanlığın yaptığı şey ye-
sına izin verir (Žižek, 2003:IX-X)”. niden doğma fikrini bize vermiş olma-
Žižek bu durumu açıklarken Ágota Kris- sıydı. Putperest kader anlayışına karşıt
tóf’un Defter-Kanıt-Üçüncü Yalan adlı olarak, Hıristiyanlık, radikal bir başlangı-
üçlemesinin ilk cildi olan Defter’den cın olabilirliğini sundu. Yeni bir ahlâk
alıntı yapar. Kitap İkinci Dünya Sava- sundu: “İyi bir kral, iyi bir hizmetçi...”
şı’nın son ve komünizmin ilk yıllarında, gibi toplumdaki statümüze göre görevle-
büyükanneleriyle birlikte küçük bir rimizi yapmak değil, onun yerine birey
Macar kasabasında yaşayan ikiz iki çocu- olarak kim olduğumuzdan çok evrensel-
ğun öyküsünü anlatır. İkizler tümüyle ah- liğe doğru direkt bir erişim olanağının su-
laksızdır – yalan söylüyor, şantaj yapıyor, nulmasıydı. Bu müthiş bir şey ve beni
öldürüyorlar – yine de, en saf haliyle ilgilendiren tek yönü de bu. Tabii ki bu
otantik bir etik naifliği cisimlendirirler. daha sonra laik filozoflar ve ilerici düşü-
Bir gün ormanda aç bir asker kaçağıyla nürler tarafından ele alındı. Gerçekte ben,
karşılaşırlar ve istediği birtakım şeyleri en alt düzeyde bile olsa, kiliseyi bir kuru-
ona getirirler. Yemek ve battaniyeyle geri luş olarak savunmuyorum”.
geldikleri zaman asker onlara şöyle der: Žižek medeniyetler ittifakının palavra ol-
“Çok iyisiniz.” Onlar da yanıt verir: “İyi duğunu düşünmektedir. İstenilen hoşgö-
olmaya çalışmıyoruz. Bunları sana getir- rünün aslında ikiyüzlülük olduğunu
dik çünkü kesinlikle ihtiyacın var. Hepsi söyler ve sorunların çözümünde sahte gü-
bu”. Žižek, bu örneği Hıristiyan etik tu- lümsemeler veya abartılı hoşgörü tavırları
tumu ile ilgili olarak verir ve ekler: “Hı- değil, sorunların ve hoşgörüsüzlüklerin
ristiyan etik tutumu diye bir şey varsa, bu dürüstçe paylaşılması gerektiğinden bah-
şudur: komşularının talepleri ne kadar seder. Özellikle tüm dünyanın ortak so-
tuhaf olursa olsun, ikizler naifçe bu talep- runu haline gelen ırkçılığa da bu şekilde
leri karşılamaya çalışır”. yaklaşılması gerektiğe inanır: “Hoşgörü,
sanki “öteki” hakkında yapılacak ve de-
3.HIRİSTİYANLIK VE İSLAM YO- nilecek başka hiçbir şey yok, o yüzden
RUMU elimizde tek kalan ona hoşgörü göster-
mektir anlayışı ayrımcılığa bir çözüm
Hıristiyanlık ve İslam üzerine de yazılar olmaz. Dünya üzerinde çeşitli nedenler-
kaleme alan Žižek kendisini ateist olarak den baş gösteren etnik, dini, mezhep ve
tanıtır ancak tam da bu noktada yine du- birçok ayrımcılığın aslında hoşgörüden
6
21.Yüzyıl İletişim Çağının Yaşayan Dahisi:SLOVAJ ŽİŽEK- Nurdan AKINER - M.Bilal ARIK
beslendiğini iddia eder Žižek. Hoşgörü- dan alınacak gerçek ders oldukça açık as-
nün ayrımcılığı normalleştirdiğini ve lında: bu tip olayların burada tekrar olma-
çözüm yollarını tıkadığını ısrarla vurgu- masını sağlamanın tek yolu başka yerde
lar. devam etmesini engellemektir”.
Medeniyetler çatışması denilen suni ger-
ginliğin nasıl alt edileceğini şöyle açıklar 4. AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE:
(Žižek, 2008: 661-668): “TÜRKİYE’YE YÖNELİK ELEŞTİ-
“Burada ‘medeniyetler çatışması’ fikrinin RİLER HAKSIZLIK”
kısmen doğru olduğu ortaya çıkmaktadır.
Ortalama Amerikalılarının şaşkınlığına Batı’nın ikiyüzlü olduğunu her daim be-
şahit olun: “Bu insanların kendi hayatla- lirten Žižek, birçok alanda Türkiye’ye yö-
rını böylesine hiçe saymaları nasıl müm- nelik sert eleştirilerin haksızlık içerdiğini
kün olabilir?” Bu şaşkınlığın, madal- belirtmiştir. Özellikle Kürt sorunu, AB
yonun, acı olan öte yüzü, biz Birinci Dün- üyelik çabaları ve sınır ötesi operasyon-
ya'da yaşayanların gitgide kamusal ya da ları üzerinde duran Žižek, Avrupa’nın ön-
evrensel bir neden/amaç uğruna insanla- celikle kendi içinde bulunan insan hakları
rın neden hayatlarını feda etmeye hazır ihlallerine ve diğer olumsuzluklara bak-
olduklarını hayal bile edemememiz değil maları gerektiğine değinmiştir. AB süre-
midir? Bu olayın ekonomi, ideoloji, siya- cini hızlandıran Türkiye’nin kurucu
set ve savaş açısından ne gibi sonuçlar ge- ülkelerdeki referandum yoklamalarında
tireceğini kestiremesek de, şu ana kadar istenilmemesinin, halkın “göçmen eme-
kendini bu gibi şiddet eylemlerinden ğine hayır veya kültürel tehlikeye hayır”
muaf bir ada olarak algılayan ve benzer tepkilerine indirgendiğini belirtir. Fakat
olayları TV ekranının korunaklı mesafe- bu sorunun aslında tamamen AB devlet-
lerinin zihin bulanıklığıyla ilişkilendiril-
sinden izleyen ABD; şiddete birinci
mesi gerektiğini belirtir Žižek. Bunun
elden, direkt olarak maruz kalmıştır. Şim-
dışında Kürtler’e yönelik haksızlık veya
diki soru şudur: Amerikalılar kendi koru-
insan hakları sicilinin kötülüğü de ön
naklı alanlarına, çekilip onu daha da
plandadır: “Türkiye'nin Batı'nın bu gül
güçlendirmeye mi çalışacaklar, yoksa o
gibi mutabakatının kenarındaki diken ol-
alandan dışarı adım atma riskini göz
masının ilk örneği de değil bu. Bugün
önüne mi alacaklar? Yani Amerika ya “Bu
AB'nin krizi, büyük ölçüde bu müstakbel
neden bize oldu? Bu tür şeyler burada ol-
üyesinden kaynaklanıyor. Anketlere göre
mazdı!” tavrını koruyarak tehditkâr dışa-
Fransa ve Hollanda'daki referandumlarda
rıya karşı daha da saldırganlaşacak; ya da
sonucun 'hayır' çıkmasının en büyük ne-
“Bu tür bir şey burada olmamalıydı!”
deni Türkiye'nin üyeliğine karşıtlıktı.
tavrı yerine “Bu tür bir şey hiçbir yerde
“Hayır” sağcı, popülist, halk yardakçısı
olmamalı!”yı benimseyip kendisini ‘dış
kavramlarla (kültürümüze yönelik teh-
dünya’dan ayıran fantazmatik ekrandan
dide hayır, göçmen emeğine hayır) veya
çıkıp gerçek dünyaya varmayı kabul ede-
liberal-çok kültürcü kavramlarla temel-
cek. Amerika'nın ‘tarihten izinli’ olması
lendirilebilir”. Žižek’e göre Türk sorunu
bir sahtekârlıktı: Amerika'da huzurun ol-
(AB'nin Türkiye ile ne yapacağı konusun-
ması başka yerlerde felaketlerin olmasına
daki tereddüdü) aslında Türkiye ile değil,
bağlıydı. Bu bakımdan bu bombalamalar-
7
Atatürk Üniversitesi İletişim Dergisi Sayı 3 / Ocak 2012
bizzat AB'nin kafa karışıklığı ile ilgili bir Borrowed Kettle (Ödünç Alınan Irak
husus (Žižek, 2006: 551). Bu noktada Çaydanlığı)” isimli kitabında kendi has
biraz da Türkiye’yi Avrupa ülkelerinin tarzıyla ele almıştır. Kitapta Amerika’nın
yem olarak göremeyeceği ya da kendi za- entrikalarını, savaş altyapısını oluşturma-
aflarını saklayamayacağı ön görüsü or- sını, imkânlarını nasıl kullandığını, müt-
taya çıkmaktadır. “Türkiye, sen şöyle tefikleri buluşunu, medyayı yönetişini ve
şöyle yaptın!” diyebilmeleri, Türkiye’ye kamuoyunu oluşturmasını ele alır. Kimi
insan hakları dersleri verebilmeleri için zaman alaylı bir şekilde kimi zamanda
önce kendilerine bakmaları gerek. Avrupa çok sert şekilde bunu yapmıştır. Düştük-
Birliği’ne üye ülkelerin önce kendi ülke- leri gülünç durumlarını ve tezatlıklarını
lerinde eşcinsellere, feministlere, azınlık- apaçık öne sürmüş ve izlendiklerinin his-
lara, örneğin Basklara yönelik insan sini yönetimlerde uyandırmıştır. Dünya
hakları ihlallerini düzeltmeleri gerekmek- halklarının ilgisini çekmek ve ilgili kıl-
tedir. Žižek’e göre aksi takdirde bu iğrenç mak mahiyetinde bakıldığında başarı sağ-
bir ikiyüzlülük olur (Žižek, 2006: 572). lamıştır diyebiliriz. “Liberal sahtelik”
Žižek eleştirel yaklaşımlarda bulunurken bölümünde en kışkırtıcı beyanatlarını
daha dikkatli olmak gerektiğini “pozisyon
arka arkaya sıralar (Žižek, 2004:82-83):
alma” kavramından yola çıkarak şöyle
“Burada inanç atılımını başarma, küresel
dile getirir (Žižek, 2009: 45-47)”: “Baba-
çemberin dışına çıkma isteği söz konusu-
nız belli bir yaşa geldiğinizde size, “kız-
dur ve böylesi bir isteğin ekstrem ve deh-
larla oynaşma” derse bu aslında, “kızlarla
şet verici ifadesi Vietnam savaşındaki
oynaş ama başını derde sokma” demektir,
yaygın olarak bilinen umulmadık olayda
siz de bunu yaparsınız. Aksi halde aptal-
vardır. ABD ordusunun yerel bir köyü iş-
sınızdır. Burada yapma derken, aslında
galinin ardından insani duyarlılıklarını or-
“yap ama mevcut seçeneklerden en onay-
taya koymak amacıyla doktorlar
lanmış olanı seç” deniyor. Örneğin Stalin
çocukların sol kollarına aşı yaparlar; er-
dönemindeyseniz ve Stalin hakkında iyi
tesi gün köy yeniden Vietnamlılara geçti-
şeyler söylemezseniz, arkadaşlarınız sizi
ğinde aşılanan bütün çocukların sol
bir daha görmez. Oysaki Stalin’i eleştiren
kollarını keserler. Harfiyen izlenecek bir
birini daha da abartılı şekilde eleştirmek,
model olarak kabul etmek her ne kadar
yani “Stalin gibi özel bir devlet adamını
zor olsa da düşmanın her ne pahasına
ve vatanseveri nasıl böyle eleştirirsin?”
olursa olsun, tam da “insancıl” yardım
demek daha alaycı bir tavır. Bence ikti-
çehresi içinde reddi, asli amaç çerçeve-
darı asıl korkutması gereken de bu! Yoksa
sinde desteklenmelidir. Benzer şekilde
herkesin bildiği şeyleri tekrar eden biri ol-
Sendero Luminoso bir köyü ele geçirdi-
maktan kurtulamazsınız ve kimsenin dik-
ğinde orada bulunan asker ve polisleri öl-
katini çekemezsiniz!”
dürmekten daha çok, köylülere yardım
etmek isteyen BM ve ABD tarım danış-
5.İSLAMİ TERÖR KORKUSUYLA
manları ve sağlık görevlilerine odaklan-
ÖNYARGILARIN TOPLUMSAL
mıştır. Saatler süren derslerin peşi sıra
ARENADA HÂKİM OLUŞU
onları emperyalizmle işbirliklerini halka
açık olarak itiraf etmeye zorlar ve hepsini
Slavoj Žižek, Irak’ın işgalini “The Iraqi
kurşunlarlar. Bu prosedür vahşi olduğu
8
21.Yüzyıl İletişim Çağının Yaşayan Dahisi:SLOVAJ ŽİŽEK- Nurdan AKINER - M.Bilal ARIK
kadar doğru bir anlayışla sürdürülmüştü. güçlü ülkeler de bu tür tezatlıklara düş-
Polis ya da ordu değil, gerçek tehlike on- müşlerdir fakat maddi-manevi güçleri on-
lardı, “doğru kılığında yalan söyledikleri ları haksız kılmaya ve utandırmaya engel
için” onlar en hain düşmandı - ne kadar olmaktadır (Žižek, 2004:20-22).
çok masumlarsa (onlar “gerçekten” köy- New York’ta 22 Eylül 2003 tarihinde “İn-
lülere yardım etmişlerdi) o kadar çok sanlık için Terörizmle Savaş-Kötünün
ABD'nin bir aracı olarak hizmet etmiş- Kökleri Üzerine” başlıklı bir konferans
lerdi. Bu şekilde, düşmana onun en iyi ol- düzenlendi. Amaçlanansa; terörizmin ger-
duğu yerde, bize “içtenlikle yardım ettiği” çek kaynaklarını ve köklerini terörle daha
noktada saldırmak doğru bir devrimci zayıf bağları olan faktörlerden ayırarak,
otonomi ve “egemenliği” ortaya koyar. terörizme karşı yeni küresel biçimleri tar-
Eğer bir kişi “düşmandan iyi olanı alalım, tışmaktı. Doğru nedenlere odaklanılırsa
kötü olanı reddedelim hatta ona karşı mü- terörizme karşı daha etkin bir mücadele-
cadele edelim” tutumunu benimserse o den bahsedilebilir. Konferans, Nobel
zaten liberal “insancıl yardım” tuzağı Barış Ödülü sahibi Prof Elie Wiesel ve
içine düşmüş konumda olur”. Norveç Başbakanı’nın girişimleriyle, BM
George W. Bush’un “Dünya kötüye karşı Norveç Elçiliği, Uluslararası Barış Aka-
koymak için yeterli cesarete sahip mi demisi tarafından organize edildi. İlk bak-
değil mi?” sözü, var olan politik amacın tığımızda sıradan ve insanice bulabile
profesyonelce maskelenmesidir. TÖBS ceğimiz bu girişim aslında kendi içinde
(Terörist Önleme ve Bilgi Sistemi), Ame- bir sürü trajikomik durum taşımaktadır.
rika’da terörist avlamada kullanılan bir Buradaki tuhaflık ise kötünün kaynakla-
sistem olarak geliştirilmiştir. Bu sisteme rının kötülüğü tartışmasıdır. Bu durumu
göre; Amerikalı şoförler, postacılar, kamu özetlemek için verilen örnek gerçekten
hizmetinde çalışanlar vs. herhangi bir çok çarpıcıdır. Zengin bir kapitalist, yaş-
şüphede resmi bir terörist bildirme raporu lanıp köşesine çekildiğinde müthiş bir
verebileceklerdir. Hatta bu raporlama sis- vicdan azabı duyar yaptıkları için ve
temiyle mahalle aralarına kadar inilmiş, yüklü miktarda bir parayı bilge sayılan ki-
herhangi bir gariplik veya yabancı kişile- şilere bağışlayarak, dünyadaki acının, se-
rin garip hareketleri rapor edilebilmiştir. faletin ve adaletsizliğin köklerini
Irak Savaşı’yla beraber dile getirilen bir bulmalarını ister. İşte tam burada ortaya
diğer husus ise uluslararası kuralların tek- çıkan şey yaşlı kapitalistin araştırılmasını
rar gözden geçirilmesi olmuştur. Büyük istediği sorunların sebebi ta kendisidir
askeri güçleri elinde bulunduranlar, kural- (Žižek, 2004:153).
larını kendilerinin koyduğu ve oynadığı Amerika’nın kuruluşundan itibaren baş-
bir oyun sahnesindedir. Tam da burada ol- layan bir dış politika anlayışı, zenginleşen
dukça ironik bir örnek verebiliriz. Ame- ve askeri anlamda güçlenen sistemle be-
rikan yönetiminin, savaş suçlularını raber tüm dünyayı etkisi altına almıştır.
bulundukları ülkelerden “Hague Savaş Büyüyen sanayi ve ekonomiyle beraber
Suçları Mahkemesi’ne” teslim etmelerini ortaya çıkan enerji ve hammadde ihtiyacı
isterken bu mahkemenin kendi vatandaş- Amerika’yı ülke sınırları dışına çıkmak
ları üzerindeki yaptırımı yok sayması bu zorunda bırakmıştır. I. Dünya Savaşı ile
ironiye güzel bir örnek teşkil eder. Diğer başlayan ve II. Dünya Savaşı’yla devam
9
Atatürk Üniversitesi İletişim Dergisi Sayı 3 / Ocak 2012
eden süreçte Amerika, dünya platfor- • Afganistan- 1998-2001
munda kendini göstermeye başlamış ve • Yugoslavya- 1999
yakın gelecekte dünya siyasetinde etkin Özellikle 11 Eylül saldırıları sonunda or-
rol alacağının sinyallerini vermiştir. Ba- tada bir fail arama ve bu faili Müslüman
şarısız bir Vietnam çıkarması, Rusya ile
coğrafyasında arama gayretleri, saldırıla-
yıllarca süren soğuk savaş dönemi, Latin
rın Amerika’nın kendi planları dâhilinde
Amerika ülkeleriyle zaman zaman alev-
olduğu şüphesini uyandırmıştır. Elbette ki
lenen sürtüşmeler, Orta Doğu ülkelerine
bu şüpheler sadece şüphe olarak hafıza-
nüfuz etme girişimleri, Körfez Savaşları,
mızda kalacaktır çünkü bu kadar ayrıntılı
11 Eylül saldırıları ve akabinde Afganis-
ve büyük düşünülmüş bir planın açığa
tan ile Irak’ın işgal süreci; Amerika’nın
çıkma olasılığı yok gibidir. Afganistan ve
kısa ama bir hayli hareketli tarihini oluş-
Irak işgalleri için resmi kurumları da sü-
turuyor. Bu cümleye bir kanıt göstermek
rece sokmak isteyen ABD, böylelikle
gerekirse aşağıdaki kronolojik listeye göz
atmak yeterli olacaktır (Akıner, 2004: hem askeri açıdan hem de maddi açıdan
111-113). müttefikler bulmuş olacağına inanmıştır.
• Çin- 1945 Ayrıca işgallerin meşruluğunu sağlamak
• Kore ve Çin- 1950-1953 (Kore Savaşı) maksadıyla da ulusal ve yerel düzeyde
• Guatemala- 1954 müthiş kampanyalar düzenlenmiştir. Top-
• Endonezya- 1958 lumda yaratılan İslami terör korkusuyla
• Küba- 1959-1961 insanların bakış açılarının değişmesine ve
• Guatemala- 1960 ön yargının toplumsal arenada hâkim ol-
• Kongo- 1964 masına neden olmuşlardır. Saldırılar son-
• Peru- 1965 rasında ortaya çıkan nefret patlaması ve
• Laos- 1964-1973 yükselen Amerikan milliyetçiliği sonra-
• Vietnam- 1961-1973 sında “biz ve ötekiler” kavramı gibi pek
• Kamboçya- 1969-1970 de alışık olmadığımız bir düşünce ortaya
• Guatemala- 1967-1969 çıkmıştır. Bunun doğal bir sonucu olarak
• Grenada- 1983 kundaklama, mabetlere saldırı, kişilere
• Lübnan- 1983-1984 (Lübnan ve Suriye saldırı, tecavüz ve cinayete kadar varan
hedefleri) bir toplumsal dönüşüm gerçekleşmiş ve
• Libya- 1986 Amerika artık bazı etnik ve dini gruplar
• El Salvador- 1980’li yıllar için yaşanılmaz bir durum almıştır (Akı-
• Nikaragua- 1980’li yıllar ner, 2004: 262).
• İran- 1987 Amerika’nın bugün güttüğü politika, ay-
• Panama- 1989 rılıkçı ve kimlik üzerine yoğunlaşmıştır.
• Irak- 1991-1998-1999-2000-2003 Her ne kadar “özgürlüklerin ve uç yaşam-
• Kuveyt- 1991 ların ülkesi” diye atfedilse de bunun doğ-
• Somali- 1993 ruluk payı taşımadığı ortadadır.
• Bosna- 1994-1995 Ötekileştirme veya kendinden olmayanı
• Sudan- 1998 saptama ve bu kriterlere göre politik dav-
10
Description:araştırmalarında çalışmalarını kaynak gös- terme çabalarından dolayı insanların kendi- sini ölü gibi hissettirdiklerini söylemişti. International Journal of