Table Of ContentT.C.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
SEKİZ HAFTALIK MASA TENİSİ EGZERSİZİNİN 9-13 YAŞ
ARASI ÇOCUKLARDA DİKKAT ÜZERİNE ETKİSİ
Recep ASAN
YÜKSEK LİSANS TEZİ
BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ANABİLİM DALI
Danışman
Yrd. Doç. Dr. Mehibe AKANDERE
KONYA-2011
ii
ii. ÖNSÖZ
Bilincin belirli bir noktada toplanması haline dikkat denilmektedir. İnsanlar
belirli bir anda duyu organları vasıtasıyla sayılamayacak kadar çok uyarıcıyla karşı
karşıya kalmaktadır. Ancak, bu uyarıcılardan sadece bir kaçı algılanmaktadır. Çeşitli
etmenler, neyin algılanacağı konusunda etkili olmaktadır. Dikkat insanların algısı ve
dolayısıyla öğrenmesi üzerinde çok etkilidir.
Dikkat, Gagne’nin öğrenme kuramının da ilk unsurudur. Farklı bilgi aktarma
yöntemleri kullanılarak öğrencinin dikkati sürekli canlı tutulmaya çalışılmalı ve
geliştirilmelidir.
Öğretim işiyle uğraşanlar, bireylerin gelişim özelliklerini dikkate alarak
uygun dikkat stratejilerini seçmeli ve uygulamalıdırlar.
Bu çalışmanın amacı; 8 haftalık Masa Tenisi Egzersiz çalışmalarının 9-13 yaş
arası çocuklarda dikkati geliştirmeye yönelik etkisini belirlemektir. Araştırmadan
elde edilecek bulgular çocukların dikkat düzeylerinin belirlenmesi, gerçekçi ve
anlamlı bir şekilde geliştirilmesi, masa tenisi v.b. sporların fiziksel ve psikolojik
açıdan ne derece faydalı olduğunun değerlendirilmesi, temel motorsal özelliklerin
küçük yaşlarda iyi antrene edilmesi, çocuklara verilecek eğitim sonucunda dikkat
becerisinde pozitif bir gelişme olabilmesi ve dikkat düzeylerinin artırılabilmesi
konularının ele alınması açısından önem arz edebilmektedir.
Yüksek Lisans Tezi olarak hazırlanan bu çalışmanın gerçekleştirilmesinde
bana yardım eden danışmanım Sayın Yard. Doç. Dr. Mehibe AKANDERE’ye,
değerli görüşleri ve tez hazırlanması aşamasında yardımlarını esirgemeyen Araş.
Gör. Dr. Gülsüm BAŞTUĞ’a ve çalışmanın başından sonuna kadar bana desteği ile
güç veren aileme sonsuz teşekkürleri bir borç bilirim.
iii
iii. İÇİNDEKİLER
Sayfa
1. GİRİŞ……………………………………………………………………………...1
1.1. Dikkat…………………………………………………………………………1
1.1.1. Dikkatin Tanımı……………………………………………………………..1
1.1.2. Dikkatin Yapısı……………………………………………………………...4
1.1.3. Dikkat Kategorileri………………………………………………………….6
1.1.4. Dikkati Etkileyen Olumlu ve Olumsuz Değişkenler………………………..7
1.1.5. Dikkat Stratejileri……………………………………………………………9
1.1.6. Çocuklarda Dikkat…………………………………………………………10
1.1.7. Sporda Dikkat……………………………………………………………...11
1.2. Çocuklarda Gelişim Özellikleri……………………………………………...14
1.2.1. Gelişimin Tanımı…………………………………………………………..14
1.2.2. Çocuklarda Fiziksel Gelişim……………………………………………….14
İlk çocukluk dönemi (2-6 yaş) fiziksel gelişim…………………………….15
Erinlik dönemi (6-12 yaş) fiziksel gelişim…………………………………16
Ergenlik dönemi (12-18 yaş) fiziksel gelişim……………………………...17
1.2.3. Çocuklarda Motor Gelişim………………………………………………...19
Refleksif hareket dönemi…………………………………………………..21
İlkel (primitif) hareketler dönemi………………………………………….22
Temel hareketler dönemi…………………………………………………..22
Spora yönelik hareketler dönemi…………………………………………..23
1.2.4. Çocuklarda Temel Motorik Özellikler……………………………………..24
Çocuklarda kuvvet…………………………………………………………25
Çocuklarda sürat…………………………………………………………...27
iii
Çocuklarda dayanıklılık……………………………………………………29
Çocuklarda koordinasyon………………………………………………….32
Çocuklarda esneklik ( hareketlilik)………………………………………...33
1.3. Çocuk ve Spor………………………………………………………………..36
1.4. Masa Tenisi…………………………………………………………………..41
1.4.1. Masa Tenisi Oyununun Tanımı……………………………………………41
1.4.2. Masa Tenisinin Oyununun Dünya’daki ve Türkiye’deki Tarihsel
Gelişimi.........................................................................................................42
1.4.3. Masa Tenisi Oyun Kuralları………………………………………………..44
1.4.4. Masa Tenisi Oyuncularının Fiziksel Özelikleri ve Oyuncu Seçimi………..45
2. GEREÇ VE YÖNTEM………………………………………………………….47
2.1. Bourdon Dikkat Testi………………………………………………………...47
2.2. Uygulanan Masa Tenisi Egzersiz Programı………………………………….47
2.3. İstatistiksel Analiz…………………………………………………………....49
3. BULGULAR……………………………………………………………………..50
4. TARTIŞMA……………………………………………………………………...53
5. SONUÇ VE ÖNERİLER………………………………………………………..56
6. ÖZET…………………………………………………………………………….57
7. SUMMARY……………………………………………………………………...59
8. KAYNAKLAR…………………………………………………………………..60
9. EKLER…………………………………………………………………………..65
EK-A: Bourdon Dikkat Testi……………………………………………………..65
EK-B: Kişisel Bilgiler Formu…………………………………………………….67
10.ÖZGEÇMİŞ…………………………………………………………………….68
iv
iv. SİMGELER VE KISALTMALAR
EEG: Elektroansefalogram
GSGM: Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü
MEGEP: Mesleki Eğitim ve Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi
USA: United States of America
v
1. GİRİŞ
Öğrenme-öğretme sürecinde sunulan uyarıcıların farkına varılmasını,
önemli öğelerin ayırt edilmesini ve işleme sürecine gönderilmesini en etkili şekilde
sağlayan mekanizma dikkattir. Dikkatin sağlanmasında hem uyarıcı ile ilgili
özellikler ve hem de bireyin kendisi ile ilgili özellikler önemlidir. Öğretim işiyle
uğraşanlar, bireylerin gelişim özelliklerini dikkate alarak uygun dikkat stratejilerini
seçmeli ve uygulamalıdır.
Dikkat stratejisinin etkili bir şekilde kullanılmadığı durumda, dış dünyadan
alınan uyarıcıların sadece bir kısmı (dikkatin sağlandığı uyarıcılar) işleme ünitesine
alınabilecek, önemli bir kısmı işlenmeden atılacaktır. Ayrıca, sunulan uyarıcıların
tümü, hedeflere ulaştırıcı davranış değişiklikleri meydana getirmede aynı etkiye
sahip değildir. Sunulan birçok uyarıcı içerisinden hedeflere ulaştırıcı önemli bilginin
seçilmesi ve sınırlı işleme ünitesine bu bilgilerin gönderilmesi de önemlidir. Gereksiz
ayrıntılarla işleme ünitesinin meşgul edilerek önemli bilginin seçilememesi hedeflere
ulaşmada ve zamanı kullanmada problemler yaratır (Öztürk 1995).
1.1. Dikkat
1.1.1. Dikkatin Tanımı
Dikkat, tanım olarak araştırıcıların üzerinde tam olarak uzlaşamadıkları bir
kavramdır. Dikkatin tanımlanmasındaki güçlük, dikkatin sinir sisteminin
gerçekleştirdiği karmaşık işlemler bütünü olmasından kaynaklanmaktadır.
Dikkat, en yaygın olarak, çevredeki birçok uyarandan sadece o anki ihtiyaçlar
ve amaçlar doğrultusundakilerle ilgilenmeyi sağlayan sinir sisteminin bir işlevi
olarak tanımlanır (Banich 1997, Kolb 1996, Parasuraman 2000).
Sinir sisteminin bu işlevi, birden çok işlemi yerine getirmek durumundadır.
Bunlardan ilki, çevredeki duysal enformasyonun seçici olarak işlenmesidir. Sinir
sistemine, eş zamanlı olarak işleyebileceğinden çok daha fazla duysal enformasyon
ulaştığından, bu enformasyonun bir kısmı, o anki amaçlar ve ihtiyaçlar
doğrultusunda sinir sistemi tarafından işlenmek üzere seçilirken, bir kısmı da
filtrelenmektedir.
1
Tüm duysal modalite kanallarında, enformasyonun işlenme sınırlılıkları
nedeniyle böyle bir seçicilik gereklidir (Banich 1997, Bear 1996, Freides 2000,
Heilman 1998).
Dikkatin seçiciliği olmasaydı, organizma, çevresinde bulunan birçok uyaran
karşısında tutarlı bir şekilde davranamazdı. Dikkat, enformasyonun seçilmesinin yanı
sıra davranış repertuarının seçilmesi ile de yakından ilişkilidir. Canlının gelişmişlik
düzeyi ile orantılı olarak o canlının duysal kapasitesi artarken, buna davranış
seçeneklerinin artışı da eşlik etmektedir. Örneğin, solucan gibi basit hayvanlar sınırlı
duysal kapasitelerinin yanı sıra sınırlı davranış repertuarına sahipken, memeli
hayvanların çok daha mükemmel duysal kapasiteleri ve davranış seçenekleri vardır.
Böylece seçicilik, evrimsel olarak duysal-motor kapasite artışı ile birlikte giden beyin
hacminin arttığı süreçte, duysal ve motor elemeyi gerçekleştiren bir işlem olarak
karşımıza çıkmaktadır (Kolb 1996).
Öte yandan dikkatin bu bileşeni sadece dışsal uyaranları değil, içsel
uyaranlara da odaklanmayı içermektedir (Freides 2000).
Davranışsal olarak ilgisiz olan birçok dış uyaranın, bellekteki anıların,
düşüncelerin arasından davranışsal olarak uygun olanların seçilmesini sağlayan
beynin bu zihinsel yeteneği, seçici dikkat olarak tanımlanmaktadır (Corbetta 1998).
Bu seçiciliğin amaçlar ve ihtiyaçlar doğrultusunda gerçekleşmesi için, sinir
sistemi, bir denetim mekanizmasına sahiptir. Seçiciliğin rastgele olmayışı, dikkati,
sinir sisteminin otomatik işlemlerinden ayırt etmektedir. Amacın ve ihtiyacın devam
etmesi durumunda dikkat işlevinin sürekliliğini sağlayan ve koşulların değişmesi ile
de bu değişime yanıt olarak yeni koşulların gerektirdiği enformasyonu yine seçici
olarak işlemeye aracılık eden bir denetim söz konusudur. Dikkatin denetimi, daha az
aydınlatılabilmiş bir dikkat bileşenidir. Bu denetimin, beynin enformasyonu işleme
süreçlerinin, eşgüdümünü sağlayıp, yöneten yürütücü işlevler tarafından yerine
getirildiği bildirilmektedir (Parasuraman 2000).
Yürütücü İşlevler;
Dikkati yönelten, faaliyetleri izleyen, enformasyon ve aktiviteleri koordine
edip düzenleyen, enformasyon işleme sisteminin merkezi yürütücüsü olarak
2
kavramlaştırılabilir. Yürütücü işlevlerin birbiri ile bütün oluşturan üç ayrı komponent
içerdiği kabul edilir: dikkatin denetimi, amacın/hedefin sağlanması ve bilişsel
esneklik (Anderson ve ark 2002).
Bu nedenle kimi araştırıcılar, dikkatin diğer bileşenleri üzerindeki bu denetim
işlevini, yürütücü dikkat olarak isimlendirmeyi uygun bulmaktadır (Posner ve
Rothbart 1998).
Sinir sisteminin tüm bu işlemleri yerine getirebilmesi için organizmanın
uyanık tutulması gerekmektedir. Uyanıklık mekanizmalarının, tüm bu işlemler
üzerinde modüle edici etkisi vardır.
Uyanıklık, sinir sisteminin genel aktivite durumunu yansıtır. Fizyolojik
olarak uyanıklık, nöronların uygun bir şekilde aktive edildiğinde uyarılabilir
durumda olması anlamına gelir (Heilman 1998).
Sinir sisteminin uyarılabilirliği dikkat işlevi için de ilk koşuldur. Yeni
uyaranlar için tetikte olma (vijilans), yanıt vermeye hazır olma durumunun
sürdürülmesini ve dikkatin korunmasını ifade etmektedir.
Dikkatin bu işlevi, çevrede, rastgele, uzun aralarla ve beklenmedik şekilde
ortaya çıkan uyaranları fark etmek ve bunlara yanıt verebilmek için hazır olmayı
sağlamaktadır (Parasuraman ve ark 2000).
Uyanıklıkla yakından ilişkili olan bu dikkat bileşeni, özellikle klinik
bağlamda ve EEG verilerini yorumlamada zaman zaman uyanıklığın yerine
kullanılsa da, farklı bir terim olarak tanımlanması ve uyanıklığın ifade etmiş olduğu
beynin tümünü kapsayan böyle bir işlevden ayırt edilmesi gerekmektedir (Sarter ve
ark 2001).
Günümüzde, dikkat işlevi ile ilgili olarak birbirinden bağımsız üç önemli
dikkat bileşeni olduğu kabul edilmektedir. Bunlar; dikkatin seçiciliği, dikkatin
yüksek bilişsel işlevler tarafından denetimi, uyanıklık ve bununla ilişkili olarak yeni
uyaranlar için tetikte olma (vijilans) durumunun korunmasıdır.
3
Bu bileşenlerin toplamı, dikkatin bilişsel bir işlev olarak faaliyet göstermesini
sağlamaktadır (Parasuraman 2000).
Dikkat duyusal hafızayı etkileyen bir süreçtir. Diğer bir değişle, dikkat,
duyusal mekanizmalarla alınan uyaranlardan herhangi birinin, diğerlerinden belli
amaçlara göre seçilip ayıklanması işlemidir (Aydın 1999).
İki dikkat türü bulunmaktadır:
Bunlardan biri, dış dünyayı süzücü dikkattir. Hangi uyarıcıların sizin için
daha uygun olduğunu anlayabilmek için, sürekli olarak etraftaki uyarıcıların alınıp
işlenmesini sağlar. Bu dikkat süreci etraftaki değişiklikleri algılamaya yöneliktir
denilebilir. Çünkü etraftaki değişiklikleri arayıp onları anlamaya çalışırız (Bacanlı
2005).
Diğer dikkat türü ise seçici dikkattir. Bu dikkat sürecinde dikkat edilen belli
bir nesne bulunmaktadır. Bu noktada algıda seçicilik ve algısal kurallar devreye
girer. Genel olarak büyüklük, yoğunluk, renk, yenilik ve beklenip beklenmeme
(beklenmeyen uyarıcılar gözden kaçar) açılarından sizin için anlamlı olan uyarıcılara
dikkat ettiğiniz söylenebilir. Ayrıca, içinde bulunduğunuz durum ve yaşam alanınız
seçici dikkatinizi yönlendirir. Sözgelimi, aç olduğunuzda yiyeceklere karşı daha
dikkatli olmak içinde bulunduğunuz durumun bir etkisidir (Bacanlı 2005).
1.1.2. Dikkatin Yapısı
Dikkat, en genel anlamıyla “zihinsel bir faaliyetin odaklaşmasıdır”. Dikkatin
yapısında zihinsel bir uyarılmışlık hâli ve seçme işlemi vardır. Zihin dış dünyadan
gelen uyarıcıları almaya hazır haldedir, uyarıcıları fark eder ve karşı karşıya olduğu
büyük miktardaki uyarıcılar arasından amacına uygun olanları seçer. Bu süreci
yönlendiren unsur “DİKKAT” mekanizmasıdır (Öztürk 1995).
Dikkatin yapısı üç temel çerçeve içerisinde incelenebilir.
• Genel uyarılmışlık hâli: Çevreye genel bir duyarlılık, farkındalılık düzeyi ve
uyarıcıları almaya hazır olma.
4
Description:5- Uygun bir ödül ve ceza sisteminden yoksunluk. 6- Geri besleme yetersizliği. 7- Amaç yoksunluğu ya da belirsizliği. 8- Başarısızlık endişesi. 7 Champaign, IL: Human Kinetics, 1987. 64. McGowan RW, Talton BJ, Tobacyk JJ. Attentional style and powerlifting performance. Percept. Motor Sk